Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

İslahla dava değeri artırılabilir mi?

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 07-04-2007, 21:59   #1
Av.Turan

 
Varsayılan Islahla dava değeri artırılabilir mi?

Merhaba. menfi tespit davası açılmış.ama bu süre içinde borç icraya ödenmiş. davanın istirdata dönüştürülmesi gerkmektedir. ama davayı açan meslektaşımız davayı eksik değer üzernden açtığı gibi fazlaya ilişkin haklarını da saklı tutmamış. şimdi ne yapmam daha doğru olur? ıslahla dava değeri artırılabilir mi?
Old 07-04-2007, 22:12   #2
Av.Gülsüm Sezen

 
Varsayılan

Sayın Turan;
Eksik değerden kasıt maddi hata ise sanırım buna dayanarak düzeltme (ıslah) yapılır; ancak fazlaya ilişkin haklar saklı tutulmadıkça ıslah ya da ek dava ile istenemez kural olarak.. Saygılarımla..
Old 07-04-2007, 22:22   #3
Av.Turan

 
Varsayılan

anlattığım gibi dava menfi tespit olarak açılmış.ama daha sonra borç ödendiğinden şimdi istirdata dönüştürülmesi gerek. dava 20.000 YTL olarak açılacağına 5.000 Ytl olarak açılmış ve fazlaya ilişkin haklar saklı tutulmamış. ne yapabilirim?
Old 07-04-2007, 22:26   #4
Av.Ayse E.

 
Varsayılan

asıl alacak 5.000YTL mı...??
ıcraya toplam odenen mıktarmı 20.000YTL...
ıyı calısmlar...
Old 07-04-2007, 22:36   #6
Av.Ayse E.

 
Varsayılan

sanırım yapacak bır sey kalmamıs...lınk ısınıze yarayabılır .ılgılı yargıtay kararları mevcut.....http://www.turkhukuksitesi.com/showt...13252...oncekı avukatın ugrattıgı zarardan dolayı avukata basvurulabılınır kanaatındeyım..ıyı calısmlar...
Old 07-04-2007, 22:37   #7
Av.Turan

 
Varsayılan

teş ederim yardımlarınız için. ama meslektaşımızın vefatı üzerine dosya bize geldi. ona başvurmak istemem
Old 08-04-2007, 08:59   #8
A.Turan

 
Varsayılan

Artık dava istirdada döndüğüne göre, bundan sonraki kısım önemli. İcra dosyasına yapılan ödemeden önce açılan menfi tesbit davasında elbette icra dosyasındaki alacak için borçlu olmadığının tesbitini talep eder. Bu ödeme yapılmış ve menfi tesbite konu borçtan fazla ödemeyapılmış ise bu durumda istirdada dönüşen dava nedeniyle ıslahla müddeabihi artırmakta sorun bulunmamak gerekir.
Old 08-04-2007, 09:56   #9
Av.Turhan Demiroğlu

 
Varsayılan

*İcra takibinde görünen asıl alacak 15000 YTL ve menfi tesbit davası 5000 YTL için açılmışsa, 10000 YTL için feragat sözkonusu maalesef.
*Kısmi dava açılmış ve fazlaya ilişkin haklar saklı tutulmamış.
*5000 YTL'lik bölüm için sorun yok. İcraya yapılan ödemenin ne kadarının 5000 YTL+fer'ilerinden oluştuğu belirlenir ve o kısmın istirdadına karar verilir. (Hatta bence bu durumda ıslaha dahi lüzum olmamalıdır. Ancak tedbirli olmakta yarar vardır.)
Saygılarımla...
Old 08-04-2007, 20:53   #10
üye14072

 
Varsayılan

ne kadar hazin bir durum değil mi,
fazlaya ilişkin hakları saklı tutmazsan kalandan zımnen feragat ettiğin farz ediliyor.
bununadı hukuk mu.
anayasa mahkemesinin ıslah kavramını ıslah eden o meşhur kararına rağmen yüce yargıtay bir türlü bu işi çözemedi .
feragat açıkça yapılır.
feragat ayrıca düzenlenmiştir.
ve saire, ve sairre,
bir yargıtay kararında o kadar güzel bir karşı oy okumuştum ki,
bu konuda sayın yargıç, kendi meslektaşlarının hukuk tanımaz tutumlarına o denli güzel tavır almış ki,
ne diyim
yapacak bir şey yok,
sevgiler
siz siiz olun,

bakkaldan ekmek aırken bile,
eşinizi ve veya çocuğuruzu öperken bile,
merhaba derken bile
fazlaya ilişkin hak ve menfaatlerimi, takip ve dava hakkımı açıkça saklı tutuyorum diyin,

sevgiler saygılar
av. m. emin öztürk
fazlaya mütedair hak ve menfaatlerimmi dava ve dahi takip haklarım saraheten mahfuz kalmak kaydıyla
Old 08-04-2007, 21:11   #11
recepbarlas

 
Varsayılan

Öncelikle şunu belirteyim.Menfi tespit davasının istirdat davasına dönüşmesi yasadan doğmakta.Yani burada herhangi bir ıslah söz konusu değil hala.
İlk açılan menfit tespit davası-adı üzerinde- bir tespit davasıdır. Eğer dava m.tespit olarak devam etseydi ve siz de 5 bin ytl üzerinden harç yatırmışssanız,mahkeme davanızı kabul ederken -ister ıslah edin ister etmeyin- harcı kararla birlikte tamamlatır.Zira kararda sizin borçlu olmadığınızı tespit edecek.
İstirdata dönüştüğünden dolayı davanız,sizin ıslah hakkı hala var olduğundan, sizin talebiniz miktar arttırması olmayacaktır.Talebiniz "netice-i talebinizi" ıslah etmek olacaktır.Islah dilekçenizde, ".......her ne kadar dava menfi tespit olarak açılmışsa da borç ödendiğinden,yasa gereği dava istirdata dönüşmüştür.Bu nedenlerle netice-i talebimizi aşağıdaki şekilde ıslah ediyoruz:
davamızın kabulü ile icra tehlikesi altında ödediğimiz 20 bin ytl nin davalıdan istirdatına,yargılama gider.............yükletilmesine.
Kısaca ortada daha önce yapmış olduğunuz bir ıslah olmadan,siz ıslah edebilirsiniz.Miktar arttırımı söz konusu değildir.Netice i talep değişecektir.
Old 09-04-2007, 09:51   #12
Av.Nazlı Yolaç

 
Varsayılan

Ben de, HUMK'taki madde anayasa mahkemesince iptal edildikten sonra, ıslahla müddeabihin değişmesi mümkün olabilir diye düşünüyorum, zamanaşımı süresi dolmadığı sürece, üstelik istirdatta hak düşürücü süre söz konusu olduğundan buna dikkat etmek gerekiyor, zamanaşımı süresi içinde ise, fazlaya ilişkin haklar saklı tutulmamış olsa bile ıslah yoluna gitmek mümkün olabilir diye düşünüyorum...
Old 09-04-2007, 10:01   #13
Av.Turhan Demiroğlu

 
Varsayılan

*Dava dilekçesinden, davanın kısmi dava olduğu anlaşılıyorsa mesele yoktur. Yok anlaşılamıyor ise açılan dava tam dava sayılmakta ve dava edilmeyen kısımdan zımnen feragat edildiği varsayılmaktadır.
*Bence de doğru bir varsayım değil ama, yargıtay uygulamaları bu şekilde. Yeni kararları incelemek gerek.
*Buna rağmen denemekte yarar vardır.
Saygılarımla...

T.C.
YARGITAY
HUKUK GENEL KURULU
Esas No.
1989/4-415
Karar No.
1989/587
Tarihi
15.11.1989
...Yargıtay'ın yerleşmiş uygulamasına göre alacaklı alacağının tümü hakkında dava açmak zorunda olmayıp fazlaya ilişkin hakkını saklı tutmak kayıt ve şartıyla önce bir bölümü, sonra kalan bölümü talep edebilir ( Örneğin Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 1.2.1984 gün 223/49 sayılı kararıyla 5.3.1986 gün 825/205 sayılı kararı. ) İnceleme konusu olan bu işte davacının destekten yoksun kalma tazminatından önceki davada alınandan fazlasını isteyebilmesi açıkça fazlaya ilişkin kısmı için hakkın saklı tutulmuş olmasını gerektirir. Saklı tutulmaması ise fazlaya ilişkin kısmından zımmen feragat edildiği anlamını doğurabileceği gibi önceki dava kısmi dava değil, tam dava sayılır ve ilk dava ile alınan kesin hüküm aynı alacak hakkında ikinci bir dava açılmasını önler ( Bkz. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 26.3.1986 gün 797/299 sayılı kararı ). Her ne kadar önceki dava sonunda verilen nihai kararda davacının fazlaya ilişkin hakkı saklı tutulmuş ise de kendisinin bu konuda herhangi bir talebi yoktur...
Old 09-04-2007, 10:04   #14
Av.Nazlı Yolaç

 
Varsayılan

biliyorsunuz anayasa mahkemesinin ıslahla ilgili maddede müddeabihin ıslah edilemeyeceğine ilişkin kanun maddesini iptali 1999 tarihli, 2000'den sonraki kararlara bakmak lazım bence de..
Old 09-04-2007, 10:14   #15
Av.Turhan Demiroğlu

 
Varsayılan

*Müddeabihin ıslahla artırılması veya ek dava ile talep edilebilmesi, açık veya zımni feragatın bulunmaması şartına bağlı olduğundan, Anayasa Mahkemesi'nin anılan iptal kararının Yargıtay'ın bu konudaki görüşünü etkileyeceğini zannetmiyorum.
*Ancak "zımni feragat"ın yorumu konusunda belki yeni "açılımlar" getirilmiş olabilir; feragatın açık bir beyana dayanması gerektiği şeklinde görüş değiştirilmiş olabilir ihtimaline binaen, araştırmakta ve imkan varsa olayı zorlamakta yarar olduğunu düşündüm.
*Somut olayın ve ilk dava dilekçesinin yorumu da önemli olabilir bu konuda. 15'lik takipte borcum 10'dur denmişse yapılacak birşey kalmaz.
Saygılarımla...
Old 09-04-2007, 10:50   #16
üye14072

 
Varsayılan

recep barlas üstad ince ince iğne oyası gibi,maşallah
gururla ve keyifle okudum.
çok güzel,
ve teşekkürler.
Old 09-04-2007, 12:39   #17
PINAR000

 
Varsayılan

Sanırım Yagıtayın son kararlarında ıslah yoluyla müddeabihin artılacağı kabul edilmekte ancak fazlaya ilişkin haklar saklı tutulmadığı sürece bu yola başvuramıyoruz.Garip bi düzenleme gibi geliyor..Bu konuda çok geniş bilgiye sahip olmamakla birlikte, düşüncemi paylaşmak isterim..sonuçta ıslah müessesi bir anlamda dava konusuna ilişkin hataların düzeltilmesi veya eksikliklerin giderilmesi için getirilmiş değil midir?O takdirde hakkın saklı tutulmasının ihmal edilmiş olması durumunda bunu giderecek yöntem ıslah olmalıyken;ıslah edebilmenin önşartı hale getirmiş olmak çok anlaşılabilir gelmiyor açıkçası.
Old 09-04-2007, 14:14   #18
Av. BNK

 
Varsayılan

Fazlaya ilişkin hakkınız saklı tutulmadan dava konusunun değirini arttırabileceğnizi sanmıyorum. Ancak biraz uzun başka bir yol daha var.

Davayı müracaata bırakın karşı taraf da takip etmezse 3 ay sonra dava açılmamış sayılır. Davayı 3 ay sonra yeniden açabilirsiniz. Bu dava öncekinin devamı olmaz başka bir dava sayılır. Ancak menfi tespit ve istirdat davalarının bir yıl içinde açılma zorunluluğu var. 3 aylık sürenin sonu bu bir yıllık süreyi geçmemeli.
Old 09-04-2007, 14:19   #19
Av.Turhan Demiroğlu

 
Varsayılan

Sayın Kurdoğlu;
Bu durumda da feragat engeline takılabileceği kuşkusu taşıyorum. Malumunuz "feragat kesin hükmün sonuçlarını doğurur". Zımni de olsa bu maddi hukuk işleminden, feragat beyanından dönülebileceğini sanmıyorum.
Saygılarımla...
Old 09-04-2007, 14:26   #20
Av. BNK

 
Varsayılan

Feragat ayrı bir müessese müracaata bırakma ayrı bir müessese. Dosya müracaata kalınca feragat etmiş sayılmazsınız.

Size kendi davalarımdan bir örnek vereyim. Bir müvekkilim iki Asliye hukuk mahkemesi olan bir il de Emekli sandığı alayhine dava açmadan önce ihtiyati tedbir almak istemiş alamayınca davayı açmış dava esnasında da alamamış. Davayı kaybetme noktasına geldiklerinde bana ulaştılar. O ildeki davayı müracaata bıraktırdım. 3 ay sonra Ankara'daki 28 tane asliye hukuk mahkemesini dolaşıp tedbiri almayı başardım. 10 gün içinde de davayı açtım ve kazandım.
Old 09-04-2007, 20:06   #21
Av. Şehper Ferda DEMİREL

 
Varsayılan

Sayın recepbarlasa aynen katılıyorum.

Fazlaya ilişkin haklar saklı tutulmamışsa dava ıslah edilemez şeklindeki açıklamaların da yasal dayanağını çözemedim.

Islah müessesiyle müddeabihin de arttırılabildiği konusunda hemfikir olduğumuzu sanıyorum, öyleyse ıslaha engel ne?

Davada, hüküm verilinceye dek ve bir kez kullanılabilirlik koşulları dışında, ıslah en feci dava dosyasının kurtarıcı perisi haline geldi bile diyebiliriz. (Hiç onaylamıyorum, o ayrı bir tartışma konusu)

Saygılarımla...
Old 09-04-2007, 20:18   #22
Av.Ufuk

 
Varsayılan

Dava dilekçesinde menfi tespite gösterilen gerekçeye göre bu durumdan kurtuluş değişir ama ıslahın mümkün olamayacağı kanaatindeyim.Davacı borcumun tamamını ödedim,veya borcumun 2000,00 YTL lik kısmını ödedim vs dilekçenin içeriğinden borcun tamamına itiraz edildiği sonucu çıkıyorsa dava değeri eksik gösterilmiş bile olsa maddi hataya dayanılabilir.Bence dava dilekçesinin içeriği ve gerekçeleri çok önemli.
Old 10-04-2007, 09:16   #23
Av.Turhan Demiroğlu

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Şehper Ferda DEMİREL
Fazlaya ilişkin haklar saklı tutulmamışsa dava ıslah edilemez şeklindeki açıklamaların da yasal dayanağını çözemedim.

*Prf.Dr.Baki Kuru'ya göre konu, davanın kısmi veya tam olup olmadığı ile ilgili. (HUMK.m.4, m.179/2,5)
*Medeni Usul Hukuku Ders Kitabı,Ekim 1986 sh.199'dan:
"Davacı, dava sebebi olarak gösterdiği vakıalardan doğan alacağının tümünü mü, yoksa yalnız bir kesimini mi istediğini açıkça bildirmelidir. Aksi halde,..dava (kısmi dava değil) tam dava sayılır...fazlaya ilişkin haklarını saklı tutmamış olan (kısmi dava açtığı dava dilekçesinden açıkça anlaşılamayan) davacı, ...alacağının dava dışı bıraktığı kesiminden zımnen feragat etmiş sayılır..."
*Tam da bu cümlenin peşi sıra kitaba düştüğüm bir notu da izninizle ve çok özür dileyerek aktarayım."Gerisi güme gider!"
*Yoruma ben de katılmıyor ve bir haktan feragatin ancak açık bir beyanla yapılabilmesi gerektiğine inanıyorsam da, inancım Yargıtay'ı hiç etkilemiyor.
Saygılarımla...
Old 10-04-2007, 15:53   #24
PINAR000

 
Varsayılan

T.C.

YARGITAY

17. HUKUK DAİRESİ

E. 2005/22

K. 2005/149

T. 24.1.2005

• TAZMİNAT DAVASI ( Davacı Dava Dilekçesinde Fazla Haklarını Saklı Tutmadığından ve Davayı da Kısmi Olarak Açmadığından Islah Talebinin Reddi Gereği )

• ISLAH ( Davacı Dava Dilekçesinde Fazla Haklarını Saklı Tutmadığından ve Davayı da Kısmi Olarak Açmadığından Islah Talebinin Reddi Gereği - Tazminat Davası )

• FAZLAYA DAİR HAKLARIN SAKLI TUTULMAMASI ( Tazminat Davası - Aynı Zamanda Davanın da Kısmi Olarak Açılmaması/Islah Talebinin Reddi Gereği )

• KISMİ DAVA ( Davacı Dava Dilekçesinde Fazla Haklarını Saklı Tutmadığından ve Davayı da Kısmi Olarak Açmadığından Islah Talebinin Reddi Gereği - Tazminat Davası )

1086/m. 83


ÖZET : Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 83. maddesi gereğince taraflardan her biri yapmış oldukları usule ilişkin işlemleri tamamen veya kısmen ıslah edebilirler.Hatta ıslah yolu ile müddeabihin artırılması da mümkündür.
Davacı dava dilekçesinde talep konusu alacaklardan fazlaya ait haklarını saklı tutmadığı gibi davayı da kısmi dava olarak açmamıştır. Anayasa mahkemesinin iptal kararından sonra, ilk davada fazlaya ilişkin haklar saklı tutulmuşsa ek dava açılmasına gerek kalmadan, açılan ilk davanın yargılaması sırasında ek davaya konu olabilecek bakiye alacaklar ıslah yolu ile istenebilirler. Bu durumda; davacı dava dilekçesinde fazla haklarını saklı tutmadığından ve davayı da kısmi olarak açmadığından ıslah talebinin reddi gerekir
DAVA : Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
KARAR : Davacı, davalılardan şirkete ait olup, diğer davalı Cavit'ın sevk ve idaresindeki ... V. 6342 plakalı araçla kendisine ait olup sevk ve idaresindeki ... D. 362 plakalı aracına çarparak trafik kazasına neden olunduğunu iddia ederek 1.400.000.000.TL. telef olan portakal bedeli olmak üzere toplam 5.635.000.000.TL tazminatın davalılardan dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini istemiş, 4.12.2003 tarihli ıslah dilekçesi ile ise 1.250.000.000.TL. lastik bedelinin de davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı M. LPG Dağıtım Tic. ve San. AŞ. vekili kusur oranını kabul etmeyip, tazminat miktarının fahiş olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı Cavit davaya karşı savunmada bulunmamıştır.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan deliller, benimsenen bilirkişi raporu gereğince davanın kısmen kabulü ile 2.211.000.000.TL. tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar Cavit ve M. AŞ.den müteselsilen tahsiline, davacının davalılardan C.Sigorta şirketini ibra etmesi nedeniyle bu davalı yönünden açılan davanın ve ıslah dilekçesindeki talebin reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafça temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere ve özellikle oluşa ve dosya içeriğine uygun olarak düzenlenen ve uzman bilirkişi raporunda belirtilen tazminata ilişkin hesaplamanın hükme esas alınmasında bir usulsüzlük bulunmamasına ve ayrıca Usul Kanununda "dahili davalı" adı altında bir düzenleme olmamasına, davanın taraflarının ıslah yolu ile dahi değiştirilmemesine rağmen, dava dışı C.Sigorta AŞ.nin davaya dahil edilerek hakkında hüküm tesisi açıklanan nedenlerle yerinde değilse de, bu yön temyiz eden sıfatı itibariyle bozma sebebi yapılmamıştır. Bu nedenlerle davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Dava trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat davasıdır. Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 83. maddesi gereğince taraflardan her biri yapmış oldukları usule ilişkin işlemleri tamamen veya kısmen ıslah edebilirler. Ayrıca 87/son maddesinin Anayasa mahkemesinin 20.7.1999 tarih ve 1999/33 sayılı iptal kararından sonrada ıslah yolu ile müddeabihin artırılması da mümkündür. Somut olayımızda; davacı dava dilekçesinde talep konusu alacaklardan fazlaya ait haklarını saklı tutmadığı gibi davayı da kısmi dava olarak açmamıştır. Anayasa mahkemesinin iptal kararından sonra, ilk davada fazlaya ilişkin haklar saklı tutulmuşsa ek dava açılmasına gerek kalmadan, açılan ilk davanın yargılaması sırasında ek davaya konu olabilecek bakiye alacaklar ıslah yolu ile istenebilirler. Bu durumda; davacı dava dilekçesinde fazla haklarını saklı tutmadığından ve davayı da kısmi olarak açmadığından ıslah talebinin reddi gerekirdi. Mahkemece bu yön gözetilmeksizin karar verilmesi isabetsiz ise de, sonucu itibari ile doğru olan hükmün HUMK.nun 438/son maddesi gereğince gerekçesi değiştirilerek onanması uygun görülmüştür.
SONUÇ : Yukarda ( 1 )nolu bentte açıklanan nedenlerle davacının diğer temyiz itirazlarının reddine, ( 2 )nolu bentte belirtilen gerekçe ile hükmün ONANMASINA ve aşağıda dökümü yazılı fazla alınan harcın istek halinde temyiz edenlere iadesine 24.1.2005 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. yarx
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Avukatlığın değeri attorneytalay Hukuk Sohbetleri 24 30-04-2007 21:57
İştirak nafakasının ıslahla velayetin karşı tarafa verilmesine dönüştü DerinlikSarhoşu Meslektaşların Soruları 14 02-10-2006 23:47
isim mührünün değeri ismail kaynar Meslektaşların Soruları 1 18-09-2006 16:53
senetin bugünkü değeri Av. Hatice Demiral Meslektaşların Soruları 2 21-08-2006 05:52
Cumhuriyet'in Değeri Hamdi Sırrı Duyguseli Hukuk Sohbetleri 0 29-10-2003 11:28


THS Sunucusu bu sayfayı 0,07797909 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.