Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

malik hanesi boş tapu kaydı

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 25-12-2010, 20:10   #1
bestedeniz

 
Varsayılan malik hanesi boş tapu kaydı

müvekkilin zilyetliğinde olan taşınmaz 1939 yılında yapılan kadastro görmüş. çalışmalar esnasında tapu bilgileri düzenlenmiş ancak malik hanesi boş bırakılmıştır.tutanakta defterdarlıktan gelecek cevaba göre tamamlanacağı belirtilmiş ancak o zamandan bu yana başka işlem görmemiş. taşınmaz üzerindeki evi yapan müvekkiller aralıksız kullanmış bu yeri. burada nasıl bir dava açabiliriz. müvekkiller adına bu yrin tescilini sağlama açısından meslektaşlarımızın örnek karar ve görüşlerini bekliyorum
Old 25-12-2010, 21:00   #2
Doç. Dr. Özge Yücel

 
Varsayılan

Sayın bestedeniz,

Tapu kütüğündeki kayıtta malik hanesi boş görünüyorsa bu durumda uygulanacak hüküm Türk Medeni Kanunu'nun 713. maddesinin ikinci fıkrasıdır. Maliki tapu kütüğünden anlaşılamayan taşınmazın zilyedi yirmi yıl boyunca davasız ve aralıksız malik sıfatıyla zilyet bulunduğunu kanıtlayarak taşınmazın kendi adına tescilini dava edebilir. Davalı olarak aynı maddenin üçüncü fıkrasına göre Hazine ve ilgili kamu tüzelkişileri gösterilir.
Tabii burada önemli diğer husus, bu taşınmazın özel mülkiyete konu olması mümkün olmayan bir taşınmaz olmamasıdır.

Saygılarımla

T.C.
YARGITAY
8. HUKUK DAİRESİ
E. 2008/3136
K. 2008/4085
T. 15.9.2008
• TAPU İPTALİ VE TESCİL DAVASI ( Taşınmazın Maliki Olarak Gözüken Kişinin Kim Olduğunun Belli Olmadığı İddiası İle Açıldığı - Tebligat Yapılamamasının Bilinmeyen Kişi Olarak Nitelendirmeye Yetmediğinden Reddi Gereği )
• MALİKİN TAPU KÜTÜĞÜNDEN ANLAŞILAMADIĞI ( Tapu Kaydının Hukuki Durumunun Açık Olmaması/ Kayıt Malikinin Belirlenmemesinin Amaçlandığı - Tebligat Yapılamaması ve Mirasçılarının Tanınmamasının Olmadığı )
• TEBLİGAT YAPILAMAMASI ( Mirasçıların Bilinmemesinin Malikin Tapu Kütüğünden Anlaşılamadığı Bilinmeyen Kişi Olarak Nitelendirme İçin Yeterli Olmadığından Tapu İptali ve Tescili Talebinin Reddi Gereği )
4721/m. 713
ÖZET : Davacı, uyuşmazlık konusu taşınmazın maliki olarak gözüken kişinin kim olduğunun belli olmadığını, halk arasında tanınmadığını, kimliği belli olsa bile ölmüş ve üzerinden 20 yılı aşkın bir zaman geçtiğini, tapu kaydının hukuki niteliğini yitirdiğini iddia ederek, tescil talebinde bulunmuştur. Söz konusu maddede "maliki tapu kütüğünden anlaşılamayan" tümcesine yer verilmektedir. Anılan tümce ile tapu kaydının hukuki durumunun açık olmaması, kayıt malikinin belirlenmemesi amaçlanmıştır. Tapu kütüğünde malik sütunun boş bırakılması, kayıt malikini ortaya koyacak bilgilerin bulunmaması, soyut bir ismin yazılı olması veya hayali ve olmayan kişi hakkında sicil oluşturulması halinde maliki tapu sicilinden anlaşılamayan kişiden bahsedilebilir. Kayıt malikinin veya mirasçılarının adreslerinin bilinmemesi, tanınmamaları, tebligat yapılamaması bilinmeyen kişi olarak nitelendirmek için yeterli değildir. Açıklanan hususlar dikkate alınmadan davanın kabulüne karar verilmesi isabetsizdir.

DAVA : Fatma ile Hazine ve L. Belediye Başkanlığı aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kabulüne dair Lüleburgaz 2. Asliye Hukuk Hakimliği'nden verilen 09.10.2007 gün ve 439/342 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalı Hazine vekili ile davalı belediye başkanlığı vekili taraflarından süresinde istenilmiş olmakla, dosya incelendi, gereği düşünüldü:

KARAR : Davacı vekili, 128 ada 1 parselde 1/7 pay maliki görünen Tükez'in ( İbrahim karısı Türkaz'ın ) kim olduğunun belli olmadığını, halk arasında tanınmadığını, kimliği belli olsa bile ölmüş ve üzerinden 20 yılı aşkın bir zaman geçtiğini, tapu kaydının hukuki değerini yitirdiğini açıklayarak 1/7 paya ait tapu kaydının TMK'nun 713/2. maddesi gereğince iptali ile vekil edeni adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir.

Davalı Hazine vekili, kayıt malikinin belli olduğunu, ancak mirasçı bırakmadan ölmüş ise Hazine'ye kalacağını açıklayarak, diğer davalı L Belediye Başkanlığı vekili ise sebep açıklamaksızın davanın reddine karar verilmesini savunmuşlardır.

Mahkemece, 1/7 pay maliki Türkaz'ın tüm araştırmalara rağmen rastlanmadığı, taşınmazın tamamının 40-50 yıldır davacı ve ailesi tarafından kullanıldığı, TMK'nun 713/2. maddesinde yazılı koşulların oluştuğu gerekçesi ile davanın kabulüne, 128 ada 1 parselin 1/7 payının Tükez adına olan kaydının iptali ile davacı adına tapuya tesciline karar verilmesi üzerine; hüküm, davalılar Hazine ve L. Belediye Başkanlığı vekilleri tarafından. temyiz edilmiştir.

Tarla vasfında ve 29892 m2 miktarındaki dava konusu 128 ada 1 parsel, 14.01.1975 tarihinde yapılan tapulama çalışmalarında 2.3.1950 tarih 6 ve 11.04.1963 tarih 56 sıra numaralı tapu kayıtları uygulanarak 6/7 payı Mustafa oğlu Mehmet 1/7 payı İbrahim karısı Türkaz adlarına tespit edilmiş, tutanak 08.07.1975 tarihinde kesinleşmiştir. 6/7 pay daha sonra 14.04.2004 tarihinde tapuda davacı Ali kızı Fatma'ya satılmış, diğer dava konusu 1/7 pay tapuda bir intikal görmemiştir.

Öncelikle dava TMK'nun 713/2. maddesi uyarınca iptal ve tescil isteğine ilişkindir. Bu tür uyuşmazlıklarda davanın kayıt malikinin mirasçılarına, hiç mirasçı bırakmama ihtimali ve tapu sicilinin tutulmasından sorumlu olması göz önünde tutularak davanın Hazine'ye yöneltilmesi yeterli olup, ayrıca taşınmazın bulunduğu yerdeki belediye veya köy tüzel kişiliğinin dava edilmesine gerek bulunmamaktadır Başka bir anlatımla, bu tür uyuşmazlıklarda belediye tüzel kişiliğine husumet yöneltilemez. L. Belediye Başkanlığı hakkındaki davanın husumet yokluğu sebebiyle reddine karar verilmesi gerekirken bu konuda olumlu veya olumsuz bir karar verilmemiş olması doğru görülmemiştir. Davalı L. Belediye Başkanlığı vekilinin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüştür.

Davacı vekili, taşınmazın tamamını eklemeli 50 yılı aşkın süredir vekil edeninin malik sıfatı ile kullandığını, dava konusu 117 pay malikinin kim olduğunun bilinmediğini, belli olsa bile 20 yılı aşkın süre evvel öldüğünü açıklayarak iptal ve tescil isteğinde bulunmuştur. Dava dilekçesindeki bu açıklamalar karşısında davacı vekili TMK'nun 713/2. maddesinde yazılı "maliki tapu kütüğünden anlaşılamayan" ve "ölüm" sebeplerine dayanmış, sonuçta mahkemece malikin bilinmeyen bir kişi olduğu görüşünden hareketle yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir. Dava konusu parsel az yukarıda yazılı tapu kayıtları uygulanarak tapuya tescil edilmiştir. Her ne kadar dinlenen yerel bilirkişi ve tanık 117 pay malik görünen Tükez veya Türkaz'ın kimler olduklarını bilmediklerini, tanımadıklarını ifade etmişlerse de dayanak tapu kayıtlarına göre 117 pay maliki Türkaz'ın davacının satıcısı Mehmet'e 617 payları satan İbrahim'in karısı, Mustafa, Bekir, Cevahir, Zeynep ve Beyaz'ın ise anneleri olduğu ve kayıtlardaki açıklamalara göre kayıt malikinin bilinen kişi olduğu anlaşılmaktadır." ... Maliki tapu kütüğünden anlaşılamayan ... " tümcesinden tapu kaydının hukuki durumunun açık olmaması, kayıt malikinin belirlenmemesi amaçlanmıştır. Kadastro yoluyla oluşturulan kayıtlarda, malik sütununun boş ve açık bırakılması, kayıt malikinin kimliğini ortaya koyacak bilgilerin bulunmaması, soyut bir ismin yazılı olması veya hayali ve mevcut olmayan bir kişi adına sicil oluşturulmuş olması halinde maliki tapu sicilinden anlaşılamayan kişiden söz edilebilir. Diğer yönden, kayıt malikinin veya mirasçılarının ve bunların adreslerinin bilinmemesi, tanınmamaları, kendilerine tebligat yapılamamış olması, o kişinin bilinmeyen kişi olarak nitelendirilmesini gerektirmez. Açıklanan nedenle mahkemece 117 pay malikinin bilinmeyen kişi olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş olması doğru değildir. Kayıt malikinin bilinen bir kişi olduğu anlaşıldığına göre bu durumda terditli talep dikkate alınarak yargılamanın yürütülmesi gerekir.

Bu durumda, davacı vekili dava dilekçesinde Tükez mirasçılarını da davalı olarak göstermiş ve dilekçesi ekinde nüfus kaydını sunmuş ise de mahkemece tapuda 117 pay maliki görünen İbrahim karısı Türkaz ile dava dilekçesinde ismi yazılı Tükez'in aynı kişi olup olmadıkları araştırılmamıştır. Bu husus mahkemece araştırılarak aynı kişiler olduklarının anlaşılması halinde davacı vekiline Tükez'e ait mirasçılık belgesini ibraz etmesi için süre ve imkan verilmesi, ibraz edildiği takdirde belirlenecek mirasçıların davaya dahil edilerek taraf teşkilinin sağlanması, iddia ve savunma çerçevesinde taraf delillerinin toplanması, nüfus kaydında Tükez'in ölüm tarihinin "10.02.1998 olduğu ve ölüm tarihinden dava tarihine kadar TMK'nun 713/2. maddesinde yazılı kazanmayı sağlayan 20 yıllık sürenin dolmamış olduğunun da gözetilmesi gerekir. Tükez ile Türkaz'ın aynı kişiler olmadıklarının belirlenmesi halinde, Nisan 1957 tarih 53 sıra numaralı tapu kaydının iktisap sütununda yazılı bulunan Mustafa ve Bekir tarafından verilen L Noterliğinden tasdikli

13.02.1953 tarih 250 sayılı ve Cevahir, Zeynep ve Beyaz tarafından verilen B. Noterliğinden tasdikli 01.08.1950 tarih 302 sayılı vekaletnameler ve satışa esas resmi senet ile kayıt malikinin eşi Bayram oğlu İbrahim'e ait nüfus kayıtlarından faydalanılmak suretiyle kayıt maliki Türkaz'a ait kimlik bilgilerine ulaşılabileceği gözetilerek davacı vekiline 1/7 pay maliki Türkaz'a ait mirasçılık belgesini ibraz edebilmesi için süre ve imkan verilmesi, mirasçılık belgesi ibraz edildiği takdirde davanın belirlenecek mirasçılara yöneltilmesi, iddia ve savunma çerçevesinde taraf delillerinin toplanarak davaya devam edilmesi gerekir. Davacı tarafça mirasçılık belgesi ibraz edilmediği, mirasçılar belirlenemediği takdirde, isteğin mülkiyetin aktarılmasına ilişkin tapu iptali ve tescil davası olduğu, TMK'nun 6. maddesinde yazılı herkesin iddiasını ispatla yükümlü bulunduğu ve ispat yükü üzerinde bulunan davacının davasını ispat edemediği göz önünde bulundurularak TMK'nun 501. maddesi hükmü uyarınca terekenin Devlete kalacağının kabulü gerekir. Bu şekilde Devlete kalan bir yerin olağanüstü zamanaşımı ve zilyetlik yoluyla kazanılması da mümkün olmaz. Mahkemece yukarıda yazılı hususlar gözetilmeden eksik incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.

SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davalılar Hazine ve L. Belediye Başkanlığı vekillerinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile usul ve kanuna uygun bulunmayan hükmün HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA ve 13,10.- YTL peşin harcın istek halinde temyiz eden belediye başkanlığına iadesine, 15.09.2008 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Kaynak: Kazancı

T.C.

YARGITAY

8. HUKUK DAİRESİ

E. 2005/122

K. 2005/841

T. 8.2.2005

• ZİLYEDLİKLE İKTİSAP NEDENİYLE TESCİL TALEBİ ( Malikleri Tapu Kaydından Anlaşılmayan Taşınmazların Zilyedlikle İktisap Edilebilmesi - Dava Konusu Taşınmazın Maliklerinin İsimleri Yer Almamasına Rağmen Muris İsmi Belirtilerek Mirasçıları Şeklinde Belirtildiğinden Tapu Kaydından Anlaşılabilmesi )

• MALİKLERİ TAPU KAYDINDAN ANLAŞILAMAYAN TAŞINMAZLARIN ZİLYEDLİKLE İKTİSAP EDİLEBİLMESİ ( Tapulamada Molla Mustafa Mirasçıları Şeklinde Yapılan Tesbitin Malikin Tapudan Tesbit Edilememesi Şeklinde Değerlendirilemeyeceği )

• MİRASÇILAR ADINA YAPILAN TAPULAMA TESBİTİNDE MİRASÇILARIN İSİMLERİNİN TAPUYA YAZILMAMIŞ OLMASI ( Maliklerin Tapu Kaydından Anlaşılamadığının Kabul Edilemeyeceği - Zilyedlikle İktisap Nedeniyle Tescil Talebinin Reddi Gereği )

4721/m.713/1-2

ÖZET : Dava, zilyedlikle iktisap nedenine dayanarak açılmıştır. Dava konusu taşınmaz 02.12.1953 tarihinde kesinleşen tapulama tutanağına göre, vergi kaydına istinaden ½'si Molla Mustafa, ½'si de Mustafa oğlu Osman'ın ölümleri sebebiyle mirasçıları adına tespit görmüştür. Mirasçılar bilinmediğinden adları tutanağa yazılmamıştır. Bu hale göre, kayıt maliklerinin Molla Mustafa ve Mustafa oğlu Osman'ın mirasçıları olduğu hususunda ihtilaf bulunmamaktadır. Tapu kütüğüne göre malikin kim olduğu kayıtların incelenmesinden anlaşılmaktadır. TMK.nun 713/2. maddesi maliki tapu kütüğünden anlaşılamayan bir kimse adına kayıtlı bulunan taşınmazın TMK.nun 713/1. maddesindeki koşullar altında iktisabının mümkün olduğunu düzenlemiştir. Yerleşmiş Yargıtay İçtihatlarına göre, genel olarak gerekli dikkati gösteren herkesin malikin kim olduğunu anlayamayacağı hallerde tapu sicilinde yazılı olan malikin bilinmediğinin kabulü gerekir. Ayrıca, tapu kaydındaki malik sütununun boş bırakılmış olması, malik adının müphem ve yetersiz gösterilmiş olması gibi durumlarda malikin kim olduğunun anlaşılamadığı kabul edilir. İptali istenen tapu kaydında ise böyle bir durum söz konusu olmayıp, malikin kim olduğu anlaşılmaktadır. Davacı TMK.nun 713/2. maddesinde düzenlenen tapu kütüğünden malikin kim olduğu anlaşılamadığı hukuki sebebine dayanarak iptal tescil isteğinde bulunduğuna göre davanın reddine karar vermek gerekirken kabulüne karar verilmiş olması doğru olmamıştır.
DAVA : Mehmet Erol ile ölü Molla Mustafa mirasçıları ve ölü Osman ( Mustafa oğlu ) mirasçıları, dahili davalılar Hazine, Emine Erol ve müşterekleri aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kabulüne dair Akçaabat Asliye Hukuk Hakimliğinden verilen 26.05.2004 gün ve 218/153 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi Hazine temsilcisi tarafından süresinde istenilmiş olmakla, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili, müvekkilinin dava konusu 62 parsel numaralı taşınmaz üzerinde 30 yıldan fazla süreden beri malik sıfatıyla zilyet olduğunu, adresleri belli olmayan davalılar adına kayıtlı tapu kaydının iptali ile taşınmazın müvekkili adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davaya dahil edilen Hazine temsilcisi, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir.
Dava konusu taşınmaz 02.12.1953 tarihinde kesinleşen tapulama tutanağına göre, vergi kaydına istinaden ½'si Molla Mustafa, ½'si de Mustafa oğlu Osman'ın ölümleri sebebiyle mirasçıları adına tespit görmüştür. Mirasçılar bilinmediğinden adları tutanağa yazılmamıştır. Bu hale göre, kayıt maliklerinin Molla Mustafa ve Mustafa oğlu Osman'ın mirasçıları olduğu hususunda ihtilaf bulunmamaktadır. Tapu kütüğüne göre malikin kim olduğu kayıtların incelenmesinden anlaşılmaktadır.
TMK.nun 713/2. maddesi maliki tapu kütüğünden anlaşılamayan bir kimse adına kayıtlı bulunan taşınmazın TMK.nun 713/1. maddesindeki koşullar altında iktisabının mümkün olduğunu düzenlemiştir. Yerleşmiş Yargıtay İçtihatlarına göre, genel olarak gerekli dikkati gösteren herkesin malikin kim olduğunu anlayamayacağı hallerde tapu sicilinde yazılı olan malikin bilinmediğinin kabulü gerekir. Ayrıca, tapu kaydındaki malik sütununun boş bırakılmış olması, malik adının müphem ve yetersiz gösterilmiş olması gibi durumlarda malikin kim olduğunun anlaşılamadığı kabul edilir. İptali istenen tapu kaydında ise böyle bir durum söz konusu olmayıp, malikin kim olduğu anlaşılmaktadır. Davacı TMK.nun 713/2. maddesinde düzenlenen tapu kütüğünden malikin kim olduğu anlaşılamadığı hukuki sebebine dayanarak iptal tescil isteğinde bulunduğuna göre davanın reddine karar vermek gerekirken kabulüne karar verilmiş olması doğru olmamıştır.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı Hazine temsilcisinin temyiz itirazları yerinde olduğundan kabulü ile eksik incelemeye dayalı, usul ve yasaya aykırı hükmün HUMK.nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 08.02.2005 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Kaynak: Kazancı
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Tapu Kaydındaki Malik İsminin Hatalı Olduğu Açık İken Davalının İsmi Av.Feridun Yurtsever Meslektaşların Soruları 4 14-01-2014 11:56
tapu kaydı üzerinde görünmeyen daireler ve tapu üzerindeki hacizler SEÇKİN ATAR Meslektaşların Soruları 2 21-01-2010 16:23
Tapu Kaydı Av.Özlem PEKSÜSLÜ Meslektaşların Soruları 5 12-11-2009 12:48
Tapu kaydı av.utkan Meslektaşların Soruları 2 01-04-2009 16:19


THS Sunucusu bu sayfayı 0,04328609 saniyede 15 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.