mükerrer kadastro

Alan itibariyle yabancı olmam nedeniyle çözüm bulmakta zorlandığım ve kıramayacağım bir müvekkilin hukuki durumu hakkında sayın meslektaşlarımın acil yardımlarını bekliyorum.
Dukumu kısaca özetlemem gerekirse; karşı tarafa ait arazinin kadastrosu 29.01.1968 tarihinde kesinleşmiş ve kesinleşen bu kadastro tespitinde müvekkil ile aralarında bulunan patika yol olarak göserilmiştir. Müvekkile ait arazinin kadastrosu ise 21.05.1969 tarihinde kesinleşmiş ve diğer kadastroda yol olarak göserilen kısım yol olarak değil, müvekkilin arazisinin içerisinde tespit edilmiştir. Yapılan bu iki kadastro çalışma alanları farklı köylerdir. Ayrıca 1981 yılında görülen müdahalenin önlenmesi davasında 1968 yılında kesinleşen kadastro tespitinde yol olarak belirlenen kısmın müvekkilin arazisi içinde olduğu belirtilerek karşı tarafın müdahalesinin önlenmesine karar verilmiştir.
En son olarak kadastro tespiti 1968 yılında kesinleşen arazi sahibinin müracaatı sonucunda müvekkile Tapu Müdürlüğü'nden 3402 sayılı Kanun'un 22. maddesi uyarınca mükerrer kadastronun söz konusu olduğundan bahisle ilk kadastroda yol olarak gösterilen kısma taşan müvekkile ait arazinin 30 gün içinde dava açılmaması halinde tapu sicilinden terkin edileceği bildirilmiştir.
Bu hususta; 30 gün içinde açmam gereken davada görevli mahkeme asliye hukuk mahkemesi midir? Davanın konusunun ne olması gerekmektedir? Davanın esası ile ilgili ne yapmam ve nelere dayanmam gerekmektedir? Konu ile ilgili tecrübesi ve bilgisi olan meslektaşlarımın, konunun süreli olması nedeniyle acil olarak paylaşmasını önemle rica ederim.

Alıntı: Hakan Akten

Alıntı: 30 gün içinde açmam gereken davada görevli mahkeme asliye hukuk mahkemesi midir? Davanın konusunun ne olması gerekmektedir? Davanın esası ile ilgili ne yapmam ve nelere dayanmam gerekmektedir?

Sayın Hakan Akten,

Görevli mahkeme:

1.6100 HMK- m. 2-
(1) Dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemesidir.
(2) Bu Kanunda ve diğer kanunlarda aksine düzenleme bulunmadıkça, asliye hukuk mahkemesi diğer dava ve işler bakımından da görevlidir.

2."Kesinleşen kadastroya karşı açılan davaların Genel Mahkemede görülmesi zorunlu olup Kadastro mahkemesinde çözümlenmesi olanaksızdır" (7. HD.E. 2007/5094,K. 2007/4640, T.11.12.2007).

Davanın konusu:

Olay, 3402 s. Kadastro Kanunu'nun "Evvelce Kadastrosu Yapılan Yerler" başlıklı 22.maddesine dayanmaktadır.

Anılan maddeye göre;
Evvelce tespit, tescil veya sınırlandırma suretiyle kadastro veya tapulaması yapılmış olan yerlerin yeniden kadastrosu yapılamaz. Bu gibi yerler ikinci defa kadastroya tabi tutulmuşsa, ikinci kadastro bütün sonuçlarıyla hükümsüz sayılır ve Türk Medeni Kanununun 1026 ncı maddesine göre işlem yapılır. Süresinde dava açılmadığı takdirde, ikinci defa yapılan kadastro, tapu sicil müdürlüğünce re'sen iptal edilir.

ANCAK,

a) Tapulama, kadastro veya değişiklik işlemlerine ilişkin; sınırlandırma, ölçü, çizim ve hesaplamalardan kaynaklanan hataları gidermek üzere uygulama niteliğini kaybeden, teknik nedenlerle yetersiz kalan, eksikliği görülen veya zemindeki sınırları gerçeğe uygun göstermediği tespit edilen kadastro haritalarının tekrar düzenlenmesi ve tapu sicilinde gerekli düzeltmelerin sağlanması amacıyla tapulama ve kadastro görmüş yerlerde,

b) Daha önce sadece tapu tahriri yapılan veya 2859 sayılı Tapulama ve Kadastro Paftalarının Yenilenmesi Hakkında Kanuna göre yenileme yapılacak yerler ile 2981 sayılı İmar ve Gecekondu Mevzuatına Aykırı Yapılara Uygulanacak Bazı İşlemler ve 6785 Sayılı İmar Kanununun Bir Maddesinin Değiştirilmesi Hakkında Kanun hükümlerine tabi yerlerde,

Birinci fıkra hükmü uygulanmaz.
İkinci fıkranın (a) bendinin uygulanacağı alanlar Tapu ve Kadastro Genel Müdürünün onayı ile belirlenir ve çalışmalara başlanmadan en az onbeş gün önce çalışma alanında, bölge merkezinde ve bölgenin bağlı olduğu il merkezinde alışılmış vasıtalarla duyurulur, ayrıca varsa yerel gazete ile ilan edilir. Yapılacak çalışmalarda 2, 4, 14, 17, 19 ve 21 inci maddeler ile 13 üncü maddenin (B) ve 20 nci maddenin (B), (C) ve (D) bentleri hükümleri uygulanmaz.
Tapulama ve kadastro çalışmalarında tespit dışı bırakılan kamu kurum ve kuruluşlarına ait yerlerin tescili yapılır.
Tapuya tescil edilmiş ormanlardan, haritaları teknik mevzuata uygun olanlar aynen, diğerleri ise teknik mevzuata uygun hale getirildikten sonra tapu kütüğüne aktarılır.

Kahve molası...

Sayın Hulusi Metin ilginiz ve verdiğiniz bilgiler için çok teşekkür ederim. Yine bahsi geçen konuda yol olarak belirtilen yer dışında 1950'li yıllarda yine müvekkilin sahip olduğu parselden yol için bir kısım arazisi daha alınmış. Öğrenmek istediğim husus tek parselden yol için iki defa arazi kesintisi yapılabilir mi? İmar Kanunu 18. madde buna izin vermemiş. Ancak söz konusu parsesl imar uygulamasına henüz konu olmamış. Bu hususta beni aydınlatabilecek meslektaşlarımın yardımlarını bekliyorum. Teşekkür ederim.

Alıntı: Karşı tarafa ait arazinin kadastrosu 29.01.1968 tarihinde kesinleşmiş. Kesinleşen bu kadastro tespitinde müvekkil ile aralarında bulunan patika yol olarak gösterilmiştir.

Alıntı: Müvekkile ait arazinin kadastrosu ise 21.05.1969 tarihinde kesinleşmiş ve diğer kadastroda yol olarak gösterilen kısım yol olarak değil, müvekkilin arazisinin içerisinde tespit edilmiştir.

Alıntı: Yapılan bu iki kadastro çalışma alanları farklı köylerdir.

Alıntı: Ayrıca 1981 yılında görülen müdahalenin önlenmesi davasında 1968 yılında kesinleşen kadastro tespitinde yol olarak belirlenen kısmın müvekkilin arazisi içinde olduğu belirtilerek karşı tarafın müdahalesinin önlenmesine karar verilmiştir.

Sayın meslektaşım,

Kaldığımız yerden devamla...

Öncelikle dava konusu olmaya aday yerin (m2 ve rayiç değeri,masrafları karşılar mı?)

"Tapulama, kadastro veya değişiklik işlemlerine ilişkin; sınırlandırma, ölçü, çizim ve hesaplamalardan kaynaklanan hataları gidermek üzere uygulama niteliğini kaybeden, teknik nedenlerle yetersiz kalan, eksikliği görülen veya zemindeki sınırları gerçeğe uygun göstermediği tespit edilen kadastro haritalarının tekrar düzenlenmesi ve tapu sicilinde gerekli düzeltmelerin sağlanması amacıyla tapulama ve kadastro görmüş yerlerde"
3402 s.Kadastro Kanunu'nun 22/1 hükmünün uygulanmayacağından hareket edilmesi(dava açmak mecburiyeti karşısında,m.22/a) ve ikinci kadastronun m.22/a kapsamında olup olmadığının irdelenmesi yararlı olur görüşündeyim.

Yine mola...

Sayın üstadım, masrafın karşılaması hususunda müvekkilin herhangi bir kaygısı bulunmamaktadır. Ayrıca hatırlatmanız uyarınca 3402 sayılı Kanun'un 22/a maddesini de nazara alarak çalışmalarımı sürdürmekteyim. Yardımınızın devamını merakla bekliyorum. İlginize bir kez daha teşekkür ederim.

Sayın meslektaşım,

Üç nokta:

1)1968 ve 1969 tarihlerinde -ayrı köylerde- yapılan ve kesinleşen kadastro...

2)1981'deki "müdahalenin önlenmesi" kararı.

3)3402 sayılı Kanun'un 22.maddesi (1.ve 2.noktalar ışığında).

Saygılarımla