Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Hukuk Haberleri Hukuk Haberleri, duyuruları, güncel hukuki gelişmeler. [Haber Ekleyin]

Yaş Haddinden Emekli Olan Savcı Avukatlığa Kabul Edilmedi

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 13-10-2006, 10:53   #1
hukukçu42

 
Varsayılan Yaş Haddinden Emekli Olan Savcı Avukatlığa Kabul Edilmedi

Avukat soruşturmalarına bakan Ankara Cumhuriyet Başsavcı Yardımcısı Ahmet Soylu, yaş haddinden emekli olduktan sonra müracaat ettiği avukatlık mesleğine kabul edilmedi.

ANKARA Cumhuriyet Başsavcı Yardımcılığı görevindeyken, avukatların soruşturmalarına bakan Ahmet Soylu, yaş haddinden emekli olunca avukatlık mesleğine kabul edilmedi. Ankara Barosu, bir avukatın hazırladığı “görevi sırasında avukatlara kötü davrandı” raporu üzerine, Soylu’ya avukatlık vizesi vermedi .
Ankara Cumhuriyet Başsavcı Yardımcılığı görevini yürütürken avukatların soruşturmalarına bakan Ahmet Soylu, yaş haddinden emekli olunca avukat olmak istedi. Ankara Barosu, Soylu’nun soruşturulması için iki avukatı görevlendirdi ancak bu avukatlar dosyayı baroya geri gönderdi. Son olarak rapor hazırlaması için daha önce baro yönetim kurulu üyesi ve şikayet dosyalarında soruşturma görevi yapan Avukat Hüseyin Yüksel Biçen görevlendirildi. Biçen, hazırladığı raporda, baroya gelen Soylu ile ilgili şikayetleri sıraladı. Biçen, bu şikayetleri şöyle anlattı:
“Avukatlara, avukat gibi değil, şüpheli, sanık ve suçlu gibi davrandı. Avukatlar hakkında soruşturmalar başlatıp gereksiz yargılamalar ile avukatlık mesleğinin Adliye koridorlarında itibar yitirmesine neden oldu. Avukatlığı ‘yalancılık ve sahtekarlık’ mesleği olarak gördü.”

YAŞ HADDİNE DE TAKILDI


Biçen, Soylu’nun yaş haddinden emekli olduğunu da belirterek, “Devlet yaş haddinden emekli olanlara ‘sen bu yaştan sonra kamu hizmeti yapamazsın’ demektedir. Avukatlık da kamu mesleğidir, dolayısıyla yaş haddinden emekli olan hiçbir yargıç ve savcı avukatlık yapamaz” dedi. Avukatlar için herhangi bir yaş sınırlaması bulunmamasına karşın, Baro yönetimi oy çokluğuyla Soylu’ya avukatlık ruhsatı verilmemesini kararlaştırdı. Kararın tüm barolara gönderilmesi istendi.

Sabah Gazetesi Ankara Eki - 09 Ekim 2006

Bu karar için 10 baro yöneticisi toplantıya katıldı. Baro Başkanı Av. Vedat Ahsen COŞAR, Baro Genel Sekreteri Senay ERTEM karara muhalefet etti, Yönetim Kurulu Üyesi Av. Fahrettin KAYHAN çekimser oy kullandı.
Old 13-10-2006, 13:47   #2
metus_82

 
Karar selamlar

Aslında burada zamanında çekilen sıkıntılardan dolayı bir ödeşme durumu sözkonusu olmuş.Her nekadar başsavcı yardımcısının avukatlara karşı yanlış davrandığı belirtilse de avukatlık yapma özgürlüğü bu şahsın elinden alınmamalıydı diye düşünüyorum.Sonuçta bu insan avukatlık mesleğine geçiş yaptıktan sonra belkide hatalırından ders alma durum söz konusu olabilrdi. Ama tabiki de Ankara barosunun çektiği sıkıntılara da yakından şahit olmadım meslektaşlarımızın ne derecede canlarının sıkıldığını bilemiyorum!
Old 13-10-2006, 23:12   #3
serhat-27

 
Varsayılan

Kanımca Yargı hiç bir zaman intikam alma yeri değildir.Çağdaş Ceza hukukunda emniyet tedbirleri ile suçun önüne geçilmeye çalışılmaktadır.Eğer görevde iken bir ilgilinin bir mesleğe yanlış davrandığı düşünülüyorsa,o zaman yasal yollara tevessül edilmeli idi,aksine bir düşünce de ilgili eğer avukatlığa başvurmasa idi görevde iken yaptığı düşünülen hukuka aykırı olduğu iddia edilen eylemden cezasız kalması sonucunu doğurur diye düşünüyorum.
Old 13-10-2006, 23:52   #4
ağustos

 
Varsayılan

aslınsa üzüldüğümü söyleyemem,savcılar ve hakimlerle aynı hukuk fakültesini bitirmemize rağmen,bir kısmı kesinlikle biz avukatları meslektaş olarak görmüyor ve bizlere güvenmiyorlar.Kürsüde oturmanın farkını hissettiriyorlar...
Old 18-10-2006, 11:55   #5
Av.M.Çağrı Alperen

 
Varsayılan

Kimse kusura bakmasın ama ben burada H.Yüksel Biçen'in raporunu siyasi buluyorum ne olursa olsun hukuk fakültesinden mezun olmuş ve avukatlık kanunun gerektirdiği şartlara haiz olan bir kişinin bu mesleği seçmesi engellenemez kaldı ki emekli olup avukatlık yapan bir çok yargı mensubu var taraflı bir rapor ve ardından onun getirdikleri! Başkanımız muhalefet etmiş ama yeterli olmamış
Old 20-10-2006, 00:41   #6
Av. Muzaffer ERDOĞAN

 
Varsayılan Emekli Olan Savcı Avukatlığa Kabul Edilmedi

Sayın Alperen;

sayın Biçen'in raporunda iafde ettiği iki nokta var:
1- Avukatlara düşmanca davranmış, avukatlık mesleğine saygısızlık etmiştir.
2- 65 yaşını doldurması nedeni ile kamu hizmeti yapamayacağı anlaşılarak emekli olmuştur. Avukatlık da bir kamu mesleğidir.

Ben Ahmet beyi tanımam. Karşısına da çıkmadım. Ama bir hukukçu olarak başka bir alanda çalışan insanların bu kadar tepkisini çekmesi nedendir/doğrumudur?

Öte yandan bu insanlar yıllarını harcayıp emekli olmuşlar veya gerekçede belirtildiği gibi kamu hizmeti yapamayacakları nedeni ile emekli edilmişler.

Avukatlık da bir kamu hizmetidir.Hakim/savcıları meslekten çıkarıp avukatlık yaptırmak nasıl bir anlayıştır?

Bu insanlar yıllarını hukuka vermiş, emekli olmuş insanlardır. Bu saatten sonra yapılması gereken kitap yazmaktır, bilgilerini aktarmaktır. Kartviztine şuradan emekli hakim/savcı yazarak avukatlık yapmak, adliye koridorlarında koşuşturmak değildir.

Bu genç arkadaşlar için haksız rekabettir.

Aynı şekilde avukatların da özlük hakları düzenlensin, uygun bir duruma getirisin avukatlar da emekli olduktan/65 yaşını geçtikten sonra avukatlık yapmasınlar. Buna razıyım. Ama emekli bir avukata 485 YTL veriyorsan avukat ne yapsın?

Bence genel tartışmaya açılması gereken bir sorun.

Saygılarımla
Old 20-10-2006, 11:38   #7
Av.M.Çağrı Alperen

 
Varsayılan

Sayın Erdoğan
Ben yine de baro kararının hukuki olmadığı kanısındayım. 1136 sayılı A.Kanununda mesleğe engel olan haller tahdidi olarak sayılmıştır. Bu engellerin yorum suretiyle genişletilmesinin hukuka aykırı olduğu düşüncesindeyim. Netice de Ahmet bey 65 yaşını yeni doldurmuştur ve baroya kayıtlı 70 yaşını aşkın bir çok avukat halen resmen ve fiilen çalışmaktadır. O zaman aynı baro bu avukatlara bir yazı göndersin ve avukatlık mesleğinden çıkarıldıklarını yazsın. Baronun kararı da yazdığım bu örnek gibi hukuka yakırılık teşkil edecektir. Bunu önlemenin yolu da dediğiniz gibi yasal düzenlemelerden geçmektedir. Örneğin 65 yaşını dolduran avukatların emekli edilmesi gibi. Ayrıca daha önce avukatların soruşturmalarına bakmış olması yada velev ki avukatlara kötü davranmış olması kabul edilmeme kararında ikinci bir gerekçe olamaz. Avukatlık mesleğinde duygusallığa yer yoktur

Saygılarımla
Old 21-10-2006, 10:15   #8
Av.Ömer KAVİLİ

 
Varsayılan Mesleğimiz

Sayın Av.M.Çağrı Alperen,

Alıntı:
daha önce avukatların soruşturmalarına bakmış olması yada velev ki avukatlara kötü davranmış olması kabul edilmeme kararında ikinci bir gerekçe olamaz.

burada
Alıntı:
...yada velev ki avukatlara kötü davranmış olması...
Bu gerekçeniz ilgili kişi/ler/in bizim mesleğimize alınamaması için gerekli ve yeterli bir koşuldur.

Hak arama aşkı ve mesleğini başka meslekler ve başka anlayışlardan arındırmak için, yerinde bir rapor, yerinde bir karar olduğu kanısındayım.

Belki siz bu yazdığımı kabul etmeyebilirsiniz. Ancak, o ise sizin mesleğe bakış açınızı yansıtacaktır.


Ömer KAVİLİ
Hukukçu, Yeni sanık
Old 25-10-2006, 13:17   #9
akif tütüncü

 
Varsayılan

savcı ve hakimlerin avukatlara 2. sınıf davranışları malesef her yerde çok rastlanan bir durum. ama bunda sayın meslektaşlarımın aynaya bakmasında yarar var neler yaptıklarını mesleği ne düzeye getirdiklerini yazsam dava açarlar yazmayayım
Old 25-10-2006, 14:32   #10
nfb

 
Varsayılan

Sayın Tütüncü,
Anılan savcının mesleğe kabul edilmemesi yerinde bir karardır. Meslektaşlarımızın mesleği ne hale getirdikleri ise ayrı bir tartışma konusudur. Verilmesi gereken mücadele iki yönlüdür. Dışarıdan mesleğe yapılan müdahale ve saldırıların önlenmesi ve içeride meslektaşlarımız tarafından yaratılan olumsuzluklar.
İkinci durum için elde pek çok seçenek vardır. Şikayet ve disiplin yolunu işletmek, teşhir etmek, izole etmek, kınamayı, eleştiriyi yüksek sesle ve toplum içinde yapmak gibi.88 tane fakülte açıp, yeterli meslek eğitimi vermeyip, paraya ve güce ilah gibi tapınılmasını, amaca ulaşmak için her yolun mübah olduğunu öğretleyip, ortaya salınınca bu mücadelenin ne kadar zahmetli ama çok da gerekli olduğu ortaya çıkar.9'a çıkmış adımızı 8'e indirmektir önemli olan.
Old 30-10-2006, 12:39   #11
esmir

 
Varsayılan iyi günler

Kanımca, baronun kararı çok yerindedir.

Diğer tüm hususlar bir yana,sayın (emekli)savcı yaş haddinden emekli olmuştur. Mesleğe kabul edilmemesi,hukuken ve mantıken yerindedir.

Zira, yaş haddinden emeklilik durumunu düzenleyen yasa hükmü gayet açıktır.
Old 30-10-2006, 13:22   #12
ibreti

 
Varsayılan

Baro'nun kararı yerindedir ya da değildir. Ortada bir rapor var ve hiç birimiz bu raporun detayını bilmiyoruz. Fakat her ne hikmetse bilmediğimiz bir rapor hakkında "...siyasidir..., ödeşmedir..., öç almadır..., " vs. peşin hüküme (bilmden fikir sahibi olma) dayalı değerlendirmelerde bulunuluyor.

Baro'nu kararı hukuka uygun değil ise bunun inceleme mercii Türkiye Barolar Birliği'dir. İlgilisi itiraz eder ve hukuka aykırılık var ise iptal edilir.

Ancak;
Rahatlıkla diyebilirimki; Baro'nun kararı karine olarak doğrudur. Çünkü, araştırmaya dayalı olarak karar alınmıştır. Araştırmanın neticesinde de ilgili kişi avukatlık mesleğine yaraşır bulunmamıştır. Birilerinin "nihayetinde araştırmayı yapan avukat değil mi? yanlı davranmıştır.." dediğini hisseder gibiyim. Evet! Araştırmayı yapan kişiler avukattır ve yanlı davranmaz. Çünkü, ettiği yemine aykırı davranmaz.

Kişi hukuk fakültesinden mezun olmak ile illaki avukat olabilir diye bir kural yok! Avukat olabilmesi için yasada ve meslek kurallarında belirlenen nitelikleri taşıması gerekir.

Bana kalsa mesleğe kabulden sonra avukatın kendini vize ettirmesi gerekir. Yani mevcut avukatların dahi mesleğe kabulden sonra belirli aralıklarla yasada ve meslek kurallarında belirlenen nitelikleri taşıyıp taşımadığının denetlenmesi gerekir.

Saygılarımla...
Old 30-10-2006, 13:33   #13
medenikal

 
Varsayılan

Alıntı:
“Avukatlara, avukat gibi değil, şüpheli, sanık ve suçlu gibi davrandı. Avukatlar hakkında soruşturmalar başlatıp gereksiz yargılamalar ile avukatlık mesleğinin Adliye koridorlarında itibar yitirmesine neden oldu. Avukatlığı ‘yalancılık ve sahtekarlık’ mesleği olarak gördü.”


avukatlık yalancılık ve sahtekarlık mesleği olarak görmüşse;

bırakın da o mesleği yapsın;

ve avukatlık nasıl bir meslektir anlasın;

ve eski uygulamaları ve düşünceleri ile ;
yeni avukat olarak;
gerçekleri görerek yeniden bir karşılaştırma yapabilsin;

hakim veya savcı olma ile avukat olmanın arasında ;

farkları ve ortak yanları görsün;

sonrasında avukatlara daha öncesinde açtığı davaların ve yaptığı haklı haksız tutum ve davranışlarının;

vicdani muhasebesini yapsın;

bu içerikte sayın alperenin görüşlerine katılıyorum;



Old 13-12-2006, 19:05   #14
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

BASIN AÇIKLAMASI

09.10.2006


1136 sayılı Avukatlık Yasası'nın değişik 76.maddesi hükmüne göre Barolar; "Avukatlık mesleğini geliştirmekle, meslek mensuplarının birbirleri ve iş sahipleriyle olan ilişkilerinde dürüstlüğü ve güveni sağlamakla; meslek düzenini, ahlakını, saygınlığını, hukukun üstünlüğünü, insan haklarını savunmakla ve korumakla, avukatların ortak ihtiyaçlarını karşılamakla" görevli ve yükümlüdürler.

Bu görev ve yükümlülüklerin yerine getirilmesinde Yönetim Kurulu'nun referansı, ilkel ve sağlıksız bir duygu olan "intikam" değil, hukuk devleti, insan hakları ve demokrasidir.

Bu bağlamda, Yönetim Kurulumuz, Sayın Ahmet Soylu hakkında karar verirken, kendisine yabancı bir duygu olan "intikam" duygusu ile değil, hukukun çizdiği sınırlar içinde hareket etmiştir.

O nedenle, "Sabah Gazetesi"nin 09 Ekim 2006 tarihli nüshasının "Ankara" sayfasında yer alan "Baro'nun İntikamı!" başlığından Baro olarak duyduğumuz rahatsızlığın tüm kamuoyu ve Avukat meslektaşlarımız tarafından bilinmesini rica eder, bu başlığı şiddetle reddettiğimizi ve kınadığımızı bildiririz.

Saygılarımızla.



Ankara Barosu Yönetim Kurulu

http://www.ankarabarosu.org.tr/Pg_ht...l&Dat aID=941
Old 14-12-2006, 09:38   #15
av.m.a.g

 
Varsayılan

sayın ibreti
düşüncelerinize aynen katılıyorum.
saygılar
Old 30-04-2007, 17:52   #16
Necati Kurupınar

 
Varsayılan

Kanımca Baronun verdiği karar her iki açıdan da doğru. Neredeyse tüm meslek yaşamı boyunca, avukatlar hakkındaki şekayetleri inceleyen ve soruşturmaları yürüten sayın savcının, zaten avukatlar hakkında olumsuz bir kanaati oluşmuştur. Önüne her hangi bir nedenle gelen bir kaç meslektaşımıza bakarak, avukatlık mesleği ile ilgili olumsuz kanıya ulaşmış ise (Sahtekar mesleği, dolandırıcılık gibi) şimdi o sayın savcının bu mesleğe girme teşebbüsü en azından kendi ifadeleri ile çelişir. Bile bile lades demek gibi.
Diğer konuda ise avukatlık mesleğine kabulde baronun seçici davranması gerekmektedir. Kamu hizmeti göremeyecek kadar yaşlanmış kişilerin mesleğe kabul edilmemesi, hatta bunun 1136 sayılı yasanın ilgili maddesine eklenmesi gerekir.
Saygılarımla
Old 30-04-2007, 20:46   #17
YALÇIN ÖNDER

 
Varsayılan

Borolar ve/veya Barolar Birliği konuya bir de buradaki açık kanundan baktı mı acaba?


2531 Sayılı KAMU GÖREVLERİNDEN AYRILANLARIN YAPAMAYACAKLARI İŞLER HAKKINDA KANUN
Kabul Tarihi : 02.10.1981 Yayın Tarihi : 06.10.1981 Resmi Gazete Sayısı : 17480

Tüm Metin

MADDE 1 - KAPSAM
Bu Kanun, genel bütçeye dahil daire, kurum ve kuruluşlar ile katma bütçeli idarelerde, bunlara bağlı döner sermayeli kuruluşlarda, kanunla veya kanunların verdiği yetkiye dayanılarak kurulan fonlarda, belediyelerde, özel idarelerde 12 Mart 1964 gün ve 440 sayılı ve 12 Mayıs 1964 gün ve 468 sayılı Kanunlar kapsamına giren kuruluşlarda, sermayesinin yarısından fazlası ayrı ayrı veya birlikte Hazinece veya yukarıdaki daire, idare, kurum ve kuruluşlarca karşılanan yerlerde aylık, ücret veya ödenek almak suretiyle görev yapmış olanlar hakkında uygulanır.

MADDE 2 - YASAK VE SÜRESİ
Birinci madde kapsamına giren yerlerdeki görevlerinden hangi sebeple olursa olsun ayrılanlar, ayrıldıkları tarihten önceki iki yıl içinde hizmetinde bulundukları daire, idare, kurum ve kuruluşlara karşı ayrıldıkları tarihten başlayarak üç yıl süreyle, o daire, idare, kurum ve kuruluştaki görev ve faaliyet alanlarıyla ilgili konularda doğrudan doğruya veya dolaylı olarak görev ve iş alamazlar, taahhüde giremezler, komisyonculuk ve temsilcilik yapamazlar.

Özel kanunlardaki yasaklayıcı hükümler saklıdır.

MADDE 3 - İSTİSNALAR
Seferberlik, manevra, tatbikat, atış ve konferans gibi öğrenim ve eğitim maksadıyla silah altına alındıktan sonra terhis edilen yedek subaylar hakkında bu Kanun hükümleri uygulanmaz.

Ancak, muvazzaflık hizmetini bitiren yedek subaylar, sadece kadrosunda hizmet gördükleri kıta, karargah ve askeri kuruma ait işlerde ikinci madde hükmüne tabidirler.

MADDE 4 - CEZA
Bu Kanuna aykırı harekette bulunanlar altı aydan iki yıla kadar hapis ve 10.000 liradan az olmamak üzere ağır para cezası ile cezalandırılırlar.

MADDE 5 - KALDIRILAN HÜKÜMLER
28 Mayıs 1926 tarih ve 1339 sayılı Orduya Müteahhitlik ve Komisyonculuktan Memnu Olanlar Hakkında Kanun ile 3 Ocak 1940 tarih ve 3762 sayılı Hizmetten Ayrılan Bazı Memur ve Müstahdemlerin Yapamayacakları İşler Hakkında Kanun yürürlükten kaldırılmıştır.

GEÇİCİ MADDE 1 -
(2531 sayılı Kanunun kendi numarasız geçici maddesi olup teselsül için numaralandırılmıştır.)

Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce, usulünce düzenlenmiş sözleşmelere göre başlatılmış işlere ve hizmet sözleşmelerine bu Kanun hükümleri uygulanmaz.

MADDE 6 - YÜRÜRLÜK
Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

MADDE 7 - YÜRÜTME
Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür. ¬

*****************

Ayrıca, Kanunun 4. maddesindeki cezanın zamanaşımı ve infazı nedir?

******************
Pek çok Danıştay Kararından bir tanesi, hakkındaki düşünceler neler olabilir?

Sekizinci DD. 31.10.1983 gün E. 1982/3681, K. 1983/2075

KARAR METNİ

468 SAYILI YASANIN 4.MADDESİNDE YAPILAN TANIMA GÖRE 2531 SAYILI YASA KAPSAMINA GİREN KURUMLARDAN OLAN SSK'DAN AYRILAN AVUKATLARIN DA ÜÇ YIL SÜRE İLE BU KURUMA KARŞI DAVA ALAMAYACAKLARI HK. <

Sosyal Sigortalar Kurumu Bölge Müdürlüğü Kurum Avukatlığından 31.5.1982 tarihinde ayrılarak serbest avukat olarak çalışmaya başlayan davacı, Türkiye Barolar Birliği Yönetim Kurulunca alınmış olan, Sosyal Sigortalar Kurumundan ayrılan avukatların 2531 sayılı yasa uyarınca üç yıl süreyle kuruma karşı dava alamayacağı yolundaki 17.4.1982 gün ve 315-6 sayılı genel ilke kararının iptalini istemektedir.
Kamu görevlerinden ayrılanların yapamayacakları işler hakkındaki 2531 sayılı Yasanın 1.maddesinde bu yasanın 440 ve 468 sayılı yasalar kapsamına giren kuruluşlarda aylık, ücret veya ödenek olmak suretiyle görev yapmış olanlar hakkında da uygulanacağı ve 2. maddesinde, birinci madde kapsamına giren yerlerdeki görevlerinden hangi sebeple olursa olsun ayrılanların, ayrıldıkları tarihten önceki iki yıl içinde hizmetinde bulundukları daire, idare, kurum ve kuruluşlara karşı ayrıldıkları tarihten başlayarak üç yıl süreyle, o daire, kurum ve kuruluştaki görev ve faaliyet alanlarıyla ilgili konularda doğrudan doğruya veya dolaylı olarak görev ve iş alamayacakları, taahhüde giremiyecekleri, komisyonculuk ve temsilcilik yapamayacakları öngörülmekte ve maddenin son fıkrasında da, özel kanunlardaki yasaklayıcı hükümler saklı tutulmaktadır 12 Mayıs 1964 gün ve 468 sayılı yasanın 4.maddesinde yapılan tanıma göre bu yasa kapsamına giren kurumlardan olan Sosyal Sigortalar Kurumundan ayrılanların da, yukarıda anılan 2531 sayılı Kamu görevinden ayrılanların yapamayacakları işler hakkındaki Yasanın 2.maddesi hükmü uyarınca, ayrıldıkları tarihten itibaren üç yıl süreyle kurumlarına karşı görev ve iş almaları yasaklanmış bulunmaktadır.
Avukatlık hizmetinde kuruma karşı alınan bir görev olarak kabulü gerekmektedir.
Bu itibarla Sosyal Sigortalar Kurumundan ayrılan avukatların 2531 sayılı Yasa uyarınca üç yıl süreyle bu kuruma karşı dava alamayacakları yolundaki dava konusu kararda hukuka aykırılık görülmemiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, yasal dayanağı bulunmayan davanın reddine karar verildi.
(DAN-DER, SAYI: 54-55) RD/YÖ
Old 19-08-2010, 21:47   #18
Av.Ömer KAVİLİ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Necati Kurupınar
Kanımca Baronun verdiği karar her iki açıdan da doğru. Neredeyse tüm meslek yaşamı boyunca, avukatlar hakkındaki şekayetleri inceleyen ve soruşturmaları yürüten sayın savcının, zaten avukatlar hakkında olumsuz bir kanaati oluşmuştur.

Önüne her hangi bir nedenle gelen bir kaç meslektaşımıza bakarak, avukatlık mesleği ile ilgili olumsuz kanıya ulaşmış ise (Sahtekar mesleği, dolandırıcılık gibi) şimdi o sayın savcının bu mesleğe girme teşebbüsü en azından kendi ifadeleri ile çelişir. Bile bile lades demek gibi.

Diğer konuda ise avukatlık mesleğine kabulde baronun seçici davranması gerekmektedir. Kamu hizmeti göremeyecek kadar yaşlanmış kişilerin mesleğe kabul edilmemesi, hatta bunun 1136 sayılı yasanın ilgili maddesine eklenmesi gerekir.
Saygılarımla

Düşüncede tutarlı olmayı savunan meslektaşımıza katılıyorum.

Ömer Kavili 15638
Old 20-08-2010, 12:17   #19
üye34660

 
Varsayılan

AVUKATLIĞA KABUL ŞARTLARI:

Madde 3 - (Değişik madde: 30/01/1979 - 2178/1 md.)

Avukatlık mesleğine kabul edilebilmek için :

a) Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmak,

b) Türk hukuk fakültelerinden birinden mezun olmak veya yabancı memleket hukuk fakültesinden mezun olup da Türkiye hukuk fakülteleri programlarına göre noksan kalan derslerden başarılı sınav vermiş bulunmak,

c) Avukatlık stajını tamamlayarak staj bitim belgesi almış bulunmak,

d) (Mülga bend: 28/11/2006 - 5558/1. md.)*1*
e) Levhasına yazılmak istenen baro bölgesinde ikametgahı bulunmak,

f) Bu Kanuna göre avukatlığa engel bir hali olmamak gerekir.

AVUKATLIĞA KABULDE ENGELLER:

Madde 5 - Aşağıda yazılı durumlardan birinin varlığı halinde, avukatlık meslekine kabul istemi reddolunur :

a) (Değişik bend: 02/05/2001 - 4667/5. md.;Değişik bent: 23/01/2008-5728 S.K./326.mad) Türk Ceza Kanununun 53 üncü maddesinde belirtilen süreler geçmiş olsa bile; kasten işlenen bir suçtan dolayı iki yıldan fazla süreyle hapis cezasına ya da Devletin güvenliğine karşı suçlar, Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar, milli savunmaya karşı suçlar, devlet sırlarına karşı suçlar ve casusluk, zimmet, irtikâp, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, güveni kötüye kullanma, hileli iflas, ihaleye fesat karıştırma, edimin ifasına fesat karıştırma, suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama veya kaçakçılık suçlarından mahkûm olmak,

b) (Değişik bent: 22/01/1986 - 3256/2 md.) Kesinleşmiş bir disiplin kararı sonucunda hakim, memur veya avukat olma niteliğini kaybetmiş olmak,

c) Avukatlık meslekine yaraşmayacak tutum ve davranışları çevresince bilinmiş olmak,

d) Avukatlık mesleki ile birleşemiyen bir işle uğraşmak,

e) Mahkeme kararı ile kısıtlanmış olmak,

f) İflas etmiş olup da itibarı iade edilmemiş bulunmak (Taksiratlı ve hileli müflisler itibarları iade edilmiş olsa dahi kabul olunmazlar),

g) Hakkında aciz vesikası verilmiş olup da bunu kaldırmamış bulunmak,

h) Avukatlığı sürekli olarak gereği gibi yapmaya engel vücut veya akılca malul olmak.

(Değişik bend: 02/05/2001 - 4667/5. md.) Birinci fıkranın (a) bendinde sayılan yüz kızartıcı suçlardan biri ile hüküm giymiş olanların cezası ertelenmiş, paraya çevrilmiş veya affa uğramış olsa da avukatlığa kabul edilmezler.

(Değişik fıkra: 22/01/1986 - 3256/2 md.) Adayın birinci fıkranın (a) bendinde yazılı cezalardan birini gerektiren bir suçtan kovuşturma altında bulunması halinde, avukatlığa alınması isteği hakkındaki kararın bu kovuşturmanın sonuna kadar bekletilmesine karar verilebilir.

Şu kadar ki, ceza kovuşturmasının sonucu ne olursa olsun avukatlığa kabul isteğinin geri çevrilmesi gereken hallerde, sonuç beklenmeden istek karara bağlanır.

Somut durumu tam bilmemekle birlikte, konu başlığı ve yorumlardan edindiğim izlenimime göre; olayda avukatlığa yukarıdaki düzenlemelere göre hiç bir engel yok görünmektedir.. Sadece Avukatlık mesleğine yaraşmayacak tutum ve davranışları çevresince bilinmiş olmak gibi çok muğlak düzenlemeye ilişkin olduğu düşünülebilir, ancak bu husus avukatlık mesleği ile ilgili bir husustur. Başvuran şahsın avukatlara iyi davranmaması, avukatlarla arasının iyi olmaması hususu özel yaşamı ilgilendiren, bireysel bir husus olup, avukatlık mesleği ile ilgili değildir. Bu nedenle, bu karar büyük olasılık yönetsel yargıdan döner. Kararı doğru görmüyorum ve kararı sübjektif alınmış bir karar olarak değerlendiriyorum. Saygılarımla
Old 20-08-2010, 12:59   #20
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Hukuk kurallarına bağlı kalmak ve hukuk kurallarını herkese eşit uygulamak zorunludur. Hakim veya Savcı, avukatları sevmek zorunda değildir. Avukatlar da aynı şekilde hakim veya savcıları sevmek mecburiyetinde değildir. Hal böyle olsa da, adı geçenler görevlerini yaparken sevgiyi ya da garazı değil, hizmeti esas almakla yükümlüdür.

Görevi sırasında Savcı, eğer görevini kötüye kullanmışsa şikayet edilmeliydi. Şikayet edilmemiş veyahut şikayet edildiği halde hukuki süreçte aklanmışsa, daha sonra bu şekilde "Avukatlara kötü davranıyordu, suçlu gibi görüyordu... vs." diyerek avukatlığa kabul etmemek, benim hukuk anlayışıma uymuyor.
Old 21-08-2010, 10:50   #21
ElifŞimşek

 
Varsayılan

Sayın savcının avukatlık mesleğine kabul edilmemesi kararının hukuki olup olmadığı, intikam alınıp alınmadığı tartışmaları bir yana, savcı beyin mesleğe kabul edilip en azından olaya birde avukatların cephesinden bakması güzel olurdu diye düşünüyorum. Tabi bu benim şahsi görüşüm. Hani Nasrettin Hoca'nın bana eşşekten düşeni getirin hikayesinde olduğu gibi bazen insanlar ancak aynı şeyleri yaşayınca durumu anlayıp işin iç yüzünü görmeleri mümkün oluyor. Sanırım savcı beyde çok değil sadece 1 yıl gibi kısa bir süre avukatlık yapsa bu mesleğin meşakkatli yanlarını görür ona göre bir durum değerlendirmesi ve vicdan muhasebesi yapardı. Hayatta bazen ödül gibi görünen şeyler ceza, ceza gibi görünen şeylerde ödül olabiliyor O yüzden mesleğe kabul edilmemesi ödül mü olmuş yoksa ceza mı olmuş tam karara veremedim
Old 23-08-2010, 03:33   #22
Av. Muzaffer ERDOĞAN

 
Varsayılan

Alıntı:
Sayın savcının avukatlık mesleğine kabul edilmemesi kararının hukuki olup olmadığı, intikam alınıp alınmadığı tartışmaları bir yana, savcı beyin mesleğe kabul edilip en azından olaya birde avukatların cephesinden bakması güzel olurdu diye düşünüyorum. Tabi bu benim şahsi görüşüm. Hani Nasrettin Hoca'nın bana eşşekten düşeni getirin hikayesinde olduğu gibi bazen insanlar ancak aynı şeyleri yaşayınca durumu anlayıp işin iç yüzünü görmeleri mümkün oluyor. Sanırım savcı beyde çok değil sadece 1 yıl gibi kısa bir süre avukatlık yapsa bu mesleğin meşakkatli yanlarını görür ona göre bir durum değerlendirmesi ve vicdan muhasebesi yapardı. Hayatta bazen ödül gibi görünen şeyler ceza, ceza gibi görünen şeylerde ödül olabiliyor O yüzden mesleğe kabul edilmemesi ödül mü olmuş yoksa ceza mı olmuş tam karara veremedim

Sorun burada zaten;

O insan başka bir baro tarafından avukatlığa kabul edildi.

Benim ağırıma giden tüm yaşamı boyunca avukatlara hakaret eden bu tür kişilerin kartvizitlerine "bilmem ne eski savcısı, bilmem ne eski ceza reisi" gibi ünvanları yazarak avukatlık yapmaları. Bunlar avukatlık yapmıyorlar, ünvan ticareti yapıyorlar. Çoğunu duruşmalarda göremezsiniz, yanlarına genç bir avukat alıp telefon ederler. "İş biterse" kendi başarılarıdır, olmaz ise "elinden geleni yapmıştır, tüm kariyerini kullanmışlardır ama ne yapalım?" der.

Ben savcıyı tanımam ama raportötü tanırım. kişisel güdülerle hareket etmeyecek aklı başında bir arkadaştır. Sonuçta rapor da kabul edilmiş ve red kararı itiraza uğramamıştır. Başka bir baroya müracaat edilmiş ve orada avukatlığa kabul edilmiştir.

Şimdi sizce bu tür insanlar avukatlık yapacak mıdır? Hayır.

Burada şunu düşünelim:
Türkiye'de benim bildiğim 50 küsür HF. vardı şimdi artmıştır. Avukatlık sınavı da kaldırıldı. Hiçbirşey olamayan avukat olsun mantığı yerleşti. Avukat arkadaşlar yoksulluktan yakınıp duruyorlar. Burada bu insanlar hayatı boyunca aşağıladığı mesleği yapacak mıdır? Hayır. Yanına genç bir avukat alacak, fırçasını ona atacaktır. Emekli hakimlerin, savcıların tuzu kuru. Emekli maaşları yetiyor. Yeni avukatlarda 1000 liraya ırgat gibi çalışıyor. Tut bir büro, al bir genç avukat, bastır bir kartvizt "emekli ağır caza reisi vb." yan yat keyfine bak.

Meslektaşlarımıza, özellikle genç meslektaşlarımıza karşı açık bir haksızlık.

Meslek kurallarına saygı konusu yukarıda tartışıldığı için yeniden girmiyorum. Ama gerekirse tartışılabilir.

Saygılar.
Old 23-08-2010, 09:32   #23
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av. Muzaffer ERDOĞAN
Sorun burada zaten;



Benim ağırıma giden tüm yaşamı boyunca avukatlara hakaret eden bu tür kişilerin kartvizitlerine "bilmem ne eski savcısı, bilmem ne eski ceza reisi" gibi ünvanları yazarak avukatlık yapmaları. Bunlar avukatlık yapmıyorlar, ünvan ticareti yapıyorlar.

Sayın Av. Muzaffer Erdoğan,

Tartışma konusu bildiğim kadarıyla "görevi sırasında avukatlara kötü davranan, suçlu muamelesi yapan bir Savcının, emekli olduktan sonra avukatlık yapmak istemesi ve bu talebinin ret edilmesi ile ilgili..."

Sizin yukarıya alıntıladığım mesajınızda, forum konusundaki gerekçeden başka bir gerekçe dile getirmiş bulunmaktasınız. Elbette ki kartvizitine "Eski Hakim, eski Savcı..." vb. gibi sıfatlar yazarak, avukatlık kanununa aykırı davranan kişilerin durumu eleştiriye tabidir. Bunu hiç birimiz kabul etmeyiz.

Bizim, baronun ret kararına yönelik eleştirimiz, "görevi sırasında avukatlara iyi davranmadığı için..." mesleğe kabul edilmemesine dair gerekçeye dayalıdır.
Old 23-08-2010, 15:46   #24
Adli Tip

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Mehmet Saim Dikici
Elbette ki kartvizitine "Eski Hakim, eski Savcı..." vb. gibi sıfatlar yazarak, avukatlık kanununa aykırı davranan kişilerin durumu eleştiriye tabidir. Bunu hiç birimiz kabul etmeyiz.

Alıntı:
TÜRKİYE BAROLAR BİRLİĞİ AVUKATLIK MESLEK KURALLARI

Basılı Evrak
Madde 6- Başlıklı kağıtlar, kartvizitler ve diğer basılı evrak, reklam niteliği taşıyacak aşırılıkta olamaz.

Başlıklı kağıtlarda, kartvizitlerde ve diğer basılı evrakta; sadece avukatlık unvanı, varsa akademik unvan, adı ve soyadı, adres, telefon-faks numaraları, internet ve e-posta adresleri ile bağlı bulunulan; Baro ve Türkiye Barolar Birliği sicil numaraları, vergi dairesi ile vergi sicil numarası yer alabilir.




Old 23-08-2010, 18:36   #25
Av. Muzaffer ERDOĞAN

 
Varsayılan

Sn Dikici;

Ben sadece avukatlara kötü davranmış olmasının bile mesleğe kabulde bir engel olacağını düşünüyorum. Bu en azından en basit nezaket kuralının bir gereğidir. Kaldı ki karşısındaki insan bir avukattır, aynı fakülteden mezun olmuş, belli değerlere sahip olan ve bunları taşıyan bir insandır.

Olaydan anlaşıldığı kadarı ile şahıs yaşamı boyunca avukatlara düşmanca davranmıştır. Bu düşmanlık avukatların kişiliklerinden değil meslekten kaynaklanmaktadır. "Bütün avukatlar hırsızdır, bütün avukatlar yalan söyler" gibi bir anlayıştan kaynaklanmaktadır. Yani bireylere değil avukat olmalarına karşıdır. Böyle bir insan hanghi hakla avukatlık yapabilir, mesleğin onur ve vakarını nasıl koruyabilir? Bu davranış (avukat mesleğini küçümsemek ve avukatlara düşmanca davranmak) avukatlığa engel hallerden değil midir? Yukarıda da belirttiğim gibi kendisi de bu red kararını haklı bulmuş ve itiraz etmemiştir.

Saygılar
Old 23-08-2010, 19:38   #26
Gemici

 
Varsayılan

Ortada birbiri ile karıştırılmaması gereken iki konu var:
1. Eski hakim ve savcılardan kırpıp kırpıp avukat yapmak. Bu konu üzerinde tartışılması gereken eski hakim Ahmet'le veya eski savcı Mehmet'le ilgisi olmayan, temelden tartışılması gereken bir konu. Avukatlar belirli bir emeklilik hakkı elde edemedikleri için ömür boyu çalışırken, avukatlık yapan eski hakim ve savcılar maddi bir sıkıntı olmaksızın çalışabiliyor.

2. Tartışma konusu olan eski savcı; Genel anlamı ve önemi olmayan, eski bir savcının şahsına ve davranışlarına yönelik bir tartışma. Baronun bu kişiye, sırf 'avukatlara kötü davrandı' gerekçesi ile 'sen avukatlık yapamasın' demesi.
Burada bir ayırım yapmak istiyorum:
a) avukatlara kötü davranması,
b) avukatlık mesleğine/savunmaya saygı göstermemesi bu mesleği kötülemesi.

Eğer( b ) şıkkı doğru ise, söz konusu kişi, eski bir savcı veya hakim olsa bile, hukuka karşı, hukuk prensiplerine saygısızlık etmiştir, baro haklı.

Saygılarımla
Old 23-08-2010, 20:48   #27
Av.Cengiz Aladağ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Avukatlık Kanunu Madde 72

Aşağıdaki hallerde avukatın adı levhadan silinir:
a) Avukatlığa kabul için bu kanunun aradığı şartların sonradan kaybedilmiş olması,
...

Avukatlara düşmanca davranan avukatları levhadan siliyor muyuz?
Old 23-08-2010, 22:00   #28
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Cengiz Aladağ
Avukatlara düşmanca davranan avukatları levhadan siliyor muyuz?

Old 24-08-2010, 00:58   #29
Av. Muzaffer ERDOĞAN

 
Varsayılan

Alıntı:
Avukatlara düşmanca davranan avukatları levhadan siliyor muyuz?

Sn Aladağ; burada olması gereken ile olan arasındaki ayırımı gözönünde tutmamız gerekiyor.

Ben meslektaşına saygısızlık eden avukatın cezalandırılması gerektiğini savunuyorum. Bu zaten meslek kurallarının gereğidir. Bu çerçevede bakarsak ilk bakışta haklı olabilirsiniz. Ama tartışma konusu rakibniz olan avukat veya falan avukat değil. Vatandaş avukatların tümünü, mesleği aşağılıyor. Hakimler savcıları küçümser, savcılar da avukatları gibi bir muhabbet çıktı. Bu benim kabulüm değildir.

Sayın savcının adresini vereyim ortak büro kurun.

Saygılar.
Old 24-08-2010, 07:28   #30
Av.Cengiz Aladağ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av. Muzaffer ERDOĞAN
Sn Aladağ; burada olması gereken ile olan arasındaki ayırımı gözönünde tutmamız gerekiyor.

Ben meslektaşına saygısızlık eden avukatın cezalandırılması gerektiğini savunuyorum. Bu zaten meslek kurallarının gereğidir. Bu çerçevede bakarsak ilk bakışta haklı olabilirsiniz. Ama tartışma konusu rakibniz olan avukat veya falan avukat değil. Vatandaş avukatların tümünü, mesleği aşağılıyor. Hakimler savcıları küçümser, savcılar da avukatları gibi bir muhabbet çıktı. Bu benim kabulüm değildir.

Muzaffer abi,
Olması gereken konusunda hemfikiriz. Hatta belki benim buraya yazmadığım görüşlerim daha sert bile olabilir.
Ama bir de olan var, ki biz olmuş bir olayı tartışıyoruz. Ankara Barosu reddetmiş, başka bir Baro kabul etmiş. Oysa meslek mevzuatımız ve ilkelerimiz her baro için aynı değil mi?
Hatta durun bir tahminde bulunayım: Kısa bir süre sonra Ankara Barosu'na nakil istemiştir, Baro da bu kez kabul etmiştir.
Bu bozuk düzende bir emekli Cumhuriyet Savcısını avukatlığa kabul etmemekle mesleğimiz kurtulmuyor, onu demek istedim.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Avukatlığa giriş sınavı kalkıyor Viyola Hukuk Haberleri 90 14-12-2006 17:00
Emekli Olmasına Kısa Süre Kala Vefat Halinde Emekli İkramiyesi Mirasçılara Kalır mı? SHODAN Meslektaşların Soruları 1 28-10-2006 16:16
Ssk Ve Emekli Sandığına Aynı Anda Prim Ödemiş Kişinin Emekli Maaşı Hesaplanması Esası DenizSu Hukuk Soruları Arşivi 1 09-09-2005 12:06
Aslı Olmayan Ve İmzasız Olan Fotokopilerin Delil Kabul Edilmesi a dede Hukuk Soruları Arşivi 17 09-12-2004 13:16


THS Sunucusu bu sayfayı 0,06291604 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.