Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

GÜvence Hesabi

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 14-04-2010, 13:35   #1
Mefkure

 
Varsayılan GÜvence Hesabi

Merhabalar.Bir konuda yardımınıza ihtiyacım var.Müvekkilin murisleri trafikte tescil kaydı olmayan iş makinasından düşerek ölüyor .Bu durumda müvekkilllerim iş makinası tescilsiz olsa dahi güvence hesabından faydalanabilrler mi? Bu konuda elinde yargıtay kararı olan meslektaşlarım gönderirlese çok sevinirim.Herkese iyi günler....
Old 14-04-2010, 18:00   #2
M.SERDAR DEMİRTAŞ

 
Varsayılan

GÜVENCE HESABI YÖNETMELİĞİ
Güvence Hesabı Yönetmeliği
Başbakanlık (Hazine Müsteşarlığı)'tan
Resmi Gazete Tarihi : 26/07/2007
Resmi Gazete Sayısı : 26594
BİRİNCİ BÖLÜM: Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar
Amaç ve kapsam
Madde 1 - (1) Bu Yönetmeliğin amacı; 3/6/2007 tarihli ve 5684 sayılı Sigortacılık Kanununun 14 üncü maddesi ile oluşturulan Güvence Hesabının kuruluşuna, işleyişine, fon varlıklarının nemalandırılmasına, Hesaptan yapılacak ödemelere, gerek ilgililere gerekse Türkiye Motorlu Taşıt Bürosuna yapılacak rücûlara, aynı Kanunun 24 üncü maddesi uyarınca oluşturulacak bilgi merkezine ve Komisyona yapılacak katkı payı ve diğer harcamalara ilişkin esasları düzenlemektir.
Dayanak
Madde 2 - (1) Bu Yönetmelik, 5684 sayılı Sigortacılık Kanununun 14 üncü maddesine dayanılarak hazırlanmıştır.
Tanımlar
Madde 3 - (1) Bu Yönetmelikte geçen;
a) Bilgi Merkezi: Birlik tarafından 5684 sayılı Sigortacılık Kanununun 24 üncü maddesi uyarınca oluşturulan Merkezi,
b) Birlik: Türkiye Sigorta ve Reasürans Şirketleri Birliğini,
c) Büro: Türkiye Motorlu Taşıt Bürosunu,
ç) Hak Sahibi: Zorunlu sigortalar ve Yeşil Kart Sigortası kapsamına giren rizikoların gerçekleşmesi sonucunda maddi veya bedensel zarara uğrayan kişileri,
d) Hesap: Güvence Hesabını,
e) Kanun: 5684 sayılı Sigortacılık Kanununu,
f) Komisyon: Sigorta Tahkim Komisyonunu,
g) Müsteşarlık: Hazine Müsteşarlığını,
ğ) Sorumlu: Zorunlu sigortalar ve Yeşil Kart Sigortaları kapsamına giren rizikoların gerçekleşmesinde sorumluluğu tespit edilen kişiler veya anılan rizikolardan sorumlu tutulan kişileri,
h) Tazminat: Zorunlu sigortalar ve Yeşil Kart Sigortası kapsamında verilen teminatların karşılanması için yapılan parasal ödemeyi,
ı) Yeşil Kart Sigortası: Motorlu araçların Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasına dair Avrupa Sözleşmesi uyarınca düzenlenen sigortayı,
i) Yönetim Komitesi: Hesabı yöneten komiteyi,
j) (Değişik bend: 19/06/2009 - 27263 S.R.G Yön\1.mad) Yükümlü Sigorta Şirketi: Hesap kapsamında teminat sağlanan zarar veya talepler için zorunlu veya isteğe bağlı olarak sigorta teminatı sağlayan sigorta şirketini,
k) Zorunlu Sigortalar: Kanunun 14 üncü maddesinde kapsanan sigortaları
ifade eder.
İKİNCİ BÖLÜM: Hesap Yönetimi ve Denetimi
Hesap yönetim komitesi
Madde 4 - (1) Bu Yönetmelikte belirtilen görevleri yerine getirmek üzere Birlik bünyesinde tüzel kişiliği haiz Hesap kurulmuştur.
(2) Hesap, Yönetim Komitesi tarafından yönetilir ve Yönetim Komitesi Hesapla ilgili iş ve işlemlerden sorumludur.
(3) Yönetim Komitesi aşağıda belirlenen şekilde beş üyeden oluşur.
a) Yönetim Komitesi Başkanı : Birlik başkanı,
b) Yönetim Komitesi Başkan Yardımcısı : Birlik genel sekreteri,
c) Yönetim Komitesi Üyesi: Birinci derecede imza yetkisini haiz Birlik çalışanları arasından, Birlik Başkanı tarafından belirlenecek bir temsilci,
ç) Yönetim Komitesi Üyesi : Müsteşarlıkça belirlenecek bir temsilci,
d)Yönetim Komitesi Üyesi : Hesap müdürü.
(4) Hesabı, Yönetim Komitesi başkanı temsil eder. Başkan gerektiğinde sahip olduğu temsil ve ilzam yetkilerinin tamamını veya bir kısmını Yönetim Komitesi başkan yardımcısına devredebilir.
(5) Yönetim Komitesi başkan ve üyeleri ile Hesap müdürünün görevlerinden ayrılmaları halinde, Yönetim Komitesi üyelikleri, ayrılış tarihi itibariyle sona erer.
(6) Yönetim Komitesi üyelerine, bu görevlerinden dolayı herhangi bir ödemede bulunulmaz.
(7) Yönetim Komitesi, yılda dört defadan az olmamak üzere gerekli görülen hallerde toplanır. Toplantı daveti başkan veya en az üç üyenin talebi ile yapılır. Toplantı için Yönetim Komitesi üye tam sayısının yarıdan bir fazlasının hazır bulunması şarttır. Kararlar hazır bulunanların çoğunluğu ile alınır. Oyların eşitliği halinde, başkanın oy kullandığı taraf çoğunluğu sağlamış olur.
Hesap yönetim komitesinin görevleri
Madde 5 - (1) Hesabın işleyişi ile ilgili olarak Yönetim Komitesi aşağıda belirtilen görevleri yerine getirir:
a) Bilgi ve belgeleri, ilgili mevzuat ve sigortacılık teamüllerine uygun olarak inceleyerek, Hesaba yapılan başvuruları en kısa sürede ve kaynaklar çerçevesinde değerlendirip sonuçlandırılmasını sağlamak,
b) Hesabın gelir ve giderleriyle ilgili belgelerin usulüne göre düzenlenmesini ve muhafaza edilmesini sağlamak,
c) Ödenen tazminat ve diğer giderleri sorumlulardan tahsil etmek veya bu amaçla bu kişiler aleyhine rücû davaları açmak,
ç) Hesabın amacına yönelik anlaşma, iş ve işlemleri yapmak,
d) Katılım paylarını süresi içinde ödemeyen sigorta şirketleri hakkında yasal işlemler yürütmek,
e) Hesabın mevcutları ve gelirlerinin nemalandırılmasını sağlamak,
f) Hesap personelinin atamalarını yapmak, özlük hakları ve ücretlerini belirlemek,
g) Sigorta şirketlerinin iflasları veya tasfiyeleri halinde, iflas ve tasfiye idare, kurul veya masaları ile ilişkileri yürütmek,
ğ) Faaliyetini gerçekleştirmek amacıyla taşınır, taşınmaz mallar kiralamak, satın almak,
h) Zorunlu sigorta kapsamında bulunan ancak, geçerli sigorta poliçesi olmayan kişiler hakkında gerekli işlemlerin yapılması için ilgili kamu kuruluşları nezdinde girişimde bulunmak,
ı) Hesabın işleyişi ile ilgili mevcut ve ilerde doğabilecek sorunlarda tüm gerekli tedbir ve kararları almak,
i) Hesabın alacakları konusunda dava veya takip aşaması da dahil olmak üzere her türlü sulh, feragat ve ibra işlemlerinde bulunmak.
j) Büro, Bilgi Merkezi ve Komisyon ile ilgili iş ve işlemleri yürütmek,
k) Kanunun 14 üncü maddesine göre Hesap kapsamındaki her bir zorunlu sigorta ve Yeşil Kart Sigortası için ayrı hesap açmak, gelir ve giderlerini izlemek,
l) Gerekli durumlarda ve Müsteşarlıkça uygun görülmesi halinde (k) bendinde belirtilen hesaplar arasında aktarma yapmak,
m) Hesaba ilgili mevzuat uyarınca verilen görevlerin yerine getirilmesi için gerekli kararları almak,
n) Hesap adına kullanılacak yetkilerin, kimler tarafından ve nasıl kullanılacağını belirlemek.
Hesap müdürü ve diğer personel
Madde 6 - (1) Hesap müdürü, Birlik yönetim kurulunca belirlenecek üç aday arasından Müsteşarlık tarafından atanır. Hesap müdürü üç sene süreyle görev yapar.
(2) Hesap müdürünün, Kanunun 4 üncü maddesinin üçüncü fıkrasında sigorta ve reasürans şirketlerinin sigortacılık veya sigortacılık tekniği ile ilgili konulardan sorumlu genel müdür yardımcılıklarına atanacaklar için aranılan şartları haiz olması zorunludur.
(3) Hesap müdürü kayıtların düzenli olarak tutulmasından, Hesap işlerinin ilgili mevzuata ve Yönetim Komitesi kararlarına uygun şekilde yürütülmesinden Yönetim Komitesine karşı sorumludur.
(4) Hesabın amaç ve görevlerinin yerine getirilmesini teminen Yönetim Komitesi kararıyla yeterli sayıda personel istihdam edilir.
Hesabın denetimi
Madde 7 - (1) Hesabın gelir ve giderleri ile diğer işlemleri her yıl Müsteşarlık tarafından denetlenir.
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM: Mali Hükümler
Hesabın gelirleri
Madde 8 - (1) Hesabın gelirleri şunlardır:
a) Her yıl sigorta şirketlerinin zorunlu sigortalar için tahsil ettikleri toplam safi primlerin yüzde biri oranındaki katılma payları,
b) Her yıl sigorta şirketlerinin Yeşil Kart Sigortaları için tahsil ettikleri toplam safi primlerin binde beşi oranındaki katılma payları,
c) Zorunlu sigorta yaptıranların safi primlerinin yüzde ikisi oranında sigorta şirketine ayrıca ödeyecekleri katılma payları,
ç) Yeşil Kart Sigortası yaptıranların safi primlerinin binde beşi oranında sigorta şirketine ayrıca ödeyecekleri katılma payları,
d) Rücû yoluyla sağlanan kaynaklar,
e) Yatırım gelirleri,
f) Diğer gelirler.
Hesaba başvurulabilecek haller
Madde 9 - (1) Hesaba zorunlu sigortalara ilişkin olarak;
a) (Değişik bend: 19/06/2009 - 27263 S.R.G Yön\2.mad) Sigortalının veya sigortayı yaptırmakla sorumlu olanın tespit edilememesi durumunda kişiye gelen bedensel zararlar için,
b) Rizikonun meydana geldiği tarihte geçerli olan teminat tutarları dâhilinde sigortasını yaptırmamış olanların neden olduğu bedensel zararlar için,
c) Zorunlu sigorta teminat limitleri ile sigorta poliçesinde belirtilen teminat arasındaki fark kadar ödenecek bedensel tazminat tutarları için,
ç) Sigorta şirketinin malî bünye zaafiyeti nedeniyle sürekli olarak bütün branşlarda ruhsatlarının iptal edilmesi ya da iflası halinde ödemekle yükümlü olduğu maddi ve bedensel zararlar için,
d) Çalınmış veya gasp edilmiş bir aracın karıştığı kazada,13/10/1983 tarihli ve 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu uyarınca işletenin sorumlu tutulmadığı hallerde, kişiye gelen bedensel zararlar için
başvurulabilir.
(2) Ayrıca Hesaba, Yeşil Kart Sigortası kapsamında Türkiye sınırları içinde meydana gelen zararlardan dolayı Büroca tekemmül ettirilen hasar dosyalarının tazminat ödemesi için Büro tarafından da başvurulabilir.
(3) Hesap, sigorta şirketlerinin birinci fıkranın (ç) bendine istinaden rücu talepleri ile ilgili olarak topluca değerlendirme yapmak suretiyle bu şirketlerle hesap kapatmaya ve hesabın kapatılmasına yönelik anlaşmalar yapmaya yetkilidir. Bu takdirde, hangi sigortalılar için ödeme yapıldığı, sigortalı adı ve soyadı, poliçe numarası, hasar tutarı, hangi şirketten rücu edildiği bir liste halinde tutulur. Bu durumda, rücu eden şirketçe, listede yer alan sigortalılara rücu çerçevesinde yapılmış olan icrai ve yasal takipler derhal kaldırılır.
Hesabın giderleri
Madde 10 - (1) Hesabın giderleri şunlardır:
a) Tazminat ödemeleri ve tazminat ödemelerine ilişkin giderler,
b) ( Değişik bend: 19/06/2009 - 27263 S.R.G Yön\3.mad) Müsteşarlığın gerekli görmesi halinde, bir önceki yıl sonu itibariyle biriken fon tutarının toplam yüzde birini aşmamak kaydı ile Müsteşarlığın belirleyeceği oranda Bilgi Merkezi ve Komisyona yapılacak katkı,
c) Hesaba karşı açılan veya Hesabın açtığı davalara ilişkin giderler,
ç) Hesapla ilgili olarak çalışan personele ilişkin giderler ile Hesabın işlemlerinin yürütülebilmesini sağlayacak diğer giderler.
Yeşil kart sigortası
Madde 11 - (1) Yeşil Kart Sigortası kapsamında Türkiye sınırları içinde zarara uğrayan kişiler için Büro tarafından tekemmül ettirilen hasar dosyaları çerçevesinde intikal ettirilen tazminat tutarları Hesap tarafından ödenir.
(2) Bu madde kapsamında Hesaptan ödenen tazminatlara ilişkin olarak Büro tarafından ilgili mevzuat uyarınca yapılan tahsilatlar, en geç üç iş günü içinde Hesaba aktarılır.
Katılma paylarının ödenmesi ve gecikme faizi
Madde 12 - (1) Sigorta şirketleri kendileri tarafından ödenmesi gereken bir takvim yılına ilişkin katılma paylarını takip eden yılın Şubat ayı sonuna kadar, sigorta ettirenlerden tahsil edilen katılma paylarını ise, tahsil edildikleri ayı takip eden ayın sonuna kadar 13 üncü maddede belirlenen bankalara yatırmak ve katılım paylarını bir liste halinde Hesaba bildirmek zorundadır.
(2) Katılma paylarını zamanında ve tam olarak Hesaba yatırmayan sigorta şirketleri yatırmadıkları tutar üzerinden ticari işler için öngörülen gecikme faizi öder.
(3) (Değişik fıkra: 19/06/2009 - 27263 S.R.G Yön\4.mad) Bu Yönetmelik kapsamında Hesaba yapılması gereken ödemeleri zamanında ve tam olarak yapmayanlar hakkında da ilgili mevzuat çerçevesinde faiz yürütülerek tahsilat yapılır.
Hesap mevcutlarının yönetilmesi
Madde 13 - (1) Hesabın mevcutları 6/10/2004 tarihli ve 25605 sayılı Kamu Haznedarlığı Genel Tebliğinde yer alan ve Yönetim Komitesi tarafından belirlenecek bankalarda; Türk Lirası cinsinden hesaplara veya Devlet İç Borçlanma Senetlerine yatırılır.
Ödemelerin yapılması
Madde 14 - (1) Hesap tarafından gerekli inceleme yapıldıktan sonra, tazminat miktarında ve hak sahiplerinde tereddüt bulunmadığı takdirde belirlenen miktar, hak sahiplerine ödenir.
DÖRDÜNCÜ BÖLÜM: Çeşitli ve Son Hükümler
Başvuru sırasında istenecek belgelerin tespiti
Madde 15 - (1) Yönetim Komitesi Müsteşarlığın uygun görüşünü alarak başvurularda aranılacak belgeleri belirlemeye yetkilidir. İstenilecek belgeler, Hesabın internet sitesi kanalı ile kamuoyuna duyurulur.
(2) Hesap tarafından yapılan inceleme ve değerlendirme sonucunda tamamen veya kısmen reddedilen başvurular, ilgililere yazı ile bildirilir.
Rücû hakkının kullanılması
Madde 16 - (Değişik madde: 19/06/2009 - 27263 S.R.G Yön\5.mad)
(1) Hesaptan yapılan ödemeler nedeniyle;
a) Zorunlu sigorta yaptırmayan veya geçerli teminat tutarları üzerinden zorunlu sigortaları yaptırmayan kişilere,
b) Sorumlunun sonradan belli olması halinde bu kişilere veya yükümlü sigorta şirketine,
c) Zarardan sorumlu kişilere veya yükümlü sigorta şirketine,
ç) 9 uncu maddenin birinci fıkrasının (ç) bendine göre yapılan ödemeler çerçevesinde yükümlü sigorta şirketine,
d) 9 uncu maddenin ikinci fıkrasına göre yapılan ödemeler nedeniyle Büroya,
ilgili mevzuat hükümleri çerçevesinde rücû edilir.
Yükümlülükten kurtulma ve halefiyet
Madde 17 - (1) Hesap, zorunlu sigorta teminatı sınırları içinde yaptığı ödemeler ile borçtan kurtulur. Zorunlu sigorta teminat tutarlarını aşan zararlar, zarara sebebiyet veren veya hukuken sorumlu olanlarca karşılanır.
(2) Hesap, ödediği tazminat miktarınca hukuken zarar gören kişi yerine geçer.
Zarar görenlerin çokluğu
Madde 18 - (1) Aynı olayda zarar görenlerin tazminat giderleri, yürürlükteki zorunlu sigorta teminat tutarlarından fazla ise, zarar görenlerden her birinin Hesaba karşı yöneltebileceği talepler, teminat tutarının tazminat alacakları toplamına olan oranına göre indirime tabi tutulur.
(2) Başka tazminat taleplerinin bulunduğunu bilmeksizin zarar görenlerden birine veya birkaçına kendilerine düşecek olandan daha fazla ödemede bulunan Hesap, yaptığı ödeme çerçevesinde diğer zarar görenlere karşı da borcundan kurtulmuş sayılır.
Hak sahiplerinin, zarar sorumlusuna karşı dava açmaları halinde yapılacak işlemler
Madde 19 - (1) Hesaptan talepte bulunan hak sahipleri, zarar sorumlusuna karşı açtıkları davaları Hesaba bildirmek zorundadırlar. Hesap açılan davaların mahiyetine göre, yapacağı ödemeleri durdurabilir veya açılan davalara müdahil olarak katılabilir.
Ödemelerin iadesi
Madde 20 - (1) Hak sahipleri, sorumlulardan uğradıkları zararların tamamen veya kısmen tazmin etmeleri halinde, Hesaptan yapılan ödemeler nedeniyle sebepsiz zenginleşmeye yol açan tutarı beş iş günü içinde Hesaba iade etmekle yükümlüdür. Aksi takdirde, bu durumu öğrenen Hesap haksız kazanca yol açan ödemelerin gecikme faizi ile birlikte geri alınması için gereken yasal işlemleri başlatır.
(2) (Değişik fıkra: 19/06/2009 - 27263 S.R.G Yön\6.mad) Hesaptan bu Yönetmelik uyarınca tahsilat yapan sigorta şirketleri riziko tarihi itibariyle geçerli sigorta teminat limitleri dahilinde sorumlulardan mükerrer tahsilat yapamazlar.
(3) Bu madde hükmüne aykırı işlem yapan sigorta şirketlerinin, ilgili mevzuatta öngörülen adli veya idari yaptırımlar saklı kalmak kaydıyla, Hesaptan tahsil ettikleri tutarı tahsil tarihinden itibaren 12 nci maddenin ikinci fıkrasına göre Hesaba iade etmeleri zorunludur.
Atıflar
Madde 21 - (1) Diğer mevzuatta, Karayolu Trafik Garanti Sigortası Yönetmeliğine yapılan atıflar bu Yönetmeliğe ; anılan Yönetmelik ile kurulan Karayolu Trafik Garanti Sigortası Hesabına yapılan atıflar, bu Yönetmelikle oluşturulan Hesaba yapılmış sayılır.
Yürürlükten kaldırılan yönetmelik
Madde 22 - (1) 3/7/2002 tarihli ve 24804 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Karayolu Trafik Garanti Sigortası Hesabı Yönetmeliği yürürlükten kaldırılmıştır.
Devir
Geçici Madde 1 - (1) Karayolu Trafik Garanti Sigortası Hesabının sorumlulukları ile varlıklarının, alacaklarının ve yükümlülüklerinin tamamı bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bir ay içinde Hesaba devrolunur. Karayolu Trafik Garanti Sigortası Hesabıyla ilişkili olarak açılan davalar ve yapılan takipler Hesapla ilişkili olarak devam eder.
Mevcut yönetim komitesi ve hesap müdürü
Geçici Madde 2 - (1) Mevcut Karayolu Trafik Garanti Sigortası Hesabı Yönetim Komitesi üyeleri ve müdürü bu Yönetmelik uyarınca atanmış sayılır.
Yürürlük
Madde 23 - (1) Bu Yönetmelik yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
Yürütme
Madde 24 - (1) Bu Yönetmelik hükümlerini Hazine Müsteşarlığının bağlı olduğu Bakan yürütür.
Old 14-04-2010, 18:02   #3
M.SERDAR DEMİRTAŞ

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu Esas No: 1997/11476Karar No: 1997/00744Tarih: 24.09.1997
  • TAZMİNAT
  • TİCARİ ARAÇ İŞLETENİ
  • VARSAYIMLI İŞLETEN
ÖZET:İlgilisi tarafından, başka bir kişinin aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere işlettiği ve araç üzerinde fiili tasarrufu bulunduğu ispat edilirse, bu kişi işleten sayılır.
Taraflar arasındaki "tazminat" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Zonguldak Asliye 2. Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 08.11.1995 gün ve 1994/72 E- 1995/557 K. sayılı kararın incelenmesi davalılardan Necati Yılmaz vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 06.05.1996 gün ve 1996/2696-2983 sayılı ilamı ile; (…Davacı vekili, müvekkilinin davalı Necati Yılmaz'a ait otobüste yolcu iken uçuruma yuvarlanması sonucu malul kaldığını ileri sürerek, fazlaya ait haklar saklı kalmak şartıyla şimdilik (2.500.000) TL. maddi tazminatın olay tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı Necati Yılmaz cevabında, müvekkilinin bu kazada, herhangi bir kusur ve ihmali söz konusu olmadığını, kazada ölen şoförün de kusuru bulunmadığını beyan etmiş, 06.05.1994 tarihli dilekçesi ile 01.11.1994 tarihli celsede aracın olaydan önce kazada ölen sürücü Cemil Demiral'a satıldığını beyanla davanın reddini istemiştir.
Davalı sigorta vekili cevabında, tazminatın, iddianın isbatı halinde limitle sorumlu ve garameten paylaştırılmasını savunmuştur.
Mahkemece; adli tıp kurumu maluliyet raporu, bilirkişi raporu ve toplanan delillere göre, kazada davacının %46 oranında malul kaldığı, bu maluliyete tekabül eden kazanç kaybının (3.332.398.460) TL. olduğu gerekçesiyle, davanın taleple bağlı kalınarak kabulüne, (2.500.000) TL.nın kaza tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, davalı Necati Yılmaz vekili temyiz etmiştir.
  1. Davalı savunmasında, hasara neden olan aracın, kazada ölen sürücü Cemil Demiral'a satıldığını ileri sürmüş ve mahkemece bu savunma üzerinde durulmamıştır. Her ne kadar 2918 sayılı Yasaya göre noterden satış yapılmayan araçların mülkiyeti alıcıya geçmez ise de, aracın satılarak zilyetliğinin devir durumunda işleten sıfatının değişeceği kuşkusuzdur. Başka bir deyişle, aracın zilyetliğini devir alıp uzun süreli kullanılması halinde, işletenin bu alıcının olduğunun kabulü gerekir. Mahkemece, açıklanan bu ilkeler göz önüne alınmaksızın, yazılı biçimde karar tesisi doğru görülmemiş ve eksik incelemeye dayalı mahkeme kararının bozulması gerekmiştir.
  2. Mahkemece alınan bilirkişi raporuna, davalının yapmış olduğu itirazlar, miktar itibariyle açılacak ek davada inceleneceğinden, dava miktarına göre, bu dava içerisinde itirazlarının nazara alınmaması, bu yönden bozmayı gerektirmemiştir…) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN: Davalılardan Necati Yılmaz vekilleri
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava çözümlenmesi gereken sorun "işleten"in hukuki niteliğini belirlemekte toplanmaktadır. İşleten bir terim olarak yasaya girmiştir. 232 sayılı Yasayla değişikliğe uğratılmadan önceki eski Yasa, "kullanan" deyimini; 232 sayılı Yasa ise "kullanan" sözcüğünün yerine "araç sahibi" demekteydi; Ne var ki, bu deyimler kesin ve yeterli sonucun sağlanmasına elverişli olmadığından şekli ölçüyle birlikte aşağıda açıklandığı üzere maddi ölçü kıstasının da olaylara uygulanmasını zorunlu kılmıştır, şekli ölçüye göre işleten, satışa esas olan tescil belgesinde (m. 19) aracın fenni muayene ve trafiğe çıkmasının temelini oluşturan trafik belgesinde (m. 21), sigorta poliçesi ile (m. 91) vergi kaydında adı yazılı kişidir (Ahmet Kılıçoğlu, 2918 sayılı Yasaya Göre Araç İşletenin Sorumluluğu, Batider C.XII, Sa:2-3; Bolat Bolatoğlu, Karayolları Trafik Kanununa Göre Motorlu Araç İşletenin Hukuki Sorumluluğu, Ank.1988, s.55). Maddi ölçü ise araçtan yararlanmayı ve araç üzerindeki eylemli egemenliği temel alır. Hemen belirtelim ki yeni Yasa, bu temel olgu üzerine oturtulmuş; fakat çeşitlemelere yer verilmiştir.
O nedenle konunun daha aydınlığa kavuşması için işleten çeşitleri üzerinde durulması kaçınılmazdır. Kimlerin işleten olabileceği Yasada sıralanmıştır. Öncelikle vurgulayalım ki kimin araç sahibi olduğu konusunda, trafiğe tescil ve tescil belgesi ile sahiplik ve satış belgesi birer delil işlevi niteliğindedir (Bkz. Bolatoğlu, Op. Cilt.65 vd). Yasa, 3. maddesinde "Araç sahibini, araç için adına yetkili idarece tescil belgesi verilmiş veya sahiplik veya satış belgesi düzenlenmiş kişidir" şeklinde tanımlamıştır. Tescilli araç, ancak noter sözleşmesiyle devredilir ve noter, ertesi günü tescilin sağlanması için durumu bildirir (m. 20/d ve 20/e). İşte bu arada bir kaza olduğunda o zaman aracın kim yararına kullanıldığına bakılarak sorumlu kişi tesbit ve tayin edilecektir.
Trafik sicilinde adına kayıtlı bulunan kişi, aracı, kendi hesabına ve kendisine ait olmak üzere kullanıyor ve araçtan çıkar sağlıyorsa, kişiliğinde hem şekli hem de maddi anlamda işletenlik sıfatını birleştirmiş olur.
Noterlerin, düzenleme yoluyla yaptığı satış ve devir işleminin arkasından yapılacak tescil, mülkiyete karine oluşturması bakımından önem taşır. O nedenle kuşku ve duraksama hasıl eden durumlarda aracın malikine işleten gözüyle bakmak ve buna ağırlık vermek yerinde olacaktır (Bkz. Ergün Özsunay, Trafik Hukukunda Zarar Giderimi Sorumlusu Olarak "İşleten" (Araç Sahibi) Kavramına ilişkin Bazı Sorunlar, Batider, Temmuz 1971, C.VI, s.1, sh.83-110).
Araç işleticisi deyimi 17.10.1966 değişikliğiyle Birinci Bölüm başlığı altında 85. maddenin matlabına girmiştir ki, ticari araç işleteni anlamına gelmektedir.
Motorlu aracın, bir teşebbüsün ünvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi durumunda bu teşebbüs de sorumluluğa katlanacaktır. Buna teşebbüs sahibinin sorumluluğu denir.
Teşebbüs sahibi, üçüncü maddedeki tanımlamaya göre "işleten" değildir; fakat gerek motorlu araç sahibi ve gerekse araç işleticisiyle birlikte müteselsilen zarar görene karşı sorumludur. Başka bir söyleyişle teşebbüsün sorumlu olması gereken durumlarda işletenin sorumluluğu kalkmış olmaz. Yine mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alıcı sıfatıyla sicilde kayıtlı görülen veya aracın uzun süreli kiralama, ariyet veya rehni gibi durumlarda kiracı, ariyet veya rehin alan kişiler de öteki işleten sıfatına sahiptirler. Bunların yanında bir de varsayımlı işletenlik söz konusudur. Gerçekte de Yasa, zarar görenleri danışıklı (muvazaalı) işlemlere karşı koruma bakımından bir de varsayımlı işletenliği öngörmüştür (m. 3). Kişiler, üçüncü kişilere karşı danışıklı işlemlere girişebilirler. Örneğin, mal varlığı az ya da yok olanlar üzerlerine aracı kaydettirebilirler, rehin vermiş ya da kiralamış gözükebilirler. İşte Yasa koyucu bu durumda "ilgili tarafından başka bir kişinin aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere, işlettiği ve araç üzerinde fiili tasarrufu bulunduğu ispat edilirse bu kimse işleten sayılır" demektedir.
Kanıtlama yolu ile kişi ya da kişileri belirleme, ona ya da onlara teknik anlamda işletenlik niteliği vermez; işleten gibi sorumlu olmaları sonucunu doğurur.
Öyleyse öncelikle görünür işletenlere başvurulduğu ve kuşkulu bir durum söz konusu olmadığı sürece sorumluluk yolunda hüküm kurulmalıdır. Davacıların iddiaları ya da davalıların savunmaları varsayımlı işletenliğe yöneldiğinde muvazaalı işlemler konusundaki genel ilkeler gözetilmelidir. Açıklanan Yasal kuralların ışığında somut olaya bakıldığında davacı, 67 AE 669 plaka sayılı minibüste yolcu iken onun devrilmesi sonucu yaralanmış ve şoför Cemil Demiral kazada ölmüştür.
Davacı, 16.07.1993 gününde oluşan bu kaza dolayısıyla araç sahibi Necati Yılmaz hakkında tazminat davası açmıştır.
Davalı vekili, 04.02.1994' de verdiği cevap dilekçesinde, aracın kendilerine ait olduğunu, kendilerinin ve şoförün olayda kusuru bulunmadığını savunmuştur.
Davalı vekili, 26.04.1994 günlü ilk oturumda "bizim çalıştırdığımız şoförün kusuru yoktur" demiştir. Yargılama yürümüş ve 03.02.1995 günlü oturumda davalı vekili, bir izin belgesi verdiğini söylemiş ve o belgenin eki olarak ölen şoförün eşinin 17.05.1993' de davalıdan satın alınan aracın üçüncü kişilere devrine onay veren 04.01.1994 günlü adi bir belge sunmuştur. Bu belgenin duruşmada okunduğu ve bir örneğinin davacı tarafa verildiği yolunda tutanaklarda bir belirti yoktur. Duruşma başka bir nedenle ertelenmiş ve iki yıl daha süren yargılamada böyle bir konu bir daha gündeme getirilmemiştir.
Oysa, trafik kaza tutanağında malik olarak davalının adı yazılı ve sigorta poliçesi de iki yıl süreli olarak 08.12.1992'de davalı adına düzenlenmiştir.
Tüm bu olgular birlikte değerlendirildiğinde davalının işletenliği kabul ettiği, buna yargılama aşamasında somut bir şekilde karşı koymadığı kaldı ki ispat yolunda da bir girişim de belirlenmediğinden davalının araç sahibi dolayısıyla işleten olduğunun kabulü gerekir. Öyleyse yerel mahkemenin direnmesi yerindedir, işin esasının incelenmesi için dosya Özel Dairesine gönderilmelidir.
Sonuç: Yukarıda açıklandığı üzere direnme kararı yerinde olduğundan işin esasının incelenmesi için dosyanın 11. Hukuk Dairesine gönderilmesine, 24.09.1997 gününde oyçokluğu ile karar verildi.
KARŞI OY YAZISI
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nda, işletenin sorumluluğu öngörülmüştür. Araç maliki işleten ise, sorumlu olacağı açık ve kesindir. Eğer araç maliki işleten veya taşıyıcı değil ise, gerek üçüncü kişilere ve gerekse yolcuya karşı sorumlu olmaz.
Araç maliki olan davalının vekili, savunmasında; müvekkilinin çalıştırdığı dava dışı sürücüsünün kusuru olmadığını ileri sürmüş ve fakat 01.11.1994 günlü oturumda da, aracın haricen bu sürücüye satıldığını ve zilyetliğin bu sürücüye, yani Cemil Demiral'a devredildiğini ve dolayısıyla müvekkilinin işletici olmadığını belirtmek istemiş ve bu hususta delilleri olduğunu açıklamıştır. Davalı vekilinin bu genişletilmiş savunmasına karşı, davacı vekili bir itiraz ileri sürmediği gibi, savunmanın genişletilmesine de karşı çıkmamıştır. Bu durumda, aracın işletilmesinin başkasına ait olduğuna ilişkin davalı savunmasının değerlendirilmesi ve delillerinin toplanması ve bu delillerin ışığında bir karar tesis etmek gerekir. Aksi halde, davalının bu savunmasının sınırlandığı sonucuna varılır. Genel Kurulun sayın çoğunluğu işletenin sorumlu olacağını benimsemiş olmakla beraber, davalının işletici olmadığına ilişkin savunmasına değer vermemiş ve bu savunmaya da ispat olanağı tanımamıştır. Bu nedenle, eksik incelemeyle verilen yerel mahkeme kararının bozulması gerekirken, onama biçiminde oluşan sayın çoğunluk kararına katılmıyorum.
Old 14-04-2010, 18:04   #4
M.SERDAR DEMİRTAŞ

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu Esas No: 1995/15-411Karar No: 1995/644Tarih: 21.06.1995
  • İSTİHKAK DAVASI
  • ARAÇ SAHİBİ
  • SAHİPLİK BELGESİ
  • MOTORLU TAŞITLARIN SATIŞ VE DEVRİ
ÖZET:Kanun, araç sahibi olarak; aracı sahiplik belgesi ile satın alan, taşıt alım vergisini ödemiş ve elinde teknik belge ile karayolu uygunluk belgesi bulunan kişiyi kabul etmektedir. Burada, sahiplik belgesi ile anlatılmak istenen; yetkili satıcı tarafından, aracın yetkili satıcıdan satın alınmasından sonra ve fakat trafiğe tescilden önce satış ve devrinin de ancak sahiplik belgesi esas alınarak noterlerce yapılabilir. Somut olayda; araç sahibi yetkili satıcı davalı borçlu tarafından üçüncü şahıs durumunda olan Kaan adına düzenlenmiş bir fatura yoktur. Kaan'la davacı arasında düzenlenen adi yazılı bir belge de komisyon sözleşmesi olup, davacıya satışın yapılacağını taahhüt eder. Ayrıca, araç ona teslim edilmediğinden mülkiyet geçmez. Davacı da noterden yapılan satış belgesine dayanmadığı, satış vaadi sözleşmesini ileri sürdüğüne göre, mahcuz aracın mülkiyeti davacıya geçmemiştir. Bu nedenle davacının istihkak davasının reddi gerekir.

Taraflar arasındaki "istihkak" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; (Üsküdar İcra Hakimliği)'nce davanın kabulüne dair verilen 8.6.1994 gün ve 1994/303-415 sayılı kararın incelenmesi davalılar vekilleri tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay Onbeşinci Hukuk Dairesi'nin 29.9.1994 gün ve 1994/4236-5345 sayılı ilamı ile;
  1. (…Alacaklı İbrahim vekilince 1 milyar liralık alacağın tahsili için borçlu Ç…….Oto Ticaret Ltd. hakkında Eskişehir'de başlatılan takipte, gönderilen talimat yazılarına uyularak Üsküdar Birinci icra Müdürlüğü'nce ithalatçı firmaca düzenlenmiş faturaya göre borçluya ait olan tescilsiz 1994 model BMW marka 1 milyar 300 milyon değerinde oto, 25.4.1994'de haczedilmiştir. Haciz anında hazır bulunan Hikmet adlı kişi, otonun 12.4.1994'de Kaan adlı üçüncü şahsa adi yazılı sözleşmeyle satıldığını bildirip, aynı günlü "aracın satışı istendiğinde hemen ve gerekirse Kaan Bey'in arzu edeceği bir başka şahsa" verileceğini gösterir belgeyi ibraz etmiştir. Haciz anında aracın Kaan'a ait olduğunu bildiren Hikmet, 27.4.1994 tarihinde bu kez aracın davacı Zekai'ye aidiyetinden bahisle davacı avukatı olarak bu davayı açmıştır. Davacıya satış yapıldığını kanıtlamak için "762.000.000 lira bedel mukabilinde bay Zekai'ye satış vaadinde "bulunulduğuna", satış muamelesinin azami… gün zarfında" yapılacağına, satıcı Kaan'ın "sa dece komisyoncu sıfatıyla" hareket ettiğine dair "otomobil alım ve satımına ait sözleşme senedi" adı altında düzenlenmiş belgeye dayanılmıştır.
    Davalılarca, davacıya geçerli bir satış bulunmadığından davanın reddi istenilmiş, merci hakimliğince oturumda haczin mal kendisinin de ortağı bulunduğu E……. Otomotiv'in elinde yapıldığına dair davacı vekilinin beyanı alınmış, 2918 sayılı Yasanın 20/d maddesince ancak tescilli araçların satışının noterlikçe yapılması gerekeceği, mahcuz oto tescilsiz ve menkul hükmünde olmakla davanın kabulüne, % 15 tazminatın davalılardan alınıp davacıya verilmesine karar verilmiştir.
    Tescilsiz araçlarda "araç sahibi", 2918 sayılı Yasanın 3. maddesinde; ".. adına sahiplik belgesi düzenlenmiş kişi.." olarak tarif edilmiştir. Anılan yasa uyarınca can ve mal güvenliği bakımından karayollarında trafik düzeninin sağlanması ve trafik güvenliğini ilgilendiren hususlarda alınacak tedbirleri göstermek için çıkarılan Karayolları Trafik Yönetmeliğinin 35/c maddesi hükmünce de hiç tescil edilmediğinden, tescil belgesi bulunmayan araçların satış ve devirlerinin sahiplik belgesi esas alınarak noterlikte yapılması zorunlu tutulmuştur. Olayımızda, borçlu adına tanzim edilen faturada taşıt alım vergisinden söz edilmemesinden, sicil tasdiknamesi ve Oda sicil kayıt örneğinden anlaşıldığı gibi yetkili satıcıdır. Bu sıfatından ötürü aracı alıcısı adına sahiplik belgesi olan fatura tanzimiyle satabilir. Faturayla "araç sahibi" sıfatını alan kimsenin ise tescil yaptırsın ya da tescil yaptırmadan aracı satabilmesi ancak noterlik kanalıyla mümkündür. Satın alan kimsenin adına tescil yaptırabilmesi için sözü ed ilen Yönetmeliğin 30/a-2.maddesi uyarınca sahiplik belgesi ibrazına zorunlu tutulması da bunu gösterir. Oysa olayımızda, araç sahibi yetkili satıcı borçlu tarafından Kaan adına düzenlenmiş bir fatura yoktur, ibraz edilen adi yazılı belge dahi "satışın yapılacağına" dairdir. Bu belgeyle mülkiyet Kaan'a geçmez. Kaan ile davacı arasında düzenlenen adi yazılı belgede de Kaan, "komisyoncu" sıfatıyla satışın yapılacağını taahhüt etmektedir. Bu taahhüde dayanılarak davacının araç sahibi olduğunu kabul etmek yasadaki "araç sahibi" tarifiyle bağdaşmaz. Yasa ve yönetmelikte yer alan hükümler kamu düzeniyle ilgili olduğundan hakimlikçe doğrudan göz önünde bulundurulmaları gerekir. Bu hükümlere aykırı olarak özellikle taşıt alım vergisinin zayiine neden olur biçimde yapılan sözleşmelere değer tanınması yasanın amacıyla bağdaşmayıp, konusundaki kargaşayı himaye olur. Bu nedenle karar, usul ve yasaya aykırı olup bozulması gerekir.
    Öte yandan, haciz Kaan'a ait oto satış galerisinde yapılmıştır. Bir an için Kaan ile davacı arasında düzenlenen belge satış için yeterli kabul edilse dahi teslim olmadığı sürece satışın tamamlandığından söz edilmesi de doğru değildir.
    Ayrıca; haciz anında aracın Kaan'a ait olduğunu ileri süren kişi o işyerinin ortağı ve avukat olup, bir gün sonra adi belgeyle Kaan'dan aracı satın aldığını ileri süren davacının da vekilidir. Düzenlenen bu adi belge HUMK.nun 299. maddesince üçüncü kişi durumunda olan davalılar hakkında hüküm ifade etmez. Bu haliyle de; delillerin tahlilinde, red ve üstün tutulma nedenlerinde ve takdirinde düşülen bariz hatalar sonucu merci hakimliğinin kabul ve kararı isabetli olmamıştır. "
  2. İİK.nun 97/15. maddesince istihkak iddiasına karşı itiraz eden davalıların tazminatla sorumlu tutulmaları, "kötü niyetli" olmaları koşuluna bağlı olduğu halde, ne sebeple kötü niyetli oldukları belirtilmeden davacı yararına tazminata hükmedilmesi de isabetsizdir…) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Temyiz eden: Davalılar (alacaklı ve borçlu vekilleri).
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Öncelikle belirtmek gerekir ki, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 3. maddesi uyarınca, araç sahibi; araç için adına yetkili idarece tescil belgesi verilmiş veya sahiplik ya da satış belgesi düzenlenmiş kişidir. Yine aynı Kanunun 20/a-1, 2. maddesi hükmü ile araç sahiplerine tescili zorunlu ve ilk tescili yapılacak araçlarını satın alma tarihinden itibaren üç ay içinde yönetmelikte belirtilen bilgi ve belgeleri sağlayarak tescil ettirme yükümlülüğü getirilmiştir. Karayolları Trafik Yönetmeliğininin, Tescilin Yapılması İşlemleri başlığını taşıyan 30/a-2 maddesi hükmüne göre de, tescil için müracaat sırasında araç sahibinin; sahiplik belgesi, taşıt alım vergi belgesi, teknik belge ve karayolu uygunluk belgesi ibrazı zorunludur. Zira kanun; araç sahibi olarak, aracı sahiplik belgesi ile satın alan, taşıt alım vergisini ödemiş ve elinde teknik belge ile karayolu uygunluk belgesi bulunan kişiyi kabul etmektedir. Burada, sahiplik belgesi ile anlatılmak istenen, yetkili satıcı tarafından araç alıcısı adına düzenlenmiş faturadır. Diğer taraftan, Karayolları Trafik Yönetmeliğinin 35/c maddesinde de, aracın yetkili satıcıdan satın alınmasından sonra ve fakat trafiğe tescilinden önce satış ve devrinin de ancak sahiplik belgesi esas alınarak noterlerce yapılacağı ve ayrıca satış işleminin sahiplik belgesine tarih konulup yazılarak tasdik edileceği kuralı getirilmiştir. Bütün bu düzenlemeler araç sahibinin, aracın yetkili satıcıdan satın alınması halinde adına sahiplik belgesi olan fatura, bundan sonraki satış ve devirlerde ise, noterlerce yapılan satış belgesi düzenlenmiş kişi olduğunu açıkça göstermektedir. Somut olayda, yetkili satıcı tarafından Kaan adına düzenlenmiş bir fatura bulunmadığına, davacı da noterden yapılan satış belgesine dayanmadığına göre, mahcuz araç mülkiyetinin davacıya geçmediği aşikardır. Hal böyle olunca, Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır. Sonuç: Davalılar vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Özel Daire bozma kararında ve yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı HUMK.nun 429. maddesi gereğince (BOZULMASINA), istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 21.6.1995 gününde oybirliği ile karar verildi.
Old 14-04-2010, 19:37   #5
Av.Şenel DELİGÖZ

 
Varsayılan

İş makinaları 6085 Sayılı Yasanın 22/C-2 ve Karayolları Trafik Yönetmeliğinin 29/a 4-2 maddesi uyarınca özel ve tüzel kişinin üyesi bulunduğu Ticaret ve Sanayi Odasına tescili zorunlu araçlardandır. Aynı yönetmeliğin 36. maddesi ( b ) bendinde tescilli ( c ) bendinde tescili silinmiş veya tescil edilmediğinden tescil belgesi bulunmayan araçların satış ve devirlerinin geçerli olabilmesi için ise sahiplik belgesi esas alınarak noterlerce yapılacağı öngörülmüştür.

anılan yönetmeliğin ( c ) bendindeki tescilsiz araçlar için öngörülen sahiplik belgesi 6085 sayılı Yasanın 9. maddesinde tescilsiz araçlarda araç sahibi ""Adına sahiplik belgesi düzenlenmiş kişi"" olarak tarif edilmiştir. Burada; yetkili satıcı tarafından alıcı adına düzenlenmiş ilk fatura kastedilmektedir.
5684 sayılı Sigortacılık Kanunu'nun 14. maddesine göre ;
“Bu Kanunun 13 üncü maddesi, 13/10/1983 tarihli ve 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu ve 10/7/2003 tarihli ve 4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanunu ile ihdas edilen zorunlu sorumluluk sigortaları ile bu Kanunla mülga 21/12/1959 tarihli ve 7397 sayılı Sigorta Murakabe Kanunu çerçevesinde ihdas edilmiş olan zorunlu sigortalara ilişkin olarak aşağıdaki koşulların oluşması halinde ortaya çıkan zararların bu sigortalarla saptanan geçerli teminat miktarlarına kadar karşılanması amacıyla Türkiye Sigorta ve Reasürans Şirketleri Birliği nezdinde Güvence Hesabı oluşturulur.

Hesaba;

a) Sigortalının tespit edilememesi durumunda kişiye gelen bedensel zararlar için,

b) Rizikonun meydana geldiği tarihte geçerli olan teminat tutarları dâhilinde sigortasını yaptırmamış olanların neden olduğu bedensel zararlar için,

c) Sigorta şirketinin malî bünye zaafiyeti nedeniyle sürekli olarak bütün branşlarda ruhsatlarının iptal edilmesi ya da iflası halinde ödemekle yükümlü olduğu maddî ve bedensel zararlar için,

ç) Çalınmış veya gasp edilmiş bir aracın karıştığı kazada, Karayolları Trafik Kanunu uyarınca işletenin sorumlu tutulmadığı hallerde, kişiye gelen bedensel zararlar için,

d) Yeşil Kart Sigortası uygulamaları için faaliyet gösteren Türkiye Motorlu Taşıt Bürosunca yapılacak ödemeler için,

başvurulabilir. Bakanlar Kurulu, gerekli görülen hallerde, eşyaya gelecek zararların kısmen veya tamamen Hesaptan karşılanmasına karar vermeye yetkilidir.”


Güvence Hesabı kapsamındaki sigortalar ;

1. Karayolu Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk sigortası
2. Zorunlu Karayolu Taşımacalık Mali Sorumluluk Sigortası
3. Karayolu Yolcu Taşımacılığı Zorunlu Koltuk Ferdi Kaza Sigortası
4. Tüpgaz Zorunlu Sorumluluk Sigortası
5. Tehlikeli Maddeler Zorunlu Sorumluluk sigortası
6. Yeşil Kart Sigortası Ödemeleri


Güvence Hesabı , yukarda belirtilen zorunlu sigortaların sağladığı teminatlara ilişkin olarak; sigortalının belirlenememesi , rizikonun meydana geldiği tarihte geçerli sigortanın bulunmaması veya çalınmış ya da gasp edilmiş araçlarla kazaya sebebiyet verilmesi durumlarında , kazalarda zarar gören kişilerin , sigorta güvencesinden yoksun kalmaları nedeniyle uğrayacakları bedeni zararların giderilmesi amacıyla kurulmuştur.
İş makinaları da bu kaphsamda zorunlu mali mesulyet sigortası yaptırılması gereken araçlardandır. Nitekim, bu sigortanın teminat limitlerine ilişkin tabloda (bakınız wwww.güvencehesabı.org.tr) bu tür iş makinaları "diğer araçlar" başlığı altında gösterilmiştir.
O halde iş makinasının rizikonun meydana geldiği tarihte geçerli sigortasının bulunmaması halinde Güvence Hesabı'nın sorumlu olduğu kanısındayım. Aracın tescilsiz olması da sorumluluğu ortadan kaldırmayacaktır. Bu husus Güvence Hesabı'nın araç sahibine rücu etme aşamasında önem kazanacaktır.
KOLAY GELSİN.
Old 11-06-2013, 08:47   #6
bkaya

 
Varsayılan

sayın mefkure iş makinasının kime ait olduğu, iş makinasının trafikte olabilecek şekilde bir makina olup olmadığı müvekkilinizin iş makinasında hangi sıfatla bulunduğu gibi konuyu aydınlatacak olan bilgiler eksik. Ama yinede şunu söylemek doğru olur trafikte seyredebilecek türde iş makinası ise mutlaka tescilinin ve sigortasının bulunması gerekecektir. Bunların yapılmamış olması çalışanı hiç bir şekilde ilgilendirmez. Güvence hesabı kurumu burada sigortası yapılmamış olan işletene rücu edecektir.Ancak trafige çıkamayacak şekilde tasarlanmış iş makinaları da mevcuttur. Böyle bir makinada kaza olduğunda ise ayrıca değerlendirmek gerekecektir.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Çekte İbraz SÜresİ Hesabi av.myıldız Meslektaşların Soruları 13 30-01-2014 11:01
Sakatlik Tazmİnati GÜvence Hesabi Av.FS1 Meslektaşların Soruları 2 11-06-2013 08:50
Trafİk Kazalari Ve GÜvence Hesabi Av.Dursun KARACA Meslektaşların Soruları 1 15-10-2009 15:51
Dapa Ve Kp Hesabi üye14072 Aile Hukuku Çalışma Grubu 0 18-01-2009 17:06
İkİ Sosyal GÜvence ??? av.efsun Meslektaşların Soruları 3 12-02-2008 08:39


THS Sunucusu bu sayfayı 0,10307598 saniyede 15 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.