Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

25. Maddedeki ücret net ücret mi, brüt ücret midir?

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 09-01-2008, 13:54   #31
Engin Özoğul

 
Varsayılan

Benim özel mesaj gönderme gibi bir irademin olduğunu kim söyledi ki size)))
Old 09-01-2008, 14:02   #32
Av.Ümit Arif Özsoy

 
Varsayılan

Eee netice olarak neye karar verdik? Sayın Uygar
Old 09-01-2008, 14:55   #33
Adli Tip

 
Varsayılan G.d.

Alıntı:
Yazan Av.Ümit Arif Özsoy
Eee netice olarak neye karar verdik? Sayın Uygar

"9.HD'nin kararının bekletici sorun olarak kabulüne,
Sayın Konyalı'nın, "Emsal Karara gerek yok, biz yorumlarız" savının yerinde olduğu farkedilmişse de, bu husus hakkında da asıl hükümle karar verilmesine,
Diğer yazışma günlerinin dolu olması sebebiyle, Kararın dönüş süresi de dikkate alınarak,
duruşmanın 01.08.2008 günü saat 18:00'e bıraklımasına..."

Güzel ve verimli bir paylaşım oldu. Herkese değerli görüşlerini paylaştıkları için teşekkür ederim.

Ben net ücret olacağını savunarak temyizimi yapacığım.

Saygılarımla;
Old 09-01-2008, 15:08   #34
beyazbulut

 
Varsayılan

Eski kanuna göre brüt ücretin esas alındığı şeklinde karar var ama yenisinde ne olur bilmem
Old 09-01-2008, 15:23   #35
Av. Ö.Erol Yavuz

 
Varsayılan

1.) Sayın Doç. Dr. Cevdet İlhan Günay, tartışma konusu ile ilgili olarak “zararın miktarında uyuşmazlık varsa, bilirkişi raporu alınıp, işçinin 10 günlük çıplak ücreti tutarını aşmayacağı değerlendirilmelidir.” demektedir. ( 1475 Sayılı yasanın 17/II-h ve 31 inci maddelerine dayalı olsa gerektir. ) ( İş Hukuku, Yetkin yayınları Ankara 2004 Baskı sayfa 521 )

Çıplak ücret, herhalde fazla çalışma karşılığı olarak alınan ücretler, primler, işyerinin temelli işçisi olarak normal çalışma saatleri dışında hazırlama, tamamlama, temizleme işlerinde çalışan işçilerin bu işler için aldıkları ücretler ve sosyal yardımlar hariç, ücrettir.

Bu yönüyle, Sayın Av.Turhan Demiroğlu'na katılıyorum. Sayın Av.Ümit Arif Özsoy'da çıplak ücretin esas alınması gerektiğine değinmiş.

2.) Ancak yukarıdaki tanımlama, forum sorusunu çözümlememektedir. Çıplak ücret, 25 inci madde açısından net olarak mı uygulanacaktır, yoksa brüt olarak mı ?

Vergi ve sigorta primi, ücretten kesinti yoluyla alınmaktadır. İşçinin kendisinden kesinti yoluyla alınmış miktarlar ile zarara karşılık ödeme yapabilme imkanı yoktur.

Madde de, sadece 30 günlük ücreti tutarındaki hasardan değil, “30 günlük ücreti tutarı ile ödeyemeyecek derecede” hasardan bahsedildiğine göre, işçinin ödeme kapasitesi dışındaki meblağları hesaba dahil etmenin (gelir vergisi+sigorta primi gibi) kanun koyucunun amacı dışında olacağını düşünmek gerekir.

Yasanın açıklığı karşısında, Sayın Av.Armağan Konyalı'ya katılıyor ve bu sebeplerle, 25 inci maddeye esas ücretin çıplak net ücret olması gerektiğini düşünüyorum.

Saygılarımla.
Old 09-01-2008, 15:23   #36
Engin Özoğul

 
Varsayılan

Yenisinde de aynısı olur ve savunduğumuz görüş çöker.

Sayın Uygar

Dava kıdem tazminatı alacağı değil de işe iade davası ise "haklı neden olmasa bile geçerli neden kabul edilmelidir" şeklinde savunma kurmakta fayda var. Gerçi Yargıtay bunu resen de dikkate alır ama yine de söylemek yararlı olur.
Old 09-01-2008, 15:25   #37
Adli Tip

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Engin Özoğul
Benim özel mesaj gönderme gibi bir irademin olduğunu kim söyledi ki size)))

50'den fazla iradenin çalıştığı yerlerde senin iradenden de çalıştırmak gerekir!!!
Senin sitede hangi kadrodan çalıştığını anladım ben

Gerçi bunu dün msn'de de söylemiştim sana)

Şaka bir yana, madem özel mesaj yerine foruma yazılabiliyor, ben de teşşekür niyetine buraya yazayım.
Engin Bey'i özellikle iş hukuku konusundaki engin bilgilerinden ve samimi paylaşımlarından ötürü kutlarım.
Hele ki, mesleğin henüz başında bu tecrübeye sahip olması, Moliere'in en kıdemlinin en kıdemsizden bir farkının olmadığına ilişkin vecizinin ispatıdır adeta.

Teşekkürlerimi ve naçizane tebriklerimi belirtmek isterim,
Old 09-01-2008, 15:31   #38
Engin Özoğul

 
Varsayılan

Tahmininizin aksine sitede eski hükümlü kadrosundayım Sayın Uygar. Hangi suçtan hüküm giydiğim ise site sırrıdır

Güzel düşüncelerin için çok teşekkür ederim. Bir fayda sağlayabiliyorsam ne mutlu...
Old 09-01-2008, 15:33   #39
Adli Tip

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Engin Özoğul
Yenisinde de aynısı olur ve savunduğumuz görüş çöker.

Sayın Uygar

Dava kıdem tazminatı alacağı değil de işe iade davası ise "haklı neden olmasa bile geçerli neden kabul edilmelidir" şeklinde savunma kurmakta fayda var. Gerçi Yargıtay bunu resen de dikkate alır ama yine de söylemek yararlı olur.

Sayın Özoğul,

İkincil olarak bunlardan da bahsetmeyi düşünüyorum zaten. Lakin, davada ileri sürülmeyen savunmaların temyizde öne sürülmesinin çok yararlı olmayacağını, bunun fesih sebebini de değiştireceğini düşünmekteyim.

Mahkeme, sair hususları çok tartışmayıp sadece, "zararın brüt ücreti aşmadığı" noktasından hüküm kurduğu için bu açıdan iyi bir savunma yapmanın daha önemli olduğu inancındayım.

Saygılarımla,
Old 09-01-2008, 15:50   #40
Engin Özoğul

 
Varsayılan

Fesih sebebi değişmiyor ki!

Fesih sebebi : işçinin işverenin mallarına zarar vermesi.

Bu zararın otuz günlük ücret tutarında olması halinde fesih haklı nedene dayanacak.

Otuz günlük ücret tutarından az ise haklı neden ağırlığında olmadığından geçerli nedenle yapılmış sayılacak.

Sonuçta hakim hukuku resen uygular. Sen haklı neden desen de hakim bunu geçerli neden sayıp işe iade davasını reddedebilir. 9. Dairenin de bu yönde kararları var.

Kısacası davanın hangi aşamasında ileri sürülürse sürülsün ve hatta ileri sürülmemiş olsa bile hakim bu durumu resen gözetmeli.
Old 09-01-2008, 16:32   #41
Adli Tip

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Engin Özoğul
Fesih sebebi değişmiyor ki!

Fesih sebebi : işçinin işverenin mallarına zarar vermesi.

Bu zararın otuz günlük ücret tutarında olması halinde fesih haklı nedene dayanacak.

Otuz günlük ücret tutarından az ise haklı neden ağırlığında olmadığından geçerli nedenle yapılmış sayılacak.

Sonuçta hakim hukuku resen uygular. Sen haklı neden desen de hakim bunu geçerli neden sayıp işe iade davasını reddedebilir. 9. Dairenin de bu yönde kararları var.

Kısacası davanın hangi aşamasında ileri sürülürse sürülsün ve hatta ileri sürülmemiş olsa bile hakim bu durumu resen gözetmeli.

Sayın Özoğul;

Teorik olarak haklısınız. Lakin haklı feshin şartları yasada çok net(brüt değil ) olarak çizilmişse de, malumunuz geçerli feshin şartları aynı netlikte çizilmemiştir. İşçinin 30 günlük ücretiyle ödeyebileceği bir zarar vardır derse Yargıtay da, bu halde geçerli feshin şartları araştıracaktır ki; son çare ilkesine ilk önce bakılınca şansımız baya azalacaktır.

Teşekkürler,
Old 09-01-2008, 16:45   #42
Armağan Konyalı

 
Varsayılan


Neden Yargıtay'dan karar bekliyoruz? Sitemizin onca hukukçu üyesi varken konu burada halledilemez mi?

Neden biz Yargıtay'ı bekliyoruz da Yargıtay "THS'ne konu tartışılıyor; sonuca bağlansın; ona göre karar verelim." diye beklemiyor.

Şaka gibi geliyor değil mi? Ama ben ciddiyim.

Old 09-01-2008, 22:25   #43
pegasus1

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Armağan Konyalı

Neden Yargıtay'dan karar bekliyoruz? Sitemizin onca hukukçu üyesi varken konu burada halledilemez mi?

Neden biz Yargıtay'ı bekliyoruz da Yargıtay "THS'ne konu tartışılıyor; sonuca bağlansın; ona göre karar verelim." diye beklemiyor.

Şaka gibi geliyor değil mi? Ama ben ciddiyim.


Arkadaşlar,zararın brüt ücret üzerinden dikkate alınması gerektiğine ilişkin Yargıtay kararını bugün büroma uğrayamam nedeniyle buraya aktaramadım. Ancak yarın mutlaka burada görebilirsiniz.
Old 09-01-2008, 22:39   #44
pegasus1

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan pegasus1
Arkadaşlar,zararın brüt ücret üzerinden dikkate alınması gerektiğine ilişkin Yargıtay kararını bugün büroma uğrayamam nedeniyle buraya aktaramadım. Ancak yarın mutlaka burada görebilirsiniz.

T.C
YARGITAY
9. HUKUK DAİRESİ

Esas No: 2006/3760
Karar No: 2006/25284
Tarihi: 28.09.2006

l İŞÇİNİN KUSURLU DAVRANIŞIYLA VERDİĞİ ZARARIN FESİH NEDENİ OLABİLMESİ
l ZARARIN BRÜT ÜCRETİN 10 GÜNLÜK (4857 GÖRE 30 GÜNLÜK) TUTARINI AŞMASININ GEREKMESİ

ÖZETİ: Davacının işyerinde kasiyer olarak çalışmakta iken 119.835.000 TL kasa açığı verdiği anlaşılmaktadır. İşverence davacının iş akdinin kendisini 10 günlük ücretini aşan zarara uğrattığı gerekçesiyle feshedildiği tartışmasızdır. 1475 Sayılı Yasanın 17/TI-h maddesine göre işçinin kusuru ile işvereni 10 günlük ücreti tutan ile ödeyemeyecek derecede işvereni zarara uğrattığı takdirde iş akdinin işverence feshedileceği hükme bağlanmıştır. Davacının ücretinin brüt ücret üzerinden hesaplanması gerekir. Gerçekten on günlük brüt ücreti 133.500.000 TL olduğu dosyadaki bilgi ve belgelerden anlaşılmaktadır. Bu durumda işverence feshin haklı olmadığının kabulü gerekir.

DAVA: Davacı, ihbar ve kıdem tazminatı,fazla çalışma ve izin ücretinin ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkeme, davayı reddetmiştir.
Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü
1- Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Davacının işyerinde kasiyer olarak çalışmakta iken 119.835.000 TL kasa açığı verdiği anlaşılmaktadır. İşverence davacının iş akdinin kendisini 10 günlük ücretini aşan zarara uğrattığı gerekçesiyle feshedildiği tartışmasızdır. 1475 Sayılı Yasanın 17/TI-h maddesine göre işçinin kusuru ile işvereni 10 günlük ücreti tutan ile ödeyemeyecek derecede işvereni zarara uğrattığı takdirde iş akdinin işverence feshedileceği hükme bağlanmıştır. Davacının ücretinin brüt ücret üzerinden hesaplanması gerekir. Gerçekten on günlük brüt ücreti 133.500.000 TL olduğu dosyadaki bilgi ve belgelerden anlaşılmaktadır.Bu durumda işverence feshin haklı olmadığının kabulü gerekir .
Davacı ihbar ve kıdem tazminatına hak kazanmıştır. Mahkemenin davacının ihbar ve kıdem tazminatı istemlerinin kabulü yerine reddine karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alman temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 28.9.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.

Old 10-01-2008, 00:05   #45
Adli Tip

 
Varsayılan

Sayın Pegasus1;

Öncelikle ilginiz ve emeğiniz için teşekkür ederiz.
Keşke Yüce Mahkeme de bir gerekçe yazsaymış da biz hukukçular da yasanın Yargıtay tarafından ne şekilde neye göre yorumlandığını bilseydik.

Gerçi buna da şükür, onama olsa hiçbir gerekçe olmayacaktı.

Anayasa Madde 141: "Bütün mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli olarak yazılır."
Old 10-01-2008, 10:18   #46
Armağan Konyalı

 
Varsayılan

Sayın pegasus1

Gönderdiğiniz karar için teşekkür ederiz. Ayrıca kimsenin bulamadığı kararı bulduğunuz için de kutlarız.

Sayın Üyeler

İşte geldik zurnanın zırt dediği deliğe:

Şimdi ne yapılmalı?
Yargıtay’ın gerekçesiz kararına mı uyulmalı?
Yoksa kanunun açık metnine mi uyulmalı?

Birinci yol seçilirse Yargıtay kanun koyucunun yerine konmuş olacak. Anayasa’ya ve ilgili kanuna ters bir uygulama ile hukuka aykırılık ortaya çıkacak.

İkinci yol seçilirse avukat açacağı davayı kaybetmeyi göze alacak veya hakim verdiği kararının bozulmasını göze alacak.

Hukukun kaybı yerine davanın kaybı evladır diye düşünüyorum.
Hukukun bozulması yerine kararın bozulması evladır diye düşünüyorum.

Görüşümüzü değiştirmek yerine Yargıtay'ın görüş değiştirmesini beklemek daha iyi olur diye düşünüyorum.

Dava açarak Yargıtay'a görüş değiştirmesi için şans tanımak gerekir.


Saygılarımla
Old 10-01-2008, 10:51   #47
beyazbulut

 
Varsayılan

Ben bu kararda tarihlere biraz takıldım.Kendi içtihat programımda başka bir internet sitesinde de aynı karara ulaştım hattat buraya da ekledim ama tarihler nedeniyle bir güvensizlik hissedim tekrar sildim. Bu kadar uzun süre sonra mı çıkmış karar, ne olmuş ben anlamadım.
Old 10-01-2008, 11:08   #48
Av. Ö.Erol Yavuz

 
Varsayılan

Sayın pegasus1'in değerli katkısına ilave olarak karar için kaynak da belirteyim.

T.C. YARGITAY
9.Hukuk Dairesi

Esas: 2006/3760
Karar: 2006/25284
Karar Tarihi: 28.09.2006

ÖZET: İşverence davacının iş akdinin kendisini 10 günlük ücretini aşan zarara uğrattığı gerekçesiyle feshedilmiştir. İşçinin kusuru ile işvereni 10 günlük ücreti tutan ile ödeyemeyecek derecede işvereni zarara uğrattığı takdirde iş akdinin işverence feshedileceği hükme bağlanmıştır. Davacının ücretinin brüt ücret üzerinden hesaplanması gerekir.

(1475 S. K. m. 17)

Dava: Davacı, ihbar ve kıdem tazminatı, fazla çalışma ve izin ücretinin ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.

Yerel mahkeme, davayı reddetmiştir.

Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

1- Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.

2- Davacının işyerinde kasiyer olarak çalışmakta iken 119.835.000 TL kasa açığı verdiği anlaşılmaktadır. İşverence davacının iş akdinin kendisini 10 günlük ücretini aşan zarara uğrattığı gerekçesiyle feshedildiği tartışmasızdır. 1475 Sayılı Yasanın 17/II-h maddesine göre işçinin kusuru ile işvereni 10 günlük ücreti tutan ile ödeyemeyecek derecede işvereni zarara uğrattığı takdirde iş akdinin işverence feshedileceği hükme bağlanmıştır. Davacının ücretinin brüt ücret üzerinden hesaplanması gerekir. Gerçekten on günlük brüt ücreti 133.500.000 TL olduğu dosyadaki bilgi ve belgelerden anlaşılmaktadır. Bu durumda işverence feshin haklı olmadığının kabulü gerekir.

Davacı ihbar ve kıdem tazminatına hak kazanmıştır. Mahkemenin davacının ihbar ve kıdem tazminatı istemlerinin kabulü yerine reddine karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.

Sonuç: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 28.09.2006 gününde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları
**************************************

Sayın Armağan Konyalı'ya katılmamak mümkün değil, mahkemeleri bağlayıcı olan içtihadı birleştirme kararlarıdır. Kararda "brüt" denmiş, ancak herhangi bir gerekçeye yer verilmemiş, yeni bir müracaatta ilgili daire görüş değiştirmese bile uygulamanın gerekçesini öğrenme imkanı söz konusu olabilir. Bu sebeple gerekçeli bir müracaatın faydalı olacağını düşünüyorum.

Saygılarımla.
Old 10-01-2008, 11:46   #49
Adli Tip

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan beyazbulut
Ben bu kararda tarihlere biraz takıldım.Kendi içtihat programımda başka bir internet sitesinde de aynı karara ulaştım hattat buraya da ekledim ama tarihler nedeniyle bir güvensizlik hissedim tekrar sildim. Bu kadar uzun süre sonra mı çıkmış karar, ne olmuş ben anlamadım.

Karar Kocaeli İş Mahkemesinin 2003 esaslı bir davasıyla ilgili imiş. Mahkeme direndi mi, uydu mu, ya da mahkeme kararında bu hsusus tartışıldı mı bilemiyorum.

Diğer yandan Armağan Abi'ye katılmamak mümkün değil. Yargıtay'ın tek bir kararındaki (hatta bazen binlercesindeki) yorum, bunun doğru yorum olduğunu göstermez.

Neticede şu an tartışığımız konu yoruma açık bir konu. Yargıtay'ın Kararı %100 yanlıştır demiyorum, ama gerekçe olsaydı belki ikna olurduk.

Saygılarımla,
Old 12-01-2010, 14:29   #50
Av. Ömer ÜNLÜ

 
Varsayılan

Konu tartışılmayalı uzun süre geçmiş ancak başka bir konuda araştırma yaparken elime geçen bu kararı sizlerle paylaşmak istedim. Saygılarımla.

-----

T.C.

YARGITAY

9. HUKUK DAİRESİ

E. 2007/27255

K. 2008/24526

T. 23.9.2008

• İŞ SÖZLEŞMESİNİN FESHİ ( İşçinin Kusuru Belli Bir Yüzde ya da Belli Bir Oran Olarak Saptanmışsa Zararın Miktarı da Bu Kusur Nispetinde Azaltıldıktan Sonra Otuz Günlük Ücreti Aşıp Aşmadığına Bakılması Gerektiği )

• OTUZ GÜNLÜK ÜCRETİ AŞAN ZARAR ( İşverenin Haklı Feshi - İşçinin Kusuru Belli Bir Yüzde ya da Belli Bir Oran Olarak Saptanmışsa Zararın Miktarı da Bu Kusur Nispetinde Azaltıldıktan Sonra Otuz Günlük Ücreti Aşıp Aşmadığına Bakılması Gerektiği )

• İHBAR VE KIDEM TAZMİNATI ( Davacı İşçinin Kusurlu Olduğu ve Buna Göre Zarar Tutarının İşçinin 30 Günlük Ücretini Aştığı Belirlendiğinde İşverence Yapılan Fesih Haklı Olduğundan Reddi Gereği )

• HAK DÜŞÜRÜCÜ SÜRE ( İş Kanunu Yönünden 1 Yıllık Süre Zarara Neden Olan Olayın Oluşumundan Başladığı - Ancak 6 İşgünlük İkinci Süre Zarar Miktarının Belirlenmesinin Ardından Bu Durumun Feshe Yetkili Makama İletilmesiyle İşlemeye Başlayacağı )

• İŞÇİNİN KUSUR DURUMU ( Kusursuz Olduğunun Ortaya Çıkması Halinde İşverenin Haklı Fesih İmkanı Olmadığı Gibi İşçinin Kusuru Belli Bir Yüzde ya da Belli Bir Oran Olarak Saptanmışsa Zararın Miktarı da Bu Kusur Nispetinde Azaltıldıktan Sonra Otuz Günlük Ücreti Aşıp Aşmadığına Bakılması Gerektiği )

4857/m.25,26


ÖZET : İşçinin kusursuz olduğunun ortaya çıkması halinde işverenin haklı fesih imkanı olmadığı gibi, işçinin kusuru belli bir yüzde ya da belli bir oran olarak saptanmışsa; zararın miktarı da bu kusur nispetinde azaltıldıktan sonra otuz günlük ücreti aşıp aşmadığına bakılmalıdır
Davacı işçinin kusurlu olduğu ve buna göre zarar tutarının işçinin 30 günlük ücretini aştığı belirlendiğinde, işverence yapılan fesih 4857 s. İş Yasasının 25/2 ( i ) bendi uyarınca haklı olduğundan, ihbar ve kıdem tazminatı isteklerinin reddine karar verilmelidir. Aksi durumda şimdiki gibi isteklerin kabulüne karar verilmelidir.
DAVA : 4857 sayılı İş Kanununda herhangi bir açıklık olmasa da, bu durumda işçi lehine yorum ilkesi uyarınca brüt ücretin esas alınması gerekir.
30 gün, bir aydan farklı bir kavramdır. Bu noktada işçiye aylık olarak ödenen ücret yerine, günlük yevmiyesinin 30 katı tutan dikkate alınmalıdır.
Maddede sözü edilen ücret dar anlamda ücrettir, ikramiye, prim, fazla çalışma ücreti ve benzeri ödemeler bu maddede yer alan 30 günlük ücret içersinde değerlendirilmemelidir. Ancak ücretin garanti ücret üzerine yapılan işe göre ilave ücret veya satış pirimi olarak belirlendiği hallerde gerçek ücreti bu ödemeler toplamı olarak değerlendirilmesi yerinde olur
Fesih hakkının kullanıldığı tarihte işçinin almakta olduğu ücret esas alınarak bir değerlendirme yapılmalıdır.
Zararın 30 günlük ücreti aşması durumunda işverenin fesih hakkı doğar ve işçinin zararı derhal ödemiş ya da ödeyecek olması, işverenin bu hakkını ortadan kaldırmaz
4857 sayılı İş Kanununun 26. maddesi yönünden 1 yıllık hak düşürücü süre zarara neden olan olayın oluşumundan başlar. Ancak 6 işgünlük ikinci süre, zarar miktarının belirlenmesinin ardından bu durumun feshe yetkili makama iletilmesiyle işlemeye başlayacaktır.
Davacı, kıdem ve ihbar tazminatı, ücret, bayram ve genel tatil, hafta tatili, fazla mesai alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi O.F.T. tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : 1- Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2- İş sözleşmesinin, işçinin işverene zarar vermesi nedeniyle ve haklı olarak işverence feshedilip feshedilmediği noktasında taraflar arasında uyuşmazlık söz konusudur.
4857 sayılı İş Kanununun 25/1- ( ı ) bendinde, işverenin malı olan veya eli altında bulunan makine, tesisat, başka eşya ya da maddelere 30 günlük ücreti tutarım aşacak şekilde zarar vermesi halinde işverenin haklı fesih imkanının bulunduğu hususu düzenlenmiştir.
İşçinin kusursuz olduğunun ortaya çıkması halinde işverenin haklı fesih imkanı olmadığı gibi, işçinin kusuru belli bir yüzde ya da belli bir oran olarak saptanmışsa; zararın miktarı da bu kusur nispetinde azaltıldıktan sonra otuz günlük ücreti aşıp aşmadığına bakılmalıdır.
Zararın işçinin kasıtlı davranışından ya .. da taksirli eyleminden kaynaklanmasının herhangi farkı bulunmamaktadır. Örneğin işverene ait iş makinesi paletlerine kasten metal cisim sokmak suretiyle zarar veren işçinin ve trafik kazası sonucu işvereni zarara uğratan işçinin aynı şekilde iş sözleşmeleri haklı nedenle sona erdirilebilir.
İşçinin kusuru ve zararı, ayrı ayrı uzman kişilerce belirlenmelidir.
Bu noktada zarar tutan ile karşılaştırılacak olan işçinin 30 günlük ücretinin brüt ya da net ücret olduğu noktasında 4857 sayılı İş Kanununda herhangi bir açıklık olmasa da, bu durumda işçi lehine yorum ilkesi uyarınca brüt ücretin esas alınması gerekir.
30 gün, bir aydan farklı bir kavramdır. Bu noktada işçiye aylık olarak ödenen ücret yerine, günlük yevmiyesinin 30 katı tutan dikkate alınmalıdır.
Maddede sözü edilen ücret dar anlamda ücrettir, ikramiye, prim, fazla çalışma ücreti ve benzeri ödemeler bu maddede yer alan 30 günlük ücret içersinde değerlendirilmemelidir. Ancak ücretin garanti ücret üzerine yapılan işe göre ilave ücret veya satış pirimi olarak belirlendiği hallerde gerçek ücreti bu ödemeler toplamı olarak değerlendirilmesi yerinde olur.
Örneğin uygulamada uluslar arası yük taşıyan tır şoförleri asgari ücret ve sefer pirimi karşılığı çalışmaktadır. Sefer pirimi olarak adlandırılan kısım da, dar anlamda ücrettir. Bu durumda maddenin uygulanması anlamında 30 günlük ücret, tır şoförleri yönünden her iki ödemenin toplamına göre belirlenecektir.
İşçinin hangi tarihteki ücretinin dikkate alınması gerektiği de ayrı bir sorunu oluşturabilir. Gerçekten zararın ortaya çıktığı tarih ile fesih tarihi arasında ücret değişmiş olabilir. Hatta zararın oluşumuna neden olan olay tarihi ile zararın belirlendiği tarih bile farklı olabilir. Bu durumda, fesih hakkının kullanıldığı tarihte işçinin almakta olduğu ücret esas alınarak bir değerlendirme yapılmalıdır.
Zararın 30 günlük ücreti aşması durumunda işverenin fesih hakkı doğar ve işçinin zararı derhal ödemiş ya da ödeyecek olması, işverenin bu hakkını ortadan kaldırmaz. İşverence zarar tutarının işçiden talep edilmemiş oluşunun da feshe hakkını olumsuz etkileyen bir yönü bulunmamaktadır.
4857 sayılı İş Kanununun 26. maddesi yönünden 1 yıllık hak düşürücü süre zarara neden olan olayın oluşumundan başlar. Ancak 6 işgünlük ikinci süre, zarar miktarının belirlenmesinin ardından bu durumun feshe yetkili makama iletilmesiyle işlemeye başlayacaktır. Zarar miktarının belirlenmesi bazen uzun zaman alabilir ve fesih hakkının kullanılması bakımından zarar miktarının belirlenmesi ve işçinin ücreti ile kıyaslanması zorunluluğu vardır.
Somut olayda davacının 06 ... ... plakalı Transmikseri devirerek maddi hasara sebebiyet verdiği belirtildiğinden, aracın zarar görmesinde davacının kusuru olup olmadığı hususunda uzman bilirkişiden rapor alınmadan, kusurlu ise kusur oranı ve oluşan zararın 30 günlük ücretinden fazla olup olmadığı, tereddüde yer vermeyecek biçimde tespit ettirilmeden eksik inceleme ile hüküm kurulmuş olması hatalı olup, kusur ve zarar konuları açıklığa kavuşturulmalıdır.
Davacı işçinin kusurlu olduğu ve buna göre zarar tutarının işçinin 30 günlük ücretini aştığı belirlendiğinde, işverence yapılan fesih 4857 s. İş Yasasının 25/2 ( i ) bendi uyarınca haklı olduğundan, ihbar ve kıdem tazminatı isteklerinin reddine karar verilmelidir. Aksi durumda şimdiki gibi isteklerin kabulüne karar verilmelidir.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 24.09.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Ücret Bordrosunda Görünmeyen Gerçek Ücret - İspat irokua Meslektaşların Soruları 10 19-12-2012 20:25
4857 Uygulaması/ İlamlı Takipte Brüt Ücret/ Diğer Haklar Av. Murat Safkalp Meslektaşların Soruları 2 01-11-2007 19:39
Asgari Ücret Av.Turhan Demiroğlu Meslektaşların Soruları 2 08-03-2007 18:00
Sözleşmedeki Ücret Şartı AAÜT'nin Altında Ise Geçersiz Midir? üye11708 Meslektaşların Soruları 11 11-11-2006 22:00
ücret ödememe sim Meslektaşların Soruları 6 18-09-2006 16:28


THS Sunucusu bu sayfayı 0,21010804 saniyede 15 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.