Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Gabin ve hilenin aynı davada ileri sürülmesi

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 08-01-2022, 13:57   #1
Av.Kaan BADELİ

 
Varsayılan Gabin ve hilenin aynı davada ileri sürülmesi

Herkese iyi çalışmalar. Muvekkil murisin ikinci eşi. İlk evliliğinden iki erkek çocuğu, ikinci evliliğinden bir kız çocuğu var. Murisin oğulları ikinci esin bilgi ve deneyimsizliğinden yararlanıp kendisine eşinden( yani babadan) miras kalan malların büyük kısmını üzerlerine geçiriyor. Karşılığında ise geçirdikleri değerin çok çok altında meblağı veriyorlar. Aynı zamanda kız çocuğa düşecek malları da hile ile üzerlerine alıyorlar. Müvekkilin yani ikinci eşin kızına düşen payı velayeten devrettiğinden dahi haberi yok. Sorum aynı davada ikinci eş yönünden gabine dayalı, kız çocuğu yönünden ise hileye dayalı tapu iptal ve tescil davasını açabilir miyiz? Yoksa ayrı ayrı mı acilmasi gerekir. Bazı eski tarihli Yargıtay kararları hem gabin hem hile diyemezsin diyor. Şimdiden teşekkürler
Old 10-01-2022, 10:30   #2
Yücel Kocabaş

 
Varsayılan

Aşağıdaki kararda yazılı olduğu gibi, aşırı yararlanma (gabin) ile aldatma (hile) nın araştırma şekilleri ayrı olmakla beraber aynı kişi tarafından açılan davada her iki iddia birlikte ileriye sürülebilir.

Sorulan olayda ise birı eş, diğeri çocuk olmak üzere iki ayrı davacı ve iki ayrı dava bulunmaktadır. Her iki davacının davası aynı parsele yönelik ise davalar arasındaki bağlantı nedeni ile (harçlar ödenerek) her iki dava birlikte açılabilir. Fakat ayrı ayrı parsellerle ilgili ise davaların da ayrı ayrı açılması gerekir diye düşünüyorum.


1. HD., E. 2016/6631 K. 2019/1911 T. 14.3.2019
Esas No.: 2016/6631
Karar No.: 2019/1911
Karar tarihi: 14.03.2019

-KARAR-
...İddianın ileri sürülüş biçimi ve dava dilekçesinin içeriğinden eldeki davada aşırı yararlanma (gabin), aldatma (hile) hukuksal nedenlerine dayalı tapu iptali ve tescil isteğinde bulunulmuştur.
Mahkemece; ön incelemede uyuşmazlık konusu alacak davası olarak nitelendirilmiş, gabin ve hile iddialarının ispatlanamadığı gerekçesiyle dava konusu taşınmazların temliklerine ilişkin resmi senetler getirtilmeden ve gerekçe gösterilmeden dava reddedilmiştir.

Sözleşmenin gabin (aşırı yararlanma) nedeniyle illetli olduğunun kabulü için edim ve karşı edim arasındaki oransızlığın, taraflardan birinin, diğerinin şahsında mevcut özel bir durumu bilerek istismar etmesi, sömürmesi sonucu oluşması gerekir. Dar ve zor durumda kalmaları nedeniyle, sözleşme yapmaya, mallarını çok düşük bedel ile devretmeye sürüklenmiş kişileri korumak zayıfı güçlüye ezdirmemek için hukukumuzda da düzenlemeler yapılmış 6098 s. Türk Borçlar Kanunun (TBK) 28. (818 s. Borçlar Kanunun (BK) 21) maddesi ile aynen; "Bir sözleşmede karşılıklı edimler arasında açık bir oransızlık varsa, bu oransızlık, zarar görenin zor durumda kalmasından veya düşüncesizliğinden ya da deneyimsizliğinden yararlanılmak suretiyle gerçekleştirildiği takdirde, zarar gören, durumun özelliğine göre ya sözleşme ile bağlı olmadığını diğer tarafa bildirerek ediminin geri verilmesini ya da sözleşmeye bağlı kalarak edimler arasındaki oransızlığın giderilmesini isteyebilir.

Zarar gören bu hakkını, düşüncesizlik veya deneyimsizliğini öğrendiği; zor durumda kalmada ise, bu durumun ortadan kalktığı tarihten başlayarak bir yıl ve her hâlde sözleşmenin kurulduğu tarihten başlayarak beş yıl içinde kullanabilir." hükmü getirilmiştir.

O halde, aşırı yararlanmadan (gabinden) söz edilebilmesi, objektif unsur olan edimler arasındaki aşırı oransızlık yanında, bir tarafın darda kalma, tecrübesizlik, düşüncesizlik (hafiflik) hallerinin bulunması, diğer yanın ise yararlanmak, sömürmek kastını taşıması biçiminde iki sübjektif unsurun dahi gerçekleşmesine bağlıdır. Gabinin varlığı zarar görene (sömürülene), sözleşme tarihinden itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde sözleşme ile bağlı olmadığını bildirerek iptal davası açıp iddiasını her türlü delille kanıtlama ve verdiğini geri isteme hakkı ya da sözleşmeye bağlı kalarak edimler arasındaki oransızlığın giderilmesini isteme hakkı verir.
Hemen belirtmek gerekir ki gabin davasında öncelikle edimler arasındaki, aşırı oransızlık üzerinde durulmalı, objektif unsur ispatlandığı takdirde zarar gördüğünü iddia edenin kişiliği, yaşı, sağlık durumu, toplumdaki yeri, ekonomik gücü psikolojik yapısı gibi maddi, manevi yönler yani sübjektif unsur derinliğine araştırılıp incelenmelidir.

Hile (aldatma), genel olarak bir kimseyi irade beyanında bulunmaya, özellikle sözleşme yapmaya sevk etmek için onda kasten hatalı bir kanı uyandırmak veya esasen var olan hatalı bir kanıyı koruma yahut devamını sağlamak şeklinde tanımlanır. Hata da yanılma, hilede ise yanıltma söz konusudur. 6098 s. Türk Borçlar Kanununun (TBK) 36/1. (818 s. Borçlar Kanunun (BK) 28/1.) maddesinde açıklandığı üzere taraflardan biri diğer tarafın kasıtlı aldatmasıyla sözleşme yapmaya yöneltilmişse yanılma (hata) esaslı olmasa bile aldatılan taraf için sözleşme bağlayıcı sayılamaz. Değinilen koşulların varlığı halinde aldatılan taraf hakkını kullanmak suretiyle hukuki ilişkiyi geçmişe etkili (makable şamil) olarak ortadan kaldırabilir ve verdiği şeyi geri isteyebilir.

Öte yandan, hile her türlü delille ispat edilebileceği gibi iptal hakkının kullanılması hiç bir şekle bağlı değildir. Aldatmanın öğrenildiği tarihten itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde karşı tarafa yöneltilecek bir irade açıklaması, defi yahut dava yoluyla da kullanılabilir.

Hal böyle olunca yukarıdaki ilkeler doğrultusunda, toplanan ve toplanacak delillerin birlikte değerlendirilmesi ve hasıl olacak sonuca göre gerekçeli olarak bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve yetersiz gerekçe ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.

Davacının yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 14.03.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Old 10-01-2022, 10:59   #3
Av.Kaan BADELİ

 
Varsayılan

Sayın üstadım değerli bilgileriniz için teşekkür ederim
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
KMK m.33'ün Anayasaya aykırılığının ileri sürülmesi guney1988 Meslektaşların Soruları 8 07-05-2019 07:54
Zamanaşımının ıslahla ileri sürülmesi Brusk Meslektaşların Soruları 7 13-05-2017 09:34
Tapunun birden çok iptal nedeninin aynı davada ileri sürülebilmesi Av.Ömer Erlat Meslektaşların Soruları 11 06-11-2015 14:50
Menfi tespit ve istirdat talepleri aynı davada ileri sürülebilir mi? Av.Esn Meslektaşların Soruları 9 12-05-2014 09:42
ıslah ile zamanaşımının ileri sürülmesi Av.Şevval Meslektaşların Soruları 4 11-05-2012 09:14


THS Sunucusu bu sayfayı 0,04792404 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.