Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Aski'ye karşı tazminat davası

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 21-04-2011, 16:34   #1
radiokid

 
Varsayılan Aski'ye karşı tazminat davası

Değerli meslektaşlar,

Aski'nin belediye idaresinde kurulan bir ''tacir'' konumunda olduğundan bahisle verilen yargıtay kararı doğrultusunda, aski'nin haksız bir fiilinden dolayı meydana gelen davayı, idari yargıda değil de adli yargıda açmaya karar verdim.Sizce atladığım bir husus var mı?

İkinci olarak, aski'nin çalışma yaptığı bölgedeki evlerde meydana zararda, aski zararı karşılayacağını söylemekle birlikte taşeron firmayı suçlu olarak addetmektedir.Davayı, ikisine karşı da mı yöneltmek lazım?Birisi bakımından davanın reddedilip, müvekkili vekalet ücretine maruz bırakmak istemiyorum.Selamlarımla.
Old 21-04-2011, 20:46   #2
tiryakim

 
Varsayılan Adli Yargı

Alıntı:
Yazan radiokid
Değerli meslektaşlar,

Aski'nin belediye idaresinde kurulan bir ''tacir'' konumunda olduğundan bahisle verilen yargıtay kararı doğrultusunda, aski'nin haksız bir fiilinden dolayı meydana gelen davayı, idari yargıda değil de adli yargıda açmaya karar verdim.Sizce atladığım bir husus var mı?

İkinci olarak, aski'nin çalışma yaptığı bölgedeki evlerde meydana zararda, aski zararı karşılayacağını söylemekle birlikte taşeron firmayı suçlu olarak addetmektedir.Davayı, ikisine karşı da mı yöneltmek lazım?Birisi bakımından davanın reddedilip, müvekkili vekalet ücretine maruz bırakmak istemiyorum.Selamlarımla.

T.C.
YARGITAY
11. HUKUK DAİRESİ
E. 2004/3420
K. 2004/12593
T. 20.12.2004
• KASKO SİGORTASI ( İSKİ Kurumuna Ait Bulunan Logar Kapağının Yukarı Kalkık Olması Nedeniyle Meydana Gelen Trafik Kazası )
• RÜCUEN TAZMİNAT DAVASI ( Sigorta Şirketinin Zararı Tazmin Etmesi Nedeniyle Trafik Kazasının Meydana Gelmesinde Kusuru Bulunan İSKİ Kurumuna Dava Açması )
• İDARİ EYLEM VE HİZMET KUSURU ( İSKİ Kurumuna Ait Kapağın Trafik Kazasına Neden Olmasının Hizmet Kusuru Teşkil Etmemesi )
• GÖREVLİ MAHKEME ( İSKİ Kurumunun Özel Hukuk Kurallarına Göre Yürüttüğü Faaliyetlerden Kaynaklanan Uyuşmazlıkların Adli Yargının Görev Alanına Girmesi )
• ÖZEL HUKUK HÜKÜMLERİNE GÖRE İDARE EDİLEN KAMU KURULUŞU ( İSKİ Kurumu da Dahil Özel Hukuk Hükümlerine Göre Faaliyette Bulunan Kamu Kuruluşlarının Tacir Sayılması Gereği )
• İSKİ'NİN ÖZEL HUKUK HÜKÜMLERİNE GÖRE İDARE EDİLEN KAMU KURULUŞU NİTELİĞİ ( Tacir Sayılması Gereği )
6762/m.3, 12/11, 18, 1301
2560/m.6, 9, 10
ÖZET : İSKİ' nin gördüğü hizmet kamu hizmeti ise de, faaliyetini özel hukuk kuralları altında yapması itibariyle TTK.nun 18/1. maddesi anlamında tacir sayılır. Tacir olan davalı ile davacı arasındaki haksız fiilden kaynaklanan davaya bakmak görevli yargı kolu adli yargıdır.

DAVA : Taraflar arasında görülen davada Fatih Asliye 4.Hukuk Mahkemesi'nce verilen 20.12.2003 tarih ve 2003/640-2003/979 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi Dilek Çakıroğlu tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

KARAR : Davacının, TTK.nun 1301 nci maddesi hükmüne dayalı olarak davalı taraf aleyhine açtığı rücu davası sonucunda mahkemece, davacıya sigortalı aracın İSKİ'ye ait logar kapağına çarparak hasarlanmasının hizmet kusuru, davalı eyleminin idari eylem ve kusur niteliğinde olduğu, bu nedenle davaya idari yargıda bakılması gerektiği gerekçesiyle davanın görev yönünden reddine dair verilen karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Dava, davalı işletmeye ait logar kapağının yukarı kalkık olması nedeniyle davacıya kasko sigortası ile sigortalı aracın çarpması sonucu zarar gördüğü maddi olgusuna dayalı tazminat istemine ilişkindir.

TTK.nun 18 nci maddesinde kendi kuruluş kanunları gereğince özel hukuk hükümleri dairesinde idare edilmek ve ticari şekilde işletilmek üzere devlet, vilayet, belediye gibi kamu tüzel kişileri tarafından kurulan teşekkül ve müesseselerin dahi tacir sayılacakları belirtilmiş, aynı yasanın 12/ll nci maddesinde su, gaz, elektrik dağıtım, telefon, radyo ile haberleşme ve yayın yapma gibi işlerle uğraşan müesseselerin ticarethane sayılacakları hükme bağlanmıştır.

Davalı İSKİ'nin kuruluşu hakkındaki 2560 sayılı Kanun'da, bu kurumun Genel Kurul, Yönetim Kurulu ve Genel Müdürlük ile yönetileceği, denetçileri vasıtasıyla denetim yapılacağı, yıllık faaliyet ve yatırımlarının bilançolarda belirlenip, genel kurulun onayına sunulacağı ve bütçesinin kamu iktisadi teşebbüslerinde uygulanan bütçe formülüne göre düzenleneceği açıklandığına göre, bu kuruluşun özel hukuk hükümlerine göre idare edilen bir kamu kuruluşu olduğunun kabulü gerekir.

Nitekim, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu da 2560 sayılı Kanuna tabi olan İSKİ'nin "gördüğü hizmet kamu hizmeti ise de, faaliyetini özel hukuk kuralları altında yapması itibariyle TTK.nun 18/1 nci maddesi anlamında tacir sayılacağını ve tacir olan davalı ile davacı arasındaki haksız fiilden kaynaklanan ( TTK.nun 3 ncü maddesi ) davaya bakma görevinin adli yargının görevine girdiğini YHGK.nun 21.09.1983 gün ve Esas 1980/ll - 2721 Karar, 1983/823 ve YHGK.nun 29.11.1995 gün Esas 1995/ll - 647 Karar 1995/1043 sayılı kararlarında benimsenmiştir.

Ayrıca, İSKİ'nin abonelerinden kullanma suyu ve atık sular için talep ettiği bedel konusunda çıkan uyuşmazlıklarda adli yargının görevli olduğu benimsenmişken, ( Yargıtay HGK 16.10.1996 gün Esas 1996/13-346, Karar 1996/699 ) sayılı kararı aynı kurumun şahıslara karşı haksız eyleminden dolayı idari yargının görevli olduğunu söylemek, 2560 sayılı Yasanın uygulanmasında çelişki yaratacağından benimsenmesi de mümkün değildir.

Bu durumda tacir olan İSKİ ile davacının sigortalısı arasında haksız fiilden kaynaklanan davaya bakma görevinin adli yargıya ait olduğu gözönünde bulundurularak, işin esasına girilmesi, taraf delillerinin toplanarak hasıl olacak sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.

SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 20.12.2004 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Old 21-04-2011, 21:04   #3
tiryakim

 
Olumlu

T.C. YARGITAY
11.Hukuk Dairesi

Esas: 2006/7390
Karar: 2007/9712
Karar Tarihi: 25.06.2007

RÜCUAN TAZMİNAT DAVASI - TACİR OLAN İSKİ İLE DAVACININ SİGORTALISI ARASINDA HAKSIZ FİİLDEN KAYNAKLANAN DAVAYA BAKMA GÖREVİNİN ADLİ YARGIYA AİT OLDUĞU - DAVANIN ESASININ İNCELENMESİ GEREĞİ

ÖZET: Tacir olan İSKİ ile davacının sigortalısı arasında haksız fiilden kaynaklanan davaya bakma görevinin adli yargıya ait olduğu dikkate alınarak, işin esasına girilmesi, taraf kanıtlarının toplanarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir.

(6762 S. K. m. 12, 18) (2560 S. K. m. 3) (HGK 21.09.1983 T. 1980/11-2721 E. 1983/823 K.)

Taraflar arasında görülen davada İstanbul Asliye 4. Hukuk Mahkemesince verilen 20.04.2006 tarih ve 2006/22 83 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin sûresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

Davacı vekili, davalının hava durumuna ilişkin uyarılara rağmen mazgalları ve yağmur suyu tahliye ızgaraların bakımını gereği gibi yapmaması sonucu meydana gelen su baskını sonrasında müvekkili nezdindeki sigortalı işyerinin zarara uğradığını, sigorta tazminatının ödendiğini, rücu koşullarının oluştuğunu ileri sürerek, 10.985 YTL'nin faiziyle tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili, davada idari yargının görevli olduğunu, müvekkilinin hiçbir sorumluluğunun bulunmadığını tazminatın fahiş olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.

Mahkemece, iddia, savunma, toplanan kanıtlar ve tüm dosya kapsamına göre, somut olayda hizmet kusura bulunup bulunmadığının araştırılması gerektiği, davada idare mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle, dava dilekçesinin görev nedeniyle reddine, görevli mahkemenin idari yargı olduğuna karar verilmiştir.

Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.

Dava, işyeri sigorta poliçesinden kaynaklanan rücuan tazminat istemine ilişkindir.

TTK'nın 18. maddesinde kendi kuruluş kanundan gereğince özel hukuk hükümleri dairesinde idare edilmek ve ticari şekilde işletilmek üzere devlet, vilayet, belediye gibi kamu tüzel kişileri tarafından kurulu teşekkül ve müesseselerin dahi tacir sayılacakları belirtilmiş, aynı Yasanın 12/11. maddesinde su, gaz, elektrik dağıtım, telefon, radyo ile haberleşme ve yayın yapma gibi işlerle uğraşan müesseselerin ticarethane sayılacakları hükme bağlanmıştır.

Davalı İSKİ'nin kuruluşu hakkındaki 2560 Sayılı Kanun'da bu kurumun genel kurul, yönetim kurulu ve genel müdürlük ile yönetileceği denetçileri vasıtasıyla denetim yapılacağı, yıllık faaliyet ve yatırımlarının bilançolarda belirlenip, genel kurulun onayına sunulacağı ve bütçesinin kamu iktisadi teşebbüslerinde uygulanan bütçe formülüne göre düzenleneceği açıklandığına göre bu kuruluşun özel hukuk hükümlerine göre idare edilen bir kamu kuruluşu olduğunun kabulü gerekir.

Nitekim, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu da 2560 Sayılı Kanuna tabi olan İSKİ'nin gördüğü hizmet kamu hizmeti ise de faaliyetini özel hukuk kuralları altında yapması itibariyle TTK'nın 18/1. maddesi anlamında tacir sayılacağını ve tacir olan davalı ile davacı arasındaki haksız fiilden kaynaklanan (TTK'nın 3. maddesi) davaya bakma görevinin adli yargının görevine girdiğini YHGK'nın 21.09.1983 gün ve Esas 1980/11-2721 Karar, 1983/323 sayılı kararında benimsenmiştir.

Her ne kadar 12.2.1959 gün 1958-17 E. 1959-15 K. sayılı idari eylemlerle ilgili bir içtihadı birleştirme kararı varsa da 23.11.1981 tarihinde yürürlüğe giren 2560 Sayılı Yasanın hükümleri karşısında bu İçtihadı Birleştirme Kararının İSKİ bakımından uygulama alanının kalmadığı sonucuna varılmalıdır. Bu hususlar, YHGK'nın 29.11.1995 gün 1995/11-647, 1043 K. sayılı içtihadında aynen benimsenmiştir.

O halde, tacir olan İSKİ ile davacının sigortalısı arasında haksız fiilden kaynaklanan davaya bakma görevinin adli yargıya ait olduğu dikkate alınarak, işin esasına girilmesi, taraf kanıtlarının toplanarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, kararın bozulması gerekmiştir.

Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 25.06.2007 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
kiralayana karşı tazminat davası mı açılmalı munzur0000 Meslektaşların Soruları 1 23-11-2008 21:16
kiralayana karşı kiracının tazminat davası eylul83 Meslektaşların Soruları 4 14-01-2008 11:29
bakanlığa karşı tazminat davası THE HERO Meslektaşların Soruları 3 20-04-2007 21:35
idare kararına karşı tazminat davası superavukat Meslektaşların Soruları 4 20-02-2007 11:35
Bankaya Karşı Tazminat Davası. Erdal1 Hukuk Soruları Arşivi 0 14-02-2005 09:15


THS Sunucusu bu sayfayı 0,10401511 saniyede 16 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.