Geleceğin Yargiçlari Bilgisayarlar...

Belki çok fantastik bulunacak ama adliye salonlarında gelecekte yargıçların yerini bilgisayarların alması çok mu uç bir düşünce acaba?
Tam güvenliği sağlanmış, A'dan Z'ye tüm hukuk bilgilerinin yüklendiği, hangi eylemin hangi suça karşılık geldiği ve cezasının ne olduğunun belirlendiği, herşeyi bir matematik problemi gibi algılayıp sonuçlandıran bir bilgisayar...

Acaba böyle bir adalet sistemi işler mi? Eğer işlemez deniyorsa eksik olan ne?

Saygılarımla.

Eksik olan "Vicdan".

Sanırım hukuk eğitimi almadığımdan olacak verdiğiniz yanıtı görünce "Ama adaletin sağlanmasında vicdana ne gerek var ki." diye bir düşünce geçti içimden.Ve şunu düşündüm: Hırsızlık yapan biri yargılanmak üzere mahkemeye götürüldüğünde, suçu işlediğine dair aleyhinde kesin deliller elde edilmişse, yargıcın vicdani melekesi olmadan da o kişiye kanunların gerektirdiği cezalar verilebilir. Mesela yukarıda sözü edilen bilgisayar...
Ama sanırım atladığım önemli noktalar var.

Düşünüyorum, belki bulurum.

Sayın avien ‘in düşüncesi yabana atılmamalı.
Sayın Engin Özoğul’un düşüncesi daha değerli ama daha az uygulanmakta:

Mahkemeler her suça kanunda yazan alt sınırdan ceza veriyor.
Mahkemeler her suça iyi halden indirim yapıyor.
Mahkemeler her suçun cezasını erteliyor.

Bu durumda bilgisayar kullanımı daha akılcı gözüküyor.

Saygılarımla

"İnsan"ın ifade ettiği herşey eksik olur.

Alıntı: Bu durumda bilgisayar kullanımı daha akılcı gözüküyor.

o zaman ne hal kağıtları gerekecek ne 1. sınıfa ayrılmak için not tutturma, olsa olsa upgrade edilirler. reddi bilgisayar söz konusu olamaz vicdan olmayınca, "bizim davaya bakan bilgisayar nereli, sicili kaç gibi sorular da olmaz, belki markası ne diye sorulur fazladan. Temyize de gerek kalmaz, çünkü hatasız işler sistem, davalar uzamaz. Bence uygun.

Teknolojiye duyulan bu güven biraz sarsıcı oldu benim açımdan
Saygılar.

Eksik olan hukuk mantığı, adalet duygusu ve insani bakış açısı olur. Daha ne olsun ki....!!!

Bende ebrus'a katılıyorum..insani melekeleri yerine getiremeyen bir bilgisayarda bu insani bakış açısı tabi ki eksik olur..ve ayrıca tümüyle bilgisayara dayandırılan bi sistem düşünelim ;ya sadece hakimin birikimyle çözeceği bir olay olursa ne olur?bir suclunun pişmanlık duygusunu nasıl yükleybeilirz ki bilgisayara?yada o an ortaya çıkan bir delili nasıl ekleyebiliriz ki?e sonucta bilgisayarı da yapan bir insan olacaktır..yapan kişinin hatasının bir insanın tüm ömrüne yada ağır manevi çöküntüsüne yol açmasına nasıl göz yumacağız?
saygılarımla..

Bir bilgisayar fuaraında, Bil Gates bilgisayar teknolojisi niz anlatıyormuş.
Eğer,otomotiv sektörü, bilgisayar sektörü kadar hızlı gelişiseydi, bu gün 500 dolarlık benzinle dünya turu yapabilir ve bir maaşla araba alabilirdiniz.
Bir kaç gün sonra otomotivcilerden yanıt gelmiş.
Eğer otomotiv sektörü, bilgisyarların işletim sistemleri gibi gelişmiş olsaydı:
Her arabada tek koltuk olur ve diğerlerini parayla satın almak zorunda kalırdınız;
Aracınız sadece bizim ürettiğimiz benzinle çalışacak ve, gösterge tablosu yerine, "sistem geçersiz bir işlem yürüttü ve kapatılacaktır" diye tek lamba olacak
Ayrıca her kazadan sonra " hava yastıkları açılacak emin misiniz?" diye bir uyarı çıkacaktı.

Arakadaşlara, güzel bir forum açmışlar ama galiba yanlış yerde. Bence bu mizah forumunda açılmalıydı. Ben otomotiv örneğiyle girdim. Hukukta işletim sisteminen neler yazacağını da sonrasında diğer arkadaşların yardımıyla tamamlarız

Eksik olan "Vicdan".

Merak etmeyin yavaş yavaş bu sistem geliştirilmeye başladı

Örnek:
http://www.turkhukuksitesi.com/showt...7in+yarg%FD%E7

Her hukuki olayın kendine has özellikleri var. Bu nedenle hakimler taktir ytkisi verilmiştir. Bilgisayarlar sadece yüklenen verilerle çalışır. Her olayın kendine has özelliklerini yüklemek imkansız,bilgisayarlar taktir yetkisini kullanamzlar.

Unutulmaması gereken bir gerçek var sayın site üyeleri. Önemli olan insandır hukuku insan oluşturmuştur.Kaldı ki şüpheden sanık yararlanır ilkesi kamu hukukunda(ceza davalarında)temel ilkedir.Buna katılmak ve desteklemek gerekir.Çözüm insanları hapishanede çürütmek değil onları ıslah etmektir.Bu sanıldığı kadar kolay gözükmemektedir amaçözümünde önemli adımlar atılabilir.Cahilliğin ve bilgisizliğin önüne geçildiğinde ıslaha bile gerek kalmayacaktır.Bunlara şunun için değindim: herşey insanın etkinliği etken olmasından kaynaklanır, bu durumu ise sadece insanlar çözebilir, bilgisayar sistemi ile matematiksel olarak ceza öngerebilirsiniz. isnat edebilirsiniz fiili ancak takdir yetkisini bilgisayar sistemi ile sağlamak imkansızdır.Bilgisayarın ve teknolojinin tembelleştirdiği toplum olmaktan kurtulmamız gerektiği görüşündeyim...
Hülasa,bilgi ve teknoloji pekala örtüşebilir ancak unutmamak gerekir ki nedenler sadece vicdan muhasebesi ile sınırlı değildir.Çözüm bilinçli ve ilerici toplmda yatar elbetteki insanın olduğu yerde suçlar ve cezalar olacaktır ancak bunu minimize etmek bilgisayar programı ile değil bilinçli toplumun oluşturulması ile sağlanabilir... Bu nedenlerden ötürüdür ki bilgisayar ve bilgi teknolojisi adaletli bir hukuk sisteminin oluşmasında ana etmen olarak değil yardımcı materyal olarak değerlendirmek gerekir.Önemli olan suçluyu öldürmek değil aklın süzgecinden geçirilmiş ver vicdanen ve diğer etkenler düşünülerek uygun cezanın verilmesi ve yaptırım esnasında ıslah etme çalışmalarının daha da etkili bir şekilde yürütülmesi... bence bilgisayar bunların altından kalkamaz öyle bir program oluşturamazsınız zaten...
Saygıyla selamlıyorum..
Teşekkürler...

Bilgisayar teknolojisi hukukla örtüşmez. Zira bilgisayarın mantığı 0 ve 1 mantığıdır.
Hukukta 0 ve 1 mantığını kullanırsanız adaleti ortadan kaldırırsınız. 0 ve 1 mantığı dışında işleyen bir alet yapmayı becerirlerse bugüne kadar okuduğum bilimkurgu yazarları adına bir tapınak inşa etmeye başlarım.

Akıl 0 ve 1 değildir.

Saygılar.

Hamiş : onurcinar86izmir in aşağıdaki yazısından sonra yazıyorum : Bilimkurgu iyidir.

hayatımda duyduğum en saçma fikir, yargıçların yerini bilgisayarlar alacakmış...

fazla bilim kurgu izlemenin zararları

böyle bir şeyi okumaya bile zaman ayırmak kötü

Bilgisayar vicdani kanaate göre karar verebilecek mi peki

Bundan 50 yıl sonrayı düşünün, Azınlık raporu filmini izleyenler bilirler suç öncesi diye bir polis birimi vardı hatırlarsnız. mesela adam tam birini oldürecekken caman polisler içeri girip suçluyu suçu işlemeden engelliyorlardı. kimin nerde ne zaman suç işleyeceğini sistem tespit ediyordu önceden. Bence bu olay çok uzak değill bir 50 yıl sonra bekleyin ve görün derim. Tabi dünya 50 yıl sonraya kalırsa....

Işıl hanıma katılıyorum bilimkurgu iyidir. geniş düşünmeye sevk eder. Kaptırmadıkça kendini... Saygılar..

bence çok mantıklı ve inanın Mahkemelerde verilen haksız ve adaletsiz kararlar şimdikinden daha kötü olmayacaktır.

bilim ve teknolojinin bu kadar hızlı ilerlediği daha da önemlisi her ikisine de güvenin bu kadar arttığı (ki paralarımızı yastık altında değil daha fazla güvendiğimiz bankalarda koruyoruz, tüm önemli binaların girişine daha güvenli bulduğumuz için x-ray cihazı yerleştiriyoruz, evimizin güvenliğini korumalara değil kameralara emanet ediyoruz, arabalarımıza alarm taktırıyoruz... vs) bir çağda bu ya da buna benzer düşenceleri 'zaman kaybı' olarak değerlendirmek kanaatimce içinde yaşadığı zamanı yeterince anlayamamktır..bilimkurgu kötü değildir..bir zamanlar dünyanın düz bir tepsi olduğuna inanan insan, artık uzaydan mavi yuvarlağın fotoğraflarını çekmektedir..vebadan dolayı bütün bir şehrin yok olduğuna şahit oldu insan..oysa artık veba hastalığı onun için bir tehdit değil..ve atom bombasını da bilimkurgusal bir saçmalık olarak atfeden bir başka insana; bugün daha başka bir insan 'ben dünyanın efendesiyim, jandarmasıyım, bana itaat edeceksin' diyebilmektedir..hayır bilimkurgu kötü değildir..

teknolojinin insani değerleri yok bir kere. evet bazı yargı kararları adaletsiz olabilir. ancak teknolojide kusursuz değildir. bilemiyorum benim aklıma android örneği geldi. hiçbir makineye insana sarılır gibi sarılamam. hep birşeyler eksik kalır. bu sebeble yargıç yerini alacak olan bilgisayarlarda da bu eksiklik şimdiki adaletsizliklerden çok daha fazla hissedilecektir. eminim.

Hiç bir olay birbirinin tıpatıp benzeri değil, maddi vakıalar sayılamayacak kadar çok ,bilgisayarın maddi vakıayı anlamlandırıp belleğindeki kuralları olaya uygun şekilde uygulayabilmesi bana pek mümkün görünmüyor!

Bu husus tercüme programlarını aklıma getirdi; Karışık,edebi bir ingilizce cümleyi tercüme etmesi için yazdığınızda bilgisayar kelimelerin yazdığınız edebi cümlenin içinde kazandığı anlamı kavrayamadığından bir sürü saçma sapan çeviri sunuyor önünüze .Ancak Cin Ali cümlelerini çevirebiliyor...

Fakat gelişmeler karşısında haksız da çıkabilirim ...

görünen o ki katılımcıların büyük bir çoğunluğu yargıç bilgisayarlara karşı değil ve fakat bir bilgisayarın çeşitli nedenlerden dolayı bir yargıcın yerini asla alamayacağı kanaatinde..bir çoğumuz bunun nedenini teknik yetersizliklerde ararken bazılarımız daha duygusal yaklaşımlar geliştirmiş..

Ama sanırım herkes insani bir dürtü olan adalet kavramının yine insani kalmasından yana..Belki gerçekten de bazı şeylerin insanda kalması, insani olması gerekiyor..Eğrisiyle doğrusuyla insan insan olarak kalmalı...

Tabi önemli bir konu var elbette. Bilgisayara milyonlarca olay, milyonlarca kanun yükleyebiliriz belki ama vicdan'ı yükleyemiyoruz onun için hakim vicdani kaanaatine göre taktir eder ilkesini kaldırmamız gerekir işin içine bilgisayarlar girecek ise...