|
Hukuk Haberleri Hukuk Haberleri, duyuruları, güncel hukuki gelişmeler. [Haber Ekleyin] |
22-03-2011, 14:23 | #1 |
|
İtalyan Avukatlar Arabuluculuk Kanununa KarŞi DuruŞmalari Boykot Etme Karari Aldi!
İtalya’da avukatlar 23 Mart 2011
Çarşamba günü ticari davalarda tarafların arabulucuya başvurmalarını zorunlu kılan yeni yasayı protesto etmek üzere duruşmaları boykot etmeye hazırlanıyorlar. İtalya Ulusal Avukatlar Birliği’nin (Organismo Unitario dell’Avvocatura Italiana) çağrısı ile yapılacak olan boykotun 28 Mart 2011 Pazartesi gününe kadar devam etmesi bekleniyor. Birlik, avukatların duruşmalara girmemeleri kararı aldı. 2008 yılında Avrupa Birliği, bir direktifle Danimarka hariç tüm AB üye devletlerine Mayıs ayı itibariyle sınır ötesi hukuk uyuşmazlıklarında arabuluculuğa başvurulmasını düzenleyen bir kanunu yürürlüğe koymaları yönünde çağrıda bulunmuştu. Oysa İtalya’daki siyasi iktidarda Türkiye'de olduğu gibi AB'nin sınır ötesi hukukta ortak düzenlemeler yapılması tavsiyesini yanlış yorumlayarak bunu iç hukukta değişiklik yapma zorunluluğu gibi algılamış ve bu kanunu yürürlüğe koymak için çalışmalara başlamıştır. İstanbul Barosu'da İtalyan avukatların Arabuluculuk Kanunu'nu protesto etmek için duruşmaları boykot etme kararını desteklemekte ve “Arabulucuk Kanunu'na Hayır” demektedir. Kaynak : http://www.istanbulbarosu.org.tr/Detail.asp?CatID=1&SubCatID=1&ID=5650 |
22-03-2011, 16:26 | #2 | |||||||||||||||||||||||
|
Ne oyunbozanmış şu İtalyan avukatlar! |
22-03-2011, 16:31 | #3 | |||||||||||||||||||||||
|
|
22-03-2011, 16:35 | #4 | |||||||||||||||||||||||
|
"Arabuluculuk" mu, "parabuluculuk" mu? Hukuku kim kaybettiyse o bulsun ya da "şeytan aldı götürdü...". |
22-03-2011, 21:35 | #5 | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
İşin tuhaf yanı, üniversite mezunu olan ve 30 yaşını dolduran herkes "arabulucuyum ayağıyla" avukat kesilecek. İş o kadar çoktu ki yetişemiyorduk zaten... Takviye kuvvet geliyor. Zaten adliyelere de artık "Uğraşma uzlaş" dövizleri asılıyor...
|
22-03-2011, 21:45 | #6 | |||||||||||||||||||||||
|
Bitirim laflar çok güldürür beni Üstadım. Bir öneri: "arabulucuyum ayaklarıyla" deseydin daha çok gülerdim. Saygılar... |
24-03-2011, 12:05 | #7 |
|
Şeytan aldı götürdü hukuku gerçekten.
Avukatlık mesleğini baltalamanın daha iyi bir yolu olamazdı bence. |
24-03-2011, 18:30 | #8 |
|
Mal beyanından ceza kalktı, daha yeni taahhüdü ihlalden asgari ücretin brütünün altındaki meblağlara ceza kalktı, çeklerle ilgili cezaların kalkması için tasarılar mecliste bekliyor..zaten yıllardır diyor yasa koyucu uğraşma uzlaş diye DD
|
16-11-2011, 14:19 | #9 |
|
Arabuluculuk müessesesinin harikuladeliği(!) üzerine kamuoyunun bilinçlendirilmesini(!) amaç edinmiş bir internet sitesi var. Sunduğum bağlantıda arabuluculuk kanun taslağını hazırlayan komisyonun başkanı Prof. Dr. Hakan Pekcanıtez ile yapılmış bir röportajı göreceksiniz. Birkaç can alıcı kısmı alıntılayarak acizane yorumda bulundum. Vakit ayırıp incelerseniz avukatlık mesleğinin geleceğine yönelik somut bir fikriniz olabilir düşüncesindeyim.
Saygılarımla.. ---------------------------------------------------------- http://www.arabulucu.com/haberler/57...ederiz-korkusu "Soru:Hukuki olarak arabulucu nasıl tanımlanıyor? Hakan Pekcanıtez'in Yanıtı:Arabulucu aldığı eğitim sonucunda taraflar arasında iletişimi sağlayan, onları tekrardan bir araya getiren ve en önemlisi asıl uyuşmazlık konusunu tespit edip bu konu üzerinde tarafların yoğunlaşıp tartışmasını sağlayan yine tarafların kendi çözümlerini kendilerinin bulmasını sağlayan kişidir. Kesinlikle bir çözüm önerisi taraflara yapamaz zaten böyle bir şey yapmaya kalkıştığında taraflardan birinin yanında olmaya kalkıştığında tarafsızlığını kaybeder. O zaman iki taraf da arabulucunun bu görevini sona erdirir." Yorumum:Göreceğiz bakalım taraflara çözüm önerisi yapılacak mı yapılmayacak mı? Soru:Tasarıya ilişkin eleştirilerin odak noktalarından birini hukuk mezunları dışındakilerin de arabulucu olabilmeleri oluşturuyor. Avukatlar, kendilerine tanınan arabuluculuk hakkının geri alınacağını iddia ediyor. Bu doğru mu? Hakan Pekcanıtez'in Yanıtı:Avukatların bu hakkı var ama bu olanak gereği gibi bugüne kadar uygulanmadı. Barolar Birliğinin kayıtlarına göre bugüne kadar 30-50 arasında böyle bir uzlaşma sağlanabilmiş. Her yıl 2.5 milyon dava açıldığını düşünürsek bu çok komik bir rakam. Bu uygulansaydı zaten Arabuluculuk Kanunu'na gerek kalmazdı. Bu da bir eğitim gerektiriyor. Yorumum: Bugüne kadar çok az uygulama alnı bulabilmesinn nedeni de tabii ki kim diye sorulsa hocanı vereceği yanıt da belli: Tabii ki avukatlar yüzünden Evet eğitim gerektiriyor, hem de öyle bir eğitim ki, hukukçu olmayı gerektirmeyen, hangi mesleği icra ediyorsa etsin işinin gereklerini layıkıyla yerine getirdiğini belgeleyenler arasında düzenlenecek bir sınavla arabulucu tayin edilecek. |
28-11-2011, 20:31 | #10 |
|
Avukat düşmanlığına hayır ve İtalya da gerçekten avukat ve baro varmış.
İş kaybeder miyiz? benim bu satırları yazmamın esas nedeni mi?
Hayır. Arabuluculuk ile ardından Türkiye' de ÇOKLU HUKUK gelecek. Cemaatler kendi iç çözümlerini devlete tanıtmış olacaklar. Devlet otoritesinin de özelleştirilmesi anlayışı bu. Rızık Allah' dan diye düşünüyorum. Ama mesleğimi de elimden geldiğince iyi yapmalıyım. Nerede ? profesyonelliğin lafta kaldığı ülkemizde. İtalya da avukat da varmış baro da varmış, barolar birliği de varmış ki bir mesleksel duruş, tepki sergileyebilmişler. Şengen vizesine sahip olmayan Türkiye'de yabancı avukatların iş yapabilmesi mümkün hale gelince aklıma Vizontele filmindeki Cem Yılmaz repliği geliyor.Zeki Müren de bizi görecek mi? Yani biz Şengen vizesi olmadan Almanya'da büro açabilecek miyiz? Naiflik Ancak Hayallerdedir. |
02-12-2011, 11:03 | #11 |
|
İstanbul Beşiktaş Barbaros Bulvarı'ndaki (Yıldız Yokuşu) Conrad Oteli'nde düzenlenen Arabuluculuk Uygulamaları Uluslararası Çalıştayı'nda İstanbul Barosu'nca protesto ve basın açıklaması yapılacak. (06.12.2011)Tüm meslektaşlar davet edilmiş. Amiyane tabirle izah edecek olursak mevzu ekmek davası. bknz:http://www.istanbulbarosu.org.tr/Det...atID=1&ID=6415
|
02-12-2011, 17:39 | #12 | |||||||||||||||||||||||
|
Evet ekmek ve onur kavgası. Ama basın açıklaması yetmez. Bir baro veya Barolar Birliği ağzını açınca herkes " Bu söyleyen toplum için çok önemli, söyleyen de değerli" diye saygıyla dinlemeli.Az buz değil resmi bayramlarda baro başkanının resmi protokolde bir yeri olur. Ha bire geri plana atılmaya çalışılıyor. CMK ve adli yardım. Paranı devletten al devlete karşı savunma yap.Ne kadar profesyonel. Niye eleştiriliyor? Profesyonel olsa bu kadar sorunlu olur mu? Kimseye kişisel bir hıncım yok. Ama ne baro, ne x ne y , ne barolar birliği zerre kadar umrumda değil.Hepimiz bir gün ölüp gideceğiz. Aptallar kavga eder.Koyunlar da kasaba giderken bile sessiz sedasızdır. Fatih Sultan Mehmet , İstanbul' un önüne gelmiş. Bizanslılar hala " melekler dişi mi erkek mi" diye tartışıyormuş.Ne farkı var? İNSAN SAYGIYI SATIN ALIR.İŞİNİ İYİ YAPANA SAYGI GÖSTERİLİR.Ben benden saygı satın alacak bir mesleksel koruma ve mesleğin mevzi kaybetmemesini istiyorum. |
06-12-2011, 18:01 | #13 |
|
Okudukça, sinirlerimin tepeme çıktığı, avukatlık tekelini kırmak ve diğer burada zikretmek istemediğim birtakım saiklerle hazırlanmış tasarıyı paylaşıyorum.
Değerli meslektaşlarım, TBB'nin canı gönülden desteklediği ve çıkarmaya çalıştığı bu tasarıyı okursanız göreceksiniz ki, gidişat hiç iyi değil... Yargılama aşamasında dahi, arabulucuya gidilebiliyor ve avukat by-pass ediliyor! http://www.kgm.adalet.gov.tr/tbmmkom/arabuluculuk.pdf |
06-12-2011, 18:11 | #14 | |||||||||||||||||||||||
|
|
07-12-2011, 10:47 | #15 |
|
en iyisi bu yetkiyi de noterlere vermek. Barolar derhal noterler birliği ile konuşup bu yetkiyi almaları konusunda ısrarcı olsun. En azından hukuk alanının dışına çıkılmamış olur
|
07-12-2011, 10:50 | #16 | |||||||||||||||||||||||
|
bknz: Baktım mantıklı konuşuyor.. |
09-12-2011, 18:07 | #17 |
|
Arabuluculuğa karşı gerçekleştirilen ve yazılı/görsel basında geniş yer alan eylemle ilgili İstanbul Barosu'nun internet sitesindeki bağlantı şu şekildedir:http://www.istanbulbarosu.org.tr/Det...atID=1&ID=6438
Barobirlik internet sitesinde konuya ilişkin bağlantı:http://www.barobirlik.org.tr/Detay.a...1068&Tip=Haber Türkiye Barolar Birliği Başkanı, gerçekleştirilen eylem sonrası çalıştaydaki konuşmasında "Protestocu arkadaşların bu kürsüye bıraktıkları avukatlık cübbesi onların tekelinde değildir. Biz cübbemize sahip çıkarız. Bu birincisi. İkincisi, İstanbul Barosu’nun sayın Başkanına, sayın Yönetim Kurulu üyelerine ve İstanbul Barosu’nun sayın avukatlarına çok teşekkür ediyorum. Kırmızı kart zengini oldum sayelerinde. Tabii demokrasi böyle bir şey. Biz herkesin demokratik haklarını, anayasal haklarını, protesto hakkı da dahil olmak üzere her türlü hak ve özgürlüklerini herhangi bir engelleme olmaksızın sonuna kadar kullanmasından yanayız. Burada, kendi aramızda da konuştuk. Arkadaşlarımızın içeriye girmesine karşı olan bir görüş vardı. Ben, ‘Hayır, izin verin, gelsinler’ dedim. Geldiler, protestolarını ifade ettiler. Tabii, içlerinde bir kısım meslektaşlarıma yakıştıramadığım bana yönelik hakaretler de oldu. Ama bizim demokratlığımız sözde değil, özdedir. Ben, onların o hakaretlerini de ifade ve düşünce özgürlüğü kapsamında gördüm, hoş gördüm. Gelecek uzun sürer. Allah eğer ömür verirse, uzun sürecek olan o gelecekte kimin haklı, kimin haksız olduğunu hep birlikte göreceğiz. Bu protestoyu yapan İstanbul Barosu’nun sayın Başkanı da bu toplantıya davetliydi. Ben kendilerinin, bu mekâna gelip, bu kürsüye çıkıp yürütülmekte olan bu çalışmayla, arabuluculukla ilgili Türkiye Büyük Millet Meclisi Adalet Komisyonu’nun önünde olan tasarıyla ilgili olarak ne gibi argümanları varsa, eleştirileri varsa, düşünceleri varsa, bunları bizlere anlatmasını isterdim. Böyle yapılsaydı hepimiz bundan istifade ederdik. Ne yazık ki istifade edemedik, bundan yoksun kaldık. Protesto etme haklarını kullandılar, böyle tatmin oldular, biz de kendilerini hoşgörüyle izledik. Bu protestonun onlara belki bir faydası oldu, ama bize hiçbir şekilde faydası olmadı. Bu kürsüye çıkıp burada düşüncelerini söylemiş olsalardı, bizlere daha çok faydası olurdu, belki bizlere yeni bir açı getirebilirdi, yeni bir ufuk getirebilirdi, biz de bundan istifade edebilirdik. Hem olanlardan, hem de bu korsan sunumdan dolayı hepinizden özür diler, çalıştayın başarılı geçmesini dilerim." demiştir. |
09-12-2011, 18:18 | #18 | |||||||||||||||||||||||
|
Avukatlık mesleğinin, hak, menfaat ve geleceği açısından, tam bir muhalefet geliştirilmesi tartışmasız ve kaçınılmaz bir konu olan arabuluculukla ilgili toplantıda, katkı sunan olarak barolar birliği başkanının ne işi olabilir! Öte yandan, TBB, tüm gelişmeleri artık avukat kamuoyuna, kamu televizyonunun verdiği tarafsız haberler ! gibi servis etmeye de başladı. Hadi hayırlısı... |
09-12-2011, 18:22 | #19 | |||||||||||||||||||||||
|
|
09-12-2011, 19:35 | #20 | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
Biz boşuna 4 yıl eğitim almışız. Baksanıza 100 saatte öğretiyorlar.
|
10-12-2011, 00:10 | #21 |
|
Arabuluculuk: Almanya ve İtalya
Almanya:
Federal Parlamento 15.12.2011 tarihinde Mediationsgesetz(Arabuluculuk Yasası) tasarısını tartışacak. Federal Baro şimdiye kadar yaptığı açıklamalarda, yasa taslağı konusunda adalet bakanlığına verdiği görüşte ve 01.12.2011 tarihinde yaptığı son basın açıklamasında, yasayı desteklediğini, mahkeme dışı anlaşmazlık çözümünün mahkemelerin yükünü azaltacağını, anlaşmazlıkların kısa sürede çözülmesinin arabuluculuk sayesinde gerçekleşebileceğini ve mahkeme dışı anlaşmazlık çözümünün faydalı olduğunu belirtiyor. Barolardan gelen bir değişiklik teklifine göre arabulucu eşliğinde anlaşmazlıklarını çözmeye çalışan taraflar avukatlarını da beraberlerinde getirip onların danışmanlığından faydalanabilmeli. İtalya: Arabuluculuk yasası 20. mart 2011 tarihinden beri yürürlükte. Yasanın mahkemelerin işini azaltacağına inanılıyor. Barolar birliği ve yerel barolar medeni hukuk alanındaki arabuluculuk konusunda var olan problemlerin çözümü için adalet bakanlığı ile birtakım anlaşmalar yapmışlar 19.05.2011 basında çıkan haberlere göre. Bu konudaki bir anlaşmaya göre zorunlu arabuluculuk durumlarında taraflara avukat tutma zorunluluğu getiriliyor. Arabuluculuk konusundaki anlaşmazlıkların birtakım yeniliklere ve değişikliklere yol açacağı belirtiliyor. Arabuluculuk miras, kira, finanzman, banka ve sigorta konularında olabiliyor şimdiki düzenlemeye göre, ileri tarihlerde konut mülkiyeti ve motorlu taşıtlardan doğan mesuliyet konularına'da uygulanabilecek. Saygılarımla |
10-12-2011, 12:10 | #22 | |||||||||||||||||||||||
|
Hukuk olmadan adaleti sağlamak..
Saygılarımla.. |
10-12-2011, 14:35 | #23 | |||||||||||||||||||||||
|
Sayın Av. Engin EKİCİ, 1. Asıl sorun 'arabuluculuk' kurumunun kendisinde değil, uygulamasında ve yasal düzenlemede, benim düşünceme göre. Herşeyden önce bu kuruma verdiğimiz isim yanlış. Diğer dillerde 'mediation' olarak adlandırılan kurumda, bizim arabulucu olarak adlandırdığımız, diğer sistemlerde mediator olarak adlandırılan kişinin görevi sadece ve sadece usul kurallarına uyulmasını sağlamaktır. İçerikten ve bulunacak çözümden taraflar sorumludur. Sistem Almanya'da 1990lardan beri uygulanıyor. Birçok avukat belirli bir eğitimden geçtikten sonra mediator olarak çalışmaktadır. Ne şimdiye kadarki uygulamada, ne de yasaya karşı avukatlardan ciddi bir karşı çıkma gözlenmiştir. Avukatların şimdiye kadarki uygulamaya getirdiği tenkid, mahkeme ve hakim üzerinden yürütülen mediatona karşıdır. Tenkidin ana konusu: mediation tarafların inisiyatifine bağlı bir uygulama ise mahkemenin ve hakimlerin bu uygulamaya karışmaması gerekir; Çünkü mahkemenin ve hakimin olaya el atması ile mediation yargısal bir kimliğe bürünmektedir. Benim konu hakkındaki düşüncem: Mediation bir anlaşmazlığın hem hukuki, hem de psikolojik yönünü ilgilendiren bir kurumdur; Söz konusu anlaşmazlığı çözmede olayın hem hukuki yönü, hem de posikoljik yönü gözetilmelidir. Avukat olayın hukuki yönüne ve yasal düzenlemeye vakıf olabilir, ama bu hukuki yöne vakıf olmak hukuk dışı ve tarafların kendi iaradeleri ile bulmaları gereken bir çözümde yeterli değildir. Olayın çözümü, tarafların psikolojik durumunu ve pazarlık yapma sanatını da döz önünde bulunduran bir strateji gerektirir. Benim bildiğim, Sayın Av. Armağan Konyalı'nın deyimi ile, sadece yürürlükteki hukukla ilgilenmesi gereken ve hukuku uygulamakla görevli olan bir hukukçunun, olayın psikolojik yönünü kavramada zorluklarla karşılaşacağıdır, eğer bu konuda bir birikimi yoksa. Bana göre çözüm: 1. Anlaşmazlığın tarafları mahkeme dışı bir çözüm istiyorlarsa mediation yoluna başvurarak, mediationluk eğitiminden geçmiş bir mediatör eşliğinde anlaşmazlıklarını çözebilmelidirler. 2. Mahkemeye düşmüş bir olayda hakimin taraflara önce mediation yoluna başvurmaları yolunu göstermesi, mahkeme yolunun ancak mediationdan başara sağlanamasa açık olabilmesi. Bu koşulun mahkeme tarafından taraflara bildirilmesi. Bu aşamadaki bir mediationda mediatörün hukukçu olması gereklidir. 3. Ben mediation konusundaki tartışmanın Türkiye'de ideolojik bir tartışma olarak yürütüldüğü görüşündeyim. Bir tartışma ideolojik düzeyde yürütüldüğü sürece bir sonuç elde etmek olanaksızdır; Bu durumda ne olaya karşı olan taraf mediationun faydaları üzerinde kafa yorar, ne de taraftar olan cephe mediationun yol açabileceği problemler üzerinde düşünür. Bu durumda alınabilecek bir sonuç ya bir tarafın, ya da diğer tarafın isteği yönünde olur, bu da diğer tarafın yenilgisi demektir ve başka problemlerin çıkmasına yol açar, çünkü saflar belirlenmiş ve taraflar karşı karşı karşıya cephe almışlardır. Çüzüm olanaksızdır, cepheleşme olduğu sürece. Benim düşünceme göre mediation taraftarlarının ve mediation karşıtlarının bir MEDİATÖRE ihtiyaçları var. İsterseniz ARABULUCU'da diyebilirsiniz. Saygılarımla |
10-12-2011, 17:58 | #24 | |||||||||||||||||||||||
|
Konuya ideolojik olarak yaklaşmaktan ziyade, hem hukuki hem de psikolojik yönleriyle ihtilafı ele alabilecek şahısların avukat olması ve başka meslek mensuplarının görev almaması gerekliliği üzerinden yaklaştığımı söyleyebilirim. Yeter ki mahkemelere intikal etmeden arabulucular aracılığıyla ihtilafların en azından bir bölümü çözülebilir olsun. Her ne kadar siyasi bir bakış açısıyla yaklaşmadığı ifade etsem de konuya siyasi endişelerle yaklaşılmasını gerektirecek izlenimler de mevcut görünüyor. Saygılarımla.. |
10-12-2011, 19:12 | #25 | |||||||||||||||||||||||
|
1- Mahkeme dışında anlaşmazlığın çözümü için yürürlükteki mevzuatta hüküm vardır. HMK'da Tahkim veya Hakem Sözleşmeleri ile tarafların mahkeme dışında anlaşmaları düzenlenmiştir. Buna rağmen "arabuluculuk" sistemi niye getirilmektedir? 2- Yine HMK, hakimin davadan önce tarafları uzlaşmaya davet edeceğini hüküm altına almaktadır. Arabuluculuk yasa tasarısının amacı dediğiniz gibi olsaydı, arabuluculuk yapmanın hukukçuların işi olması gerekirdi. Memlekette hukukçu eksikliği mi var ki, onun yerine 100 saatte hukuk öğrenebilecek(!) kişileri "arabulucu" yapacaklar. 3- Bu konunun "ideolojik tartışmaya dönüştüğünü" hangi nedenle söylediniz, bilmiyorum. Ama benim gördüğüm kadarıyla işin ideolojik boyutu yok. Mesleksel refleksle mesleğimize sahip çıkmaya çalışıyoruz. Siz Avrupa'dan örnekler veriyorsunuz(İyi de ediyorsunuz). Ancak biliyorsunuz burada işler biraz farklı yürüyor. Yasa çıktıktan sonra mafya usulü tahsilatın kalmayacağını tahmin ediyorum. Hakim sanığa sorar: - Oğlum alacak meselesi için, niye adamı ayağından vurdun? Mafya mısın sen? - Haşa Hakim Bey. Ben "arabulucuyum", bu arkadaşla, diğerinin arasını bulmaya çalışıyordum. Bu arkadaş biraz mızmızlık etti. Ben de sinirli adamım biliyonuz mu, ondan şey ettim. |
10-12-2011, 19:58 | #26 |
|
İş Avukatlık kimliğinin indirim yeteneğine kavuşması ise kalem de satılmıştır.Savunma da satılmıştır.
O zaman Türkiye Cumhuriyetinin yeni dijital kimliğine sahip her vatandaşına da indirim sağlansın.Biz Barolar Birliği üyesi isek onlar da Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı üyesi. İstanbul fethedilmeden evvel Bizanslılar melekler dişi mi erkek mi onu tartışıyormuş.Ne farkı var. Biz de mesleğimiz öldürülürken (hatta bunda bizim de katkımız varken) yüzde kaç indirim sağladık onu tartışıyoruz. Dijital kimlik. Sokaktaki gençlerin kullandığı kelime ile VVOOOVVVV. Ne sağlıyor alışverişte indirim. Ama ne oluyor? Meslek ölüyor. Nasıl? Arabuluculuk geliyor yani şer' i hukuk legalleşiyor.Çoklu hukuk geliyor. Cübbeli Ahmet Hocalar altlarında anlaşmalı ( tabela) arabulucu çalıştıracak. Biz de dijital kimliğimizle oh mutlu olacağız. Malum; indirim sağlıyor ya. Saygınlığını koruyamayan kişinin cebinde sonsuz para olsa ne yazar. Çoklu hukuk gelirken ses çıkartma.Çünkü indirim sağlayan ve dijital fişlenmeyi , izlenmeyi kolaylaştıran ALIŞVERİŞ ETMEYİ YÜCELTEN kartı sana bir başarı olarak sunuluyor. |
12-12-2011, 00:40 | #27 |
|
Kapitalist-emparyalist sistem devam ettikçe, " Bunları, şunları getiriyorlar, ekmeğimizi elimizden alıyorlar." diyerek sistemin üst tarafından aşağıya düşünce yerini korumaya çalışanlar çok olur. Konuya avukat olma zorunluluğundan bakılırsa " meslek ölüyor " demek çok basit ve bencilce.
|
07-01-2012, 13:42 | #28 |
|
Hukukçu olmayanların arabuluculuğuyla ilgili bir haber..
|
16-01-2012, 11:26 | #29 | |||||||||||||||||||||||
|
Mahkemelerin işi hafifleyecek desenize..Yasadan sonra Diyanet İşleri Başkanlığı'nca ülke çapında lisans mezunu personele verilecek seminerlerle (100 Saatlik) son 10 yılda sayı olarak da artış sağlanan Diyanet Personeli sayesinde mahkemelerin iş yükü bence %50 azalır. |
16-01-2012, 11:52 | #30 |
|
Arabulucuların 100 saatlik, 250 saatlik -her ne ise- eğitim programlarının (!) ardından görevlerine başlayacak olmalarının çok fazla handikapı olacak.(Hukukçu olmayan arabulucuların eğitim süreleri artırılsın dediğim anlamı çıkmasın.) İhtilaf durumundaki taraflar, serbestçe istedikleri arabulucuya gidebilecekler ve bu durumda ciddi hukuksuzluklar yaşanacak.
Doğu ve güneydoğu başta olmak üzere feodal yapının hala kuvvetli olduğu yerlerde ihtilafın güçlü tarafının işaret edeceği arabulucuya gidilecek ve ilam hükmünde olacak olan arabulucunun kararı, hukuki denetimden uzak bir şekilde güçlünün lehinde şekillenecek. Mesele kısa sürede hallolmuş olacak. Dolayısıyla din adamı ya da değil, hukuk eğitimi almamış, hukuk altyapısından ve hukukçu bakış açısından doğal olarak yoksun şahısların bulacağı "ara"dan gerçekten bir "hayır" da çıkmayacak. Kamuoyu da "yargılama yüce divanda mı yapılsın, yoksa özel yetkili mahkemeler de mi?" vb. tartışmaların gündemi tuttuğu bir iklimde adalete erişiminin daha kolay hale geleceği yanılgısında elbette.. Saygılarımla.. |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
YouTube'a İtalyan Mahkemesinden yaptırım kararı | Av.Mehmet Saim Dikici | Hukuk Haberleri | 2 | 28-06-2010 14:19 |
altinlarimi vermedi alyansimi bile aldi | Konuk | Kadınlara Hukuki Destek Merkezi (KAHDEM) | 7 | 31-10-2008 19:58 |
Arabuluculuk - Mediasyon - ADR | Gemici | Hukuk Haberleri | 29 | 14-08-2008 12:36 |
Kefİle KarŞi İhtİyatİ Hacİz Karari Almak İÇİn | Av.ÜLKÜ | Meslektaşların Soruları | 5 | 17-06-2008 12:49 |
İzmİr Barosu Nİhayet Eylem Karari Aldi.. | ayselari | Hukuk Haberleri | 27 | 22-03-2007 21:43 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |