13-10-2006, 20:58 | #1 | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
Parlamenter Rejım Mi? Yarıbaşkanlık Sistemi Mi?
Anayasanın 3. kısmının 1. bölümü olan Yasama incelendiği zaman tamamen klasik parlamenter rejimin özellikleri görülür. buna karşın 3. kısmın 2. bölümünde cumhurbaşkanının görev ve yetkılerı ıncelendığı zaman klasık parlamenter rejımın yanı sıra yarı baskanlık sıstemıne ait özellikler de ön plana çıkmaktadır
bizde ise cumhurbaşkanına cok genış yetkıler tanınmıs -ki bunlar sembolık olmanın ötesinde çok önemli yetkiler- bu kadar geniş yetkileri almanın yanı sıra cezai sorumsuzluğunun olması parlamenter rejımın ruhuna aykırıdır kanımca. cumhurbaşkanının yürütmeye ilişkin görev ve yetkılerınde yarı başkanlık sisteminde görülen yetki genişliği var. cumhurbaşkanını halkın sectiği bir konjoktür oluşursa; cumhurbaşkanı kitlelerin desteğinide arkasına almıs bırı olarak, liderlik vasfına halktan aldığı bu karizmayıda ekleyerek bu kadar geniş yetkilerle sistemi tıkayabılır. nıtekım turgut özal cumhurbaşkanlığı dönemınde anayasayı yarıbaşkanlık sistemı seklınde yorumlama yoluna gıtmıstır. bu sekılde bir sorun başgosterdiği zaman sistemde ortaya cıkacak tıkanıklığı gıderecek bir denetim mekanizmasıda mevcut değil maalesef. son söz ülkemizde parlamenter rejımmı vardır yoksa yarıbaşkanlığa yakın bir parlamenter rejımmı |
22-10-2006, 11:04 | #2 |
|
Sayın law student,
Sorunuza tatmin edici bir cevap vermek için 1982 anayasasını yapmaya iten nedenleri ve yapım öncesindeki süreci de göz önüne almak gerekir. 1961 anayasasının en fazla eleştirilen yönlerinden biri de cumhurbaşkanının aşırı sembolik yetkilere sahip olması bunun yanında sadece onay makamı olrak görülmesiydi. Bu yüzden 1961 anayasasını uygulama döneminde cumhurbaşkanlık makamına noterlik makamı denilmekteydi, Bir tepki anayasası olan 1982 anayasası da bunun tam aksine cumhurbaşkanının yetkilerini parlementer rejimin tandığını çerçeveyi aşarak arttırmıştır. Şu an yürülüklüte bulunan anayasamız yasamanın işlevsel hale getirilmesi, erkler ayrılığında erklerin konumunun düzeltilmesi v.b. değişikler ışığında rasyonelleştirlmiş parlementer rejimi öngörmüştür. Ancak anayasanın uygulanış aşamasında rejim tasarlandığı gibi gerçekleşmemiş, hükümetçi, başbakancı parlementer rejim uygulması ortaya çıkmıştır. Turgut özal, Tansu çiller ve Recep Tayyip Erdoğan başbakanlığı dönemi klasik başbakancı parlementer rejime örnektir. Cumhurbaşkanın halk oyuyla yönetime gelmesi ise sizin de dediğiniz gibi rejim değişikliği sonucu doğuracaktır.Bunun için anayasa deşikliği yapılabilir ancak parlementer rejim üzerine temellenen bu anayasanın temelleri sarsılmış olur ve osmanlıdan bu yana süregelen parlementer rejim anlayışındaki evrim tersine çevrilmiş olur.Bu yüzden anayasanın tamamen değiştirilmesi gerekir. Ülkemizin problemi rejim boyutunda değil demokrasi boyutundadır. Parlementer rejimden vazgeçilip, başka bir rejime geçilmesi ile ülkemiz demokrasi alanında ilerleme bir yana geriye dönüş bile yaşayabilir. Rejim değişikliği yerine anayasal anlamda iyileştirmeler yapılması gerektiği kanaatindeyim.. saygılar... |
23-10-2006, 14:21 | #3 | |||||||||||||||||||
|
Sayın ahmetsacit :
İlginiz için teşekkür ederim.. Şunu belirtmekte fayda görüyorum yazıda sistemin değiştirilmesine yönelik bir talep yok anayasanın iyileştirilmesi yönünde istekler vardır. Diyorsunuz ki:
82 öncesi yaşanan hükümet krizleri siyasal darboğazlar neticesinde cumhurbaşkanının yetkisiz kaldığı sorunlar üzerinde radikal çözümler üretemediği yönünde 61 anayasası sanık sandalyesine oturtulmaktadır. Ancak 61 anayasasının tek zaafı cumhurbaşkanını onay makamı olarak düzenlemesi değil yürütmenin diğer kanadını da tamamen güçsüz bırakması ve devlet erkleri asındaki ilişkiyi düzenleyemediği için 80 öncesi dönemin mimarı olmasıdır. Fakat 82 anayasası yürütmenin eline oldukça güçlü yetkiler vermiş cumhuriyetin temel kuruluşunu 61 anayasasından oldukça farklı düzenlemiştir. Devlet otoritesini oldukça güçlü kılan anayasanın cumhurbaşkanlığının statüsü konusunda paranoyalarla ve korkularla düzenlemeler yapması parlamenter rejimle bağdaşmamaktadır. Anayasa koyucu pire için yorgan yakmıştır. Düzenlediği esaslarla 80 öncesi sorunlar tekrar yaşanmamıştır ama rejimin geleceğini sıkıntıya sokabilecek nitelikte hususları anayasaya koymuştur. Bu problemin rejim değişikliği ile değil anayasada düzeltmeler ile aşılabileceği konusunda hemfikiriz galiba.. |
23-10-2006, 15:39 | #4 |
|
Bence anayasanın yapım süreci ve 1961 anayasası hakkında da aynı görüşteyiz,
Türk anayasa hukukunun en liberal anayasası olan 1961 anayasası ve bu anayasaları yapmaya iten askeri müdaheleler hakkında da görüş belirtmek isterdim ama siyasi olabileceği için silinir.. iyi çalışmalar.. |
18-03-2009, 21:18 | #5 |
|
Kanımca Türkiye için içinde bulunduğumuz siyasi süreç göz önünde bulunurulacak olursa ideal sistem Parlemanter demokratik sistemdir.Başkanlık ve/veya yarı Başkanlık sisteminin Türkiye de uygulanabilmesi için kanımca öncelikle ülkemizde vatandaşlık bilincinin gelişmesi sonra da A.B.D. dekine benzer bir"supreme cord"un (sivil-asker tüm üst yönetimi ve parlemanterleri yargılayabilen) mevcudiyeti gerekir.
Bazı meslekdaşlarımız 1961 Anayasa'sının demokratlığından bahsediyor katılmak mümkün değil. Zira hiç bir darbe Anayasasının demokrasi kültürü ile bağdaştırılması mümkün değildir kanımca. |
22-03-2009, 23:19 | #6 | |||||||||||||||||||||||
|
Başlığı açtığım tarihte cumhurbaşkanını halihazırda TBMM seçiyordu. Konuda bir hususa dikkat çekmiştim.
Bazı arkadaşlar eleştirimin parlamenter sisteme ilişkin olduğunu sandılar galiba bilakis parlamenter rejimin türkiyenin teamülleri ve uygulamalarına uygun rejımdır. Elşetirim parlamenter rejımın ruhuna aykırı bir cumhurbaşkanlığı statüsünün oluşudur. Cumhurbaşkanını halk sececekse ve parlamenter rejimle yönetileceksek köşke sembolik yetkilerin dışında yetki verilmemelidir. Kanaatim mevcut düzenlemenin hem hukuki hemde siyasi anlamda sorunlara gebe olduğudur. Bekleyip göreceğiz SAYGILARIMLA |
02-06-2009, 12:09 | #7 |
|
Ülkemizde malesef ne zaman Cumhurbaşkanı seçilecek olsa bir sorun bir kriz ortaya çıkıyor, bunu aşabilmek için bence yarıbaşkanlık sistemi daha uygun. Bakalım ilerleyen süreçler nasıl işleyecek. Saygılarımla..
|
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
başkanlık sistemi | canerilkan | Anayasa ve İdare Hukuku Çalışma Grubu | 32 | 30-03-2017 07:15 |
Barter Sistemi Hakkında | av.zuhala | Meslektaşların Soruları | 3 | 25-05-2011 14:42 |
Jüri Sistemi | Av. Ali Aksoy | Hukuk Sohbetleri | 21 | 16-12-2009 16:43 |
güvenlik tedbirleri sistemi | iustinianus | Ceza Hukuku Çalışma Grubu | 1 | 01-09-2006 03:48 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |