Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Gasp Suçlaması

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 21-12-2010, 23:48   #1
ADALET44

 
Soru Gasp Suçlaması

Sayın Meslektaşlarım,
daha önce de yazdığım gibi Avukatlık stajımı yapıyorum.Bir tanıdığa yardımcı olabilmem için sizlerin yardımına ihtiyacım var.
Konuyu bildiğim kadar ile yazıyorum.
Tanıdık yurtdışından tatil için bir haftalığına Türkiye'ye geliyor.Beş yıldızlı otelde bir hayat kadınının iftirasına uğruyor.Kadın dövülerek 400 TL sinin alındığını,alan ve döven kişi olarak da bu tanıdığı gösteriyor.Ayrıca darp edildiğine dair raporu var.Tanıdık iş adamı kadını tanıdığını ama parasını almadığını ve dövmediğini beyan ediyor.Oteldeki tanıklar ve video kayıtları da tanıdığın ifadesini doğruluyor.Daha önceleri de bir kaç kez aynı komployu başka iş adamlarına da kurmuşlar.Şimdi kendisi yurtdışına döndü.Kendisini arkadaşları arayıp Ocak ayında (gasp suçundan)duruşması olduğunu bildirmişler.Kendisine her hangi bir tebligat gitmemiş.
Tanıdık tebligat gelmediği sürece hiçbir reaksiyonda bulunmayıp, birinci duruşmanın sonucunu beklemek istiyor.
Sizce nasıl davranmalıyız yardımcı olursanız çok sevinirim
saygılarımla
Old 22-12-2010, 12:24   #2
av.alper tunker

 
Varsayılan

Ceza davalarında tebligatın yapılamamıs durumunda YAKALAMA KARARI verilmektedi,buda tanıdığınızın Türkiye'ye giriş yapacağı anda gözaltına alınacağı anlamına gelir
Tanıdığınız nöbetçi mahkemeye çıkmayı bekleyecekse bence sorun yok
Old 22-12-2010, 14:38   #3
ATARAS

 
Varsayılan

Sayın Meslektaşım,

Tanıdığınız bir avukata vekaletname versin. Avukat arkadaş duruşmaya girip sanığı gelecek celse hazır edeceğini söylesin. Bu arada müştekinin ifadesi alınır. Tanıdığınız ve avukatı dosyaya hazırlanır, hakkında yakalama kararı çıkmamış olur... iyi çalışmalar
Old 22-12-2010, 18:21   #4
ADALET44

 
Soru

cevaplarınız için teşekkür ederim.Ama yapılması gerekeni tam anlamak istiyorum.
Tanıdık zaten savcılıga ifadesini vermiş,tanıklar dinlenmiş ve tanıdık serbest bırakılmış.Bu durumda tutuklama kararı verilebilir mi?
Beni ayrıntılı olarak aydınlatırsanız çok sevinirim.Biliyorsunuz henüz stajyerim
saygı ve selamlar
Old 22-12-2010, 18:34   #5
üye34660

 
Varsayılan

Bence tanıdığınız gelsin bir an önce adaletin şefkatli kollarına teslim olsun, sonrası Allah kerim...
Old 22-12-2010, 21:28   #6
ADALET44

 
Varsayılan

Sayın Şenoğlu,

birincisi tanıdık üzerine atılı suçu işlememiş,ikincisi
savcı yurtdışına çıkmasına izin vermiş yani kaçak değil ki teslim olsun.Doğrusu ne demek istediğinizi anlayamadım
selamlar
Old 23-12-2010, 08:02   #7
üye34660

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Zeliha Gültekin
Sayın Şenoğlu,

birincisi tanıdık üzerine atılı suçu işlememiş,ikincisi
savcı yurtdışına çıkmasına izin vermiş yani kaçak değil ki teslim olsun.Doğrusu ne demek istediğinizi anlayamadım
selamlar

Değerli meslektaşım, suçun subutu ayrı bir konu, ama tanıdığınız hakkında yağma suçundan dava açıldığına göre, mahkemenin CMK'nın 196/2 maddesine göre bizzat savunmasını alması gerekir, eğer duruşmaya gitmezse bu durumda CMK'nın 94.maddesi gereğince sanık hakkında yakalama emri çıkartılması kuvvetle muhtemeldir ki, bu tanıdığınız için olumsuz sonuçlar doğurabilir, yurtdışına çıkışlarda ve yurda girişlerde başına dert açabilir, ben bu bağlamda gidip ifade vermesinin daha doğru olacağını belirtmeye çalıştım. Saygılarımla...
Old 23-12-2010, 21:12   #8
Lpolat

 
Varsayılan

5 yıldan az bir ceza gerektiren bir suç isnadı olsaydı talimatla savunmasıı alınabilir fakat konu gasp suçu olunca kanundaki cezasına bakılırsa talimatla ifade alınması mümkün değildir bu nedenle bizzat gidip savunmasını yapmasını tavsiye ederiz.
Old 24-12-2010, 14:10   #9
resume

 
Varsayılan

Sayın meslektaşın anlattığına göre, tanıdığının savcılık soruşturması sırasında ifadesi alınmış ve serbest bırakılmış. Şu anda kendisi hakkında dava açıldığını belirttiğine göre, kovuşturma aşamasında sanık hakkında yakalama kararı verilebilecek iki hal vardır. Birincisi CMK 199 maddesinde düzenlenen hal ,ikincisi de CMK 247 vd .maddelerinde kaçak şahışlarla ilgili haldir. Unutulmamalıdır ki, CMK insan haklarının uygulama kanunudur.Dolayısıyla her müessesenin işlevinin insan hakları bağlamında değerlendirilmesi gerekir.
Dolayısıyla, adaletin şefkatli kolarına teslim olurken herşeyin de yasaya ve insan hakları uygulamarına uygun olması gerekir. Bu kapsamda öncelikle sanığa CMK 176 maddesi uyarınca iddianame ile duruşma gününün CMK 145'e göre çağrıkağıdı ile bildirilmesi yani çağrı yapılması gerekir.Bundan başka Kovuşturma evresinde doğrudan “kaçak” kararı verilemez.Bunun için kovuşturma evresinde görevli ve yetkili mahkemece,(CMK’un 145 .md. ne göre) tebligat çıkarılması, çağrıya uyulmaması halinde (CMK’un 146. ve176.md.göre ) zorla getirme kararı verilmesi , sonuçsuz kalması halinde ilanen tebligat yapılması ,bununda sonuçsuz kalması halinde”kaçak” kararının verilmesi mümkündür. Bu husus uygulayıcılara yönelik eğitim seminerlerinde açıkça vurgulandığı halde , eski alışkanlıklarla yasaya ve insan hakları uygulamasına aykırı uygulamalara devam edildiği de ortadadır. Bu yanlış uygulamalara yılmadan ve bıkmadan itiraz etmek her hukukçunun görevidir. Özgürlüğün kısıtlanması sonucu doğuracak her yanlış uygulama, ne yapalım uygulama bu yönde denilerek sineye çekilmemelidir. CMK çok açıktır.
Tanıdığın yapması gereken iş , vekalet verip dosyaya yurtdışındaki yada türkiyedeki ikametgah adresini bildirip, usulüne uygun çağrı yapılmasını beklemek.Her şey usulüne uygun olduğunda , adalet şefkatli olacaktır.
CMK 94 maddesinin uygulama olanağı ise bu prosedürlerin uygulanmasından sonra ancak sanık hakkında çıkarılan yaklama emri üzerine, yetkli mahkemenin görev sahası dışında yaklanan şahsın ,yetkili mahkemeye gönderilmek üzere tutuklanmasıdır. Buna yol tutuklaması da denir. Örnek olarak, Bursa' da hakkında dava açılan sanığın, İstanbul havalimanında yakalanması halinde ,eğer hakkında düzenlenmiş bir yakalama emri varsa CMK 94 e göre işlem yapılır.
Old 24-12-2010, 17:16   #10
üye34660

 
Varsayılan

Normal prosedür önce sanığa davetiye çıkarmak, gelmezse zorla getirme müzekkeresi düzenlemek, ondan da sonuç alınamazsa yakalama emri hazırlanması; ancak uygulamada, bazen ve özellikle normal prosedürle ulaşılamayacağı düşünülen sanıklar hakkında doğrudan yakalama emri de düzenlenebilmektedir. Bu husus tamamen mahkemenin takdirindedir....Saygılarımla

CEZA MUHAKEMESİ KANUNU
Kanun Numarası : 5271
Kanun Kabul Tarihi : 04/12/2004
Yayımlandığı Resmi Gazete Tarihi :17/12/2004
Yayımlandığı Resmi Gazete Sayısı : 25673


Madde 199 - (1) Mahkeme, sanığın hazır bulunmasına ve zorla getirme kararı veya yakalama emriyle getirilmesine her zaman karar verebilir.
Old 24-12-2010, 17:19   #11
üye34660

 
İyi

Alıntı:
Yazan resume
Sayın meslektaşın anlattığına göre, tanıdığının savcılık soruşturması sırasında ifadesi alınmış ve serbest bırakılmış. Şu anda kendisi hakkında dava açıldığını belirttiğine göre, kovuşturma aşamasında sanık hakkında yakalama kararı verilebilecek iki hal vardır. Birincisi CMK 199 maddesinde düzenlenen hal ,ikincisi de CMK 247 vd .maddelerinde kaçak şahışlarla ilgili haldir. Unutulmamalıdır ki, CMK insan haklarının uygulama kanunudur.Dolayısıyla her müessesenin işlevinin insan hakları bağlamında değerlendirilmesi gerekir.
Dolayısıyla, adaletin şefkatli kolarına teslim olurken herşeyin de yasaya ve insan hakları uygulamarına uygun olması gerekir. Bu kapsamda öncelikle sanığa CMK 176 maddesi uyarınca iddianame ile duruşma gününün CMK 145'e göre çağrıkağıdı ile bildirilmesi yani çağrı yapılması gerekir.Bundan başka Kovuşturma evresinde doğrudan “kaçak” kararı verilemez.Bunun için kovuşturma evresinde görevli ve yetkili mahkemece,(CMK’un 145 .md. ne göre) tebligat çıkarılması, çağrıya uyulmaması halinde (CMK’un 146. ve176.md.göre ) zorla getirme kararı verilmesi , sonuçsuz kalması halinde ilanen tebligat yapılması ,bununda sonuçsuz kalması halinde”kaçak” kararının verilmesi mümkündür. Bu husus uygulayıcılara yönelik eğitim seminerlerinde açıkça vurgulandığı halde , eski alışkanlıklarla yasaya ve insan hakları uygulamasına aykırı uygulamalara devam edildiği de ortadadır. Bu yanlış uygulamalara yılmadan ve bıkmadan itiraz etmek her hukukçunun görevidir. Özgürlüğün kısıtlanması sonucu doğuracak her yanlış uygulama, ne yapalım uygulama bu yönde denilerek sineye çekilmemelidir. CMK çok açıktır.
Tanıdığın yapması gereken iş , vekalet verip dosyaya yurtdışındaki yada türkiyedeki ikametgah adresini bildirip, usulüne uygun çağrı yapılmasını beklemek.Her şey usulüne uygun olduğunda , adalet şefkatli olacaktır.
CMK 94 maddesinin uygulama olanağı ise bu prosedürlerin uygulanmasından sonra ancak sanık hakkında çıkarılan yaklama emri üzerine, yetkli mahkemenin görev sahası dışında yaklanan şahsın ,yetkili mahkemeye gönderilmek üzere tutuklanmasıdır. Buna yol tutuklaması da denir. Örnek olarak, Bursa' da hakkında dava açılan sanığın, İstanbul havalimanında yakalanması halinde ,eğer hakkında düzenlenmiş bir yakalama emri varsa CMK 94 e göre işlem yapılır.



Böylece Şefkatli kollara ulaşmak farklı yollardan olabiliyor. Bunda yasaya ve insan haklarına aykırı bir durum da yoktur. Saygılarımla
Old 25-12-2010, 21:18   #12
resume

 
Varsayılan

Sayın meslektaşın madde metnini tam olarak yazdığı CMK 199 maddesi dikkatlice okunduğunda, maddede sayılan tedbirlerin sırasının rastgele değil CMK daki sıralamaya yani, ifade için çağırma yada duruşma günün tebliği, zorla getirme ve yaklama emri verilmesi müesselerinin sıralanış biçimine uygun olduğu ve CMK 199 daki sıralamanın da bu sıralamaya uygun olacak biçimde kanunkoyucu tarafından gözönüne alınarak madde metnine sıra ile yazıldığı görülecektir. Dolayısıyla, bir uygulayıcı da bu sıralamaya uymadan, yanı davet ve zorla getirme müesselerini uygulamadan doğrudan ben sanık hakkında CMK 199 uyarınca yakalama emri çıkarıyorum diyemez.Kişi hürriyetinin kısıtlanması sonucu doğuracak uygulamalarda ,insan haklarına uygun çözümleri ,prosedürde olsa uygulamak gerek.
Benzeri konularda verilmiş yargıtay kararları okuduğumu da hatırlıyorum, arşivimde bulabilirsem buraya aktaracağım.
Ayrıca, yurtdışında yaşayan sanıklar için verilmiş olan yakalama emirleri nedeniyle, yol tutuklamasından dolayı çok sıkıntılar yaşanıyor.Havalimanlarında yakalanıpta, yol tutuklanmasına maruz kalan ve yetkili mahkemeye sevkini bekleyen, Jandarmanın yetersiz personel bakanlığın da ödenek yetersizliği nedeniyle bir türlü yetkili mahkemeye sevk edilemeyen mağdurlar var.Gerçi personel yetersizliği ve bakanlığın ödenek sorunu, uygulayıcıların sorunu değil ama, bu sorunlar nedeniyle AHİM de türkiyenin ödediği tazminatların halkın vergileri ile ödendiğide hatırdan çıkarılmamalı....
Old 25-12-2010, 21:34   #13
Av.Ömer Güntay

 
Varsayılan CMK.m.98/3

Alıntı:
Yazan resume
Sayın meslektaşın anlattığına göre, tanıdığının savcılık soruşturması sırasında ifadesi alınmış ve serbest bırakılmış. Şu anda kendisi hakkında dava açıldığını belirttiğine göre, kovuşturma aşamasında sanık hakkında yakalama kararı verilebilecek iki hal vardır. Birincisi CMK 199 maddesinde düzenlenen hal ,ikincisi de CMK 247 vd .maddelerinde kaçak şahışlarla ilgili haldir. Unutulmamalıdır ki, CMK insan haklarının uygulama kanunudur.Dolayısıyla her müessesenin işlevinin insan hakları bağlamında değerlendirilmesi gerekir.
Dolayısıyla, adaletin şefkatli kolarına teslim olurken herşeyin de yasaya ve insan hakları uygulamarına uygun olması gerekir. Bu kapsamda öncelikle sanığa CMK 176 maddesi uyarınca iddianame ile duruşma gününün CMK 145'e göre çağrıkağıdı ile bildirilmesi yani çağrı yapılması gerekir.Bundan başka Kovuşturma evresinde doğrudan “kaçak” kararı verilemez.Bunun için kovuşturma evresinde görevli ve yetkili mahkemece,(CMK’un 145 .md. ne göre) tebligat çıkarılması, çağrıya uyulmaması halinde (CMK’un 146. ve176.md.göre ) zorla getirme kararı verilmesi , sonuçsuz kalması halinde ilanen tebligat yapılması ,bununda sonuçsuz kalması halinde”kaçak” kararının verilmesi mümkündür. Bu husus uygulayıcılara yönelik eğitim seminerlerinde açıkça vurgulandığı halde , eski alışkanlıklarla yasaya ve insan hakları uygulamasına aykırı uygulamalara devam edildiği de ortadadır. Bu yanlış uygulamalara yılmadan ve bıkmadan itiraz etmek her hukukçunun görevidir. Özgürlüğün kısıtlanması sonucu doğuracak her yanlış uygulama, ne yapalım uygulama bu yönde denilerek sineye çekilmemelidir. CMK çok açıktır.
Tanıdığın yapması gereken iş , vekalet verip dosyaya yurtdışındaki yada türkiyedeki ikametgah adresini bildirip, usulüne uygun çağrı yapılmasını beklemek.Her şey usulüne uygun olduğunda , adalet şefkatli olacaktır.
CMK 94 maddesinin uygulama olanağı ise bu prosedürlerin uygulanmasından sonra ancak sanık hakkında çıkarılan yaklama emri üzerine, yetkli mahkemenin görev sahası dışında yaklanan şahsın ,yetkili mahkemeye gönderilmek üzere tutuklanmasıdır. Buna yol tutuklaması da denir. Örnek olarak, Bursa' da hakkında dava açılan sanığın, İstanbul havalimanında yakalanması halinde ,eğer hakkında düzenlenmiş bir yakalama emri varsa CMK 94 e göre işlem yapılır.

Değerli meslektaşım, görüşlerinize katılıyorum. Tek ekleyeceğim husus yakalama emri kararının dayanak maddesinin, CMK.m.98/3 olduğudur. CMK.m.94, bu kararın bilfiil infazında nasıl hareket edileceğini düzenliyor. Saygılarımla.
Old 26-12-2010, 08:49   #14
üye34660

 
Varsayılan

Değerli meslektaşlar, burada akademik tartışma yapmıyoruz, genç arkadaşımız sanırım uygulamada ve olasılıklar içersinde, yurtdışında yaşayan tanıdığının duruşmaya gelmemesi durumunda başına ne gelebilir bağlamında sormuş diye düşünüyorum. Ben de bu bağlamda yanıt verdim. Yani uygulama nasıl olabilir, sanık hakkında yakalama emri çıkarılabilir mi?
Uygulamada CMK'nun 98. maddesinden yakalama emri çıkarılması sanık savunmasının alınıp serbest bırakılması durumunda; sanığın bizzat yargılandığı mahkemece savunmasının alınması için yakalama emri çıkarılması(CMK'nun 196/2 maddesi ) ise CMK'nun 94.maddesine göre olmaktadır. CMK'nun 94.maddesinden yakalama emri çıkarıldığında eğer sanık yargılandığı mahkemenin bulunduğu yerden başka yerde yakalanırsa yol tutukulaması riskiyle karşı karşıya kalmaktadır. Genç arkadaşımız da daha çok bu bağlamda soruyu sormuş diye düşünüyorum. Yani tanıdığı kişinin duruşmaya gelmemesi durumunda ne gibi olumsuz hususlar olabilir, uygulama nasıl olabilir hususlarını sormuş. Eğer akademik olarak konuyu tartışmak gerekirse soruya farklı yanıt verilebilir tabi ki.

Ayrıca CMK'nun 199.maddesine göre mahkeme doğrudan yakalama emri de düzenleyebilir, uygulamada bu tür kararlar çok bulunmaktadır. Buna yasal engel de yoktur. Bir şahıs yurt dışındaysa ve adresi belli değilse ya da uzun zaman duruşmaya gelmeme ihtimali varsa, açılan davanın da niteliği dikkate alınarak doğrudan hakkında yakalama emri düzenlenebilir. İdeal olan bu mudur değil midir, ayrı bir konu. Ancak böyle bir risk de vardır sanık açısından. Buna dikkat çekmek istedim.

Saygılarımla
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Askerde İçki İçerken Yakalanma Suçlaması Adalet34 Meslektaşların Soruları 27 17-09-2009 10:59
kızlık yok suçlaması Konuk Kadınlara Hukuki Destek Merkezi (KAHDEM) 3 14-10-2008 10:29
Gasp Çetesi arzaplı Hukuk Soruları 2 24-09-2007 12:28
İşçilik Hakları Ve İşveren Suçlaması hatice Meslektaşların Soruları 4 10-05-2003 00:30


THS Sunucusu bu sayfayı 0,04122710 saniyede 15 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.