Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Islah Yolu İle Fazlaya İlİŞkİn Haklarin Sakli Tutulmasi İlerİ SÜrÜlebİlİr Mİ?

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 03-05-2006, 15:53   #1
Hoca

 
Varsayılan Islah Yolu İle Fazlaya İlİŞkİn Haklarin Sakli Tutulmasi İlerİ SÜrÜlebİlİr Mİ?

Bir dava açılırken "fazlaya ilişkin hakların saklı tutulması" talebi zuhulen dava dilekçesine yazılmıyor. Daha sonra verilen bilirkişi raporunda dava değerinden daha fazla bir alacağın olduğu belirtiliyor. Dosya tekemmül etmiş ve karar aşamasında. Bu aşamada "ISLAH yolu ile fazlaya ilişkin hakları talep hakkımızı saklı tuttuğumuzu" ileri sürebilirmiyiz.? Buna ilişkin yorum ve Yargıtay İçtihadı olan meslektaşların yardım ve katkısı için şimdiden teşekkürler ve saygılar.
Old 03-05-2006, 16:35   #2
arif0275

 
Varsayılan

Sayın meslektaşım konuyla ilgili CORPUS adlı hukuk pogramıda yaptığım araştırma sonucu iki karar sunuyorum ancak birincisi karın tümü değil sadece bir kısmını içeriyor diğeri ise sadece özettir.Saygılarımla.
HD 4, E: 2003/10507, K: 2003/12396, Tarih: 28.10.2003

Dairemiz bozma kararından sonra davacılar vekili tarafından mahkemeye -ıslah adı altında verilen 24.2:2003 havale tarihli dilekçe ile bilirkişi raporunda belirlenen ve dava dilekçesinde istenen maddi tazminattan fazla olan zararın kalan kısmı istenmiştir. Yerel mahkemece bozma sonrasında ıslah yapılmasının usulen mümkün olmadığından davacıların ıslahının dikkate alınmadığı gerekçede belirtilmiştir. Islah adı verilen dilekçenin kapsamı itibariyle geri kalan zararın ödetilmesi istemini içermesi ve istek miktarı üzerinden harç yatırılmış olması nedeniyle bu talep yeni bir dava niteliğindedir. Davacılar böyle bir dilekçe vermek yerine ayrı bir dava açmak suretiyle eldeki dava ile birleştirme yoluna gidebilirlerdi. Bu nedenle, somut olaydaki işlemi, HUMK.nun ıslahla ilgili hükümlerinde düzenleme altına alınmış olan işlemlerle bir benzerliği bulunmamaktadır. Örneğin, iddia ve savunmanın genişletilmesi, başkaca bir usul işleminin değiştirilmesi niteliğini taşımamaktadır. Davacılar tarafından, bu dilekçenin "ıslah" olarak isimlendirilmesi, yasanın öngördüğü anlam ve kapsamda dilekçeyi ıslah olarak kabul etmek sonucunu doğurmaz. Bu bakımdan mahkemece bu dilekçede belirtilen istem kaleminin de incelenmesi ve bu hususta bir karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile bu konuda hüküm kurulmamış olması bozmayı gerektirmiştir.

Bu konuda bir Yargıtay HGK kararı özeti (Corpus'tan alıntı lütfen karar metnine ayrıca siz de bakınız)
HG 00, E: 2004/4-200, K: 2004/000227, Tarih: 14.04.2004
Fazlaya ilişkin haklarını saklı tutmamış (kısmi dava açmamış) olan davacı fazlaya ilişkin haklarından zımnen feragat etmiş demektir ve ıslahla bu feragat veya başka bir görüşe göre kesin hüküm sonucunu ortadan kaldırabilmek mümkün değildir. Zararın varlığının değil, tutarının, tazminine kadar ki devrede, ekonomik göstergelere bağlı olarak değişebileceği gerçeği karşısında usul hukuku davacıya kısmi dava açma olanağı tanımıştır. Dava; hukuki ilişki konusunda alacak tutarını içeren sözler yönünden bir irade aktarımıdır. Hakkın tutarı yönünden ihtirazi kayıt olmaksızın bu iradenin, ulaşmakla yenilik doğuran bir durum meydana getireceği dikkate alındığında, bu yeni durum aynı zamanda fazlaya ilişkin hakkın düşmesi sonucunu da doğurur.
Old 03-05-2006, 22:19   #3
Hoca

 
Varsayılan

Durum olumsuz görünüyor. Bu takdirde; kalan kısmi alacak için ayrı bir dava açıp derdest dava ile birleştirilmesini istemek çözüm olabilir mi? Teşekkürler ve saygılar.
Old 07-05-2006, 17:02   #4
Av.Özcan

 
Varsayılan

Kalan kısım için dava açbilirsiniz açmaya ama bu size hiç bir şey kazandırmaz.Sadece dava açmış olursunuz.Açacağınız dava redde mahkumdur.Fazlaya ilişkin hakları saklı tutmadığınız için geriye kalan kısımdan feragat etmiş sayılırsınız.Feragate rağmen aynı konuda dava açamazsınız.Aranızdaki ilişki ilk dava değeri kadardır ve fazlasından feragat edilmiştir.
Bu konuda bahsedildiği şekilde dahi ıslah yapamazsınız.Çünkü fazlaya ilişkin haklar saklı tutulmadığı için burada bahsettiğiniz şekilde ıslah da olmaz.Kalan için dava da açılamaz...

Yani ilk dava değerine razı olacaksınız...
Old 22-05-2006, 15:59   #5
lawmantr

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY
1.Hukuk Dairesi
Esas : 2002/14269
Karar : 2003/372



DAVANIN SEBEBİ, MÜDDEABİH, TALEP NETİCESİ ISLAH YOLU İLE DEĞİŞTİRİLEBİLİR. HUMK.nun 87. maddesinin son cümlesindeki müddei ıslah suretiyle müddeabihi tezyit edemez" hükmünün 4.11.2000 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan Anayasa Mahkemesinin 20.7.1999 tarih, 1999/1 esas, 1999/33 sayılı kararı ile iptal edilmesi üzerine, davacının müddeabihi başka bir deyişle dava konusunu arttırabilmesi de mümkündür. Ayrıca, ıslah yazılı veya sözlü olarak KARŞI TARAFIN KABULÜNE BAĞLI OLMAKSIZIN yargılamanın bitmesine kadar yapılabilir.

----------------------------------

T.C. YARGITAY
1.Hukuk Dairesi
E:2002/419
K:2002/1169
T:31.01.2002



ISLAH İLE, DAVALININ MUVAFAKATINA GEREK OLMAKSIZIN TALEP SONUCU DEĞİŞTİRİLEBİLECEĞİ gibi; dava sebepleri de ( dayanak olarak gösterilen vakıalarda ) değiştirilebilir. Öte yandan davayı tamamen ıslah edebilecek olan davacıdır. ( Karşılık dava var ise onun davacısıdır )
----------------------------

kararlar işinize yararlı olabilir.



Old 22-05-2006, 16:10   #6
lawmantr

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY
İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu
E:1944/10
K:1948/3
T:4.2.1948



Dava açıldıktan sonra mevzuunda, sebebinde ve delillerde ve sair hususlarda usule müteallik olmak üzere yapılmış olan yanlışlıkları bir defaya mahsus olmak üzere düzeltmek ve eksiklikleri de tamamlamak imkanını veren ve MAHKEME KARARINA LÜZUM OLMADAN YAPILABİLEN ISLAHIN; HUKUK USULÜ MUHAKEMELERİ KANUNUNUN SEKSENDÖRDÜNCÜ MADDESİNİN AÇIK HÜKMÜ DAİRESİNDE TAHKİKAT VE YARGILAMA BİTİNCEYE KADAR YAPILABİLİP Yargıtayca hüküm bozulduktan sonra bu yoldan faydalanmanın mümkün olamayacağına mevcudun üçte ikiye aşan oyçokluğu ile 4.2.1948 tarihinde karar verildi.



T.C. YARGITAY
11.Hukuk Dairesi
E:2003/797
K:2003/6447
T:16.06.2003
….

H.U.M.K.nun 83.maddesine göre, iki taraftan her biri usule müteallik olarak yaptığı muameleyi tamamen veya kısmen ıslah edebilir, bu çerçevede davacının dava sebebini ( vakıaları ) ıslah ile genişletmesi mümkündür. Islahın, bir tarafın tek taraflı ve açık bir irade beyanı ile yapılması mümkün olup, KARŞI TARAFIN VEYA MAHKEMENİN KABULÜNE BAĞLI DEĞİLDİR.
Old 22-05-2006, 16:21   #7
lawmantr

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY
1.Hukuk Dairesi
Esas : 2002/14269
Karar : 2003/372



DAVANIN SEBEBİ, MÜDDEABİH, TALEP NETİCESİ ISLAH YOLU İLE DEĞİŞTİRİLEBİLİR. HUMK.nun 87. maddesinin son cümlesindeki müddei ıslah suretiyle müddeabihi tezyit edemez" hükmünün 4.11.2000 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan Anayasa Mahkemesinin 20.7.1999 tarih, 1999/1 esas, 1999/33 sayılı kararı ile iptal edilmesi üzerine, davacının müddeabihi başka bir deyişle dava konusunu arttırabilmesi de mümkündür. Ayrıca, ıslah yazılı veya sözlü olarak KARŞI TARAFIN KABULÜNE BAĞLI OLMAKSIZIN yargılamanın bitmesine kadar yapılabilir.





T.C. YARGITAY
1.Hukuk Dairesi
E:2002/419
K:2002/1169
T:31.01.2002



ISLAH İLE, DAVALININ MUVAFAKATINA GEREK OLMAKSIZIN TALEP SONUCU DEĞİŞTİRİLEBİLECEĞİ gibi; dava sebepleri de ( dayanak olarak gösterilen vakıalarda ) değiştirilebilir. Öte yandan davayı tamamen ıslah edebilecek olan davacıdır. ( Karşılık dava var ise onun davacısıdır )









T.C. YARGITAY
İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu
E:1944/10
K:1948/3
T:4.2.1948



Dava açıldıktan sonra mevzuunda, sebebinde ve delillerde ve sair hususlarda usule müteallik olmak üzere yapılmış olan yanlışlıkları bir defaya mahsus olmak üzere düzeltmek ve eksiklikleri de tamamlamak imkanını veren ve MAHKEME KARARINA LÜZUM OLMADAN YAPILABİLEN ISLAHIN; HUKUK USULÜ MUHAKEMELERİ KANUNUNUN SEKSENDÖRDÜNCÜ MADDESİNİN AÇIK HÜKMÜ DAİRESİNDE TAHKİKAT VE YARGILAMA BİTİNCEYE KADAR YAPILABİLİP Yargıtayca hüküm bozulduktan sonra bu yoldan faydalanmanın mümkün olamayacağına mevcudun üçte ikiye aşan oyçokluğu ile 4.2.1948 tarihinde karar verildi.



T.C. YARGITAY
11.Hukuk Dairesi
E:2003/797
K:2003/6447
T:16.06.2003
….

H.U.M.K.nun 83.maddesine göre, iki taraftan her biri usule müteallik olarak yaptığı muameleyi tamamen veya kısmen ıslah edebilir, bu çerçevede davacının dava sebebini ( vakıaları ) ıslah ile genişletmesi mümkündür. Islahın, bir tarafın tek taraflı ve açık bir irade beyanı ile yapılması mümkün olup, KARŞI TARAFIN VEYA MAHKEMENİN KABULÜNE BAĞLI DEĞİLDİR.





bir davamda kullandığım kararlardı bunlar. umarım işinize yarar.
Old 22-05-2006, 17:01   #8
erdal7

 
Varsayılan

Sayın Hocca

Bilirkişi raporundaki fazlalık faiz den kaynaklanıyorsa . O zaman Fazlaya ilişkin hakkınızı saklı tutup tutmadığınızın önemi yoktur. Faiz alacağı asıl alacaktan bağımsız olmayan ferri alacak olması itibarı ile özellik arzetmektedir. Mahiyeti gereği asıl alacağı dava etmekle faizi talep edilmemiş olsa bile saklı tutulmamış olsa bile ek dava ile talep edilebilinir.

Kanatimce Bozmadan sonra islah olamıyacağından . Karşı taraf lehine usulü müktesip hak doğuracağından , Ek dava açarak faizden kaynaklanan fazla alacağınızı talep edebilirsiniz.

Fazlaya ilişkin talebiniz asıl alacak dan kaynaklanıyorsa ( Faizden değil se ) Yukarıda arifo275 in görüşlerine katılıyorum.

Saygılarımı sunarım. AV. ERDAL
Old 23-02-2007, 19:53   #9
hulyalcin

 
Varsayılan

bu mesajlar eski olabilir, ben bu konuda yeni bir sorun yaşıyorum eklemek istedim. müvekkilimin beyanları doğrultusunda evliliğin butlanı için dava açmıştım; ancak yargılama esnasında akıl hastalığı oldugu ama hafif derecede bir rahatsızlık olduğu yönünde rapor geldi. aile mahkemesi davayı reddecek gibi görünüyor; oysa ıslah ederek dava sebebini değiştirebileceğimi düşünüyorum.ki bu yönde kararları yukarıda okudum. zaten eşlerden birinin butlan isteyecek derecede diğerinin akıl hastası olduğunu iddia etmesi bile bu birliği sarsmaya yetmektedir. Dava sonucunu burada paylaşacağım, sanki bana gereksiz yere uzuyor gibi geldi.. amaç belli, sonuç belli, düz mantık yok ortada.. Ya da hukukçu gibi düşünmeyi unutuyorum zaman zaman ...olabilir mi... olabilir...
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Fİkrİ Haklarin Devrİne İlİŞkİn SÖzleŞme/Yargıtay Kararı Av.Ceylan Pala Karadağ Fikri Haklar ve Bilişim Hukuku Çalışma Grubu 1 15-02-2007 17:24
Islah Murat^^ Meslektaşların Soruları 7 12-11-2006 17:17
Kismİ Davada, Fazlasi Üzerİnde Sakli Tutulan Talepler... Ramazan NARİN Hukuk Soruları Arşivi 0 11-03-2006 23:52
Tazminat Davasında Islah Nusret Meslektaşların Soruları 4 16-10-2002 02:12
Islah Yoluyla Müddeabihin Artırılması turev Meslektaşların Soruları 4 12-10-2002 21:24


THS Sunucusu bu sayfayı 0,06826711 saniyede 16 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.