Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

İşçi ücret alacağı için dilekçe

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 04-05-2012, 11:15   #1
Av.Erhan Kulaksızoğlu

 
Varsayılan İşçi ücret alacağı için dilekçe

Arkadaşlar merhaba,aşağıdaki dilekçe ile bir dava açmak istiyorum ve bu benim ilk dilekçem sayılır.Eksiklerimi,hatalarımı belirtir veya bana yol gösterip yardımcı olursanız çok sevinirim.Herkese iyi çalışmalar...


KARTAL ( ) İŞ MAHKEMESİ’NE

DAVACI : İsim-TC
VEKİLİ : Av.
Adres
DAVALI : Gayrimenkul (TTA) AŞ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
KONU : Alacak ( İşçi ile İşveren ilişkisinden kaynaklanan )
HARCA ESAS DEĞER : 5.280 TL (Fazlaya dair haklarımız saklı kalmak kaydıyla)
AÇIKLAMALAR
1. Müvekkil, davalı işyerinde 19/04/1989 ile 14/11/2011 tarihleri arasında 20 yılı aşkın bir süre farklı görevlerde kesintisiz olarak çalışmış olup 14/11/2011 tarihinde işten çıkarılmıştır. Bu tarihten sonra ise kendisine İŞKUR tarafından işsizlik maaşı ödenmektedir.
2. Şöyle ki, müvekkil TEKEL SİGARA PAZARLAMA VE DAĞITIM AŞ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ ‘ne bağlı Pazarlama ve Dağıtım Başmüdürlüğü’nde 8,28 TL saat ücreti ile 7. Sınıf plasiyer (satıcı) işçi olarak çalışmakta iken, bu müdürlüğün kapatılması ile 15/01/2009 tarihinde yine aynı genel müdürlüğe bağlı Destek Hizmetleri Daire Başkanlığı Levazım Müdürlüğüne nakli gerçekleştirilmiş ve fakat müvekkilime hiçbir şekilde yazılı veya sözlü bir teklifte bulunulmadan, sınıfı 4. Sınıf üretim işçiliğine, saat ücreti ise 7,79 TL ‘ ye düşürülmüştür.
3. Müvekkilimin sınıfının 4. Sınıf üretim işçiliğine, saat ücretinin ise 7,79 TL’ye düşürülmesi, 4857 sayılı İş Kanunu’nun 22. Maddesinde belirtilen “çalışma koşullarında esaslı değişiklik” kapsamında değerlendirilmek ve buna göre yazılı teklifte bulunmak gerekirken, bu husus göz ardı edilerek ücretinde işçi aleyhine tek taraflı bir değişiklik yapılmıştır.
4. 4857 sayılı İş Kanunu’nun 22. Maddesi uyarınca ” İşveren, iş sözleşmesiyle veya iş sözleşmesinin eki niteliğindeki personel yönetmeliği ve benzeri kaynaklar ya da işyeri uygulamasıyla oluşan çalışma koşullarında esaslı bir değişikliği ancak durumu işçiye yazılı olarak bildirmek suretiyle yapabilir. Bu şekle uygun olarak yapılmayan ve işçi tarafından altı işgünü içinde yazılı olarak kabul edilmeyen değişiklikler işçiyi bağlamaz…”
“…Özellikle ücretin düşürülmesi, ücretin eki niteliğindeki hakların ortadan kaldırılması nedeni ile meydana gelen iş şartlarından esaslı değişikliği işçinin kabul etmemesi halinde, talep edilebilir olduğu sürece işçi fark ücret ve diğer hakları her zaman isteme hakkına sahiptir. İşçinin uzun süre değişiklik yapıldığı şekilde eksik ödenen ücret ve diğer hakları ihtirazı kayıt koymadan imzalayarak alması, iş şartlarında esaslı değişikliği kabul ettiği anlamına gelmez…” (Yargıtay 9. HD 2009/20239 E,2009/18297 K,29.06.2009)

5. Ayrıca bu sınıf ve unvan değişikliği nedeniyle müvekkilimin saat başı ücretinde 0,49 TL lik bir kayıp oluşmuş ve bu hak edilen ücretin zamanında ödenmemiş olması sebebiyle de davalı işveren 4857 s. İş Kanunu 34. Maddesi uyarınca temerrüde düşmüştür.
6. Arz ve izah etmeye çalıştığımız nedenlerle eksik ödenen ücret ve buna bağlı teselsül etmiş başkaca alacakların tahsili amacıyla işbu davayı açmak zarureti hasıl olmuştur.

HUKUKİ SEBEPLER : 4857 sayılı İş Kanunu m. 22 , m. 34 , m.62 ,HMK ve sair sebepler
DELİLLER :
1. 15/11/2008 tarihli ve 15/02/2009 tarihli İŞÇİ ÜCRET BORDROLARI
2. 14/11/2011 tarihli İBRANAME
3. 14/11/2011 tarihli müvekkile ait ÇALIŞMA BELGESİ
4. Müvekkilimin nakil olması ve 15/12/2008 tarihi mesai başı itibariyle ilişiğinin kesildiğine dair TEBELLÜĞ BELGESİ.
5. TEKEL SİGARA PAZARLAMA VE DAĞITIM ANONİM ŞİRKETİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ’NÜN 05/12/2008 tarih ve 3612 sayılı yazısı
6. Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nin 29/06/2009 tarih ve 2009/18297 sayılı kararı
7. Kartal 4. İş Mahkemesi’nin 06/05/2011 tarih ve 2011/396 karar numaralı gerekçeli kararı
8. 01.03.2008-01.09.2011 tarihleri arası 7.sınıf ve 4. sınıf işçi EMSAL SAAT ÜCRETLERİ VE ZAM ORANLARI TABLOSU
9. Tanık ifadeleri
10. Sair sunulması mümkün her türlü yasal delil

NETİCE VE TALEP :
1. Yukarıda arz ve izah etmeye çalıştığımız sebeplerle öncelikle davamızın kabulüne,
2. Hak edilen ve zamanında ödenmeyen temel ücretteki kayıp ve buna bağlı teselsül etmiş ödenmeyen başkaca alacaklar için fazlaya dair haklarımız saklı kalmak kaydıyla şimdilik 5.280 TL’nin davalı-işverenden 6857 sayılı İş Kanunu m. 34’e göre mevduata uygulanan en yüksek faiz oranıyla hesaplanarak tahsili ile davalı tarafça ödenmesine,
3. Yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davalı tarafa tahmiline karar verilmesini bilvekale arz ve talep ederim.

Davacı Vekili
Av.
Old 04-05-2012, 11:28   #2
lawyer0202

 
Varsayılan

Dava değerinde belirttiğiniz kısmı harcı daha az ödemek için 500 TL gibi bir miktar belirtmeniz daha faydalı olacaktır. İkinci olarak fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydı ile değil de 6100 sayılı yasa gereği belirsiz alacak ve tespit demeniz gerekiyor.
Old 04-05-2012, 11:47   #3
tiryakim

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Erhan Kulaksızoğlu
Arkadaşlar merhaba,aşağıdaki dilekçe ile bir dava açmak istiyorum ve bu benim ilk dilekçem sayılır.Eksiklerimi,hatalarımı belirtir veya bana yol gösterip yardımcı olursanız çok sevinirim.Herkese iyi çalışmalar...


KARTAL ( ) İŞ MAHKEMESİ’NE

DAVACI : İsim-TC
VEKİLİ : Av.
Adres
DAVALI : Gayrimenkul (TTA) AŞ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
KONU : Alacak ( İşçi ile İşveren ilişkisinden kaynaklanan )
HARCA ESAS DEĞER : 5.280 TL (Fazlaya dair haklarımız saklı kalmak kaydıyla)
AÇIKLAMALAR
1. Müvekkil, davalı işyerinde 19/04/1989 ile 14/11/2011 tarihleri arasında 20 yılı aşkın bir süre farklı görevlerde kesintisiz olarak çalışmış olup 14/11/2011 tarihinde işten çıkarılmıştır. Bu tarihten sonra ise kendisine İŞKUR tarafından işsizlik maaşı ödenmektedir.
2. Şöyle ki, müvekkil TEKEL SİGARA PAZARLAMA VE DAĞITIM AŞ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ ‘ne bağlı Pazarlama ve Dağıtım Başmüdürlüğü’nde 8,28 TL saat ücreti ile 7. Sınıf plasiyer (satıcı) işçi olarak çalışmakta iken, bu müdürlüğün kapatılması ile 15/01/2009 tarihinde yine aynı genel müdürlüğe bağlı Destek Hizmetleri Daire Başkanlığı Levazım Müdürlüğüne nakli gerçekleştirilmiş ve fakat müvekkilime hiçbir şekilde yazılı veya sözlü bir teklifte bulunulmadan, sınıfı 4. Sınıf üretim işçiliğine, saat ücreti ise 7,79 TL ‘ ye düşürülmüştür.
3. Müvekkilimin sınıfının 4. Sınıf üretim işçiliğine, saat ücretinin ise 7,79 TL’ye düşürülmesi, 4857 sayılı İş Kanunu’nun 22. Maddesinde belirtilen “çalışma koşullarında esaslı değişiklik” kapsamında değerlendirilmek ve buna göre yazılı teklifte bulunmak gerekirken, bu husus göz ardı edilerek ücretinde işçi aleyhine tek taraflı bir değişiklik yapılmıştır.
4. 4857 sayılı İş Kanunu’nun 22. Maddesi uyarınca ” İşveren, iş sözleşmesiyle veya iş sözleşmesinin eki niteliğindeki personel yönetmeliği ve benzeri kaynaklar ya da işyeri uygulamasıyla oluşan çalışma koşullarında esaslı bir değişikliği ancak durumu işçiye yazılı olarak bildirmek suretiyle yapabilir. Bu şekle uygun olarak yapılmayan ve işçi tarafından altı işgünü içinde yazılı olarak kabul edilmeyen değişiklikler işçiyi bağlamaz…”
“…Özellikle ücretin düşürülmesi, ücretin eki niteliğindeki hakların ortadan kaldırılması nedeni ile meydana gelen iş şartlarından esaslı değişikliği işçinin kabul etmemesi halinde, talep edilebilir olduğu sürece işçi fark ücret ve diğer hakları her zaman isteme hakkına sahiptir. İşçinin uzun süre değişiklik yapıldığı şekilde eksik ödenen ücret ve diğer hakları ihtirazı kayıt koymadan imzalayarak alması, iş şartlarında esaslı değişikliği kabul ettiği anlamına gelmez…” (Yargıtay 9. HD 2009/20239 E,2009/18297 K,29.06.2009)

5. Ayrıca bu sınıf ve unvan değişikliği nedeniyle müvekkilimin saat başı ücretinde 0,49 TL lik bir kayıp oluşmuş ve bu hak edilen ücretin zamanında ödenmemiş olması sebebiyle de davalı işveren 4857 s. İş Kanunu 34. Maddesi uyarınca temerrüde düşmüştür.
6. Arz ve izah etmeye çalıştığımız nedenlerle eksik ödenen ücret ve buna bağlı teselsül etmiş başkaca alacakların tahsili amacıyla işbu davayı açmak zarureti hasıl olmuştur.

HUKUKİ SEBEPLER : 4857 sayılı İş Kanunu m. 22 , m. 34 , m.62 ,HMK ve sair sebepler
DELİLLER :
1. 15/11/2008 tarihli ve 15/02/2009 tarihli İŞÇİ ÜCRET BORDROLARI
2. 14/11/2011 tarihli İBRANAME
3. 14/11/2011 tarihli müvekkile ait ÇALIŞMA BELGESİ
4. Müvekkilimin nakil olması ve 15/12/2008 tarihi mesai başı itibariyle ilişiğinin kesildiğine dair TEBELLÜĞ BELGESİ.
5. TEKEL SİGARA PAZARLAMA VE DAĞITIM ANONİM ŞİRKETİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ’NÜN 05/12/2008 tarih ve 3612 sayılı yazısı
6. Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nin 29/06/2009 tarih ve 2009/18297 sayılı kararı
7. Kartal 4. İş Mahkemesi’nin 06/05/2011 tarih ve 2011/396 karar numaralı gerekçeli kararı
8. 01.03.2008-01.09.2011 tarihleri arası 7.sınıf ve 4. sınıf işçi EMSAL SAAT ÜCRETLERİ VE ZAM ORANLARI TABLOSU
9. Tanık ifadeleri
10. Sair sunulması mümkün her türlü yasal delil

NETİCE VE TALEP :
1. Yukarıda arz ve izah etmeye çalıştığımız sebeplerle öncelikle davamızın kabulüne,
2. Hak edilen ve zamanında ödenmeyen temel ücretteki kayıp ve buna bağlı teselsül etmiş ödenmeyen başkaca alacaklar için fazlaya dair haklarımız saklı kalmak kaydıyla şimdilik 5.280 TL’nin davalı-işverenden 6857 sayılı İş Kanunu m. 34’e göre mevduata uygulanan en yüksek faiz oranıyla hesaplanarak tahsili ile davalı tarafça ödenmesine,
3. Yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davalı tarafa tahmiline karar verilmesini bilvekale arz ve talep ederim.

Davacı Vekili
Av.


http://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?t=66381

Yukarıdaki linki inceleyiniz...

aşağıdaki kararı inceleyiniz...


T.C. YARGITAY

9.Hukuk Dairesi
Esas: 2012/1757
Karar: 2012/5742
Karar Tarihi: 27.02.2012


İŞÇİ ALACAKLARI DAVASI - İŞ SÖZLEŞMESİNİN HAKSIZ FESHEDİLDİĞİ - DAVA KONUSU ALACAĞIN BELLİ OLDUĞU - HUKUKİ YARAR ŞARTININ TAMAMLANMASI - DAVACI VEKİLİNE DAVASINI TAM DAVA OLARAK DEVAM ETMESİ İÇİN KESİN SÜRE VERİLMESİ GEREĞİ

ÖZET: Mahkemece dava konusu alacağın belli olduğu, kısmi dava açılmasında davacının hukuki yararının olmadığı kabul edilmiştir. Dava şartı olan hukuki yarar şartı tamamlanması gereken şartlardandır. Davacı vekiline davasını tam dava olarak devam etmesi ve dava şartı olan hukuki yarar şartında eksikliği gidermesi için bir haftalık kesin süre verilmesi gerekirken, Mahkemece kesin süre verilmeden davanın usulden reddi isabetsiz olmuştur.

(4857 S. K. m. 8, 25, 67) (6100 S. K. m. 107, 109, 114, 115, 119)

Dava: Davacı vekili, davacı işçinin iş sözleşmesinin davalı işveren tarafından haksız olarak feshedildiğini belirterek, kıdem ve ihbar tazminatı ile ödenmeyen son ay ücret ve fazla mesai ücret alacağının davalı işverenden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

Mahkemece davacının hukuki yararı olmadığından usulden davanın reddine karar verilmiştir.

Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi B. K. tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

Karar: A) Davacı İsteminin Özeti:

Davacı vekili, davacının davalıya ait işyerinde 22.01.2009 tarihinden 28.08.2011 tarihine kadar hafta haftanın 6 günü 08.00 - 20.00 saatleri arası satış elemanı olarak haftalık 45 saati aşan çalışması olmasına rağmen fazla mesai ücretlerinin ödenmediğini, iş sözleşmesinin haksız feshedildiğini, son ay ücreti bulunduğunu belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı olmak kaydı ile 1.000.00 TL kıdem tazminatının 500.00 TL ihbar tazminatının, 1.000.00 TL ücret ve 500.00 TL fazla çalışma ücretinin davalı işverenden tahsili amacı ile kısmi dava açmıştır.

B) Davalı Cevabının Özeti:

Davalı vekili, davacının 30.10.2009 tarihinde işe başladığını, asgari ücretle çalıştığını, hizmet tespiti için dava açtığını, 22.11.2011 tarihinde işe geç geldiğini, nedeni sorulduğunda işyerinden ayrıldığını, işe davet edilmesine rağmen gelmediğini, devamsızlık yaptığını, iş sözleşmesinin devamsızlık nedeni ile 30.09.2011 tarihinde 4857 sayılı İş Kanunu’nun 25/II-g maddesi uyarınca haklı nedenle feshedildiğini, davacının yeni bir iş bulduğunu, kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanmadığını, fazla mesai ücret alacağı da bulunmadığını, fazla mesai ücretinin imzalı bordro ile ödendiğini, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.

C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:

Mahkemece ön inceleme aşamasında davacının çalıştığı süreyi ve ücretini bildiği, kullandırılmayan fazla çalışma süresini de bildiği, bu bilgiler doğrultusunda alacağının tamamını bildiği halde, HMK. 109/1 maddesi anlamında kısmi dava açtığı, aynı madde 2. fıkrasına göre alacak açıkça belli olduğundan kısmi dava açmasının mümkün olmadığı, HMK. 114/1-h maddesine göre hukuki yararın dava şartı olduğu, bunun yanında davacının talep sonucunu dava dilekçesinde HMK.nın 119/1-ğ maddesine göre açıkça bildirmek başka ifade ile taleplerini somutlaştırmak zorunda olduğu, bu zorunluluğu yerine getirmeyen davacının dava açmakta hukuki yararının varlığından söz edilemeyeceği gerekçesi ile HMK. 109/2 maddesine aykırı davanın usulden reddine karar verilmiştir.

D) Temyiz:

Karar davacı vekili tarafından tazminata ve alacağa esas ücretin belirlenmesi gerektiği, ayrıca fazla mesaide hakkaniyet indirimi yapıldığı, hak arama özgürlüğünün kısıtlandığı, kısmi davanın belirsiz alacak davasına göre daha geniş kapsamlı olduğu, kararın hatalı olduğu gerekçesi ile temyiz edilmiştir.

E) Gerekçe:

Uyuşmazlık davanın niteliği üzerinde toplanmaktadır.

Davacının aynı hukuki ilişkiden kaynaklanan alacağının veya hakkının tümünü değil, belirli bir kısmını talep ederek açtığı davaya kısmi dava denir.

Bir davanın kısmi dava olarak nitelendirilmesi için, alacağın tümünün aynı hukuki ilişkiden (örneğin iş sözleşmesinden) doğmuş olması ve bu alacağın şimdilik bir kesiminin dava edilmesi gerekir (Kuru/Arslan/Yılmaz, Medeni Usul Hukuku, 22 Bası, Ankara, 2011, s. 286)

Kısmi dava 6100 sayılı HMK’un 109. maddesinde tanımlanmıştır. Maddenin birinci fıkrasına göre <Talep konusunun niteliği itibarıyla bölünebilir olduğu durumlarda, sadece bir kısmı da dava yoluyla ileri sürülebilir.> İkinci fıkrasına göre ise <Talep konusunun miktarı, taraflar arasında tartışmasız veya açıkça belirli ise kısmi dava açılmaz.>

Belirtilen düzenleme karşısında kısmi dava açılabilmesi için:

1) Talep konusunun niteliği itibari ile bölünebilir olması,

2) Talep konusunun miktarının, taraflar arasında tartışmalı veya açıkça belirli olmaması gerekir.

Talep konusu taraflar arasında tartışmasız veya açıkça belirlenebilir ise kısmi dava açılamayacaktır. (Pekcanıtez/Atalay/Özekes: Medeni Usul Hukuku, 10. Bası, Ankara, 2011, s. 313)

Dava konusu edilen alacak, yargılama sırasında hesap raporu alınmasını gerektiriyor (Kuru/Budak, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun Getirdiği Başlıca Yenilikler, İstanbul Barosu Dergisi, Cilt 85, Sayı 2011/5, s. 13) veya miktar veya değerinin belirlenmesi yargılama sırasında başka bir olgunun tespit edilmesini gerektiriyor ise talep konusu alacağın tartışmalı veya açıkça belirlenemeyeceği kabul edilmeli ve kısmi dava olarak görülmelidir.

Keza alacak miktarı veya değerinin hakimin takdiri veya yasal nedenlerle indirim yapılarak belirlendiği durumlarda da alacak belirsizdir. Fazla mesai ve tatil çalışmalarının kayda dayanmadığı durumlarda Dairemiz istikrarlı olarak <hastalık, izin gibi nedenlerle çalışılamayacak günler olduğu düşünülerek> bu tür alacaklarda hakkaniyet indirimi yapılması gerektiğini kabul etmektedir.

Diğer taraftan, işçilik tazminat ve alacaklarının belirlenmesinde ispat yükü dışında ilgili yasalarda hesabın unsurları olarak bazı kriterlere yer verilmiştir.

İşçilikte bu hesabın unsurlarında hizmet süresi ile işçinin aldığı gerçek ücret önemli kriterlerdir. Kıdem ve ihbar tazminatı giydirilmiş ücretten hesaplanırken, diğer tazminat ve alacaklar çıplak ücretten hesaplanmaktadır. Giydirilmiş ücrette, işçinin asıl ücretine ek olarak sağlanan para veya para ile ölçülebilen menfaatlerde dahil edilmektedir. Keza yıllık izin ücreti dışında çalışma olgusuna bağlı diğer işçilik alacakları muaccel oldukları tarihteki ücret üzerinden hesaplanmaktadır.

Ayrıca belirtmek gerekir ki, tazminat ve alacakların belirlenmesine ilişkin kayıtlar ise genelde işveren tarafından tutulmaktadır. Dava konusu edilen alacağın (talep sonucunun) miktar olarak belirlenmesi, karşı tarafın vereceği (elindeki belgelerle) bilgi sonucu mümkün ise alacağın tartışmalı ve belirli olmadığı sonucuna varılmalıdır. (Kılıçoğlu, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu El Şerhi, Legal Yayınevi, İstanbul, 2012 s. 582)

4857 sayılı İş Kanunu’nun 67. maddesi uyarınca, <günlük çalışmanın başlama ve bitiş saatleri ile dinlenme saatleri işyerlerinde işçilere duyurulur.> Aynı kanunun 8/3 maddesine göre ise <Yazılı sözleşme yapılmayan hallerde işveren işçiye en geç iki ay içinde genel ve özel çalışma koşullarını, günlük ya da haftalık çalışma süresini, temel ücreti ve varsa ücret eklerini, ücret ödeme dönemini, süresi belirli ise sözleşmenin süresini, fesih halinde tarafların uymak zorunda oldukları hükümleri gösteren yazılı bir belge vermekle yükümlüdür.> Özellikle fazla mesai ve tatil çalışmaları karşılığı ücret alacaklarının belirlenmesi için işverenin bu yükümlülüğünü yerine getirmesi şarttır.

HMK.nun 107/son maddesine göre ise <kısmi eda davasının açılabildiği hallerde, tespit davası da açılabilir ve bu durumda hukuki yararın var olduğu kabul edilir.> Davacının kısmi dava açılabilmesi için hukuki yararının olması şarttır. Buradan hareketle bir davanın kısmi dava olarak görülebilmesi için dava şartı olan davacının hukuki yararının bulunması gerekir.

Hukuki yarar, kanunun 114/h maddesi uyarınca dava şartı olarak kabul edilmiştir. Takip eden 115/2 maddedeki kurala göre ise <Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder.> Düzenleme gereğince, eksik olan bir dava şartı, belirli bir süre verilerek giderilebilecek ise, hakim tarafından eksikliğin giderilmesi için kesin süre verilmesi gerekir. Bu süre içinde dava şartı eksikliği tamamlanamaz ise dava, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddedilmelidir.

Diğer taraftan kanunun 119. maddesinde dava dilekçesinde bulunması gereken hususlar sayılmış ve açık bir şekilde talep sonucunun da bulunacağı belirtilmiş ve maddenin ikinci fıkrasında ise talep sonucunun açık olmaması halinde hakimin davacıya talebini açıkça belirlemesi için süre vermesi gerektiği belirtilmiştir. Gerek 115 ve gerekse 119. maddelerde verilen kesin sürenin bir haftalık süre olacağı da belirtilmiştir.

Dosya içeriğine göre davacı vekili, davacı işçinin aldığı ücreti ve çalışma süresini belirterek, iş sözleşmesinin davalı işveren tarafından haksız olarak feshedildiğini belirterek, kıdem ve ihbar tazminatı ile ödenmeyen son ay ücret ve fazla mesai ücret alacağının fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak ve her bir talebine ilişkin miktar belirterek kısmi dava olarak davalı işverenden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

Davalı işveren vekili, işe öncelikle davacının aldığı ücretin ve çalıştığı sürenin dava dilekçesinde belirtilen süre ve ücret olmadığını savunmuştur.

Davacının istenilen alacağın türü ve hukuki niteliği belli olmasına rağmen miktarını dava açarken tam olarak saptaması, belirlemesi olanaklı olamayabilir. Hesap raporu alınmasını, yargılama yapılmasını gerektiren bu durumda davacı fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak kısmi dava yoluna başvurabilir. Kısmi dava olarak açılan bu davada yargılama sırasında belirlenen bakiye alacağı için davalının muvafakat etmemesi halinde, ek dava yolu ile ayrı bir davada isteyebileceği gibi, aynı davada ıslah sureti ile dava ettiği miktarları arttırarak talepte bulunabilir.

Kısmi dava olarak açıldığı uyuşmazlık dışı olan davada yukarıda belirtilen somut maddi ve hukuki olgulara göre;

1. Somut uyuşmazlıkta dava konusu edilen tazminat ve alacaklara esas hizmet süresi ve ücret taraflar arasında uyuşmazlık konusudur. Diğer taraftan fazla mesai ücretinin belirlenmesine esas kayıtlar sunulmadığı gibi, davalı işveren İş Kanunu’nun 8. ve 67. maddesindeki yükümlülüklerini de yerine getirdiğini savunmamıştır.

Tazminat ve alacaklara hak kazanma ve hesap yönlerinden hizmet süresi pek çok etkene bağlı olarak değişkenlik göstermektedir. En başta işçinin işe giriş ve fesih tarihlerinin taraflar arasında uyuşmazlık konusu olması halinde tazminata ve alacağa esas süre daima tartışmalı olacaktır. Bu durumdaki belirsizlik, yargılama ile giderilir.

İş davalarına yansıyan yönüyle işçi ve işveren arasında en temel uyuşmazlık temel ücretin belirlenmesi noktasında ortaya çıkmaktadır.

Yargıtay uygulamasına göre işçinin iddia ettiği temel ücret miktarı işverence kabul edilmediğinde meslek kuruluşlarından olası (adet-emsal olan) ücret yönünden araştırmaya gidilmekte ve çoğunlukla meslek odasının bildirdiği ücret hesaplamaya esas tutulmaktadır. Bu ihtimalde işçi iddia ettiği ücreti kanıtlayamamış olmaktadır. Zira ücretle ilgili tüm deliller işveren uhdesindedir ve işçinin çoğu kez bu delillere ulaşmasına imkan tanınmamaktadır. Bu yönüyle temel ücretin tespitindeki ve ispatındaki ülkemize has güçlükler sebebiyle kısmi davanın açılmasında işçinin hukuki menfaatinin olduğu kabul edilmelidir. Ayrıca kıdem tazminatı giydirilmiş ücretten, fazla mesai alacağı da muaccel olduğu tarihteki ücret üzerinden hesaplanacak, fazla mesai alacağı kayda dayanmadığı takdirde indirime tabi tutulacaktır.

Tazminat ve alacaklar tartışmalı ve açıkça belirli değildir. Yargılama sırasında hesap raporu alınmasını, tazminat ve alacaklara esas hizmet süresi ile ücretin tespit edilmesini gerektirmektedir. Kısmi dava açılmasında yasanın aradığı unsurlar ve hukuki yarar şartı gerçekleştiğinden davanın görülmesi gerekir. Aksi gerekçe ile davanın usulden reddi isabetsizdir.

2. Kabule göre ise:

a) Dava dilekçesinde talep sonucu açıkça belli olduğundan, mahkemenin <davacının talep sonucunu dava dilekçesinde HMK. nun 119/1-ğ maddesine göre açıkça bildirmek başka ifade ile taleplerini somutlaştırmak zorunda olduğu, bu zorunluluğu yerine getirmeyen davacının dava açmakta hukuki yararının varlığından söz edilemeyeceği> gerekçesi yerinde değildir. Kaldı ki talep sonucunun açık olmadığı kabul edilse dahi 119/2 maddesi uyarınca dava dilekçesindeki bu eksikliğin tamamlanması için süre verilmesi gerekirken bu kurala da uyulmamıştır.

b) Diğer taraftan mahkemece dava konusu alacağın belli olduğu, kısmi dava açılmasında davacının hukuki yararının olmadığı kabul edilmiştir.

Dava şartı olan hukuki yarar şartı tamamlanması gereken şartlardandır. Bu kabule göre ise yine davacı vekiline davasını tam dava olarak devam etmesi ve dava şartı olan hukuki yarar şartında eksikliği gidermesi için HMK.’un 115/2 maddesi uyarınca bir haftalık kesin süre verilmesi gerekirken, Mahkemece kesin süre verilmeden yazılı şekilde davanın usulden reddi de isabetsizdir.

F) Sonuç:

Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenlerden dolayı bozulmasına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 27.02.2012 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.

KARŞI OY

Davada, iş akdinin haksız feshi nedeniyle fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak, kıdem ve ihbar tazminatı ile ödenmeyen aylık ücret ve fazla mesai ücretlerinin kısmen tahsili istemiş; mahkemece davacının kısmi dava açmakta hukuki menfaatinin bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Yerel mahkemece karar gerekçesinde de açıkça belirttiği üzere; işçi, çalıştığı süreyi ve ücretini (subjektif olarak) en doğru şekilde bilen kişidir. Böyle olunca yasal bağlarda, ne kadar ücret, kıdem ve ihbar tazminatı, fazla mesai alacağı olduğunu açıkça belirleyebilecek konumdadır. Dolayısı ile davanın konusu olan işçilik alacakları açıkça belirli bulunmakla, kısmi dava ya da belirsiz alacak davasına değil, aksine belirli bir alacak davasına konu edilebilir. Zira 6100 sayılı yasanın 107/1. maddesine göre; davanın açıldığı tarihte alacağın miktarının yahut değerinin tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyeceği veya bunun imkansız olduğu hallerde belirsiz alacak davası açılabileceği kabul edilmiştir. Aynı şekilde HMK’nun 109/2. maddesinde de; dava konusunun miktarı taraflar arasında tartışmasız veya açıkça belirli ise kısmi dava açılamayacağı benimsenmiştir.

Böylece dava açılmadan önce alacağının varlığını ve miktarını açıkça bilen ya da bilebilecek durumda bulunan davacı işçi yönünden belirli bulunan dava konusunun dava açılmakla (doğal olarak) çekişmeli ve tartışmalı hale gelmesi ya da ispat sorunu ile karşılaşılması da iş bu davanın belirsiz ya da kısmi dava olarak açılmasına haklı gerekçe yapılamaz. Çünkü kural olarak tüm davalarda mahkemeye müracaatla taraflar arasında bir çekişme, tartışma, belirsizlik ve ispat sorunu bulunmaktadır.

Bu nedenle sayın çoğunluğun davacının taleplerinin kısmi davaya konu edilebileceğine ilişkin bozma düşüncesine katılmamaktayım. (¤¤)

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programı
Old 04-05-2012, 14:02   #4
yılmazkan

 
Varsayılan

Varsa tanık isim ve adreslerini de dilekçenize yazın.
Alıntı:
Yazan Av.Erhan Kulaksızoğlu
Arkadaşlar merhaba,aşağıdaki dilekçe ile bir dava açmak istiyorum ve bu benim ilk dilekçem sayılır.Eksiklerimi,hatalarımı belirtir veya bana yol gösterip yardımcı olursanız çok sevinirim.Herkese iyi çalışmalar...


KARTAL ( ) İŞ MAHKEMESİ’NE

DAVACI : İsim-TC
VEKİLİ : Av.
Adres
DAVALI : Gayrimenkul (TTA) AŞ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
KONU : Alacak ( İşçi ile İşveren ilişkisinden kaynaklanan )
HARCA ESAS DEĞER : 5.280 TL (Fazlaya dair haklarımız saklı kalmak kaydıyla)
AÇIKLAMALAR
1. Müvekkil, davalı işyerinde 19/04/1989 ile 14/11/2011 tarihleri arasında 20 yılı aşkın bir süre farklı görevlerde kesintisiz olarak çalışmış olup 14/11/2011 tarihinde işten çıkarılmıştır. Bu tarihten sonra ise kendisine İŞKUR tarafından işsizlik maaşı ödenmektedir.
2. Şöyle ki, müvekkil TEKEL SİGARA PAZARLAMA VE DAĞITIM AŞ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ ‘ne bağlı Pazarlama ve Dağıtım Başmüdürlüğü’nde 8,28 TL saat ücreti ile 7. Sınıf plasiyer (satıcı) işçi olarak çalışmakta iken, bu müdürlüğün kapatılması ile 15/01/2009 tarihinde yine aynı genel müdürlüğe bağlı Destek Hizmetleri Daire Başkanlığı Levazım Müdürlüğüne nakli gerçekleştirilmiş ve fakat müvekkilime hiçbir şekilde yazılı veya sözlü bir teklifte bulunulmadan, sınıfı 4. Sınıf üretim işçiliğine, saat ücreti ise 7,79 TL ‘ ye düşürülmüştür.
3. Müvekkilimin sınıfının 4. Sınıf üretim işçiliğine, saat ücretinin ise 7,79 TL’ye düşürülmesi, 4857 sayılı İş Kanunu’nun 22. Maddesinde belirtilen “çalışma koşullarında esaslı değişiklik” kapsamında değerlendirilmek ve buna göre yazılı teklifte bulunmak gerekirken, bu husus göz ardı edilerek ücretinde işçi aleyhine tek taraflı bir değişiklik yapılmıştır.
4. 4857 sayılı İş Kanunu’nun 22. Maddesi uyarınca ” İşveren, iş sözleşmesiyle veya iş sözleşmesinin eki niteliğindeki personel yönetmeliği ve benzeri kaynaklar ya da işyeri uygulamasıyla oluşan çalışma koşullarında esaslı bir değişikliği ancak durumu işçiye yazılı olarak bildirmek suretiyle yapabilir. Bu şekle uygun olarak yapılmayan ve işçi tarafından altı işgünü içinde yazılı olarak kabul edilmeyen değişiklikler işçiyi bağlamaz…”
“…Özellikle ücretin düşürülmesi, ücretin eki niteliğindeki hakların ortadan kaldırılması nedeni ile meydana gelen iş şartlarından esaslı değişikliği işçinin kabul etmemesi halinde, talep edilebilir olduğu sürece işçi fark ücret ve diğer hakları her zaman isteme hakkına sahiptir. İşçinin uzun süre değişiklik yapıldığı şekilde eksik ödenen ücret ve diğer hakları ihtirazı kayıt koymadan imzalayarak alması, iş şartlarında esaslı değişikliği kabul ettiği anlamına gelmez…” (Yargıtay 9. HD 2009/20239 E,2009/18297 K,29.06.2009)

5. Ayrıca bu sınıf ve unvan değişikliği nedeniyle müvekkilimin saat başı ücretinde 0,49 TL lik bir kayıp oluşmuş ve bu hak edilen ücretin zamanında ödenmemiş olması sebebiyle de davalı işveren 4857 s. İş Kanunu 34. Maddesi uyarınca temerrüde düşmüştür.
6. Arz ve izah etmeye çalıştığımız nedenlerle eksik ödenen ücret ve buna bağlı teselsül etmiş başkaca alacakların tahsili amacıyla işbu davayı açmak zarureti hasıl olmuştur.

HUKUKİ SEBEPLER : 4857 sayılı İş Kanunu m. 22 , m. 34 , m.62 ,HMK ve sair sebepler
DELİLLER :
1. 15/11/2008 tarihli ve 15/02/2009 tarihli İŞÇİ ÜCRET BORDROLARI
2. 14/11/2011 tarihli İBRANAME
3. 14/11/2011 tarihli müvekkile ait ÇALIŞMA BELGESİ
4. Müvekkilimin nakil olması ve 15/12/2008 tarihi mesai başı itibariyle ilişiğinin kesildiğine dair TEBELLÜĞ BELGESİ.
5. TEKEL SİGARA PAZARLAMA VE DAĞITIM ANONİM ŞİRKETİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ’NÜN 05/12/2008 tarih ve 3612 sayılı yazısı
6. Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nin 29/06/2009 tarih ve 2009/18297 sayılı kararı
7. Kartal 4. İş Mahkemesi’nin 06/05/2011 tarih ve 2011/396 karar numaralı gerekçeli kararı
8. 01.03.2008-01.09.2011 tarihleri arası 7.sınıf ve 4. sınıf işçi EMSAL SAAT ÜCRETLERİ VE ZAM ORANLARI TABLOSU
9. Tanık ifadeleri
10. Sair sunulması mümkün her türlü yasal delil

NETİCE VE TALEP :
1. Yukarıda arz ve izah etmeye çalıştığımız sebeplerle öncelikle davamızın kabulüne,
2. Hak edilen ve zamanında ödenmeyen temel ücretteki kayıp ve buna bağlı teselsül etmiş ödenmeyen başkaca alacaklar için fazlaya dair haklarımız saklı kalmak kaydıyla şimdilik 5.280 TL’nin davalı-işverenden 6857 sayılı İş Kanunu m. 34’e göre mevduata uygulanan en yüksek faiz oranıyla hesaplanarak tahsili ile davalı tarafça ödenmesine,
3. Yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davalı tarafa tahmiline karar verilmesini bilvekale arz ve talep ederim.

Davacı Vekili
Av.
Old 05-05-2012, 14:23   #5
hukukkuşu

 
Varsayılan

dava açmadan önce noter kanalıyla davalıya ücret alacaklarını içerir ihtarname yollamanızı öneririm.Oradan gelecek muhtemel cevaplara göre de dilekçenizde değişiklikler yapabilirsiniz..
Old 07-05-2012, 12:02   #6
Av.Erhan Kulaksızoğlu

 
Varsayılan

Cevap veren arkadaşlara çok teşekkür ederim.Ancak kafamı kurcalayan şu soruna halen bir cevap bulabilmiş değilim:Belirsiz alacak ve tespit davası mı ? kısmi dava mı ?
Old 07-05-2012, 14:03   #7
yılmazkan

 
Varsayılan

Sadece tespit davası açarsanız bu dava sonucunda tespit hükmü verilir. Ancak bu karar eda kabiliyetinden yoksundur. İlamlı icraya konu edilemez ancak tespit hükmüne dayanarak ilamsız icra takibi yapabilirsiniz.
Belirsiz alacak mı kısmi dava mı sorusu ise Yargıtay bu konuda bir karar verdi mi bilmiyorum ancak benim şahsi fikrim işçilik alacaklarının belirsiz alacak davası olarak kabul edilmesi gerektiğidir. Dilekçelerimi de HMK 107'ye göre hazırlıyorum.
Old 08-05-2012, 15:35   #8
Av.Özlem PEKSÜSLÜ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Erhan Kulaksızoğlu
Cevap veren arkadaşlara çok teşekkür ederim.Ancak kafamı kurcalayan şu soruna halen bir cevap bulabilmiş değilim:Belirsiz alacak ve tespit davası mı ? kısmi dava mı ?

(Yargıtay 9.Hukuk Dairesi 2012/1757 Esas ve 2012/5742 Karar sayılı ilamı)

''...Tazminat ve alacaklar tartışmalı ve açıkça belirli değildir.Yargılama sırasında hesap raporu alınmasını,tazminat ve alacaklara esas hizmet süresi ile ücretin tespit edilmesini gerektirmektedir.Kısmi dava açılmasında yasanın aradığı unsurlar ve hukuki yarar şartı gerçekleştiğinden davanın görülmesi gerekir.Aksi gerekçe ile davanın usulden reddi isabetsizdir...''

Yargıtay bence bu kararında bu alacakların belirsiz alacak olarak açılabileceği gibi kısmi olarak da açılabileceğine değinmiştir.Belirsiz olarak açmak daha avantajlı fakat eski usule uyarak ben de halen kısmi dava olarak açıyorum.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Hizmet Tespiti Davası ile Ücret Alacağı Davası Aynı Dilekçe İle Açılabilir Mi? Acİl uysalugurlu Meslektaşların Soruları 4 17-03-2012 13:00
ücret alacağı için uygulanacak en yüksek banka mevduat faizi SARIKAHYA Meslektaşların Soruları 2 21-04-2011 20:32
İşçi-Danışman,Sadece Ücret Alacağı kapgan Meslektaşların Soruları 1 13-07-2010 10:42
işveren iflas ettiği için işkura son 3 aylık ücret alacağı için başvuracağım ama nası asstarrr Meslektaşların Soruları 0 25-03-2009 14:02
işçilik ücret alacağı için taşeron davacı olabilirmi? Av. Emine Kalyoncu Meslektaşların Soruları 2 09-03-2009 17:08


THS Sunucusu bu sayfayı 0,04031110 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.