Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

boşanma davasında dava dilekçesinde tanık delilinin gösterilmemesi ve ziynet manevi tazminat taleplerinde bulunulmaması

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 24-12-2019, 22:08   #1
sulcet

 
Varsayılan boşanma davasında dava dilekçesinde tanık delilinin gösterilmemesi ve ziynet manevi tazminat taleplerinde bulunulmaması

merhaba meslektaşlarım
müvekkil kendisi boşanma davasını açmış.sadece maddi tazminat nafaka ve aile konutundan hisse talebinde bulunmuş. ziynet manevi tazminat ve delil vs hiç bir şeyden bahsetmeden dava açmış
karşı tarafın avukatı da karşı davayla beraber cevap dilekçesi yazmış.
müvekkil buna da cevap vermemiş.

şimdi sorun şu ki:
tanık dinletilmesi için ıslaha mı başvurmam gerekir?
sizce tamamen mi ıslah edeyim yoksa kısmi mi?

Karşı tarafın diğer beyanları için örneğin müvekkilimin erkeklerle konuştuğunu vs söylemiş bunlar için EK BEYAN DİLEKÇESİ versem olur mu?


manevi tazminat ve ziynetler için ayrı dava açayım diyorum

tecrubelerinizi paylaşırsanız sevinirim
Old 25-12-2019, 10:34   #2
furugferruhzad

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan sulcet
merhaba meslektaşlarım
müvekkil kendisi boşanma davasını açmış.sadece maddi tazminat nafaka ve aile konutundan hisse talebinde bulunmuş. ziynet manevi tazminat ve delil vs hiç bir şeyden bahsetmeden dava açmış
karşı tarafın avukatı da karşı davayla beraber cevap dilekçesi yazmış.
müvekkil buna da cevap vermemiş.

şimdi sorun şu ki:
tanık dinletilmesi için ıslaha mı başvurmam gerekir?
sizce tamamen mi ıslah edeyim yoksa kısmi mi?

Karşı tarafın diğer beyanları için örneğin müvekkilimin erkeklerle konuştuğunu vs söylemiş bunlar için EK BEYAN DİLEKÇESİ versem olur mu?


manevi tazminat ve ziynetler için ayrı dava açayım diyorum

tecrubelerinizi paylaşırsanız sevinirim

Ön inceleme yapılmış mı?
Old 25-12-2019, 11:04   #4
furugferruhzad

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan sulcet
merhaba meslektaşlarım
müvekkil kendisi boşanma davasını açmış.sadece maddi tazminat nafaka ve aile konutundan hisse talebinde bulunmuş. ziynet manevi tazminat ve delil vs hiç bir şeyden bahsetmeden dava açmış
karşı tarafın avukatı da karşı davayla beraber cevap dilekçesi yazmış.
müvekkil buna da cevap vermemiş.

şimdi sorun şu ki:
tanık dinletilmesi için ıslaha mı başvurmam gerekir?
sizce tamamen mi ıslah edeyim yoksa kısmi mi?

Karşı tarafın diğer beyanları için örneğin müvekkilimin erkeklerle konuştuğunu vs söylemiş bunlar için EK BEYAN DİLEKÇESİ versem olur mu?


manevi tazminat ve ziynetler için ayrı dava açayım diyorum

tecrubelerinizi paylaşırsanız sevinirim


Normal şartlar altında dava dilekçesinde herhangi bir delil bildirmeyen tarafın sonradan delil gösterebilmesi için HMK. md.145'de belirtilen istisnai hallerin mevcudiyeti gerektir;aksi halde davacının ön inceleme aşamasından sonra bildirdiği tanıkların dinlenmesinin mümkün olmadığını düşünüyorum.Bu yasağı delmenin tek yolu dava dilekçesini tümden ıslah etmek.T.C.
YARGITAY
2. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2014/21030
KARAR NO: 2015/6532
KARAR TARİHİ: 03.04.2015

6100/m.176 vd., 240/2

ÖZET : Islah yoluyla, dayanılan vakıalar değiştirilebilir veya davaya yeni vakıalar dahil edilebilir. Davacı evvelce göstermiş olsa bile, davaya kattığı bu yeni vakılara ilişkin delil de gösterebilir. Bu halde, ikinci tanık listesi verilemeyeceğine ilişkin yasağa (HMK. m. 240/2) dayanılarak, gösterilen tanıkların dinlenmesinden kaçınılamaz. Davacının ıslah dilekçesinde gösterdiği tanıklar usulünce dinlenmeli ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek hasıl olacak sonucuna göre karar verilmelidir.
Old 25-12-2019, 13:17   #5
Av. Can DOĞANEL

 
Varsayılan

Ön inceleme şubatta ise delil bildirme sürenizi kaçırmış olmazsınız.

Ziynetler için ek bir dava açılabilir. Zaten nisbi harca tabi ayrı bir taleptir.

Boşanmanın fer'i si olan manevi tazminatın boşanma talebi olmadan ayrı bir dava olarak açılabileceğini sanmıyorum. Islahla eklenmesi mümkün olabilir.
Old 25-12-2019, 18:34   #6
Av.Ufuk Bozoğlu

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan sulcet
merhaba meslektaşlarım
müvekkil kendisi boşanma davasını açmış.sadece maddi tazminat nafaka ve aile konutundan hisse talebinde bulunmuş. ziynet manevi tazminat ve delil vs hiç bir şeyden bahsetmeden dava açmış
karşı tarafın avukatı da karşı davayla beraber cevap dilekçesi yazmış.
müvekkil buna da cevap vermemiş.

şimdi sorun şu ki:
tanık dinletilmesi için ıslaha mı başvurmam gerekir?
sizce tamamen mi ıslah edeyim yoksa kısmi mi?

Karşı tarafın diğer beyanları için örneğin müvekkilimin erkeklerle konuştuğunu vs söylemiş bunlar için EK BEYAN DİLEKÇESİ versem olur mu?
manevi tazminat ve ziynetler için ayrı dava açayım diyorum

tecrubelerinizi paylaşırsanız sevinirim
Sayın meslektaşım, tanık deliline dayanılmamışsa, manevi tazminat istenmemişse bu noktalarda ıslah yapabilirsiniz.
Ziynet talebini ayrı bir dava ile isteyebilirsiniz. Dilerseniz birleştirme talep edersiniz. Islahla ziynet eşyalarına ilişkin bir talep ekleyemezsiniz.
Ayrıca manevi tazminat davası açmanız sizin için usul ekonomisine aykırı. Açarsanız birleştirme talep etmeniz ve ayrıca istediğiniz miktar üzerinden harç yatırmanız gerekecektir.
Saygılar
Old 25-12-2019, 23:19   #7
sulcet

 
Varsayılan

Manevi tazminat islah edilebiliyor mu bu konuda meslektaslarim ayri dava acman lazim demislerdi
Old 26-12-2019, 12:08   #8
Av. Musa TAÇYILDIZ

 
Varsayılan

T.C YARGITAY
21.Hukuk Dairesi
Esas: 2017/ 2606
Karar: 2017 / 5541
Karar Tarihi: 15.06.2017


Yargıtay Kararı
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi


K A R A R



A)Davacı İstemi :

Davacı, davalıya ait iş yerinde hizmet akdi ile çalışır iken 15/08/2007 tarihinde uğradığı iş kazasında sol ayak topuk kemiği kırılarak cismani zarara uğradığını olayın güvercinlik şantiyesi iş yerinde 1600 lük büzlerin kamyona yüklenmesi işi için kamyon kasası üzerinde iş güvenliği önlemleri alınmadan çalışırken ayağın burkulması sonucu 2m yükseklikten yere düşme biçiminde meydana geldiğini davalının olay sebebi ile sorumlu olduğunu belirterek dava dilekçesi ile fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak suretiyle 1000 TL maddi tazminat, ıslah dilekçesi ile de manevi tazminatın olay tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte müteselsilen davalıdan tahsilini talep etmiştir.

B)Davalı Cevabı :

Davalı vekili; işçinin kendi hatasından dolayı ayağını burkması nedeniyle olayın meydana geldiğini davalı tarafın her hangi bir kusur bulunmadığını işçi işini yaparken gereken dikkat ve özeni göstermek zorunda olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir.

C)İlk Derece Mahkemesi Gerekçesi ve Kararı :

Mahkemenin, davacı vekili dava dilekçesinde 15/08/2007 tarihinde meydana gelen iş kazası nedeniyle fazlaya ilişkin hakların saklı kalmak kaydı ile şimdilik 1.000,00 TL maddi tazminatın olay tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tahsilini talep etmiştir. Davacı vekili daha sonra 13/06/2016 tarihli ıslah dilekçesi ile maddi tazminat istemini ıslah ederek toplam 22.349,14 TL olarak arttırmış, ayrıca 50.000,00 TL manevi tazminat istemi yönünden davasını ıslah etmiştir. Ancak dava dilekçesinde istenmeyen bir talep bakımından davanın ıslah edilebilmesi mümkün bulunamadığından davacı tarafından manevi tazminat yönünden yapmış olduğu ıslah talebinin reddine karar verilmiştir. Alınan kusur raporuna göre davaya konu iş kazası nedeniyle davacının %40 oranında davalı tarafın ise %60 oranında kusurlu olduğu belirlenmiştir. ... tarafından davacının maluliyet oranı %13,3 oranında belirlenmiştir. Davacının işveren davalı ... Fen işleri Daire Başkanlığı'nın işi ile ilgili olarak davacının şoförlüğünü yaptığı kamyon ile büzlerin taşınması görevini yapmak üzere güvercinlik şantiyesinde iken büzlerin kamyona yüklenmesi ve kapağın kapanmasına yardım için çıktığı aracın üzerin inerken topuğunun üzerine düşerek sol ayak topuk kemiğinin kırılması şeklinde meydana gelen olay nedeniyle davalı tarafın % 60 davacı tarafın %40 oranında kusurlu olduğu, hesap bilirkişi tarafından rapora göre yaralanma derecesi ve belirlenen %13.3 oranındaki maluliyet durumuna göre davacının talep edebileceği maddi tazminat miktarının 22.349,14 TL olduğu gerekçesine dayandığı anlaşılmıştır

Mahkemece, maddi tazminatın kabulüne, manevi tazminatın reddine karar verilmiştir İstinaf başvurusu :

Davacı vekili, ıslah ile manevi tazminat talebinde bulunulabileceğini, oysa manevi tazminat yönünden ıslah talebinin reddine karar verildiğini, başvuru harcı yatırılarık manevi tazminat istenmesi Yüksek Mahkeme kararları ile de kabul edildiği gerektiği gerekçesiyle istinaf yoluna başvurmuştur.

Davalı vekili, İşçinin kendi hatasından dolayı ayağını burkması nedeniyle müvekkile karşı dava açılmasının hukuka uygun olmadığını, kişisel kusurdan dolayı dava açılamayacağını, işini yaptığı sırada gerekli özeni göstermesi gerektiği gerekçesiyle istinaf yoluna başvurmuştur.

D)Bölge Adliye Mahkemesi Gerekçesi ve Kararı:

Bölge Adliye Mahkemesinin; iş kazasının büz yükleme işi sırasında yapıldığı açıktır. Kusur raporu hazırlanırken hangi nedenle hangi tarafa ne oranda kusur atfedildiği İş Kanununun 77. maddesi ve İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Tüzüğünün 2 ve 4. maddeleri kapsamında gerekçeli olarak açıklanmış, kazada davacı işçinin %40, davalı işverenin de %60 kusurlu bulunmasına dair rapor dosya kapsamına ve kazanın oluşuna uygun bulunmuştur, Dava dilekçesinde talep edilmeyen manevi tazminat ıslah dilekçesi ile başvuru harcı ve nispi harç yatırılmak suretiyle talep edilmiştir. Bu talep ek dava olarak kabul edilerek manevi tazminat talebi yönünden de karar vermek gerekir. Kazadaki kusur durumu, oluşan maluliyet, tedavi süreci, ekonomik koşullar, tazminatın genel ilkeleri ve kaza tarihi dikkate alındığında 6.000,00 Tl manevi tazminata hükmedilmesi gerektiği, gerekçesine dayandığı anlaşılmıştır

Bölge Adliye Mahkemesince,davalı vekilinin istinaf nedenleri ve davacı vekilinin diğer istinaf nedenlerinin reddi ile davacı vekilinin ıslahla talep edilen manevi tazminata ilişkin istinaf başvurusu kabul edilerek ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden hüküm kurulmuştur.

E)Temyiz :

Davacı vekili, Bölge Adliye mahkemesi kararı ile maluliyet durumuna göre reddedilen 44.000,00 TL manevi tazminatın çok az olduğu gerekçesiyle temyiz yoluna başvurmuştur.

Davalı vekili; davacı tarafından maddi tazminat talebiyle dava açıldığı, işçinin kendi hatasından dolayı ayağını burkması nedeniyle müvekkile karşı dava açılmasının hukuka uygun olmadığı, kişisel kusurdan dolayı dava açılamayacağını, işini yaptığı sırada gerekli özeni göstermesi gerektiği gerekçesiyle temyiz yoluna başvurmuştur.

Maddi tazminat yönünden kurulan hükme gelince ;

Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararlar için kesinlik sınırı, karar tarihi 20.07.2016-02.12.2016 tarihleri arasında 5.000 TL, 02.12.2016-31.12.2016 tarihleri arasında 40.000 TL, 01.01.2017 tarihinden sonra verilen karar için 41.530,00 TL'dir.

Dosya içeriğine göre dava konusu maddi tazminat 22.349,14 TL’dir

Somut olayda, Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihine göre uyuşmazlık konusu değerin yukarıda belirtilen kesinlik sınırını geçmediği anlaşıldığından, mahkeme kararının temyiz kabiliyeti yoktur.

Temyiz edilen miktar karar tarihi itibariyle temyiz kesinlik sınırı kapsamında kaldığından davalının temyiz istemi maddi tazminata yönelik olduğundan H.M.K.'nun 362/1-a ve 362/2 maddeleri uyarınca REDDİNE,

Manevi tazminata gelince ;

Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,

F) Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe :

Dosya içindeki kayıt ve belgelerden;davacının kamyon şoförü olduğu, kamyona büz yükleme sırasında kazanın meydana geldiği, davacının %40 oranında davalı tarafın ise %60 oranında kusurlu olduğu, Kurum tarafından davacının maluliyet oranı %13,3 oranında belirlendiği anlaşılmıştır

Gerek mülga B.K'nun 47 ve gerekse yürürlükteki 6098 sayılı T.B.K’nun 56. maddesinde Hakimin bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi zarar adı ile ödenmesine karar verebileceği öngörülmüştür. Hakimin olayın özelliklerini göz önünde tutarak manevi zarar adı ile zarar görene verilmesine karar vereceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Bedensel bütünlük eş deyişle vücut bütünlüğü kavramının fizik bütünlük yanında ruhsal bütünlüğü ve sağlığı da kapsadığı tartışmasızdır. Olayın özelliklerinin neler olduğu 22.6.1966, 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklanmıştır. Bunlar her olayda değişebilir. Bu nedenle Hakiminin kararında bu özellikleri objektif ölçülere göre göstermesi gerekir.

Manevi tazminatın tutarını belirleme görevi Hakimin takdirine bırakılmış ise de hükmedilen tutarın uğranılan manevi zararla orantılı, duyulan üzüntüyü hafifletici olması gerekir.

Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları tarafların sosyal ve ekonomik durumları paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu olayın ağırlığı davacının sürekli iş göremezlik oranı, işçinin yaşı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması, bunun yanında olayın işverenin sağlığı ve güvenliği önlemlerini yeterince alınmamasından kaynaklandığı da gözetilerek gelişen hukuktaki yaklaşıma da uygun olarak tatmin duygusu yanında caydırıcılık uyandıran oranda manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır. ( HGK 23.6.2004, 13/291-370)

Bu ilkeler gözetildiğinde davacı yararına hüküm altına alınan 6.000,00-TL manevi tazminatın çok az olduğu açıkça belli olmaktadır.

O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul olunmalı ve hüküm bozulmalıdır.

Davacının istinaf başvurusunun kabulü ile yukarıda açıklanan maddi ve hukuksal olgular dikkate alınarak olaya uygun manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken, manevi tazminatın takdirinde yanılgıya düşülerek, çok az takdiri suretiyle yazılı şekilde hüküm kurması usul ve yasaya aykırı olduğundan temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASI gerekmiştir.

G)SONUÇ :

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, temyiz harcının istek halinde davacı ile davalıya iadesine

15.06.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Old 26-12-2019, 12:08   #9
Av. Musa TAÇYILDIZ

 
Varsayılan

4.Hukuk Dairesi
Esas: 2012/5120
Karar: 2013/4672
Karar Tarihi: 14.03.2013

Dava: Davacı ____ vekili tarafından, davalı _____ aleyhine 13/01/2009 gününde verilen dilekçe ile tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 13/12/2011 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacılar vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü:

Karar: 1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davacıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.

2- Davacıların diğer temyiz itirazlarına gelince;

Dava, trafik kazasından kaynaklanan ölüm nedeni ile tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş: hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Davacılar vekili, davalıların müşterek kusurları ile meydana gelen trafik kazasında müvekkillerinin eşi ve annesi olan S____’ın yaşamını yitirdiğini beyanla fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak maddi tazminat istemiştir. Yargılama sırasında 22/02/2011 günlü ıslah dilekçesi vererek her bir davacı için manevi tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.

Yerel mahkemece, başlangıçta manevi tazminata ilişkin dava açılmadığı ve başvuru harcı yatırılarak usulüne uygun yeni bir manevi tazminat davası da açılmadığı, başlangıçta talep edilmeyen bir hakkın yargılama aşamasında ıslah ile talep edilemeyeceği gerekçesi ile davacıların manevi tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.

Islah, iddia ve savunmanın genişletilmesi ve değiştirilmesi yasağının istisnalarından olup, taraflardan birinin yapmış olduğu bir usul işlemini tamamen veya kısmen düzeltmesi olarak tanımlanmaktadır. Islah ile taraflar dava sebebini, dava konusunu veya talep sonucunu değiştirebilirler. Usulüne uygun olarak açılmış bir davanın bulunması şartı ile davanın tamamen veya kısmen ıslahı mümkündür. Dava sebebinin veya dava konusunun değiştirilmesi tamamen ıslah halleridir. (Baki Kuru 4. Cilt s. 3990).

Bu açıklamalar ışığında somut olaya bakıldığında davacılar tarafından usulüne uygun olarak açılmış maddi tazminat istemli davada ıslahla manevi tazminat istemelerinde hukuken bir engel yoktur. Mahkemenin başlangıçta talep edilmeyen bir hakkın yargılama aşamasında ıslah ile talep edilemeyeceği değerlendirmesi doğru değildir. Mahkemece manevi tazminata yönelik istemin esası incelenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde reddine karar verilmesi doğru görülmemiş kararın bozulması gerekmiştir.

Sonuç: Temyiz olunan kararın yukarıda (2) sayılı bentte gösterilen nedenlerle BOZULMASINA, diğer temyiz itirazlarının ilk bentte gösterilen nedenle reddine ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine, 14.03.2013 gününde oybirliği ile karar verildi.
Old 26-12-2019, 12:29   #10
Av.Ufuk Bozoğlu

 
Varsayılan

Sayın Meslektaşım

Siz cevaba cevap vermeyerek ön inceleme aşamasına kalmışsınız. Manevi tazminat ve tanık delili için dava dilekçenizi ıslah etmeniz yararınızadır.
Alıntı:
Manevi tazminat islah edilebiliyor mu bu konuda meslektaslarim ayri dava acman lazim demişlerdi
Gerekçeleri nedir??


Yargıtay 2.Hukuk Dairesi
2019/5975 Esas
2019/9383 Karar
30.09.2019 Tarih

Dava ve Karar: Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı kadın tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

Davacı kadın TMK 197. maddesine dayalı tedbir nafakası davası açmış, davalı-davacı erkek de TMK 166/1 maddesine dayalı olarak boşanma davası açmış, dosyalar birleştirilmiş, yapılan yargılama sonucunda; davalı-davacı erkeğin boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına, davacı-davalı kadının tazminat ve yoksulluk nafakası taleplerinin reddine, birleşen tedbir nafakası davasının da kabul edilerek davacı-davalı kadın lehine tedbir nafakasına hükmedilmiş, verilen karar davacı-davalı kadın tarafından erkeğin kabul edilen boşanma davası, kusur belirlemesi, reddedilen yoksulluk nafakası ve tazminat talepleri ile tedbir nafakasının miktarı yönünden temyiz edilmiş, Dairemizce verilen karar onanmış, onama kararma karşı davacı-davalı kadın aynı yönlerden karar düzeltme yoluna başvurmuş, Dairemizce boşanmaya sebep olan olaylarda davalı-davacı erkeğin daha ağır kusurlu olduğu, mahkemece davacı-davalı kadının daha ağır kusurlu kabul edilmesi ve tazminatlar ile yoksulluk nafakası talebinin reddedilmesinin usul ve yasaya aykırı olması nedeniyle kusur tespiti ve fer'iler yönünden onama kararının kaldırılmasına, diğer yönlerden ise karar düzeltme taleplerinin reddine karar verilmiştir. Mahkemece Dairemiz kararına direnerek davacı-davalı kadının maddi ve manevi tazminat ile nafaka taleplerinin reddine karar verilmiş, dosya Hukuk Genel Kuruluna gönderilmiştir. Hukuk Genel Kurulunca 'mahkemenin direnme olarak adlandırdığı temyize konu kararın usul hukuku anlamında gerçek bir direnme kararı olmadığı; ilk kararda tartışılıp, değerlendirilmemiş yeni bir gerekçeye dayalı yeni hüküm niteliğinde olduğunun kabulü gerektiği, hâl böyle olunca, kurulan bu yeni hükmün temyizen incelenmesi görevi Hukuk Genel Kuruluna değil, özel daireye aittir. Bu nedenle yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosya özel daireye gönderilmelidir’ gerekçesi ile dosya Dairemize gönderilmiştir.

Bozma sonrası değişik gerekçe ile kurulan hükme ilişkin yapılan inceleme neticesinde;

1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacı-davalı kadının aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.

2-Yapılan yargılama ve toplanan delillerden; davalı-davacı erkeğin eşine küfrettiği, eşinin hastalığı ile ilgilenmediği ve birlik görevlerini yerine getirmediği, davacı-davalı kadının ise eşine beddua ettiği, buna göre boşanmaya sebep olan olaylarda davalı-davacı erkeğin davacı-davalı kadına göre daha ağır kusurlu olduğu anlaşılmaktadır. Ancak davacı-davalı kadın ilk kez 14.05.2013 tarihli tahkikat duruşmasında maddi ve manevi tazminat ile yoksulluk nafakası talebinde bulunmuştur. Taraflar, cevaba cevap ve 2. cevap dilekçeleri ile serbestçe, ön inceleme aşamasında ise ancak karşı tarafın açık muvafakati ile iddia ve savunmaların genişletebilir yahut değiştirebilirler. Ön inceleme aşamasının tamamlanmasından sonra ise diğer tarafın açık muvafakati ve ıslah dışında iddia ve savunma genişletilemez yahut değiştirilemez (HMK m. 141/1). Davacı-davalı kadının tahkikat aşamasındaki bu taleplerine diğer tarafın açıkça muvafakati olmadığı gibi davacı-davalı kadın tarafından da bu konuda usulünce yapılmış bir ıslah işlemi de bulunmamaktadır. Durum böyleyken davacı-davalı kadının maddi ve manevi tazminat ile yoksulluk nafakası talepleri ile ilgili olarak “Karar verilmesine yer olmadığına” dair karar verilmesi gerekirken, kesin hüküm oluşturacak şekilde bu taleplerle ilgili “Ret” kararı verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.

Sonuç: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. bentte gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise yukarıda (1.) bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 30.09.2019
Old 26-12-2019, 12:49   #11
Av. Can DOĞANEL

 
Varsayılan

"Boşanmadan kaynaklanan manevi tazminat nedir?"
"Ölüm ve cismani zarardan doğan manevi tazminat nedir?" Bunlar arasındaki farkı gözeterek katılımda bulunalım. 4. ve 21. daire kararlarının forum konusu ile hiçbir ilgisi yok.

Manevi tazminat miktar olarak ıslah edilemez. Ancak bizim aradığımız cevap "Boşanmanın eki olan" ve hiç talep edilmemiş olan manevi tazminat sonradan dava dilekçesi ıslah edilerek talep edilebilir mi? (ki Sn. Bozoğlu'nun sunduğu karara göre mümkün)
Old 26-12-2019, 13:51   #12
Av. Musa TAÇYILDIZ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av. Can DOĞANEL
"Boşanmadan kaynaklanan manevi tazminat nedir?"
"Ölüm ve cismani zarardan doğan manevi tazminat nedir?" Bunlar arasındaki farkı gözeterek katılımda bulunalım. 4. ve 21. daire kararlarının forum konusu ile hiçbir ilgisi yok.

Manevi tazminat miktar olarak ıslah edilemez. Ancak bizim aradığımız cevap "Boşanmanın eki olan" ve hiç talep edilmemiş olan manevi tazminat sonradan dava dilekçesi ıslah edilerek talep edilebilir mi? (ki Sn. Bozoğlu'nun sunduğu karara göre mümkün)

Farkın farkında meslektaşım.
BOŞANMA DAVASINDAKİ MANEVİ TAZMİNATA İLİŞKİN KARAR ARARKEN BULDUKLARIMI DA ATMAK İSTEDİM.
Ancak iş yoğunluğundan tam bakamadım. Belki işe yarar diye de attım kararları, bunda da bir yanlış görmüyorum
Old 26-12-2019, 20:38   #13
sulcet

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Ufuk Bozoğlu
Sayın meslektaşım, tanık deliline dayanılmamışsa, manevi tazminat istenmemişse bu noktalarda ıslah yapabilirsiniz.
Ziynet talebini ayrı bir dava ile isteyebilirsiniz. Dilerseniz birleştirme talep edersiniz. Islahla ziynet eşyalarına ilişkin bir talep ekleyemezsiniz.
Ayrıca manevi tazminat davası açmanız sizin için usul ekonomisine aykırı. Açarsanız birleştirme talep etmeniz ve ayrıca istediğiniz miktar üzerinden harç yatırmanız gerekecektir.
Saygılar




Peki davayi takipsiz birakip yeniden acmak mi daha mantkli olur islah etmek mi
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Zina nedeniyle boşanma davasında eş aleyhine manevi tazminat kararından sonra sevgili aleyhine de ayrıca manevi tazminat için dava açılabilir mi? av.mervek Meslektaşların Soruları 4 27-07-2017 15:05
Ziynet eşyaları-karşı dava-boşanma-maddi,manevi tazminar Bülent Elçi Meslektaşların Soruları 5 12-06-2015 15:29
basın yoluyla hakaretten kaynaklı manevi tazminat taleplerinde zamanaşımı sorunu yavuzselimaydın Meslektaşların Soruları 0 10-03-2012 02:57
boşanma,maddi manevi tazminat ve ziynet eşyaları KOÇ Meslektaşların Soruları 2 16-08-2010 11:46


THS Sunucusu bu sayfayı 0,18757105 saniyede 16 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.