İşçinin prim alacağı iddiası

Öncelikle okuyan herkese merhabalar..

Bir işçi iş akdini, ücretlerinin ve primlerinin ödenmemesi nedeni ile iihtarname çekerek feshetmesi üzerine işçi vekili ile sulh ve ibra sözleşmesi imzalanıyor. İşbu sözleşmenin içeriğinin aynı sebeplerle ayrılan başka bir işçinin açtığı iş davasında delil olarak kullanılması mümkün mü?

Sözleşmenin nisbiliği ilkesi gereğince sözleşmeden doğan hüküm ve sonuçlar sözleşmenin taraflarını ilgilendirir. Dolayısıyla kulanılamaması gerektiğini düşünüyorum.

Sayın Hamuş,
Konuyu biraz açmanızı öneririm. Sayın Hocamın, belirttiği gibi her ne kadar sözleşme sadece tarafları bağlarsa da eşit işe eşit ücret uygulaması nedeniyle, asgari ücretten daha yüksek bir ücretle çalışıldığı iddiası varsa ve belirtilen sözleşmenin tarafı olan işçi ile aynı nitelikte ve aynı işleri yapan diğer işçinin ücret iddiası karşısında delil olarak kullanılabilir. Örneğin bordrolarda hernekadar asgari ücretle iş yapıldığı gösteriliyorsa da işçinin aylık ücretinin asgari ücretten fazla olduğu iddiasına dayanak oluşturabilir bence. Ancak konuyu biraz açmanızda fayda var diye düşünüyorum...Kolay gelsin...

Öncelikle teşekkür ederim ilgilendiğiniz için! Konu biraz ayrıntılı ancak özetlemek gerekirse;

İşveren bir işçisinin alacakları ile ilgili bir sözleşme imzalıyor. İşbu sözleşmede işçinin ihtarname ile talep ettiği tüm alacak kalemlerin toplamından ibra edilmek üzere anlaşılıyor. İbra sözleşmesinin içeriğinde de kıdem tazminatı, ücret, yıllık izin ücreti, prim alacağı gibi aslında alacağı olmayan bir çok kalemdende işçinin ibrası alınıyor.

Bir başka işçi ise işbu ibra sözleşmesindeki ibarelerden yola çıkarak işyerinde uygulanmadığı halde prim uygulaması olduğuna delil teşkil etsin diye sözleşmeyi mahkemeye sunuyor.

Bu durumda bir başka işçi ile yapılan sözleşmenin içeriğinde geçmesi nedeni ile işyerinde prim uygulaması olduğu sonucuna varılır mı?

Ayrıca aynı olaya ilişkin olarak şunu soruma eklemek istiyorum. Yargıtay, işçinin alacağının olmadığı iddia edilmesi halinde o alacak kalemi için ibraname verildiğini dosya kapsamında görürse ibranameyi o alacaklar bakımından makbuz kabul etmektedir.
Peki Sulh ve ibra sözleşmesi içinde durum aynı mıdır? Yani işveren bu alacağın aslında olmadığı halde işçinin ileride doğabilecek taleplerine karşı önlem olarak kendisini korumak amacıyla yazdığını bir başka işçinin davasında dile getirse, ibra sözleşmesine taraf olan işçi, yargıtay'ın bu kararlarından yola çıkarak; ibra sözleşmesinin makbuz hükmünde kabul edilmesini ve söz konusu alacaklarını davaya konu edebilir mi?

Sayın akoguz'a katılıyorum. Sizin açınızdan, son mesajınızda belirttiğiniz türden savunmanın dinlenmeyeceğini düşünüyorum. Diğer taraftan, ibralaştığınız işçinin sizin bu beyanınız üzerine prim alacağı için dava açması mümkündür. Sanırım en uygun savunma, o işçi primle çalışıyordu, bu işçi böyle çalışmıyordu şekline olabilir.

Sayın Hamuş,
Bildiğiniz gibi, işveren iş akti feshedilen işçi ile genelde bu tür ibranameler imzalatmak suretiyle kendini korumaya çalışmaktadır. Ancak ibranamelerde mutlak surette işçinin tüm alacakları kalem kalem yazılmalı ve açık olmalıdır. Eğer, işçinin tam alacaklarını göstermiyorsa iş davalarında bu tür ibranameler makbuz olarak kabul edilir ve zayıf durumda olan işçi lehine yorum yapılır. Yargıtay'ın bu yönde çok sayıda kararı var. Kolay gelsin...