Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Senette asıl borçlunun imzasının bulunmaması ve kefilin hukuki durumu

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 16-02-2010, 11:17   #1
cihatozmen

 
Varsayılan Senette asıl borçlunun imzasının bulunmaması ve kefilin hukuki durumu

İyi günler dilerim.

Müvekkilden elimize 31.12.2009 vade tarihli 18.000 tl bedelli bir senet geçti.Bunu takibe koymayı düşünüyoruz ancak şöyle bir sorun var.

Müvekkilin senedi aldığı kişi x şirketi yetkilisi olarak tanıtmış,ve senedin borçlu bölümüne şirket kaşesini vurmadan eliyle şirket ünvanını (eksik olarak ) yazmış ve imza atmamış.Yaptığımız incelemeye göre şahıs o şirketin yetkilisi değil.

Bunun yanında senedin ön yüzünde bulunan matbu kefil ifadesinin karşısına kendi adını,adres ve kimlik bilgilerini yazarak imza etmiş.Bu imza kendisine ait.

Şirket tüzel kişiliğinin asıl borçlu sıfatıyla borçlu olmadığını düşünüyoruz.Peki bu durumda kefil ifadesinin yanına imza atan şahsı senet borçlusu gibi değerlendirmek mümkün olur mu?Yoksa asıl borçlunun imzası bulunmamasından ve buna bağlı olarak borçlu sıfatı olmadığından dolayı imza atan şahsın kefaleti de asıl borçluya bağlı olarak sona erer mi?

Teşekkür ederim iyi çalışmalar dilerim...
Old 16-02-2010, 12:24   #2
Av.Ömeroğlu

 
Varsayılan

T.C.

YARGITAY

12. HUKUK DAİRESİ

E. 2008/1110

K. 2008/4016

T. 4.3.2008

� AVAL ( Bononun Ön Yüzüne Atılan Her İmza Aval Niteliğinde Olduğu - Bonoda Sorumlu Olarak Görülmeyen Kişi İçin Verilen Avalın Geçersiz Olduğu )

� BONO ( Sorumlu Olarak Görülmeyen Kişi İçin Verilen Avalın Geçersiz Olduğu )

� KEŞİDECİ İMZASI ( İtiraz Eden Borçlu Bonoda Keşidecinin İmzasının Bulunmadığını İddia Ettiği - Keşidecinin İmzasının Bulunmaması Halinde Keşideci Lehine Verilen Avalın Geçersiz Olduğu )

� KEŞİDECİ LEHİNE VERİLEN AVAL ( İtiraz Eden Borçlu Bonoda Keşidecinin İmzasının Bulunmadığını İddia Ettiği - Keşidecinin İmzasının Bulunmaması Halinde Keşideci Lehine Verilen Avalın Geçersiz Olduğu )

6762/m.613,614

ÖZET : Bononun ön yüzüne atılan her imza aval niteliğindedir. Aval veren kimin için taahhüt altına girmişse onun gibi sorumlu olur. Bonoda lehine aval verilen kimsenin mutlaka bono borçlusu olması gerekir. Bonoda sorumlu olmayan kişi lehine verilen aval geçersizdir. Somut olayda itiraz eden borçlu, bonoda keşidecinin imzasının bulunmadığını iddia etmektedir. Keşidecinin imzasının bulunmaması halinde, keşideci lehine verilen aval geçersizdir.
DAVA : Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Takibe dayanak yapılan 31.08.2006 vade tarihli 6.750,00 YTL. bedelli bonoda keşideci olarak S.P.'nin adının yazılı olduğu, şikayetçi H.P.'nin ise kefil olarak adının yazılı olduğu, senette birbirinin aynı olan iki adet imzanın bulunduğu görülmektedir.
TTK.'nun 613. maddesine göre bononun yüzüne konulan her imza aval niteliğinde olduğundan ve bono üzerine "kefil" ibaresi konsa dahi bu, aval olarak nitelendirileceğinden, takip dayanağı senedi kefil sıfatıyla imzalayan muteriz borçlu da aval veren sıfatını taşır.
TTK.'nun 614. maddesi hükmüne göre aval veren kimin için taahhüt altına girmiş ise tıpkı onun gibi sorumludur. Ayrıca, bonoda lehine aval verilen kimse mutlaka bono borçlusu olmalıdır. Bonoda sorumlu olarak görülmeyen bir kimse için verilen aval geçersizdir ( Prof. Dr. Fırat ÖZTAN, Kıymetli Evrak Hukuku, sayfa 802 ). Somut olayda, muteriz borçlu senette keşidecinin imzasının bulunmadığını ileri sürmektedir. Keşidecisinin imzasının bulunmaması halinde, keşideci için aval vermiş olan şikayetçi senet bedelinden dolayı sorumlu tutulamaz.
O halde mahkemece takip dayanağı senette keşideci S.P.'nin imzasının bulunup bulunmadığı tespit edilerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde istemin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ : Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK. 366. ve HUMK. 428. maddeleri uyarınca BOZULLMASINA, 04.03.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Old 16-02-2010, 18:16   #3
Av.M_K

 
Varsayılan

II - Salahiyet olmaksızın imza:

Madde 590 - Temsile salahiyetli olmadığı halde bir şahsın temsilcisi sıfatiyle bir poliçeye imzasını koyan kimse, o poliçeden dolayı bizzat mesul olur ve poliçeyi ödediği takdirde temsil olunan haiz olabileceği haklara sahip olur. Salahiyetini aşan temsilci için dahi hüküm böyledir.

Bu durumda bana kalırsa hakim herhangi bir itiraz durumunda iyiniyet kötü niyet durumuna bakacak ,siz bonoda (sözde)(!) kefilin imzası bulunduğundan mahkeme bu şirket ünvan yazısı sizden mi çıktı diye sorduğunda sözde kefil hayır desede siz durumu yazılı delil başlangıcı olduğundan tanıkla bonoyu imzalayan şahsın kötü niyetli olduğunu şirket yetkilisi gibi hareket ettiğini ispatladığınız takdirde olası bir itirazı iptal ettirebileceğinizi düşünüyorum. Sayın meslektaşımızın sunmuş olduğu yargıtay kararındaki durumda asıl borçlu kefil ilişkisi şirket temsil durumu ile alakalı olmadığından ve buna ilişkin yargıtay kararı da olabileceğini düşünüyorum.
Saygılarımla,..
Av. Murat KUNDAKÇI
Old 16-02-2010, 20:00   #4
Av.Ömeroğlu

 
Varsayılan

Ben sadece kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takip yoluyla sonuç alınamayacağını belirtmek üzere kararı ekledim.Yoksa genel hükümlere göre,eğer şartları varsa alacak ispatlanarak elbette sonuç alınabilir.
Old 16-02-2010, 21:14   #5
Av.M_K

 
Varsayılan

Sayın Av.Ömeroğlu ,Üstad öncelikle özür diliyorum, emek verip yargıtay kararı sunmuşsunuz tabiki cevabınızda haklısınız ama ben ayrıca yukarda belirttiğim sebeplerden dolayı kambiyo takibi yapılabileceğini olası bir menfi tespit davasında bu hususları TTK 590 md gereği ispatlayabilineceğini düşünüyorum.
Saygılar
Old 16-02-2010, 21:35   #6
Av.Ömeroğlu

 
Varsayılan

Sayın M.K,görüşünüze saygı duymakla birlikte,keşideci imzası olmayan bir belgenin kambiyo vasfından söz etmek mümkün olamayacağından,bu senetle avalist aleyhine kambiyo takibi yapılması(icra müdürünün senedi incelemesi aşamasında gözden kaçsa dahi)halinde süresinde bir başvuru durumunda,takip icra hakimliğince(İİK 170) iptal edilecektir diye düşünüyorum.
Old 16-02-2010, 22:24   #7
Av.M_K

 
Varsayılan

Sayın Av.Ömeroğlu,
Sizin görüşünüze tamamı ile saygı duyup katılıyorum ama benim buşekilde düşünmem bononun düzenlenmesinde senedin üzerinden anlaşılan bir hile olduğundan hernekadar keşideciyerinin imzalanmasa bile keşideci sayılan şahsın hile kullanarak kendi eli eseri olan şirket ünvanını yazması ve tamamı ile kusurlu olarak (güya başka biryerden duyması hasebi ile)belkide menfi tespit davasında mahkemece iddiası kötüniyetli olduğu düşünülüp keşideci gibisorumlu olabileceği düşüncesindeyim ama tabiki bubir görüş ki ilk cevabımda bu şekilde yargıtay kararı olabileceğini düşünüyorum.
Saygılarımla
Old 16-02-2010, 22:33   #8
Av.M_K

 
Varsayılan

Sayın Av.Ömeroğlu ,bu konuyu izlemeye alıp tartışma konusu yapmakta fayda var zira hakikaten ince bir konu .Ayrıca bu ttk 590 maddesine ilişkin (yetkisiz imza ) bağlanabileceğine ilişkin yargıtay kararı bulmak lazım .
Hayırlı geceler
Old 16-02-2010, 22:48   #9
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Aval ile ilgili çok güzel ve yararlı bir çalışmayı şu linkten okuyabilirsiniz:

http://209.85.135.132/search?q=cache...&ct=clnk&gl=tr

Kural olarak bononun önyüzüne atılan imza tanzim edene ait değilse, aval hükmündedir. Bu durum kanaatimce senette tanzim edenin olduğu hallerde söz konusu olacaktır. Bononun önyüzünde sadece bir imza varsa o imza tek başına ne kefalet imzası olarak, ne de aval olarak değerlendirilemez. O imzanın sahibi doğrudan tanzim eden borçlu olarak değerlendirilmelidir. Zira, bonoyu lehdara veren ve bu bağlamda lehdar ile ilk planda muhatap olan kişi her zaman borçlu olan tanzim edendir.Bu durumun kabulü hakların muhafazası ve adalet adına da zorunludur. Ne kefil ne de avalist, tanzim eden olmadan lehdara bonoyu teslim edemez. Bir bono lehdara teslim edilmiş ise, prensip olarak tanzim eden (veya onun temsilcisi) marifetiyle teslim edilmiş olmalıdır. Aksi durum eşyanın tabiatına aykırı olur

Bu benim kişisel görüşümdür. Yargıtay, sayın Ömeroğlu'nun eklediği karardaki gibi bonoyu geçersiz saymaktadır.
Old 16-02-2010, 23:01   #10
Av.M_K

 
Varsayılan

Bende aynen sayın meslektaşın düşündüğü gibi düşünüyorum zira ortada lehdara verilmişbir bonoda tek imza varsa bu durumda bono imza atan şahıs tarafından tanzimedilmiş sayılırki bu durumun tersi olursa kötüniyet korunmuş olur düşüncesindeyim ki şahıs kendisinişirket yetkilisi olarak tanıtıp daha sonra araştırıldığında yetkili temsilci olmadığı ortaya çıkıyor ki bu durumda senedin imza dahil zorunlu unsurları bulunduğuna göre takibi iptal etmek açıkça TTK590 ve MK 2 md ye aykırı karar olacağını düşünüyorum
Old 17-02-2010, 12:14   #11
Av. Polat

 
Varsayılan

değerli meslektaşlarım, konunun ele alınması sırasında bir hususun açıklığa kavuşturulması gerektiği görüşündeyim. şirket yetkilisi sıfatıyla senete kefil olarak imza atan gerçek kişinin senetin ön yüzüne kaç adet imza attığının değerlendirilmesi gerekir. eğer taammüller gereği iki adet imza atılmışsa bu imzalardan birinin şirket yetkilisi sıfatı ile diğerininde şahsen atıldığının kabulünün gerekeceği kanaatindeyim. bu aşamada senette borçlu şirketin gerçekte var olmayan bir şirket olması yada yetkili sıfatıyla imza atan kişinin yetkili olmaması senetin geçerliliğini etkilemeyecektir. gerçek kişiborçlu olarak kabul edilmelidir. kaldı ki senette borçlu olarak görünen kişinin ismi değil imzası önemlidir. imzanın takipbaşlatılan kişiye ait olmadığına dair yapılabilecek bir itirazda bu itirazın iptali gerçekleşecek ve imzanın eli ürünü olduğu tespit edilecek olan gerçek kişi bu senet borcundan sorumlu olacaktır. şu aşamada yapılması gereken senetin bulunduğu hali ile takibe geçilmesi ve gelecek itiraza göre hareket etmektir. şahsi görüşüm gerçek kişinin senet borcundan sorumlu olacağı ve %40 tazminata hükmedilmesi gerektiğidir. ancak şirket ünvanının eksik olduğu ve şirketi temsile yetkili kişi tarafından senedin düzenlenmediğine eminseniz şirket aleyhine icra takibine geçmemeniz yararınıza olacaktır. saygılarımla..
Old 17-02-2010, 12:21   #12
cihatozmen

 
Varsayılan

Sayın Av.Ömeroğlu,Sayın Av.M_K,Sayın Av.Mehmet Saim Dikici ve Sayın Av.Polat değerli vaktinizi ayırıp cevap yazdığınız için çok teşekkür ederim.Kanaatimce hukuken nazik bir durum,yargıtay kararları çerçevesinde güzel bi araştırma konusu olabilir.
Old 17-02-2010, 22:51   #13
Av.Hasan Uğur

 
Varsayılan

Bence olayın TK.m 590 ile ilgisi yok. Yetkili olmadığı halde şirket adına imza atmış olsaydı o zaman 590.madde uygulanabilirdi. Ama şirket adına imza atmamış.
Aval olarak düşünmek de mümkün değil. Borçlu yok ki aval olsun.
Old 17-02-2010, 23:03   #14
Adalet Bakanı

 
Varsayılan

kanaatimce böyle bir durumda avalden bahsetmek mümkün değildir. İmza atan kişi tanzim eden keşidecidir. şirket ünvanının bulunması imza sahibinin niteliğini değiştirmez. dolayısıyla diğer unsurları tamam olmakla kambiyo hukukuna özgü takip yapılabilir.
Old 25-03-2013, 11:43   #15
hukukçu emin

 
Varsayılan

Sayın cihatözmen' in sormuş olduğu soru ile aynı durumla karşı karşıyayım. Bir senet var senette asıl borçlu şirketin imzası yok ancak kefil kısmında bir şahsın imzası var(Biz şirket yetkilisi olduğunu sanıyorduk). Senet alacaklısı olan şahısta senedi ciro ederek benim müvekkilime vermiş. Bizde hem kefil olarak gözüken yetkili zannettiğimiz kişi hemde şirket hakkında icra takibi yaptık. Asıl senet borçlusu olan şirket borçlu olmadıklarından, yetkililerinin imzası olamayan senetten dolayı borçları bulunmadıklarından bahisle menfi tespit davası açtı. Sayın Av. Ömeroğlu' nun paylaşmış olduğu yargıtay kararı bizim davamızda da geçerli midir? Yoksa iyi niyetli 3. kişinin konumunda bulunan müvekkilin kazanı mı korunur mu?
Old 25-03-2013, 14:45   #16
Av. Ceyhun Doğan Küçükçil

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Hasan Uğur
Bence olayın TK.m 590 ile ilgisi yok. Yetkili olmadığı halde şirket adına imza atmış olsaydı o zaman 590.madde uygulanabilirdi. Ama şirket adına imza atmamış.
Aval olarak düşünmek de mümkün değil. Borçlu yok ki aval olsun.

aynen katılıyorum
Old 25-03-2013, 14:57   #17
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Hasan Uğur
Bence olayın TK.m 590 ile ilgisi yok. Yetkili olmadığı halde şirket adına imza atmış olsaydı o zaman 590.madde uygulanabilirdi. Ama şirket adına imza atmamış.
Aval olarak düşünmek de mümkün değil. Borçlu yok ki aval olsun.

Soruda şöyle bir ifade var:

Alıntı:
Müvekkilin senedi aldığı kişi x şirketi yetkilisi olarak tanıtmış,ve senedin borçlu bölümüne şirket kaşesini vurmadan eliyle şirket ünvanını (eksik olarak ) yazmış ve imza atmamış. Yaptığımız incelemeye göre şahıs o şirketin yetkilisi değil.

Senede imza koyan yetkisiz kişi şirket unvanını da kendi el yazısı ile yazmış. Böyle bir durumda 6762 sayılı TTK.590. maddenin koşullarının oluşmadığını söylemek çok kolay olmayacağı gibi, adil de olmaz.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Kefilin asıl borçluya Rücu erk42 Meslektaşların Soruları 2 24-05-2009 13:18
Adi senette kefilin borca itirazı , itirazın iptali Av. İlhan SALBAŞ Meslektaşların Soruları 6 28-12-2008 22:57
emre senette kefilin sorumluluğu eda1035 Meslektaşların Soruları 2 18-08-2008 11:24
Kambiyo Niteliği Taşımayan Senette Kefilin Sorumluluğu av.muammer Meslektaşların Soruları 1 15-07-2008 11:07
Kefilin asıl borçluya rücu etmesi av. deno Meslektaşların Soruları 4 22-12-2007 18:37


THS Sunucusu bu sayfayı 0,08713102 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.