|
Hukuk Sohbetleri Hukuki yorumlar, görüşler ve tartışmalar.. Soru niteliği taşımayan her türlü hukuki sohbet için. |
Anket Sonucu: sen avukat olunca suçlularımı kurtaracaksın diyenlere sinir oluyormusunuz?? | |||
evet | 17 | 48,57% | |
hayır | 18 | 51,43% | |
sen avukat olunca suçlularımı kurtarıcaksın? | 0 | 0% | |
Oy Verenler: 35. Bu ankette oy kullanamazsınız. (Anket no : 55) | |||
|
28-02-2003, 02:21 | #1 |
|
Sinir Oluyorum!!!!
sinir oluyorum
sen avukat olunca katilleri mi savunacaksın suçluları mı serbest bırakacaksın diyenlare sinir oluyorum bu insanlar bilmiyorlarki apo nun bile en az onlar kadar savunulmaya hakkı ve ihtiyacı var bu insanlar bilmiyorlarki trafik kazasında bi ölüme sebebiyet verdiklerinde ilk akıllarına gelen ben olucam bu insanlar türkiyede insan hakları yok diye feryad ederler ama daha kendi kafalarında insan hakları kavramı yerleşmemiştir bu insanlar bilmiyorlardırki skora göre destan skora göre ağıt yazan spor yazarlarından hiç bir farkları yoktur bu insanlar bilmiyorlarki hukuk sadece ceza hukukundan ibaret değil ve bilmiyorlarki ceza hukuku suçluları suçsuz göstermek demek değil bu insanlar bilmiyorlarki ceza hukukunda yargılanan sadece sanıktır sinir oluyorum çünkü bu insanlar hiçbirşey bilmiyor hukuğa okadar yabancı bir toplumda yaşıyorumki... çok merak ediyorum insanlar haklarının çiğnendiğini hiç olmazsa bi avukata gidebileceklerini nasıl anlıyorlar |
28-02-2003, 09:51 | #2 |
|
Merhaba,
Stajyerlik döneminde sinir olmaya başlamanız, bu mesleğin uygulayıcısı konumuna geldiğinizde sizin zorluk çekeceğinize işaret etmektedir. Bu kadar kendinizi üzmeyin. Bizler de sinir oluyoruz. Sadece aptallık içeren sorulara değil aynı zamanda buram buram cehalet kokan davranışlara, konuşmalara hatta verilen cevaplara sinir oluyoruz. Aziz Nesin, teşhisi doğru koymuş ancak yüzdesel tespitte yanılmış olabilir. Bu ülkenin anayasasına uyarıcı bir hüküm daha koymak gerekiyor: Madde x: Bu ülkenin çoğunluğu kara cahil olup, ıslahtan uzaktır. Selam ve saygılarımla.. |
28-02-2003, 10:57 | #3 |
|
Haklısınız..
Ama bir özeleştiri yapmak gerekirse sanık vekillerinin uygulamada "beraat" talep etmediği dava bulmak da pek güçtür. Eğer hep iddia ettiğimiz gibi "avukatlar suçluların hak ettikleri cezayı almalarını için" çalışıyorlarsa sanık vekillerinin her davada talebinin beraat olması bu tezle biraz çelişiyor gözükmüyor mu? |
28-02-2003, 14:34 | #4 |
|
Ben sinir olmuyorum,çünkü bana kimse böyle demiyor
|
28-02-2003, 21:01 | #5 |
|
Haklılık payınız var.İnsan hakları hiçbir kıstas baz alınmadan eşit olarak her insanın sahip olduğu temel yetki ve ayrıcalıklardır.Kişi ister terorist ister savaş suçlusu isterse trafik kazasında yaralamaya sebebiyet veren kişi olsun masumiyet karinesine binaen eşit derecede savunulmak hakkına sahiptir.Nasıl hekime "sen bunu nasıl iyileştirmeye çalışabilirsin?!" diye suçlama getirilemezse avukata da "nasıl olur da savunursun?" denilemez.Çünkü bu sitemin sahibi kişinin o sanık sandalyesinde olmayacağının garantisi yoktur.Hukuk herkes içindir.Bu noktaya dek genel anlamda herşey kabul edilebilir ve mantıklı.
Ama özel bir bakış açısıyla konuya yaklaştığımızda ,sayın admin in de belirttiği gibi müvekkili için beraat talep etmeyen avukat bulmanız güçtür.bu durumu kabul ettik diyelim, avukatlık kanunundaki ilke gereğince "haklı olmadığını bildiğiniz kişinin davasını savunmayın" prensibi ne derecede meslektaşlarımız tarafından benimsenmiştir?Konuyu açarsak, hukuktan zerre kadar anlamayan müvekkil hangi derecede sömürülmüştür ve bunu gerçekleştiren avukatlar bugün türk insanının kafasına "avukat üçkağıtçıdır vs.."(söz meclisten elbet dışarı) imajını kazırken ne oranda etki etmiştir bi düşünelim.Başkalarını eleştirirken özeleştiriyi de ihmal etmeyelim. Ve stajyer arkadaşım herşeye de sinirlenmeyelim çünkü eğer bir kez başlarsan buna- bu ülkede sinirlenecek o kadar çok şey var ki -mazallah küpüne zarar verirsin |
03-03-2003, 14:27 | #6 |
|
Ama bir özeleştiri yapmak gerekirse sanık vekillerinin uygulamada "beraat" talep etmediği dava bulmak da pek güçtür. Eğer hep iddia ettiğimiz gibi "avukatlar suçluların hak ettikleri cezayı almaları için" çalışıyorlarsa sanık vekillerinin her davada talebinin beraat olması bu tezle biraz çelişiyor gözükmüyor mu?
suçlunun hakkettiği ceza terimi bence baştan yanlış bir terim çünkü kesin hüküm verilinceye kadar kimse suçlu değildir eğer bir kimsenin suçlu olduğuna karar verilmişse ve dava sonuçlanmışsa artık avukatın suçlunun hakkettiği cezayı alması adına yapabileceği bişey yoktur çünkü bir insan suçlu olduğu vakit zaten hakkettiği cezayı çoktan almıştır.ayrıca bir avukatın görevi sanığa çeza belirlemek veya onun suçlu olup olmadığını saptamakta değildir bu iş hakime düşer bir avukatın görevi müvekkilini en iyi şekilde savunmaktır bunu yapamayacağına inanıyorsa o davayı almamaktır.her davada beraat talep etmekse bu tezle çelişmez çünkü sanığın suçlu olup olmadığı kesin hükme kadar belli olmayacağına göre beraat talep etmek gayet normaldir.kaldıki maddi gerçeğin araştırılması ilkesi gereğince en uygunu meşhud suç bile olsa sanığın bir avukat tarafından savunulmasıdır.bu ilke doğrultusunda hakim sanık suçu ikrar etmişken bile gerektiğinde beraat kararı verebiliyorsa eğer, avukatın yapacağı her türlü savunmada hukukun yerine gelmesi bakımından önemlidir en azından verilen mahkumiyet kararında sanığın suçsuz olduğu iddiası ileri sürülmüş vede mahkemece bu iddia yerinde bulunmamış olurki hukuk açısından bu durumun irdelenmiş olması bir kazançtır böylece verilen kararın doğruluğu ihtimali artar.incelenen her konu ileri sürülen her iddia ceza hukukunun temel ilkelerinden olan maddi gerçeğin incelenmesine katkı sağlar sonuç olarak benim sinir olduğum konu zaten bu peşin hükümlülük ve insanların böyle bir yetkileri yokken sanığı suçlu olarak nitelendirmeleri ceza hukukunda sanığın kimliği dışındaki konularda doğru beyanda bulunma zorunluluğu yoktur ve ara sıra unutabildiğimiz bir nokta kanunlar herkez içindir bu nedenle yukardada anlattıklarımla birlikte bence bir davada meşhud suç bile olsa beraat talep etmek aslında tezimle çelişmez aslında bunu kendimi hakim yerine koyup yapmamak tezimle çelişir... not : alıntıyı kes kopyala methoduyla yaptım çünkü nasıl yapılıyo bulamadım başta admin olmak üzere tüm üyelerden özür dilerim |
03-03-2003, 15:19 | #7 | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
Bana göre avukatın (hukukçunun) görevi adaletin tecellisini sağlamaktır yoksa her şart altında müvekkilinin beraatini değil.. Şartlar ne olursa olsun, BERAAT talep etmek için sadece o sanığın vekili olmayı yeterli gören meslektaşlara hukukçu olmayanların tepki göstermesini ben kendi adıma yadırgamıyorum.. Acı olan bu davranışın tüm avukatlara maledilmesidir (ki bunda da iğneyi biraz da kendimize batırmamız gerekir). Sizin de ilk mesajınızda dediğiniz gibi:
Bu yoruma katılıyorum ve ben kendi adıma bu sözü sadece hukukçu olmayanların değil, sanık avukatlarının da iyice sindirmesi gerektiğine inanıyorum.. Avukatın şu yorumu yapması bence son derece yanlıştır: "benim müvekkilim 20 yıl hapis ceası gerektiren bir suç işlemişse, ben beraat talep edeyim, savcı idam talep etsin, yargıç ortasını bulduğunda adalet tecelli eder". Olaya bu yorumla yaklaştığınız zaman yargıcın ortasını bulamadığı durumlarda suçsuzları mahkum eder, ya da suçluları beraat ettirirsiniz ki ortaya çıkan bu tabloya ne adalet ne de savunma hakkının kutsallığı açısından bir açıklama bulmak imkansızdır. Avukat da, savcı da yargılama sırasında sanığın eylemini adaleti tecelli ettirecek şekilde gerçeğe uygun şekilde irdelerlerse (ki avukat açısından bu yeri geldiğinde BERAAT talep etmemek demek olacaktır) o zaman hem adaletin tecellisi kolaylaşır, hem de avukatlar halkın gözünde filmin kötü adamı rolünde olmaktan kurtulurlar diye düşünüyorum.. Saygılarımla, |
06-03-2003, 22:06 | #8 |
|
Avukatın şu yorumu yapması bence son derece yanlıştır: "benim müvekkilim 20 yıl hapis cezası gerektiren bir suç işlemişse, ben beraat talep edeyim, savcı idam talep etsin, yargıç ortasını bulduğunda adalet tecelli eder".
aslında içerik olarak bende farklı bişey söylemiyorum ancak bir avukat müvekkili suçsuz olduğunu iddia ediyorsa beraat talep etmeye(kanımca) mecburdur ;eğer bunun mümkün olmadığına inanıyorsa ve ona rağmen davayı alıyorsa bu defa inanmadığı bir davada vekillik etmiş olurki, buda gerçekten avukatı filmin kötü adamı yapar zaten ilk mesaj da belirttiğim şey budur. katillerinde savunulmaya hakkı vardır(ortada katil varsa zaten beraat diye bişey yoktur) benim topic başından beri ısrarla karşı çıktığım konu avukat dahil hakim dışında kimse sanık suçsuz olduğunu iddia ediyorsa kendi kafasından hüküm vermeye yetkili!! değildir.yani bir avukat benim müvekkilim 20 yıl hapis cezası gerektiren bir suç işlemişse diyemez. bunu savcı iddia eder ve gerçekten işlemişse, hakim "sanık 20 yıl hapis cezası gerektiren bir suç işlemiştir "der.avukat ancak sanık bu suçu işlememiştir veya sanık bu suçu işlemiştir fakat bu suç şu şu hafifletici nedenlerle 20 yılı gerektirmez diye iddia edebilir(yani avukat hiçbirzaman sanık masumdur da diyemez sadece iddia edebilir aksi taktirde kendi kafasından hüküm kurmuş olur) bu nedenle madem avukatın görevi adaletin tecelli etmesine yardımcı olmaktır o halde suçsuz olduğunu iddia eden sanığın davasını alıyorsa kendi kafasından hüküm vermeyerek beraat istemelidir aksi taktirde davayı hiç almamalıdır.bunun dışında bir durum SANIĞIN İDDİASININ SAVUNULMAMASI OLURKİ o zaman ceza hukukunun bir anlamı yoktur anayasa md36/1 derki:herkes,meşru vasıta ve yollardanfaydalanmak suretiyleyargı mercileri önünde davacı veya DAVALI OLARAK İDDİA VE SAVUNMA ile adil yargılanma hakkına sahiptir. açıkça görüldüğü üzere sanığın iddiası mahkemeye yansımak zorundadır yoksa anayasa çiğnenir. dediğim gibi sanık masum olduğu iddiasındaysa suç meşhut olsa bile hertürlü delil vs. sanığın suçluluğu yönündeyse bile avukat bu iddiayı dile getirmek zorundadır. bu meslekle çelişmez aksine avukatlığın gerektirdiği harekettir. çünkü anyasa md 11:anayasa hükümleri,yasama,yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını ve diğer kuruluş ve KİŞİLERİ bağlayan temel hukuk kurallarıdır der bu maddede md 36/1in uygulanmasını mecbur kılar son söz olarak anayasa md 36/1 ve md11 doğrultusunda müvekkili masum olduğunu iddia eden avukat müvekkilinin iddiasını mahkemeye yansıtıp beraat talep etmek zorundadır yapabileceği başka birşey yoktur yoksa bir hukukçu olarak başta anayasa olmak üzere birsürü kanunu çiğner. eğer inancı sanığın suçlu olduğuysa iş seçme özgürlüğünü kullanır ve davayı almaz |
03-04-2003, 09:28 | #9 |
|
Ben ,'halkımız bu yargıya niçin vardı acaba' diye düşünüyorum sadece!..
|
30-04-2003, 14:12 | #10 |
|
Kendini bilmez insanlar
Daha degisik sorularda gelebilir
_Sen avukat olunca parayla suclulsrimi koruyorsun _Sen avukat olunca suclulari korudugun icin vicdan azabi duymuyormusun _Sen avukat olunca ...... v.b. Bu ve benzeri kelimeler kisilerin kullandigi kelimelerin ne anlama geldigini bilmediginden veya sizin yaptiginiz isin zorluklarini kavrayamadiklarindan soyledikleri kelimelerdir. Soyleyen insanlarla daha fazla gorusulmemesini tavsiye ederim. |
01-09-2003, 15:54 | #11 |
|
sevgili deren,
duyduklarına mesleğin çok başında sinir olursan yandın valla. şunu unutma avukatın görevi hukuki yardım yapmaktır ve bu son derece onurlu ve ayrıcalıklı bir görevdir. bu tür cahilce tutumları olan kişilerle asla polemiğe girme ve görevini onurla devam ettir. son söz:herkesin bir hikayesi vardır sevgiler |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |