Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Tamir ve hapis hakkı

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 18-01-2008, 12:45   #1
avukat1980

 
Varsayılan Tamir ve hapis hakkı

Değerli meslektaşlarım tamirhane sahiplerinin hapis hakkına ilişkin yargıtay kararına ihtiyacım var.Yardımlarınız için şimdiden teşekkürler..
Old 18-01-2008, 14:20   #2
dsahutoglu

 
Varsayılan

arkadaşım malesef şu an elimde yargıtay kararı mevcut değildir ama araştıracam bulabilmem halinde muhakkak aktarırım sayfaya iyi çalışmalar diliyorum.
Old 19-08-2009, 12:44   #3
kapbana

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY
11.Hukuk Dairesi

Esas: 2007/2150
Karar: 2008/10250
Karar Tarihi: 19.09.2008

ÖZET: Hapis hakkının doğumu için, alacaklının zilyetliğinin borçlunun muvafakati ile kurulması, alacağın muaccel olması, alacaklının zilyetliğindeki taşınır veya kıymetli evrak ile alacak arasında doğal bir bağlantının olması gerekir. Nitelikleri itibariyle paraya çevrilmeye elverişli olmayan taşınırlar üzerinde ve alacaklının üstlendiği yükümlülükle veya borçlunun teslim sırasında ya da daha önce verdiği talimatla veya kamu düzeniyle bağdaşmayan hallerde hapis hakkı kullanılamaz. Alacaklı, şartları oluştuğunda hapsettiği şeylerin teslime bağlı rehin hükümleri uyarınca paraya çevrilmesini isteyebilir.

(4721 S. K. m. 950, 951, 952, 953) (6762 S. K. m. 336, 341, 346)

Dava: Taraflar arasında görülen davada İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi'nce verilen 30.04.2004 tarih ve 2003/603-2004/587 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi duruşmalı olarak davacı vekili tarafından istenmiş olmakla, duruşma için belirlenen 16.09.2008 gününde davalı avukatı P.B.K. gelip, davacı avukatının tebliğe rağmen gelmediği, temyiz dilekçesinin de süresinde verildiği anlaşıldıktan ve duruşmada hazır bulunan taraf avukatı dinlenildikten sonra, duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakılmıştı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi A.S. tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra, işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

Karar: Davacı vekili, müvekkilinin davalı bankanın merkez şubesinde bulunan iki ayrı hesabındaki paraların, bankanın açmış olduğu mali sorumluluk davası nedeniyle bloke konulduğu gerekçesiyle davalı tarafından ödenmediğini, oysa müvekkili hakkında açılan mali sorumluluk davasındaki ihtiyati tedbir talebinin mahkemece reddedildiği gibi, alacağın muaccel olmaması ve yargılamayı gerektirmesi nedeniyle MK'nun 950. maddesinin de şartlarının oluşmadığını, yine bu hesaplar üzerinde Bankalar Kanunu'nun 10/3. maddesinde zikredilen rehin ve/veya alacak temlikinin söz konusu olmadığını veya herhangi bir tedbir, haciz, ödemeye engel teşkil eden bir hal de bulunmadığını ileri sürerek, müvekkilinin davalı banka nezdinde bulunan hesaplarındaki (13.000.000.000). TL'nin faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili, davacının........Bank A.Ş. eski yönetim kurulu üyesi bulunduğu dönemde bankayı zarara uğrattığı gerekçesiyle, hakkında mali sorumluluk davası açıldığını, davacının bu dava kapsamındaki sorumluluğunun 383.214.265.000.000. TL ve 60.480.769 USD olduğunu, yargılaması halen devam eden dava nedeniyle MK'nun 950. maddesi gereğince hapis hakkı kullanılarak davacı hesaplarına bloke konulduğunu, söz konusu davaya konu edilen ve davalıların sorumlu tutulduğu zararın ........Bank A.Ş.'nın 09.07.2001 tarihli TMSF'ye devir bilançosunda tespit edilip, muaccel hale geldiğini ve dolayısıyla MK'nun 950. maddesinin gerekli kıldığı muacceliyet koşulunun hapis hakkı bakımından gerçekleştiğini belirterek, davanın reddini istemiştir.

Mahkemece, iddia, savunma ve dosyadaki kanıtlara nazaran, davalı banka tarafından davacının da aralarında bulunduğu bir takım şahıslar hakkında TTK'nun 336, 341 ve 346. maddelerine dayalı olarak sorumluluk davası açıldığı, MK'nun 950. maddesi uyarınca davalı bankanın davacının rızası ile elde ettiği zilyetliğini sürdürmesinde bir usulsüzlük bulunmadığı, bir an için alacağın muaccel olmadığını davacının ileri sürebileceği düşünülse bile, alacağın niteliği itibarıyla sorumluluk davası sonuçlanıncaya dek meblağın serbest bırakılmamasının yerinde olduğu, davacının yersiz ve haksız bir uygulama yapıldığı inancında ise talebini sürdürülen sorumluluk davasında ileri sürmesi gerektiği gerekçeleriyle, MK'nun 950. maddesi uyarınca davanın reddine karar verilmiştir.

Karar, davacı vekilince temyiz edilmiştir.

Dava, davalı banka nezdinde bulunan davacıya ait mevduat hesaplarına, TMK'nun 950'nci maddesi gereğince hapis hakkının kullanıldığı gerekçesiyle davalı tarafından bloke konulması üzerine hesaplardaki paranın ödenmesi istemiyle açılan tahsil davasıdır.

Davacı, aleyhine açılan sorumluluk davasında mahkemece tedbir isteminin rededildiğini, davalı bankanın talep ettiği alacağın muaccel olmadığını, TMK'nun 950'nci maddesinde gösterilen hapis hakkı koşullarının oluşmadığını ileri sürmüş; davalı banka ise alacağın muaccel olduğunu, hapis haklarını kullanarak paraya bloke koyduklarını savunmuştur. Taraflar arasındaki ihtilaf, TMK'nun 950'nci maddesindeki koşulların davalı yararına gerçekleşip gerçekleşmediği noktasındadır.

TMK'nun 950-953'üncü maddelerinde gösterilen hapis hakkının doğumu için, alacaklının zilyedliğinin borçlunun muvafakati ile kurulması, alacağın muaccel olması, alacaklının zilyedliğindeki taşınır veya kıymetli evrak ile alacak arasında doğal bir bağlantının olması gerekir. Nitelikleri itibariyle paraya çevrilmeye elverişli olmayan taşınırlar üzerinde ve alacaklının üstlendiği yükümlülükle veya borçlunun teslim sırasında ya da daha önce verdiği talimatla veya kamu düzeniyle bağdaşmayan hallerde hapis hakkı kullanılamaz. Alacaklı, şartları oluştuğunda hapsettiği şeylerin teslime bağlı rehin hükümleri uyarınca paraya çevrilmesini isteyebilir.

Mahkemece, gerçeğe aykırı bilanço düzenleyerek bankanın fona devrine sebebiyet verildiği ve gerçek sorumlular belirlenene dek davalının hapis hakkı kullanmasının TMK'nun 950'nci maddesine uygun bulunduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, yukarıda belirtilen koşullar gerekçeli kararda yeterince tartışılmamıştır. Bu durumda, hapis hakkının, para üzerinde kullanıldığı göz önüne alınıp, uyuşmazlığın bu çerçevede değerlendirilerek varılacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmek gerekirken anılan husus nazara alınmadan yazılı şekilde hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir.

Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 19.09.2008 tarihinde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
doğrudan gelir desteği,hapis hakkı Av.mdogan Meslektaşların Soruları 1 15-05-2007 20:04
Alacaklının MK gereğince hapis hakkı madlock Meslektaşların Soruları 1 18-03-2007 03:31
Vekalet Ücretinde Hapis Hakkı Av.Hüseyin Erdayandı Meslektaşların Soruları 9 23-12-2006 00:22


THS Sunucusu bu sayfayı 0,05520105 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.