Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Şahsi Defterlerin Delil Niteliği

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 04-01-2010, 16:31   #1
Av.GT

 
Varsayılan Şahsi Defterlerin Delil Niteliği

Sayın meslektaşlarım;
İşverenin tutmuş olduğu şahsi gider defterinin (Örneğin; içinde sigorta 10 TL, Yemek 20 TL, Eleman Maaş 500 TL gibi aylık giderlerin yazılı olduğu gider defteri..) iş hukukundaki delil neteliği hangi noktadadır acaba? İşveren yanından ayrılan işçi bu defterin fotokopisini delil olarak sunmuştur. Bu aşamada özellikle bilirkişi açısından böyle bir defterin fotokopisi ne kadar dikkate alınır?
araştırmamı kendimce yaptım ancak farklı görüş bildirecek olan meslektaşlarım olabilir diye düşünüyorum.
Şimdiden teşekkür ederim. İyi çalışmalar...
Old 04-01-2010, 20:43   #2
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Günkızılı
Sayın meslektaşlarım;
İşverenin tutmuş olduğu şahsi gider defterinin (Örneğin; içinde sigorta 10 TL, Yemek 20 TL, Eleman Maaş 500 TL gibi aylık giderlerin yazılı olduğu gider defteri..) iş hukukundaki delil neteliği hangi noktadadır acaba? İşveren yanından ayrılan işçi bu defterin fotokopisini delil olarak sunmuştur. Bu aşamada özellikle bilirkişi açısından böyle bir defterin fotokopisi ne kadar dikkate alınır?
araştırmamı kendimce yaptım ancak farklı görüş bildirecek olan meslektaşlarım olabilir diye düşünüyorum.
Şimdiden teşekkür ederim. İyi çalışmalar...

İşveren bu defteri inkar ederse, fotokopiden imza/yazı incelemesi yapılamayacağı için delil değeri yoktur.
Old 05-01-2010, 13:09   #3
halit pamuk

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Suat Ergin
fotokopiden imza/yazı incelemesi yapılamayacağı için delil değeri yoktur.

Peki yazılı delil başlangıcı niteliğinde bir delil değeri yok mu?
Old 05-01-2010, 13:12   #4
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Adnan Koray
Peki yazılı delil başlangıcı niteliğinde bir delil değeri yok mu?

İşveren "Sunulan defter ve yazı bana ait değildir" derse, kendisine ait olduğu nasıl kanıtlanacaktır. Yazılı delil başlangıcı da olamaz. Aksine bir Yargıtay kararı sunarsanız, bir yaşıma daha girerim.
Old 05-01-2010, 13:36   #5
halit pamuk

 
Varsayılan

Cevabı verebilmek için Yargıtay kararı aradığınızı biliyorum. Yargıtay kararlarında istikrar kazanmış olmasa bile fotokopi yazılı delil başlangıcı dahi kabul edilmediğni biliyorum.

Ancak kanaatimce fotokopi olması durumunda yazılı delil başlangıcı olarak kabul edilmelidir.Zira doktrinde de Baki Kuru bu görüştedir.
Old 05-01-2010, 13:43   #6
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Adnan Koray
Cevabı verebilmek için Yargıtay kararı aradığınızı biliyorum. Yargıtay kararlarında istikrar kazanmış olmasa bile fotokopi yazılı delil başlangıcı dahi kabul edilmediğni biliyorum.

Ancak kanaatimce fotokopi olması durumunda yazılı delil başlangıcı olarak kabul edilmelidir.Zira doktrinde de Baki Kuru bu görüştedir.

Tekbaşına fotokopinin yazılı delil başlangıcı olması -kanaatimce- imkansızdır.

Çünkü, fotokopinin üretilmesi için bir fotokopi makinası kafidir. Fotokopi üzerinde, karşı tarafın el yazısı veya parafı varsa o zaman yazılı delil başlangıcı olabilir diye düşünüyorum.
Old 05-01-2010, 13:48   #7
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Adnan Koray
Cevabı verebilmek için Yargıtay kararı aradığınızı biliyorum. .

Siz 13.09 da yazmışsınız ben 13.12 de yazmışım. Q klavyede yazdığım düşünülürse, 3 dakika içinde Yargıtay kararı bulmam mümkün değil. O nedenle, karar aramadım.

Alıntı:
Yargıtay kararlarında istikrar kazanmış olmasa bile fotokopi yazılı delil başlangıcı dahi kabul edilmediğni biliyorum.

Ancak kanaatimce fotokopi olması durumunda yazılı delil başlangıcı olarak kabul edilmelidir.Zira doktrinde de Baki Kuru bu görüştedir

Somut sorudaki gibi bir olayda "Yazılı delil başlangıcı" kabul edilirse , haksızlık yapılmaz mı? O zaman bütün davacı işçiler, bir belgeye(1.000 Tl alırken ve bordroda da böyle iken) " 2.500 TL maaş "diye yazsınlar; davalı işverenin inkarı halinde 2 tanık dinleterek, maaşlarının 2.500 TL olduğunu ispatlasınlar(!). Böylece Yargıtay'ın "Bordroda yazanın aksi, ancak eşdeğer bir belgeyle ispatlanır" şeklinde aklımda kalan görüşü çöpe gitsin.
Old 05-01-2010, 14:00   #8
Av.GT

 
Varsayılan

Söz konusu olayda davacı işçi bir avukat katibi, davalı ise avukat. Davalı şahıs işyerini terk ederken bu gider dediğimiz kasa defterlerini alıp yanında götürmüş. Ancak zannetmiyorum ki; defterlerin aslını sunabilsin mahkemeye. Çünkü; birincisi, böyle bir durumda avukatın katibe haricen ödemiş olduğu paralarda görünecektir ki zaten dava tazminat ve ücret farkı alacağıdır; ikincisi ise böyle bir durumda büroya ait defterleri izinsiz götürdüğü için suçlu konumuna düşecek ki bu durumda savcılığa kesin suç duyurusunda bulunacağız. Dolayısıyla davalı işçi elinde fotokopilerle kalacak ama yine de bir ihtimal defterlerin aslını da sunabilir.
Tabi böyle bir davranış kötüniyeti de ispatlamaktadır.
Yargıtay kararı bakıyorum ama çok istikrarlı değil Yargıtay da bu konuda.
Çok teşekkür ederim herkese
Old 05-01-2010, 14:17   #9
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan Konuyla ilgili karar 1

T.C.
YARGITAY
1. HUKUK DAİRESİ
E. 2004/5591
K. 2004/6147
T. 24.5.2004
• ELATMANIN ÖNLENMESİ ( Fotokopiden İbaret Bulunan ve Doğruluğu Saptanmayan Sözleşmeye Değer Verme Olanağı Bulunmadığı - Kiracılık Savunmasının Kanıtlanamaması )
• ECRİMİSİL ( Kiracılık Savunmasının Kanıtlanamaması - Fotokopiden İbaret Bulunan ve Doğruluğu Saptanmayan Sözleşmeye Değer Verme Olanağı Bulunmadığı - Kiracılık Savunmasının Kanıtlanamaması )
• FOTOKOPİ ( Asıl Olmayan Fotokopiden İbaret Bulunan ve Doğruluğu Saptanmayan Sözleşmeye Değer Verilmemesi )
• SÖZLEŞME ( Asıl Olmayan Fotokopiden İbaret Bulunan ve Doğruluğu Saptanmayan Sözleşmeye Değer Verilmemesi )
• KİRACILIK ( Fotokopiden İbaret Bulunan ve Doğruluğu Saptanmayan Sözleşmeye Değer Verme Olanağı Bulunmadığı - Kiracılık Savunmasının Kanıtlanamaması ) )
818/m.248
ÖZET : Bu durumda asıl olmayan fotokopiden ibaret bulunan ve doğruluğu saptanmayan sözleşmeye değer verme olanağı bulunmadığı kuşkusuzdur. Kiracılık savunması kanıtlanmış değildir.

DAVA : Taraflar arasında görülen davada;

Davacılar,kayden malik oldukları 4 parsel sayılı taşınmazda hiçbir akti ilişkilerinin olmamasına karşın,davalı şirketin faaliyetlerini sürdürdüğünü,bedel de ödenmediğini ileri sürerek davalıların elatmasının önlenmesi ile ecrimisil isteğinde bulunmuşlardır.

Davalı taraf,fuzuli şagil olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

Mahkemece,çekişmeli taşınmazın,davacıların miras bırakanı tarafından 15.9.1986 başlangıç tarihli 20 yıl süreli kira sözleşmesi düzenlendiği ve sözleşmeye göre kullanıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Karar,davacılar tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Dosya incelendi gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR : Dava, elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteklerine ilişkindir.Mahkemece,davanın reddine karar verilmiştir.

Dosya içeriğinden,toplanan delillerden;çekişme konusu 4 parsel sayılı taşınmazın kayden davacıların miras bırakanına ait iken intikalen davacılar adına sicil oluştuğu,bu yerde davalıların ticari faaliyetlerini sürdürdükleri ve işgallerinde olduğu sabittir,esasen bu husus mahkemenin de kabulündedir.

Davalı taraf,çekişmeli taşınmazda dosyaya sundukları kira sözleşmesi uyarınca oturduklarını bildirerek davanın reddini savunmuşlardır.

Anılan 15.9.1986 tarihli kira sözleşmesinin davacıların miras bırakanına vekaleten Hasan tarafından imzalanarak davalı şirkete kiralandığı,kira süresinin 20 yıl olduğu anlaşılmaktadır.

Ne var ki, anılan sözleşmenin aslı ibraz edilmiş değildir. Mahkemece,anılan sözleşmenin sunulması istenilmiş ise de,davalı tarafça bulunmadığı ifade edilmiştir.

Bu durumda asıl olmayan fotokopiden ibaret bulunan ve doğruluğu saptanmayan sözleşmeye değer verme olanağı bulunmadığı kuşkusuzdur. Kiracılık savunması kanıtlanmış değildir.
Hal böyle olunca,kayda ve bundan kaynaklanan mülkiyet hakkına üstünlük tanınmak suretiyle davanın kabulü ile elatmanın önlenmesi ve takdir edilecek ecrimisile hükmedilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere hüküm kurulması isabetsizdir.

SONUÇ : Davacıların temyiz itirazları yerindedir.Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerden ötürü H.U.M.K.'nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 24.5.2004 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Old 05-01-2010, 14:17   #10
halit pamuk

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Suat Ergin
Siz 13.09 da yazmışsınız ben 13.12 de yazmışım. Q klavyede yazdığım düşünülürse, 3 dakika içinde Yargıtay kararı bulmam mümkün değil. O nedenle, karar aramadım.


Yanlış anladınız... Ya da yanlış anlattım.

Şunu demek istedim, cevabın doğruluğunu yargıtay kararı ile test ettiğinizi biliyorum, şeklinde idi .
Old 05-01-2010, 14:21   #11
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan Konuyla ilgili karar-2

T.C.
YARGITAY
17. HUKUK DAİRESİ
E. 1996/1059
K. 1996/1155
T. 5.3.1996
• KADASTRO TESPİTİNE İTİRAZ ( Tapuda Kayıtlı Olmayan Taşınmazların Yapılan Satışlarının Geçerli Olabilmesi İçin Satılan Şeye Ait Zilyetliğin de Satın Alana Tesliminin Gerekmesi )
• HARİCİ SATIŞ SENEDİ ( Senedin Aslı İbraz Edilmediğine ve Fotokopi Niteliğindeki Örneğine Karşı Çıkıldığına Göre Senede Geçerlilik Tanınması Olanağının Olmaması )
• FOTOKOPİ ( Harici Satış Senedinin Aslı İbraz Edilmediğine ve Fotokopi Niteliğindeki Örneğine Karşı Çıkıldığına Göre Senede Geçerlilik Tanınması Olanağının Olmaması )
• TAPUDA KAYITLI OLMAYAN TAŞINMAZLAR ( Satışın Geçerli Olabilmesi Şartı )
743/m.890
3402/m.32
ÖZET : Harici satış senedinin aslı ibraz edilmediğine ve fotokopi niteliğindeki örneğine karşı çıkıldığına göre senede geçerlilik tanınması olanağı yoktur.

Tapuda kayıtlı olmayan taşınmazların yapılan satışlarının geçerli olabilmesi için satılan şeye ait zilyetliğin de satın alana teslimi zorunludur.

Komisyon kararı da tüm mirasçılarına tebliğ edilmemiştir. Bu nedenle komisyon kararı tebliğ edilmeyen mirasçılara tebliğ edilerek dava açmaları halinde bu davayla birleştirilmeli ve sonucuna göre bir karar verilmelidir.

DAVA : Taraflar arasındaki tespite itiraz davası üzerine yapılan yargılama sonunda: Davanın reddine ilişkin verilen hüküm davacı Fahriye Tüfekçi tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:

KARAR : Kadastro sırasında 294 ada 3 parsel sayılı 326 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz vergi kaydı ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanılarak davacının babası Receb Bayraktar adına tespit edilmiştir. Davalı Mustafa Çetin taşınmazın 149 metrekaresini Receb Bayraktar’dan satın aldığını ileri sürerek yaptığı itiraz kadastro komisyonunca kabul edilmiştir. Davacı taşınmazın babası Receb Bayraktar’a ait olduğunu iddia ederek dava açmıştır. Mahkemece, davanın reddine taşınmazın 326 pay kabul edilerek 149 payın davalı Mustafa Çetin, 177 payında Receb Bayraktar adlarına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı Fahriye Tüfekçi tarafından temyiz edilmiştir.

Mahkemece, çekişme konusu taşınmazın tamamı 326 pay kabul edilerek 149 payı davacının babası Receb Bayraktar tarafından damadı olan davalıya 5.7.1964 tarihli harici satış senedi ile satıldığı kabul edilerek davanın reddine karar verilmiştir. Ne var ki, mahkemece yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmaya yeterli değildir. Satın almaya dayanan davalı 5.7.1964 tarihli senet aslını ibraz edememiş ve ifadesinde Kadastro Müdürlüğüne verdiğini söylemiş ise de Kadastro Müdürlüğünün cevabi yazılarında sözü edilen senedin belgeler arasında bulunmadığı bildirilmiştir. Davacı Fahriye 16.9.1994 günlü keşifte babası Receb Bayraktar’ın harici satış senedini yırtarak satıştan caydığını kendisine söylediğini ifade etmiştir. Harici satış senedinin aslı ibraz edilmediğine ve fotokopi niteliğindeki örneğine karşı çıkıldığına göre senede geçerlilik tanınması olanağı yoktur. Ayrıca senedi düzenleyen muhtar Mehmet Solak ile H. İbrahim Şahin dinlenmediği gibi taşınmazın harici satış sonucu davalıya teslim edilip edilmediği hususu da araştırılmamıştır. Medeni Yasanın 890. maddesine göre tapuda kayıtlı olmayan taşınmazların yapılan satışlarının geçerli olabilmesi için satılan şeye ait zilyetliğin de satın alana teslimi zorunludur. Tapuda kaydı bulunmayan taşınmazların satışı tanık dahil her türlü delille kanıtlanabilir. O halde mahkemece senette isimleri yazılı muhtar ve tanıklar ile tarafların bildirdikleri tanıklar taşınmaz başında ayrı ayrı dinlenilmeli, satışın yapılıp yapılmadığı, yapılmış ise tarihi ve satıştan vazgeçilip geçilmediği satışı müteakip satışa konu bölümün satın alan davalıya teslim edilip edilmediği, taşınmazın kim tarafından, hangi tarihten beri ne suretle kullanıldığı, taşınmaz üzerindeki evin kim tarafından yapıldığı konuları üzerinde etraflıca durulmalıdır.

Ayrıca taşınmazın 10.3.1969 gününde ölen Receb Bayraktar adına tespit edilmiş olmasına karşın aleyhindeki komisyon kararı da tüm mirasçılarına tebliğ edilmemiştir. Bu nedenle komisyon kararı tebliğ edilmeyen mirasçılara tebliğ edilerek dava açmaları halinde bu davayla birleştirilmeli ve sonucuna göre bir karar verilmelidir.

Davacının temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde temyiz edene geri verilmesine 5.3.1996 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Old 05-01-2010, 14:26   #12
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan Konuyla ilgili karar-3

E. 2008/3556
K. 2009/2468
T. 28.4.2009
• ARSA PAYI KARŞILIĞI İNŞAAT YAPIM SÖZLEŞMESİNİN FESHİ ( Tapu İptali ve Tescil - Fotokopi Belge Altındaki İmza da İnkâr Edilmiş ve Belge Aslı da İbraz Edilememiş Olduğundan Varlığı Kanıtlanamamış Davanın Reddi Gerektiği )
• TAPU İPTALİ VE TESCİL ( Fotokopi Belge Altındaki İmza da İnkâr Edilmiş ve Belge Aslı da İbraz Edilememiş Olduğundan Varlığı Kanıtlanamamış Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesine Dayalı Davanın Reddi Gerektiği )
• SÖZLEŞMESİNİN FESHİ ( Tapu İptali ve Tescil - Fotokopi Belge Altındaki İmza da İnkâr Edilmiş ve Belge Aslı da İbraz Edilememiş Olduğundan Varlığı Kanıtlanamamış Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesine Dayalı Davanın Reddi Gerektiği )
• ADİ YAZILI ARSA PAYI KARŞILIĞI İNŞAAT YAPIM SÖZLEŞMESİ ( Fotokopi Belge Altındaki İmza da İnkâr Edilmiş ve Belge Aslı da İbraz Edilememiş Olduğundan Varlığı Kanıtlanamamış Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesine Dayalı Davanın Reddi Gerektiği )
• FOTOKOPİ BELGE ALTINDAKİ İMZA ( İnkâr Edilmiş ve Belge Aslı da İbraz Edilememiş Olduğundan Varlığı Kanıtlanamamış Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesine Dayalı Davanın Reddi Gerektiği )
4721/m.706
818/m.213
2644/m.26
1512/m.60
ÖZET : Dava arsa payı karşılığı inşaat yapım sözleşmesinin feshi, tapu kaydının iptâli ve tescil istemlerine ilişkindir. Somut olayda davalı yanca, adî yazılı arsa payı karşılığı inşaat yapım sözleşmesinin varlığı kabul edilmeyerek ibraz edilen fotokopi belge altındaki imza da inkâr edilmiş ve belge aslı da ibraz edilememiş olduğundan, varlığı kanıtlanamamış kat karşılığı inşaat sözleşmesine dayalı fesih, iptâl ve tescil davasının reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı delil başlangıcı dahi kabul edilemeyecek fotokopi belgeye itibar edilerek tanık dinlenmesi ve yine fotokopi belge üzerinde inceleme yapan Adli Tıp raporuna itibar edilerek sözleşmenin varlığı kabul edilmek suretiyle yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.

DAVA : Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davalı tarafından istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen günde davacı vekili Mehmet Kaya ile davalı asil E.. D.. geldi. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan davacı avukatı ile davalı asil dinlendikten sonra vaktin darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmıştı. Bu kere dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü:

KARAR : Dava arsa payı karşılığı inşaat yapım sözleşmesinin feshi, tapu kaydının iptâli ve tescil istemlerine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne dair verilen karar davalı tarafından temyiz edilmiştir.

Dava konusu Halilağa Mahallesi 279 ada 10 parsel sayılı taşınmazın davalı adına tesciline esas olan 15.06.1999 gün ve 1633 yevmiye nolu akit tablosunda intikal nedeni satış olarak yazılı olup, satış bedeli de 500,00 TL olarak gösterilmiştir. Davacı yanca, aynı tarihli adî yazılı sözleşme ile dava konusu taşınmazın kat karşılığı inşaat yapımı için davalıya devredildiği ileri sürülmüş ise de; davalı taşınmazı satın aldığını savunmuş davacının ileri sürdüğü kat karşılığı inşaat sözleşmesinin varlığı ve kendisine ait olduğu ileri sürülen imzayı inkâr etmiştir. Arsa payı karşılığı inşaat yapım sözleşmeleri tapuda pay devrini de içerdiğinden, TMK’nın 706, BK’nın 213, TK’nın 26, Noterlik Kanunu'nun 60. maddeleri uyarınca geçerliliği resmî şekilde yapılmış olmaları koşuluna bağlıdır. Taraflar arasında resmî şekilde yapılmış bir sözleşme bulunmamaktadır. Her ne kadar sözleşmenin ifa ile sonuçlanması ya da tapuda sözleşme gereği pay devri halinde sözleşmenin geçersizliğini ileri sürmek Daire’mizin 23.10.2002 gün 2457/4795 E.K. sayılı ilâmı ve benzer içtihatları uyarınca iyiniyet kuralları ile bağdaşmayacağından sözleşmenin geçerli kabul edilmesi gerekir ise de şekil eksikliğini ileri sürmenin iyiniyet kuralları ile bağdaşmayacağını kabul etmek için öncelikle davalının imzasını ve içeriğini kabul ettiği ya da imzanın davalıya ait olduğu saptanan adî yazılı sözleşmenin bulunması gereklidir. Aslı ibraz edilmeyip fotokopisi ibraz edilen ve diğer tarafça kabul edilmeyen fotokopi belge üzerinde imza ve yazı incelemesi yapılamayacağı gibi yapılmış olsa bile bu rapora itibar edilemez ( Yargıtay HGK’nın 16.03.2005 gün, 2005/13-80 esas ve 2005/149 karar sayılı ilâmı ) ve yine altındaki imzası inkâr olunan fotokopi belge yazılı delil başlangıcı kabul edilerek, bu belgeye dayanılmak suretiyle tanık dahi dinlenemez ( Yargıtay HGK’nın 21.04.1993 gün, 15-17/1170 sayılı ilâmı ).

Somut olayda davalı yanca, adî yazılı arsa payı karşılığı inşaat yapım sözleşmesinin varlığı kabul edilmeyerek ibraz edilen fotokopi belge altındaki imza da inkâr edilmiş ve belge aslı da ibraz edilememiş olduğundan, varlığı kanıtlanamamış kat karşılığı inşaat sözleşmesine dayalı fesih, iptâl ve tescil davasının reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı delil başlangıcı dahi kabul edilemeyecek fotokopi belgeye itibar edilerek tanık dinlenmesi ve yine fotokopi belge üzerinde inceleme yapan Adli Tıp raporuna itibar edilerek sözleşmenin varlığı kabul edilmek suretiyle yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, bozulması uygun bulunmuştur.

SONUÇ : Yukarıda açıklana nedenlerle davalının temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün yararına BOZULMASINA, Yargıtay duruşmasında kendisini vekille temsil ettirmediğinden davalı lehine vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, 28.04.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Old 05-01-2010, 14:29   #13
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Adnan Koray
Yanlış anladınız... Ya da yanlış anlattım.

Şunu demek istedim, cevabın doğruluğunu yargıtay kararı ile test ettiğinizi biliyorum, şeklinde idi .

Yargıtay kararı aramadan yazdığımı belirtmiştim. Ama sizin mesajınızdan sonra aradım. Bulduklarımdan 3 taneyi aktardım. Özellikle 3 üncü kararda koyulaştırdığım ve altını çizdiğim bölümlere dikkatinizi çekerim.

Yine fotokopi belge inkar edildiğinde ne yapılması gerektiğine dair HUMK'tan ilgili madde de şu şekildedir:

Alıntı:
MADDE 331 - Vesikanın yedinde olduğunu inkâr eden tarafa hasmının talebiyle böyle bir vesikaya vazıülyed bulunmadığına ve itina ile aradığı halde bulamadığına ve hasmının istimaline imkân vermemek kasdiyle izaa veya imha veyahut ihfa etmediğine ve senedin nerede ve kimin yedinde olduğundan malûmatı bulunmadığına dair yemin teklif olunur. Mahkeme dâvanın haliyle şekli yemini tevfik edebilmek için ledelhace ymin suretini tadil edebilir.
Old 05-01-2010, 14:42   #14
halit pamuk

 
Varsayılan

Alıntı:
Yargıtay kararı aramadan yazdığımı belirtmiştim. Ama sizin mesajınızdan sonra aradım. Bulduklarımdan 3 taneyi aktardım. Özellikle 3 üncü kararda koyulaştırdığım ve altını çizdiğim bölümlere dikkatinizi çekerim.


Yargıtay'ın görüşünü biliyorum zaten, ben sizin görüşünüzü (gerekçesini) merak ettiğimdem laf attım.

zaten her içtihat proramında karar var, görüşümün aleyhine daha açık bir karar ekleyeyim.


Örnek:
Yargıtay 13. Hukuk Dairesi
Esas : 2002/10440
Karar : 2002/12522

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı sebeplerden dolayı davanın kabulüne yönelikolarak verilen hükmün süresi içerisinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü.
Davacı, davalıya borç para verdiğini ve buna ait aralarında "borç alındı makbuzu" düzenlendiğini, davalının borcunu ödeyeceğini söyleyerek elinden belgeyi alıp, sonrada borcunu ödemediğini, elindeki borç belgesinin fotokopisine dayanarak alacağın tahsili için giriştiği icra takibine davalının itiraz ettiğini ileri sürerek, itirazın iptali ile takibin devamını ve %40 inkar tazminatının davalıdan alınmasını istemiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, itirazın iptali ile takibin devamına, asıl alacak üzerinden %40 inkar tazminatı 1.356.346.800 Tl.nın davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, bilirkişi raporu ile belgedeki imzanın davalıya ilişkin olduğu anlaşılmakla, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Davacı, davalının isim ve imzasını taşıyan ve üzeri daktilo ile yazılı bir borç senedi fotokopisine dayanmıştır. Davacı borcu ödeyeceğini söyleyerek, davalının senedi istediğini, senedi aldıktan sonrada, cüzdanını evde unuttuğunu bahane ederek gittiğini, borcu ödemediğini söyleyerek senedin hile ile alındığını iddia etmiş ise de, bu iddiasını dosya kapsamı ve dinlenen tanık beyanları ile ispatlayamamıştır. Mahkemece fotokopi belge üzerinde bilirkişi incelemesi yapılarak davanın kabulüne karar verilmiş ise de, aslı olmayan bir belgedeki imzanın davalıya ilişkin olup olmadığının saptanmasına hukuken olanak yoktur. Bu sebeple bilirkişi raporuna itibar edilemez. Belge aslı ibraz edilmediği için de, yazılı delil başlangıcı olarak kabul edilemez.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmesi gerekirken delillerin değerlendirilmesinde yanılgıya düşülerek yazılı biçimde davanın kabulüne karar verilmesi usul ve kanuna aykırıdır. Bozma nedenidir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan sebeplerle temyiz edilen kararın davalı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istem halinde iadesine, 21.11.2002 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.




Old 05-01-2010, 14:48   #15
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Adnan Koray

Yargıtay'ın görüşünü biliyorum zaten, ben sizin görüşünüzü merak ettiğimdem laf attım.

zaten her içtihat proramında karar var, görüşümün aleyhine daha açık bir karar ekleyeyim.


Örnek:
Yargıtay 13. Hukuk Dairesi
Esas : 2002/10440
Karar : 2002/12522

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı sebeplerden dolayı davanın kabulüne yönelikolarak verilen hükmün süresi içerisinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü.
Davacı, davalıya borç para verdiğini ve buna ait aralarında "borç alındı makbuzu" düzenlendiğini, davalının borcunu ödeyeceğini söyleyerek elinden belgeyi alıp, sonrada borcunu ödemediğini, elindeki borç belgesinin fotokopisine dayanarak alacağın tahsili için giriştiği icra takibine davalının itiraz ettiğini ileri sürerek, itirazın iptali ile takibin devamını ve %40 inkar tazminatının davalıdan alınmasını istemiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, itirazın iptali ile takibin devamına, asıl alacak üzerinden %40 inkar tazminatı 1.356.346.800 Tl.nın davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, bilirkişi raporu ile belgedeki imzanın davalıya ilişkin olduğu anlaşılmakla, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Davacı, davalının isim ve imzasını taşıyan ve üzeri daktilo ile yazılı bir borç senedi fotokopisine dayanmıştır. Davacı borcu ödeyeceğini söyleyerek, davalının senedi istediğini, senedi aldıktan sonrada, cüzdanını evde unuttuğunu bahane ederek gittiğini, borcu ödemediğini söyleyerek senedin hile ile alındığını iddia etmiş ise de, bu iddiasını dosya kapsamı ve dinlenen tanık beyanları ile ispatlayamamıştır. Mahkemece fotokopi belge üzerinde bilirkişi incelemesi yapılarak davanın kabulüne karar verilmiş ise de, aslı olmayan bir belgedeki imzanın davalıya ilişkin olup olmadığının saptanmasına hukuken olanak yoktur. Bu sebeple bilirkişi raporuna itibar edilemez. Belge aslı ibraz edilmediği için de, yazılı delil başlangıcı olarak kabul edilemez.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmesi gerekirken delillerin değerlendirilmesinde yanılgıya düşülerek yazılı biçimde davanın kabulüne karar verilmesi usul ve kanuna aykırıdır. Bozma nedenidir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan sebeplerle temyiz edilen kararın davalı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istem halinde iadesine, 21.11.2002 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.





Üstad,

Zaten bu kadar kolay bir soruyu sorduğunuz için karşı yan tereddüde düşüp, Yargıtay kararı aramaya başlamış olabilir. (Diye düşünüyorum)
Old 05-01-2010, 15:00   #16
halit pamuk

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Mehmet Saim Dikici
Zaten bu kadar kolay bir soruyu sorduğunuz için karşı yan tereddüde düşüp, Yargıtay kararı aramaya başlamış olabilir. (Diye düşünüyorum

Üstadım,

Artık herkeste içtihat proramı var, Anahtar kelimeyi yaz, cevabı bul. Bence bu değil. Gereksiz uzatmamak şartıyla alternatif cevaplar sunmaya dikkat etmeliyiz.

Ne kadar kolay olursa olsun, cevap bazen tek olmayabilir. İşte avukatlıkta burada devreye giriyor. Hatırlarsanız, BK.106 tartışmamızda Yargıtay, bizim kesin olmaz dediğimiz şeye lehinize karar vermişti. Belki sizin yazınızdan etkilendi belki de THS'yi okudular bilemiyorum.
Old 05-01-2010, 15:04   #17
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Adnan Koray
Cevabı verebilmek için Yargıtay kararı aradığınızı biliyorum. Yargıtay kararlarında istikrar kazanmış olmasa bile fotokopi yazılı delil başlangıcı dahi kabul edilmediğni biliyorum.

Ancak kanaatimce fotokopi olması durumunda yazılı delil başlangıcı olarak kabul edilmelidir.Zira doktrinde de Baki Kuru bu görüştedir.

Alıntı:
Yazan Av.Mehmet Saim Dikici
Üstad,

Zaten bu kadar kolay bir soruyu sorduğunuz için karşı yan tereddüde düşüp, Yargıtay kararı aramaya başlamış olabilir. (Diye düşünüyorum)

Konu hakkında emin olacak kadar emindim. Ancak THS'de hukuki görüşlerine itibar ettiğim az sayıdaki üyelerden biri olan Sayın Adnan Koray, düşündüğümün aksine yazınca, bir an için tereddüt geçirdim.
Old 05-01-2010, 15:55   #18
Av.GT

 
Varsayılan

Sayın Ergin, Sayın Koray ve Sayın Dikici;
Öncelikle ayrı ayrı hepinize çok teşekkür ederim. Daha önce de belirttiğim gibi defterlerin aslı davacıda. Ama bu defterleri Mahkemeye sunup sunmayacağı muamma.Yargıtay kararları için de çok teşekkür ederim.İnsan bazen cevabı çok iyi bilse de kendi başına gelince herkese danışmak, herkesten fikir almak istiyor. Ki; burada davalı avukat benim ortağımdır.Çok sıkıntılı bir durum.Mesleki dayanışma çerçevesi içinde böyle bir soru sordum. Sorunun basitliği ya da zor oluşu iş bu yüzden, en azından benim açımdan, önemli değildi.
Davacı defterlerin aslını ibraz ederse olacaklar açısından kafam karışmıştı biraz. Savcılığa şikayet, büromuzun tüm gelir giderlerinin böylece ortaya konması gibi nedenler ne yapacağım hususunda kafamı karıştırmıştı.
Çok teşekkür ederim tekrar...
Old 05-01-2010, 21:29   #19
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Adnan Koray
Üstadım,

Artık herkeste içtihat proramı var, Anahtar kelimeyi yaz, cevabı bul. Bence bu değil. Gereksiz uzatmamak şartıyla alternatif cevaplar sunmaya dikkat etmeliyiz.

Ne kadar kolay olursa olsun, cevap bazen tek olmayabilir. İşte avukatlıkta burada devreye giriyor. Hatırlarsanız, BK.106 tartışmamızda Yargıtay, bizim kesin olmaz dediğimiz şeye lehinize karar vermişti. Belki sizin yazınızdan etkilendi belki de THS'yi okudular bilemiyorum.

Yüzdeyüz katılıyorum.

Sayın Can Doğanel'in imzasında yazılı olduğu gibi: Hukukçu gerekçeli düşünüp, gerekçeli yazmalıdır.

Bahsettğiniz 106. madde olayında ise, THS'yi okumuş olsalardı, benim temyizi reddetmeleri lazımdı.
Old 09-01-2010, 17:47   #20
Av.Nevra Öksüz

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Adnan Koray
Peki yazılı delil başlangıcı niteliğinde bir delil değeri yok mu?

1086 S.K. m.292: "Senetle ispatı lâzım gelen hususlarda tahriri bir mukaddimei beyyine mevcut olursa şahit istimaı caizdir.
Mukaddimei beyyine müddeabihin tamamen sübutuna kâfi olmamakla beraber bunun vukuuna delâlet eden ve aleyhine ibraz edilmiş olan taraf canibinden verilen evrak ve vesaiktir."

Bence de fotokopi yazılı delil başlangıcı olarak kabul edilmelidir. Aksinin kabulü halinde fotokopinin sunulması akabinde karşı taraf bunu inkar etmezse -bile- fotokopiye delil niteliği olmadığı değerlendirmesi yapılması gerekeceği gibi bir sonuç çıkacağı ve bunun da hukuki olmadığı kanaatindeyim. Takdir edersiniz ki fotokopinin inkarı halinde bilirkişi incelemesine gerek duyulacaktır ve bu halde belge aslı olmadan inceleme yapılıp yapılamayacağı gündeme gelecektir. Neticeten ben de sormak isterim ki; karşı tarafın inkar etmediği fotokopinin delil niteliği nedir?

Saygılarımla...
Old 09-01-2010, 18:35   #21
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Hades
1086 S.K. m.292: "Senetle ispatı lâzım gelen hususlarda tahriri bir mukaddimei beyyine mevcut olursa şahit istimaı caizdir.
Mukaddimei beyyine müddeabihin tamamen sübutuna kâfi olmamakla beraber bunun vukuuna delâlet eden ve aleyhine ibraz edilmiş olan taraf canibinden verilen evrak ve vesaiktir."

Bence de fotokopi yazılı delil başlangıcı olarak kabul edilmelidir. Aksinin kabulü halinde fotokopinin sunulması akabinde karşı taraf bunu inkar etmezse -bile- fotokopiye delil niteliği olmadığı değerlendirmesi yapılması gerekeceği gibi bir sonuç çıkacağı ve bunun da hukuki olmadığı kanaatindeyim. Takdir edersiniz ki fotokopinin inkarı halinde bilirkişi incelemesine gerek duyulacaktır ve bu halde belge aslı olmadan inceleme yapılıp yapılamayacağı gündeme gelecektir. Neticeten ben de sormak isterim ki; karşı tarafın inkar etmediği fotokopinin delil niteliği nedir?

Saygılarımla...

Üstadım,

Sorunuz güzel. Ancak bildiğiniz üzere Delil, ancak ihtilaflı hususların halli için sunulur.

Fotokopi sunulduğu halde karşı tarafça inkar görmemişse yahut Fotokopi içeriği kabul edilmişse, o konuda bir ihtilafın olmadığı anlaşılır. Böyle bir durumda ise, ihtilafsız bir hususda delilin varlığı ya da yokluğu aranmayacağı gibi, davaya tesiri de olmaz. (Diye düşünüyorum)
Old 09-01-2010, 18:39   #22
Av.Nevra Öksüz

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Mehmet Saim Dikici
Üstadım,

Sorunuz güzel. Ancak bildiğiniz üzere Delil, ancak ihtilaflı hususların halli için sunulur.

Fotokopi sunulduğu halde karşı tarafça inkar görmemişse yahut Fotokopi içeriği kabul edilmişse, o konuda bir ihtilafın olmadığı anlaşılır. Böyle bir durumda ise, ihtilafsız bir hususda delilin varlığı ya da yokluğu aranmayacağı gibi, davaya tesiri de olmaz. (Diye düşünüyorum)
Üstadım,
Fotokopi inkar edilmezse buna yazılı delil başlangıcı diyebiliriz ve bu fotokopide yer alan hususlarla ilgili olarak da tanık dinletilebilmesi yolu açılmış olur (diye düşünüyorum ) ben de...

Saygılarımla...
Old 09-01-2010, 18:44   #23
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Hades
Üstadım,
Fotokopi inkar edilmezse buna yazılı delil başlangıcı diyebiliriz ve bu fotokopide yer alan hususlarla ilgili olarak da tanık dinletilebilmesi yolu açılmış olur (diye düşünüyorum ) ben de...

Saygılarımla...

Başka bir davada mı kullanacağız bu kabulü?


Saygılarımla.
Old 09-01-2010, 18:49   #24
Av.Nevra Öksüz

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Mehmet Saim Dikici
Başka bir davada mı kullanacağız bu kabulü?


Saygılarımla.


Fotokopide yazılı olan sadece taraflar arasında bir hukuki ilişkinin varlığına işaret ediyor ve fakat bu ilişkiden kaynaklanan başkaca hususlar net değilse... Hukuki ilişkinin ispatı açısından davacıda başkaca hiçbir yazılı delil yoksa... Fotokopide herşey yazılı diye bir kabulümüz vardır da ben atlamış olabilirim tabii Üstadım...

Saygılarımla...
Old 09-01-2010, 18:59   #25
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Hades


Fotokopide yazılı olan sadece taraflar arasında bir hukuki ilişkinin varlığına işaret ediyor ve fakat bu ilişkiden kaynaklanan başkaca hususlar net değilse... Hukuki ilişkinin ispatı açısından davacıda başkaca hiçbir yazılı delil yoksa... Fotokopide herşey yazılı diye bir kabulümüz vardır da ben atlamış olabilirim tabii Üstadım...

Saygılarımla...

Üstadım,

Sanıyorum olaya farklı noktalardan bakıyoruz.

Ben şöyle düşünüyorum: Fotokopide yazılı olan hususlar fotokopi aleyhine olan tarafça kabul görüyorsa o yazılara hukuki değer verilmesi, fotokopinin yazılı delil başlangıcı olması nedeniyle değil, tam aksine aleyhine kullanılan tarafın kabulü ya da inkar etmemesi nedeniyledir.

Fikrime göre yazılı delil başlangıcı, karşı taraf o konuları inkar etse bile, bizatihi delil başlangıcı olan şeyin varlığı nedeniyle vardır. Karşı taraf bu içeriği kabul ediyorsa zaten bu kabul o şeye yazılı delil başlangıcı niteliği, başka bir ifade ile hukuki kimlik vermiş olur. Fotokopinin kendisi değil!

Saygılarımla.
Old 09-01-2010, 19:21   #26
Av.Nevra Öksüz

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Mehmet Saim Dikici
Üstadım,

Sanıyorum olaya farklı noktalardan bakıyoruz.

Ben şöyle düşünüyorum: Fotokopide yazılı olan hususlar fotokopi aleyhine olan tarafça kabul görüyorsa o yazılara hukuki değer verilmesi, fotokopinin yazılı delil başlangıcı olması nedeniyle değil, tam aksine aleyhine kullanılan tarafın kabulü ya da inkar etmemesi nedeniyledir.

Fikrime göre yazılı delil başlangıcı, karşı taraf o konuları inkar etse bile, bizatihi delil başlangıcı olan şeyin varlığı nedeniyle vardır. Karşı taraf bu içeriği kabul ediyorsa zaten bu kabul o şeye yazılı delil başlangıcı niteliği, başka bir ifade ile hukuki kimlik vermiş olur. Fotokopinin kendisi değil!

Saygılarımla.

Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
senedin delil niteliği avgubse Meslektaşların Soruları 6 28-04-2009 18:03
ATM Makbuzlarının Delil Niteliği detay82 Meslektaşların Soruları 5 24-04-2009 14:57
cep telefonu mesajının delil niteliği -betül- Meslektaşların Soruları 11 16-06-2008 23:46
Suç Tutanaklarının Delil Niteliği Av.ECANSU Meslektaşların Soruları 0 24-10-2007 16:28


THS Sunucusu bu sayfayı 0,11132908 saniyede 15 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.