Mirasçıların vergi borcundan sorumluluğu

Müvekkil ile birlikte diğer üç mirasçıya da vergi dairesinden, miras bırakanın ortak olduğu ve yönetim kurulunda yer aldığı anonim şirketin vergi borçları için ödeme emri tebliğ edilmiş. Miras bırakandan menkul veya gayrimenkul hiçbir miras kalmamış, ancak mirasçılar üç ay içinde reddi miras yapmamışlar. Şimdi vergi borcuyla karşılaşıyorlar. Miras bırakan 6 yıl önce ölmüş. Bu durumda vergi borcundan kurtulmak için, terekenin borca batık olduğunun tespitini istemek yeterli olacak mıdır? Takibin durması için ayrıca vergi mahkemesine başvurmak gerekir mi? Yoksa hukuk mahkemesinden alacağımız terekenin borca batık olduğuna dair karar takip hangi safhada olursa olsun, takibi iptal ettirip mirasçıları vergi borcundan kurtarır mı?
Ayrıca gelen ödeme emirlerinde vergilerin vadesi eylül 2003, bu durumda bu vergiler 5 yıllık tahsilat zamanaşımına uğramış olmuyor mu, vergi dairesinin bunu re'sen göze alması gerekmez mi?

Bu arada vergi hukuku çok spesifik bir alanmış bunu da öğrenmiş oldum.
Yardımcı olanlara çok teşekkür ederim.

aşağıdaki linke bir göz atın ek açıklama isterseniz şayet yazarsanız ek bir açıklama yapmak zorunda kalırız sanırım
iyi çalışmalar

http://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?t=42840

Teşekkür ederim Muhsin Bey ama bu link veraset ve intikalle ilgili. Benim sorunum farklı. Terekenin borca batık olduğunun tespitini isteyeceğim, yani mirasın hükmen reddini sağlayacağım. Ama bu arada müvekkiller hakkında takibe devam edilmemesi için vergi mahkemesine de başvuracağım. Hem mirasın hükmen reddediyoruz, mirasçılar vergiden sorumlu tutulamaz diyeceğim, hem de zamanaşımı itirazında bulunacağım. Eylül 2003 vadeli vergiler 5 yıllık tahsil zamanaşımına uğramış olmuyor mu? Ayrıca kafama yeni bir şey takıldı. 4 mirasçıya 20'şer ödeme emri tebliğ edilmiş, vergi mahkemesinde davayı nasıl açacağım, her bir ödeme emri için ayrı ayrı mı, yoksa her bir vergi türü için ayrı ayrı mı? yoksa tekbir dilekçe ile hepsine itiraz edebilir miyim? Forumlardan ve makalelerden okuduğum kadarıyla her bir vergi dönemi için ve ve herbir vergi türü için ayrı ayrı dava açmam gerekiyormuş, emin olamadım, ama öyle olursa her bir müvekkil için yaklaşık 100 dava açmam gerekir. Bu da biraz şaçma olur, hem dosya adedi bakımından, hem dava harcı bakımından. CEvabınızı bekliyorum.

Sayın Avercan38,Elbette terekenin borca batık olduğunun tespitini isteyebilirsiniz.Ancak; Mirasbırakanın ölümü anında terekenin borca batık olduğu herkesçe biliniyorsa durum sabit ise miras reddedilmiş sayılır. Mirasçılar TMK.nun 550. maddesinde yazılı eylemlerde bulunmadıkça, başka bir ifadeyle red hakkından yoksun kalmadıkça her zaman terekenin borca batık olduğunun tespitini isteyebilirler.
Zamanaşımı definde bulunmanız için Mükellefiyetin başlama zamanını iyi bilmeli beya belirlemelisiniz, zira mütevefanın ölüm tarihi itibari ile mirası reddetmeyen mirasçıların beyanname verme yükümlüğüne ilişkin süre VİVK ' nunda düzenlenmiş olmakla birlikte, anılan süre içerisinde beyan yükümlülüğünün yerine getirilmemesi durumunda mükellefiyet idare tarafından öğrenildiği tarih itibari ile başlayacağ ve tahakkuk etmesi gereken vergiye ilişkin zaman aşımı, idarenin öğrenme tarihinden itibaren başlayacaktır. buna dikkat edilmesi geeklidir, veraset ve intikal vergisinde zamanaşımı işlenme süresi diğer vergi kanunlarından farklı olarak düzenlenmiş bir istisna hükmüne sahiptir.
Takiplere karşı ise açılacak dava/lara gelince; her bir müvekkil adına ayrı ayrı ancak tebliğ edilen ödeme emirlerinin tamamı için tek dilekçe ile açabilirsiniz, zira vergi türü itibari ile davanın açılması gereklidir, verginin Türü veraset intikal vergisi ve ferrileri olduğuna göre tek dava konusu olacaktır.
iyi çalışmalar diliyorum

Çok sağolun Muhsin Bey. TMK 55'deki eylemler demişiniz. TMK 550 vasiyeti yerine getirme görevlisinin atanmasıyla ilgili, bir yanlışlık olmasın. Ayrıca vergi verasetle ilgili değil, mirasbırakanın ortağı olduğu şirketin vergileri, kdv, damga vergisi gibi ve vergi cezaları, veraset ve intikal vergisi yok. Yani vergi türleri değişik, yine de tek bir dilekçe ile açabilir miyim davayı? Bu arada aklıma takıldı, diyelim vergi mahkemesinde dava açmadım, sulh hukuk mahkemesinden hükmen red kararı alsam yine takipleri durdurabilir miyim? Yoksa ödeme emrinin tebliğinden itibaren 7 gün içinde itiraz etmedim diye bu hakkım kaybolur mu?

TMK 550 yazmışım 55 değil,
şimdi işin boyutu değişti olayı bana özel mesajla yada buraya detaylı yazarsanız daha rahat bir şekilde yanıtlama olanağı bulurum, ben veraset ve intikal vergisi bakımından konuyu irdeledim, müteveffa, şirket ortaklığından başka temsil ve ilzama yetkili olan biri değilse ve sadece şirket ortaklığından dolayı mürasçılarına gidilmiş ise, idarenin ortaklara gitmesi için öncelikli olarak şirket mal varlığına, kanuni temsilcilere gidip tüm tahsil yollarının tükenmiş olmasına dikkat edip araştırmalısınız,( Anonim şirketlerde sadece yönetim kurulunda yer almış olup ancak imza yetkisine haiz olunmaması halinde 6183 sayılı kanunun Mük.35 Maddesinde ve 213 sayılı VUK 10 Maddesinde düzenlenen hükümlere başvurularak gidilemez ) veraset ve intikal vergisi olmadığına göre, 6183 sayılı kanunun 102 madedsinde düzenlenen zamanaşımı hükümelerine istinaden zamanaşımı definde bulunabilirsiniz,...
Vergi türleri ile ferrilerini içreen ödeme emirlerinin tamamını bir dilekçede, ancak her br vergi, dönemi, tutarı, ödeme emirlerine ilişkin bilgilerini de yazmak şartıyla toplayıp bir dava konusu yapabilrisniz...
bir de 7 günlük dava açma sürsini kaçırırsanız ödeme emirleri kesinlemiş olacaktır, açacağınız dava sonucunı beklemeden idare tahsil cihetine gidecektir dolayısıyla müvekkilleriniz istenilen vergileri ödemek zorunda kalacaklardır, ancak daha sonra hükmen mirasın reddedilmiş olduğuna ilişkin kararı almanız halinde ise ( Terekenin borca batık oluğuna ilişkin karar ) alınan vergi mükellefiyette hata olarak vergi hukukunda kabul edileceğinden, ödenen vergilerin düzelte yolu ile iadesi istenebilecektir. Vergi mahkemesine dava açma sürsinde davanızı açmanızı öneriririm
iyi çalışmalar diliyorum

Dilimin döndüğünce yardımcı olmaya çalışayım;

Burada hükmi red sözkonusudur. Eski MK 545/2 Yeni Medeni Kanun 605/2'de düzenlenmiştir. İçerik olarak birbiriyle nerdeyse aynıdır.

Şartları;
1-Murisiin aciz hali.
2-Durumun açıkça beli olması ya da tespit edilmesi.

Bu durumda konu hakkında "hükmi reddin tespiti" davası da açılması gerekir.

Hükmi red hali icra takibine itiraz ile de dile getirilebilir; bu hususu da İİK 68/4'de deki düzenlemeden çıkarabiliriz.