Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

vekaleten çek keşide etmek-sanıkların hukuki durumunun birlikte tespiti.

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 26-04-2007, 14:34   #1
seyitsonmez

 
Varsayılan vekaleten çek keşide etmek-sanıkların hukuki durumunun birlikte tespiti.

Arkadaşlar!

1- Bir adet karşılıksız çek düzenleniyor, çeki düzenleyen hesap sahibi değil, onun yetkilendirdiği kişi de değil, yetkili kılınan kişinin boşanmış olduğu eşi (sanırım boşanmada usulen yapılmış)

2- Mahkeme noterden vekaletnameyi istiyor ve iddia makamıda vekaletnamede yetki verilmiş diyerekten ceza tertibini istiyor. Şuan savunma için süre istenmiş durumda.

3- Ben bu davayı sonradan aldım, sanık savunmasında imzanın 4. kişiye ait olduğunu söylemiyor. Yalnızca kendisinin imzalamadığını söylüyor.

4- Araştırdım. Yargıay kararları cok çeşitli. Kimi kararlarda vekilin kimi kararlarda hesap sahibinin sorumlu olduğu yöninde kararlar var.

5- Ayrıca sanık olarak yalnızca hesap sahibi var, vekil yok.

6- Ben sanığıa soru sorarak imzanın 4 kişiye ait olduğunu iddia edip sonrada
imza incelemesi yaptırmak niyetindeyim. Ama şuanda son savunma için süre istenmiş durumda.

Karar gönderecek arkadaşlar varsa sevinirim.(Tabi lehe olan karar)



SEVGİ VE IŞIKLA KALIN...
Old 01-05-2007, 00:01   #2
Av. Can DOĞANEL

 
Varsayılan

Hesap sahibi vekili tarafından imzalanan çekten sorumludur. Ancak vekili veya yetkili temsilcisi olmayan kişi tarafından imzalanan bir çek söz konusu ise ve bu çek karşılıksız çıkmış ise suçun maddi unsuru oluşmayacağından cezai sorumluluğu olmaz. Bu aşamada imzayı atan kişiyi kesin olarak biliyorsanız ve bu imza hesap sahibi veya vekilin imzası değilse sorumluluktan kurtulma şansı vardır. Son savunma için süre verilmiş olması yargılamanın devamına engel değildir. Yapılan savunmaya göre ortaya çıkan durumların mahkemece tetkiki gerekiyorsa yapılır. Ancak aşağıdaki karara dikkat etmeniz gerekir. Eğer sahte imza iddiasıyla müdahilin zararına muvazaalı hareket edildiği gibi bir sonuca varılırsa, iş dolandırıcılığa kadar gidebiliyor..


Alıntı:
T.C. YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
Esas: 1989/45
Karar: 1989/1101
Karar Tarihi: 13.03.1989

ÖZET: Çek hesabı bulunmayan kişi aleyhine 3167 sayılı Yasaya aykırı davranışta bulunmak suçundan kamu davası açılamayacağının ve çek keşide etmek hakkı yalnız çek hesabı sahibi veya temsilcisine tanındığından, başkası tarafından imzalanan bir çekde çekin yasal unsurlarından "keşidecinin imzası" nın bulunmadığının kabulünde zorunluk bulunduğundan; müdahilin hulus ve saffetinden istifade ederek, hile ve sania teşkil eden hareketlerle ve sahte imza ile karşılıksız çek düzenleten sanık M... nin bu eylemiyle "sahte çek tanzim etmek" ve dolandırıcılık suçlarını işlediği anlaşılmakla birlikte; "sahte senet düzenlemek, dolandırıcılık suçunun unsurlarından ve ağırlatıcı sebebi sayılamayacağından, her iki suçtan da ceza tayini gerekmekte" ise de, sanık hakkında yalnız dolandırıcılık suçundan kamu davası açıldığını gözönünde tutarak, sahte çek düzenlemek suçundan suç duyurusunda bulunan Yerel Mahkeme kararında yasaya aykırı bir yön bulunmamaktadır.

(765 S. K. m. 79, 503) (3167 S. K. m. 1, 7, 8, 10, 12, 16) (6762 S. K. m. 692, 693) (1.6.1987, 7-95 E., 321 K. CGK)


Dava: "Dolandırıcılık suçundan sanık Şahan'ın beraatine; Mehmet Sait'in TCK.nun 503/1, 592. maddeleri uyarınca dört ay hapis ve 6.000 lira ağır para cezasıyla cezalandırılmasına; 3167 sayılı Yasanın 16. maddesi uyarınca karar ittihazına yer olmadığına; karar kesinleştiğinde sanık Mehmet Sait hakkında sahte senet tanziminden dava açılması için C. Savcılığına suç duyurusu yapılmasına" dair, (Ankara Onuncu Asliye Ceza Mahkemesi)nce 23.3.1987 gün ve 1985/549-1987/195 sayı ile verilen hükmün, sanık tarafından temyizi üzerine dosyayı inceleyen Yedinci Ceza Dairesi, 29.12.1988 gün ve 11866/13429 sayı ile:
1 - Sanık Şahan hakkındaki hükmün onanmasına,
2 - Sanık Mehmet Sait'in temyizine gelince;
Muhtevasındaki yazıların kendisine ait olduğu bilirkişi raporuyla tespit olunan sanık Mehmet Sait'in meşru olmaksızın eline geçirdiği diğer sanık Şahan'a ait çek karnesinden bir yaprağını çek şartlarına uygun olarak doldurup imzasını değiştirmek ve Şahan'a ait hesap numarasını göstermek suretiyle karşılıksız çek keşide ettiği dosya içeriğinden anlaşılmasına göre, 3167 sayılı Yasaya muhalefet suçunun oluştuğu dikkate alınmaksızın dolandırıcılık suçundan hüküm kurulması isabetsizliğinden bozmuştur.
Bu karara karşı, 16.2.1989 gün ve 13 sayı ile itiraz yoluna başvuran C. Başsavcılığı'nca:
(1 - Ayrıntıları dosya içeriğinde açıklandığı gibi, başka bir şahsa ait çek karnesinin ele geçirilmesi çek üzerindeki yazıların sanığın eli mahsulü, imzanın ise sanığın eli mahsulü olmadığının tespit edilmesi, Şahan diye tanıtılan kişinin başka bir kişi olması, çekin sahte ve karşılıksız olduğunu bilmesi nedreniyle ciro etmekten kaçınması, kendisine ait çeki imha etmesi sanığın dolandırıcılık kastı ile hareket ettiğini gösterir.
3167 sayılı Yasaya muhalefet suçu şekli bir suç olduğundan sanığın kastının suç vasfını etkilemeyeceği görüşü, suçun cürümlerden madut olması itibariyle etkili olmayacaktır.
2 - 3167 sayılı Yasanın 1/2 maddesinde "Bu kanunda hüküm bulunmayan hallerde genel hükümler uygulanır" denilmektedir. 3167 sayılı Yasa karşılıksız çek keşide edenlerin hangi şartlarla ve hangi prosedür yerine getirildikten sonra mahkum edileceğini düzenlemektedir. 16. madde suçun şikayete tabi olduğunu açıklarken, fiili işleyenin düzeltme hakkını kullanması ve hamilin zararını karşılamış olması halinde şikayet hakkınının doğmayacağı belirtilmektedir. Eylem 3167 sayılı Yasaya uygun kabul edilse, 7 ve 8. maddeler gereği, düzeltme hakkı bulunan bir keşideciyi ihtarname göndermeden mahkum etmek mümkün değildir. Dava konusu olayın sanığı, bankada hesap sahibi olmadığına ve çeki meşru olmayan yollarla eline geçirdiğine göre mahkumiyet şartı olan ihtarnameye muhatap olmayacaktır.
3 - Bir an için bunun dahi mümkün olduğu varsayılırsa, o takdirde müdahilin şikayetten vazgeçmesiyle dava düşecektir. Bu halde başkasına ait çeki bilinmeyen biri şekilde ele geçiren ve bu çeki keşide eden şahsın dolandırıcılık suçu şikayete tabi ve vazgeçme ile düşen bir suça dönüşecektir.
4 - Olayın özelliklerine göre, suç vasfı yönünden sahtecilik, dolandırıcılık veya 3167 sayılı Yasaya muhalefet ihtimalleri söz konusu olmaktadır. Sanık işlediği tek fiil de kanunun muhtelif ahkamın ihlal etmiş olduğundan TCK.nun 79. maddesi delaletiyle en şedid ceza ile cezalandırılması gerekir. Bu nedenle, Yedinci Ceza Dairesi'nin bozma kararının kaldırılması ve hükmün açıklanan nedenle bozulmasına karar verilmesi) talep olunmuştur.
Dosya içeriğine göre:
Müdalil Ethem, 900.000 lira borçlanarak Remzi adlı şahıstan aldığı otomobilini, sanık Mehmet Sait'e satmış, karşılığında adı geçen sanıktan 650.000 liralık çek almıştır.
Bir süre sonra sanık Mehmet Sait "ödeyeceğini" söyleyerek bu çeki geri alıp yırtmış ve müdahile yeni bir çek vermiştir.
Muhatap bankaya ibrazında karşılığı bulunmadığı anlaşılan bu ikinci çekin asıl hesap sahibinin, sanık Mehmet Sait olmayıp, bir süre önce çek karnesini kaybettiğini ileri süren Şahan olduğu ve altındaki kime ait olduğu belirlenmemekle birlikte, bu çek üzerindeki yazıların sanık Mehmet Sait'in eli mahsulü bulunduğu bilirkişi incelenmesiyle saptanmıştır.
Oluşa ve sübutta Özel Daire ile, C. Başsavcılığı arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık konusu; sanığın eyleminin Yerel Mahkemece kabul edildiği şeklide sahte çek tanzim etmek ve dolandırıcılık suçlarını mı, Özel Daire kararında açıklandığı şekilde sahte çek tanzim etmek ve 3167 sayılı Yasaya aykırı davranışta bulunmak suçlarını mı oluşturacağı; her iki halde de iki ayrı suç oluşturacak olan sanığın eyleminden dolayı iki ayrı ceza mı, yoksa TCK.nun 79. maddesi gereğince sadece "sahte çek tanzim etmek" suçundan mı ceza verilmesi gerektiği hususlarıdır.
TTK nun 692. maddesinde; "çeki keşide edenin imzası" çekin unsurları arasında sayılmıştır ve 693. maddeye göre; "692. maddesinde unsurlardan birini taşımayan senet, çek sayılmaz." Ceza Genel Kurulu'nun 1.6.1987 gün, 7-95/321 sayılı kararı ve sonraki birçok kararında açıklandığ gibi "unsurlarından biri bulunmadığı için çek sayılmayan bir belgeyi düzenleyerek müştekiye veren sanığın eylemi, 3167 sayılı Yasaya aykırı davranışta bulunmak suçunu değil, unsurları gerçekleştiği takdirde dolandırıcılık suçunu oluşturur."
Çekde keşideci, onu imzalayan veya imzalatan kişi midir? Başka bir deyişle çek kişede etmeye hakkı olmayan kişi, herhangi bir çeki imzaladığı takdirde "keşideci" sayılabilecek midir?
Bu soruların cevabı konumuz bakımından büyük önem taşımaktadır. Zira, çekin yasaya uygun ve keşide hakkı ile yetkisini yasal olarak haiz kişilerce düzenlenmesi halinde 3167 sayılı Yasa uygulanabilecektir. Çek düzenleme yetkisi bulunmayan kişinin düzenleyip verdiği çekin karşılıksız çıkması halinde, çekte yasal tüm unsurlar bulunsa da, 3167 sayılı yasaya aykırı davranşıta bulunmak suçu değil, ancak sahtecilik ve dolandırıcılık suçları oluşabilecektir (İsmail Malkoç, Karşılıksız Çek Keşide Etmek suçu, Mali Hukuk Dergisi, 1986/4.)
3167 sayılı Kanunun 3. maddesine göre; çek karneleri ancak bankalar tarafından basılacak veya bastırılabilecektir. Anılan madde ile, TTK.nun 692. maddesinde sayılanlara ilave olarak, iki şekil şartı daha getirilmiştir. Bunlar "çek karnelerinin her yaprağına çekle işleyen hesabın bulunduğu şubelerin adını ve keşidecinin hesap numarasını" yazmaktır. Kanun, yazma yükümlülüğünü bankalara vermiş, cezai müeyyidesini 15. maddede göstermiştir.
Baskı şekilinde tek düzeliğin sağlanması İçin Merkez Bankası'na da görev verilmiştir. Merkez Bankası artık, Bankalar Birliği'nin görüşünü de alarak, çek krarnelerinin baskı şekline dair esasları tespit edecektir. Nitekim Merkez Bankası, konu ile ilgili tebliğini 24.9.1985 gün ve 18878 sayılı Resmi Gazete'de yayınlamıştır.
Çekin kullanımı hususunda da yeni düzenlemelere gidilmiştir. Bu konudaki merasimi kısaca özetlersek; Herhangi bir kimsenin çekle işleyen hesap açtırmak için bir banka şubesine başvurması halinde banka, kendi istihbarat kaynaklarıyla müracaatcıyı araştıracaktır. Bu araştırma eskiye oranla daha titiz yapılacaktır. Çünkü, 3167 sayılı Kanunun 10. maddesine göre, ileride hesap sahibinin çeki karşılıksız çıkarsa bunun 20.000 liralık bölümünden banka sorumlu tutulmuştur. Ayrıca 3167 sayılı Kanunun 2. maddesiyle bankalara genel bir sorumluluk da yüklenmiştir. Bu maddeye göre bankalar, çekle işleyecek hesaba açarken, çek karnesi verirken ve bu kanunla kendilerine verilen görev ve mükellefiyetleri yerine getirirken, bu işlemlerinin gerektiği basiret ve itinayı göstermekle zorunlu tutulmuştur.
Banka müracaat eden bir şahsı araştırıp çek karnesi vermeye karar verirse, aralarında muhakkak bir anlaşma yapacaktır. Bu kendi iç düzeniyle ilgili olmakla birlikte, banka çek karnesi verir vermez, 3167 sayılı Kanunun 3/4. maddesine göre, karne sahibinin açık kimliğini Merkez Bankası'na bildirecektir.
Bu şekilde çek karnesi olan ve kullanmaya başlayan kişinin, çektiği çeklerin karşılığı bulunursa, herhangi bir sorun olmayacaktır.
Şayet bu kişinin çeki kısmen veya tamamen karşılıksız çıkarsa işlemlere devam olunacaktır. Önce muhatap banka, 3167 sayılı Yasanın 10. maddesine göre 20.000 liralık kısmı hamile isteği halinde ödeyecektir. Bu miktar ileride Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığı tarafından yayınlanan toptan eşya fiyatları yıllık endekslerindeki artışlar gözönünde tutularak Merkez Bankası'nda artırılabilecektir.
Bu şekilde kısmen ve tamamen karşılıksız kaldığı tespit edilen çek sahibine, banka, kendisinin veya temsilcisinin elinde bulunan bütün çek karnelerini aldığı bankalara geri vermesini, 8. madde hükümleri gereğince düzeltme işlemlerini yerine getirmeden bir yıl müddetle çek keşide edemeyeceğini, ve aksine davranışların cezai müeyyideleri gerektireceğini, ibraz tarihini izleyen ongün içinde iadeli taahhütlü mektupla tebliğ edilecektir. Ancak bununla bankaların işi bitmeyecek, ayrıca karşılıksız kalan çek sahibinin kayıtlarını inceleyerek ve eğer o şahsın 3167 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince düzeltme hakkını koruyorsa mektupla tebligatın yapılmasını bekleyecektir. Bu bekleme süresi, mektupla tebligatın 3167 sayılı Kanunun 12. maddesine göre yapılmış, sayıldığı tarihten itibaren yedi işgünüdür (Mustafa Güven, Kusurlu Karşılıksız Çek ve Karşılıksız çek Suçu, Yargıtay Dergisi, 1988/4, S. 237).
Mektubu alan çek sahibi, 3167 sayılı Kanunun 8. maddesine göre belirlenen yedi iş günü içinde çek tutarını veya karşılıksız kalan bölümünün % 10 tazminat ve geçikme faizi ile birlikte muhatap bankaya yatırdığı takdirde, işlem burada bitecektir. Zira, 3167 sayılı Yasanın 16. maddesi gereğince, 8. maddeye veya suç tarihi itibariyle geçici maddeye göre düzeltme hakkı kullandırılmadan" şikayet hakkı doğmaz" ve düzeltme hakkı yalnız çek hesabı sahibine tanınmıştır.
Açıklanan hususlar gözönünde tutulduğunda, çek hesabı bulunmayan kişi aleyhine 3167 sayılı Yasaya aykırı davranışta bulunmak suçundan kamu davası açılamayacağının ve çek keşide etmek hakkı yalnız çek hesabı sahibi veya temsilcisine tanındığından, başkası tarafından imzalanan bir çekde çekin yasal unsurlarından "keşidecinin imzası" nın bulunmadığının kabulünde zorunluk bulunduğundan; müdahilin hulus ve saffetinden istifade ederek, hile ve sania teşkil eden hareketlerle ve sahte imza ile karşılıksız çek düzenleten sanık Mehmet Sait'in bu eylemiyle "sahte çek tanzim etmek" ve dolandırıcılık suçlarını işlediği anlaşılmakla birlikte; ayrıntıları Ceza Genel kurulu'nun 30.12.1985 gün ve 6- 345/679 sayılı kararında da açıklandığı gibi "sahte senet düzenlemek, dolandırıcılık suçunun unsurlarından ve ağırlatıcı sebebi sayılamayacağından, her iki suçtan da ceza tayini gerekmekte" ise de, sanık hakkında yalnız dolandırıcılık suçundan kamu davası açıldığını gözönünde tutarak, sahte çek düzenlemek suçundan suç duyurusunda bulunan Yerel Mahkeme kararında yasaya aykırı bir yön bulunmadığından, C. Başsavcılığı itirazının değişik bu gerekçelerle kabulüne karar verilmelidir.
Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle, C. Başsavcılığı itirazının değişik gerekçe ile kabulüyle, Yedinci Ceza Dairesinin 29.12.1988 gün ve 11866/13429 sayılı kararının KALDIRILMASINA, usul ve kanuna uygun bulunan Yerel Mahkeme hükmünün ONANMASINA, 13.3.1989 gününde ve üçte ikiyi geçen çoğunlukla karar verildi.

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları
**************************************
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Anlaşmalı Boşanmada Çocuğun Velayet Durumunun Taraflarca Belirlenmesi? Av_Ece Altunay Önal Meslektaşların Soruları 12 19-04-2014 16:17
Karşılıksız Çek Keşide Etmek/ Tekerrür Nedeniyle Verilmiş Hapis Cezası Var Mı? avmhy Meslektaşların Soruları 21 27-10-2008 15:01
Azledilen Vekilin Çek Keşide Etmesi - Asil ve Vekilin Birlikte Hareket Ettiği Şüphesi Noyan Yiğit Meslektaşların Soruları 11 14-04-2007 14:27
hizmet tespit davası ile birlikte iş kaz doğan tazminat d. birlikte açılabiliği uye9493 Meslektaşların Soruları 5 13-11-2006 11:13
karşılıksız çek keşide etmek hakkında suç duyurusu av_mesutkaya Meslektaşların Soruları 4 11-11-2006 14:26


THS Sunucusu bu sayfayı 0,02628708 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.