Hizmet Tespit Davası

Elimde mevcut bir hizmet tespit davası var. Davacının mevcut davada işçi statüsünde değil iş ortak statüsünde çalıştığını gösteren bir ortaklık sözleşmesi mevcut. Bu hususta iki sorum olacak;

1- Elimizdeki yazılı sözleşme uyarınca senede karşı senetle ispat koşulu sebebiyle karşı taraf mevcut sözleşmeyi geçersiz kılmak adına tanık deliline dayanabilir mi? Hakimin re'sen araştırma ilkesi senede karşı senetle ispat koşulunu etkiler mi?

2- Hizmet tespit davalarında biliyorsunuz ki 5 yıllık hak düşürücü süre var. Bu süre hizmetin geçtiği her bir yılın sonundan itibaren mi hesap ediliyor yoksa hizmetin son bulduğu süre sonundan itibaren mi 5 yıllık süre başlıyor. Yani 20 yıllık bir süre için hizmet tespiti açıldığında geriye dönük 5 yıllık bir tespit mi yapılabiliyor ?

Meslektaşım,

1- Kamuyu ilgilendirmesi nedeniyle hakim re'sen araştırma yapabilecektir. Burada kamu HMK 203/1-d'deki üçüncü kişi olarak kabul edilmelidir. Dolayısıyla senede karşı senet koşulu burada işlememelidir.

2- İş ilişkisinin son bulduğu tarihten itibaren 5 yıl içinde dava açılır ve tüm iş hayatı için hizmet tespiti yapılır.

Alıntı: Yazan Av. Erdem Akçay Meslektaşım, 1- Kamuyu ilgilendirmesi nedeniyle hakim re'sen araştırma yapabilecektir. Burada kamu HMK 203/1-d'deki üçüncü kişi olarak kabul edilmelidir. Dolayısıyla senede karşı senet koşulu burada işlememelidir. 2- İş ilişkisinin son bulduğu tarihten itibaren 5 yıl içinde dava açılır ve tüm iş hayatı için hizmet tespiti yapılır.

Merhaba Meslektaşım,

Davacının aldığını iddia ettiği aylık ücret tutarı HMK 200'deki senetle ispat tutarını aşması durumunda da söylediğiniz durum geçerli olacak mı ?

Alıntı: Yazan av.hyurdakul Merhaba Meslektaşım, Davacının aldığını iddia ettiği aylık ücret tutarı HMK 200'deki senetle ispat tutarını aşması durumunda da söylediğiniz durum geçerli olacak mı ?

Hayır meslektaşım, ücretle ilgili kısım için HMK 200 geçerli. İşçi açısından haksızlık oluşuyor ama uygulama şimdilik 200'ü arıyor.


Tabii HMK 200 sadece ücret için geçerli. Örneğin, "01.01.2015-01.01.2020 arasında 10.000 TL brüt ücretle çalıştım" diyorsa, ücreti ispat edemez ama çalıştığını tespit ettirebilir.

Alıntı: Yazan Av. Erdem Akçay Hayır meslektaşım, ücretle ilgili kısım için HMK 200 geçerli. İşçi açısından haksızlık oluşuyor ama uygulama şimdilik 200'ü arıyor. Tabii HMK 200 sadece ücret için geçerli. Örneğin, "01.01.2015-01.01.2020 arasında 10.000 TL brüt ücretle çalıştım" diyorsa, ücreti ispat edemez ama çalıştığını tespit ettirebilir.

Cevaplarınız için teşekkürler meslektaşım. Son bir sorum daha olacak. Elimizde tarafların hizmet akdine dayalı çalışmadığına dair bir sözleşme mevcut. Bu sözleşmede davacı vekilinin ve benim de imzalarım var. Tanık beyanlarıyla mevcut sözleşmenin geçersizliği ileri sürülebilir mi?

Alıntı: Yazan av.hyurdakul Cevaplarınız için teşekkürler meslektaşım. Son bir sorum daha olacak. Elimizde tarafların hizmet akdine dayalı çalışmadığına dair bir sözleşme mevcut. Bu sözleşmede davacı vekilinin ve benim de imzalarım var. Tanık beyanlarıyla mevcut sözleşmenin geçersizliği ileri sürülebilir mi?

Evet. Her türlü delille elinizdeki sözleşmenin geçersiz olduğunu, daha doğrusu taraflar arasında aslında iş sözleşmesi bulunduğunu ileri sürebilirler.


Eğer sizdeki sözleşme, örf ve adete, hayatın olağan akışına ve yapılan işe uygunsa, muvazaa barındıracak nitelikte değilse, belge sunmadıkları sürece iş sözleşmesinin mevcudiyetini ispat etmeleri pek kolay gözükmüyor. Zira belge, tanıktan kuvvetli bir delil. Ancak Yargıtay malum hizmet tespiti davalarında, o dönemde işyerinde çalışanların dinlenmesini dahi istiyor. Eğer 8 tanık gelip, hakimde kanaat oluşturacak netlikte, "bu kişi işçiydi, patrondan talimat alırdı, ona gör işi yapıp maaşını alırdı, vs" derse, sizdeki sözleşmenin muvazaalı olduğu kanaatine de varılabilir.


Karşı yan vekilinin imzasının bulunduğu belgeye rağmen dava açılması ilginç olmuş tabii.