Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Hukuk Soruları Arşivi THS Hukuk Soruları alanına 2000-2007 yılları arasında gönderilmiş eski soruların arşivlendiği forum alanımız. Bu alan yeni mesajlara ve yanıtlara kapalıdır ve sadece arşiv amaçlı olarak yayında tutulmaktadır.

Nafaka Miktarının Belirlenmesi ve Hakimin İnsiyatifi

 
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 09-10-2003, 09:56   #1
sumru

 
Mutsuz Diyecek Sözüm Var

Şimdi benim merak ettiğim şu;

Boşanma davalarında herşey hakimin insiyatifindemi olmak zorunda?Yani birinin hayatı geleceği hakimin iki dudağı arasında gerekçesiz olarak mı olacak? Size bir örnek sunmak istiyorum.
x : erkek y : kadın
Boşanma davasında y x'in yani kocasının 1 milyar küsür maaş aldığını iddea ediyor ve buna göre bir nafaka talep ediyor. Oysa iş yerinde yapılan gerekli incelemeler ve x 'in kendi beyanıyla belgeli olarak iş yerinden gerçek aldığı maaşı ibraz ediyor. Oysa hakim sadece kendi insiyatifine dayanarak nerdeyse x'İN aldığı maaşın %40 nı tek başına y ye veriyor. Açıklaması yok hakim belgeye ve yapılan incelemeye- işverenin yazılı beyanına rağmen y inandığını x'e inanmadığını kanıtlarcasına nafakayı haksız bir şekilde yüksek kılıyor. Bu durumda x hakimi gerçeğe belgelere rağmen inandıramadığı için hayatı boyunca çocuklara kendi baktığı halde sıkıntı çekip y'yi ferah içinde yaşatmak zorundamı?
Bu mu adalet bu mu hak bu mu hukuk?
Old 09-10-2003, 23:16   #2
ege

 
Varsayılan

merhaba sumru;
söz konusu nafaka iştirak nafakası mı?( müşterek çocuklar için tayin edilen nafaka)
yoksa tedbir nafakası mı?(boşanma davası süresince eş için tayin edilen nafaka)
yoksulluk nafakası mı?

veya yoksulluk nafakası ile birlikte iştirak nafakasını da mı içeriyor?

bunların hepsi ayrı hukuki sebeplerle düzenlenmiş nafakalardır.
Olayınızda sadece nafakadan söz ediyorsunuz, boşanma var mı? müşterek çocuklar var mı? velayeti kimde acaba?

Öte yandan hakim,takdir yetkisini kullanırken
nafaka borçlusunun yaşam standartını da göz önünde bulundurur.
Çünkü Ülkemizde pek çok insan kendi işyerlerinde asgari ücretli çalışan müdür olarak çalışmakta,
yada nafaka ve benzeri bir takım yükümlülüklerden kaçınmak için belgeli gelirini değiştirmektedir.

Bu sebeple karar verecek olan hakim yalnızca gelir belgeleyen delillerle bağlı kalmaksızın genel yaşam standartını ve nafaka ihtiyaçlısının koşullarını da göz önünde bulundurarak karar verir.

Olayınız net olmadığı için;
hakimin nafaka yükümlüsünün gelirinin %40na varan bir nafakayı neden tayin ettiği konusunda fikir yürütmek yanlış olacaktır.

ege
Old 10-10-2003, 08:29   #3
sumru

 
Varsayılan

İlginiz ve değerli cevabınız için öncelikle teşekkür ederim. Durumu şöyle izah edebilirim. Boşanma henüz gerçekleşmedi , dava devam etmekte. Davanın başlangıcında küçük çocuk (10) annenin yanındaydı - büyük çocukta (14) babanın yanında. Ve hakim buna dayanaraktan verdiği tedbir kararı ile hem kadına hem de küçük çocuk için nafaka ödenmesine karar verdi. Ancak kadın kendi insiyatifiyle mahkemede her iki çocuğunda velayetini talep etmesine rağmen küçük çocuğu babasının yanına gönderd sürekli kalması için. Buradaki amaç çocukların velayetini alıp nafakalarından faydalanmak. Oysa her iki çocukta şu anda babanın bakımı altında ancak baba halen aynı nafaka miktarını anneye ödemekte. Babanın gerçek maaşı 600 iken hakim - 100 milyon kadına 75 milyonda çocuğa olmak üzere nafaka bağladı. Ve bu durum kirada oturan ve iki çocuğunu okutmaya geçindirmeye çalışana baba için oldukça zorluklar meydana getirdi sırf hakim babanın kadının iddea ettiği gibi 1,5 milyar maaş aldığını düşündüğü için. Şimdi kadının yaşam standardı önemli de babanın değilmi? Hem iki çocuğuda bakan baba hem de amacı kötü olan anneye bakan baba. Hakimler bu kadar körmü kadının sırf nafakayı alabilmek için bunu yaptığını görmüyormu? Her zaman tek mağdur neden kadınmış gibi bir ön yargı var?
Şu anda aile mahkemelerin devreye girmesiyle ne olur bilemiyorum? Baba küçük çocuğunda annenin kendi insiyatifiyle kendi yanına gönderildiğini ve bundan dolayı çocuğa bağlanan nafakanın son bulmasını talep ettiğinde karşı taraf çocuğu kaçırdığını iddea etse muhtemelen hakim yine kadına inanacak. Çünkü erkekler medeni hukuk nazarında kötü algılanmaya mahkum.
Old 10-10-2003, 11:31   #4
hilmiseker

 
Varsayılan

Sayın Sumru,
Yargıcın somut uyuşmazlıkta belirttiğiniz kişiler için kararlaştırdığı nafaka T.M.K'unun 169. maddesinde ön görülen biçimidir.
Bu düzenleme ile amaçlanan boşanma yargısı ile bir arada kalma zorunluluğu kalmayan yanların ve çoçukların gecim ve iaşelerini temine çalışmaktır. Bu yasa yapıcının güçsüzleri koruma içgüdüsünden kaynaklanmaktadır.
Bu nafakadan yararlanacak olanlar somut olayda anne ile kendisini gecici olarak velayeti tevdi edilen müşterek çocuktur.
Çocuk için ön görülen nafaka çoçuğun ergin olmamaması nedeniyle çocuğun gereksinimi için harcanmak üzere gecici bir önlem olarak velayeti kullanan anneye verilmektedir.
Önlem niteliğindeki nafakanın kullanılması annenin yetkisindedir. Ancak unutulmamalıdırki bu yetkinin kullanılması yetki hamilinin sorumluluğunu da gerektirmektedir.
Bu yetkinin kullanılma biçimi ve sınırları tevdi edilen nafakanın küçüğun gereksinim kalemleri gözetilerek yararına kullanılmak şeklinde kendini gösterir. Aksi davranış annenin hukuki ve cezai sorumluluğunu gerektirebilir.
Somut bir ifade ile başkası için kullanılması için kendisine emanet edilen bir meblağın iadesi ile birlikte buyruğa aykırı davranma eylemini uyuşmazlığa konu yapılabilir.
Ayrıca velayet ve kişisel ilişki tesisinin hak sahibine ödevler yüklediğinin hatırda tutulması gerekir.
Kendisine bırakılan küçüğün buyruğun aksine diğerine yada üçüncü kişilere bırakılması aynı zamanda bu sorumluluğun bertarafı anlamına gelir. Bu taktirde diğer eşin etkinlikte bulunarak mahkemeden bu yetkinin kötüye kullanıldığı gerekcesiyle velayetin gecicide olsa el değiştirmesini olanaklı kılabilir.Çünkü bu hak kişisel nitelikte olup bizzat kullanılması zorunluluğu vardır.
Nafaka miktarına gelince temel ölçüt gereksinim kalemleri ,bunların aylık miktarları ile tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile insan hakları ilkeleridir. Ancak yargıcın T.M.K 4. maddesindeki yetkisini fedkarlığı denkleştirmek süretiyle kullanması gerekmektedir. Başka bir deyişle bir tarafın ihtiyaçlarını giderirken diğer tarafın yaşam hakkına saygılı bir buyruk oluşturmalıdır.
Bu şekildeki buyruğa ancak yargıcın tarafların sosyal ve ekonomik durumunu büyüteç altına alarak analizci bir yaklaşımla varılabilir.
Ancak taraflarında bu şüreçte etkili davranarak yargıca gerekli argumanları sunmaları gerekir.
Saygılarımla.
Old 10-10-2003, 12:44   #5
sumru

 
Varsayılan

Sayın hilmişeker cevabınız ve detaylı açıklamanız için size teşekkürlerimi sunarım.
Cevabınızdan anladığım kadarıyla anne kendisine çocuk için nafaka ödeniyor olmasına rağmen onu baba yanına göndererek çocuk için tahsis edilen nafakayı çocuğa harcamayıp kendisine harcayarak ve de kendisine verilen geçici velayetten menfaatleri doğrultusunda vazgeçerek kanun öününde hatalı ve suçlu duruma düşmektedir. Eğer kastınızı ve açıklamınız yanlış anladıysam lütfen beni bilgilendirin.
İlginize tekrardan teşekkür eder cevabınızı acilen beklerim.
 


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Kira Ücretinin Belirlenmesi Av. Balkan Tunalı Meslektaşların Soruları 4 03-11-2006 09:54
avukatlık stajının belirlenmesi dicle3008 Hukuk Stajı ve Meslek Seçimi 2 13-10-2006 09:46
cezanın belirlenmesi..? demester Hukuk Soruları Arşivi 2 05-09-2006 14:26
Kira Miktarının Tespiti Nur Hukuk Soruları Arşivi 2 11-06-2003 03:30
Devre Tatil Aidatlarının Belirlenmesi ÖZMEN Hukuk Soruları Arşivi 1 03-01-2003 09:13


THS Sunucusu bu sayfayı 0,04261589 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.