Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

BaĞ-kur

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 14-04-2008, 12:40   #1
Av.METİN

 
Varsayılan BaĞ-kur

Herkese iyi çalışmalar; müvekkil 1987 yılında mahkeme kararıyla doğum tarihini 1966 iken 1960 olarak düzeltmiş ve 1982 yılında yurt dışına çalışmaya gitmiş 1990 da ise geri gelmiş çalışma ve mesleğe kayıt tarihi olarak 1991 yılında yapmıştır.prim ödemelerini aksatmadan devam ettirmiştir.askerlik ve yurt dışı borçlanmasını yapmıştır.Emekliliğe başvuruda bulunmuş 5 yıl sonra emekli olabileceğini bildirip reddetmişlerdir. Acaba bu durumda nasıl bir dava açmak gerekiyor hizmet tespit davasımı açmamız gerekiyor. yardımlarınız için teşekürler.Saygılarımla
Old 14-04-2008, 14:33   #2
Av. Caner Arıcı

 
Varsayılan

Yurtdışı hizmet borçlanması yapanların sigortalılık başlangıç tarihi, borçlarını tamamen ödedikleri tarihten borçlanılan gün sayısı kadar geriye götürülen tarih olacaktır... Olayınızda 1991 den geriye (.....) gün yürüyecek. Bu tarihten sonraki bir tarihte Yaş Düzeltmesi davası ile doğum tarihi değişmiş olanlar için, düzelttikten sonraki yaş değil, sigortalılığın başladığı tarihteki doğum tarihi, yani düzeltmeden önceki doğum tarihi esas alınacaktır. Olayınızda da sigortalılık tescil tarihi yurt dışı borçlanılan gün sayısı kadar geriye çekildiğinde 1987 den önceki (yaş düzeltme davası) bir tarihe isabet ederse, bu durmda emeklilik yaşı gelmediğinden 5 yıl daha beklemesi gerekecek, yani kurum işlemi doğru diye düşünüyorum!!!!!!?????

T.C.
YARGITAY
21. HUKUK DAİRESİ
E. 2005/410
K. 2005/3910
T. 19.4.2005
• İLK TESCİL TARİHİNDEN SONRAKİ YAŞ DÜZELTME KARARI ( Malullük Yaşlılık ve Ölüm Sigortalarına İlişkin Hükümlerin Uygulanmasında Gözönünde Bulundurulamayacağı )
• YAŞLILIK AYLIĞI BAĞLANMASI TALEBİ ( İlk Tescil Tarihinden Sonraki Yaş Düzeltme Kararının Gözönünde Bulundurulamayacağı )
• YAŞ DÜZELTME KARARLARININ GÖZÖNÜNDE BULUNDURULAMAMASI ( Sigortalının İlk Tescil Tarihinden Sonraki - Yaşlılık Aylığı Bağlanması Davasında )
• DOĞUM TARİHİNİN MAHKEME KARARIYLA DÜZELTİLMESİ ( Sigortalının İlk Tescil Tarihinden Sonraki Yaş Düzeltme Kararının Yaşlılık Aylığı Bağlanması Talebi İncelenirken Gözönünde Bulundurulamayacağı )
506/m.120
1479/m.66
ÖZET : Malullük, yaşlılık ve ölüm sigortasına ilişkin yaş ile ilgili hükümlerin uygulanmasında sigortalıların ilk defa çalışmaya başladığı tarihte, nüfus kütüğünde kayıtlı bulunan doğum tarihleri esas tutulur. Hiçbir yoruma yer vermeyecek şekilde yapılan bu düzenleme karşısında, sigortaya ilk tescil tarihinden sonra yapılan yaş tashihinin, yaşlılık aylığı bağlanmasında nazara alınamayacağı açıktır. Somut olayda, davacı, Sosyal Sigortalar Kurumuna ilk defa 1.7.1977 tarihinde tescil edilmiş, yaş tashihi kararı ise 29.12.1978 yılında verilmiştir. Bu durumda yukarıda belirlenen esaslar nazara alındığında, ilk tescil tarihinden sonra yapılan bu yaş tashihinin, sigorta işlemlerinde dikkate alınamayacağı tabiidir.
DAVA : Davacı, yaş tashihi yaptırdığını beyanla 1.10.2003 tarihinden itibaren emekliliğe hak kazandığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi B. Mustafa Şimşek tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi:
KARAR : Dava konusu uyuşmazlık, davacının Mahkemece düzeltilen doğum tarihin Sosyal Sigorta Kurumunun yaşlılık aylığı bağlanması esnasında nazara alınıp alınmayacağına ilişkindir.
Yerel Mahkeme, davacının doğum tarihinin 1.10.1959 olarak tespit edildiğine ilişkin kesinleşmiş Mahkeme kararı olduğundan bahisle davacının yaşlılık aylığı bağlama işleminde 1.1 0.1959 tarihi nazara alınarak yaşlılık aylığı bağlanması gerektiğinin tespitine karar vermiştir.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun 120/2. maddesi, ( Bağ-Kur Yasanının 66. maddesi ) bazı kötü uygulamaları önlemek amacı ile özel bir düzenleme getirmiş ve belli sigorta kollarında, hangi doğum tarihinin esas alınacağını açıkça belirlemiştir. Gerçekten anılan Yasa'nın 120/2. maddesi ( 66. maddesi ) çok açık olarak "malullük, yaşlılık ve ölüm sigortasına ilişkin yaş ile ilgili hükümlerin uygulanmasında sigortalıların ilk defa çalışmaya başladığı tarihte nüfus kütüğünde kayıtlı bulunan doğum tarihleri ... esas tutulur." Hükmünü içermektedir. Hiçbir yoruma yer vermeyecek şekilde yapılan bu düzenleme karşısında sigortaya ilk tescil tarihinden sonra yapılan yaş tashihinin yaşlılık aylığı bağlanmasında nazara alınamayacağı açıktır. Nitekim Bağ-Kur Yasası 66. madde Sosyal Sigortalar Yasasının 120/2. maddesi ve Emekli Sandığı Yasasında da anılan maddeye paralel hükümler getirilmiştir. Hukuk Genel Kurulunun 9.10.2002 gün ve 2002/21-761 Esas sayılı kararı da bu yöndedir.
Bu özel düzenleme dışında ki kesinleşmiş bir yargı kararının uygulamalarda geçerliliğini koruyacağı tartışmasızdır.
Somut olayda, davacı, Sosyal Sigortalar Kurumuna ilk defa 1.7.1977 tarihinde tescil edilmiş, yaş tashihi kararı ise 29.12.1978 yılında verilmiştir. Bu durumda yukarıda belirlenen esaslar nazara alındığında, ilk tescil tarihinden sonra yapılan bu yaş tashihinin, sigorta işlemlerinde dikkate alınamayacağı tabiidir. Kaldı ki, 6.7.2004 tarihinde de yürürlüğe giren 5198 sayılı Yasa'nın 16. maddesi ile 506 sayılı Kanunun 120. maddesine eklenen 2. fıkrasından sonra gelmek üzere eklenen fıkraya göre de sigortalının sosyal güvenlik kurumuna tabi olarak ilk defa çalışmaya başladığı tarihten sonraki yaş düzeltmelerinin dikkate alınmayacağı öngörülmüştür.
Mahkemece bu maddi olgular nazara alındığında, davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanlış değerlendirme sonucu yaş düzeltme davasının işe girmeden açıldığından bahisle davanın kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmesi ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 19.4.2005 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Old 14-04-2008, 15:43   #3
Av.METİN

 
Varsayılan teşekür ederim sayın arıcı

teşekkürler sayın arıcı
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi


THS Sunucusu bu sayfayı 0,03760791 saniyede 13 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.