Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

şikayet hak arama özgürlüğümüdür?

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 26-12-2010, 19:50   #1
tangela

 
Varsayılan şikayet hak arama özgürlüğümüdür?

Müvekkilim tokat attığı iddiası ile şikayet edilmiştir. Sayın mahkeme delil yetersizliğinden müvekkilime beraat kararı vermiştir. Fakat iddia edilen tokat olayın ile şikayet arasında 3 gün vardır. Takdir edilir ki (bu arada müvekkilim bayan) atılan bir tokatın hele de bir bayanın attığı tokatın kızarklığının 3 gün kalması mümkün değilidir.

Beraat kararını karşı taraf temyiz etti. Karar henüz kesinleşmedi. Maddi Manevi tazminat davası açabillirmiyim?

Müştekinin bu iddiası ve şikayeti hak arama özgürlüğü içinde değerlendirilebilir mi?
Old 26-12-2010, 20:23   #2
Av.Ömer Güntay

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan tangela
Müvekkilim tokat attığı iddiası ile şikayet edilmiştir. Sayın mahkeme delil yetersizliğinden müvekkilime beraat kararı vermiştir. Fakat iddia edilen tokat olayın ile şikayet arasında 3 gün vardır. Takdir edilir ki (bu arada müvekkilim bayan) atılan bir tokatın hele de bir bayanın attığı tokatın kızarklığının 3 gün kalması mümkün değilidir.

Beraat kararını karşı taraf temyiz etti. Karar henüz kesinleşmedi. Maddi Manevi tazminat davası açabillirmiyim?

Müştekinin bu iddiası ve şikayeti hak arama özgürlüğü içinde değerlendirilebilir mi?

Değerli meslektaşım, bahsettiğiniz olayın değindiğiniz gibi şikayet hukuki nedeni ile tazminata elvermeyeceği kanısındayım.
Old 26-12-2010, 22:45   #3
tangela

 
Varsayılan

fakat kokat için 3 gün sonra alınan bir rapor var ama. 3 gün sonra tokat için kızarıklık olduğuna dair rapor almak suç uydurmak sayılmaz mı peki?
Old 26-12-2010, 23:13   #4
Av.Ömer Güntay

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan tangela
fakat kokat için 3 gün sonra alınan bir rapor var ama. 3 gün sonra tokat için kızarıklık olduğuna dair rapor almak suç uydurmak sayılmaz mı peki?

Değerli meslektaşım, şikayet hakkı anayasal ve yasal bir haktır, hukuki güvence altına alınmıştır. Bunun nedeni, kişilerin korkmadan resmi mercilere başvurmasını sağlamak, hukuka güven hislerini güçlendirmek istenilmesidir. Öte yandan, şikayet edilen kişilerin huzur ve isim, itibar ve şöhretleri de hukukun güvencesi altındadır. Her somut olayda, bu iki menfaatten hangisinin galebe çaldığının dikkatlice incelenmesi gerekir. Bu cümleden olarak, bütünüyle işlenmemiş bir fiile ilişkin olarak bir şikayet/ihbarda bulunuluyorsa, şikayet edilen fiilin tahakkukunu destekleyen diğer olgular bulunmuyorsa, özellikle şikayetçinin bir kini, özel kötü amacı somut olayda saptanabiliyorsa şikayet hakkının kötüye kullanılmasından, şikayet edilenin soruşturma sürecinde maruz kaldığı gelişmelere göre, bir manevi tazmin gereğinden ve şikayet edenin de somut olay ve delillere göre, TCK.m.267 ve 271 çerçevesinde bir sorumluluğundan söz edilebilir. Saygılarımla.
Old 27-12-2010, 12:10   #5
Sinerji Hukuk Yazılımları

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
Esas: 2010/4-127
Karar: 2010/135
Karar Tarihi: 10.03.2010

MANEVİ TAZMİNAT DAVASI - HAKSIZ ŞİKAYET NEDENİYLE MANEVİ TAZMİNAT İSTEMİ - DAVALININ ŞİKAYET HAKKINI YASAL SINIRLAR İÇİNDE KALARAK KULLANMIŞ OLMASI - DAVANIN TÜMDEN REDDİ GEREĞİ

ÖZET: Dava dilekçesinde sadece haksız şikayet nedenine dayalı olarak manevi tazminat istenmiş olup bunun dışında infaz işlemi sırasında davalının davacıya karşı aşağılayıcı söz ve tavırları olduğu şeklinde bir iddia veya olaya dayanılmamıştır. Bir kısım davacı tanıklarının infaz sırasında davalının davacıya karşı aşağılayıcı sözler söylediği şeklindeki, davacının dayandığı iddia ve olayları aşan beyanlarına dayanılarak manevi tazminat verilmesi de doğru değildir. Bu nedenlerle davalının şikayet hakkını yasal sınırlar içinde kalarak kullandığı anlaşıldığından dava tümden reddedilmelidir.

(2709 S. K. m. 12, 17, 24, 25) (818 S. K. m. 49)

Dava: Taraflar arasındaki <manevi tazminat> davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Kayseri 2.Asliye Hukuk Mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair verilen 06.03.2008 gün ve 2006/478 E. 2008/102 K. sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine,

Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin 17.02.2009 gün ve 2008/5452-2009/2281 sayılı ilamı ile;

(...Dava, haksız şikayet nedeniyle manevi tazminat isteğine ilişkindir.
Davacı vekili, icra müdürlüğünde görevli olan müvekkilinin davalı hakkında yaptığı bir infaz işlemi sonrası görevi kötüye kullanma iddiası ile asılsız yere şikayetçi olması sonucu hakkında ceza davası açıldığını ve beraatla sonuçlandığını bildirerek haksız yere yargılandıkları iddiasıyla manevi tazminat istemiştir.
Davalı vekili ise, yasal şikayet hakkını kullandığını ileri sürerek davanın reddedilmesi gerektiğini savunmuştur.

Mahkemece davalının şikayet dilekçesi ile ileri sürülen iddiaların haksız olduğu gerekçesiyle istemin bir bölümü kabul edilmiş, karar davalı tarafından temyiz olunmuştur.

Şikayet hakkı, diğer bir deyimle hak arama özgürlüğü; Anayasa'nın 36. maddesinde; <Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir> şeklinde yer almıştır. Hak arama özgürlüğü bu şekilde güvence altına alınmış olup; kişiler, gerek yargı mercileri önünde gerekse yetkili kurum ve kuruluşlara başvurmak suretiyle kendilerine zarar verenlere karşı haklarının korunmasını, yasal işlem yapılmasını ve cezalandırılmalarını isteme hak ve yetkilerine sahiptir.

Anayasanın güvence altına aldığı hak arama özgürlüğünün yanında, yine Anayasa’nın <Temel Haklar ve Hürriyetlerin niteliği> başlığını taşıyan 12. maddesinde herkesin kişiliğine bağlı dokunulmaz, devredilmez, vazgeçilmez temel hak ve özgürlüklere sahip olduğu belirtildikten başka, 17. maddesinde de, herkesin yaşama, maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahip bulunduğu da düzenleme altına alınmış bulunmaktadır. Türk Medeni Kanunu'nun 24. maddesinde, kişilik haklarına yapılan saldırının unsurları belirtilmiş ve hukuka aykırılığı açıklanmıştır. 25. maddesinde ise, kişilik haklarına karşı yapılan saldırının dava yolu ile korunacağı açıklanmış, BK.nun 49. maddesinde ise saldırının yaptırımı düzenlemiştir.

Hak arama özgürlüğü ile kişilik haklarının karşı karşıya geldiği durumlarda; hukuk düzeninin bu iki değeri aynı zamanda koruma altına alması düşünülemez. Daha az üstün olan yararın, daha çok üstün tutulması gereken yarar karşısında o olayda ve e an için korumasız kalmasının uygunluğu kabul edilecektir. Hak arama özgürlüğü, diğer özgürlüklerde olduğu gibi sınırsız olmayıp kişi salt başkasını zararlandırmak için bu hakkı kullanamaz. Bu hakkın hukuken korunabilmesi ve yerinde kullanıldığının kabul edilebilmesi için şikayet edilenin cezalandırılmasını veya sorumlu tutulmasını gerektirecek yeterli kanıtların mevcut olması da zorunlu değildir. Şikayeti haklı gösterecek bazı emare ve olguların zayıf ve dolaylı da olsa varlığı yeterlidir. Bunlara dayanarak başkalarının da aynı olay karşısında davalı gibi davranabileceği hallerde şikayet hakkının kullanılmasının uygun olduğu kabul edilmelidir. Aksi halde şikayetin hak arama özgürlüğü sınırları aşılarak kullanıldığı, kişilik değerlerine saldırı oluşturduğu sonucuna varılmalıdır.

Somut olayda; dava dosyasındaki bilgi ve belgeler ile özellikle ceza davasında verilen beraat kararı gerekçesine göre, davalı aleyhindeki bir ilam nedeniyle davacı tarafından uygulanan infaz işlemi sırasında, infaz edilen ilamda yazılı olan miktardan daha fazla duvarın yıkılmış olduğu anlaşılmaktadır. Davacının fazla yıkımı teknik bilirkişilerin görüşü doğrultusunda ve çevre güvenliği endişesi ile yaptığı kabul edilerek görevi kötüye kullanma kastı bulunmadığı gerekçesiyle beraat kararı verilmiştir. Böylece davacının görevli olduğu infaz işlemi sırasında fazla duvar yıkımı yapıldığı ceza mahkemesince de kabul edilerek kesinleşmiş bir olgudur. Bu durumun suçun unsurları yönünden mahkumiyet için yeterli bulunmamış olması şikayetin haksız olduğu anlamına gelmez. Yukarıda anlatıldığı üzere şikayet somut bir takım olaylara dayanmaktadır. Ortada şikayeti gerektirecek derecede yeterli emareler bulunmaktadır. Bu delil ve emarelerin mahkumiyet için yeterli sayılmaması davalının şikayetinin haksız olduğu sonucunu doğurmaz. Şikayet dilekçesinde olayın oluş şekline uygun düşmeyen veya davacının kişiliğine yönelen aşağılayıcı bir ifade de bulunmamaktadır. Diğer taraftan dava dilekçesinde sadece haksız şikayet nedenine dayalı olarak manevi tazminat istenmiş olup bunun dışında infaz işlemi sırasında davalının davacıya karşı aşağılayıcı söz ve tavırları olduğu şeklinde bir iddia veya olaya dayanılmamıştır. Bir kısım davacı tanıklarının infaz sırasında davalının davacıya karşı aşağılayıcı sözler söylediği şeklindeki, davacının dayandığı iddia ve olayları aşan beyanlarına dayanılarak manevi tazminat verilmesi de doğru değildir. Bu nedenlerle davalının şikayet hakkını yasal sınırlar içinde kalarak kullandığı anlaşıldığından dava tümden reddedilmelidir. Yerel mahkemece bu yönler üzerinde durulmadan yazılı şekilde davalının tazminatla sorumlu tutulmuş olması bozmayı gerektirmiştir...)

gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

Temyiz Eden: Davalı vekili
Hukuk Genel Kurulu Kararı

Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
Sonuç: Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı HUMK. nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 10.03.2010 gününde, oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Doktorun Yanlış Tedavisi - Bakanlığa Şikayet- Karşı Şikayet burcu nas Hukuk Soruları Arşivi 1 08-02-2007 15:06
Rastgele arama yok obaykan Hukuk Haberleri 2 07-08-2006 13:19


THS Sunucusu bu sayfayı 0,03144693 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.