avukat aleyhiner açılan hürriyeti tahdit

Merhaba Sayın Meslektaşlarım
Bir meslektaşım hakkında hürriyeti tahdit suçlaması ile baroya ve savcılığa şikayet dilekçesi verilmiş durumda. Meslektaşım bir kurumun icra işlerini takip ediyor. Bir icra dosyasında icra kefili olan üçüncü şahıstan taahhüt alıyor. Daha sonra ödeme olmayınca taahüdü ihlalden şikayet ediliyor. Ancak icra kefili olan kişi ile aynı isimde ve işlerini takip ettiği kuruma borçlu olan başka bir şahsın kimlik bilgileri yanlışlıkla şikayet dilekçesine yazılıyor. Dolayısıyla yanlış kimlik bilgileri nedeni ile taahhüdü olmayan aynı isimde başka bir şahsa ceza çıkıyor ve şahıs 13 gün cezaevinde kalıyor. Şimdi burda taahhüt verilen haciz zaptında kişinin kimlik bilgileri mevcutken yanlışlıkla diğer kişinin kimlik bilgilerinin yazılması tedbirsizlik ve dikkatsilik olarak değerlendirilebilir mi? (taahhüdü ihlal nedeni ile şikayet dilekçesi ofisinde listelerden bakılarak hazırlandığı ve listelerde birden fazla aynı isimde kişi olunca kontrol edilmeden yanlışlıkla o kişinin adı kimlik bilgileri kullanılıyor)Hürriyeti tahdit suçunda genel kast yeterli. Bu olayı genel kast olarak değerlendirebilirmiyiz? Bu konuda elinizde içtihat var mıdır? Yardımlarınız için şimdiden çok teşekkür ederim.

Alıntı: Yazan songemi Merhaba Sayın Meslektaşlarım Bir meslektaşım hakkında hürriyeti tahdit suçlaması ile baroya ve savcılığa şikayet dilekçesi verilmiş durumda. Meslektaşım bir kurumun icra işlerini takip ediyor. Bir icra dosyasında icra kefili olan üçüncü şahıstan taahhüt alıyor. Daha sonra ödeme olmayınca taahüdü ihlalden şikayet ediliyor. Ancak icra kefili olan kişi ile aynı isimde ve işlerini takip ettiği kuruma borçlu olan başka bir şahsın kimlik bilgileri yanlışlıkla şikayet dilekçesine yazılıyor. Dolayısıyla yanlış kimlik bilgileri nedeni ile taahhüdü olmayan aynı isimde başka bir şahsa ceza çıkıyor ve şahıs 13 gün cezaevinde kalıyor. Şimdi burda taahhüt verilen haciz zaptında kişinin kimlik bilgileri mevcutken yanlışlıkla diğer kişinin kimlik bilgilerinin yazılması tedbirsizlik ve dikkatsilik olarak değerlendirilebilir mi? (taahhüdü ihlal nedeni ile şikayet dilekçesi ofisinde listelerden bakılarak hazırlandığı ve listelerde birden fazla aynı isimde kişi olunca kontrol edilmeden yanlışlıkla o kişinin adı kimlik bilgileri kullanılıyor)Hürriyeti tahdit suçunda genel kast yeterli. Bu olayı genel kast olarak değerlendirebilirmiyiz? Bu konuda elinizde içtihat var mıdır? Yardımlarınız için şimdiden çok teşekkür ederim.

Hürriyeti tahdit suçlaması biraz ilginç.

Ceza hukuku bakımından suç oluşmaz. Avukat dilekçesinde hatalı isteklerde bulunabilir, kararı veren mahkeme ve infaz savcılığı bu hatanın farkına varmalıydı. Bu kurumların hatalı işleminden avukat sorumlu tutulamaz.
Diğer yandan disiplin hukuku yönünden avukatın özen yükümlülüğüne uymadığı sonucuna varılıp disiplin cezası verilmesi olasılığı yüksektir.

En basitinden ağırına gider isek, hataen de olsa bilerek bir başka kimsenin bilgilerinin yazılması suretiyle ceza çıkması ve birinin mağdur olması sonucunda en basitinden görevi suistimal (ihmal) ve baro disiplin kurulu açısından da uyarmadan ağırına kadar giden bir ceza olabileceği açıktır. ancak hürriyeti tahdit konusunda kastın olmadığı ve fiilin unsurlarının oluşmadığı ancak iftira suçu olabileceği bu suç için olayımızda kastın bulunmadığı kanaatindeyim.

İlginç bir durum! Uzun uzadıya tartışılabilir.Ama öncelikle "bu suçta genel kast yeterlidir" inanışıyla endişeye kapılmamanız açısından belirtmekte yarar görüyorum. Her ne kadar Hürriyeti tahdit suçu açısından özel kast aranmaz ise de, eski yasada da yer alan "gayrimeşru zemin" yeni yasada "hukuka aykırı olarak " olarak yer almıştır.

Alıntı: "..Hukuka aykırılık ibaresi, hukukun izin vermediği halleri ifade etmektedir.Örneğin bir suça ilişkin soruşturma kapsamında suç şüphesi altında bulunan kişinin ceza muhakemesi hukukunun gereklerine uygun olarak yakalanması, göz altına alınması veya tutuklanması hallerinde, fiil hukuka uygundur ve suç oluşmayacaktır."Doç .Dr. Ahmet Gökçen, www.ceza-bb.adalet.gov.tr/makale/117.doc "

Bu suç taksirle de işlenemyeceğine göre, cezai sorumluluk doğmaz. Belki disiplinel veya medeni sorumluluk düşünülebilir.

Bence Türk Ceza Yasası uyarınca cezai sorumluluk doğmaz. Avukatın işlerini yaparken özen ve dikkat yükümlülüğü vardır. Baronun disiplin cezası verebileceğini düşünüyorum.
Ayrıca mağdurun açacağı maddi ve manevi tazminat davasında yüklü bir tazminat kazanabileceği kanaatindeyim.