Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

manevi tazminat davası

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 31-03-2010, 16:43   #1
miss_lawyer

 
Dikkat manevi tazminat davası

cevap verecek meslektaşlarıma şimdiden teşekkür ediyorum. Sorum şu:
A ile B evlidir ve 2005 ocak ayında A adlı bayana karşı telefonla sarkıntılık yapılmıştır. Bu olayı eşi B , A nın kendisine söylemesi üzerine A dan öğrenmiştir. Bunun üzerine A ile B beraberce suç duyurusunda bulunurlar, kamu davası açılır ve hem A hem de B nin katılma talepleri kabul edilir. Dava sonuçlanır sarkıntılıkta buluna kişi para cezası alır dosya kesinleşir.bunun üzerine sadece B adlı kişi (yani A adlı bayanın eşi), sarkıntılıkta bununan sanık aleyhinde manevi tazminat davası açar.
soru1) kanaatimce burda 8 yıllık zaman aşımı var ve henüz manevi tazminat zaman aşımı dolmamış, bu konuda yanılıyor muyum?
soru2) karşı tarafın vekili olayın A ya karşı işlendiğini, bu sebeple B nin manevi zararının olmayacağını iddia etmekte, bu konudaki görüşlerinizi almak istiyorum. katılma talebine karar verilmesi ile kişi hukuk davası açma hakkını elde etmiş olmuyor mu ?
soru 3) A adlı bayan da sanık hakkında manevi tazminat davası açmak istiyor. nasıl bir yol izlemeliyim? iki dosyayı birleştirmem isabetli olur mu?
bu hususta yargıtay kararı olan meslektaşım varsa bana yardımcı olmasını diliyorum.
Old 01-04-2010, 10:55   #2
üye32062

 
Varsayılan

Borçlar kanunun 60/2 göndermesi ile TCK 66 da yazılı zamanaşımı süresinin uygulanması gerek. Bu durumda süresinde acacagınız davayı diğer dava ile birleştirerek talepte bulunabilirsiniz.
Kişinin eşine sarkıntılık edilmesinin kişilik haklarını ihlal ettiğini düşünüyorum. Katılma talebi reddedilse de böyle bir dava açılabileceğini düşünüyorum. İyi çalışmalar, Yargıtay kararları ekte umarım işinize yarar.
Old 01-04-2010, 10:55   #3
üye32062

 
Varsayılan

[R.G. 7 Mayıs 2009 – 27221]
—— • ——


Yargıtay 3. Hukuk Dairesinden:
Esas No : 2008/16826
Karar No : 2008/17966
İncelenen Kararın
Mahkemesi : Ankara 5. Sulh Hukuk Mahkemesi
Tarihi : 8/2/2007
Numarası : 2006/2297-2007/189
Davacı : Orhan Yücesu Vek. Av. Nazım Ata
Davalı : Milli Eğitim Bakanlığı Vek. Av. Melahat Aydın
Dava dilekçesinde 750 YTL manevi tazminatın faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın zamanaşımından reddi cihetine gidilmiş, hüküm kesin olmakla kanun yararına bozulması, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından talep edilmiştir.
YARGITAY K ARARI
Temyiz isteminin HUMK'nun 427. maddesine uygun olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Dava, ölümlü trafik kazası nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece iki yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu belirtilerek davanın reddine karar verilmiştir.
Trafik kazasının 3/6/2002 günü olduğu, davanın ise 17/11/2006 günü açıldığı anlaşılmaktadır. Ölümle sonuçlanan trafik kazası TCK'nun 455. maddesine göre suç oluşturmaktadır.
Olay tarihinde yürürlükte bulunan 765 sayılı TCK'nun 102/4 ve 104/2 maddeleri itibariyle bu suçun ceza zamanaşımı süresi beş yıldır.
BK.nun 60/2. maddesinde, haksız eylemin aynı zamanda suç oluşturması durumunda tazminat davasına ceza zamanaşımının uygulanacağı düzenlenmiştir. İşleten durumunda bulunan davalı hakkında sürücü yönünden uygulanan ceza zamanaşımının uygulanması gerektiği yargısal içtihatlarda belirtilmektedir.
Somut olayda manevi tazminat davasının ceza zamanaşımı süresi dolmadan önce açıldığı anlaşılmaktadır. Bu nedenle davalının zamanaşımı savunması reddedilerek işin esasının incelenmesi gerekirken, mahkemece zamanaşımı yönünden davanın reddedilmesi bozma nedenidir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 427. maddesi gereğince KANUN YARARINA BOZULMASINA, evrakın gereği için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine 27/10/2008 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.










Esas Yılı : 2003
Esas No : 14294
Karar Yılı : 2004
Karar No : 3847
Karar Tarihi : 29.03.2004
Daire No : 4
Daire : HD

**************
ÖZET: Haksız eylem aynı zamanda suç oluşturuyorsa uzamış (ceza) zamanaşımı uygulanır. Davacı, yayındaki sözcüklerin TCK'nun 480. maddesinde düzenlenen hakaret suçunu oluşturduğunu belirtmiştir. Uzamış zamanaşımının uygulanması için ceza davasının açılması zorunlu değildir. Bu itibarla, davalının eylemi kişilik hakkına saldırı oluşturduğu ve suç olduğu ileri sürüldüğüne göre bir haksız eylem nedeniyle açılan eldeki davanın BK'nun 60/2. maddesinde düzenlenen uzamış (ceza) zamanaşımına tabi bulunduğu gözetilerek davalının zamanaşımı savunması reddedilip işin esasının incelenmesi gerekmektedir. Mahkemece, zamanaşımı nedeniyle davanın reddine karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.

**************
(818 s. K. m. 60)

Davacı E.M. vekili Avukat A.M. tarafından, davalı O.E. ve H.A.Ş. aleyhine 9.1.2003 gününde verilen dilekçe ile yayın yoluyla kişilik haklarına saldırı nedeni ile 20.000.000.000.- Lira manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; zamanaşımı nedeniyle davanın reddine dair verilen 9.7.2003 günlü kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.

Dava, 18.11.2001 tarihli gazete yazısının kişilik hakkına saldırı oluşturduğu ileri sürülerek manevi tazminat istemine ilişkindir. Dava, 9.1.2003 tarihinde açılmış olup, davalının süresindeki zamanaşımı savunması doğrultusunda BK'nun 60/1. maddesindeki bir yıllık süresinin geçmesi nedeniyle mahkemece zamanaşımı yönünden reddedilmiştir.
BK'nun 60/2. maddesine göre haksız eylem aynı zamanda suç oluşturuyorsa uzamış (ceza) zamanaşımı uygulanır. Davacı, yayındaki sözcüklerin TCK'nun 480. maddesinde düzenlenen hakaret suçunu oluşturduğunu belirtmiştir. Uzamış zamanaşımının uygulanması için ceza davasının açılması zorunlu değildir. Bu itibarla, davalının eylemi kişilik hakkına saldırı oluşturduğu ve suç olduğu ileri sürüldüğüne göre bir haksız eylem nedeniyle açılan eldeki davanın BK'nun 60/2. maddesinde düzenlenen uzamış (ceza) zamanaşımına tabi bulunduğu gözetilerek davalının zamanaşımı savunması reddedilip işin esasının incelenmesi gerekmektedir. Mahkemece, zamanaşımı nedeniyle davanın reddine karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.

Öte yandan, mahkemece takdir edilen vekalet ücretine,...............................

SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine, 29.03.2004 gününde oybirliğiyle karar verildi.



T.C.
YARGITAY
4. Hukuk Dairesi
Esas: 2008/11159
Karar: 2009/6625
Tarih: 11.05.2009

ÖZET: Haksız eylem sebebiyle açılan tazminat davasında, eylemin suç sayılan bir eylemden doğması durumunda, zaman aşımı süresi suçun bağlı olduğu ceza zaman aşımı süresidir.
(818 sayılı BK. m. 60/2) (765 sayılı TCK. m. 102/4)

KARAR METNİ:

Davacı Mustafa vekili tarafından, davalı Hacı Ali aleyhine 26.07.2007 tarihinde verilen dilekçe ile tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 11.06.2008 tarihli kararın Yargıtayca tetkiki davalı vekili tarafından süresi içerisinde istenilmekle, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.

Dava, haksız eylem sebebiyle kişilik haklarına saldırıdan dolayı manevi tazminat istemine ilişkindir. Yerel mahkemece istemin bir bölümü kabul edilmiş; karar, davalı tarafından temyiz olunmuştur.

BK.nun 60/2. maddesi gereğince zarara yol açan eylemin, aynı zamanda suç sayılan bir eylemden doğması durumunda olayda uygulanacak zaman aşımı süresi, o suçun bağlı olduğu (uzamış) ceza zaman aşımı süresidir.

Somut olayda, davalı Hacı Ali'nin eylemi, 765 s. TCK.nun 285/1. maddesinde düzenlenen iftira suçunu oluşturmaktadır. Bu nedenle, uygulanacak ceza zaman aşımı süresi TCK.nun 102/4. maddesi uyarınca 5 yıldır. Eylem 18.03.2002 günü gerçekleşmiş, davalı hakkındaki ceza mahkumiyeti 24.01.2007 günü kesinleşmiştir. Eldeki tazminat davası ise 26.07.2007 tarihinde açılmıştır. Şu durumda, davanın açıldığı günde olay tarihinden itibaren 5 senelik (uzamış) ceza zaman aşımı süresi geçmiştir. Yerel mahkemece, açıklanan olgular gözetilerek istemin zaman aşımı sebebiyle reddedilmesi gerekirken, ceza mahkumiyetinin kesinleştiği günden itibaren 1 senelik süre içinde eldeki davanın açılmış olması sebebiyle zamanaşımının dolmadığı gerekçesiyle davalının manevi tazminat ile sorumlu tutulmuş olması usul ve kanuna uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.

SONUÇ : Temyiz edilen kararın yukarda gösterilen sebeplerle (BOZULMASINA), bozma nedenine göre davalının sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına ve peşin alınan harcın istem halinde geri verilmesine 11.05.2009 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Kaynak: YKD Kasım-2009 Sf : 2061







T.C.
YARGITAY
4. Hukuk Dairesi
Esas: 2008/13761
Karar: 2008/15023
Tarih: 04.12.2008

ÖZET: -

(818 sayılı BK. m. 60) (5237 sayılı TCK. m. 66, 125)

KARAR METNİ:

Davacı Aynur Cihan vekili Avukat Rıza Pehlevi Şat tarafından, davalı Mustafa Değirmenci aleyhine 23/01/2007 tarihinde verilen dilekçe ile manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın zaman aşımı sebebi ile reddine dair verilen 20/06/2007 tarihli kararın Yargıtayca tetkiki davacı vekili tarafından süresi içerisinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü:

Dava, haksız eylem sebebi ile manevi tazminat istemine ilişkindir. Davacı, 10.11.2005 günlü belediye meclis toplantısında davalı belediye başkanının yaptığı konuşma sırasında kendisine hakaret etmek suretiyle kişilik haklarına saldırı da bulunduğunu belirterek manevi tazminat isteminde bulunmuştur. Mahkemece açılan bir ceza davası bulunmadığı, meclis toplantısının yapıldığı 10.11.2005 gününden itibaren dava tarihi olan 23.01.2007 gününe kadar BK.nun 60/1 maddesindeki bir senelik zaman aşımı süresinin dolduğu gerekçesiyle istek zaman aşımı sebebiyle reddedilmiştir. Karar davacı tarafından temyiz edilmiştir.

Davacı, belediye meclisi üyesi olduğunu, belediye başkanı olan davalının 10.11.2005 günlü belediye meclis toplantısında "...ben seçim çalışmalarını yaparken siz evinizde makyaj yapıyordunuz... sizin gibi köhnemiş bir fikir üzerinde kalıp, örümcek kafalı bir beyinle gidersem ..." sözleriyle hakaret ettiğini belirterek manevi tazminat istemiştir. Davalı cevabında zaman aşımı def'inde bulunmuş ve davanın reddini istemiştir.

Dava konusu konuşmanın yapıldığı gün 10.11.2005'tir. Davacı, bu konuşma ile davalının kendisine hakaret ettiğini ileri sürmektedir. Varlığı iddia edilen hakaret suçu ise olay gününde yürürlükte bulunan 5237 s. TCK.nun 125. maddesi kapsamındadır. TCK.nun 66/e maddesi uyarınca ceza zaman aşımı 8 yıldır. Borçlar Kanunu'nun 60/2 maddesinde eylem suç teşkil ettiği takdirde ceza (uzamış) zamanaşımının uygulanacağı ifade edilmiştir. Tazminat davasında uzamış (ceza) zamanaşımının uygulanabilmesi için mutlaka bir ceza davası açılmış olması veya mahkumiyet kararının bulunması gerekmez. Bu sebeple dava 23.01.2007 gününde açıldığına göre 8 senelik ceza zaman aşımı süresinin dolmadığı anlaşıldığından işin esasının incelenip varılacak sonuca göre karar verilmesi gerekir. Anılan yön gözetilmeden davanın zaman aşımı sebebiyle reddine karar verilmiş olması bozmayı gerektirmiştir.


SONUÇ : Temyiz edilen kararın yukarda açıklanan sebeple BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istem halinde geri verilmesine, 04.12.2008 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


T.C.
YARGITAY
4.Hukuk Dairesi
Esas: 2009/4932
Karar: 2009/6641
Karar Tarihi: 11.05.2009


Davacı Musa vekili tarafından, davalı V... Elektrik Dağıtım A.Ş. aleyhine 23.07.2007 gününde verilen dilekçe ile maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; zamanaşımı nedeniyle reddine dair verilen 05.02.2008 günlü kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı ve davalı vekilleri taraflarından süresi içinde istenilmekle, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.

Dava, haksız eylem nedeniyle yaralanmadan dolayı uğranılan zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. Yerel mahkemece; dava zamanaşımına uğradığı gerekçesi ile reddedilmiş; karar, taraflarca temyiz olunmuştur.

BK'nın 60/2. maddesi gereğince, zarara yol açan eylemin aynı zamanda suç sayılan bir eylemden doğması durumunda olayda uygulanacak zamanaşımı süresi, o suçun bağlı olduğu (uzamış) ceza zamanaşımı süresidir.

Dosyadaki bilgi ve belgelerden; davacı Musa'nın kendisine ait tarlada çalışırken elindeki tarım aletinin elektrik teline teması sonucu oluşan elektrik akımı nedeniyle yaralandığı anlaşılmaktadır. Davaya konu eylemin, 765 sayılı TCY'nin 459/2. maddesinde düzenlenen <taksirle yaralama> suçunu oluşturduğu anlaşılmaktadır. Şu durumda somut olaya uygulanacak ceza zamanaşımı süresi, TCY'nin 102/4. maddesi uyarınca 5 yıldır. Haksız eylem 17.09.2004 gününde gerçekleşmiş, Adli Tıp Kurumu'ndan 19.02.2007 günlü iş göremezlik raporu alınmıştır. Davalı kurum görevlileri hakkındaki ceza davasında şikayet yokluğu nedeniyle verilen düşme kararı 16.01.2006 gününde kesinleşmiş, eldeki tazminat davası ise 23.07.2007 günü açılmıştır. Şu durumda davanın açıldığı günde, olay tarihinden itibaren 5 yıllık (uzamış) ceza zamanaşımı süresi dolmamıştır. Yerel mahkemece açıklanan olgular gözetilerek, işin esası incelenip varılacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken, zamanaşımının dolduğu gerekçesiyle istemin tümden reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.

Sonuç: Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenlerle davacı yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalının tüm, davacının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına ve temyiz eden davacıdan peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine, 11.05.2009 gününde oybirliği ile karar verildi.
Old 01-04-2010, 15:58   #4
miss_lawyer

 
Varsayılan

Sn meslektaşım, cevabınız ve sunduğunuz kararlar için teşekkür ederim.iyi çalışmalar.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
iftira-manevi tazminat davası muzio Meslektaşların Soruları 10 05-12-2011 00:56
manevi tazminat davası songül yaman Meslektaşların Soruları 1 17-11-2009 23:09
boşanma davası sürerken tedbir nafakası ve manevi tazminat davası açılırmı? Konuk Kadınlara Hukuki Destek Merkezi (KAHDEM) 2 25-10-2009 21:33
maddi- manevi tazminat davası miss_lawyer Meslektaşların Soruları 4 13-08-2009 14:21
Manevi Tazminat Davası Kemosabe Meslektaşların Soruları 4 09-11-2007 12:31


THS Sunucusu bu sayfayı 0,05920696 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.