Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Ücretsiz Bakılan Dava Nedeniyle Baroya Bildirim/ Makbuz Kesmek Gerekli Mi?

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 20-06-2007, 08:58   #1
av.utkan

 
Varsayılan Ücretsiz Bakılan Dava Nedeniyle Baroya Bildirim/ Makbuz Kesmek Gerekli Mi?

Avukatlık Kanununun 164. maddesi ücretisz olarak bakılacak davaların ilgili baroya bildirilmesi gerektiğinden bahsetmektedir.Ben büyükbabamın davasına ücretsiz olarak bakacağım. Bağlı bulunduğum baroya bunu bildirmek dışında herhangi bir şey yapmam ya da belge vermem gerekir mi ayrıca ücretsiz olarak baktığım bu davanın sonucunda makbuz kesmem gerekir mi? cevaplarınıza şimdiden teşekkür ederim
Old 20-06-2007, 13:07   #2
ISIL YILMAZ

 
Varsayılan

Sn.av.utkan,

Baroya bir dilekçe ile bilgi vermeniz yeterli olacaktır. Serbest meslek makbuzu kesmeniz de gerekmez, diye biliyorum. Çünkü makbuz, bir ücret karşılığıdır. Sizin olayınızda ise ücret yok.

Saygılar.
Old 20-06-2007, 13:21   #3
ayselari

 
Mutsuz

Karşı vekalet ücreti yoksa evet ; sayın Isıl Yılmaz'a katılıyorum.. Çünkü bunu bir çeşit feragat kabul edersek, müvekkilinizden alacağınız vekalet ücretinden vazgeçiyorsunuz.
Ancak karşı taraftan almanız gereken varsa ona makbuz gerekeceği konusunda hem fikiriz sanırım..
Ama aklıma birşey takıldı. Eğer bu bildirim makbuz kesilmediği için maliye ile sorun yaşamamak adına ise; bunu vergi dairesine de bildirmek gerekir mi?
Bilemedim.
Old 20-06-2007, 13:21   #4
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

1- Baroya yazılı bilgi vermek yeterlidir.

2- Makbuz kesme konusunda ben de Sayın Işıl Yılmaz gibi düşünüyorsam da Sayın Hakim Murat Aydın kitabında farklı düşünmektedir: " KDV.ne ilişkin Kanunun hizmet sayılan haller başlıklı 5.maddesine göre; "vergiye tabi bir hizletten, işletme sahibinin, işletme personelinin veya diğer şahısların karşılıksız yararlandırılması hizmetten sayılır". Aynı kanunun vergiyi doğuran olayın meydana gelmesini düzenleyen 10.maddesine de" mal teslimi veya hizmetin ifası halinde, malın teslimi veya hizmetin yapılması" anında KDV açısından vergiyi doğuran olayan meydana geleceği açıklanmıştır. Buna göre, avukatın ücretsiz dava alması durumunda, o dava ile ilgili olarak avukatlık asgari ücret tarifesinden ücret almış gibi KDV ödeme gereklidir. Ancak ücretsiz aldığı dava ile ilgili gelir vergisi ödemesi gerekli değildir." Avukatlık Ücreti-3.baskı 2006 S:41

Ayrıca, meslek konusunda gösterdiğiniz titizlik nedeniyle sizi tebrik ederim.

Saygılarımla
Old 20-06-2007, 13:44   #5
Kavaz

 
Varsayılan

Sayın Meslektaslarım;
Dava açılırken değilde, dava sonunda ücret alacağımız söz konusu olursa,bu durumda makbuzu da o zaman kesmemiz gerekecektir.Melesa; boşanma davası sonuclanınca,müvekkilim lehine hükmedilecek tazminat tutarı üzerinden vekalet ücreti alacağı söz konusu olursa,dava sonunda makbuz kesmek gerekir değil mi?
Old 21-06-2007, 11:25   #6
Av.Gülden Demet Gürcan

 
Varsayılan

Sayın Ergin'in de ifade ettiği üzere, KDV kanunu açısından makbuz kesmek şarttır.Hizmet ifasının başladığı anda makbuzun kesilmesi ve kdv.sinin ilgili dönemde ödenmesi gerekir.Ancak,Gelir Vergisi Kanununa göre durum farklıdır.Gelir Vergisinde serbest meslek sahipleri açısından makbuz kesme zamanı olarak tahsilat esası getirlmiştir.Bu nedenle ne zaman tahsilat yapılıyorsa o zaman makbuz kesilecek ve ilgili dönemde gelir vergisi ödenecektir.Bu durumda iki defa makbuz kesmek söz konusu olabilecektir.İlk kestiğiniz makbuzun uygun bir yerine makbuzun KDV kanunu açısından kesildiği ancak tahsilatın yapılmadığı ibaresi yazılmalı,serbest meslek defterine de sadece KDV.si yazılmalıdır.Tahsilatta kesilen makbuzun (KDV.sinin önceki makbuzla kesilip ödendiği uygun bir yerine yazılmak suretiyle,yani makbuzlar arasında irtibat sağlamak suretiyle )ise serbest meslek defterine sadece ücreti gelire yazılacak olup KDv.si önceden yazıldığından yazılmayacaktır.
Old 21-06-2007, 17:54   #7
Av. Ö.Erol Yavuz

 
Varsayılan

Sayın Av.Gülden Demet Gürcan, konu hepimiz için çok önemli, lütfen görüşünüzün dayanaklarını da belirtebilir misiniz ?

Saygılarımla.
Old 22-06-2007, 10:47   #8
Av.Gülden Demet Gürcan

 
Varsayılan

Aslında serbest meslek erbabı yönünden KDV ve GV kanunu açısından vergilendirme esaslarının farklı olması uygulamada da pek çok sorunu beraberinde getirmektedir.

Gelir Vergisi Kanununun 67.maddesi serbest meslek kazancının tespitinde bedelin TAHSİLİ esas alınmıştır.Yani gelir vergisinde vergi ancak tahsil ile doğmakta,makbuz kesme zorunluluğu da bu durumda ortaya çıkmaktadır.

Katma Değer Vergisi Kanununun 1 /1.maddesinde,serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetlerin vergi kapsamında olduğu düzenlenmiştir.10./a maddesinde ise hizmetin ifası ile verginin doğacağı ifade edilmiştir.Yani KDV açısından bedelin tahsil edilip edilmemesi hatta bedelin hiç olmaması dahi önemli değildir.Hizmetin ifasının başlaması ile vergi mükellefiyeti doğmaktadır.Kanunun 5.maddesinde karşılıksız yararlandırmaların da hizmet ifası sayılması nedeniyle bu gibi durumlarda da KDV.nin doğacağı ortadadır.Yine kanunun 27.maddesinde bedeli bulunmayan işlemlerde emsal bedelin vergiye esas alınacağı düzenlenmiştir.Emsal bedel ise serbest meslek faaliyetinde 27/5.maddeye göre tarife gereğince belirlenen ücretlerdir.Kanunun 20/4.maddesinde tarifeye göre fiyatı tespit edilen işlerde tarifenin KDV dahil edilerek tespit olunacağı verginin ayrıca müşteriye intikal ettirilemeyeceği düzenlenmiştir.Bu yüzden de geçmiş yıllarda AAÜT de KDV.nin ayrıca alınacağı düzenlenmiş ancak bu madde Danıştay tarfından tarifenin kanuna(KDVK.na) aykırı olamayacağı sebebiyle iptal edilmiştir.
Old 22-06-2007, 11:02   #9
Av.Gülden Demet Gürcan

 
Varsayılan

Görüldüğü gibi Gelir Vergisi Kanunu açısından vergiyi doğuran olay olan gelirin elde edilmesi tahsilat şartına bağlanmışken,KDV kanununda vergiyi doğuran olay hizmetin yapılmasına bağlanmıştır.Gelir vergisinde TAHSİL,KDV de ise TAHAKKUK esası geçerlidir.

Uygulamada bedel tahsil edilmemiş ancak hizmet başlamış ise makbuz kesme açısından iki görüş savunulmaktadır.Birincisi benim dünkü yazımda bahsettiğim şekilde olup diğeri ise hiç makbuz kesilmeden yapılan hizmete ilişkin bedele ait KDV'yi kanuni defterlerde hesaplanıp gösterilmesi ve tahakkuk ettirerek ilgili dönemde verilecek KDV beyannamesinde beyana konu edilmesi ve doğan verginin ödenmesi gerektiği şekilindedir.Bedelin tahsilinde de makbuzun kesilerek gelir vergisinin de iligili dönemde ödenmesidir. Uygulamada daha çok ikinci şekilde yapıldığını ifade etmemde de fayda var sanırım.Ancak, ister birinci şekilde ister ikinci şekilde olsun devletin bir vergi kaybı olmayacağından dolayı her ikisinin de bir sakınca doğurmayacağı kanısındayım.
Old 22-06-2007, 12:50   #10
irfan AYDIN

 
Varsayılan Olayda KDV oluşmaz

Sevgili Dostlar,
Vergilemede esas olan vergiye tabi olayın gerçek mahiyetidir.
Tartışılan olayda,avukat tarafaından yapılan hizmet avukata bir katma değer yaratmamaktadır.
Avukattan tahsil etmediği bir vergiyi ödemesini istemek hakkaniyet ilkeleriyle bağdaşmaz.Diğer taraftan KDV dolaylı bir vergidir.Yani bu verginin(KDV) mükellefi hizmeti yapan(avukat) değil, hizmeti alandır.Avukat,katma değer verginin vergi dairesine ödenmesine aracılık eden yani verginin ödenmesinden sorumlu olan kişidir. Avukatın ne işin başında ne de sonunda vekil edeninden ücret ve kdv tahsil etmeyeceği kabul edildiği takdirde avukattan Serbet meslek makbuzu düzenlemesi ve KDV ödemesi de istenemez.Bu benim düşüncemdir. Saygılarımla.
Old 22-06-2007, 13:21   #11
Av.Gülden Demet Gürcan

 
Varsayılan

Aslında olması gereken Sayın Aydın'ın da ifade ettiği üzere serbest meslek erbabı yönünden gelir vergisi kanunu ile KDV kanunu arasında vergiyi doğuran olay açısından bir paralelik sağlamaktır.Bu konuda yapılacak yeni bir yasal düzenleme ile bütün sorun çözülecektir.Ancak,yeni bir yasal düzenleme getirilmedikçe önceki yazdıklarım doğrultusunda düşünmek ve hareket etmek şarttır.Yoksa,vergi ziyaıına sebebiyet vermiş olmak istemeyiz.Tabiki avukatın tahsil etmediği bir paranın vergisini ödemek hakkaniyetle bağdaşmaz.Bunun anayasaya aykırılığı dahi ileri sürülebilir.Ancak,kanuni düzenleme hizmetin ifası ile KDV.nin doğacağını söylüyorsa bu konuda yeni bir düzenleme çıkıncaya kadar buna uymak zorundayız.Avukat KDV.yi vergi dairesine ödemekle sorumlu olan kişidir.Kanun hizmetin ifası ile bu verginin doğduğunu ve sorumlu olarak da hizmeti ifa edenin(avukatın) ödeyeceğini ifade etmiştir.Bedelin alınıp alınmamış olması veya hiç bedel olmaması dahi bunu değiştirmeyecektir.Ne yapalım kanun böyle düzenlemiş.Keşke her şey istediğimiz gibi olsa.
Old 22-06-2007, 17:15   #12
Av. Ö.Erol Yavuz

 
Varsayılan

Sayın Av.Gülden Demet Gürcan,

Alıntı:
Yazan Av.Gülden Demet Gürcan
Hizmet ifasının başladığı anda makbuzun kesilmesi ve kdv.sinin ilgili dönemde ödenmesi gerekir.

görüşünüze katılmadığımı ifade etmek isterim.

Danıştay Vergi Dava Daireleri Genel Kurulu'nun 22.11.1996 tarih 1996/102 E., 1996/400 K. sayılı kararı uyarınca, serbest meslek faaliyeti çerçevesindeki Katma Değer Vergisi, gerekli ödemenin kısmen veya tamamen yerine getirilmesi ile doğmakta iken;

Danıştay Vergi Dava Daireleri Genel Kurulu'nun 14.04.2006 tarih 2006/19 E., 2006/92 K. sayılı, sizin de özellikle vurguladığınız gibi, Gelir Vergisi Kanunu ile fark yaratan kararı uyarınca, katma değer vergisi açısından vergiyi doğuran olay malın teslimi veya hizmetin yapılması anında meydana gelmekte olup, ticari, sınai, zırai veya serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan teslim veya hizmetler yönünden farklı bir düzenlemeye yer verilmediği belirtilmektedir. Ayrıca serbest meslek kazancının tespitinde, gelir vergisi açısından tahsilat esasının getirilmiş olmasının da belirtilen hukuki durumu değiştirmeyeceği özellikle vurgulanmıştır.

Öncelikle ifade etmek gerekir ki, Genel Kurulun karar verdiği hadise, serbest meslek faaliyeti kapsamındaki, Serbest Muhasebecilik ile ilgili olup, avukatlık ücreti tartışılmamıştır.

Doğal olarak, avukatlık ücreti ile ilgili özel düzenlemelerin gözönünde bulundurulması gerekir.

1) Yürürlükteki Türkiye Barolar Birliği Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 5 inci maddesine göre, hangi aşamada olursa olsun dava ve icra takibini kabul eden avukat tarife hükümleri ile belirlenen ücretin tamamına hak kazanırsa da tarife ve yasada avukatlık ücretinin peşin ödeneceğine ilişkin bir düzenleme yoktur. ( Hepimizin en büyük sıkıntısı )

2) Bilakis Avukatlık ücreti, tarifenin 2 inci maddesi uyarınca kesin hüküm elde edilinceye kadar olan dava, iş ve işlemlerin karşılığıdır. Avukat tarafından takip edilen dava veya işle ilgili olarak, düzenlenen dilekçe ve yapılan diğer işlemler ayrı ücret gerektirmez. Bu sebeplerle, KDV kanununun 10c maddesinde belirtildiği şekilde, avukatlık hizmetinin bölünmesi ya da kısım kısım icrası mümkün değildir.

3) Son olarak, tarifenin 20 inci maddesi uyarınca, avukatlık ücretinin takdirinde hukuki yardımın tamamlandığı veya dava sonunda hüküm verildiği tarihte yürürlükte bulunan tarife esas alınacağından “hizmetin ifasının başladığı anda” ücret belirli olmadığından makbuz kesmek mümkün değildir.

4) Kaldı ki gerek KDV kanunu, gerekse Danıştay Vergi Dava Daireleri Genel Kurulu hiçbir biçimde hizmetin başladığı anı kastetmemektedir.

Soruda ücretsiz iş yapılacağı belirtildiğinden, doğabilecek vergi olan Katma Değer Vergisi yönünden vergiyi doğuran olay, en erken dava sonunda gerçekleşmelidir.

Saygılarımla.
Old 22-06-2007, 20:10   #13
irfan AYDIN

 
Varsayılan Olyda Ücret Tahakkuk etmemektedir.

Sevgili Dostlar,
Demekki dikkatten kaçabilyor.
Gelirin elde edilmesi(verginin doğması) yöntemlerin biri tahakkuk esası (Serbest meslek kazaçlarının KDV de olduğu gibi) ise diğeri de tahsilat esasıdır.Örneğin Serbest meslek kazançlarında Gelir vergisinin doğması tahsilatla mümkündür.Ücretsiz iş yapılmasında(Bu duruma yasanın cevaz vermesi gerekir.) gelir ne zaman oğmaktadır.Gelir ya da ücretin tahakkuku söz konusumudur? Olaya doğru teşhis koyabilmek için bu soruyu cevaplandırmak gerekmektedir.
Bilindiği gibi tartışılan olayda, avukatın ücret tahsil etmesi bahis konusu olmadığı gibi ayrıca hiç bir şekilde avukat adına ücret tahakkuku da söz konusu olmayacaktır.
Dolaysıyla tartışılan konuda vergiyi doğuran olay meydana gelmemektedir.
Danıştay Vergi Dava Daireleri Genel Kurulunun kararının 2006/19 esas sayılı kararının olayla ilgisi bulunmamaktadır.Saygılarımla.
Old 22-06-2007, 22:53   #14
Av. Ö.Erol Yavuz

 
Varsayılan Olayda ücret tahakkuku yoktur, hizmet teslimi vardır.

Olayda, Katma Değer Vergisini doğuran “hizmetin yapılmasıdır.”

3065 Sayılı yasanın 1 inci maddesi uyarınca, Türkiye'de serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetler Katma Değer Vergisi'ne tabidir. Sayın Ergin'in daha önce belirttiği gibi aynı yasanın 5 inci maddesi uyarınca, vergiye tabi bir hizmetten işletme sahibinin, işletme personelinin veya diğer şahısların karşılıksız yararlandırılması hizmet sayılır.

Maalesef, ücretin hiç tahakkuk etmiyor olması bu düzenlemeler nedeniyle etkili bir faktör olarak değerlendirilememektedir.

Kanımca, Danıştay Vergi Dava Daireleri Genel Kurulu'nun 2006/19 esas sayılı kararının olayla ilgisi serbest meslek kapsamındaki Katma Değer Vergisi'nin Gelir vergisi gibi tahsilat ile doğmasına ilişkin kurulun önceki (1996 tarihli) kararını ortadan kaldırmasıdır.

Saygılarımla.
Old 23-06-2007, 20:49   #15
irfan AYDIN

 
Varsayılan Olayda Hizmet Teslimi Var . Ama Matrah Yok.

Bilindiği Üzere Vergi; matrahla nisbetin çarpılması suretiyle hesaplanır. KDV de matrah ise,kendisine hizmet edilenin hizmet sunana ödediği yada borçlandığı bedeldir.Bu olayda ne ödenen ve ne de borçlanılanan bir bedel söz konusudur. Bu olayda ücret söz konusu olmadığı için emsal bedeli uygulamasından da söz edilemez.
Yani olayda KDV matrahı oluşmamıştır.
Matrahla ilgili madde metni aynen aşağağıdaki gibidir.
Saygılarımla.

TESLİM VE HİZMET İŞLEMLERİNDE MATRAH:

Madde 20 - 1. Teslim ve hizmet işlemlerinde matrah, bu işlemlerin karşılığını teşkil eden bedeldir.

2. Bedel deyimi, malı teslim alan veya kendisine hizmet yapılan veyahut bunlar adına hareket edenlerden bu işlemler karşılığında her ne suretle olursa olsun alınan veya bunlarca borçlanılan para, mal ve diğer

suretlerde sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaat, hizmet ve değerler toplamını ifade eder.

3. (Mülga bent: 22/07/1998 - 4369/82 md.)

4. Belli bir tarifeye göre fiyatı tespit edilen işler ile bedelin biletle tahsil edildiği hallerde tarife ve bilet bedeli Katma Değer Vergisi dahil edilerek tespit olunur ve vergi müşteriye ayrıca intikal ettirilmez
Old 24-06-2007, 00:16   #16
Av. Ö.Erol Yavuz

 
Varsayılan matrah işlemin mahiyetine göre emsal bedeli veya emsal ücretidir.

Sayın Aydın'ın meslek ve avukatlık ücreti adına değerli katkıları hakikaten övgüye değer, olası bir ihtilafta Sayın Aydın'ın haklı çıkması dileğiyle, karşı görüşümü sunuyorum.

Katma Değer Vergisi'nde matrah,
Alıntı:
Yazan irfan AYDIN
kendisine hizmet edilenin hizmet sunana ödediği ya da borçlandığı bedel
olmayıp, yasal tanımıyla, işlemin karşılığını teşkil eden bedeldir. (3065 S.K m.20/1)

Ödeme ya da borçlanma çoğu zaman söz konusu ise de mutlaka olması şart değildir. Serbest meslek faaliyeti kapsamında, şahısların karşılıksız yararlandırılmasında ( 3065 S.K m.1,5 ) ücret bulunmadığından, 3065 sayılı yasanın 27 inci maddesine göre matrah, mahiyetine göre emsal bedel veya emsal ücrettir.

Bu sebeple,
Alıntı:
Yazan irfan AYDIN
ücret söz konusu olmadığı için emsal bedel uygulanamaz
görüşüne katılamıyorum.

Kaldı ki “ Serbest meslek faaliyetleri için ilgili meslek teşekküllerince tespit edilmiş bir tarife varsa, ( ki olayda mevcuttur.) hizmetin bedeli, bu tarifede gösterilen ücretten düşük olamaz düzenlemesi, emsal bedel / emsal ücret uygulamasının olası tereddütlerini de gidermektedir.

3065 Sayılı Yasanın 27 inci maddesi aşağıdadır.

EMSAL BEDELİ VE EMSAL ÜCRETİ:

Madde 27 - 1. Bedeli bulunmayan veya bilinmeyen işlemler ile bedelin mal, menfaat, hizmet gibi paradan başka değerler olması halinde matrah işlemin mahiyetine göre emsal bedeli veya emsal ücretidir.

2. Bedelin emsal bedeline veya emsal ücretine göre açık bir şekilde düşük olduğu ve bu düşüklüğün mükellefçe haklı bir sebeple açıklanamadığı hallerde de, matrah olarak emsal bedeli veya emsal ücreti esas alınır.

3. Emsal bedeli ve emsal ücreti Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre tespit olunur.

4. Katma değer vergisi uygulaması bakımından emsal bedelin tayininde genel idare giderleri ve genel giderlerden mamule düşen hissenin bedele katılması mecburidir.

5. Serbest meslek faaliyetleri için ilgili meslek teşekküllerince tespit edilmiş bir tarife varsa, hizmetin bedeli, bu tarifede gösterilen ücretten düşük olamaz.

Saygılarımla.
Old 25-06-2007, 15:13   #17
Av.Gülden Demet Gürcan

 
Varsayılan

Önceki yazdıklarıma ek olarak şunu söyleyeyim :Bedelsiz bir iş alındığında hizmetin başlaması ile KDV mükellefiyeti doğacaktır.İş bedelsiz olduğundan emsal ücret(tarifede belirlenen ücret) esas alınarak KDV tahakkuk edecektir.Ancak,diğer taraftan gelir vergisi yönünden iş bedelsiz olduğundan yani hiçbir zaman tahsilat olmadığından gelir vergisi mükellefiyeti doğmayacaktır.
KDV kanunu açısından hizmetin başlaması ile mükellefiyet doğduğundan o tarihte yürürlükte olan tarife esas alınarak KDV tahakkuk ettirilecektir.Avukatlık ücretine dava sonunda yürürlükte olan tarife gereğince hükmedilmesi sadece yargılama giderlerine dahil avukatlık ücreti için söz konusu olup bu ücret için dahi karşı tarafa ayrıca makbuz kesilerek o tarihte KDV.sinin ödenmesi zorunludur(Maliye Bakanlığının görüşü bu yöndedir) .Kaldı ki,karşı taraftan tahsil edilen avukatlık ücreti kanunen tahsil edilen yargılama giderlerine dahil bir unsurdur. Oysa ki, olayda kendi müvekkilimizle olan hizmet ilişkisinden bahsedilmekte,bu konudaki KDV tahakkukundan bahsedilmektedir.Bu durumda bedelsiz bir iş de olsa (hizmetin ifası ile vergi mükellefiyeti doğacağından) dava sonundaki tarifenin esas alınarak Kdv mükellefiyetinin o zaman doğduğunu söylemek ne KDV kanununa ne de Danıştay'ın kararına uygun düşer.
Old 26-06-2007, 19:15   #18
Av. Ö.Erol Yavuz

 
Varsayılan vergiyi doğuran olayın meydana gelmesi zamanı

Sayın Av.Gülden Demet Gürcan'ın cevabından, serbest meslek faaliyeti ile şahısların karşılıksız yararlandırılmasında “vergiyi doğuran olayın meydana gelme zamanı konusunda” görüş ayrılığımızın devam ettiği anlaşılmaktadır.

Yöneltilen eleştirileri sırasıyla cevaplamaya çalışayım.

1)
Alıntı:
Yazan Av.Gülden Demet Gürcan
Avukatlık ücretine dava sonunda yürürlükte olan tarife gereğince hükmedilmesi sadece yargılama giderlerine dahil avukatlık ücreti için söz konusudur.

Değildir. Zira, yürürlükteki Türkiye Barolar Birliği Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin 1 inci maddesine göre, avukatlık ücretinin kanun gereği karşı tarafa yükletilmesi gereken durumlarının yanısıra, “Bütün hukuki yardımlarda, avukat ile iş sahipleri arasında geçerli ücret sözleşmesi yapılmamış olan durumlarda da” tarife hükümlerinin uygulanacağı belirtilmektedir. Tarifede bedelli ya da bedelsiz iş ayrımı da yapılmamıştır.

2) Karşı vekalet ücreti konumuz dışı olup, hiçbir şekilde değerlendirilmemiştir. Avukatlık asgari ücret tarifesine değinmemiz asıl emsal ücret dolayısıyladır. ( 3065 S.K m.27/5 )

3)
Alıntı:
Yazan Av.Gülden Demet Gürcan
Bedelsiz iş alındığında hizmetin başlaması ile KDV mükellefiyeti doğacaktır.

Sayın Av.Gülden Demet Gürcan, kanımca bu noktada yasal tanımdan ayrılmaktadır. Yorum yoluyla, hizmetin başlaması ile makbuz kesilmesini, üstelik hizmetin başlaması anındaki tarifeye göre makbuz kesilmesini önermektedir.

Konuyla ilgili, 3065 Sayılı yasanın 10 uncu maddesinin (a) bendi aşağıya alınmıştır.

VERGİYİ DOĞURAN OLAYIN MEYDANA GELMESİ:
Madde 10 - Vergiyi Doğuran Olay:
a) Mal teslimi ve hizmet ifası hallerinde, malın teslimi veya hizmetin yapılması,
.................................................. .................................................. ........................
Anında meydana gelir.

Görüldüğü gibi “KDV mükellefiyeti” yerine “vergiyi doğuran olay” hizmetin yapılması anında meydana gelmektedir. “Hizmetin başlaması anı” ise yasal tanımda yoktur.

Hizmetin yapılması anı ne zamandır ? Ben, bu maddeden hizmetin tamamlandığı anı anlıyorum. Hizmet yapılmadıkça, tamamlanmadıkça vergisinin doğabileceğine ihtimal vermiyorum.

Yaptığım araştırmada, doğrudan doğruya avukatlık ücreti ile ilgili bir Danıştay kararı ya da muktezaya rastlamadıysam da hizmet teslimi ile ilgili Maliye Bakanlığı, İstanbul Defterdarlığı, Katma Değer Vergisi Gelir Müdürlüğü'nün 30.10.2001 tarih ve KDV.MUK.B.07.4.DEF.0.34.18.10.5182 sayılı Otel işletmeciliğinde faturanın ne zaman düzenleneceğine dair muktezasında, konuyla ilgili şöyle bir görüş yer almaktadır.

“Otelcilik hizmetlerinde hizmet, müşterinin otele yerleşmesiyle başlar, otelde kaldığı sürece devam eder ve müşterinin otelden ayrılması ile sona erer. Dolayısıyla katma değer vergisini doğuran olay hizmetin tamamlanması olduğuna göre otelcilik hizmetinde de katma değer vergisi müşterinin oteli terk ettiği tarih itibariyle doğmaktadır. “

Kaldı ki, davanın başında yürütülen davayla ilgili, emsal alınabilecek bir tarife yoktur. Tabii ki davanın başında da yürürlükte olan bir Avukatlık Ücret tarifesi vardır. Ancak Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin 20 inci maddesi açısından o anda yürülükte olan tarife “uygulanacak tarife” değildir. Ugulanacak tarife, daha önce de belirttiği gibi “hukuki yardımın tamamlandığı veya dava sonunda hüküm verildiği tarihte yürürlükte olan tarifedir.”

Saygılarımla.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Boşanmada 3 yıllık fiili ayrılık süresinden sonra açılması gerekli dava? advokat34 Meslektaşların Soruları 4 14-03-2007 23:28
uçak şirketini ücretsiz otopark vaadi nedeniyle şikayet av.mansur Meslektaşların Soruları 2 26-01-2007 17:35
Asgari Tarifeden Makbuz Kesme Yükümlülüğü Av.Rıdvan Ergün Meslektaşların Soruları 2 16-05-2006 06:52
Mükerrer Makbuz ömer tunçsel nernekl Hukuk Soruları Arşivi 1 04-03-2002 21:44
Vefat Nedeniyle Yarim Kalan Dava fatma Hukuk Soruları Arşivi 4 27-02-2002 15:57


THS Sunucusu bu sayfayı 0,17200708 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.