Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Vasilik kararının iptali

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 04-03-2009, 23:46   #1
av.medinealtintaş

 
Varsayılan Vasilik kararının iptali

Sayın meslektaşlarım şimdiden düşünceleriniz için teşekkür ederim...
Kadın Almanyada ikamet ediyor...Kocası tarafından kadın birşekilde türkiyeye getirilerek(kadın yatalak olmasına rağmen gelip gelmediği dahi bilinmiyor) kadın vesayet altına alınıyor..Kocası vasi oluyor ve kadının Türkiyede bankadaki parasını almaya çalışıyor..Alınan vesayet kararının iptali için dava açacağım...Yetki yönünden Vasilik kararını veren mahkemenin bulunduğu yerde mi açmam gerekiyor?
Dilekçe örneğiniz var mıdır..oluşturdum ama emin olmak istiyorum...
çok teşekkürler...
Old 05-03-2009, 10:13   #2
Murat Özyılmaz

 
Varsayılan

Taradığım yargıtay kararlarında mahkemenin görevinin kamu düzeninden olduğu hususuna rastlamama rağmen yetki konusunda ayrıcalıklı bir duruma rastlayamadım. genel yetki kuralının uygulanabileceğini düşünüyorum.Gözümden kaçmış olabileceği de ihtimaldir iyi çalışmalar


T.C.

YARGITAY
2. HUKUK DAİRESİ
E. 2002/1479
K. 2002/1933
T. 14.2.2002
• VASİNİN AZLİ ( Vasinin Görevini Kötüye Kullanması Durumunda Vesayet Makamının Sulh Mahkemesi Olması )
• GÖREVLİ MAHKEME ( Vasinin Görevini Kötüye Kullanması Durumunda Vesayet Makamının Sulh Mahkemesi Olması )
4721/m.483
ÖZET : Mahkemenin görevine ilişkin kurallar kamu düzenine ilişkin olup, hakim tarafından yargılamanın her aşamasında kendiliğinden dikkate-alması zorunludur. Yeni kanunla kabul edilen görev kuralı geçmişede etkilidir.

Vasinin görevini kötüye kullanması halinde vesayet makamı Sulh Mahkemesi olur.Bu durum karşısında mahkemece görevsizlik kararı verilmesi gerekir.

DAVA : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü.

KARAR : Mahkemenin görevine ilişkin kurallar kanun düzenine ilişkindir. Hakim tarafından yargılamanın her aşamasında kendiliğinden dikkate alması zorunludur. Yeni bir kanunla kabul edilen görev kuralı geçmişe de etkilidir.
Old 05-03-2009, 10:24   #3
Av.Özlem PEKSÜSLÜ

 
Varsayılan

Vasinin Azline Karar Verilmesi İstemi Dilekçesi

SULH HUKUK MAHKEMESİNE
ERZİNCAN

VASİNİN AZLİNİ
İSTEYEN : Adı ve Soyadı, T.C. Kimlik No:
Adres
VEKİLİ : Avukat Adı ve Soyadı
Adres
AZLİ İSTENEN VASİ : Adı ve Soyadı
Adres
DAVA KONUSU : Vasinin azli
AÇIKLAMALAR :
1- Davacı müvekkil temyiz kudretine haiz ancak henüz reşit olmayan, vesayet altında bir kişi, davalı ise vasisidir. Ancak Medeni Kanunun kendisine verdiği görevi yerine getirmemektedir.
2- Bu konuda kendisi birçok kez uyarılmış olmasına rağmen durumda hiçbir değişiklik olmamıştır. Bu sebeple işbu azil talebinde bulunmak zorunlu olmuştur.
DELİLLER : Vesayet dosyası, rapor, bilirkişi incelemesi, tanıklar vs. delil.
HUKUKİ NEDENLER : TMK. md. 424 ve İlgili mevzuat.
SONUÇ VE İSTEM : Yukarıda arz edilen sebeplerle talebimizin kabulü ile vasi (Adı ve Soyadı)'in vasilik görevinden azline ve mahkeme masrafları ile vekâlet ücretinin davalıdan alınmasına karar verilmesini saygılarımla arz ve talep ederim. …/…/…

Azil İsteyen Vekili
Avukat Adı ve Soyadı
İmza



T.C.
YARGITAY
2. Hukuk Dairesi
Esas: 2004/4490
Karar: 2004/5718
Tarih: 03.05.2004
ÖZET: Vasinin azline vesayet makamı Sulh Hukuk Mahkemeleri tarafından karar verilir.
(4721 sayılı MK. m. 397, 483) (4787 sayılı Aile Mahkemeleri K. m. 4)
KARAR METNİ:
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarda gün numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunarak gereği görüşülüp düşünüldü.
Dava vasinin azli ve yeni vasi tayinine ilişkindir.
20.04.2004 gününde yürürlüğe giren 5133 s. kanunun 2. maddesi 4787 s. Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Yasanın 4. maddesini değiştirmiş ve Medeni Yasanın ikinci kitabının üçüncü kısmından kaynaklanan davaları Aile Mahkemesinden almış ve genel mahkemeler bırakmıştır.Vesayet makamı Sulh Hukuk Mahkemesi, denetim makamı ise Asliye Hukuk Mahkemesidir. (MK. md. 397) Vasinin azline vesayet makamı tarafından karar verilir. (MK. md. 483 )
Görev kamu düzeni ile ilgilidir. Yargılamanın her aşamasında dikkate alınması zorunludur. Bu açıklama karşısında görev yönünden hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün gösterilen nedenle BOZULMASINA, bozma sebebine göre de sair yönlerin incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine oybirliğiyle karar verildi. 03.05.2004
Kaynak: Corpus
[Copyright © Ced Dağıtım Medya Yazılım - Corpus Mevzuat ve İçtihat Programı]

Yetki konusunda Murat Bey'e katılıyorum...Saygılarımla
Old 26-01-2015, 11:38   #4
av__emrah

 
Varsayılan

T.C YARGITAY
18.Hukuk Dairesi
Esas: 2013 / 17859
Karar: 2014 / 2925
Karar Tarihi: 20.02.2014

ÖZET: Dosya kapsamından kısıtlının yerleşim yerinin kıstılılık kararı veren mahkemenin bulunduğu yer olduğu gözetilerek, kısıtlının yerleşim yerinin değiştirilmesine ilişkin izin verildiğine dair bir kararın olmadığı anlaşıldığından, yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler karşısında, mahkemece davaya Ordu Sulh Hukuk Mahkemesinde bakılmak üzere yetkisizlik kararı verilmesi gerekir.(4721 S. K. m. 411, 412) (5490 S. K. m. 7) (Adres Kayıt Sistemi Yönetmeliği m. 13)

Dava: Dava dilekçesinde, vasiliğin iptali ile B. H.'ın vasi olarak atanması istenilmiştir. Mahkemece vesayet konusunda karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, hüküm davacılar tarafından temyiz edilmiştir.

YARGITAY KARARI

Temyiz istemlerinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Davacılar Ordu 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2012/584 esas sayılı dosyasına sundukları dilekçelerinde, kısıtlı Ş. H.'ın eşi ve kızı olduklarını ve onunla birlikte yaşadıklarını ancak 03/02/2011 tarihinde davalı E. H.'ın babası Ş.'ı alarak Ordu'ya götürdüğünü ve orada baktığını ileri sürerek kendisini vasi tayin ettirdiğini, 15/06/2011 tarihi itibarı ile Ş. H.'ın kendilerinin yanında olduğunu ve halen kendilerinin baktığını, Ş. H.'ın yaşlı ve hasta olduğunu, kendi işini göremediğini, bakımının kendileri tarafından yapıldığını, vasinin kötüniyetli olduğunu, vasilik görevini yerine getiremediğini belirterek, E. H.'ın vasilik kararının iptali ile B. H.'ın vasi olarak atanmasını talep ve dava etmişler; mahkemece, 30.04.2013 tarihli ek karar ile kısıtlının Bandırma'da ikamet etmesinden bahisle yetkisizlik kararı verilerek dosya Bandırma Sulh Hukuk Mahkemesine gönderilmiş, Bandırma Sulh Hukuk Mahkemesi de talebin vesayet kararını veren mahkemece değerlendirilmesi gerektiğinden bahisle vesayet konusunda bir karar verilmesine yer olmadığına karar vermiştir.

Türk Medeni Kanunu'nun 411. maddesi gereğince vesayet işlerinde yetki, küçüğün veya kısıtlının yerleşim yerindeki vesayet dairelerine aittir. Bu yetki kesindir ve mahkemece doğrudan gözetilir. Aynı Yasanın 412. maddesi uyarınca ise; vesayet makamının izni olmadıkça vesayet altındaki kişi, yerleşim yerini değiştiremez. 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 7/g maddesine göre; kişilerin yerleşim yeri adreslerinin nüfus aile kütüklerinde bulunması zorunludur. Bu kanuna dayanılarak çıkartılan Adres Kayıt Sistemi Yönetmeliğinin 131. maddesine göre, yerleşim yeri adreslerinin tutulmasında kişinin yazılı beyanı esas alınır. Adres beyan formundaki bildirimler aksi sabit oluncaya kadar geçerlidir.

Somut olayda; dosya kapsamından Ş. H.'ın Ordu Sulh Hukuk Mahkemesince kısıtlandığı, kısıtlının yerleşim yerinin değiştirilmesine ilişkin izin verildiğine dair bir kararın olmadığı anlaşıldığından, yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler karşısında, mahkemece davaya Ordu Sulh Hukuk Mahkemesinde bakılmak üzere yetkisizlik yerine, vesayet konusunda bir karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi doğru görülmemiştir.

Sonuç: Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile şimdilik diğer yönleri incelenmeksizin hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacılara iadesine, 20.02.2014 gününde oybirliği ile, karar verildi. (¤¤)
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Evlat edinme kararının iptali Noyan Yiğit Meslektaşların Soruları 2 04-11-2008 15:04
Kaymakamlık kararının iptali ve TCK 154 evo09 Meslektaşların Soruları 1 18-09-2008 16:05
kat malikleri kararının iptali tekinasl Meslektaşların Soruları 2 01-09-2008 17:30
kamulaştırma kararının iptali davası mdelen82 Meslektaşların Soruları 4 19-07-2008 19:13
vasilik kararının tenfizi ycan Meslektaşların Soruları 3 03-06-2008 12:14


THS Sunucusu bu sayfayı 0,03391910 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.