Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

bankaya açılacak iş davasında yetki

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 25-05-2012, 16:23   #1
mutlak butlan

 
Varsayılan bankaya açılacak iş davasında yetki

Değerli Meslektaşlarım,

X Bankası' nın Maltepe Şubesi'nde şube müdürü olarak çalışan müvekkilim İ.K. (mülga) 14/5 gereğince işyerinden ayrılıyor. Kıdem tazminatının tahsiline yönelik dava açacağım ancak yetki konusunda kafamda bir takım belirsizlikler mevcut. Davayı bankanın genel müdürlüğünün olduğu yerdeki mahkemede mi yoksa, şubenin bulunduğu yerdeki mahkemede mi açmalıyım? davalı olarak direkt bankayı mı, şubesini mi yoksa her ikisini birden mi göstermeliyim? HMK md.14/1'de şubenin işlemlerinden doğan davalarda şubenin bulunduğu yer mahkemesi yetkilidir diyor. Ancak, burada şubenin bir işleminden kaynaklanan bir uyuşmazlık olmadığını düşünüyorum.Öte yandan İ.M.K md.5'te de işçinin son çalıştığı yer mahkemesi yetkilidir demekte. Burada da özel kanun-genel kanun ayırımı ortaya çıkıyor. Değerli görüşlerinizi paylaştığınız için şimdiden çok teşekkür ediyor, saygılarımı sunuyorum.
Old 25-05-2012, 16:44   #2
üye32062

 
Varsayılan

İş.M.K. 5 uyarınca işin yapıldığı yer yani banka şubesinin bulunduğu yer mahkemesi yetkili olup sadece şubeyi hasım göstermeniz yeterlidir diye düşünüyorum. İyi çalışmalar


T.C. YARGITAY

9.Hukuk Dairesi
Esas: 2010/16419
Karar: 2010/12463
Karar Tarihi: 06.05.2010


ÖZET: Somut uyuşmazlıkta, davacının davalı bankanın A... ilinde bulunan şubesinde çalıştığı anlaşılmaktadır. İşin yapıldığı yer itibarıyla yetkili A.. iş mahkemesinde dava açılmıştır. Buna göre davanın esası hakkında bir karar vermek gerekirken yetkisizlik kararı verilmesi bozmayı gerektirmiştir.

(5521 S. K. m. 1, 5) (4721 S. K. m. 19) (4857 S. K. m. 2, 79) (2821 S. K. m. 28) (2822 S. K. m. 12, 15, 46, 47, 51, 60) (9.HD 23.06.2008 T. 2008/17468 E. 2008/17262 K.) (9.HD 26.05.2008 T. 2008/20378 E. 2008/12778 K.)

Dava: Davacı, fark kıdem tazminatı alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.

Yerel mahkeme, yetkisizlik kararı vermiştir.

Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi M. Göçer tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Dosya içeriğine göre, yetkili mahkemenin hangi iş mahkemesi olduğu uyuşmazlık konusudur.

Mahkemece, davalının ikametgahı itibarıyla Ankara mahkemelerinin yetkili olduğu gerekçesi ile yetkisizlik kararı verilmiştir.

5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu 5. maddesinde iş uyuşmazlıklarında yer itibari ile yetkili iş mahkemelerini belirlemiştir. Buna göre, <iş mahkemelerinde açılacak her dava, açıldığı tarihte dava olunanın Türk Medeni Kanunu gereğince ikametgahı sayılan yer mahkemesinde bakılabileceği gibi, işçinin işini yaptığı işyeri için yetkili mahkemede de bakılabilir. Bunlara aykırı sözleşme muteber sayılmaz.>

İş mahkemelerinde yetki kuralı, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun yetki kurallarına uygun olup buna ek olarak işin yapıldığı yer, yani işyeri mahkemelerini de yetkili kılmaktadır.

İş mahkemesine açılan dava, dava tarihinde davalının ikametgahının bulunduğu veya işçinin işini yaptığı yerdeki iş mahkemesi veya iş davalarına bakmakla görevli asliye hukuk mahkemesinde açılmalıdır.

Türk Medeni Kanunu'nun 19. maddesi uyarınca gerçek kişi yönünden <Yerleşim yeri sürekli kalma niyetiyle oturduğu yerdir>. Gerçek kişi işverenin başka bir yerde yerleşmek niyetiyle oturduğu kanıtlanmadığı takdirde, kural olarak nüfusta kayıtlı olduğu yerin ikametgah sayılması gerekir. Aynı kanununun 49. maddesi uyarınca da, <Tüzel kişinin yerleşim yeri, kuruluş belgesinde başka bir hüküm bulunmadıkça işlerinin yönetildiği yerdir. Bu yer de genelde merkezin bulunduğu yerdir (Dairemizin 23.06.2008 gün ve 2008/17468 Esas, 2008/17262 Karar sayılı ilamı).

Yetkili mahkemenin belirlenmesinde önemli olan işin yapıldığı yer, bir başka anlatımla işyeri tanımına 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanununda yer verilmemiştir, işyerini tanımına 4857 sayılı İş Kanunu'nun 2. maddesinde yer verilmiştir. Buna göre <işveren tarafından mal veya hizmet üretmek amacıyla maddi olan ve olmayan unsurlar ile işçinin birlikte örgütlendiği birime işyeri denir. İşverenin işyerinde ürettiği mal veya hizmet ile nitelik yönünden bağlılığı bulunan ve aynı yönetim altında örgütlenen yerler (işyerine bağlı yerler) ile dinlenme, çocuk emzirme, yemek, uyku, yıkanma, muayene ve bakım, beden ve mesleki eğitim ve avlu gibi diğer eklentiler ve araçlar da işyerinden sayılır, işyeri, işyerine bağlı yerler, eklentiler ve araçlar ile oluşturulan iş organizasyonu kapsamında bir bütündür.> Bir yer, ancak işin niteliği ve yürütümü bakımından işyerine bağlı bulunmaktaysa, o işyerinden sayılacaktır.

İş veya toplu iş sözleşmesinin tarafları, davalının yerleşim yeri ve işin yapıldığı yer dışındaki bir mahkemenin yetkili olduğuna dair düzenleme yapmaları, 5521 sayılı kanunun 5. maddesinin son cümlesi gereğince söz konusu düzenlemeyi geçersiz kılar. Bu düzenleme emredici bir kuraldır.

İş mahkemesinin yetkisi kamu düzeni ile ilgili olduğundan davalı tarafça süresinde yapılmasa da hakim tarafından kendiliğinden bu husus göz önünde bulundurmalıdır. Bir başka anlatımla hakim, davanın her aşamasında yetki itirazını dikkate alabileceği gibi, kendisi de resen yetkisizlik kararı verebilir. (Dairemizin 26.05.2008 gün ve 2008/20378 Esas, 2008/12778 Karar sayılı ilamı).

5521 sayılı İş Mahkemelerinin i uyuşmazlıkları ile ilgili bu düzenlemesi yanında bazı maddi hukuk kuralları öngören yasalarda hangi iş mahkemelerinin yetkili olduğu açıkça düzenlenmiştir.

4857 sayılı İş Kanunu'nun 79. maddesinde komisyon kararı ile iş güvenliği yönünden işin durdurulması veya işyerinin kapatılması kararına karşı işverenin yerel iş mahkemesinde itirazda bulunacağı, 2821 sayılı Sendikalar Kanunu'nun 28. maddesinde uluslar arası kuruluşa üyeliğin iptali davasında sendika veya konfederasyon merkezinin bulunduğu iş mahkemesinde, 2822 sayılı Toplu İş Sözleşmesi Grev ve Lokavt Kanunu'nun 12. maddesi uyarınca iş kolu istatistiklerine itirazın Ankara İş Mahkemesi'nde, aynı yasanın 15. maddesinde sendika yetki çoğunluğu tespitine dair kararlara itirazın ve keza 16. maddede Toplu İş Sözleşme hükümsüzlüğü, 46. madde gereği uygulanmakta olan bir grev ve lokavtın kanun dışı olup olmadığının tespiti, 47. madde gereği grev ve lokavtın durdurulması, 51/4 maddesi uyarınca grevin sona erdirilmesi, 60. madde uyarınca Toplu İş Sözleşmesinin yorumu istemlerinin işyerinin bağlı olduğu Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Bölge Müdürlüğünün bulunduğu yerdeki iş davalarına bakmakla görevli mahkemede açılacağı belirlenmiştir.

Somut uyuşmazlıkta, davacının davalı bankanın Aydın ilinde bulunan şubesinde çalıştığı anlaşılmaktadır. Yukarıda belirtilen yasal gerekçelere göre işin yapıldığı yer itibarıyla yetkili Aydın iş mahkemesinde dava açılmıştır. Buna göre davanın esası hakkında bir karar vermek gerekirken yazılı gerekçelerle yetkisizlik kararı verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.

Sonuç: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine,06.05.2010 gününde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)
Old 25-05-2012, 17:02   #3
mutlak butlan

 
Varsayılan

Sn. Av. Serbay,
öncelikle alakanızdan ötürü teşekkür ederim. Az önce de bahsettiğim üzere, bahse konu olay şubenin işlemlerinden kaynaklanmadığını düşündüğüm için yani müvekkilim iş sözleşmesini kendi feshettiği için şubeyi hasım gösterip göstermeme konusunda kararsız kaldım. Zaten müvekkilin bankaya yaptığı kıdem tazminatının verilmesine yönelik talebi, bankanın insan kaynakları tarafından kendisine gönderilen mail ile reddedilmiş ve bu birim de bankanın genel müdürlüğü bünyesinde bulunmaktadır. İyi çalışmalar dilerim.
Old 25-05-2012, 17:09   #4
üye32062

 
Varsayılan

İşçinin haklı sebeple feshi veyahut işverenin haksız feshi arasında yetkili mahkeme veyahut hasım konusundan farklılık bulunmuyor. iki durumda da hasım ve yetkili mahkemeler aynı. O yüzden yukarıdaki görüşümü koruyorum. Ancak yine de aksi yönde yargı kararı araştıracağım, bulabilirsem eklerim.
Old 25-05-2012, 17:11   #5
Av. İbrahim YİĞİT

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan mutlak butlan
Değerli Meslektaşlarım,

X Bankası' nın Maltepe Şubesi'nde şube müdürü olarak çalışan müvekkilim İ.K. (mülga) 14/5 gereğince işyerinden ayrılıyor. Kıdem tazminatının tahsiline yönelik dava açacağım ancak yetki konusunda kafamda bir takım belirsizlikler mevcut. Davayı bankanın genel müdürlüğünün olduğu yerdeki mahkemede mi yoksa, şubenin bulunduğu yerdeki mahkemede mi açmalıyım? davalı olarak direkt bankayı mı, şubesini mi yoksa her ikisini birden mi göstermeliyim? HMK md.14/1'de şubenin işlemlerinden doğan davalarda şubenin bulunduğu yer mahkemesi yetkilidir diyor. Ancak, burada şubenin bir işleminden kaynaklanan bir uyuşmazlık olmadığını düşünüyorum.Öte yandan İ.M.K md.5'te de işçinin son çalıştığı yer mahkemesi yetkilidir demekte. Burada da özel kanun-genel kanun ayırımı ortaya çıkıyor. Değerli görüşlerinizi paylaştığınız için şimdiden çok teşekkür ediyor, saygılarımı sunuyorum.

Sayın Serbay'ın isabetli olarak belirttiği üzere yetkili yer işin yapıldığı yer olarak şubenin bulunduğu yer iş mahkemesi ise de, hasım şube değil bankadır. Zira şube işyeri, banka işletmedir. Bir işletmenin birden fazla işyeri olabilir ancak hasım işletmedir. Örneğin .... A.Ş. ya da Ltd. Şti. ünvanlı bir işletmenin bir başka ilde faaliyette bulunan fabrikasında çalışan işçi, işçilik alacağına yönelik davasını çalıştığı fabrikanın bulunduğu yerde açabilirse de, husumeti işletmeye yani şirkete yöneltmelidir.

Bu noktada somut olay açısında gerekmese de şunu belirtmekte fayda vardır. İşçilik alacağı talebi ile şubeye karşı açılan bir davanın husumet nedeniyle reddi doğru olmayacaktır. Zira burada temsilde yanılma mevcut olup, dava dilekçesi merkez adrese gönderilerek taraf teşkilinin sağlanması ve davaya devam edilmesi gerekir. Hasımda yanılma halinde davanın usulden reddi doğru olacaktır ancak burada hasımda değil temsilde yanılmadan bahsedilebileceğini düşünüyorum. Saygılar.
Old 25-05-2012, 17:24   #6
mutlak butlan

 
Varsayılan

Sayın Meslektaşlarım,
Vakit ayırıp değerli görüşlerinizi paylaştığınız için hepinize ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Saygılar sunuyorum.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
SGK' ya karşı açılacak davada yetki avukatedali Meslektaşların Soruları 3 04-01-2011 16:16
yetkisiz icra dairesinden yapılan icralarda açılacak menfi tespit davasında yetki av.aybeg Meslektaşların Soruları 1 15-07-2009 15:19
Yetki Sorunu :Muhatap bankaya vekaleten genel müdürlüğün karşılıksız kaşesinde yetki denipre Meslektaşların Soruları 2 26-06-2009 22:50
bankaya karşı açılacak dava Av.Güçlü KERVAN Meslektaşların Soruları 2 27-02-2008 11:39
Bankaya Açılacak Takipte Yetki atahanyalcin Meslektaşların Soruları 2 09-10-2006 20:26


THS Sunucusu bu sayfayı 0,08095193 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.