Avukatın avukata sarfettiği sözler

Katılım alacağı davası açtım müvekkilim barodan kendisine avukat verildiğini ancak sonradan dava açmaktan vazgeçtiği için davanın açılmadığını bana beyan etti.Biz de davamızı açtık.Açtığımız davaya davalı vekili meslektaşımız cevap vermiş ve bu konuda açılmış derdest bir dava olduğunu söylemiş ve bu davanın esas numarası ile tensip zaptını da(tensip zaptından davanın hangi aşamada olduğunu anlamaya imkan yok) eklemiş durumu müvekkile bildirdik müvekkil baro tarafından kendisine atanan avukatla görüştüğünü ve davanın açılmamış sayılmasına karar verildiğini bize bildirdi biz de mahkemeye bu şekilde cevap verdik.Bunun üzerine davalı vekili meslektaş ikinci kez cevap vermiş ve bu sefer derdest olan davanın son duruşma zaptını da eklemiş 2.cevap dilekçesi ile davanın derdest olduğunu ve bu konuda müvekkilin yanlış bilgi içinde olduğunu bize de yanlış bilgi vermiş olduğunu anladık.Ancak sorun şu ki sayın meslektaşımız 2.olarak verdiği dilekçe de aynen şu sözlere yer vermiş:

Davacı vekili 05.09.2016 tarihli dilekçesinin açıklama kısmının 1 nolu bendinde açıkça sayın mahkemeyi yanıltmaya çalışmaktadır.Bu husus gerek avukatlık mesleğine gerekse hukukçuluk kimliği ile bağdaşmayan bir tutumdur.Bu durumu esefle karşıladığımızı ve kınadığımızı beyan ederiz.

1.dilekçeye eklenen tensip zaptından davanın derdest olduğunu anlamama imkan yok ikinci dilekçede bu sözler ile başlıyor üzüldüm gerçekten sizce burada bana atfedilecek bir hata söz konusu mu ve meslektaşımızın yaptığı meslek kurallarına aykırı mı?

Meslektaşım öncelikle keşke, müvekkilin sözüne itimatla yetinmek yerine, doğrudan ilgili dosyayı inceleseymişsiniz. Özellikle karşı yanın ilk dilekçesinden sonra bunu yapsaydınız, dilekçeler safhası daha verimli geçebilirmiş diye düşünüyorum. Malumunuz müvekkiller, konuya hakim olmadıkları için bizleri yanlış yönlendirebiliyorlar.

Asıl konuyla ilgili olarak ise, bence haklısınız. Şu kararda da örnek teşkil edebilecek bir açıklama yapılmış:

Alıntı: Avukatın iddia ve eleştirileri daima uygar, bilimsel ölçüler içinde kalmak, örnek teşkil edecek incelik ve zarafet düzeyinde olmak zorundadır. Avukatlar ayrıca, dilekçelerinde kullandıkları ifadeleri titizlikle seçme becerisini göstermelidirler. Avukattan, tartışmaya yol açmayacak, karşı taraf özellikle karşı taraf meslektaşını rencide etmeyecek ifadeler kullanmasını beklemek düzeyli ve olgun bir kişiliğin doğal bir sonucudur.

Dilekçelerde karşı yandan bahsederken, "davacı/davalı vekili" yerine "davacı/davalı" denmesi gerektiği kanaatindeyim. Dilekçeyi yazan vekil olabilir ama dilekçenin sahibi asildir. Suç unsuru içermediği sürece dilekçedeki beyanların sahibi asildir. Dolayısıyla cevap da asile verilir. Vekil, taraf değildir.

Eğer avukatın, mesleğin kurallarına aykırı bir davranışı varsa, bunun dile getirileceği yer baronun ilgili kuruludur. Mahkeme değildir. Yani karşı yan meslektaşımız sizi kınayacaksa, bunu baro önünde yapmalıdır. Mahkeme huzurunda değil. Zira mahkemenin bu konuda verebileceği bir karar yok.

Kaldı ki, mahkeme ne sizin ne karşı yanın beyanıyla bağlı değildir. İlgili dava dosyasını zaten getirtip inceleyecektir. Mahkemeyi yanıltmak bu konuda mümkün değildir.

Staj derslerinde kıdemli meslektaşlarımdan 2 hususu sıklıkla duymuştum: 1- Usulü öğrenin, 2- Davaları kişiselleştirmeyin.

Geçmiş olsun meslektaşım.