Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Tazminat

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 31-01-2014, 22:36   #1
Av. Suat Temoçin

 
Varsayılan Tazminat

09.06.2001 yılında gerçekleşen trafik kazası sonrası 06.06.2003 tarihinde fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla 50.000.,TL maddi, 10.000,-TL manevi tazminat davası açtım. Trafik Kazası nedeniyle diğer araç sürücüsü hakkında Asliye Ceza Mahkemesinde dava açılmış davalı 15.06.2005 tarihinde kusurlu bulunulmuştur. Yürümekte olan Tazminat davası esnasında 29.06.2011 tarihli Adli Tıp Raporu ile %26 Meslekte kazanma gücünü kaybettiğim tesbit edildi. 20.04.2012 tarihinde İslah Talebinde bulundum. Yerel mahkeme Tazminat talebimi Bilirkişi Raporları doğrultusunda kabul etti. Davalıların Temyiz talebi ile Yargıtay 17. Hukuk Dairesi zamanaşımı gerekçesi ile islah ın on yılı aşan bir zaman içinde açılması nedeniyle islah edilen kısım yönünden davanın reddine karar verilmesi gerektiğine hükmedilmiş ve yerel mahkeme kararı kısmen aleyhime bozulmuştur.

Not: Yargıtay 4. Hukuk Dairesi islah ile arttırılan miktara karşı zamanaşımı itirazı ileri sürülebilecek emsal kararlar elimde bulunmakla beraber 17. hukuk dairesi için Tashihi Karar için emsal Karar örneği konusunda yardımınıza ihtiyacım var . Saygılarımla
Old 31-01-2014, 22:59   #2
Av.Dursun KARACA

 
Varsayılan

Zararın veya failin uzamış zaman aşımı süresinin bitmesinden sonra öğrenildiği durumlarda tazminat talebi, öğrenme gününden itibaren 2918 sayılı K.nun 109. maddesindeki iki senelik zaman aşımı süresine tabidir. Bu davada zamananaşımı süresi Adli Tıp raporunun öğrenilmesinden sonraki iki yılın dolmasıyla sona ermelidir. 10 yıla bakılıp karar bozulmuş ise de, Adli Tıp rapor tarihini zararın öğrenilme anı olması itibariyle ileri sürerek karar düzeltmeye gidin.




Hukuk Genel Kurulu
Esas : 2011/17-427
Karar : 2011/519
Tarih : 13.07.2011
* TRAFİK KAZASINA DAYALI TAZMİNAT İSTEMİ
* HAKSIZ FİİL DOLAYISIYLA TAZMİNAT İSTEMİNDE ZAMANAŞIMI
* MOTORLU ARAÇ KAZALARINDAN DOĞAN MADDİ TAZMİNAT İSTEMİNDE ZAMANAŞIMI
* UZAMIŞ ZAMANAŞIMI

Özet: Borçlar Kanunu'nun 60. maddesi ile Karayolları Trafik Kanunu'nun 109/II. maddesi zamanaşımı süresinin başlangıcı yönünden birbiriyle uyumlu olmakla birlikte, zamanaşımı süresi yönünden birbirlerinden ayrılmaktadır. Trafik kazalarından doğan tazminat talepleri bakımından zamanaşımı süresi Borçlar Kanunu'nun 60. maddesine göre bir yıl; Karayolları Trafik Kanunu'nun 109/II. maddesine göre ise iki yıl olarak düzenlenmiştir. Ayrıca Karayolları Trafik Kanunu'nun 109/II. maddesine göre, ceza kanununda öngörülen daha uzun zamanaşımı süresinin tazminat talebiyle açılacak davalarda uygulanabilmesi için, eylemin ceza kanununa göre suç sayılması gerekli ve yeterlidir. Eldeki davadaki tazminat isteminin dayandırıldığı eylemin, aynı zamanda olay tarihinde yürürlükte bulunan Ceza Kanunu'na göre suç oluşturduğu konusunda uyuşmazlık yoktur. Uzamış zamanaşımı süresi, olay tarihinden itibaren işlemeye başlar. Ancak, zarar veya onun faili, uzamış zamanaşımı süresinin bitmesinden sonra öğrenilmiş ise, davanın, öğrenme tarihinden itibaren, 2918 Sayılı Kanunun 109.maddesindeki iki yıllık süre içerisinde açılması gerekir.
(818 s. BK m. 41, 60) (6098 s. Borçlar K m. 72) (2918 s. Trafik K m. 109)
- YARGITAY İLAMI -
Taraflar arasındaki "tazminat" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Hatay 1. Asliye Hukuk Mahkemesince davanın zamanaşımı nedeniyle reddine dair verilen 22.12.2009 gün ve 2009/229 E, -2009/390 K. sayılı kararın incelenmesi, davacılar vekili tarafından istenilmesi üzerine, YARGITAY 17. Hukuk Dairesi'nin 07.06.2010 gün ve 2010/2796 -2010/5209 sayılı ilamı ile;
("...Davacılar vekili, davalının Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortacısı olduğu aracın neden olduğu kazada müvekkillerinin yaralandığını, bu nedenle zarara uğradıklarını ileri sürerek, toplam 25.300, 00 TL tazminatın temerrüt faiziyle davalıdan tahsilini talep ve DAVA ETMİŞTİR.
Davalı vekili, zamanaşımı definde bulunmuş, davanın REDDİNİ İSTEMİŞTİR.
Mahkemece, dosya kapsamına göre, davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekilince TEMYİZ EDİLMİŞTİR.
Dava, trafik kazasına dayalı tazminat İSTEMİNE İLİŞKİNDİR.
Mahkemece davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiş ise de; kaza nedeniyle davacının %22 oranında maluliyeti 09.05.2007 tarihli rapor ile 06.06.2007 tarihinde öğrenilmiş olup, bu husus mahkemenin DE KABULÜNDEDİR. Haksız eylem aynı zamanda suç teşkil ettiğinden, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun 109 uncu maddesi gereğince bu eylem için öngörülen zamanaşımı öğrenmeden itibaren 5 YILDIR.
Somut olayda, 07.08.2009 tarihinde işbu DAVA AÇILMIŞTIR. Bu durumda, esasen davada zamanaşımının dolmadığı gözetilerek davanın esasının incelenmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmadığından, hükmün bu nedenle BOZULMASI GEREKMİŞTİR...")
gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki KARARDA DİRENİLMİŞTİR.
TEMYİZ EDENLER : Davacılar Gülnaz Bucak ve Naime Bucak vekili.
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Dava, trafik kazasına dayalı tazminat İSTEMİNE İLİŞKİNDİR.
Davalı Güneş Sigorta A.Ş. vekili, zamanaşımı DEFİNDE BULUNMUŞTUR.
YEREL MAHKEMECE, zamanaşımı nedeniyle davanın reddine KARAR VERİLMİŞTİR.
Hüküm, davacılar vekilinin temyizi üzerine Özel Dairece yukarıda açıklanan gerekçeyle bozulmuş, YEREL MAHKEMECE önceki kararda ısrar edilmiş, hükmü, davacılar vekili TEMYİZE GETİRMİŞTİR.
Hukuk Genel Kurulu'ndaki görüşmeler sırasında, öncelikle, YEREL MAHKEMECE direnme öncesi verilen ilk kararın gerekçesinde, sadece Borçlar Kanunu'nun 60. maddesinin irdelenip tartışıldığı, 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun 109 uncu maddesinin ise hiç irdelenmediği, direnme kararında ise Borçlar Kanunu'nun 60. maddesiyle birlikte bozma ilamına dayanak yapılan 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun 109 uncu maddesinin tartışıldığı gerekçesiyle, YEREL MAHKEMECE bozma sonrası verilen hükmün, gerçekte yeni hüküm olup olmadığı ön sorun OLARAK TARTIŞILMIŞTIR.
Mahkemenin ilk kararında yer almamakla birlikte dairenin bozma ilamındaki saptamaya cevap niteliğinde sonraki kararda yer alan açıklamaların gerekçenin güçlendirilmesine yönelik olup, temelinde tamamen değiştirilmiş bir gerekçeden söz edilemeyeceği, bu nedenle temyize konu kararın yasal sınırlarda genişletilmiş gerekçeye dayalı olduğu ve şu haliyle yeni hüküm olmayıp direnme niteliğinde bulunduğu oyçokluğuyla kabul edilerek işin esasının İNCELENMESİNE GEÇİLMİŞTİR.
İşin esasına gelince;
Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; somut olay yönünden zamanaşımına başlangıç olarak kabul edilecek tarihin tespiti, NOKTASINDA TOPLANMAKTADIR.
Belirtmelidir ki, trafik kazası sonucunda bir kimsenin yaralanmasına neden olunması, ona karşı işlenmiş bir haksız FİİL NİTELİĞİNDEDİR.
818 sayılı Borçlar Kanunu (BK)'nun 41 inci maddesine göre haksız fiil, gerek kasten gerek ihmal ve teseyyüp yahut tedbirsizlikle haksız surette bir başkasına zarar VERİLMESİ HALİDİR.
Aynı kanununun 60. maddesi ise bu hallerde uygulanacak ZAMANAŞIMINI DÜZENLEMİŞTİR.
Buna göre, haksız fiilden zarar gören kişinin, haksız fiil nedeniyle uğradığı maddi ve manevi zararının tazmini istemiyle açacağı dava, zararı ve faili öğrendiği tarihten itibaren bir ve her halde haksız fiil tarihinden itibaren on yıllık zamanaşımı SÜRESİNE TABİDİR.
Aynı maddenin ikinci fıkrasında ise bu davanın, ceza kanunlarına göre müddeti daha uzun müruru zamana tabi cezayı müstelzim bir fiilden neşet etmiş olması halinde tazminat davasına da o müruru zamanın tatbik olunacağı belirtilerek, zamanaşımı süresinin bu gerekçeyle uzayacağı KABUL EDİLMİŞTİR.
Buna karşılık, 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun 109 uncu maddesinin ilk fıkrasında, yine bir haksız fiil niteliğindeki trafik kazalarından doğan tazminat taleplerinin tabi bulunacağı zamanaşımı süresi yönünden Borçlar Kanunu'nun 60. maddesindeki düzenlemeden farklı, özel bir hüküm getirilmiş; "motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin, zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yıl ve herhalde, kaza gününden başlayarak on yıl içinde zamanaşımına uğrar" şeklindeki bu hükümle, Borçlar Kanunu'nun 60. maddesindeki bir yıllık zamanaşımı süresi, bu tür tazminat davaları yönünden iki yıl OLARAK DÜZENLENMİŞTİR. Aynı maddenin ikinci fıkrasında ise, davanın cezayı gerektiren bir eylemden doğması ve ceza kanununun bu eylem için daha uzun bir zamanaşımı süresi öngörmesi halinde, bu sürenin, maddi tazminat talebiyle açılacak davalar için de geçerli olacağı HÜKME BAĞLANMIŞTIR.
Borçlar Kanunu'nun 60. maddesiyle 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun 109/II. maddesi zamanaşımı süresinin başlangıcı yönünden birbiriyle uyumlu olmakla birlikte, zamanaşımı süresi yönünden BİRBİRLERİNDEN AYRILMAKTADIR. Trafik kazalarından doğan tazminat talepleri bakımından zamanaşımı süresi Borçlar Kanunu'nun 60. maddesine göre bir yıl; 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun 109/II. maddesine göre ise iki yıl OLARAK DÜZENLENMİŞTİR.
2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun 109/II. maddesine göre, ceza kanununda öngörülen daha uzun (uzamış) zamanaşımı süresinin tazminat talebiyle açılacak davalarda uygulanabilmesi için, eylemin ceza kanununa göre suç sayılması gerekli VE YETERLİDİR. Ancak, fail hakkında mahkumiyet kararı verilmesi veya bir ceza davasının açılması ya da zarar görenin o davada tazminat yönünden bir talepte bulunmuş olması ŞARTI ARANMAMAKTADIR.
Ceza Kanunu'nda öngörülen daha uzun (uzamış) zamanaşımı süresi, olay tarihinden itibaren işlemeye başlar; sürenin işlemeye başlaması için, zarar görenin, zararı ve onun failini öğrenmesi koşulu aranmaz. Ancak, zarar veya onun faili, uzamış zamanaşımı süresinin bitmesinden sonra öğrenilmiş ise, davanın, öğrenme tarihinden itibaren, 2918 Sayılı Kanunun 109 uncu maddesindeki iki yıllık süre içerisinde AÇILMASI GEREKİR.
Nitekim, Hukuk Genel Kurulu'nun 16.04.2008 tarih ve 2008/4-326 E.-325 K.; 06.02.2008 tarih ve 2008/4-69 E-101 K.; 12.03.2008 tarih ve 2008/4-248 E.-240 K.; 20.12.2006 tarih ve 2006/4-801 E.-813 K. sayılı, ilamlarında da aynı HUSUSLAR VURGULANMIŞTIR.
Açıklanan bu maddi hukuk kuralları, somut olay ortaya konularak değerlendirildiğinde;
Eldeki davadaki tazminat isteminin dayandırıldığı eylemin, aynı zamanda olay tarihinde yürürlükte bulunan Ceza Kanunu'na göre suç oluşturduğu konusunda UYUŞMAZLIK YOKTUR.
06.02.2003 tarihli kaza tespit tutanağına göre, dava dışı sürücü Rüştü P.'un sevk ve idaresindeki araç, kavşağa kontrolsüz şekilde girdiği esnada, dava dışı sürücü Gökhan G.'ın sevk ve idaresindeki araca çarpmış, çarpmanın şiddetiyle sürücü Gökhan G., direksiyon hakimiyetini kaybedip yaya kaldırımı yerine yolda yürüyen davacılara çarpmış, olayda, sürücü Rüştü P., birinci derecede, sürücü Gökhan G., ikinci derecede kusurlu bulunmuş, yaya davacılar da yol içinde yürüdüklerinden KUSURLU BULUNMUŞTUR.
Hatay 2. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 12.10.2004 gün ve 2003/293 E. 2004/898 K. sayılı, kararıyla Sürücüler, Rüştü P. ile Gökhan G.'ın, tedbirsizlik ve dikkatsizlik sonucu davacılar Gülnaz B. ve Naime B.'ın yaralanmalarına sebep olmak suçundan cezalandırılmalarına karar verilmiş, hüküm, temyiz edilmeksizin 18.11.2004 TARİHİNDE KESİNLEŞMİŞTİR.
Davacılar tarafından, dava dışı sürücüler aleyhine açılan maddi ve manevi tazminat davası sonunda verilen Hatay 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 28.04.2008 gün ve 2005/82 E. 2008/125 K. sayılı kararıyla dava dışı sürücüler Rüştü P. ile Gökhan G.'ın, kusurları oranında davacılara maddi ve manevi tazminat ödemelerine karar verilmiş, bu hüküm de temyiz edilmeksizin 19.03.2009 TARİHİNDE KESİNLEŞMİŞTİR.
Bu dosyada yapılan yargılama sırasında, Hatay 2. Asliye Hukuk Mahkemesince alınan, Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulu'nun 09.05.2007 tarihli raporuyla, dava konusu kaza nedeniyle davacı Gülnaz B.'ın, %22 oranında meslekte kazanma gücünden kaybettiği tespit edilmiş, davacılar, vekillerine 06.06.2007 tarihli celsede bu raporun okunmasıyla, 06.06.2007 tarihi itibariyle zararın KAPSAMINI ÖĞRENMİŞLERDİR.
Davacıların zararı öğrenmesi (ıttılaı), davacıların kanunun açıkladığı anlamda zarar veren olayın sonuçlarını, gidişatını, kesinleşen durumunu ve zararın kapsamını belirleyebilecek bilgiye sahip olması anlamına gelir. Zarar tamamlanmadan zarar gören açısından zararın belli olduğu kabul edilemez. Zararın tamamlanması ise tüm sonuçlarıyla bilinmesi İLE MÜMKÜNDÜR.
Davacılarda meydana gelen zararın derecesi ve Türk Ceza Kanunu'nun ilgili maddeleri dikkate alındığında, somut olayda 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun 109 uncu maddesinin uygulanması GEREKTİĞİ AÇIKTIR.
Zamanaşımı süresinin hangi tarihten itibaren başladığı noktasına gelince;
Uzamış zamanaşımı süresi, yukarıda da açıklandığı üzere olay tarihinden itibaren işlemeye başlar. Ancak, zarar veya onun faili, uzamış zamanaşımı süresinin bitmesinden sonra öğrenilmiş ise, davanın, öğrenme tarihinden itibaren, 2918 Sayılı Kanunun 109 uncu maddesindeki iki yıllık süre içerisinde AÇILMASI GEREKİR.
Buna göre, tazminat isteminin dayandırıldığı trafik kazası 06.02.2003 tarihinde meydana gelmiş, dava dışı sürücüler aleyhine açılan Hatay 2. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 2003/293 Esas 2004/898 Karar sayılı ceza davası, 18.11.2004 tarihinde kesinleşmiş, maluliyet, yani zarar ise 06.06.2007 tarihinde öğrenilmiş, eldeki dava ise 07.08.2009 tarihinde, yani, 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun 109/I. maddesinde öngörülen iki yıllık sürenin ve beş yıllık uzamış ceza zamanaşımı süresinin bitiminden SONRA AÇILMIŞTIR.
O halde, yukarıda açıklanan gerekçelere göre, zamanaşımı nedeniyle davanın reddine ilişkin yerel mahkeme kararı usul ve yasaya uygun olup, onanmalıdır.
SONUÇ : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile, direnme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle ONANMASINA, gerekli temyiz ilam harcı peşin alınmış olduğundan başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, 13.07.2011 tarihinde OYÇOKLUĞUYLA KARAR VERİLDİ.




Kaynak:Corpus
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
kamulaştırmasız el atma nedeni ile tazminat ve ecrimisil davasında tapudaki pay oranında tazminat ve ecrimisile hükmedilmesi av.elfida Meslektaşların Soruları 0 31-05-2011 22:06
Kardeşin mirasçı sıfatıyla manevi tazminat davasında tazminat isteme hakkı var mı? avukatderyaozmutlu Meslektaşların Soruları 3 05-02-2011 17:03
Rücuan Tazminat Davasında Yürürlükten Kaldırılan Yasa Maddesine Dayanılarak Tazminat üye8180 Meslektaşların Soruları 1 24-10-2007 21:51


THS Sunucusu bu sayfayı 0,04768205 saniyede 16 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.