Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

İşçinin Raporlu Olduğu Süre İşverenin Fesih Hakkını Kullanma Süresi Olan 6 İş Günü Hesabında Dikkate Alınır Mı?

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 20-07-2011, 16:09   #1
Derya DEMİR

 
Varsayılan İşçinin Raporlu Olduğu Süre İşverenin Fesih Hakkını Kullanma Süresi Olan 6 İş Günü Hesabında Dikkate Alınır Mı?

08.07.2011 tarihinde işveren 457 Sayılı İş Kanunu' nun 25. maddenin 2. fıkrasında gösterilen sebeplerden birinin işçi tarafından gerçekleştirildiğini öğrenmiştir. İşçiye sözlü uyarıda bulunmuş 11.07.2011 tarihinde Pazartesi Günü de gereksiz yere noterden savunma isteme ihtarını göndermiştir, çünkü işçi 11.07.2011 tarihinde 15.07.2011 tarihine kadar rapor almıştır.Bu arada savunma isteme ihtarına, "savunmasını istenilen sürede yapmadığı halde savunma yapmaktan vazgeçmiş sayılacağına" ihtarı eklenmemiştir.İşçi işe 18.07.2011 tarihinde başlamıştır, savunmasını hala yapmamıştır ve işverene derhal fesih imkanı veren yeni sebepler de ortaya çıkmıştır.
Bu halde;

1- İşveren olayı 08.07.2011 tarihinde Cuma Günü öğrenmiştir, Cumartesi çalışması yapılmayan işyerinde işçi 09.07.2011 tarihinden 15.07.2011 (Cuma) tarihine kadar rapor almıştır. 18.07.2011(Pazartesi) tarihinde işe başlayan işçinin iş aktinin derhal feshi için işveren 6 iş günü olan hak düşürücü süreyi kaçırmış mıdır? Yoksa raporlu olunan süreler iş gününden sayılmayacak mıdır?

2- Ya da bu ilk olayı hiç karıştırmadan işçinin bu olayla ilgili savunması alınarak, ortaya yeni çıkan fesih sebepleri ile vakit geçirilmeksizin fesih bildiriminde mi bulunulmalıdır?
Old 20-07-2011, 16:29   #2
hülya er

 
Varsayılan

Bahsettiğiniz ilk olayı da dilekçenize yazın.Sonradan öğrenilen sebepleri de.
Karşı taraf, 6 iş günlük süre içinde açılmadığı itirazında bulunsa ve hakim de bunu kabul etse bile elinizde diğer derhal fesih hakkı veren sebepler olduğundan birşey kaybedeceğinizi düşünmüyorum.
Old 20-07-2011, 20:36   #3
Av. İbrahim YİĞİT

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Derya DEMİR
08.07.2011 tarihinde işveren 457 Sayılı İş Kanunu' nun 25. maddenin 2. fıkrasında gösterilen sebeplerden birinin işçi tarafından gerçekleştirildiğini öğrenmiştir. İşçiye sözlü uyarıda bulunmuş 11.07.2011 tarihinde Pazartesi Günü de gereksiz yere noterden savunma isteme ihtarını göndermiştir, çünkü işçi 11.07.2011 tarihinde 15.07.2011 tarihine kadar rapor almıştır.Bu arada savunma isteme ihtarına, "savunmasını istenilen sürede yapmadığı halde savunma yapmaktan vazgeçmiş sayılacağına" ihtarı eklenmemiştir.İşçi işe 18.07.2011 tarihinde başlamıştır, savunmasını hala yapmamıştır ve işverene derhal fesih imkanı veren yeni sebepler de ortaya çıkmıştır.
Bu halde;

1- İşveren olayı 08.07.2011 tarihinde Cuma Günü öğrenmiştir, Cumartesi çalışması yapılmayan işyerinde işçi 09.07.2011 tarihinden 15.07.2011 (Cuma) tarihine kadar rapor almıştır. 18.07.2011(Pazartesi) tarihinde işe başlayan işçinin iş aktinin derhal feshi için işveren 6 iş günü olan hak düşürücü süreyi kaçırmış mıdır? Yoksa raporlu olunan süreler iş gününden sayılmayacak mıdır?

2- Ya da bu ilk olayı hiç karıştırmadan işçinin bu olayla ilgili savunması alınarak, ortaya yeni çıkan fesih sebepleri ile vakit geçirilmeksizin fesih bildiriminde mi bulunulmalıdır?


Aşağıdaki kararlarda da görüldüğü üzere işçinin raporlu olduğu süreler içinde feshin yapılması gerekirdi. Cumartesiyi saymaz isek de pazar çalışma günü ise süreniz geçmiş.

Bu durumda 2 ihtimali değerlendirmek gerekir. Savunmasını vermese de tazminatlarını ödeyerek geçerli fesih hakkını kullanmak,

İki, diğer, sonradan ortaya çıkan (?) haklı fesih nedenleri ile tazminatsız fesih hakkınızı kullanmak. Kolay gelsin


T.C.

YARGITAY

9. HUKUK DAİRESİ

E. 2005/34667

K. 2005/37461

T. 28.11.2005

• İŞ GÜVENCESİ HÜKÜMLERİ KAPSAMINA GİRMEK ( Raporlu Süre İçinde Fesih Bildiriminin İşçiye Ulaştırılması - Dava Açma Süresi ve İşyerindeki İşçi Sayısının Fesih İradesinin İşçiye Ulaştığı Tarih Dikkate Alınarak Belirlendiği/Altı Aylık Kıdem Süresinin Dolmadığı )

• İŞÇİNİN RAPORLU OLDUĞU SÜRE ( İş Güvencesi Hükümlerinin Kapsamına Girmek Bakımından Gerekli Olan Altı Aylık Kıdem Süresinde Dikkate Alınmayacağı - Raporlu Süre İçinde Fesih Bildiriminin İşçiye Ulaştırılması )

• FESİH BİLDİRİMİ ( Raporlu Süre İçinde Fesih Bildiriminin İşçiye Ulaştırılması - İş Güvencesi Hükümlerinin Kapsamına Girmek Bakımından Gerekli Olan Altı Aylık Kıdem Süresinin Dolmadığı )

• DAVA AÇMA SÜRESİ ( Fesih İradesinin İşçiye Ulaştığı Tarih Dikkate Alınarak Belirlendiği/Raporlu Süre İçinde Fesih Bildiriminin İşçiye Ulaştırılması - Altı Aylık Kıdem Süresinin Dolmadığı )

• İŞE İADE TAZMİNAT VE BOŞTA GEÇEN SÜRE ÜCRETİ TALEBİ ( Raporlu Süre İçinde Fesih Bildiriminin İşçiye Ulaştırılması/Altı Aylık Kıdem Süresinin Dolmadığı - Dava Açma Süresinin Fesih İradesinin İşçiye Ulaştığı Tarih Dikkate Alınarak Belirlendiği )

4857/m. 18, 19, 20, 21

ÖZET : Uyuşmazlık, raporlu süre içinde fesih bildiriminin işçiye ulaştırılması halinde, 4857 sayılı İş Kanunun 18. maddesinde öngörülen ve iş güvencesi hükümlerinin kapsamına girmek bakımından gerekli olan altı aylık kıdem süresi nasıl hesap edileceğidir.

Gerek dava açma süresi gerek işyerindeki işçi sayısı fesih iradesinin işçiye ulaştığı tarih dikkate alınarak belirlendiğine göre altı aylık kıdem süresinin tespiti yönünden de aynı tarihin esas alınması gerekir. Somut olayda, fesih iradesinin davacıya ulaştığı tarihe göre davacı altı aylık kıdeme sahip olmadığından iş güvencesi hükümlerinden yararlanamaz.

DAVA : Davacı, feshin geçersizliğine ile işe iadesine ve kötüniyet tazminatının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.

Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.

Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

KARAR : Davacı işçi, iş sözleşmesinin geçerli neden olmadan 14.6.2005 tarihinde işverence feshedildiğini ileri sürerek feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini, işe başlatılmama halinde ödenmesi gereken tazminat ile boşta geçen süre Ücretinin belirlenmesini istemiştir.

Davalı işveren, iş sözleşmesinin 11.6.2005 tarihinde haklı sebeple feshedildiğini, 13.12.2004 tarihi olan işe giriş tarihi ve fesih tarihi itibariyle davacının 6 aylık kıdeminin bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.

Mahkemece davacının fesih bildiriminin yapıldığı 11.6.2005 tarihi itibariyle 3 günlük sağlık raporunun bulunduğu, fesih bildiriminin rapor bitim tarihi olan 14.6.2005 tarihinden itibaren geçerli sayılması gerektiği, buna göre 6 aylık kıdem süresinin dolduğu sonucuna varılmış, feshin geçerli nedene dayanmadığı gerekçesiyle işe iade davasının kabulüne karar verilmiştir.

Davacı işçinin işe giriş tarihinin 13.12.2004 olduğu konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık, hangi tarihte fesih bildiriminin davacıya ulaştırıldığı ve raporlu süre içinde ulaştırılmış ise bunun 6 aylık kıdem süresinin tespiti bakımından ne zaman hüküm doğuracağı hususlarında çıkmaktadır.

Dosyadaki bilgi ve belgelere göre, davacının 11.6.2005 günü saat 10.24-10.41 arasında 3 günlük istirahatlı olduğuna ilişkin doktor raporu aldığı, fesih bildiriminin ise aynı gün saat 12.36'da davacıya tebliğ edilmek istenmesine rağmen davacının tebellüğden imtina ettiği, davalı işverence davacının fesih bildirimini tebellüğden kaçındığına ilişkin tutanak düzenlendiği, dinlenen davalı tanıklarının da fesih bildiriminin davacıya 11.6.2005 tarihinde ulaştığını açıkladıkları anlaşılmaktadır. Mevcut delil durumuna göre davacının raporlu olduğu sırada fesih bildiriminin davacıya 11.6.2005 tarihinde ulaştığı anlaşılmaktadır. Mahkemece fesih bildiriminin anılan tarihte davacıya ulaştığının kabulü dosya içeriğine uygun düşmektedir.

Çözülmesi gereken ikinci sorun; raporlu süre içinde fesih bildiriminin işçiye ulaştırılması halinde, 4857 sayılı İş Kanunun 18. maddesinde öngörülen ve iş güvencesi hükümlerinin kapsamına girmek bakımından gerekli olan altı aylık kıdem süresinin nasıl hesap edileceğidir. Başka bir anlatımla, bu durumda, altı aylık kıdem süresinin belirlenmesinde fesih bildiriminin davacıya ulaştığı tarih ile raporun bittiği tarihten hangisinin esas alınacağı sorunu karşımıza çıkmaktadır. 4857 sayılı İş Kanunun 20/1. maddesinde fesih bildirimine itiraz davasının fesih bildiriminin tebliği tarihinden itibaren bir ay içinde iş mahkemesinde veya şartları varsa özel hakemde açılması gerektiği düzenlenmiştir. Yazılı bir fesih bildiriminin yapılmadığı hallerde veya fesih bildiriminin tebliğ edilmediği durumlarda davacının bir aylık dava açma süresinin hiçbir şekilde başlamayacağı, ve dava açma hakkının her zaman mümkün olduğu şeklinde bir anlam ortaya çıkacağından Dairemizce İş Kanununun anılan hükmü sözlü ya da yazılı fesih iradesinin işçiye "ulaştığı" tarih esas alınarak bir aylık dava açma süresinin hesaplanması gerektiği şeklinde yorumlanmaktadır. Keza, Dairemizin kararlılık kazanmış uygulamasına göre, işyerinde çalışan işçi sayısının tespiti de fesih iradesinin davacıya ulaştığı tarih esas alınarak yapılmaktadır. Gerek dava açma süresi gerek işyerindeki işçi sayısı fesih iradesinin işçiye ulaştığı tarih dikkate alınarak belirlendiğine göre altı aylık kıdem süresinin tespiti yönünden de aynı tarihin esas alınması gerekir. Somut olayda, fesih iradesinin davacıya ulaştığı 11.6.2005 tarihe göre davacı altı aylık kıdeme sahip olmadığından iş güvencesi hükümlerinden yararlanamaz.

Buna göre davanın reddi gerekirken yazılı gerekçe ile kabulü hatalıdır.

Belirtilen nedenlerle, yerel mahkeme kararının 4857 sayılı İş Kanunun 20/3. maddesi uyarınca bozularak ortadan kaldırılması ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulması gerekmiştir.

SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle,
1- ) İ. 3. İş Mahkemesinin 11.10.2005 gün ve 547-777 sayılı kararının bozularak ortadan kaldırılmasına,
2- ) Davanın REDDİNE,
3- ) Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
4- ) Davacının yapmış olduğu yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, davalının yaptığı ( 31.00 ) YTL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
5- ) Karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre ( 350 ) TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6- ) Peşin alınan temyiz harcının isteği halinde davalıya iadesine, kesin olarak 28.11.2005 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.




T.C.

YARGITAY

9. HUKUK DAİRESİ

E. 1999/5819

K. 1999/7307

T. 14.4.1999

• BİLDİRİMSİZ FESİH HAKKI ( İşçinin Raporlu Olduğu Sürede de Kullanılabileceği-Altı İşgünlük Sürenin Rapor Süresince de İşlemesi )

• ALTI İŞ GÜNLÜK FESİH SÜRESİ ( İşçinin Raporlu Olduğu Sırada da İşlemesi )

• İŞÇİNİN RAPORLU OLDUĞU SÜRE ( Altı iş Günlük Fesih Süresinin İşleyeceği-Bildirimsiz Fesih Hakkının Kullanılabileceği )

1475/m.13,14,17,18

ÖZET : İşçinin, doğruluk ve bağlılığa uymayan davranışta bulunduğunun öğrenildiği tarihten itibaren bildirimsiz fesih hakkı için gerekli altı günlük süre işlemeye başladığından, akdin feshi için işçinin raporlu olduğu sürenin dolması beklenmemelidir.

DAVA : Davacı, ihbar ve kıdem tazminatının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.

Yerel mahkeme, davayı reddetmiştir.

Hüküm süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü:

KARAR : Davacı işçi davalıya ait işyerinde çalışırken doğruluk ve bağlılığa uymayan bir davranışta bulunduğu 3.11.1997 tarihinde işyerinde düzenlenen tutanakla tespit edildiği, toplu iş sözleşmesi hükümleri uyarınca bu eyleminden dolayı 4.11.1997 tarihinde savunmasının alındığı, davacı işçinin 11.11.1997 tarihinden itibaren ardı ardına birer aylık raporlar aldığı, rapor süresi içinde davalı işveren tarafından 6.1.1998 tarihinde hizmet sözleşmesinin feshedildiği, feshin haklı nedene dayanmadığı iddiasıyla davacı işçi tarafından daha sonra ihbar ve kıdem tazminatı isteği ile dava açıldığı mahkemece altı iş günlük sürenin geçirilmediği görüşü benimsenerek ve feshin haklı olduğu kabul edilmek suretiyle davanın reddedildiği dosya içeriğinden anlaşılmaktadır.

Uyuşmazlık 1475 sayılı İş Kanunu'nun 18. maddesinde öngörülen feshe neden olan olayın öğrenilmesinden itibaren işleyecek olan altı iş günlük sürenin somut olayda geçirilmiş olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

Davacı işçinin istirahat süresi içinde sözleşmesinin feshedilemeyeceği görüşü benimsenemez. Bir başka anlatımla bildirimsiz fesih hakkı raporlu sürede kullanılabilir. Ancak fesih rapor süresinin sonunda hükmünü icra eder. Bu durumda 3.11.1997 tarihinde feshe yetkili makam olayı öğrenmiş olup altı işgünlük süre geçirildikten çok sonra 6.1.1998 tarihinde feshi gerçekleştirmiş bulunduğundan hak düşürücü süre geçirilmiştir. Bunun sonucu olarak da artık haklı fesihten söz edilemeyeceğinden istekleri değerlendirmeye tabi tutularak hüküm altına alınmalıdır.

SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda belirtilen nedenle ( BOZULMASINA ), peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 14.4.1999 gününde oybirliği ile karar verildi.
Old 21-07-2011, 16:48   #4
Derya DEMİR

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan yeshilim
Aşağıdaki kararlarda da görüldüğü üzere işçinin raporlu olduğu süreler içinde feshin yapılması gerekirdi. Cumartesiyi saymaz isek de pazar çalışma günü ise süreniz geçmiş.

Bu durumda 2 ihtimali değerlendirmek gerekir. Savunmasını vermese de tazminatlarını ödeyerek geçerli fesih hakkını kullanmak,

İki, diğer, sonradan ortaya çıkan (?) haklı fesih nedenleri ile tazminatsız fesih hakkınızı kullanmak. Kolay gelsin


Sonradan ortaya çıkan sebeplerle fesh etme yolunu tercih etmeye karar verdim, teşekkürler!
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Kanunda "iş günü" olarak belirlenen sürelerin hesabında Cumartesi günü sayılır mı? Kilimanjaro Meslektaşların Soruları 10 16-01-2014 22:41
İşçinin Sebep Olduğu Ölümlü Trafik Kazası-İşverenin Sorumluluğu Av. Arzu Erkol Dursun Meslektaşların Soruları 16 11-12-2011 20:38
kıdem tazminatı hesabında dikkate alınacak alacak kalemleri, son bordro Av.Serbay Meslektaşların Soruları 2 06-01-2011 10:25
Velayet düzenlenirken hangi unsurlar dikkate alınır? Konuk Kadınlara Hukuki Destek Merkezi (KAHDEM) 1 06-09-2010 11:58
raporlu işçi hk.derhal fesih süresi raporun bitiminden iti.başlayabilirmi? kyb Meslektaşların Soruları 1 25-03-2010 20:54


THS Sunucusu bu sayfayı 0,05470490 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.