765 SY Kanun ve Dava Zamanaşımı Sorunu

Sanık hakkında iki ayrı fiilden dolayı toplamda yaklaşık 1 sene hapis cezası verilmiştir. Söz konusu fiiller 2000 yılı içerinde işlenmiştir. Bu fiiller için mahkemece Eski TCK (765 sy) 'nın 493. maddesi uygulanmıştır. 2000 yılında işlenen bu fiiller için verilen karar 2005 yılında Yargıtayca bozulmuştur. Mahkemede yeniden yapılan yargılama sonunda 2006 yılında (Eski TCK lehe olduğu iddiası ile) yine 765 sy kanun m.493'ten hapsen tazyike karar verilmiş ve bu karar 2011 yılında kesinleşmiştir.

Bu durumda dava zamanaşımı iddiamız haklı olabilir mi? Emsal kararlara ve meslektaşlarımızın düşüncelerine ihtiyacımız var.

Şimdiden teşekkürler...

Sayın Aydinho,
Zannedersem sorunuz yeterince açık olmamış.
Zamanaşımı konusunda 765 sayılı TCK sanık lehine olduğundan bu kanuna göre bir sonuca varmak gerekecektir.
Bir kere cezanın hangi suç nedeniyle verildiğinden bahsetmemişsiniz. Zira zamanaşımı süreleri cezaların üst sınırı dikkate alınarak hesaplanır.
Ayrıca olayınızın dava zamanaşımı değil ceza zamanaşımı yönünden ele alınmasının daha uygun olacağını düşünüyorum. Dava zamanaşımı süreleri kesilmiştir.
Kolay gelsin.

ceza davasının kesinleşmesinden bir yıl sonraya kadar dava açılabilir.

Alıntı: Yazan egemen48 ceza davasının kesinleşmesinden bir yıl sonraya kadar dava açılabilir.

Hangi davanın açılmasından bahsettiğinizi anlayamadım.

Meslektaşlarım,
Söz konusu sanık nitelikli hırsızlık fiilinden dolayı ceza almıştır. Eski TCK'ya göre zamanaşımı 10 senedir. Kesinleşme tarihi 2011 olup fiilin 2000 yılında işlendiği anlaşılmaktadır.

Zamanaşımını kesen sebeplerin neler olduğunu ve varsa diğer düşüncelerinizi öğrenebilir miyim?

Bir suçtan ötürü yasada gösterilen süreler içerisinde dava açılmamış veya açılan dava sona erdirilmemişse dava zamanaşımı sözkonusu olur.
Zaman aşımının kesilmesi konusunda,
765 s. TCK m. 104 :
“Hukuku amme dâvasının müruru zamanı, mahkûmiyet hükmü, yakalama, tevkif, celb veya ihzar müzekkereleri, adlî makamlar huzurunda maznunun sorguya çekilmesi, maznun hakkında son tahkikatın açılmasına dair olan karar veya C. Müddeiumumîsi tarafından mahkemeye yazılan iddianame ile kesilir.
Bu halde müruru zaman, kesilme gününden itibaren yeniden işlemeğe başlar. Eğer müruru zamanı kesen muameleler müteaddid ise müruru zaman bunların en sonuncusundan itibaren tekrar işlemeğe başlar. Ancak bu sebepler müruru zaman müddetini 102 nci madde de ayrı ayrı muayyen olan müddetlerin yarısının ilavesiyle baliğ olacağı müddetten fazla uzatamaz.”

Sizin olayınızda dava zaman aşımının kesildiği kanaatindeyim.