Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Sokak Aydınlatması - Aydınlatmanın yetersizliğinde elektrik idaresinin hukuki sorumluluğu - idare görevlilerinin cezai sorumluluğu

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 04-11-2011, 13:41   #1
Av. Engin EKİCİ

 
Varsayılan Sokak Aydınlatması - Aydınlatmanın yetersizliğinde elektrik idaresinin hukuki sorumluluğu - idare görevlilerinin cezai sorumluluğu

Değerli Meslektaşlarım;

"Sokak aydınlatması" olarak tabir edebileceğimiz sokak lambaları, bilindiği üzere akşam belirli bir saatte açılır, gün doğarken/karanlık ortadan kalktığında otomatik olarak söner. Zaman zaman kimi yerleşim yerlerinde hava tamamen aydınlanmasına rağmen lambaların yanmaya devam ettiğini de görür ve üzülürüz. Ancak konu bu değil.

Gereğince yanmayan, tabir-i caizse sadece bulunduğu direği aydınlatan, akşam saatlerinden itibaren gece boyu sokağın güvenliğini tehlikeye sokan (gasp, çukura düşme, trafik kazası vs. çeşitli tehlikelere yol açabilecek) lambalarla ilgili sorumlu elektrik idaresine (BEDAŞ) telefonla ve yazılı olarak yapılan bildirimlere rağmen olumlu bir sonuç alınamaması durumunda -kimsenin başına bir şey gelmeden önce- yetkililer hakkında suç duyurusunda bulunulması sizce sonuç getirir mi?

Değerli görüşleriniz için teşekkür ederim. Saygılarımla..

Not: Sanılanın aksine sokak aydınlatmalarından tamamen elektrik idaresi sorumlu, belediyelerin hiçbir sorumluluğu bulunmamakta.
Old 04-11-2011, 13:57   #2
İlhan_ERDEN

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av. Engin EKİCİ
-kimsenin başına bir şey gelmeden önce- yetkililer hakkında suç duyurusunda bulunulması sizce sonuç getirir mi? .

Hangi suçun oluşabileceğini düşünmektesiniz?
Old 04-11-2011, 14:10   #3
Av. Engin EKİCİ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan İlhan_ERDEN
Hangi suçun oluşabileceğini düşünmektesiniz?
TCK 257 "Görevi kötüye kullanma suçu" kapsamında sorumlulukları olduğu kanaatindeyim.
Old 04-11-2011, 14:27   #4
Av.Evren Akçay

 
Varsayılan

Görevi kötüye kullanma suçunun oluşması için; görevinin gereklerine aykırı hareket etmek suretiyle, kişilerin mağduriyetine veya kamunun zararına neden olması lazım. Ancak sizin bahsettiğiniz şekilde herhangi bir zarar durumu da yoksa Görevi kötüye kullanma suçu oluşmayacağını düşünüyorum. Ancak tam olarak ifade etmese de TCK 178. madde de yer alan;İşaret ve engel koymama suçu belki oluşabilir. Zira bu suçta zarar görme şartı aranmamaktadır.
MADDE 178 - (1) Herkesin gelip geçtiği yerlerde yapılmakta olan işlerden veya bırakılan eşyadan doğan tehlikeyi önlemek için gerekli işaret veya engelleri koymayan, konulmuş olan işaret veya engelleri kaldıran ya da bunların yerini değiştiren kişi, iki aydan altı aya kadar hapis veya adli para cezası ile cezalandırılır. (SULH CEZA MAHK.)
Gerekçe:Madde metninde tanımlanan suç, herkesin gelip geçtiği yerlerde yapılmakta olan işlerden veya bırakılan eşyadan doğan tehlikeyi önlemek için gerekli işaret ve engellerin konmaması, konulmuş olan işaret ve engellerin kaldırılması ya da yerinin değiştirilmesi ile oluşur. Madde metninden de anlaşılacağı üzere suç seçimlik hareketli bir suçtur. Seçimlik hareketlerden birinin yapılması ile suç oluşur. Suçun oluşması için bir zararın doğması aranmaz. Bu suçun işlenmesi suretiyle bir zarar meydana gelirse; kişi, fiilin sebebiyet verdiği netice dolayısıyla kast veya taksirine göre sorumlu olur.
Old 04-11-2011, 14:35   #5
üye7160

 
Varsayılan

4628 Sayılı Elektrik piyasası kanununu incelemenizde fayda var.Kanunda görevlerini layıkı ile yerine getirmeyen lisans sahibi dağıtıcılar hakkında nasıl yaptırım uygulanacağı yazılmış. md.11
Kanundan yola çıkarak Elektrik Piyasası Düzenleme Kurumuna yazılı başvurmanız halinde ilgililerin denetime tabi tutularak görevlerini ihmalleri tespit edilerek yaptırım uygulanacağını düşünüyorum.
Old 04-11-2011, 14:45   #6
Av. Engin EKİCİ

 
Varsayılan

Sayın Evren AKÇAY;

Alıntı:
Görevi kötüye kullanma suçunun oluşması için; görevinin gereklerine aykırı hareket etmek suretiyle, kişilerin mağduriyetine veya kamunun zararına neden olması lazım. Ancak sizin bahsettiğiniz şekilde herhangi bir zarar durumu da yoksa Görevi kötüye kullanma suçu oluşmayacağını düşünüyorum.
Haklısınız, gerek icrai gerekse ihmali şekilde gerçekleşen görevi kötüye kullanma suçundan bahsedeceksek bir zararın veya mağduriyetin varlığı gerekiyor. Ancak "mağduriyeti" geniş perspektifte düşünemez miyiz? Yani, ilk mesajımda belirttiğim ve akla gelebilecek başka tehlikelerin varlığı, bir mağduriyet olarak nitelendirilemez mi? Zira sokak yeterince aydınlanmadığından sakinler ve gelip geçenler açısından her an için bir tedirginlik durumu söz konusudur.
Alıntı:
Ancak tam olarak ifade etmese de TCK 178. madde de yer alan;İşaret ve engel koymama suçu belki oluşabilir. Zira bu suçta zarar görme şartı aranmamaktadır.
MADDE 178 - (1) Herkesin gelip geçtiği yerlerde yapılmakta olan işlerden veya bırakılan eşyadan doğan tehlikeyi önlemek için gerekli işaret veya engelleri koymayan, konulmuş olan işaret veya engelleri kaldıran ya da bunların yerini değiştiren kişi, iki aydan altı aya kadar hapis veya adli para cezası ile cezalandırılır. (SULH CEZA MAHK.)
Gerekçe:Madde metninde tanımlanan suç, herkesin gelip geçtiği yerlerde yapılmakta olan işlerden veya bırakılan eşyadan doğan tehlikeyi önlemek için gerekli işaret ve engellerin konmaması, konulmuş olan işaret ve engellerin kaldırılması ya da yerinin değiştirilmesi ile oluşur. Madde metninden de anlaşılacağı üzere suç seçimlik hareketli bir suçtur. Seçimlik hareketlerden birinin yapılması ile suç oluşur. Suçun oluşması için bir zararın doğması aranmaz. Bu suçun işlenmesi suretiyle bir zarar meydana gelirse; kişi, fiilin sebebiyet verdiği netice dolayısıyla kast veya taksirine göre sorumlu olur.
Burada da, belirttiğiniz gibi zarar şartı aranmamakla birlikte devam etmekte olan bakım ve onarıma ilişkin bir çalışmanın ya da engel teşkil eden bir nesnenin olması gerektiği ve elektrik direklerinin aydınlatma işlevini yerine getirmemesinin bu anlamda değerlendirilemeyeceği kanaatindeyim.

Teşekkür eder saygılarımı sunarım..
Old 04-11-2011, 14:52   #7
Av. Engin EKİCİ

 
Varsayılan

Alıntı:
4628 Sayılı Elektrik piyasası kanununu incelemenizde fayda var.Kanunda görevlerini layıkı ile yerine getirmeyen lisans sahibi dağıtıcılar hakkında nasıl yaptırım uygulanacağı yazılmış. md.11
Kanundan yola çıkarak Elektrik Piyasası Düzenleme Kurumuna yazılı başvurmanız halinde ilgililerin denetime tabi tutularak görevlerini ihmalleri tespit edilerek yaptırım uygulanacağını düşünüyorum.
Sayın YILDIZ HUKUK;

Elektrik Piyasası Kanunu'nun ilk maddesine baktığımızda da, sizi doğrular nitelikte "Bu Kanunun amacı; elektriğin yeterli, kaliteli, sürekli, düşük maliyetli ve çevreyle uyumlu bir şekilde tüketicilerin kullanımına sunulması için, rekabet ortamında özel hukuk hükümlerine göre faaliyet gösterebilecek, mali açıdan güçlü, istikrarlı ve şeffaf bir elektrik enerjisi piyasasının oluşturulması ve bu piyasada bağımsız bir düzenleme ve denetimin sağlanmasıdır..." şeklinde bir çerçeve çizilmiş olduğunu görüyoruz. Öneriniz üzerinde düşünülebilir.

Teşekkür ederim. Saygılarımla..
Old 04-11-2011, 15:00   #8
İlhan_ERDEN

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av. Engin EKİCİ
TCK 257 "Görevi kötüye kullanma suçu" kapsamında sorumlulukları olduğu kanaatindeyim.

Görevi kötüye kullanma suçunun unsurlarının, suçun "tehlike suçu" değil, "zarar suçu" olarak ele alınmış olması, mevcut bir zararın imeydana gelmemiş olması sebebiyle, oluşmadığını düşünüyorum.
Old 04-11-2011, 15:05   #9
İlhan_ERDEN

 
Varsayılan

Ancak, T.C.K. bakımından "henüz" böyle bir ihmalin cezalandırılabilir suç olmamasını, sorumluluğun doğabilmesi için illa bir zararın meyadana gelmesinin beklenmesini de hukuken ve vicdanen doğru bulmadığımı da belirtmek isterim.
Old 04-11-2011, 15:08   #10
Av. Engin EKİCİ

 
Varsayılan

Alıntı:
Görevi kötüye kullanma suçunun unsurlarının, suçun "tehlike suçu" değil, "zarar suçu" olarak ele alınmış olması, mevcut bir zararın meydana gelmemiş olması sebebiyle, oluşmadığını düşünüyorum.
Sayın İlhan_ERDEN;

Sanırım 6 no.lu mesajda değindiğim, mağduriyeti geniş anlamda değerlendirme fikrinden vazgeçsem yerinde olacak. Ayrıca, söz konusu tehlikenin suç her ne kadar zarar suçu da olsa mağduriyet olarak değerlendirilebileceğine ilişkin bir görüş ya da karar paylaşabilecek bir meslektaşımız var ise memnun olacağımı ifade etmeliyim.

Teşekkür ederim, saygılarımla..
Old 04-11-2011, 15:11   #11
Av. Engin EKİCİ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan İlhan_ERDEN
Ancak, T.C.K. bakımından "henüz" böyle bir ihmalin cezalandırılabilir suç olmamasını, sorumluluğun doğabilmesi için illa bir zararın meyadana gelmesinin beklenmesini de hukuken ve vicdanen doğru bulmadığımı da belirtmek isterim.
Evet, sizinle aynı kanaatteyim. Yetkililer, cezai anlamda sorumlulukları olduğu bilinciyle hareket edecek olsalar kesinlikle benzer talep ve yakınmalar karşısındaki duyarsızlıklarını devam ettiremezler.
Old 04-11-2011, 15:14   #12
Av.Evren Akçay

 
Varsayılan

Öncelikle;" İşaret ve engel koymama suçu belki oluşabilir" özellikle yazdım. Halen Görevi kötüye kullanma suçu kapsamına girmediği düşüncesindeyim. Kanaatime göre girse ancak İşaret ve engel koymama suçu oluşabileceğini düşünüyorum. Diğer Enerji Mevzuatına göre bahsettiğiniz durumda ancak dağıtım şirketine idari para cezası verilebilir. Suç duyurusuna konu olmaz. Ancak bence yapılabilecek şey; yapmış olduğunuz başvurularla ilgili belgelerle TEDAŞ' a veya EPDK ya tüm uyarılarınıza rağmen işlem yapılmadığı gerekçesiyle başvurmanız.
Old 04-11-2011, 15:17   #13
Av. Engin EKİCİ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Evren Akçay
Öncelikle;" İşaret ve engel koymama suçu belki oluşabilir" özellikle yazdım. Halen Görevi kötüye kullanma suçu kapsamına girmediği düşüncesindeyim. Kanaatime göre girse ancak İşaret ve engel koymama suçu oluşabileceğini düşünüyorum. Diğer Enerji Mevzuatına göre bahsettiğiniz durumda ancak dağıtım şirketine idari para cezası verilebilir. Suç duyurusuna konu olmaz. Ancak bence yapılabilecek şey; yapmış olduğunuz başvurularla ilgili belgelerle TEDAŞ' a veya EPDK ya tüm uyarılarınıza rağmen işlem yapılmadığı gerekçesiyle başvurmanız.
Görevi kötüye kullanma suçu olduğu konusunda ısrarcı değildim. Sadece sınırları acaba biraz zorlama imkanı olur mu düşüncesinde idim. Değindiğiniz gibi bu tip sorunlar karşısında tek yönlü düşünmemek, farklı tazyik yollarını uygulamaya geçirmek gerekiyor.
Old 04-11-2011, 16:30   #14
üye31284

 
Varsayılan

İşe yaramayan ( Tahsis edildiği amaca hizmet etmeyen ) ve başvurulara rağmen onarılmayan aydınlatma bir anlamda elektrik israfıysa, bu israf kamu zararı değil midir? Kamu zararıdır.
Old 04-11-2011, 16:56   #15
İlhan_ERDEN

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Zeytinn
İşe yaramayan ve başvurulara rağmen onarılmayan aydınlatma bir anlamda elektrik israfıysa, bu israf kamu zararı değil midir?

Böyle bir israfın kamu zararı olarak anlaşılması gerekir bence.Ancak "işe yaramama" üzerinde durulması gerekir. Yani konu başında belirtilen ancak soruya dahil edilmeyen "Zaman zaman kimi yerleşim yerlerinde hava tamamen aydınlanmasına rağmen lambaların yanmaya devam ettiği" gibi bir durumda, israf ve dolayısı ile kamu zararı sözkonusu olmalıdır.
Old 04-11-2011, 18:09   #16
Av.Evren Akçay

 
Varsayılan

Ben meseleye hiç bu yönden bakmamıştım. Kamu zararının tanımı 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu 71. madde de yer almıştır. Aşağıda ekleyeceğim madde metnine (f bendi) göre yapılmayan bu işlemin kamu zararına neden olduğu anlaşılmaktadır. Ancak bunun ispatının nasıl olacağı veya bu suç duyurusunun ne kadar ciddiye alınacağı ayrı bir sorun.
Kamu zararı;
MADDE 71.- Kamu zararı, mevzuata aykırı karar, işlem, eylem veya ihmal sonucunda kamu kaynağında artışa engel veya eksilmeye neden olunmasıdır.

Kamu zararının belirlenmesinde;

a) İş, mal veya hizmet karşılığı olarak belirlenen tutardan fazla ödeme yapılması,

b) Mal alınmadan, iş veya hizmet yaptırılmadan ödeme yapılması,

c) Transfer niteliğindeki giderlerde, fazla veya yersiz ödemede bulunulması,

d) İş, mal veya hizmetin rayiç bedelinden daha yüksek fiyatla alınması veya yaptırılması,

e) İdare gelirlerinin tarh, tahakkuk veya tahsil işlemlerinin mevzuata uygun bir şekilde yapılmaması,

f) Kamu kaynakları ile yükümlülüklerinin yönetilmesinde, değerlendirilmesinde, korunmasında veya kullanılmasında gerekli önlemlerin alınmaması veya özenin gösterilmemesi suretiyle öz kaynağın azalmasına sebebiyet verilmesi,

g) Mevzuatında öngörülmediği halde ödeme yapılması,

Esas alınır.
Old 05-11-2011, 12:28   #17
üye7160

 
Varsayılan

ben yinede öncelikle EPDK ya başvuruda bulunmanızın daha doğru olacağını düşünüyorum.Zira kurum tarafından yapılacak olan denetimde haklılığınız ortaya çıktığında diğer kanun yollarının da açılacağını yani sayın Akçay'ın da belirttiği 5018 sy. kanunun 71.madde f bendi uyarınca suç duyurusunda bulunduğunuzda elinizde hali hazırda bir ispatınızın da olacağını düşünüyorum.saygılarımla.
Old 08-11-2011, 23:02   #18
Av.Ömer Güntay

 
Varsayılan

Sayın YILDIZ HUKUK ve Av. Evren Akçay ile aynı düşünüyorum ben de.
Ceza kanunları genel kural olarak tehlikeyi cezalandırmaz.
Genel bir kamusal tehlikelilik halinin cezalandırılabilmesi için tehlikeli duruma sebebiyet verilmesinin cezalandırılacağının tipiklik-kanunsuz ceza olmaz ilkesi gereğince tereddütsüz olarak düzenlenmesi gerekir.
Konu, tam anlamıyla idari şikayete konu olabilecek niteliktedir.
Saygılar.
Old 09-11-2011, 09:33   #19
BaharB

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av. Engin EKİCİ
Sayın Evren AKÇAY;

Ancak "mağduriyeti" geniş perspektifte düşünemez miyiz? Yani, ilk mesajımda belirttiğim ve akla gelebilecek başka tehlikelerin varlığı, bir mağduriyet olarak nitelendirilemez mi? Zira sokak yeterince aydınlanmadığından sakinler ve gelip geçenler açısından her an için bir tedirginlik durumu söz konusudur.

Kamu zararının maddi nitelikte olması gerekiyorsa da, kişilerin mağduriyetinde, mağduriyet kavramının maddi zarar teşkil etmeyen durumları da kapsadığı şüphesizdir. Kamu görevlisinin, kişilerin haklarını tam olarak kullanamamaları sonucunu doğuran her türlü eylem ve işlemi görevde yetkinin kötüye kullanılması veya görevi ihmal suçunu oluşturabilir. Somut olayda kişilerin güvenlik içerisinde yaşama haklarının ihlal edildiği düşünülebilir.
Saygıyla...
Old 09-11-2011, 14:12   #20
Av. Engin EKİCİ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan BaharB
Kamu zararının maddi nitelikte olması gerekiyorsa da, kişilerin mağduriyetinde, mağduriyet kavramının maddi zarar teşkil etmeyen durumları da kapsadığı şüphesizdir. Kamu görevlisinin, kişilerin haklarını tam olarak kullanamamaları sonucunu doğuran her türlü eylem ve işlemi görevde yetkinin kötüye kullanılması veya görevi ihmal suçunu oluşturabilir. Somut olayda kişilerin güvenlik içerisinde yaşama haklarının ihlal edildiği düşünülebilir.
Saygıyla...
Fikir jimnastiği ile mağduriyet kavramını irdelemek istemiştim ancak meslektaşlarca paylaşılan mesajlardan anlaşıldığı kadarıyla genel kabul gören düşünce tarzı, mağduriyeti somut bir zarar ile ilişkilendiriyor. Ancak kişilerin haklarını tam olarak kullanamamaları da bir anlamda mağduriyet olarak nitelendirilebilip nitelendirilemeyeceği üzerinde düşünmek gerek
Old 09-11-2011, 14:18   #21
Av. Engin EKİCİ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Ömer Güntay
Sayın YILDIZ HUKUK ve Av. Evren Akçay ile aynı düşünüyorum ben de.
Ceza kanunları genel kural olarak tehlikeyi cezalandırmaz.
Genel bir kamusal tehlikelilik halinin cezalandırılabilmesi için tehlikeli duruma sebebiyet verilmesinin cezalandırılacağının tipiklik-kanunsuz ceza olmaz ilkesi gereğince tereddütsüz olarak düzenlenmesi gerekir.
Konu, tam anlamıyla idari şikayete konu olabilecek niteliktedir.
Saygılar.
Evet, somut durumda mağduriyetin tanımlanması bakımından bir teredüdümüz var.
Old 09-11-2011, 17:12   #22
İlhan_ERDEN

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av. Engin EKİCİ
Fikir jimnastiği ile mağduriyet kavramını irdelemek istemiştim ancak meslektaşlarca paylaşılan mesajlardan anlaşıldığı kadarıyla genel kabul gören düşünce tarzı, mağduriyeti somut bir zarar ile ilişkilendiriyor. Ancak kişilerin haklarını tam olarak kullanamamaları da bir anlamda mağduriyet olarak nitelendirilebilip nitelendirilemeyeceği üzerinde düşünmek gerek

Mağduriyetin illa somut bir zarar olarak algılanmaması gerektiğini, soyut olarak da kişilerin mağduriyetinin sözkonusu olabileceğini, madddi zarar olaarak sadece kamunun zararının ele alınması gerektiğini, ancak kişiler bakımından ise ele alınan mağduriyet kavramının somut ve soyut olarak bulunabileceğini düşünüyorum. Lakin, bu soyut zarar-mağduriyetin sınırlarının da belirlenebilir olması gerekir. Yani kişilerin soyut olarak bir zarara uğramaları, ya da ne şekilde olursa olsun, bir mağduriyetle karşı karşıya kalmaları, hemen her olayda mevcut ve kaçınılmaz gibidir. Zira belirttiğiniz üzere, "kişilerin haklarını tam olarak kullanamamaları" bir mağduriyet sayılabilir. Ancak, ceza hukuku bakımından, her mağduriyetin, her soyut zararın, görevi kötüye kullanma ya da görevi ihmal suç kalıplarında belirtilen "kişi mağduriyeti" kavramına dahil olamayacağını, aksi halde her idari eylem ya da işlemden dolayı sözkonusu suçun oluşmasının kaçınılmaz olacağı, bu sebeble de, mağduriyet kavramının biraz daha dar anlamda anlaşılması gerektiği kanaatindeyim. Saygılar
Old 09-11-2011, 18:36   #23
Av.Evren Akçay

 
Varsayılan

Öncelikle Sayın İlhan ERDEN'in görüşüne hemen hemen katılmakla birlikte şunları eklemek istiyorum. Kişilerin haklarını tam olarak kullanamamaları sonucunda zarar yoksa burada yine Görevi Kötüye Kullanma suçu oluşmayacağını düşünüyorum. Zira; Görevi Kötüye Kullanma suçu ile ilgili hatırı sayılır şekilde araştırma yapan ve bu konuda sinerji, kazancı içtihat bankalarındaki birçok yargıtay kararını da dikkatle okumuş biri olarak şahsi mağduriyetin olmadığı yerde görevi kötüye kullanma suçunun oluşacağı kanaatinde değilim. Yargıtay kararlarında somut zararın üzerinde özellikle durulmuş. Hatta bazı kararlarda mevzuata aykırı hareket edilmesine rağmen zararın olmadığı durumlarda suçun oluşmayacağı belirtilmiş. Meydana gelen mağduriyetin tespitinin bile çok zor olduğu bir durum var burada. Kişinin Zarar görme ihtimaline göre görevi kötüye kullanma iddiasıyla suç duyurusunda bulunulması durumunda sonuç elde edilemeyeceğini düşünüyorum. Kamu kurumlarınca yapılan birçok eylem sonucu mağdur olma durumu ortaya çıkabilmektedir. Örneğin Kamulaştırmasız el atma durumlarında kamu idarelerince kişilerin taşınmazları kullanılmakta ve bu durumda taşınmaz sahibi kişiler çoğu zaman mağdur olmaktadır. TCK 154. madde de hakkı olmayan yere tecavüz suçu düzenlenmiştir. Ancak bundan dolayı ceza almış bir tane kamu görevlisi söz konusu değildir( Hiçbir içtihat programında görmedim). Mağduriyet var ama ceza yok. tam tersi Bilgi edinme kanunu 29. maddesine göre;" Bilgi edinme Kanununun uygulanmasında ihmâli, kusuru veya kastı bulunan memurlar ve diğer kamu görevlileri hakkında, işledikleri fiillerin genel hükümler çerçevesinde ceza kovuşturması gerektirmesi hususu saklı kalmak kaydıyla, tâbi oldukları mevzuatta yer alan disiplin cezaları uygulanır." Zarar dan veya mağduriyetten hiç bahsetmiyor. Siz bilgi edinme kapsamında başvuruda bulunduktan sonra size süresinde cevap verilmezse ilgililer hakkında soruşturma açılmasını talep edebiliyorsunuz. Çelişkili iki örnek. Birinde mağduriyet var ama ötekinde mağduriyetten hiç bahsedilmemiş. Süresinde cevap vermemek bile suçun oluşmasına sebep. Türk ceza yargılamasında görevi kötüye kullanma suçu bakımından mağduriyet kavramının bu manada dar kapsamlı ele alındığını ve yeterince incelenmediğini düşünüyorum.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Sokak arasında düğün yapmak yasak değil mi? hakkaniyet_ Meslektaşların Soruları 4 30-06-2012 19:25
Lüks sitede sokak köpeği sorunu kişiye özel Meslektaşların Soruları 16 09-10-2011 16:29
7 sokak köpeğine 20 ay bakma tedbiri uye8490 Hukuk Haberleri 0 15-03-2007 14:12


THS Sunucusu bu sayfayı 0,05525303 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.