Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Ruhsata rğmen 3.kişiye ait araç haczedilebilir mi?

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 08-11-2007, 19:25   #1
advokat34

 
Varsayılan Ruhsata rğmen 3.kişiye ait araç haczedilebilir mi?

Merhaba THS ailesi.
Bir bonoda borçlu ve kefil için ihtiyati haciz alınıyor ve bu iht.hacz kararına dayalı olarak kefilin evinin önünde buldukları arabayı,borçlunun yokluğunda, çilingir marifetiyle açıyorlar, araç içindeki ruhsatta başka bir şahsın ismini gördüğü halde icra müdürü, alacaklının talebi üzerine aracı muhafaza altına alıyorlar. İki konuda görüşlerinizi paylaşmanızı istiyorum:
1- Ruhsat sabibi yurt dışında olduğundan vekalet alma durumumuz yok, bu sebeple 3.kişinin istihkak iddiasına dayalı prosedürü işletemiyoruz. Ancak ruhsatın aracın mülkiyetine ilişkin ispat belgesi olması ve Karayolları Trafik Kanununun bu konudaki hükümlerine rağmen icra müdürünün yasal olmayan bu işlemini şikayet yoluyla bu haczi kaldırmamız mümkün mü? (Hakim, istihkak yoluyla bu haczin çözülebileceğini ama memurun muamelesini şikayet yoluna sıcak bakmadığını ifade etti)
2- Borçlar Kanununun kefalet ile ilgili hükümleri gereğince, kefil hakkında ihtiyati haciz kararı verilebilir mi? Bu konuda net bir yasal dayanak bulamadıysam da, uygulamada böyle bir usul oluştuğunu biliyorum. (En azından kendi verdiğim bir dosyada hakim kefil hakkında ihtiyati haciz kararı veremeyeceğini söyleyip talebimi sadece asıl borçlu için kabul etmişti).
Bu iki konu hakkında görüş bildirecek arkadaşlara şimdiden teşekkürler...
Old 08-11-2007, 20:20   #2
av_ramazan

 
Varsayılan

pek emin olmamakla beraber burada iik 96 ve devamı maddelerinin işler olabilceğini düşünüyorum..özellikle 99 md.düşüncem haczedenin 7 günlük süre içinde istihkak iddiasında bulunması şeklinde..bu ihtimal geçerli değilse şikayet yoluna..vekalet sonradan ibraz edilir..bence sorun olmaz..yine ttk bono ya dair düzenlemeler var..ticari usul de görüldüğü için kefile de iht.haciz yapılabilir kanaatindeyim..
Old 08-11-2007, 23:54   #3
Av.Ergün Vardar

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY
19.Hukuk Dairesi
Esas: 2005/6481
Karar: 2005/9335
Karar Tarihi: 29.09.2005
ÖZET: Borçlular Kredi Sözleşmesinin müteselsil kefilidir. Alacak rehinle temin edilmiş bulunsa bile müteselsil kefil aleyhine takip yapmak mümkün olduğundan ihtiyati haciz de istenebilir. Kefilin ipotek vermesi ve ipoteğin de kefaletin teminatı olarak düzenlenmesi durumunda kefiller hakkında ihtiyati haciz istenemez.
(2004 S. K. m. 257) (818 S. K. m. 487)
Taraflar arasındaki ihtiyati hacze itiraz davasının incelenmesi sonunda kararda yazılı nedenlerden dolayı ihtiyati haczin kaldırılmasına yönelik olarak verilen kararın süresi içinde alacaklı banka vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
Karar
Davacı vekili, müvekkili bankadan Ç. A.Ş.'den 9.231.741.98 YTL alacağı bulunduğunu, ihtara rağmen kredi borcunun asıl borçlu ve kefiller tarafından ödenmediğini ileri sürerek ihtiyati haciz talebinde bulunmuş, mahkemece İİK. nun 257. maddesi uyarınca borçlunun mal ve haklarının ihtiyaten haczine karar verilmiştir.
Edem Yağ Ltd. Şti, Ö. Çakmak, K. Çakmak, V. Çakmak, M. Çakmak ve H. Çakmak vekili, kredi alacağına ipotekle temin edildiğini, bu nedenle ihtiyati haciz kararı verilemeyeceğini ileri sürerek ihtiyati hacze itiraz etmiştir.
Mahkemece ihtiyati hacze konu alacağın ipotekle teminat altına alındığı, İİK. nun 257. maddesindeki koşulların oluşmadığı gerekçesiyle ihtiyati haczin kaldırılmasına karar verilmiş, karar Vakıfbank A.Ş. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
İİK. nun 257/1. maddesine göre ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için alacağın rehinle temin edilmemiş, bulunması ve muaccel olması gerekir. Borçlular Kredi Sözleşmesinin müteselsil kefilidir. BK.nun 487. maddesi uyarınca alacak rehinle temin edilmiş bulunsa bile müteselsil kefil aleyhine takip yapmak mümkün olduğundan ihtiyati haciz de istenebilir. Kefilin ipotek vermesi ve ipoteğin de kefaletin teminatı olarak düzenlenmesi durumunda kefiller hakkında ihtiyati haciz istenemez.
Mahkemece bu yönler gözetilmeden ihtiyati hacze itirazın kabulünde isabet görülmemiştir.
Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, 29.09.2005 gününde oybirliği ile karar verildi.
Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları
**************************************
Old 09-11-2007, 00:11   #4
Av.Ergün Vardar

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Eylül

araç içindeki ruhsatta başka bir şahsın ismini gördüğü halde icra müdürü, alacaklının talebi üzerine aracı muhafaza altına alıyorlar. ...
İhtimal olarak,
Ruhsat sahibi,noterde yapılan işlemle aracın mülkiyetini haciz tarihinden evvel aleyhine ihtiyati haciz kararı alınan borçlu-kefile temlik etmiş olduğu durumda tescil işlemi idari işlem olarak kabul edildiğinden aracın maliki artık ruhsat sahibi olamayacağından ruhsat sahibi aracın malikidir şeklindeki karine kesin değiidir.
Old 13-11-2007, 22:32   #5
ali ekmekçi

 
Varsayılan

burada mal kaçırma İİK 96-97-99 ve 277vd.düşünülebilir eğer şartları varsa....fakat bunlar olmazsa ruhsat sahibine karşı haciz çok zor...
Old 27-11-2007, 18:46   #6
advokat34

 
Varsayılan Neden muamele-i şikayet değil de istihkak?

Olayımızda ruhsat sahibi burada olmadığından, borçlu adına İİK.96 gereği istihkak iddiasında bulunduk ve Mercii, 3.kişinin istihkak davası açmasına karar verdi. Tabi ruhsat sahibi vekaletname gönderme imkanı bulamadığından onun adına davayı açamıyoruz.Mercii kararı henüz tebliğe verilmedi.
Benim merak ettiğim ise, araç mülkiyetinde sicile kayıt işleminin zorunlu olması ve bu yasal zorunluluğun mülkiyetin devrinde kurucu unsur olması nedeniyle, Karayolları Trafik Kanununun 20/e md.'nin şekli bir durum arzetmesine rağmen, icra müdürünün borçlu dışındaki 3.bir şahıs adına kayıtlı aracı haczetmesi bence muamele-i şikayete konu olmalıdır.
Borçlu adına İİK.96'ya göre yaptığımız istihkak iddiasına rağmen muamele-i şikayet yoluna da ayrıca gidebilir miyiz? İstihkak iddiamıza dayalı Mercii kararı bu şikayet dosyasını nasıl etkiler?
Old 11-01-2009, 23:51   #7
Executive Director

 
Varsayılan

(AŞAĞIDAKİ YARGITAY KARARI TÜRK HUKUK SİTESİNDEN BAŞKA BİR BAŞLIK ALTINDAN KOPYALANMIŞTIR)

T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi

Esas : 2000/9515
Karar : 2000/9535
Tarih : 27.11.2000



KARAR METNİ :
YARGITAY KARARI

Taraflar arasında görülen davada Ankara Asliye 17.Hukuk Mahkemesi'nce verilen 3.2.2000 gün ve 1999/291-2000/39 s. kararın Yargıtayca tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içerisinde verildiği anlaşılmış olmakla, bazı noksanlıkların ikmali için dosya mahalline gönderilmişti. Bu noksanlıkların giderilerek dosyanın gönderildiği anlaşılmakla dava dosyası için Tetkik Hakimi Gürkan Gençkaya tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve bütün belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

Davacı vekili, mülkiyeti Ali Demiryülek'e ilişkin aracın müvekkili şirket tarafından 20.10.1997 gününde noter satış sözleşmesi ile satın ve ardından devir alındığını, bu şahsın davalı bankaya olan borcundan dolayı yapılan takipte trafik kaydında henüz devir işlemleri yapılmamış müvekkiline ilişkin araç üzerine haciz tatbik edildiğini, istihkak iddiasında bulunarak, istihkak davası açıldığını, buradan verilecek kararın maddi anlamda kesin hüküm teşkil etmeyeceğini, trafik kaydına tescil işleminin bildirici mahiyette olduğunu, aracı teslim alan müvekkilinin araç maliki olduğunu beyanla, aracın mülkiyetinin müvekkiline ilişkin olduğunun tespitine, haczin fekkine, bu konudaki muarazanın men'ine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili, aynı konuda 1.İcra Tetkik Mercii'nde dava bulunduğunu, derdestliğin sözkonusu olduğunu, süresi içinde istihkak davası açmayan üçüncü şahsın bu davasında hakdüşürücü sürenin geçirilmiş bulunduğunu, devir işleminin kötüniyetli ve alacaklılardan mal kaçırmak amacını taşıdığını savunarak davanın reddini istemiştir.

Mahkemece, iddia, savunma ve dosyadaki belgelere göre, ihtihkak davası sonunda verilen kararların maddi anlamda kesin hüküm teşkil etmediği, icra mahkemelerinin dar yetkili mahkemeler olmaları sebebiyle derdestlik ve kesin hüküm itirazlarının yerinde olmadığı, aracın satım işleminin haciz tatbikinden önce yapıldığı, davacının kötüniyetinin ispat edilemediği gerekçesiyle, davanın kabulü ile aracın mülkiyetinin davacıya ilişkin olduğunun tespitine, haczin fekkine, davalının muarazasının men'ine karar verilmiştir.

Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.

Davalının dava dışı borçlu hakkında yapılan takip sonucu, davaya konu aracın trafik kaydına haczedildiğine ait şerh konulmuştur. Bunun üzerine davacının davalı alacaklı aleyhine açtığı istihkak davası İcra Tetkik Mercii'nce süre yönünden reddedilmiş ve karar kesinleşmiş, davacı bu kez mülkiyetin tespiti haczin kaldırılması ve muarazanın men'i istemleri ile görülmekte olan bu davayı açmıştır.

İİK.nun 97 nci maddesinin 11 inci fıkrasına göre, istihkak davası genel hükümler dairesinde ve basit usule göre görülmektedir. Bu sebeple merciice istihkak davası sonucu verilen karar aynı taraflar arasında genel mahkemede açılan dava yönünden kesin hüküm oluşturur. Uygulama ve öğretide de bu görüş benimsenmiştir. (Bkz.Prof.Dr. B.Kuru, İcra İflas Hukuku, C.2. Sh.1107 vd., Yargıtay 11.Hukuk Dairesi'nin 02.02.1998 gün 1987/5374 Esas, 1988/477 Karar, Yargıtay 13.Hukuk Dairesi'nin 15.03.1982 gün 1489-1688, Yargıtay 11.Hukuk Dairesi'nin 09.11.2000 gün 2000/6244-8716 s. kararları.)

Bu durumda, İİK.nun 97/6 ncı maddesine göre açtığı dava reddedilen davacının istihkaka konu aracı haczettiren davalıya karşı böyle bir dava, yani genel hükümlere dayalı yeni bir dava açması mümkün değildir. Davacı ancak, sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre asıl borçluya karşı dava açabilir.

Mahkemece, bu sebeple davanın reddine karar vermek gerekirken, yazılı biçimde karar verilmesi doğru olmamıştır.

SONUÇ: Yukarda açıklanan sebeplerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 27.11.2000 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Old 11-01-2009, 23:55   #8
Executive Director

 
Varsayılan

Sn. Avukat Eylül, üstünden uzun zaman geçmiş olan bu uyuşmazlık artık çözümlenmiştir sanırım. O yüzden çözüm yönteminizi veya bir netice elde edip edemediğinizi paylaşırsanız sevinirim. teşekkür ediyorum.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Devlet Üniversitesinin Malları Haczedilebilir Mi? AV.SANEM Meslektaşların Soruları 13 22-02-2012 22:48
ruhsata aykırı yapı pamuk Meslektaşların Soruları 15 27-10-2008 19:42
motor değişikliği yapılıp ruhsata işlenmemiş aracı satın alınması Av.Nur Meslektaşların Soruları 0 15-10-2007 12:50
ruhsata aykırı bina sebebiyle tazminat istemi... Vedat74 Meslektaşların Soruları 1 04-03-2007 04:06
Ticaret Ünvanı Haczedilebilir Mi? Av.Mehmet Saim Dikici Meslektaşların Soruları 4 28-05-2002 16:35


THS Sunucusu bu sayfayı 0,05133510 saniyede 16 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.