Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Açılmış bir davaya davacı olarak katılma

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 26-09-2014, 01:51   #1
Av. Çağatay Akyol

 
Varsayılan Açılmış bir davaya davacı olarak katılma

Değerli meslektaşlarım,
görülmekte olan bir davada, davalı ile aynı konuda ihtilafı bulunan bir kişinin, davanın tarafı olarak, davacı sıfatı ile davada yer alması nasıl sağlanır?

Somutlaştırırsak;

şirketin feshi ve ortaklıktan çıkma davasında, dava dışı bir paydaşın davaya davacı olarak katılması mümkün müdür? Mümkün ise, hangi usuli işlemle sağlanır?

Davanın ihbarı uymuyor. Dava sonunda ihbar olunan hakkında hüküm kurulmuyor diye biliyorum. Asli müdahalede de davanın her iki tarafını davalı olarak göstermek gerekiyor. Kafam baya karıştı. Yardımcı olursanız sevinirim.
Old 26-09-2014, 11:15   #2
Av.Nevra Öksüz

 
Varsayılan

Sayın Akyol,
Alıntı:
Yazan Av. Çağatay Akyol
Değerli meslektaşlarım,
görülmekte olan bir davada, davalı ile aynı konuda ihtilafı bulunan bir kişinin, davanın tarafı olarak, davacı sıfatı ile davada yer alması nasıl sağlanır?

Somutlaştırırsak;

şirketin feshi ve ortaklıktan çıkma davasında, dava dışı bir paydaşın davaya davacı olarak katılması mümkün müdür? Mümkün ise, hangi usuli işlemle sağlanır?

Davanın ihbarı uymuyor. Dava sonunda ihbar olunan hakkında hüküm kurulmuyor diye biliyorum. Asli müdahalede de davanın her iki tarafını davalı olarak göstermek gerekiyor. Kafam baya karıştı. Yardımcı olursanız sevinirim.

İkame olunan davanın limited şirkete karşı ve haklı sebebe müstenit olduğunu kabulle:
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu m.639: "Ortaklardan biri ... haklı sebeplerden dolayı çıkma davası açtığı takdirde, müdür veya müdürler gecikmeksizin diğer ortakları bundan haberdar ederler.
(2) Diğer ortaklardan her biri, haberin kendisine ulaştığı tarihten itibaren bir ay içinde;
...
b) Açacağı bir dava ile haklı sebepler dolayısıyla çıkma davasına katılmak,
hakkına sahiptir..."
Madde Metni ve gerekçesi için:
http://www.turkhukuksitesi.com/serh.php?did=13514
Old 30-09-2014, 12:56   #3
Av. Çağatay Akyol

 
Varsayılan

Sayın Öksüz,

yanıtınız için teşekkür ederim. Dava anonim şirkete karşı açıldı. TTK.nın anonim şirkete ilişkin hükümlerini inceledim bu konuda benzer bir düzenleme yok. Anonim şirketlerde feshi düzenleyen TTK.'nın 531. maddesinde şirketin feshi istemli dava açma hakkı, %10 paya sahip paydaşa/paydaşlara tanınmış. Dolayısıyla, birleştirme talepli yeni bir dava ikame etmemiz halinde, dava şartı yokluğundan reddedilebilir.

Ben meseleyi farklı bir yoldan çözüme kavuşturdum. Dava dışı paydaşın payını davacılardan birine devrederek sorunu aşıyoruz. Fakat, konuya katkısı olması bakımından tartışmayı sürdürmekte yarar var diye düşünüyorum.
Old 30-09-2014, 17:03   #4
Av.Nevra Öksüz

 
Varsayılan

Sayın Akyol,
Alıntı:
Yazan Av. Çağatay Akyol
Sayın Öksüz,

yanıtınız için teşekkür ederim. Dava anonim şirkete karşı açıldı. TTK.nın anonim şirkete ilişkin hükümlerini inceledim bu konuda benzer bir düzenleme yok. Anonim şirketlerde feshi düzenleyen TTK.'nın 531. maddesinde şirketin feshi istemli dava açma hakkı, %10 paya sahip paydaşa/paydaşlara tanınmış. Dolayısıyla, birleştirme talepli yeni bir dava ikame etmemiz halinde, dava şartı yokluğundan reddedilebilir.

Ben meseleyi farklı bir yoldan çözüme kavuşturdum. Dava dışı paydaşın payını davacılardan birine devrederek sorunu aşıyoruz. Fakat, konuya katkısı olması bakımından tartışmayı sürdürmekte yarar var diye düşünüyorum.

Rica ederim...

Sizin de bildiğiniz üzere; yeniTTK'nın 531. maddesi ile getirilen (tali nitelikte) fesih talep hakkı; azınlık pay sahibine/sahiplerine tanınmış ve eskiTTK'da yer almayan bir düzenlemedir. Maddedeki -mahkeme kararıyla- ortaklıktan ÇIKARILMA da (bağımsız dava edilemeyecek) fesih davasıyla bağlantılı olacak şekilde düzenlenmiştir. Mahkemeden talepte bulunabilmek için (aktif husumet) bir veya birden çok pay sahibinin sermayenin en az 1/10 payını (halka açık şirketlerde 1/20'sini) haiz olması dava ön şartı olarak düzenlenmiştir.

Sorunuzdan anladığım kadarıyla; ilk ikame olunan davanın davacıları olan pay sahipleri 1/10 şartını karşılamıyordu? ve 1/10 şartının karşılanabilmesi (ön şart yokluğunun aşılabilmesi) için dava devam ederken pay devri gerçekleştirip aktif husumet yokluğunu çözmeye çalışıyorsunuz?
Tartışmaya devam etmek istediğiniz konu da anonim şirkette 1/10'dan az pay sahibi olan ortağın; azınlığın TTK m.531'e mesnetle açtığı davaya iştirakinin
veya
1/10 pay sahibi olmayan ortakların açtığı davada 1/10'u sağlamak için başka ortakların davaya katılımının,
sağlanıp sağlanamayacağı?
Old 30-09-2014, 19:27   #5
Av. Çağatay Akyol

 
Varsayılan

Sayın Öksüz,

Alıntı:
Sorunuzdan anladığım kadarıyla; ilk ikame olunan davanın davacıları olan pay sahipleri 1/10 şartını karşılamıyordu? ve 1/10 şartının karşılanabilmesi (ön şart yokluğunun aşılabilmesi) için dava devam ederken pay devri gerçekleştirip aktif husumet yokluğunu çözmeye çalışıyorsunuz?
Tartışmaya devam etmek istediğiniz konu da anonim şirkette 1/10'dan az pay sahibi olan ortağın; azınlığın TTK m.531'e mesnetle açtığı davaya iştirakinin
veya
1/10 pay sahibi olmayan ortakların açtığı davada 1/10'u sağlamak için başka ortakların davaya katılımının,
sağlanıp sağlanamayacağı?

şirkette pay sahibi olan iki ayrı paydaşın (davalı şirkette pay sahibi olan iki kız kardeş) biraraya gelmesi suretiyle, 1/10 dava şartını gerçekleştirerek, davayı ikame ettik. Davada önemli bir aşama da kaydettik. Müvekkillerin pay sahipliği haklarına yönelik ihlallerin "haklı sebep" oluşturduğu yönünde bilirkişi raporu verildi. Fakat bilirkişi incelemesinin defter kaydı üzerinden yapıldığını, kayıtların gerçeği yansıtmadığını, mahkeme ortaklıktan çıkmaya karar verecek ise, 531. madde hükmü gereğince; karar tarihine en yakın tarihteki "gerçek değer" üzerinden hesaplama yapılması gerektiği, bu nedenle, davalı şirketin malvarlığı değerlerinin piyasadaki gerçek rayiç değerleri üzerinden kıymet takdirlerinin yapılması v.s. yönünden itirazda bulunduk. Sorumdan bağımsız olarak bu bilgileri veriyorum.

Soruya dönersek, Bu aşamada, davalı şirkette pay sahibi olan ve aynı zamanda müvekkillerin de kız kardeşi olan, dava dışı bir paydaş da davaya katılmak istiyor. Sorun, mahkemenin ortaklıktan çıkmaya karar vermesi ihtimaline binaen; şuan dava dışı olan bu paydaşı, hükümden yararlanabileceği şekilde, açılmış olan mevcut davaya davacı olarak nasıl dahil edebileceğimiz.

Dosyada gelinen noktada, mevcut yargılamanın sekteye uğramaması için, ben, dava dışı olan paydaşın şirketteki payını, davacılardan birine devretmesinin daha makul olacağı kanaatindeyim. Bu konuda sizin de fikrinizi öğrenmek isterim.
Old 01-10-2014, 09:55   #6
Av.Nevra Öksüz

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av. Çağatay Akyol
Sayın Öksüz,
şirkette pay sahibi olan iki ayrı paydaşın (davalı şirkette pay sahibi olan iki kız kardeş) biraraya gelmesi suretiyle, 1/10 dava şartını gerçekleştirerek, davayı ikame ettik. Davada önemli bir aşama da kaydettik. Müvekkillerin pay sahipliği haklarına yönelik ihlallerin "haklı sebep" oluşturduğu yönünde bilirkişi raporu verildi. Fakat bilirkişi incelemesinin defter kaydı üzerinden yapıldığını, kayıtların gerçeği yansıtmadığını, mahkeme ortaklıktan çıkmaya karar verecek ise, 531. madde hükmü gereğince; karar tarihine en yakın tarihteki "gerçek değer" üzerinden hesaplama yapılması gerektiği, bu nedenle, davalı şirketin malvarlığı değerlerinin piyasadaki gerçek rayiç değerleri üzerinden kıymet takdirlerinin yapılması v.s. yönünden itirazda bulunduk. Sorumdan bağımsız olarak bu bilgileri veriyorum.

Soruya dönersek, Bu aşamada, davalı şirkette pay sahibi olan ve aynı zamanda müvekkillerin de kız kardeşi olan, dava dışı bir paydaş da davaya katılmak istiyor. Sorun, mahkemenin ortaklıktan çıkmaya karar vermesi ihtimaline binaen; şuan dava dışı olan bu paydaşı, hükümden yararlanabileceği şekilde, açılmış olan mevcut davaya davacı olarak nasıl dahil edebileceğimiz.

Dosyada gelinen noktada, mevcut yargılamanın sekteye uğramaması için, ben, dava dışı olan paydaşın şirketteki payını, davacılardan birine devretmesinin daha makul olacağı kanaatindeyim. Bu konuda sizin de fikrinizi öğrenmek isterim.

Davacılar: A ve B
Davalı: Ş
Dava dışı ortak: C

İhtimal 1- C, sermayenin en az 1/10'ine sahipse TTK m.531'e mesnetle dava açıp; HMK m.166'ya istinaden A ve B'nin açtığı dava ile birleştirilmesini talep edebilir.

İhtimal 2- C, sermayenin 1/10'ine sahip değilse açtığı dava reddedilir. C'nin açtığı dava, A ve B'nin davası ile birleştirilse dahi; birleştirilen davalar bağımsızlığını koruyacağından C'nin davası reddedilecektir.

İhtimal 3- C, dava devam ederken A ve/veya B'ye payını devrederse:
3.1. Mahkeme haklı sebeple şirketin feshine karar verecekse sorun yok.

3.2. Mahkeme fesih yerine duruma uygun düşen başka bir karar verecekse; bu kararın niteliğine göre sorun olmayabilir.

3.3. Mahkeme fesih yerine A ve B'nin paylarının karar tarihine en yakın tarihteki gerçek değerlerinin ödenerek şirketten çıkarılmalarına karar verecekse:
"dava açıldığı tarihte" A ve B'nin payı X birim; "dava devam ederken C'nin pay devri sebebiyle" A ve B'nin payı Y birim olacak.
Mahkeme "her dava açıldığı tarihteki duruma göre değerlendirilir" deyip A ve B'ye X birim ödenerek ortaklıktan çıkarılmaları mı diyecek (ki Y-X birim pay devam ettiğinden aslında ortaklıktan çıkarılmış olmayacaklar)?
Yoksa Y birim ödenerek ortaklıktan çıkarılmaları mı?

Pay devrinden sonra yapılacak bir ıslahla sorun çözülebilir gibi sanki...
Old 03-10-2014, 10:28   #7
Av. Çağatay Akyol

 
Varsayılan

Alıntı:
3.3. Mahkeme fesih yerine A ve B'nin paylarının karar tarihine en yakın tarihteki gerçek değerlerinin ödenerek şirketten çıkarılmalarına karar verecekse:
"dava açıldığı tarihte" A ve B'nin payı X birim; "dava devam ederken C'nin pay devri sebebiyle" A ve B'nin payı Y birim olacak.
Mahkeme "her dava açıldığı tarihteki duruma göre değerlendirilir" deyip A ve B'ye X birim ödenerek ortaklıktan çıkarılmaları mı diyecek (ki Y-X birim pay devam ettiğinden aslında ortaklıktan çıkarılmış olmayacaklar)?
Yoksa Y birim ödenerek ortaklıktan çıkarılmaları mı?

Pay devrinden sonra yapılacak bir ıslahla sorun çözülebilir gibi sanki...

Mahkemenin ortaklıktan çıkmaya karar vermesi halinde: dava açıldığı tarihteki duruma göre, x birim ödenmesine hükmedilmesi, kararın mahiyetine pek uygun düşmüyor gibi. Çünkü, dava devam ederken gerçekleşen pay devri nedeniyle, davacıların payı Y birim olduğundan, davacılara X birim ödenerek ortaklıktan çıkarılmaları mümkün değil. Y ile X birim arasındaki fark nispetinde ortaklıktaki varlıkları devam etmiş olacak. Bu nedenle, ortaklıktan çıkarılmaya karar verilmesi için, karar tarihindeki payın bütünüyle ödenmesi gerekiyor ki, davacılar ortaklık dışı kalabilsin.

Ben, ıslaha gerek kalmadan Y birim ödenerek çözümlenmesi gerekir diye düşünüyorum.

Fakat, konunun tartışılması gereken diğer bir boyutu, pay sahipliği hakkına yönelik ihlallerin, objektif mi yoksa subjektif mi olduğu meselesi. Yani; davacı paylarına yönelik ihlallerin, payını devreden paydaşa da yönelmiş olmasının veya payını devreden paydaş yönünden hiçbir ihlalin bulunmamasının, verilecek karar üzerindeki etkisi ne olacak? Bizim dosyamızda davacılara yönelen ihlal sebepleri, dava dışı paydaş yönünden de mevcut. Aksi yönde olması halinde, nasıl bir yol izlenmesi gerekeceği kafamda soru işareti oluşturuyor.

Kanununda bu konuda bir boşluk var. Sizin de belirttiğiniz gibi, limited şirketlere dair 639. madde hükmü ile bu meseleyi düzenleyen kanun koyucu, anonim şirketlerde bu yönde benzer bir düzenlemeye yer vermemiş. Bunun sebebini pek anlamış değilim. Kanun koyucu, burada bilinçli olarak mı bir boşluk bıraktı yoksa gözden mi kaçtı? 531. maddenin gerek lafzından gerekse gerekçesinden, konunun şekillenmesinin tamamen uygulamaya bırakıldığı anlaşılıyor. Bu konu ile ilgili birçok ticaret hakimi ile görüştüm. Bir kısmı, doğrudan davaya katılmanın mümkün olacağını, bir kısmı ise, usul hukukunda katılma diye bir müessesenin olmadığını, diğer bir kısmı yeni dava açıp birleştirmenin mümkün olduğunu, buna karşın, dava şartı yokluğundan reddedileceğini söyleyenler de oldu. Sonuç olarak, herkes kendince bir yol tutuyor. "Kanunların öngörülebilir olması ilkesi"nin canına rahmet
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Açılmış davaya vekaletname sunulmaması lawyergm Meslektaşların Soruları 6 02-07-2013 16:42
Hakim olarak davaya bakmış kişinin sonradan taraf vekili olarak davaya girmesi halinde ne yapılmalıdır? GÜLSÜM ÖNAL Meslektaşların Soruları 6 15-06-2012 18:02
yerel mahkemede davaya bakan mahkeme başkanı - temyizde aynı davaya üye olarak katılabilir mi? harkan Meslektaşların Soruları 2 20-06-2011 08:23
sonradan öğrenilen mirasın reddinin açılmış davaya etkisi orhan üçyıldız Meslektaşların Soruları 1 02-11-2009 00:13


THS Sunucusu bu sayfayı 0,05650711 saniyede 15 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.