TTK madde 25/3 Ticari alımlarda ayıp ihbarı

merhaba sayın melektaşlarım.

müvekkil şirtket 2009 eylül ayında sıfır araç alıyor. ancak aracı satın aldığı tarihten 10 gün içerisinde aracın teybinin kendiliğinden durduğunu ve aracı durdurmadıkça ve bir süre beklemedikçe çalışmadığını fark ediyor. bunun üzerine aracı hemen servise götürüyor. servis bu konuda yapabileceklerini bir şey olmadığını, sattııkları bir kaç araçta bu tür bir sorunla karşılaştıklarını, sorunu yurtdışındaki üretici firmaya bildirdiklerini ve haber bekledikleri söyleyerek servis tutanağı tutulmadan gönderiyorlar. aradan 1-2 ay geçmesine rağmen müvekkil şirkete haber gelmiyor. bunun üzerine noterden ihtarname çekiliyor. çekilen ihtarnamede ayıbın ilk ne zaman ortaya çıktığı ve ne zaman servise görüldüğü yazılmış. ancak bu ihtanmaye satıcı firma bu güne kadar olumlu ve olumsuz bir cevap vermiyor. Bunun üzerine 2010 ocak ortalarında araç yetkili servise götürülüyor ve bu servis tutanağı düzenlettirilerek araçtaki arıza ve giderilememe sebebi yazdırılıyor.

SORU : TTK madde 25/3de geçen ihbar süresi (ki ticari alım satımlarda 8 gün) olayımızda ne zaman başlayacak?

Olayda TTK 25/3-son cümle yollamasıyla BK 198/3 'ün uygulanması gerektiği,buna göre somut olayda bu hükümlere riayet edilerek davranıldığı görüşündeyim.Yani ayıbın çıkar çıkmaz ilk kez sevise götürüldüğünde ayıp ihbarı yapılmış sayılır.Her ne kadar servis fişi düzenlenmese de,aracın sevise götürülmesiyle alıcı ayıp bildirimini aşan (aynı zamanda içeren ) bir davranışta bulunduğu -ve davranışı aynı zamanda maddi bir fiil olduğu-için TTK 20/3 maddesindeki yazılı şekil şartının burda uygulanamayacağı görüşündeyim.

Kanunda ihbar şartının yazılı bir şekilde ispatlanması gerektiği yazmıyor. Hatta bir kaç öğretide ihbarın yapıldığının ispatının yazılı şekil şartına bağlı olmadığı, her türlü delille ispatlanabileceği söyleniyor. Merak ettiğim, ihtarnamede servise götürülen tarihin yazılı olması ve karşı tarafın ihtarnameye sessiz kalarak bunu kabul etmiş sayılıp sayılamayacağıdır. Bu ihtar, muayene ve ihbar külfetini yerine getirdiğimiz hususunda ispat aracı olabilirimi? Bu hususa değinen bir Yargıtay kararı varsa ve eklerseniz sevinirim.

Sayın YILDIZ,kanunda yazılı hallerin dışında hiç kimsenin karşı tarafı bir irade açıklamasında bulunmaya,bulunmazsa kendi leyhine sonuç çıkarmaya hakkı olmadığını düşünüyorum.Ancak ilk servise götürülme ve tarihini tanıkla ispat edebileceğiniz görüşündeyim (sonuç itibarıyla ilk cevabımda belirttiğm üzere somut olayda TTK 20/3'ün burda uygulanamayacağından bu konuda size katılıyorum)
Elimde Yargıtay Kararı yok,var olan arkadaşlar gönderirse sevinirim.