3. Yargı Reformu Tasarısı Üzerine

Adalet Bakanlığı yargı hizmetlerinin hızlandırılması için yeni bir reform paketi hazırladı.

Bugün kamuoyuna açıklanacak 2’nci yargıyı hızlandırma paketi TCK, CMK, TMK ve İcra İflas Kanunu ile ilgili önemli değişiklikleri içeriyor. 80 maddelik paket özetle şöyle:
- TMK’nin 13’üncü maddesindeki, “Bu kanun kapsamına giren suçlarla ilgili olarak Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231’inci maddesine göre hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilemez; verilen hapis cezası seçenek yaptırımlara çevrilemez ve ertelenemez” şeklindeki engel hükümde rötuş yapılacak. Hükmün açıklanmasının geriye bırakılması uygulamasının kapsamı genişletilecek. İzinsiz mitinge katılan, bildiri dağıtan, pankart açan üniversite öğrencilerine ceza ertelemesinden yararlanma yolu açılacak. Basit suçlardan üniversiteliler cezaevine girmeyecekler.

- TMK kapsamındaki davalarda bilirkişilerin ismi hedef olmamaları için artık raporlarda yer almayacak. Bu tip davalarda bilirkişilerin adı sansürlenecek.

- Doğal gaz ve boru hatlarına yönelik sabotaja dönük cezalar ağırlaştırıldı. Terör örgütü bağlantısı varsa boru hattına sabotaj suçuna verilecek ceza 5 yıldan 10 yıla yükseltiliyor.

- Terör örgütü yandaşlarının kullandığı molotofkokteyli ile ilgili yargı kararları arasındaki çelişkiyi sonlandırmak için patlayıcı yerine silah sayılacağına ilişkin düzenleme yapıldı. Molotofkokteyli atmanın cezası 8 yıldan 15 yıla çıkacak.

- Elektrik hırsızlığında hapis kalkacak. Kaçak elektrik kullanımı şikayete bağlı suç olarak düzenlendi. Elektrik borcu ödenince dava düşecek. Mevcut uygulamada, elektrik borcu ödense bile 2-5 yılla açılan dava devam ediyordu. Böyle olunca TEDAŞ borç tahsilatı da yapamıyordu.

- Karayolları Trafik Kanunu’ndan kaynaklanan bazı basit trafik cezaları mahkemelere intikal ettirilmeden, mülki amirlikler tarafından kesilecek. Böylece yargının bu tip trafik cezalarından kaynaklı iş yükü hafifleyecek.

- Yargıtay’da dava dosyalarının dağıtılma esası da değiştirildi. Dosyalar, daireler arasında görev uyuşmazlığına neden olan iddianamelere göre değil, mahkeme kararlarına göre dağıtılacak. Böylece, dosyaların “Görevsizlik” kararı verilerek, daire daire dolaşmaları ve aylarca sürüncemede kalmaları engellenecek, davaların Yargıtay’daki temyiz süreci de kısalacak.

- İcra ve İflas Kanunu’nda 35 maddede değişiklik yapıldı. İcra dairelerinde yaşanan yığılmanın önlenmesi için icra ve iflas müdürlüklerine yapılan her türlü tahsilat ve ödemenin bankalar aracılığıyla yapılması imkanı getirilecek. Bu yolla icra-iflas dairelerindeki 9 milyona yakın dosyanın bankalar aracılığı ile işlemden kaldırılması bekleniyor.

- Bir kişinin borcundan dolayı ailesinin veya yakınlarının mağdur edilmesi önlenecek ve ev eşyasına haciz konulamayacak.

- Başta KOBİ’ler olmak üzere işletmelerin üretim araçlarına el konulmayacak. Bir işletmenin üretimini sürdürebilmesi için zorunlu olan araçlara icra yoluyla haciz getirilemeyecek. Bu davalardan kaynaklı iş yükü de azalacak.

Kaynak : hurriyet.com.tr

Şu Avrupa Birliği görüşmelerine başlanacağı tarihten önce yargı ve mevzuat, bu kadar tıkanıklık ve kargaşa içinde değildi. Zamanın Yargıtay Başkanı Osman Bey, itidal tavsiye etmişti.
Öte yandan, her düzenlemeye "reform" demek!!!
Şimdi, şu durumların, güncel tabirle, NEDENİ NEDİR?
Eskileri de bilen bir Hukukçu olarak, üzüntülerime mâni olamıyorum. Saygılarımla.

Ekonomik krizi tetikleyecek, dolandırıcılığı teşvik edecek, popülist zihniyetle hazırlanmış bir paket olduğu aşikar. Dürüst vatandaş zaten oldukça zor şekilde tahsil ettiği alacağına, bu uygulamalardan sonra hiç kavuşamayacak. Alacağın tahsil edilemeyeceği kaygısıyla vadeli satışlarda düşüş yaşanacak ve uzun vadede piyasada güven bunalımına dayalı daralma yaşanacak. Alacağını tahsil edemeyerek mağdur olan dürüst vatandaş, illegal yollara başvurmaya itilecek. Kısa vadede borçlu olan kesimin sempatisini sağlayacak olan bu uygulama ile uzun vadede mal ve gereksinimlerini vadeli alamayan vatandaş mağdur olacak. Faydadan çok zarara yol açacak yeteri kadar irdelenmeden hazırlanmış aceleci bir paket olarak görünüyor.

Türk Telekom Sözleşmeli Avukatları Yandı Valla bu paket sayesinde ...

arkadaslar, bu tasarının tam metnine nereden ulaşabiliriz?

basbakanlık, tbmm, adalat.gov hiçbirinde göremedim ,

Alıntı: Yazan harkan arkadaslar, bu tasarının tam metnine nereden ulaşabiliriz? basbakanlık, tbmm, adalat.gov hiçbirinde göremedim ,

Bende Göremedim valla

http://www.kgm.adalet.gov.tr/index.html adresinde paketin tüm içeriği sunum olarak mevcut.Sadece icra takipleri değil, terör suçlarında HAGB verilmesi de dikkat çekici, Neler oluyor, kimler korunuyor bu ülkede anlam veremedim. Adaletsizlik çoğaldığı kadar , avukatlık mesleği de zorlaşıyor. Ortalık çalkalanırken barolar birliğinin bu konuda yazılı veya görsel herhangi bir tepkisi bulunmamaktadır.......

bu tasarının adı, torba yasa olarak mı düzenlendiği gibi konularda fikri olan var mı? tasarının sunum ya da açıklama şeklinde değil tasarı metni olarak inceleyebileceğimiz bir adres mevcut mu?

eğer ki henüz tasarı olarak oluşturulmamışsa kanun tekliflerinin derlemesi ise neden gündemde tasarı olarak geçmektedir.

Tıpkı daha önceki yargı paketinde olduğu gibi,çek yasası dışında TORBA YASA olarak geçeceği düşüncesindeyim. Ancak mevcut haliyle meclis gündemine gelmiş değil,sadece çek yasası meclis gündeminde....2009 tarihli icra -iflas yasası tasarı metnini değişiklik olarak dahil edeler mi onu bilemem....Ne olursa olsun er ya da geç olacak bu değişiklikler olacak ve( malesef!!!) ülkede adaletsizlik çoğalacağı kadar mesleğimiz de bitme noktasına gelecek. Yargılama giderleri,arabuluculuk vebu tarz yasalar derken avukatlık mesleği icra edilemez hale gelecek.....

Yapılan ve yapılacak değişiklikleri hayretle karşılıyorum. Mal beyanında bulunmama suçu nedeniyle hapis cezasının kaldırılması, emekli maaşlarına haciz konulamaması, karşılıksız çeklerde hapis cezasının kaldırılıyor olması, ev eşyasının haczedilemeyecek olması, yakında taahhüdü ihlalden ceza verilmemesi da gündeme gelir ki alacaklı veya alacaklı vekili olmanın suçlu konumuna getirmesi an meselesi olur..Bu "yargı reformuyla" biz avukatların iş hacmini daraldığı,önümüzün kesildiği apaaçık ortadır. Bütün bunlara rağmen bizlerin,bizim temsilcimiz baroların herhangi bir açıklama yapmamalarını, bu duruma sessiz kalmalarını da şaşkınlık içinde takip ediyorum.. Sadece adliye kafeteryalarında ya da internet ortamında kendi aramızda konuşmakla kalıyoruz. Maddi gerçekten uzak olarak, ülkemizin iç piyasa şartlarını, ihtiyaç ve gereksinimlerini incelemeden hazırlanmış bu reformun, reform olmanın aksine birçok sıkıntı doğuracağını düşünüyorum.

5 yıl süren yargılamada bile, kararda sanıklardan birini unutan yargımız...
Bir de "jet" olursa ne olur, bilemiyorum...

Emine Ülker Tarhan 3. Yargı Paketi için; " Hızlandırılmış yargı umarım hızlandırılmış tren faciası gibi bir şeye ulaşmaz”

Gerçekten enteresan gelişmeler oluyor...TCK CMK değişikliklerini kısmende olsa doğru buluyorum ancak hem çek yasasındaki hemde İİK daki değişiklik hakkaniyete ve adalete hizmet etmeyecek yasa tasarıları.
Yargıyı hızlandırmak adına yapılan bu denli oluşum avukatlık mesleğini ve bu mesleğin saygınlığını yok etmekte.
O zaman bizde değerli üstadlarımızla sosyal ve ekonomik yönden tanınan bir kaç arkadaşımızla BADER gibi dernek kurup münaazalı konuları aydınlığa kavuşturalım.

Dolayısıyla,bu düzenleme ile, borçluların mağdur ve alacaklıların da insaf yoksunu kimselerolarak görülmesi toplumsal realiteye aykırıdır. Toplumda ve ilgili kesimlerde yeterince tartışılmadan aceleci bir yaklaşımla gündeme getirilen Yargıyı hızlandırma paketi, önemli hukuksal ve toplumsal sorunların habercisi olarak algılanmaktadır. Getirilmesi düşünülen düzenlemeye göre, karşılıksız çek keşide etmek suç olmaktan çıkarılmakta, haciz işlemlerinde borçlular lehine çok önemli hükümler yer almaktadır. Alacak davaları ve icra takipleri toplumsal ve ekonomik düzenin temel parçalarından biridir. Her açıdan hassas olan bu konuda yargı erkinin etkin bir şekilde konuya müdahil olması şüphesiz ki yargının asli görevlerinden biridir.

Halihazırda çek, ticari alışverişin önemli bir tedavül aracıdır. Cezai yaptırım özelliği de bu ödeme belgesini çok daha ciddi bir konuma getirmektedir. Ticari ilişkiler güven unsuru üzerine kurulduğuna göre, yeni düzenlemenin ticari bir daralmaya neden olacağı açıktır. Ayrıca, bu durum çek üzerinden finansman sağlayan kuruluşları da ciddi şekilde etkileyecektir. Ekonominin hassas olduğu bu dönemde, ticari hayatın dinamiği düşünülmeden öngörülen bu düzenleme, reel ekonomik düzeni ciddi şekilde etkileyebilir. Kaldı ki, hukuk tekniği açısından bir "Af Kanunu" olan bu düzenlemede, mağdurların rızasının alınmaması ve bu konuda hiçbir araştırma dahi yapılmaması toplumun bir kesiminin yok sayılması anlamına gelmektedir.

Haciz işlemlerine getirilen sınırlamalar da tek taraflı ve Anayasanın eşitlik ilkesine aykırıdır. Borcunu ödemeyen kişiyi iyi niyetli, alacaklıyı ise kötüniyetli olarak gören bu düzenlemede, insiyatif tamamen borçlulara bırakılmıştır. Halihazırda, İflas Ertelemesi gibi borçlu lehine pek çok düzenleme vardır. Maaş haczine getirilen sınırlamalar, Mal Beyanı cezasının kaldırılması gibi borçlu lehine zaten pek çok düzenleme mevcut iken, haciz işlemlerinin de kaldırılma noktasına gelinmesi, şüphesiz ki alacaklıları mağdur edecektir. İcra dosyalarının bir çoğu lüks tüketimden kaynaklanan borçlar ve fütursuz yönetim anlayışının ürünüdür. Dolayısıyla,bu düzenleme ile, borçluların mağdur ve alacaklıların da insaf yoksunu kimselerolarak görülmesi toplumsal realiteye aykırıdır. Bu durumda, adaletin müdahale etmediği noktada başka güç odaklarının da devreye girmesi kaçınılmazdır. Adalet ve hakkaniyetin egemen olması gereken bu alanda, yasa dışı güç odaklarının meselelere dahil olması toplumsal düzene de zarar verecektir.

“Adalet Devletin Temelidir” kavramını doğru algılamamız gerekir. Yasalar ve adalet düzeni “işyükü” gibi değişken bir olguya mahkum edilmemelidir. İşyükünü azaltma parolasıyla, adalet anlayışının rafa kaldırılmak istenmesi, hukuk düzenine tamamen aykırıdır. Yeni düzenleme yasalaştığı takdirde, tüm maddi alacak davaları adaletin ve devletin müdahale edemediği serbest bir alan haline gelecektir.

TASARI; http://www.kgm.adalet.gov.tr adresinde yayımlanmıştır

Merhaba meslektaşlarım.

Bazı haber kaynaklarından söz de yargı reformunda "Başta KOBİ’ler olmak üzere işletmelerin üretim araçlarına el konulmayacak. Bir işletmenin üretimini sürdürebilmesi için zorunlu olan araçlara icra yoluyla haciz getirilemeyecek" diye okudum. Ama tasarıda böyle bir hükme rastlamadım. Acaba benim kaçırdığım bir nokta mı var?

Alıntı: Yazan Av.Emre BAYKURT "Adalet" . Başta KOBİ’ler olmak üzere işletmelerin üretim araçlarına el konulmayacak. Bir işletmenin üretimini sürdürebilmesi için zorunlu olan araçlara icra yoluyla haciz getirilemeyecek. Bu davalardan kaynaklı iş yükü de azalacak.

ben tasarıda böyle bir hüküm göremedim. kaçırdığım bir nokta mı var acaba??

Alıntı: elektrik hırsızlığında hapis kalkacak. Kaçak elektrik kullanımı şikayete bağlı suç olarak düzenlendi. Elektrik borcu ödenince dava düşecek. Mevcut uygulamada, elektrik borcu ödense bile 2-5 yılla açılan dava devam ediyordu. Böyle olunca TEDAŞ borç tahsilatı da yapamıyordu.

Türk Ceza Kanunu’nun mevcut 142.maddesine göre kaçak elektrik “Nitelikli Hırsızlık” suçu olarak düzenlenmekte ve cezası da iki yıldan beş yıla kadar hapis…fail zararı giderse bile ceza almaktan kurtulamıyor sadece cezasında indirim yapılabiliyor…

Tasarıda ise Kaçak elektrik kullanımı “elektrik hırsızlığı” suçu olmaktan çıkartılıp “karşılıksız yararlanma” suçu olarak düzenleniyor… tasarının 62.maddesi ile Türk Ceza Kanunu’nun “Karşılıksız Yararlanma” Suçunu düzenleyen 163.maddesine 3.fıkra olarak, “Abonelik esasına göre yararlanılabilen elektrik enerjisinin, suyun veya doğalgazın sahibinin rızası olmaksızın tüketilmesi hâlinde kişi hakkında iki yıldan beş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.” Şeklinde bir madde ekleniyor…yani kaçak elektrik kullanımı yine suç ve cezası da yine iki yıldan beş yıla kadar hapis…fakat tasarı ile
“Karşılıksız yararlanma suçunda, fail, azmettiren veya yardım edenin pişmanlık göstererek mağdurun, kamunun veya özel hukuk tüzel kişisinin uğradığı zararı,tamamen tazmin etmesi hâlinde kamu davası açılmaz. Açılmış olan kamu davası düşer, mahkûm olunan ceza tüm sonuçlarıyla ortadan kalkar” şeklinde bir hüküm getiriliyor…

163. maddenin 1 ve 2.fıkraları takibi şikayete bağlı değil...3.fıkra olarak; “Abonelik esasına göre yararlanılabilen elektrik enerjisinin, suyun veya doğalgazın sahibinin rızası olmaksızın tüketilmesi hâlinde kişi hakkında iki yıldan beş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.”şeklinde hüküm eklendiğinde Kısmi ödeme halinde şikayetten vazgeçilmesi durumunda davanın açılmaması,davanın düşmesi,cezanın ortadan kalkması nasıl olacak?