Maddi hasarlı trafik kazasında manevi tazminat!

Merhaba arkadaşlar! "Tedbirsizlik ve dikkatsizlikle gerçekleşen maddi hasarlı trafik kazası" diye adlandırılan, kusursuz sürücünün çok büyük ölüm tehlikesi atlatmış ve çok etkilenmiş olduğu bir kazada, kusursuz sürücü tam kusurlu olan karşı aracın sürücüsünden ve işleteninden manevi tazminat talebinde bulunabilir mi? Şİmdiden teşekkürler!

Sayın Av.Can;
Yaralamalarda/ sakatlanmalarda mağdura vekaleten, meydana gelen iş ve güç kaybı nedeniyle iş ve güçten yoksun kalınan gün boyunca, çalışamadığı ve kazançtan yoksun kaldığı için, çalışamayıp yoksun kaldığı kaybı ve tedavi görmüşse tedavi masraflarını isteyebilirsiniz. Aynı şekilde manevi tazminat talebinde de bulunabilirsiniz. Ancak hakim azami talep miktarı kadar olmak üzere, kusur oranı ve tarafların ekonomik hallerine göre bir tazminat belirleyecektir. Saygılarımla...

Teşekkürler! Fakat yaralanma söz konusu değil.Olayın manen etkisi var. Mağdurda büyük korkuya sebeb olmuş (ve belki çok sevdiği arabasını ağır hasarlı görünce çok üzülmüş.) Sorum şu ki; bu olayda sadece manevi tazminat talep edilebilir mi?

sadece görüs...bence bulunulamaz...maddı zarar varken bıle bıldıgım kadarı ıle manevı tazm. taleplerı bıle cok zor kabul edılıyorken.((sebepsız zengınlesme olmasın dıye))maddı zararın olmadıgı bır davada sırf arabasının durumundan etkılenerek manevı tazmınat talep edılemz gb...ıyı calısmlar...

Rica ederim Sayın Meslektaşım, umarım şu bilgi işimize yarar:
.....Manevi tazminat; mal varlığına ilişkin olmayan fakat zarar verici olay dolayısıyla kişinin duygusal aleminde duyduğu acı ve ızdırap nedeniyle maruz kaldığı zararların tazminine yönelik bir istemdir.Manevi tazminat,olayın özel hal ve şartları,kusur oranları,zarar görenin rızası göz önüne alınarak Medeni Kanun’nun dürüstlük ilkesi ve Borçlar Kanunu’nun 43 ve 44.Maddelerinde öngörülen indirim sebeplerinin de nazara alınmasıyla hakim tarafından takdir edilecek bir ödencedir. Ancak manevi tazminat; zenginleşme aracı olmayacak şekilde belirlenmelidir,yani kişinin ekonomik statüsünü değiştirecek nitelikte olmamalıdır.
O halde; tüm bu bilgilerden manevi tazminat isteyebileceğiniz, ayrıca müvekkilinizin kaza nedeniyle psikolojisinin bozulduğunu (araba için üzülmek haklı görülmeyebilir tabii, örneğin ölüm fobisi yaşaması olabilirdi)tanık ve sair delillerle ispatlar ve mahkemede bu doğrultuda kanaat uyandırırsanız başarılı sonuç almanız mümkündür. Tabii ülkemizde hukuk hiçbir konuda önceden kestirilemediği ve hakim sayısı kadar hukuk olabildiği için kimse kesin kazanırsınız/ kazanamazsınız diyemez. Saygılarımla...

Sn. av.can;
Sn. Av. Ayse Eroral'a katılmakla birlikte müvekkilinizin aracının koleksiyon değeri bulunması halinde (58 chevy impala, 66 ford gt..vs...), üstelik de müvekkiliniz aracı kendi emeği ile son haline getirmiş, restore etmişse açılacak manevi tazminat davasında müvekkilinizin çektiği ıstırap, emeklerinin boşa gitmesi nedeniyle duyacağı üzüntünün karşılığı olarak manevi tazminata hükmedilebileceği kanaatindeyim.
Saygılarımla

Herkese teşekkürler! Kapağı açılmayan damacanada görülen sakızdan bile manevi zarara uğranıldığı düşünülürken korkunç bir kazada tam kusurlu faile karşı manevi tazminat talep edilememesi söz konusu olmamalı. Manevi zarar, ancak büyük fobi oluşması halinde mi söz konusu olacak? (Ayrıca ifade edeyim ki mağdur müvekkilim değil kendimdir )

Alıntı: Yazan av.can (Ayrıca ifade edeyim ki mağdur müvekkilim değil kendimdir )

Çok güldüm;pardon tabi, birisi diye başlayan zamirlerden nedense ya bizim, ya karşı tarafın müvekkilidir diye düşünüyoruz O verdiğim yalnızca örnek idi, anladığım kadarıyla zaten kronik bir korkuya sebep olmuş sizde kaza-ki pek tabiidir- Buna dahi dayanabilirsiniz, zira hakkaniyet bence bunu gerektirir kanımca. Ayrıca pek muhtemelen bu konuda bir kamu davası da açılmıştır, bu ceza davası sırasında da manevi tazminat talebiniz için (ceza davasında sanık olarak gösterildiyseniz, bu durumdan da muzdarip olmak gibi) lehinize durumlar bulunabilir. Ancak dediğim gibi, hukukta kesin diye birşey pratikte yok maalesef. Saygılarımla...

Manevi tazminat ile ilgili şerh ve içtihatları inceledğinizde görüleceği üzere, manevi tazminat talep etmek için herhangi bir sınır yoktur. Neticede manen duyulan acı, elem ve keder neden gösterilerek; bunların tazmini talep edilmektedir. Bilinenleri tekrarlamak istemiyorum.
Diyeceğim odur ki; manevi tazminat talebiniz kabul görecektir. Ancak miktarı, acı ve eleminizin derecesini ne oranda ispatlayabileceğinize, davacı tarafın ekonomik durumuna bağlı olacaktır.
Kolay gele..

Sn. av-yeliz'e aynen katılıyorum.
Bahsi geçen olay nedeniyle manevi tazminat talep edilebilri.

Manevi tazminat koşullarının oluşabilmesi için “kişinin namusu, şerefi, gizlilik alanı, ismi, özgürlüğü , onur ve saygınlığı , bedensel ve ruhsal bütünlüğü “ gibi kişiliği var eden değerlere saldırıda bulunulması gerekir. Ruhsal ve bedensel bütünlüğü bozucu eylemlerin durumu BK. 46,47 diğer kişilik haklarına saldırılar BK. 49.maddesinde düzenlenmiştir. Bu düzenlemelere göre her duyulan elem ve ızdırap manevi tazminatla karşılanmamaktadır. Yasadaki koşulların gerçekleşmesi gerekir. Yeni BK. Tasarısında da aynı ölçüler yer almaktadır. (AİHM. daha geniş anlamda değerlendirme yaparak AİH sözleşmesi hükümlerine aykırılığı örneğin mülkiyet hakkına saldırıyı manevi tazminatla karşılamaktadır.)

Bu açıklamalar çerçevesinde;

1.Sayın Sezen’in yaklaşımına katılıyorum. Meydana gelen trafik olayından dolayı bedensel zarar oluşmamakla beraber ruhsal sağlığın bozulduğu ispat edilirse manevi tazminat istenebileceğini,

2.Aksi durumda salt otomobildeki hasarın kişilik hakları ile ilgisinin bulunmaması nedeniyle Sayın Eroral'ın belirttiği gibi manevi tazminat istenemiyeceğini düşünüyorum.

Saygılarımla.

Bir trafik kazası neticesi araç hurdaya çıkmıştır. Kusurun tamamı karşı taraftadır. Ancak aracın sağlam olması nedeni ile araçta bulunan kişilerde yaralanan yok. Bu durumda maddi zararın yanında kaza anında yaşanan ve daha sonra yaşanacak korku, panik gibi nedenlerle manevi tazminat talep edilebilirmi? Edilebilirse talep edilecek miktar ne olmalıdır?

BK'nun m. 47 değil ama 49. maddesi kapsamında değerlendirilebileceğini düşünüyorum.

manevi tazminat davası açılabilir. Ancak ispatı biraz güçtür. Talep edeceğiniz miktarı siz tayin edersiniz. Ancak Mahkeme davanızı ispat ettiğiniz takdirde dava miktarı ile bağlı olmayıp genellikle daha düşük miktarlarda tazminata hükmetmektedir.

Bu olayda manevi tazminat talebi ile ilgili bir delil sunmak gerektiğini düşünmüyorum. Aracın tamamen hurdaya döndüğü bir kazada duyulan korku mutlaka uzun yıllar bilinçaltından atılamayacak,çeşitli şekillerde insanı rahatsız edecektir Bunun tanık veya sair delille ispatının gerekmediğini düşünüyorum.

Konu benzerliğinden dolayı 12 inci mesaj ve sonrakiler tarafımdan buraya taşınmıştır.

Saygılarımla

Trafik Kazaları Nedeniyle Uğranılan Manevi Zararlara
Dayalı Manevi Tazminat Davaları İle İlgili İçtihatlar
----------------------------------------------------

"Cismani zarar kavramına;ruh bütünlüğünün ihlali,sinir bozukluğu ve hastalığı gibi haller de girdiğinden,8 aylık bebeklerinin trafik kazası sonucu yaralanması üzerine,ana ve babanın uygun illiyet bağı ve hukuka aykırılık koşulları gerçekleşmiş olduğu için,manevi tazminat davası açma hakları vardır." HGK 26.4.1995 11/122-430
--------------------------------------------------------
" Trafik kazalarından kaynaklanan manevi tazminat davası,
TCK nun 102/4 maddesinde belirtilen 5 yıllık zamanaşımına tabi olup sürenin başlangıcı kaza tarihidir.
4 HD 1.11.2001 5890-10660
---------------------------------------------------------
Türünün gereği olarak manevi tazminat zararlandırıcı bir eylem nedeniyle ancak bir defa istenebilir. Ne var ki zararlandırıcı eylem sonunda zararın oluşumunda değişikliklerin ve bu bağlamda daha ağırlaşmış durumların meydana gelmesi halinde ,her olgunun ayrı olması nedeniyle bu gibi durumlarda birden fazla manevi tazminat davası açılması mümkündür." 4 HD 4.10.2001 7309-9031
---------------------------------------------------------
"Trafik kazası nedeniyle ruhsal ve sinirsel sağlık bütünlüğü ağır şekilde bozulan kişilerin manevi tazminat isteme hakları vardır." 21 HD 15.6.2000 4733-4833
---------------------------------------------------------
"Trafik kazalarına dayalı manevi tazminat taleplerinin dayanağı kural olarak BK m.47 dir. Ancak daha genel mahiyetteki BK m 49 un da koruması altında olan kişilik değerleri kapsamında manevi zararların varlığını kabul etmek gereklidir.Kişilik hakları,kişinin yaşamı,sağlığı,vücut ve ruh bütünlüğü ile aile değerleridir. Aile bireylerinden birinin ağır yaralanması neticesinde duyulan acı ve duygular,aile değerleri arasında koruma altına alınan duygusal değerleri oluşturur ve ihlal edildiği,bozulduğu,böylece aile birliği içinde korunması gereken gönül bağlılığının zarar gördüğünün kabulü gerekir." 4 HD 14.5.1998 9223-3428
---------------------------------------------------------

" Davacı anne ve babanın çocuklarının yaralanmasından ötürü ruhsal bütünlüklerinin bozulması suretiyle şok,bayılma,sürekli fenalık geçirme gibi manevi zarar gördüklerinin ileri sürülmüş ve kanıtlanmış olması gerekir." 19 HD 29.3.1993 1992-6901 1993-2250
----------------------------------------------------------
"Davacı,işyerinde çalışırken gazdan zehirlenerek tedavi görmüştür.Hernekadar olay kaçınılmaz hal sonucu meydana gelmiş ve maluliyete sebebiyet vermemişse de,davacı duyduğu acı ve üzüntü nedeniyle uygun bir manevi tazminat isteyebilir." 9 HD 10.2.1994 9360-1992
-------------------------------------------------------

Merhaba,
Trafik kazasının mağdurda duygusal travmaya yol açtığı kanısını hakimde oluşturabilirseniz manevi tazminata hükmedilir.Ancak uygulamada ,genellikle ölümlerde dahi eşlere 20.000-YTL çocuklara da 15,000-YTL manevi tazminata hükmedildiği göz önüne alınacak olursa talebinizin kabul göreceğini düşünmüyorum.Kaldı ki manevi tazminatınız red edildiği takdirde red edilen kısım bakımından karşı tarafa vekalet ücreti ödemeniz gerekeceğini de hatırlatmak isterim.Bu nedenle manevi tazminat talep ettiğniz takdirde rakamı dikkatli seçmeniz gerekecektir.Saygılarımla

Eğer trafik kazası ölüm ile sonuçlanmışsa, ölen kişi henüz 31 yaşında ise ve evli değilse, bu durumda, geride kalan annesi ve iki erkek kardeşi (biri evli) için manevi tazminat olarak ne gibi bir talepte bulunmak makul olacaktır ve haksız zenginleşme olarak addedilmeyecektir sizce?

Teşekkürler.

Saygılarımla.

genelde sayın meslektaşlarımın ve sayın Sezen'in 5 nolu yorumuna katılmakla beraber aynı meslektaşımın 8. sıradaki diğer cevabında "kazaya ilişkin olarak kamu davası açılacağı ve bu davada da manevi tazminat istenebileceği" yönündeki beyanına katılamıyorum. Çünkü yaralamanın gerçekleşmediği, sadece maddi hasarlı trafik kazalarında genellikle savcılık tarafından kamu davası açılmamaktadır.

Sayın av.s_ulusinan'a uyarısı için teşekkürler. Bahsi geçen mesajı okudum, ben de bu konuda kendisine katılıyor, mezkur mesaja katılamıyorum Yalnızca maddi hasarlı oluşu hususunu gözden kaçırmakve acele etmekle ilgili bir yanılma söz konusu olmuş sanırım. Ancak 5 no.lu mesajımın arkasındayım:P

Maddi hasarlı trafik kazasında müvekkil bacağını kaybetmiştir. Maddi tazminatın yanında 100.000 TL manevi tazminat istememize rağmen 5.000 TL manevi tazminata hükmedilldi. Müvekkil aylarca hastanede kaldı ailesi ve kendisinin psikolojik durumu malum. Ancak verilen manevi tazminat çok yetersiz. Temyiz sonucunda ne olacak bilemiyoruz. Müvekkilin ekonomik durumu da çok iyi değil. Buna rağmen verilen karar çok ilginç. Gerisini siz düşünün.

Alıntı: Yazan Nisan Çiçek Maddi hasarlı trafik kazasında müvekkil bacağını kaybetmiştir. Maddi tazminatın yanında 100.000 TL manevi tazminat istememize rağmen 5.000 TL manevi tazminata hükmedilldi. Müvekkil aylarca hastanede kaldı ailesi ve kendisinin psikolojik durumu malum. Ancak verilen manevi tazminat çok yetersiz. Temyiz sonucunda ne olacak bilemiyoruz. Müvekkilin ekonomik durumu da çok iyi değil. Buna rağmen verilen karar çok ilginç. Gerisini siz düşünün.

Müvekkilinize kusur atfedildi mi? Aksi takdirde rakam inanılmaz.

Aksine karşı taraf tam kusurlu. Biz de hayretler içinde kaldık. Ama manevi tazminata hakimlerimizin çok sıcak bakmadığı kesin. Yargıtay kararında inşallah bu telafi edilir.