Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

GÖREVLİ MAHKEME - Tam yargı davası mı haksız fiilden kaynaklı alacak davası mı ?

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 09-11-2010, 23:53   #1
akil

 
Varsayılan GÖREVLİ MAHKEME - Tam yargı davası mı haksız fiilden kaynaklı alacak davası mı ?

Değerli meslektaşlarım olay şu şekilde gerçekleşir;
Belediyeye ait ilanı aydınlatma direğine asmaya çalışan belediye işçisi itfaye çalışanı tedaş tarafından yerleştirilen aydınlatma direğinin yıkılması ineticesinde direkle birlikte park halinde bulunan aracın üstüne düşer. Araçta hasar oluşur. Bu hasarın tazmini maksadıyla açılacak davada adli yargı mı idari yargı mı görevlidir ?

idari yargının görevli olduğu kanısındayım ancak karar bulamamış olmam ve aksi görüşte olan kıdemli meslektaşlarımın da oluşu bu konuda görüşlerinize başvurmamı gerektirmiştir.
Old 10-11-2010, 00:12   #2
BALDIRAN

 
Varsayılan

Merhaba. Kanımca burada idarenin haksız fiilden kaynaklanan bir sorumluluğu söz könusudur ve hizmetin kötü işlemesi anlamında bir hizmet kusurudur. İdari yargının görevli olduğu düşüncesindeyim.Saygılar
Old 10-11-2010, 16:04   #3
Aydinho

 
Varsayılan

Kanımca olayda idarenin kusursuz sorumluluğu vardır. Arada herhangi bir idari işlem ya da eylem olmadığından davanın adli yargıda açılması gerekmektedir.
Old 13-11-2010, 01:17   #4
censor86

 
Varsayılan

Şahsi kanaatim adli yargıda dava açılması yönündedir. Olayda hizmet kusuru olduğunu düşünmemekteyim. Çünkü hizmet kusuru, hizmetin kendi iç yapısındaki işleyişinde, oluşumunda ya da kuruluşunda meydana gelen aksaklıktan doğan kusurdur. Yani zararın hizmetin kendi iç özellikleri ve teşkilatnaşından kaynaklanmalıdır. Sizin anlattığınız olayda ise belediye işçisi itfaiye memurunun kişisel kusuru mevcuttur. Olaydaki zarar işçinin kendi kişisel kusuru nedeniyle hasara neden olmasıyla oluşmuştur.
Kişisel kusur; hizmetten kolaylıkla ayrılabilen hizmete yabancı olan bir olaydan zararın meydana gelmesidir. Herşeyden önce idarece yürütülen bir "hizmet" olayda yoktur. İlan asımını bir idari hizmet olarak görmek mümkün değildir. Direğin yıkılmasına işçinin dikkatsiz davranması nedeniyle oluşmuştur. Hizmetin niteliğinden kaynaklanan bir husus yoktur.
İkinci olarak idarenin kusursuz sorumluluğu asla müvcut değildir. Kanun kusursuz sorumluluk hallerini açıkça belirtmiştir. Bunlar; idarenin niteliği gereği tehlikeli faaliyetler yürütmesinden kaynaklanan sorumluluk, mesleki risk,sosyal risk ve kamu külfetleri karşısında eşitlik ilkesidir. Somut olay bunlardan hiçbirine uymamaktadır.
KAldı ki idari yargının görevine girdiği kabul edilse bile doğrudan tam yargı davası açılamaz. Zararın doğrudan doğruya (salt) bir idari eylemden kaynaklandığı kabul edilse bile öncelikle idareden "önkarar" alınması gereklidir.
İşi garantiye almak için size nacizhane tavsiyem; İYUK md 9'u uygulayarak işi garantiye almanızdır. Maddede belirtildiği üzere idari yargıda dava açma süresi içerisinde adli yargıda dava açılır ve adli mahkeme idari yargının görevine girdiği gerekçesiyle görevsizlik kararı verirse. Bu kararın kesinleşmesinden itibaren 30 gün içinde idari yargıda dava açılabilmektedir.
Somut olayın adli yargının görevi alanına girdiğini düşünmekle birliktew İYUK md 9 sanırımki en temkinli ve güvenli yoldur. Adli yargıda açın davanızı eğer görevsizlik verilirse 9. mdye dayanarak davanızı idari yargıda sürdüre bilirsiniz hatta bu durumda idareden önkarar bile alınması gerekmemektedir. Burada püf noktası ise adli yargıda dava açacağınız süre "idari" yargıdaki dava açma süresidir adli değildir.
Old 13-11-2010, 14:53   #5
akil

 
Varsayılan

Değerli censor86, ilan asımı yanlış anlaşılmış olabilir. Kastettiğim bir kültürel faaliyet ya da vatandaşların istifadesine sunulmuş başka bir hizmetin duyurulmasına dairdir. Kanaatimce de idarenin bir hizmet sunumudur. Bu nedenle de idari eylem niteliğinde olduğunu düşünüyorum. Direğin yıkılması itfaye erinin direğe oluşturduğu yük nedeniyle olmuştur. Ancak evveliyatında tedaş tarafından direğin yerleştirilmesinde de kusur olabilir. Farzedelim ki tedaşın da kusuru yok. İtfaiye erine davanın adli yargıda açılması sonucunu doğuracak ağır kusur isnat edilebilir mi ? Bir de burada dava belediye aleyhine açılmıştır. Adli yargıda açıldığında belediye adam çalıştıranın sorumluluğu nedeniyle mi sorumlu olacaktır ? Ayrıca olayda yaralanan itfaiye erinin de tedaşa dava açması neticesinde direğin sağlam yerleştirilmemesi nedeniyle kusur isnat edilip itfaiye eri lehine de tazminata hükmedilebilir mi ?
Old 14-11-2010, 02:10   #6
censor86

 
Varsayılan

Saygıdeğer akil meslektaşım; olayı daha ayrıntılı açıkladığınız için teşekkür ederim. Ancak hala davanın adli yargıda açılması gerektiği kanaatindeyim. Şöyle ki; her nekadar ilan, kamunun istifadesine sunulmuş hizmetin duyrulmasına ilişkin olsa da ,ilanın konusu ne olursa olsun, ilan asım işinin başlı başına bir "kamu hizmeti" olduğunu düşünmemekteyim. Kaldı ki olayda belirttiğiniz üzere itfaiye erinin direğe yük oluşturması neticesinde direk yıkılarak zarar gelmiştir. Hizmet kusuru ile kişisel kusurun önemli ayrım noktalarından biri de kusurun belli bir şahsa isnat edilip edilemeceğidir. Hizmet kusuru, hizmetin iç işleyişi kuruluşu ve örgütlenişinden kaynaklandığından zarar da somut bir kişiye isnat edilemez.Bu hizmet kusurunun anonim niteliğinden kaynaklanmaktadır. Kişisel kusurda ise zarar hizmete yabancı ve hizmetten ayrılabilen bir kusur sonucu gerçekleştğinden kusur sahibi tesbit edilebilmektedir. Somut olayda zararın itfaiye erinin şahsi dikkat ve özensizliği neticesinde ve onun kusurundan gerçekleştiğini düşündüğümden davanın adli yargıda açılması gereklidir.
Ancak direğin devrilmesinin asıl nedeni tedaşın direği dikmesindeki özensizliğine dayalı kusurundan kaynaklanıyorsa, bu hususun idarenin hizmet kusuru dahilinde değerlendirilmesi gerektiği kanaatindeyim.
Adli yargı da açılacak dava da sizin de dediğiniz gibi istihdam edenin sorumluluğuna dayanmayı somut olaya en çok uyduğunu düşünmekteyim.
İtfaiye erinin tedaşa dava açmasında ise şüphesiz ki tazminata hükmedilebeileceğini umabiliriz ancak somut olayda müterafik kusur hususu da tazminat davasını en çok etkileyecek husus olacaktır.Bu durum da dava süreci içerisinde belli olucaktır.
Old 21-11-2010, 00:36   #7
BALDIRAN

 
Varsayılan

Kanımca olayda hizmet kusuru, yani, hizmetin işlememesinden, geç işlemesinden yada kötü işlemesinden kaynaklanan bir kusurun varlığı kabul ediliyorsa, dava mutlaka idareye karşı ve idari yargıda açılmalıdır. Bu tip hallerde, adli yargıda, sadece kişisel kusur, yani, idare ajanının, hizmetten ayrılabilen bir kusuru varsa söz konusudur. Anayasa 129/5, Anayasa 40/3, 657 sayılı DMK 13. maddeleri . Saygılar
Old 23-11-2010, 14:09   #8
Av. Güneş

 
Varsayılan

Olayda idarenin ajanının, idarenin kendisine verdiği bir görevi ifa ederken sebep olduğu bir zarar var. Bu da hizmetin kötü işlemesine örnektir. İdari yargıda tam yargı davası açılması gerekmektedir.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
haksız fiilden doğan tazminat hakkındadır. Av.SUDENAZ Meslektaşların Soruları 8 23-12-2009 19:03
haksız fiilden doğan zarar ACİL!!! rudy baylor Meslektaşların Soruları 2 21-12-2009 13:28
Alacak davası mı- Sebepsiz Zenginleşme Davası mı- Maddi Tazminat mı açılmalı sarissa Meslektaşların Soruları 5 19-03-2009 14:04
itirazın iptali davası için bir yıllık süre dolmadan alacak davası açılabilir mi a.lawyer Meslektaşların Soruları 2 20-07-2008 22:14
Haksız Fiilden Dolayı Manevi Taz.Davasında Takas Def-i Veya... AV.SERTANn Meslektaşların Soruları 0 12-12-2004 13:29


THS Sunucusu bu sayfayı 0,05202198 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.