TaŞinmazin Tapu Kaydi Ve Aradakİ SÖzleŞme Arasindakİ Fark-acİl!!!

Sevgili Meslektaşlar,

Müvekkilim 30 yıl önce 2 şahitle birlikte bir tarlanın 1/2 hissesini Y'den satın alır. Bu mukavelede satın alınan taşınmazın yüzölçümü 10250 m2 olarak belirtilir. Bu taşınmaza biçilen m2 birim fiyatı da yazılır. Ayrıca söz konusu mukavelede müvekkilimin karşı tarafa ödediği bedel de yazılır.Tapuda da bu yeri üzerine devralır. Ancak aradan 30 yıl geçtikten sonra müvekkilimin satın aldığı taşınmaz üzerinden yol geçirileceği için yerin toplam m2 sini öğrenmek için müvekkilin oğlu tapuya gider ve bir de bakar ki taşınmazın toplam yüzölçümü 10250 m2 değil, 8250 m2. Kalan 2000 m2 lik yer ise satanın kızı olan X adına kayıtlı. Ancak müvekkilim 10.250 m2 yeri 30 yıldır kullanıyor.ekiyor biçiyor. Bu yerin (yani 2000 m2 lik bölümün) X adına kayıtlı olduğunu bilse neden ekip biçsin ve neden bu yeri malikmiş gibi kullansın. Ancak yıllar sonra bu yerin X adına kayıtlı olduğunu öğreniyor. Ayrıca ytaşınmazın diğer 1/2 hissesinin sahipleri ve köydeki herkes de bu 10.250 m2 lik yeri müvekkilimin kullanıp ekip biçtiğine, Y den satın aldığına şahit. Köydeki herkes de işin aslını öğrenince şaşırıyorlar.

Şimdi müvekkil bu 2000 m2 nin bedelini ya da kendisini geri almak istiyor. Sİzce bu davada şansımız nedir? Neler yapılabilir?

Görüşlerinizi Bekliyorum.

Tapulu yerlerin kazanılması ancak TMK. 713 /2 md. sindeki şartların oluşması yani tapu malikinin ölmesi yada gaip olması ve ölümden, gaiplikten itibaren aradan 20 yıl geçmesi ile mümkün olur.
Tapulu yerlerin satışı resmi şekle tabidir. geçerli olan harici senet değil tapudaki akit tablosundaki beyanlardır. Sonuçta resmi olarak 8250 m2 lik yer satılmıştır.
Baba kendisine ait olmayan bir yeri haricen satmıştır.Bu geçerli bir işlem sayılmaz. Olsa olsa baba burada alıcıya karşı hile kullanmıştır. Ayıplı mal satmıştır.Fazla para alarak sebebsiz iktisapta bulunmuştur. Fazladan ödenen 2000 m2 lik yerin bedeli denkleştirici adalet ilkelerine göre güncelleştirilerek istenebilir. Fakat burada karşımıza zamanaşımı çıkar.Karşı taraf 10 günlük süre içinde zamanaşımı definde bulunursa , en fazla zamanaşımı süresi 10 yıldır.Bu süre de geçmiştir.Zamanaşımı def'i riski göze alınırsa ancak tazminat davası açılabileceğini düşünüyorum.
Saygılarımla.

Aslına bakarsanız bu 2000 m2 lik yer satış tarihinde yani 1978 yılında Y adına kayıtlıymış. Y güya uyanıklık yapıp bu 8250 m2 lik yeri 10250 m2 imiş gibi satmış-mukaveleyi bu şekilde yapmış ancak tapuda müvekkilimin üzerine vermemiş. Müvekkil de bunun yıllar sonra farkına varıyor. Zamanaşımı hususu benim de kafama takılıyor. Ancak zamanaşımı hususunu karşı taraf ileri sürmese bile mahkeme resen dikkate almıyor mu? Ayrıca zamanaşımı defi ilk itiraz olarak ileri sürülmese bile işin esasına girdikten sonra bile ileri sürülemiyor mu?

-Zamanaşımı bir def'idir. Res'en dikkate alınmaz.
-10 günlük cevap süresi dışında ileriye sürülmesi halinde , savunmasın genişletilmesi anlamına gelir. Süresi dışında ileriye sürülmesine muvafakat edilmediği bildirildiği takdirde dikkate alınmaz.
-10 günlük cevap süresi dışında ileriye sürülmesine suskun kalınırsa yada muvafakat edilmediğine değinilmeksizin örneğin varit değildir, zamanaşımı geçmemiştir şeklinde cevap verilirse o takdirde süresi dışında ileriye sürülen zamanaşımı def'i geçerli olur.
Saygılarımla.