Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

İcra Takibine Konulup Geri Çekilen Bononun Zamanaşımı

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 04-12-2014, 17:05   #1
bir zamanların nokiası

 
Varsayılan İcra Takibine Konulup Geri Çekilen Bononun Zamanaşımı

Sayın meslektaşlar,

Elimizde bir bono var ödeme tarihi ..05.2010. Bu bono 2010 yılında icra takibine konuluyor sonrasında işlemsizlikten dolayı düşüyor. 2012 yılında dosya yenileniyor ve takibe devam ediliyor. 2013 yılında takip geri çekiliyor ve icra müdürü "senedin bakiyesi .... TL'dir" yazarak ...04.2013 tarihinde bono alacaklıya geri veriyor.

Bu durumda bononun zamanaşımına uğrayıp uğramadığına karar verememiş bulunmaktayız. İcra takibiyle kesilen zamanaşımı ...04.2013 tarihinde yeniden ve baştan mı başlamıştır? Yoksa bono zamanaşımına mı uğramıştır?

Yardımlarınız şimdiden teşekkürler.
Old 04-12-2014, 18:57   #2
Av. Hakan GÜRGEZOĞLU

 
Varsayılan

Takibin geri çekilmesinden kast ettiğiniz nedir ve nasıl açabilirmisiniz.
Old 04-12-2014, 19:05   #3
bir zamanların nokiası

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av. Hakan GÜRGEZOĞLU
Takibin geri çekilmesinden kast ettiğiniz nedir ve nasıl açabilirmisiniz.

Sayın Gürgezoğlu,

Alacaklı takipten vazgeçerek bononun tarafına iadesini istiyor.
Old 04-12-2014, 23:28   #4
imsel

 
Varsayılan

sanırım burada takip sırasında zamanaşımı durur.alacaklı bonoyu geri aldıktan sonra tekrar kaldığı yerden devam eder.
Old 04-12-2014, 23:33   #5
Av.İlker DOLGUN

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY
12.Hukuk Dairesi

Esas: 2013/15480
Karar: 2013/20753
Karar Tarihi: 04.06.2013

TAKİBİN İPTALİ TALEBİ - YENİLEME EMRİ VE ÖDEME EMRİNİN TEBLİĞİ TALEBİNE KADAR TAKİP DOSYASINDA ZAMANAŞIMINI KESEN BİR İŞLEM YAPILMADIĞI - BONOLAR İÇİN YASADA ÖNGÖRÜLEN ÜÇ YILLIK ZAMANAŞIMININ GERÇEKLEŞTİĞİ - TAKİBİN DURDURULMASI GEREĞİ - HÜKMÜN BOZULMASI

ÖZET: Takibe başlandığı ... tarihinde borçluya ödeme emri gönderildiği, ancak bila tebliğ iade edildiği, bu tarihten alacaklının yenileme emri ve ödeme emrinin tebliği için talepte bulunduğu ... tarihine kadar takip dosyasında zamanaşımını kesen bir işlem yapılmadığı, dolayısıyla bonolar için yasada öngörülen üç yıllık zamanaşımının gerçekleştiği anlaşılmaktadır. O halde mahkemece İ.İ.K. gereğince zamanaşımı itirazının kabulüyle takibin durdurulmasına karar verilmesi gerekirken şikayetin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.

(6762 S. K. m. 661, 663, 690)

Dava: Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi Dr. Ş. K. tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği düşünüldü:

Karar: 6762 Sayılı T.T.K.nun 690. maddesi uyarınca poliçedeki zamanaşımına ait T.T.K.nun 661 ve 663. madde hükümleri bonolar hakkında da geçerlidir. T.T.K.nun 661/1. maddesi; <Poliçeyi kabul edene karşı açılacak davalar vadenin geldiği tarihten itibaren 3 yıl geçmekle zamanaşımına uğrar> şeklinde düzenlenmiştir. Buna göre poliçeyi kabul eden muhataba (bonoyu düzenleyen keşideciye) karşı yapılacak takiplerde zamanaşımı süresi vadeden itibaren 3 yıldır.

Somut olayda 30.1.2009 vade tarihli bonoya dayalı olarak 7.4.2009 tarihinde borçlu aleyhine kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla icra takibi başlatıldığı, örnek 10 ödeme emrinin 14.4.2009 tarihinde tebliğ edilemeden iade edildiği, 14.11.2012 tarihinde alacaklının talebi üzerine düzenlenen yenileme emrinin ödeme emriyle birlikte 28.11.2012 tarihinde borçluya tebliğ edildiği, borçlunun süresi içinde 3.12.2012 tarihinde icra mahkemesine başvurarak zamanaşımı sebebiyle takibin iptalini talep ettiği görülmektedir.

Yukarıdaki açıklamadan da anlaşılacağı üzere takibe başlandığı 7.4.2009 tarihinde borçluya ödeme emri gönderildiği, ancak bila tebliğ iade edildiği, bu tarihten alacaklının yenileme emri ve ödeme emrinin tebliği için talepte bulunduğu 14.11.2012 tarihine kadar takip dosyasında zamanaşımını kesen bir işlem yapılmadığı, dolayısıyla bonolar için yasada öngörülen (3) yıllık zamanaşımının gerçekleştiği anlaşılmaktadır.

O halde mahkemece İ.İ.K.nun 169a/4-5. maddesi gereğince zamanaşımı itirazının kabulüyle takibin durdurulmasına karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle şikayetin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.

Sonuç: Borçlunun temyiz itirazlarının kabulüyle mahkeme kararının yukarda yazılı sebeplerle İ.İ.K.366 ve H.U.M.K.nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 04.06.2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
Old 05-12-2014, 03:35   #6
Av. Hakan GÜRGEZOĞLU

 
Varsayılan

Takipten vazgeçildikten sonra başlatılacak yeni takip yönünden zamanaşımı süresinin ilk takip ile ilişkilendirilmesi mümkün değildir. Buna göre sizin somut olayınızda ..04/2013 de vazgeçilen takip sonrası en geç ..05/2013 tarihinde yeni takip başlatılmalıydı. Bu tarih itibarıyla 3 yıllık zamanaşımı süresi dolmuştur.
Umarım bilgiler faydalı olabilmiştir.
Old 05-12-2014, 12:26   #7
bir zamanların nokiası

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av. Hakan GÜRGEZOĞLU
Takipten vazgeçildikten sonra başlatılacak yeni takip yönünden zamanaşımı süresinin ilk takip ile ilişkilendirilmesi mümkün değildir. Buna göre sizin somut olayınızda ..04/2013 de vazgeçilen takip sonrası en geç ..05/2013 tarihinde yeni takip başlatılmalıydı. Bu tarih itibarıyla 3 yıllık zamanaşımı süresi dolmuştur.
Umarım bilgiler faydalı olabilmiştir.

Sayın Gürgezoğlu,

TTK 750. maddesinde takip talebinin zamanaşımını keseceği hüküm altına alınmış. Yine madde 751/2 de zamanaşımın her kesildiğinde, aynı süreli(3 yıl) yeni bir zamanaşımının işleyeceği yönünde. Olayımızda da 2012 yılında bono tekrar takibe konulduğundan, yeni bir 3 yıllık zamanaşımı süresi işlemeye başlamıştır.

Aynı açıklamayı birazdan icra müdürüne de yapacağım, sonucu da burada ilan edeceğim. Saygılarımla.
Old 05-12-2014, 13:17   #8
Av. Hakan GÜRGEZOĞLU

 
Varsayılan

Sn nokia
Takipten vazgeçmekle ortada geçerli bir icra takibi kalmayacağı için, geçmişe dönük olarak geçerliliği olmayan icra takibinin zamanaşımını kesmesi de düşünülemez.
Bono zamanaşımına uğramıştır.
Old 05-12-2014, 15:13   #9
bir zamanların nokiası

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av. Hakan GÜRGEZOĞLU
Sn nokia
Takipten vazgeçmekle ortada geçerli bir icra takibi kalmayacağı için, geçmişe dönük olarak geçerliliği olmayan icra takibinin zamanaşımını kesmesi de düşünülemez.
Bono zamanaşımına uğramıştır.

Sayın Gürgezoğlu,

İcra takibini örnek 10 ödeme emri gönderilmesi suretiyle açmış bulunmaktayım. Sizin kaçırdığınız hususun şu olduğunu düşünüyorum. TTK 751. maddesinde açıkça
Alıntı:
MADDE 751- (1) Zamanaşımını kesen işlem, kimin hakkında meydana gelmişse ancak ona karşı hüküm ifade eder.

(2) Zamanaşımı kesilince, süresi aynı olan yeni bir zamanaşımı işlemeye başlar.
demektedir. İcra takibinden vazgeçilmiş olması, 2012 yılında yenileme ve ödeme emri talep edilmiş olmasının önüne geçemez. Bono 2012 yılında yeniden başlayan 3 yıllık zamanaşımı süresinin içinde tekrar takibe konulmuştur. Ayrıca bugün tarihi itibariyle sıfırdan bir 3 yıllık süre daha işlemeye başlamıştır.

Bilgilerinizi rica eder, başarılar dilerim.
Old 05-12-2014, 16:19   #10
Aybüke Kağan

 
Varsayılan

Benzer bir dosyada bende mevcut. Dosya üç yıl işlemsiz kalmış , sonrasında yenileme emri gönderilmiş.Ben de icra hukukta dava açacağım. Ancak borçlu bir şirket, tasfiye olmuş. Benim müvekkilim icra kefili. İcra kefili zamanaşımıyla ilgili dava açabilir mi ?
Old 05-12-2014, 16:22   #11
Aybüke Kağan

 
Varsayılan

Bu arada takip devam ederken zamanaşımı itirazı her zaman yapılabilir. Ancak bono geri alınmış ve yeni bir takip başlatılmış ise zamanaşımı itirazı 5 GÜNLÜK SÜREYE TABİDİR. BU NOKTAYA DİKKAT ! Alacaklı vekili akıllı hareket etmiş , diyebiliriz
Old 05-12-2014, 16:34   #12
Aybüke Kağan

 
Varsayılan

Zamanaşımına uğramış bonoyu icraya koyarken etik kuralları ve Disiplin kararlarını unutmamak lazım !

]Avukatlık Yasasının 34. maddesine göre “Avukatlar yüklendikleri görevleri, bu görevin kutsallığına yakışır bir şekilde özen, doğruluk ve onur içinde yerine getirmek ve avukatlık unvanının gerektirdiği saygı ve güvene uygun biçimde davranmak ve Türkiye Barolar Birliğince belirlenen meslek kurallarına uymakla yükümlüdürler.” Türkiye Barolar Birliği Meslek Kurallarının 3.maddesine göre “Avukat, mesleki çalışmasını kamunun inancını ve mesleğe güveninin sağlayacak biçimde ve işine tam bir sadakatle yürütür.” 4.maddesine göre “Avukat, mesleğin itibarını zedeleyecek her türlü tutum ve davranıştan kaçınmak zorundadır.”

İncelenen belgelerden şikâyetli avukatın, takip tarihi olan 26.01.2007 tarihinde kambiyo senedi niteliğini kaybetmiş olan 31.12.2002 tarihli bonoyu ilamsız takiplere mahsus ödeme emri ile adi alacak olarak icra takibine konu ettiği halde, gerek işlemiş faiz olarak asıl alacağı eklediği 15.065,00.-TL. sı, gerekse takipten sonra işletilmesini talep ettiği faizi %35 olarak talep etmesi Kurul’umuzun yerleşmiş kararları ile de kabul edildiği gibi; borçlunun muhtemel bilgisizliğinden yararlanılarak icra takiplerinde yasal sınırlar üzerinde faiz isteminde bulunmak ve itiraz edilmediği veya itiraz süresi kaçırıldığı takdirde haksız kazanç sağlamak düşüncesi olarak değerlendirilmekte ve özen, meslek güveni, meslek itibarı ilkelerine ve hukuk kurallarının tam olarak uygulanmasına aracı olma kurallarına aykırılık oluşturmaktadır. Ayrıca, icra takibinde takip başlangıç toplamı 25.465,00.-TL. sı olduğu halde bu takibi dayanak göstererek kısmi ihtiyati haciz talebi, eksik teminat yatırma ve sonrasında alınan karar ile borçluyu ve ailesini ödemeye zorlama olarak kullanılmış, şikayetçinin babası ve şikayetçi haciz tarihinde takibin 3.000,00.-TL. sı olduğu yönünde izlenime sevk edilerek, borcun tamamı için icra kefilliği sağlanmıştır. Ayancık İcra Hukuk Mahkemesinin 2007/58 esas, 2008/19 karar sayılı kararı ile de bu işlem iptal edilmiş, borçlunun muhtemel bilgisizliğinden yararlanılarak, itiraz etmemesi veya süresini geçirmesi halinde babasının da borçlu haline getirilmesi amaçlanmıştır.


Şikayetli avukatın disiplin sicil özeti ve ilgili disiplin kurulu kararlarının incelenmesinde, bu kovuşturma konusunu oluşturan eylem tarihinden önceye ait Baro Disiplin Kurulunun 19.10.2004 gün ve 2004/1 Esas, 2004/1 Karar sayılı ve şikâyetli avukatın Avukatlık Yasasının 38. maddesine aykırılık oluşturan eylemi sebebiyle verilmiş kınama cezasının bulunduğu, bu kararın Kurulumuzun 25.02.2005 gün ve 2004/387 Esas, 2005/83 Karar sayılı kararı ile onandığı, şikâyetli avukat hakkında bu kovuşturmadaki eylem tarihinden sonra kesinleşen veya devam eden çok sayıda disiplin cezalarının bulunduğu görülmektedir.

Avukatlık Yasasının 136/1 maddesine göre “Bu kanunun avukatların hak ve ödevleri ile ilgili altıncı kısmında yazılı esaslara uymayanlar hakkında ilk defasında en az kınama, tekrarında davranışın ağırlığına göre, para veya işten çıkarma cezası ve 5. maddenin (a) bendinde yazılı bir suçtan kesin olarak hüküm giyme halinde meslekten çıkarma cezası uygulanır”

Bu nedenlerle, şikayetli avukatın tekerrür oluşturan önceki disiplin cezasının da Avukatlık Yasasının altıncı kısmında yer alan 38.maddeye aykırılık sebebiyle verilmiş bulunması, bu kovuşturmanın da yine altıncı kısmında yer alan hükümlere aykırılık oluşturması dikkate alınarak, ayrıca eylemin ağırlığı, şikâyetli avukatın eylem tarihinden sonra hakkında verilen kararlar ile çok sayıda disiplin cezasına muhatap olması, disiplin suçu işlemedeki ısrarlı eylemleri gibi hususlar ile Avukatlık yasasının 158 maddesindeki ilkeler de dikkate alınarak Baro Disiplin Kurulu’nun eylemi disiplin suçu olarak kabulü ve karşılığı cezanın tespitinde hukuka aykırılık bulunmamış kararın onanması gerekmiştir.

Sonuç olarak, şikâyetli avukatın itirazının reddi ile Baro Disiplin Kurulunun “Üç Ay Süre İle İşten Çıkarma Cezası Verilmesine” ilişkin kararının ONANMASINA, oybirliği ile karar verildi.
Old 05-12-2014, 18:48   #13
bir zamanların nokiası

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Aybüke Kağan
Benzer bir dosyada bende mevcut. Dosya üç yıl işlemsiz kalmış , sonrasında yenileme emri gönderilmiş.Ben de icra hukukta dava açacağım. Ancak borçlu bir şirket, tasfiye olmuş. Benim müvekkilim icra kefili. İcra kefili zamanaşımıyla ilgili dava açabilir mi ?

Sayın Kağan,

Dosya üç yıl işlemsiz kaldıysa bono zamanaşımına uğramıştır. Benim sorduğum ve örneklediğim olayda ise son takip talebinin üzerinden üç yıl geçmediği için bono TTK hükümleri gereği zamanaşımına uğramamıştır.

Sizin olayınız açısından; zamanaşımı itirazı ile icra mahkemesine gitmenize engel bir durum yoktur. Ancak bu cevabım, size örnek 10 ödeme emri ve yenileme emri gönderildiği varsayımına dayanmaktadır.

Tarafınıza iletilen ödeme emri örnek 7 ise alacaklının ilamsız icra yapmasında hukuki bir engel bulunmadığından herhangi bir sorun yoktur, Sizin de bu takibe itiraz etme hakkınız vardır. Şunu da unutmayın ki zamanaşımına uğramış bir bono ilamsız icraya konulur ve borçlu itiraz ederse, alacaklının elinde şeklen geçerli bir borç ikrarı olduğundan davayı borçlunun kaybedeceği aşikardır.

Kolay gelsin.
Old 05-12-2014, 19:24   #14
Av. Hakan GÜRGEZOĞLU

 
Varsayılan

Sn Nokia,
vazgeçmeyi ne yapacaksınız ? vazgeçmenin anlamı ? ve sonuçları yokmudur ya da sizce nedir?
İcra takibini açmak suretiyle kestiğiniz zamanaşımını, takipten vazgeçmek suretiyle kendiniz hükümsüz hale getirmişsiniz. Vazgeçme ile takip en başından itibaren ortadan kalkacağına göre zamanaşımı niye kesilmeye devam etsin ?
Bunun ödeme emri ile ilgisi yok, bunun takipten vazgeçmeniz ile ilgisi var.
Ayrıca icra müdürüne yaptığınız açıklama sonrası aldığınız cevabı yayınlamadınız, merakla bekliyorum.
Old 06-12-2014, 00:51   #15
bir zamanların nokiası

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av. Hakan GÜRGEZOĞLU
Sn Nokia,
vazgeçmeyi ne yapacaksınız ? vazgeçmenin anlamı ? ve sonuçları yokmudur ya da sizce nedir?
İcra takibini açmak suretiyle kestiğiniz zamanaşımını, takipten vazgeçmek suretiyle kendiniz hükümsüz hale getirmişsiniz. Vazgeçme ile takip en başından itibaren ortadan kalkacağına göre zamanaşımı niye kesilmeye devam etsin ?
Bunun ödeme emri ile ilgisi yok, bunun takipten vazgeçmeniz ile ilgisi var.
Ayrıca icra müdürüne yaptığınız açıklama sonrası aldığınız cevabı yayınlamadınız, merakla bekliyorum.
Sayın Gürgezoğlu,

Öncelikle icra müdürüne herhangi bir açıklama yapmama gerek kalmadı. Senedin üzerinde daha önceden 2012/... E. gibi bir esas numarası işlendiğinden ve icra müdürünün kaşesi bulunduğundan, örnek 10 ödeme emri gönderilmesi şeklinde açtığım talebim kabul edildi.

Öte yandan diğer sorularınızın cevabı tek cümle; söylediğiniz her şey icra iflas hukukunun inceleme alanı. Bizim dayanağımız ise ticaret hukukunun inceleme alanı. TTK'nın ilgili maddeleri sizi aydınlatacaktır.

Alıntı:
...icra takibini açmak suretiyle kestiğiniz zamanaşımı...
Sizin anlamamakta ısrar ettiğiniz benim de anlatmaktan usanmayacağım nokta burası; süresinde takibe geçmemizle birlikte, sizin de dediğiniz gibi zamanaşımı kesildi ve sıfırdan yeniden başladı. İcra takibinden vazgeçmemiz mi? İşte o tamamen icra iflas hukukunun konusu.

İlginize teşekkür eder, iyi geceler dilerim.
Old 06-12-2014, 01:08   #16
bir zamanların nokiası

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Aybüke Kağan
Zamanaşımına uğramış bonoyu icraya koyarken etik kuralları ve Disiplin kararlarını unutmamak lazım !

]Avukatlık Yasasının 34. maddesine göre “Avukatlar yüklendikleri görevleri, bu görevin kutsallığına yakışır bir şekilde özen, doğruluk ve onur içinde yerine getirmek ve avukatlık unvanının gerektirdiği saygı ve güvene uygun biçimde davranmak ve Türkiye Barolar Birliğince belirlenen meslek kurallarına uymakla yükümlüdürler.” Türkiye Barolar Birliği Meslek Kurallarının 3.maddesine göre “Avukat, mesleki çalışmasını kamunun inancını ve mesleğe güveninin sağlayacak biçimde ve işine tam bir sadakatle yürütür.” 4.maddesine göre “Avukat, mesleğin itibarını zedeleyecek her türlü tutum ve davranıştan kaçınmak zorundadır.”

İncelenen belgelerden şikâyetli avukatın, takip tarihi olan 26.01.2007 tarihinde kambiyo senedi niteliğini kaybetmiş olan 31.12.2002 tarihli bonoyu ilamsız takiplere mahsus ödeme emri ile adi alacak olarak icra takibine konu ettiği halde, gerek işlemiş faiz olarak asıl alacağı eklediği 15.065,00.-TL. sı, gerekse takipten sonra işletilmesini talep ettiği faizi %35 olarak talep etmesi Kurul’umuzun yerleşmiş kararları ile de kabul edildiği gibi; borçlunun muhtemel bilgisizliğinden yararlanılarak icra takiplerinde yasal sınırlar üzerinde faiz isteminde bulunmak ve itiraz edilmediği veya itiraz süresi kaçırıldığı takdirde haksız kazanç sağlamak düşüncesi olarak değerlendirilmekte ve özen, meslek güveni, meslek itibarı ilkelerine ve hukuk kurallarının tam olarak uygulanmasına aracı olma kurallarına aykırılık oluşturmaktadır. Ayrıca, icra takibinde takip başlangıç toplamı 25.465,00.-TL. sı olduğu halde bu takibi dayanak göstererek kısmi ihtiyati haciz talebi, eksik teminat yatırma ve sonrasında alınan karar ile borçluyu ve ailesini ödemeye zorlama olarak kullanılmış, şikayetçinin babası ve şikayetçi haciz tarihinde takibin 3.000,00.-TL. sı olduğu yönünde izlenime sevk edilerek, borcun tamamı için icra kefilliği sağlanmıştır. Ayancık İcra Hukuk Mahkemesinin 2007/58 esas, 2008/19 karar sayılı kararı ile de bu işlem iptal edilmiş, borçlunun muhtemel bilgisizliğinden yararlanılarak, itiraz etmemesi veya süresini geçirmesi halinde babasının da borçlu haline getirilmesi amaçlanmıştır.


Şikayetli avukatın disiplin sicil özeti ve ilgili disiplin kurulu kararlarının incelenmesinde, bu kovuşturma konusunu oluşturan eylem tarihinden önceye ait Baro Disiplin Kurulunun 19.10.2004 gün ve 2004/1 Esas, 2004/1 Karar sayılı ve şikâyetli avukatın Avukatlık Yasasının 38. maddesine aykırılık oluşturan eylemi sebebiyle verilmiş kınama cezasının bulunduğu, bu kararın Kurulumuzun 25.02.2005 gün ve 2004/387 Esas, 2005/83 Karar sayılı kararı ile onandığı, şikâyetli avukat hakkında bu kovuşturmadaki eylem tarihinden sonra kesinleşen veya devam eden çok sayıda disiplin cezalarının bulunduğu görülmektedir.

Avukatlık Yasasının 136/1 maddesine göre “Bu kanunun avukatların hak ve ödevleri ile ilgili altıncı kısmında yazılı esaslara uymayanlar hakkında ilk defasında en az kınama, tekrarında davranışın ağırlığına göre, para veya işten çıkarma cezası ve 5. maddenin (a) bendinde yazılı bir suçtan kesin olarak hüküm giyme halinde meslekten çıkarma cezası uygulanır”

Bu nedenlerle, şikayetli avukatın tekerrür oluşturan önceki disiplin cezasının da Avukatlık Yasasının altıncı kısmında yer alan 38.maddeye aykırılık sebebiyle verilmiş bulunması, bu kovuşturmanın da yine altıncı kısmında yer alan hükümlere aykırılık oluşturması dikkate alınarak, ayrıca eylemin ağırlığı, şikâyetli avukatın eylem tarihinden sonra hakkında verilen kararlar ile çok sayıda disiplin cezasına muhatap olması, disiplin suçu işlemedeki ısrarlı eylemleri gibi hususlar ile Avukatlık yasasının 158 maddesindeki ilkeler de dikkate alınarak Baro Disiplin Kurulu’nun eylemi disiplin suçu olarak kabulü ve karşılığı cezanın tespitinde hukuka aykırılık bulunmamış kararın onanması gerekmiştir.

Sonuç olarak, şikâyetli avukatın itirazının reddi ile Baro Disiplin Kurulunun “Üç Ay Süre İle İşten Çıkarma Cezası Verilmesine” ilişkin kararının ONANMASINA, oybirliği ile karar verildi.

Sayın Kağan,
Konuyla ilgisi olmayan mesajınızı yeni okuyabildim. Kanunda açık hüküm varken uygulamamak da meskek etiğine uygun değildir. Bizim görevimiz aldığımız işi kanunlar çerçevesinde müvekkil menfaatini önceleyerek yerine getirmektir. Yukarıda anlattığım olayda hukuka aykırılık yoktur. Hukuka aykırı bir eylem görmüşçesine heyecanla ilgisiz bir kararı burada paylaşmanızı, yeni almış olduğunuz işin heyecanına veriyorum. Size tavsiyem işlerinizi kişiselleştirmeyin, hukuk kuralları çerçevesinde doğru bildiğinizi yapın. Ben öyle yapıyorum.

İkincisi, bir önceki yanıtımı iyi okuyun açacağınız dava türü ne olursa olsun size ciddi yol gösterici olacaktır.

Saygılar sunar, başarılar dilerim.
Old 06-12-2014, 16:03   #17
Av. Fırat BİLBAY

 
Varsayılan

Takip başlatmak zamanaşımını keser. takip süresince, alacağın tahsilini hedefleyen tüm dosya işlemleri zamanaşımını yeniden keser. Bu işlemlerin gerçekleştirilmesine müteakip zamanşımı yeniden işlemeye başlar.

kafa karıştıran nokta ise icra takibinden feragat edilmiş olmasıdır. İcra takibinden feragat "haktan feragat" değilidir. Diğer bir deyişle davadan feragat etmekle icra takibinden feragat etmek arasında doğacak hukuki sonuç bakımından çok keskin bir ayrım vardır.

Takipten feragat eden kimse "alacağımı devlet eliyle ve cebri icra yoluyla almaktan vazgeçiyorum" demiştir. Bu noktadan sonra alacak yapılan son işlemden bu yana geçen sürede zamanaşımına uğramamışsa hala talep edilebilir niteliktedir. Öyleyse zamanaşımını kesen son işleme bakmak gerekir. Takipten feragat tahsile yönelik bir işlem olmadığından zamanaşımını kesmez. Feragati takaddüm eden dönemde yapılan son işlem (ödeme emri tebliği talebi, yenileme emri tebliği talebi, müzekkere yazılması talebi, sorgu yapılması talebi, vb.) tarihinden itibaren işlemiş müddete bakılarak güncel zamanaşımı süresi tespit edilir.
Old 06-12-2014, 16:08   #18
bir zamanların nokiası

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av. Fırat BİLBAY
Takip başlatmak zamanaşımını keser. takip süresince, alacağın tahsilini hedefleyen tüm dosya işlemleri zamanaşımını yeniden keser. Bu işlemlerin gerçekleştirilmesine müteakip zamanşımı yeniden işlemeye başlar.

kafa karıştıran nokta ise icra takibinden feragat edilmiş olmasıdır. İcra takibinden feragat "haktan feragat" değilidir. Diğer bir deyişle davadan feragat etmekle icra takibinden feragat etmek arasında doğacak hukuki sonuç bakımından çok keskin bir ayrım vardır.

Takipten feragat eden kimse "alacağımı devlet eliyle ve cebri icra yoluyla almaktan vazgeçiyorum" demiştir. Bu noktadan sonra alacak yapılan son işlemden bu yana geçen sürede zamanaşımına uğramamışsa hala talep edilebilir niteliktedir. Öyleyse zamanaşımını kesen son işleme bakmak gerekir. Takipten feragat tahsile yönelik bir işlem olmadığından zamanaşımını kesmez. Feragati takaddüm eden dönemde yapılan son işlem (ödeme emri tebliği talebi, yenileme emri tebliği talebi, müzekkere yazılması talebi, sorgu yapılması talebi, vb.) tarihinden itibaren işlemiş müddete bakılarak güncel zamanaşımı süresi tespit edilir.

Elinize sağlık Sayın Bilbay. Yeterince açık bir cevap olmuş.
Old 06-12-2014, 16:43   #19
Av. Hakan GÜRGEZOĞLU

 
Varsayılan

Sn Nokia
Sn Bilbay'ın cevabını açık bulmanız ve takdir etmeniz iddialarınızdan vazgeçtiğiniz anlamına mı geliyor ?
Eğer böyle ise bir öz eleştiri yapıp "Takipten vazgeçmekle ortada geçerli bir icra takibi kalmayacağı için, geçmişe dönük olarak geçerliliği olmayan icra takibinin zamanaşımını kesmesi de düşünülemez. Bono zamanaşımına uğramıştır" ŞEKLİNDEKİ UZUN VE KARIŞIK CEVABIM için kendime kızacağım.
Ayrıca sizi yeterince açık aydınlatamadığım için ileride işinize yarayacağını düşündüğü bir bilgiyi paylaşmak istiyorum :
İcra Müdürlüğü nezdinde takibi yeniden açmanızın zamanaşımı ile bir ilgisi olmadığı gibi icra müdürlüğünün takibi kabul etmesinin de bono üzerinde esas numarası yazılı olması ile ya da kaşe bulunmasıyla da bir ilgisi yok. İcra Müdürlüğü takibinizi almıştır çünkü İCRA MÜDÜRLÜĞÜ'NÜN BONONUN ZAMANAŞIMINA UĞRAMIŞ OLDUĞUNU İNCELEME YETKİSİ YOKTUR.
Old 06-12-2014, 17:03   #20
bir zamanların nokiası

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av. Hakan GÜRGEZOĞLU
Sn Nokia
Sn Bilbay'ın cevabını açık bulmanız ve takdir etmeniz iddialarınızdan vazgeçtiğiniz anlamına mı geliyor ?
Eğer böyle ise bir öz eleştiri yapıp "Takipten vazgeçmekle ortada geçerli bir icra takibi kalmayacağı için, geçmişe dönük olarak geçerliliği olmayan icra takibinin zamanaşımını kesmesi de düşünülemez. Bono zamanaşımına uğramıştır" ŞEKLİNDEKİ UZUN VE KARIŞIK CEVABIM için kendime kızacağım.
Ayrıca sizi yeterince açık aydınlatamadığım için ileride işinize yarayacağını düşündüğü bir bilgiyi paylaşmak istiyorum :
İcra Müdürlüğü nezdinde takibi yeniden açmanızın zamanaşımı ile bir ilgisi olmadığı gibi icra müdürlüğünün takibi kabul etmesinin de bono üzerinde esas numarası yazılı olması ile ya da kaşe bulunmasıyla da bir ilgisi yok. İcra Müdürlüğü takibinizi almıştır çünkü İCRA MÜDÜRLÜĞÜ'NÜN BONONUN ZAMANAŞIMINA UĞRAMIŞ OLDUĞUNU İNCELEME YETKİSİ YOKTUR.

Sayın Gürgezoğlu, sizinle bu konuyu tartışmaya devam etmeyeceğim. Sorularınızın cevabını yukarıda bulacaksınız. Ortada yanlış yapılmış bir işlem yok.

Sayın Bilbay'ın cevabını bir kere daha okumanızı tavsiye ederim, kendisi de benim gibi "takipten vazgeçmenin icra iflas hukukunun alanına girdiğini, yenileme emri gönderildiğinde TTK 751 gereği yeni bir zamanaşımının başladığını" anlatıyor.

Yılların getirdiği bir yorgunluğunuz mu vardır, okuduğunuz şeye kendinizi tam veremiyor musunuz bilmiyorum. Ancak size daha fazla nefes tüketemeyeceğim. Dosyalarınızda başarılar dilerim.
Old 06-12-2014, 17:33   #21
Av. Hakan GÜRGEZOĞLU

 
Varsayılan

Sn Nokia
Öncelikle bu platform hukukçulara açık bir platform. Yorum kalitenizden ve gerçek isminizi gizlediğinizden hukukçu olmadığınız anlaşılıyor. Buna rağmen sıkıntınıza yardımcı olacağını düşündüğüm bilgileri paylaştım. Ancak sizin niyetinizin bir şey öğrenmek olmadığı açık.
Diğer taraftan yorgunluktan bahsetmişsiniz ama tükenen nefes de benim ki değil sizin ki Bu nedenle ve anlaşılan sizin daha çok ihtiyacınız olduğu için yazdıklarınızı size iade ediyorum.
Başkalarının söylediğini beğenmek zorunda değilsiniz ama ukalalık yapmak da zorunda değilsiniz ve üstelik haksızsınız da.
Derin nefesler dilerim.
Old 06-12-2014, 17:36   #22
Av.İlker DOLGUN

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan bir zamanların nokiası
Yılların getirdiği bir yorgunluğunuz mu vardır, okuduğunuz şeye kendinizi tam veremiyor musunuz bilmiyorum. Ancak size daha fazla nefes tüketemeyeceğim. Dosyalarınızda başarılar dilerim.

Bu tavrınız hiç şık olmadı.

Madem cevabı biliyorsunuz ve bildiğinizi mutlak doğru kabul ediyorsunuz soruyu neden sordunuz?

Madem başkalarının bilgisine ve fikrine ihtiyacınız yok o zaman bu insanlar vakit ayırıp sorunuza cevap vermekle ve size yardımcı olmaya çalışmakla yanlış yaptılar.
Old 06-12-2014, 18:57   #23
bir zamanların nokiası

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.İlker DOLGUN
Bu tavrınız hiç şık olmadı.

Madem cevabı biliyorsunuz ve bildiğinizi mutlak doğru kabul ediyorsunuz soruyu neden sordunuz?

Madem başkalarının bilgisine ve fikrine ihtiyacınız yok o zaman bu insanlar vakit ayırıp sorunuza cevap vermekle ve size yardımcı olmaya çalışmakla yanlış yaptılar.

Sayın Dolgun,
Cevaplarımın ve üslubumun nedeni; bildiğimi mutlak doğru kabul ettiğimden değil. Benim kanuni gerekçelerime karşı Sayın Gürgezoğlu'nun ciddi bir gerekçe getirememiş olması ve aksine kendisinin bildiğini mutlak doğru olarak karşı tarafa kabul ettirmeye çalışması. Cevaplarımda defalarca TTK maddelerine atıf yaptım, Sayın meslektaşın bu dayanaklara diyecek bir sözü olmamasına rağmen fikrinin doğru olmasını savunması yeterince rahatsız edici.

Soruyu sorduğumda cevabını bilmiyordum. Sorduktan sonra yaptığım araştırmalar sonucunda doğruyu bulduğumu düşünüyorum. Burada ısrarla bu tartışmaya devam etmemin tek sebebi, yarın bir meslektaş aynı durumla karşılaşırsa detaylı bilgi sahibi olmasını istediğimdendir.

Vakit ayırdığınız için teşekkür ederim.
Old 06-12-2014, 19:02   #24
bir zamanların nokiası

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av. Hakan GÜRGEZOĞLU
Sn Nokia
Öncelikle bu platform hukukçulara açık bir platform. Yorum kalitenizden ve gerçek isminizi gizlediğinizden hukukçu olmadığınız anlaşılıyor. Buna rağmen sıkıntınıza yardımcı olacağını düşündüğüm bilgileri paylaştım. Ancak sizin niyetinizin bir şey öğrenmek olmadığı açık.
Diğer taraftan yorgunluktan bahsetmişsiniz ama tükenen nefes de benim ki değil sizin ki Bu nedenle ve anlaşılan sizin daha çok ihtiyacınız olduğu için yazdıklarınızı size iade ediyorum.
Başkalarının söylediğini beğenmek zorunda değilsiniz ama ukalalık yapmak da zorunda değilsiniz ve üstelik haksızsınız da.
Derin nefesler dilerim.

Sayın Gürgezoğlu,
Uyarınız için teşekkür ederim. İsmimi gizlemiş olmamın böyle bir intiba uyandıracağını düşünmemiştim. Yorum kalitemi değerlendirirken, kendi yorumlarınıza ve üslunbunuza bir göz atmanızı tavsiye ederim. Konumuza katkısı olmayacak tartışmalardan kaçınmayı tercih ediyorum. Anlayışınız için teşekkür ederim.
Old 07-12-2014, 00:51   #25
bir zamanların nokiası

 
Varsayılan

Sayın meslektaşlar konuya dair yargıtay kararlarını aşağıda paylaşıyorum.

1) Takipten vazgeçmenin icra iflas anlamında vazgeçme olduğu, alacağın aslını etkilemeyeceğine dair:

T.C. Y. 13. HD E. 2006/15804 K. 2007/2793 T. 1.3.2007

ÖZET : Vaki feragat, alacağın özünden değil, sadece icra takip hukuku anlamında tahsil talebinden feragat mahiyetindedir. Takip hukuku anlamında alacağın tahsilinden vazgeçmek, alacağın özünden vazgeçmek olarak kabul edilemez. Davalı savunmasında borçlandığı bedelin hava parası olduğunu ileri sürmüş ise de bu savunmasını ispatlayacak her hangi bir kanıt gösterememiştir. Öyle olunca davanın kabulüne karar verilmesi gerekir.

T.C. Y. 12. HD E. 1991/11509 K. 1992/4534 T. 9.4.1992

ÖZET : Bir bonoya dayanılarak yapılan takipte, alacaklı takibi geri alabilir. Takibin geri alınması esas haktan feragat anlamına gelmediğinden, söz konusu senet, ciro yoluyla devralan üçünçü kişi tarafından yeniden takibe konulabilir.

2) Takip talebi ile bono zamanaşımının kesileceğine dair:

T.C. Y. 11. HD E. 1985/6749 K. 1985/7273 T. 24.12.1985

ÖZET : Alacaklının takip talebinde bulunması, zaman aşımını kesen nedenlerdendir. Zamanaşımı süresi, takibe ilişkin her işlemden itibaren yeniden işlemeye başlar.Hacizli malların geri verilmesine ilişkin işlem de bu anlamda zamanaşımını kesen nedenlerdendir.
Old 08-12-2014, 21:26   #26
Av. Hakan GÜRGEZOĞLU

 
Varsayılan

Sn Nokia
Bulduğunuz doğru nedir bizimle de paylaşırmısınız ?
Old 09-12-2014, 13:54   #27
Av.Nevra Öksüz

 
Varsayılan

(Avukat Talih UYAR, İcra ve İflas Kanunu Şerhi, C.9, sf.14154'ten alıntılanmıştır):

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, 22.11.1995 T., E: 1995/12-814, K: 1995/1010: "Taraflar arasındaki "takibin iptali" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Beyşehir İcra Tetkik Mahkemesince davanın reddine dair verilen 5.7.1994 gün ve 1991/23 E. 1994/17 sayılı kararın incelenmesi davacı borçlu vekili tarafından istenilmesi üzerine,

Yargıtay 12. Hukuk Dairesi'nin 26.9.1994 gün ve 1994/10834 -11108 sayılı ilamı:

( ...Mercii'ce yaptırılan bilirkişi incelemesinde senetlerdeki imzaların borçluya ait olduğu saptanmış ise de borçlu, imza dışında zamanaşımı itirazında da bulunmuştur. Takip konusu senet vadeleri 5.4.1986 ve 13.6.1986 olup 17.6.1991 tarihinde takibe girişildiği cihetle TTK'nun 661/1 maddesinde öngörülen 3 yıllık zamanaşımı fazlası ile dolmuştur. Mercii'ce bu yön gözetilerek takibin iptaline karar vermek gerekirken yazılı şekilde borçlu isteminin reddine karar verilmesi isabetsizdir... ) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Kararı:
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, mahkeme kararında açıklanan gerektirici nedenlere ve özellikle ilk takibin zamanaşımı süresi içerisinde yapıldığı ve yeni takip yapılmak üzere eldeki takip talebinden vazgeçilmesinin de, hakkın özünden vazgeçme olarak nitelendirilemeyeceğine göre, usul ve yasaya uygun bulunan direnme kararı onanmalıdır.

SONUÇ : Davacı-borçlu vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile, direnme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle ( ONANMASINA ) oyçokluğu ile karar verildi.

11. HD. Üyeleri I.Ulaş ile H.Deniz'in karşı oy yazıları:
Takip konusu bononun vade tarihi 5.4.1986 gününü taşımakta, son icra takibi ise 17.6.1991 tarihinde yapılmış olup, bu bakımdan TTK'nun 661/1.maddesi hükmü gereğince keşideciye karşı açılacak takip ve davalar bakımından yasada öngörülen 3 yıllık zamanaşımı süresi dolmuş bulunmaktadır.

Merciice, "daha önce 8.11.1988 tarihinde aynı bono nedeniyle davacı hakkında takip yapıldığı ve TTK'nun 662 nci maddesine dayanılarak zamanaşımının kesilmiş olduğu" gerekçesiyle zamanaşımına yönelik Özel Daire bozma kararına direnilmiş ise de, önceki takipten davalı alacaklının 17.6.1991 tarihinde (başka bir takipte bulunmak üzere takipten feragat ediyorum.) şeklindeki beyanı ile vazgeçtiği anlaşılmaktadır. Dava veya takipten vazgeçme, o dava veya icra takibinin hiç yapılmadığı sonucunu doğurur ve bu nedenle de zamanaşımını kesme etkisini kaybeder (Bkz. Prof. Dr. B. Kuru, Hukuk Muhakemeleri Usulü C.II. Ank. 1980 s.1158)

Bu gerekçelerle direnme kararının bozulması gerektiği düşüncesinde olduğumuzdan, direnme kararını onayan çoğunluk görüşüne katılamıyoruz."

http://www.turkhukuksitesi.com/serh.php?did=15992
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
İcra Takibine İtiraz ve Yetkili İcra Dairesi Sorunu FiNaZZi Meslektaşların Soruları 5 22-04-2013 11:24
İcra takibine konulan çekin tekrar icra takibine konu edilmesi Av.Ozan ATAMAN Meslektaşların Soruları 3 25-03-2010 09:54


THS Sunucusu bu sayfayı 0,11742496 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.