Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

göreve iade edilen memurun mali hakları

Yanıt
Konu Notu: 2 oy, 4,50 ortalama. Değerlendirme: Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 27-10-2009, 20:28   #1
avktderya

 
Varsayılan göreve iade edilen memurun mali hakları

selam ;
idare mahkemesi kararı ile görevine iade edilen memurun mali hakları nelerdir?
görevde olmadığı haklarının ödenmesi gerektiğine dair yargı kararı bulunuyorsa yardımcı olacak arkadaşlara teşekkürler.
iyi çalışmalar
Old 30-10-2009, 11:44   #2
Av. Engin EKİCİ

 
Varsayılan

Sayın avktderya;
Sunduğum danıştay kararlarının ilki, yeniden görevine dönen memurun faiz alacağına, diğeri ilişiğinin kesilme ve göreve iade tarihleri arasında yoksun kaldığı mali hakların iadesine ilişkindir. Saygılarımla..
DANIŞTAY 12. DAİRE E. 1995/6978 K. 1998/2918 T. 30.11.1998

• GÖREVİNE SON VERİLMESİ İŞLEMİNİN İPTALİ ( Görevine Dönen Memura Özlük Haklarının İadesi )

• ÖZLÜK HAKLARININ İADESİ ( Görevine Son Verilmesi İşleminin İptaliyle )

• BANKA İSKONTO FAİZİ ( Görevine Son Verilmesi İşleminin İptaliyle Görevine Dönen Memura Özlük ve Parasal Haklarının İadesinde Faizin Kullanılmaması )

• TEMERRÜT FAİZİ ( Memurun Özlük ve Parasal Haklarının İadesi )

3095/m.1


ÖZET : Görevine son verilmesi işleminin iptaliyle görevine dönen memura özlük ve parasal haklarının banka iskonto faizi değil yasal temerrüt faiziyle iadesi gerekir. İstemin Özeti: Davalı idarede memur iken görevine son verilen ve bu işlemin idare mahkemesince iptali üzerine yeniden görevine iade edilerek tüm özlük ve parasal hakları verilen davacı, bu miktara % 57 faiz uygulanması ayrıca temerrüd faizine hükmedilmesi istemiyle dava açmıştır.
Ankara 2. İdare Mahkemesinin 14.10.1993 günlü, E: 1992/182, K: 1993/1398 sayılı kararıyla; görevine son verilmesine dair işlemin idare mahkemesince iptali, Danıştayca da onanması üzerine 30.9.1991 tarihinde göreve iade edilen davacının, görevine son verilmesine dair işlemin hukuka aykırılığının mahkeme kararı ile sabit olması nedeniyle bu işlemden doğan zararının idarece tazmin edilmesinin Anayasa`nın 125. maddesi ve bu yoldaki idare hukuku ilkesi gereği olduğu, davacının zararını, alamadığı aylıkları ile sınırlı tutmaya olanak bulunmadığından açıkta kaldığı sürede aylık ve özlük haklarını zamanında alamaması nedeniyle uğradığı zararının yasal faiz ödenerek tazmininin gerektiği, davacı tarafından % 57 oranında faiz talep edilmiş ise de, 3095 sayılı Yasa uyarınca yasal faizin % 30 olarak uygulanması gerektiği, davacının görevine son verilmesine dair işlemin iptaline dair idare mahkemesi kararı davalı idarece geciktirilmeksizin uygulanmış olması nedeniyle temerrüt faizi ödenemeyeceği gerekçesiyle davacıya idarece ödenmiş olan aylık ve özlük haklarına ödenmesi gereken ilk ayın başlangıç alınmak suretiyle % 30 yasal faiz işletilerek saptanacak tutarın davacıya ödenmesine istemin fazlaya ilişkin kısmının ise reddine hükmedilmiştir.
Davacı, banka iskonto faiz oranının % 57 olduğunu, davalı idare ise, davacının yeniden göreve başlatılması için başvuruda bulunmasından hemen sonra geciktirilmeksizin işe alınması nedeniyle faiz hakkı doğmadığını öne sürmekte ve davacı % 57 faiz isteminin reddedilen kısmının davalı idare ise yasal faize ilişkin kısmının temyizen incelenerek bozulmasını istemektedirler.
Davacının Savunmasının Özeti: Davalı idarece ileri sürülen nedenler 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesine uymadığından, idarenin temyiz isteminin reddi gerektiği yolundadır.
Davalı İdarenin Savunmasının Özeti: Savunma verilmemiştir.
Danıştay Tetkik Hakimi F.V.`nin Düşüncesi: İdare mahkemesince verilen karar ve dayandığı gerekçe hukuk ve usule uygun olup, bozulmasını gerektirecek bir neden de bulunmadığından anılan kararın onanması gerektiği düşünülmüştür.
Danıştay Savcısı E.K.`nın Düşüncesi: Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinin 1. fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp idare mahkemesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemektedir.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin reddiyle idare mahkemesi kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
Türk milleti adına hüküm veren Danıştay Onikinci Dairesince işin gereği düşünüldü: İdare ve vergi mahkemeleri tarafından verilen kararların temyiz yolu ile incelenerek bozulabilmeleri 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinde belirtilen nedenlerden birinin bulunması halinde mümkündür. Ankara 2. İdare Mahkemesince verilen 14.10.1993 günlü, E: 1992/182, K: 1993/1398 sayılı kararın % 57 faiz talebine ilişkin kısmı ve dayandığı gerekçe hukuk ve usule uygun olup, bozulmasını gerektirecek bir sebep de bulunmadığından temyiz istemlerinin reddi ile anılan kararın ONANMASINA, 30.11.1998 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

--------------------------------------------------------------------------
DANIŞTAY 12. DAİRE E. 1996/565 K. 1997/449 T. 26.2.1997

• ADAY POLİS MEMURU ( Görevine Son Verilmesi İşleminin İptal Edilmesi )

• GÖREVE SON VERİLME İŞLEMİNİN İPTALİ ( İlişiğin Kesilme ve Göreve İade Tarihleri Arasında Yoksun Kalınan Parasal Hakların Ödenmesinin Gerekmesi )

• PARASAL HAKLAR ( Göreve İade Edilen Memura Ödenmesinin Gerekmesi )

2709/m.125


ÖZET : Aday polis memurunun görevine son verilmesi işleminin iptal edilmesi halinde ilişiğinin kesilme ve göreve iade tarihleri arasında yoksun kaldığı parasal haklarının kendisine ödenmesi gerekir. İsteğin Özeti: Aday polis memuru iken görevine son verilmesi işleminin yargı kararı ile iptali üzerine göreve iade edilen davacının meslekten ilişiğinin kesildiği tarihten yeniden göreve başlatıldığı tarihe kadar açıkta kaldığı süreye ilişkin maaş, yan ödeme ve diğer maddi haklarının toplamı olan 70.000.000 lira maddi kaybının yasal faiziyle tazmini ile 1.000.000 lira manevi tazminata hükmedilmesi istemiyle dava açılmıştır.
Kayseri İdare Mahkemesinin 14.12.1995 günlü E: 1995/944, K: 1995/1278 sayılı kararı ile, Anayasa`nın 125. maddesinde, idarenin kendi eylem ve işleminden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğunun kurala bağlandığı, anılan bu hüküm gereği idarelerin kamu hizmetlerini yürütürken kanunlara ve genel olarak hukuk kurallarına uygun davranmaması sonucu kişilerin uğradığı zararı tazmin ile yükümlü olduğu, öte yandan hukuka aykırılığı idari yargı yerince saptanan işlem nedeniyle uğranılan maddi ve manevi zararın tazmini gerekeceği, bakılan davada aday polis memuru iken meslekle ilişiğinin kesilmesine dair işlemin mahkemelerinin 9.9.1993 günlü ve E: 1992/875, K: 1993/150 sayılı kararı ile iptal edildiği, bu kararın temyiz edilmeyerek kesinleştiği, idareden getirtilen maaş bodrolarından ise, davacının görevle ilişiğinin kesildiği 17.11.1992 tarihi ile göreve iade edildiği 2.12.1993 tarih arasında toplam 61.419.000 lira maddi kayıba uğradığının anlaşıldığı, bu işlem nedeniyle uğradığı üzüntü ve elemin gözönüne alınarak takdir edilen 1.000.000 liranın manevi zararı karşılığı olarak verilmesi gerektiği sonucuna ulaşıldığı gerekçesi ile, 61.419.000 lira maddi tazminatla birlikte iptal davasının açıldığı 2.12.1992 tarihinden itibaren uygulanacak yasal faizinin ve 1.000.000 lira manevi tazminatın davacıya ödenmesine fazlaya ilişkin istemin ise reddine karar verilmiştir.
Davalı idare, davacının açıktan aday memur olarak atandığını, görev yapmadığı dönemler için ödeme yapılamayacağını ileri sürmekte ve idare mahkemesi kararının temyizen incelenerek bozulmasını istemektedir.
Savunmanın Özeti: Savunma verilmemiştir.
Danıştay Tetkik Hakimi B.K.`nin Düşüncesi: İdare mahkemesince verilen karar ve dayandığı gerekçe hukuk ve usule uygun olup, bozulmasını gerektirecek bir neden de bulunmadığından anılan kararın onanması gerektiği düşünülmüştür.
Danıştay Savcısı Z.K.`nin Düşüncesi: Davacının görevine son verilmesine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılan davada, dava konusu işlemin iptal edilmesi üzerine davacının bu işlem nedeniyle yoksun kaldığı maddi ve manevi tazminat ödenmesi istemiyle açtığı davada tazminatın kısmen reddi, kısmen kabulüne ve ödenecek maddi tazminat üzerinden iptal davasının açıldığı 2.12.1992 tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faize hükmedilmesi yolunda verilen kararın davalı idarece temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Davalı idarenin temyiz istemine ilişkin dilekçesinde ileri sürdüğü hususlar davacıya maddi ve manevi tazminat ödenmesi yolundaki idare mahkemesi kararının bozulmasını gerektirecek nitelikte bulunmamaktadır.
Buna karşın görevine son verilmesine ilişkin işlemin idare mahkemesince iptal edilmesi sonucu 2.12.1993 tarihinde görevine iade edilen davacının açıkta kaldığı döneme ilişkin maddi hakların tarafına ödenmesi istemiyle idareye başvurmadığı anlaşıldığından davacıya ödenmesine hükmedilen 62.419.000 liraya tam yargı davasının açıldığı tarihten itibaren faiz verilmesine hükmedilmesi gerekirken faizin iptal davasının açıldığı 2.12.1992 tarihinden itibaren verilmesinde hukuki isabet bulunmadığından mahkeme kararının bu kısmının bozulmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
Türk milleti adına hüküm veren Danıştay Onikinci Dairesince işin gereği düşünüldü: İdare ve vergi mahkemeleri tarafından verilen kararların temyiz yolu ile incelenerek bozulabilmeleri 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu`nun 49. maddesinde belirtilen nedenlerden birinin bulunması halinde mümkündür. Kayseri İdare Mahkemesince verilen 14.12.1995 günlü, E: 1995/944, K: 1995/1278 sayılı karar ve dayandığı gerekçe hukuk ve usule uygun olup, bozulmasını gerektirecek bir sebep de bulunmadığından temyiz isteminin reddi ile anılan kararın ONANMASINA, 26.2.1997 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
Old 31-10-2009, 17:46   #3
avktderya

 
Varsayılan

sayın Engin ;
yardımınız için çok teşekkür ederim bende bu kanıdayım ödenmesi gerektiğini düşünüyorum. kararlar çok faydalı oldu.

bu hakkın mutlak surette dava yolu ile alınması mı gerekli ?
dava açılmadan " işlemin iptaline " şeklinde çıkan kararın İYUK 28 gereğince uygulanmasında göreve iade ile haklarının ödenmesi gerekiyor mu ?
aksi kararın eksik uygulandığı anlamına gelir mi?

saygılarımla
Old 01-11-2009, 12:58   #4
avktderya

 
Varsayılan

Danıştay 1. Dairesi 07.06.1982 tarih 1982/112E. ve 1982/130K. kararının tam metnine ulaşabilir miyiz?
saygılarımla
Old 23-01-2013, 16:39   #5
denizizm

 
Varsayılan

her iki karar da da kesinleşen mahkeme ilamları mevcut eğer göreve iadeye ilişkin mahkeme ilamı kesinleşmemiş ise ancak şahıs görevine devam ediyorsa bu takdirde davanın seyri ne olur?
Old 23-01-2013, 17:20   #6
Av. Engin EKİCİ

 
Varsayılan

Alıntı:
her iki karar da da kesinleşen mahkeme ilamları mevcut eğer göreve iadeye ilişkin mahkeme ilamı kesinleşmemiş ise ancak şahıs görevine devam ediyorsa bu takdirde davanın seyri ne olur?
Sayın denizizm;

Göreve iadeye ilişkin bir dava söz konusu iken memurun görevinin başında olması hususunu anlayamadım?
Old 23-01-2013, 18:47   #7
denizizm

 
Varsayılan

idare mahkemesi göreve iadeye ilişkin karar verdiği takdirde idare buna uygun işlem tesis etmek zorunda değil mi? dolayısıyla davacı görevine geri döner sonrasında dosya temyiz edilirse kesinleşmemiş olur ? bu tür bir durum ortaya çıkamaz mı?
Old 23-01-2013, 22:41   #8
Av. Engin EKİCİ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan denizizm
idare mahkemesi göreve iadeye ilişkin karar verdiği takdirde idare buna uygun işlem tesis etmek zorunda değil mi? dolayısıyla davacı görevine geri döner sonrasında dosya temyiz edilirse kesinleşmemiş olur ? bu tür bir durum ortaya çıkamaz mı?
Göreve iadeye ilişkin karar temyiz edilmiş ve fakat göreve son verme şeklindeki idari işlemin yürütmesinin durdurulması kararı verilmemiş ise bu tür bir durum ortaya çıkamaz.
Old 15-10-2014, 11:48   #9
masterx

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan avktderya
Danıştay 1. Dairesi 07.06.1982 tarih 1982/112E. ve 1982/130K. kararının tam metnine ulaşabilir miyiz?
saygılarımla

T.C. Danistay
1.Dairesi
Esas: 1982/112
Karar: 1982/130
Karar Tarihi: 07.06.1982


İSTİŞARİ DÜŞÜNCE İSTEMİ - GÖREVE SON VERMEYE KARŞI DAVA AÇILIP İPTAL KARARI ALINMASINDA FİİLEN GÖREV YAPILMAYAN SÜREYE İLİŞKİN OLARAK BİR ÖDEMEDE BULUNULUP BULUNULAMAYACAĞI - İŞLEMİN TESİSİ TARİHİNDEN SONRAKİ BÜTÜN MADDİ HAKLARININ ÖDENMESİ GEREĞİ

ÖZET: Haklarında tesis edilen göreve son verme, görevden çekilmiş sayılma ya da benzeri işlemlerin yargısal kararla iptali üzerine göreve döndürülenlere, dava dilekçelerinde bir istemde bulunmuş olup olmadıklarına bakılmaksızın, işlemin tesisi tarihinden sonraki bütün maddi haklarının ödenmesi gereklidir.

(2709 S. K. m. 132) (2577 S. K. m. 28)

Çalıştıkları kurumlarca haklarında göreve son verme, görevden çekilmiş sayılma ya da benzeri işlemler yapılan kamu görevlilerince, bu işlemlere karşı dava açılıp iptal kararı alınması, ancak dava dilekçelerinde aylık ve özlük haklarına ilişkin bir istemde bulunulması ya da tazminata hükmolunmaması hallerinde, fiilen görev yapılmayan süreye ilişkin olarak bir ödemede bulunulup bulunulamayacağı konusunda ortaya çıkan duraksamanın giderilmesi amacıyla düşünce istemine ilişkin Başkanlığın 17/5/1982 günlü ve Personel Genel Müdürlüğü 19-310-06782 sayılı yazısına ekli Kültür ve Turizm Bakanlığının 27/4/1982 günlü ve 07.11.G/4762 sayılı yazısında aynen:

Atama işlemleri hakkında Danıştay’ca verilen yürütmenin durdurulması ve iptal zararlarının uygulanmasında idarenin nasıl işlem yapacağı hakkındaki Danıştay Başkanlığı'nın Esasa No: 1978/151, Karar No: 1978/199 sayılı kararının A maddesinin 2 nci bendinde;

<Görevinden alınan veya başka bir göreve atanan memurun, yerine ani bir atama yapılmış iken, sadece kendisinin görevden alınmasına veya başka bir göreve atanmasına ilişkin işlemin durdurulmasına karar alınması halinde, bir iptal davasında verilmiş bulunan yürütmenin durdurulması kararı, iptal kararlarında olduğu gibi, iptali istenilen idari tasarrufu ve ona bağlı işlemleri durduracağı ve tasarruf ve işlemlerin tesis ve icrasından önceki hukuki durumun yürürlüğünü sağlayacağı cihetle, birinci maddede olduğu gibi yeni bir atama işlemine lüzum kalmaksızın, idarenin başındaki kişi bu kararın yerine getirilmesi için, ilgililere bir yazı yazarak eski hukuki durumun devam etmesini sağlar.> denilmekte olup, aynı kararın B maddesi 5 inci bendinde de; <iptal edilen işleme dayanılarak tesis edilmiş olan işlem ve tasarrufların da iptal kararı ile kendiliğinden ortadan kalkması sonucunun doğmasıdır. Bu nedenle, iptal hükmü idareye iptal edilen tasarruftan, buna dayanan ve bağlı olan tekmil tasarruflardan ve işlemlerden doğan bütün sonuçları ortadan kaldırarak, bu işlemler tesis edilmemiş gibi eski durumu tamamen iade etmek görevini yüklemektedir. İdare bu görevi hiçbir sebep ve bahane ile yerine getirmekten kaçınamaz.> denilmiştir.

Ancak Maliye Bakanlığı'ndan alınan 5/11/1981 tarih ve Bümko 115546/4611-29516 sayılı yazıda ise özetle; kurumlarınca meslekten ihraç edilen, müstafi ya da haklarında benzeri işlemler yapılan memurlarca bu işlemler hakkında Yürütmenin durdurulması veya iptali için dava açılmış, fakat dava dilekçelerinde aylık ve özlük haklarına ilişkin bir istemde bulunulmamış ve tazminata hükmolunmamış ve fiilen görev yapılmayan süreye ilişkin olarak bir ödemede bulunulması mümkün değildir denilmektedir.

Yukarıda belirtilen Danıştay’ın yürütmeyi durdurma kararı neticesi olarak idare üzerinde doğacak yükümlülük ve personele uygulanması gerekli hukuki durumu ile, Maliye Bakanlığı'nın görüşü arasındaki çelişkiden dolayı, bu durumda olan personele fiilen çalışmadıkları sürelerde özlük haklarına ilişkin ödemelerin yapılıp yapılmayacağı hususunda Bakanlığımızca tereddüde düşülmüş olup; <bu konuda yapılacak işleme esas olmak üzere yazımızın Danıştay Başkanlığı'na havalesini ve sonucundan bilgi verilmesini müsaadelerinize arz ederim.> denilmektedir.

Gereği görüşülüp düşünüldü:

T.C. Anayasasının 132 nci ve 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 28 inci maddeleri hükümlerine göre, idare, bir idari işlemin iptaline ilişkin yargı kararına uymaya ve kararın amaç ve kapsamı doğrultusunda işlem tesis etmeye ya da eylemde bulunmaya zorunludur.

Bu zorunluluğun, duraksama konusu yönünden idareye hangi yükümlülükleri getirdiğini saptayabilmek için iptal kararlarının sonuçlarının belirlenmesi gerekli bulunmaktadır.

İdari işlemin yargısal bir kararla iptali halinde, bu iptal kararının işlemin yapılması sırasında unsurlarında bulunan sakatlıkları saptadığı, işlemi yapıldığı andan başlayarak ortadan kaldırıldığı bu özelliği nedeniyle geriye yürüyen sonuçlar doğurduğu, başka bir anlatımla, işlemin tesis edildiği tarihten önceki hukuki durumun geçerliğini sağladığı idare Hukukunun bilinen ilkelerindendir.

Yukarıda anılan Anayasa, Yasa hükümleri ve idare hukuku ilkesi karşısında, idare, iptal kararının amaç ve kapsamına göre yeni bir işlem ya da işlemler yapmak, iptal edilen işlemden doğan sonuçları ortadan kaldırmak, işlemin hiç yapılmamış sayılması ilkesi gereği olarak, önceki hukuki durumun geçerliliğini sağlamak görevi ile yükümlüdür. iptal kararının bu sonuçları doğurduğu göz önüne alındığında, haklarında göreve son verme, görevinden çekilmiş sayılma ya da benzeri işlemler yapılan kamu görevlilerinin, yargısal yoldan bu işlemlerin iptalini sağlamaları halinde, idarenin bu kararlara uygun işlem tesis etmesi ve işlemin doğurduğu hukuki ve fiili bütün sonuçları ortadan kaldırmak için memurun iptal edilen işlem ile sıkı ilişkisi bulunan bütün maddi haklarını, o görev yapılmış gibi ve başkaca bir hükme gerek olmaksızın kendiliğinden ödemesi gerekli bulunmaktadır. İptal kararı üzerine memurun, görevine iadesi ile yetinip, memuriyet görevinin fiilen yapılmadığı süreye ilişkin maddi haklarını ödememek, iptal kararı ile ortadan kaldırılmış bir işlemin sonuçlarını geçerli bırakmak anlamına gelir ki, bunun yukarıda açıklanan idare hukuku ilkesiyle bağdaşmayacağı açıktır.

Bu durumda haklarında tesis edilen göreve son verme, görevden çekilmiş sayılma ya da benzeri işlemlerin yargısal kararla iptali üzerine göreve döndürülenlere, dava dilekçelerinde bir istemde bulunmuş olup olmadıklarına bakılmaksızın, işlemin tesisi tarihinden sonraki bütün maddi haklarının ödenmesi gerekli mütalaa kılınmakla dosyanın Danıştay Başkanlığına sunulmasına 07.06.1982 gününde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programı
Old 31-01-2019, 13:45   #10
av.mürsel

 
Varsayılan

Çok teşekkürler. Baya faydalı bilgiler içermekte olan bir karar.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Tebellüğ edilen tebligat iade olur mu? tosunkartal Meslektaşların Soruları 22 15-10-2012 16:43
mali defterleri muhasebecinin iade etmemesi sebebiyle maliyeyey ibraz edememe .. erdal düzgün Meslektaşların Soruları 2 30-07-2012 09:35
göreve iade Av. Nurgül Meslektaşların Soruları 4 23-10-2008 12:07
teslim edilen malın iade edilmemesi, edilememesi? av.m.a.g Meslektaşların Soruları 9 06-06-2007 09:37


THS Sunucusu bu sayfayı 0,05650902 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.