Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

1990 yılında ödenen paranın iadesi

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 03-12-2011, 13:36   #1
ssahin9

 
Varsayılan 1990 yılında ödenen paranın iadesi

Değerli meslektaşlarım,
1990 yılında ödenen paranın iadesi ile ilgili dava açmayı düşünmekteyim. Belediyece alınan kararda paranın talep üzerine iadesine karar verilmiş ancak bu güne kadar talep olmadığından para belediyede kalmış(paranızı gelip alın şeklinde bir tebligat da yok).
1-Sebepsiz zenginleşme davası veya uyarlama davası şeklinde mi açmalıyım?
2-Yeniden değerleme oranında mı yoksa yasal faizi ile mi veya ne şekilde bedelin iadesini talep etmeliyim ki oran yüksek olsun?
Yardımlarınız için şimdiden teşekkür ederim.
Old 03-12-2011, 14:16   #2
Av. Engin EKİCİ

 
Varsayılan

Sayın ssahin9;

818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 'ON SENELİK MÜRURU ZAMAN' başlıklı 125. maddesine göre; "Bu kanunda başka suretle hüküm mevcut olmadığı takdirde, her dâva on senelik müruru zamana tâbidir." gereğince zamanaşımı nedeniyle iade talebinde bulunamayacağınız kanaatindeyim.

Saygılarımla..
Old 03-12-2011, 14:35   #3
ssahin9

 
Varsayılan

Engin Bey,
90 yılında ödenen para ile ilgili belediye 95 yılında karar alıyor, karar: talep halinde ödenen fazla paranın iadesinin yapılması. ama bundan müvekkilerimin tebligat yapılmaması nedeniyle haberleri olmuyor.bu durumda dahi zamanaşımı söz konusu olur mu?
Old 03-12-2011, 14:42   #4
üye7160

 
Varsayılan

Madde 60 - Zarar ve ziyan yahut manevi zarar namiyle nakdi bir meblağ tediyesine müteallik dava, mutazarrır olan tarafın zarara ve failine ittılaı tarihinden itibaren bir sene ve her halde zararı müstelzim fiilin vukuundan itibaren on sene mürurundan sonra istima olunmaz.

Şukadar ki zarar ve ziyan davası, ceza kanunları mucibince müddeti daha uzun müruru zamana tabi cezayı müstelzim bir fiilden neşet etmiş olursa şahsi davaya da o müruru zaman tatbik olunur.

Eğer haksız bir fiil, mutazarrır olan taraf aleyhinde bir alacak tevlit etmiş olursa, mutazarrır kendisinin tazminat talebi müruru zaman ile sakıt olsa bile o alacağı vermekten imtina edebilir.



Madde 66 - Haksız surette mal iktisabından dolayı ikame olunacak dava, mutazarrır olan tarafın verdiğini istirdada hakkı olduğuna ıttılaı tarihinden itibaren bir sene müruriyle ve her halde bu hakkın doğduğu tarihten itibaren on senenin müruriyle sakıt olur. Eğer mal iktisabı mutazarrır olan taraf aleyhinde bir borç teşkilinden ibaret ise, mutazarrırın hakkı müruru zaman ile sakıt olmuş olsa bile, bu borcu ifa etmez.

bence bu durumda belediyeye başvuruda bulunun sonucun ne olduğuna dair.size cevap verildiğinde ıttıla tarihi itibari ile davanızı açabileceğinizi düşünüyorum.
Old 03-12-2011, 14:50   #5
Av. Engin EKİCİ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan ssahin9
Engin Bey,
90 yılında ödenen para ile ilgili belediye 95 yılında karar alıyor, karar: talep halinde ödenen fazla paranın iadesinin yapılması. ama bundan müvekkilerimin tebligat yapılmaması nedeniyle haberleri olmuyor.bu durumda dahi zamanaşımı söz konusu olur mu?
Belirttiğiniz durum dahil olmak üzere zamanaşımı her halde 10 yıldır. Talebinizin yargıya intikal etmesi durumunda zamanaşımı def'i ile karşılaşırsanız talebiniz reddedilecektir.
Old 03-12-2011, 14:52   #6
üye7160

 
Varsayılan

Sayın Ekici sizinle ayn ı görüşü paylaşamıyorum malesef .
paranın iadesi kararından haberdar olmayan kişilerin dava açma süresi nasıl başlar?
bence öğrenme tarihi itibari ile dava açabilirler..
Old 03-12-2011, 15:05   #7
ssahin9

 
Varsayılan

Başka bir konuyu araştırırken bu karar ile karşılaştım. Müvekkillerim de böyle bir kararın kendilerine tebliğ edilmediğini ve haberleri olmadığını belirttiler. Yıldız Hukuk'un belirttiği yolun daha doğru olduğunu düşünmekteyim. Zira madde 60'daki ıttıla gerçekleşmemiş durumda, ayrıca belediye ile sözlü görüşmelerimde, bu paranın talep halinde faizsiz olarak iadesini yapabileceklerini belirttiler.
İlgileriniz için teşekkür ederim.
Old 03-12-2011, 15:09   #8
üye7160

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY

Hukuk Genel Kurulu
Esas: 1981/4-778
Karar: 1982/941
Karar Tarihi: 15.12.1982


İSTİRDAT DAVASI - GERİ ALMA HAKKININ KANUNUN İPTALİNDEN SONRA DOĞMUŞ OLMASI GEREĞİ - İPTAL KARARININ YAYINLANDIĞI TARİH İLE DAVA TARİHİ ARASINDA BİR SENE GEÇMEMİŞ OLMASI

ÖZET: Davacının geri alma hakkı, 1976 Mali Yılı Bütçe Kanununun iptaline ilişkin kararın yayınlandığı günün ertesi günü doğmuştur. Bu durumda iptal kararının yayınlandığı tarih ile dava tarihi arasında bir sene geçmemiş olduğuna göre, davanın görülüp karara bağlanması gerekirken, davanın yukarıda açıklanan nedenlerle reddine karar verilmesi bozmayı gerektirir.

(818 S. K. m. 61, 66)

Dava: Taraflar arasındaki "alacak (istirdat)" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İstanbul Onikinci Asliye Hukuk Mahkemesince davanın zamanaşımı nedeniyle reddine dair verilen 3.10.1979 gün ve 1979/232 E., 1979/482 K. sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine; Yargıtay Dördüncü Hukuk Dairesi'nin 2.10.1980 gün ve 1980/8094-10524 sayılı ilamiyla; (.. Dava, fazla ödenen tarafından süresinde zamanaşımı savunmasında bulunulmuştur. Mahkemece (..Anayasa Mahkemesi'nce iptal edilen Bütçe Kanununun ilgili maddesinin (1976 yılı Bütçe Kanununun 11. maddesi) iptal edilmeden önce de Anayasa'ya aykırı olduğu, Anayasa Mahkemesi'nin verdiği kararla bu aykırılığı tespit ve tescil ettiği; iptal kararı ile Anayasa'ya aykırı hükmün ortadan kalktığı, hak sahibinin taviz bedelinin ödendiğine ıttıla tarihinden itibaren süresinde bu davayı açması, eğer konu ile ilgili Bütçe Kanununun anılan maddesi herhangi bir şekilde iptal edilmemiş ise, iptal için Anayasa Mahkemesi'ne gidilmesini mahkemeden istemesi gerektiği...) kabul edilerek davanın zamanaşımı nedeni ile reddine karar verilmiştir.

Karar: Geri alınması istenen taviz bedeli 23.2.1977 tarihinde ödenmiştir. Bu dava 19.3.1979 tarihinde açılmıştır. Davacı fazla ödediğini geri alma hakkı olduğunu 11.4.1978 tarihli Resmi Gazete'de yayınlanan Anayasa Mahkemesi'nin 21.3.1978 tarih 15/28 sayılı kararı ile öğrendiğini savunmuştur. Gerçekten davalı idarenin 2762 sayılı Vakıflar Kanununun 27. maddesi uyarınca taviz bedeli olarak gayrimenkulün vergi kıymetinin % 50'sini isteme hakkı vardır. Buna rağmen 1976 Bütçe Kanununun 11. maddesine dayanılarak idare tarafından fazla tahsilatta bulunulmuştur. Fazla tahsilatın dayanağı olan 1976 yılı Bütçe Kanununun 11. maddesi iptal edilip, 11.4.1978 günlü Resmi Gazete'de umumun ıttılaına arz edildiğine göre, davacının fazla yaptığı ödemeyi geri alabileceğini öğrendiği tarihin bu yayım tarihi olarak kabulü gerekir. BK.nun 66. maddesi gereğince haksız mal iktisabından doğan alacak davaları mutazarrır tarafın verdiğini geri almaya hakkı olduğunu öğrendiği tarihten itibaren bir sene içinde açılmalıdır. Esasen 1976 yılı Bütçe Kanununun 11. maddesinin iptalinden önce davacının bir geri alma davası açması düşünülemez. Açılacak böyle bir dava hukuki dayanaktan yoksun olur. O halde davacının geri alma hakkı, 1976 Mali Yılı Bütçe Kanununun iptaline ilişkin kararın yayınlandığı günün ertesi günü doğmuştur. Bu durumda iptal kararının yayınlandığı tarih ile dava tarihi arasında bir sene geçmemiş olduğuna göre, davanın görülüp karara bağlanması gerekirken, davanın yukarıda açıklanan nedenlerle reddine karar verilmesi bozmayı gerektirir..) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

Temyiz eden: Davacı vekili

Davacı, "davalı Vakıflar İdaresi'ne, Vakıflar Genel Müdürlüğü 1976 yılı Bütçe Kanununun 11. maddesi hükmü gereğince ödediği taviz bedelinin, anılan yasa hükmünün sonradan Anayasa Mahkmesi'nce iptal edilmiş olması nedeniyle tasilini" istemiştir. Şu ileri sürülüşe göre dava, BK.nun 61. maddesi hükmünden kaynaklanan "sebepsiz iktisap" hukuksal nedenine dayalı geri alma isteğine ilişkindir.

Geri alınması istenen dava konusu taviz bedelinin 23.2.1977 günü ödendiği; bu ödemenin yasal dayanağı olan Vakıflar Genel Müdürlüğü 1976 yılı Bütçe Kanununun 11. maddesinin, Anayasa Mahkemesi'nin 21.3.1978 gün ve 15/28 sayılı kararı ile iptal edildiği ve kararın 11.4.1978 günlü Resmi Gazete'de yayınlandığı; bu geri alma davasının ise, 19.3.1979 günü açıldığı hususlarında, ne taraflar ve ne de mahkeme ile özel daire arasında bir uyuşmazlık yoktur.

Anlaşmazlık, BK.nun 66. maddesinde öngörülen ve sebepsiz iktisapta geri isteme hakkına ilişkin bulunan bir yıllık zamanaşımının hangi tarihte hakkına ilişkin bulunan bir yıllık zamanaşımının başlangıcı, mal varlığında azalma olanın, verdiğini geri istemeye hakkı olduğunu öğrendiği gündür.

Olayda, ödemenin yasal dayanağını oluşturan Vakıflar Genel Müdürlüğü 1976 yılı Bütçe Kanununun 11. maddesi, Anayasa Mahkemesi'nce 21.3.1978 tarihinde iptal edilmiş ve 11.4.1978 günlü Resmi Gazete ile yayımlanmış bulunduğundan, davacı ödediğini geri almaya hakkı olduğunu bu tarihte öğrenmiş demektir. O halde, bir yıllık zamanaşımı iptal kararının Resmi Gazete ile yayınlandığı 11.4.1978 günü işlemeye başlayacaktır. Çünkü ödemenin sebebini teşkil eden yasa hükmü ayakta durdukça, sebepsiz iktisabın ve bunun doğal sonucu olan dava hakkının (geri alma davası) varlığından söz edilemez. Henüz dava hakkının doğmadığı hallerde ise, BK.nun 66. maddesinde öngörülen zamanaşımını düşünmeye gerek yoktur.

Yukarıda da değinildiği gibi, Anayasa Mahkemesi'nin iptal kararı 11.4.1978 günlü Resmi Gazete ile yayınlandığına ve aradan bir yıl geçmeden 19.3.1979 günü bu dava açıldığına göre olayda zamanaşımı gerçekleşmemiştir.

O halde, Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen özel daire bozma kararına uyulmak gerekirken, öncki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle, direnme kararı bozulmalıdır.

Sonuç: Temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının özel daire bozma kararında gösterilen sebeplerden dolayı HUMK.nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, 15.12.1982 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
Old 03-12-2011, 16:08   #9
ssahin9

 
Varsayılan

Sayın Yıldız Hukuk,
Yeni tarihli bir kararın olmaması ve maddedeki "her halde zararı müstelzim fiilin vukuundan itibaren on sene mürurundan sonra" maddesi durumu biraz ağırlaştırıyor.
Old 03-12-2011, 16:57   #10
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Maalesef 10 yıllık süre çoktan dolmuş durumda.(BK.66)
Old 03-12-2011, 18:59   #11
Armağan Konyalı

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan ssahin9
1990 yılında ödenen paranın iadesi ile ilgili dava açmayı düşünmekteyim. Belediyece alınan kararda paranın talep üzerine iadesine karar verilmiş ancak bu güne kadar talep olmadığından para belediyede kalmış(paranızı gelip alın şeklinde bir tebligat da yok).
1-Sebepsiz zenginleşme davası veya uyarlama davası şeklinde mi açmalıyım?
2-Yeniden değerleme oranında mı yoksa yasal faizi ile mi veya ne şekilde bedelin iadesini talep etmeliyim ki oran yüksek olsun?
Belediye ile olan fazla ödeme konusundaki ilişki nedir? Bu ilişkide idare hukuku mu geçerli? Yoksa borçlar hukuku mu?

Gerçi farketmez:
- Hem zamanaşımı süresi geçmiş hem de hak düşümü süresi geçmiş.
- Ayrıca, alacağınız para 1990 yılından bu yana faiz yürütseniz de kuş kadar olur. Üstelik kaçmış bir kuş.

Saygılarımla
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Miras payının devri, ödenen paranın iadesi,taksim davası Av.Arzu Erkan Meslektaşların Soruları 2 18-04-2011 11:08
Tur firmasına ödenen paranın iadesi için zamanaşımı süresi e_s_r_a Meslektaşların Soruları 1 22-10-2010 15:55
özürlü maaşı alan kişinin sigortalı olması ödenen paranın iadesi law in law Meslektaşların Soruları 1 09-07-2010 17:53
ön ödeme emrine uyularak ödenen fazla paranın iadesi av.esrayavuz Meslektaşların Soruları 0 28-11-2007 13:45


THS Sunucusu bu sayfayı 0,03139400 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.