Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

hizmet tespiti

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 12-11-2008, 14:36   #1
Av. İsa kargın

 
Varsayılan hizmet tespiti

merhaba değerli üyeler. müvekkilim 15.05.1989 tarihinde Türk Ticaret Bankasında çalışmaya başlıyor. 2003 yılına kadar burada çalışmaya devam ediyor. Bankaya TMSF tarafından el konulmuştur. 30.06.2003 tarihinde bankaya el konulmasından sonra müvekkilim 200 gün kadar çalışmış daha sonra tazminatı verilerek işten çıkarılmıştır. Müvekkilim hizmet süresini öğrenmek için başvurduğunda Bankaya giriş tarihiniz 15.05.1989 olmasına rağmen primleriniz 01.08.1989 tarihinden itibaren yatırıldığından giriş tarihiniz 01.08.1989 olarak alınmıştır şeklinde cevap gelmiştir. Şimdi müvekkilim dava açarak sigortasının işe griş tarihi olan 15.05.1989 tarihinden itibaren başlamasını istemektedir. Burda dava kime karşı ve nerede açılmalıdır. T. Ticaret Bankası tasfiye halindedir. ikincis bu davayı açmak için zamanaşımı süresi ne kadardır. Dava açıldığı zaman ne şekilde ispat etmek gerekecektir. Herkese gösterdiği ilgiden dolayı şimdiden teşekkür ededirm.
Old 12-11-2008, 14:46   #2
av_sibelll

 
Karar

Öncelikle müvekkiliniz 30.06.2003 tarihinde bankaya el konulmuş ve 200 gün daha çalışmış. Hizmet tespiti davalarında 5 yıllık hak düşürücü süre vardır. Bu sürede çalışmanın bittiği andan itibaren başlamaktadır. 200 günü yaklaşık 6 buçuk ay gibi bir süre yapıyor. yani müvekkiliniz 2004 yılının ocak ayının başlarına kadar bu işyerinde çalışmış oluyor. Bu tarihlere yakın bir tarihte işten çıkarılmış bulunmakta. Hak düşürücü süre 5 yıllık süre olduğundan dolayı bu süre 2004 yılının ocak ayının başlarından itibaren başlamakta olduğundan en geç 2009 yılının ocak ayının başlarına doğru bu davayı açmanız gerekmektedir. Bu yüzden acele etmenizi tavsiye ederim.Zira hak düşürücü süre olduğu için dava açılsa bile hakim tarafından re' sen gözönüne alındığı için daha geç tarihte açılması halinde davanızın reddedilme olasılığı ortaya çıkacaktır. Dava açıldığı takdirde o dönemde bordrolu en az iki taneğın ifadesi yeterli olur. Ayrıca işyeri dosyası, işçiye ait işe giriş bildirgesi, aylık prim bildirgeleri, dönem bordroları, işçiye ait şahsi dosya gibi belgelerin işyerinden istenmesi gerekecektir. Yargıtay hizmet tespiti davalarında dinelenen tanıkların o dönemde çalışan bordrolu işçilerden olmasını istemektedir.
Bankanın tasfiye halinde olduğunu belirttiini bu anlamda tasfiye halindeki ticaret bankasının davalı olarak gösterilmesi gerekir mi o hususta net bilgim olmamasına rağmen bu tür davalarda sosyal güvenlik kurumunun da mutlaka davalı olarak gösterilmesi gerekmektedir. Bu dava kamu yararını gerektiren bir davadır.
Old 12-11-2008, 14:51   #3
Av. İsa kargın

 
Varsayılan

Müvekkilim 06.2003 tarinde işten çıkarılmıyor bu tarihte banka TMSF ye devdediliyor. bundan sonra müvekkilim 200 gün daha çalışoyor yani 2004 yılı ocak ayında işten çıkarılıyor.
Old 12-11-2008, 15:14   #4
av_sibelll

 
Varsayılan

İsa bey, yanlış anladığımı farkedip mesajımı düzelttim. Bu yüzden dediğiniz gibi süre 2004 yılının ocak ayından itibaren başlayacaktır. en geç 2009 ocak ayına kadar dava açmanız lazım.
Old 12-11-2008, 15:24   #5
av_sibelll

 
Varsayılan

DAVANIN İSPATI MESELESİ
Hizmet tespiti davalarında çalışma olgusu her türlü delille ispat edilebilir. Çalışmanın varlığını ispat edecek herkes tanık gösterilebilecektir. Ancak Yargıtay tanık olarak özellikle çalışıldığı iddia edilen dönemde işyerinde çalışmış bulunan bordro tanıklarının (aynı dönemde Sosyal Sigortalar Kurumuna bildirimi yapılmış olan diğer işçilerin) dinlenilmesi ile birlikte işyerinde çalışan bordro tanığı bulunması halinde dahi çalışmanın tespiti istenilen dönemde işyerine komşu işverenlerin (çalışıldığı iddia edilen işyerinin komşusu olan başka işyeri işverenlerinin) dinlenilmesini de aramaktadır.

HG 00, E: 2005/21-437, K: 2005/448, Tarih: 06.07.2005

506 sayılı Sosyal Sigortalar Yasasının 2 ve 6. maddelerinde açıkça belirlendiği üzere, sigortalılığın oluşumu yönünden çalışma olgusunun varlığı zorunludur. Eylemli veya gerçek biçimde çalışmanın varlığı saptanmadıkça, hizmet akdine dayanılarak dahi sigortalılıktan söz edilemez. Fiili veya gerçek çalışmayı ortaya koyacak belgeler, işe giriş bildirgesiyle birlikte 506 sayılı Yasa´nın 79. maddesinde belirtilen sigortalının gün sayısını, kazanç durumunu, çalışma tarihleriyle birlikte ortaya koyan aylık sigorta gün bilgileri ile Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliği´nin 17. maddesinde belirtilen 4 aylık prim bordroları gibi Kuruma verilmesi zorunlu belgelerdir.
(506 s. SSK. m. 2, 5, 6, 79)

Taraflar arasındaki "tespit" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara 2.İş Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 15.4.2004 gün ve 2002/858-2004/166 sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 21.Hukuk Dairesinin 13.12.2004 gün ve 2004/10013-11091 sayılı ilamı ile,

(...Davacı, sigorta başlangıç tarihinin 7.5.1980 olduğunun tesbitini istemiştir.

Mahkemece, davacının 7.5.1980 tarihinde bir gün süre ile çalıştığının tesbitine karar verilmiş ise de bu sonuç eksik incelemeye dayalı olup usul ve yasaya aykırıdır.

Davacıya ait 7.5.1980 tarihli işe giriş bildirgesinin davalı Kuruma süresi içerisinde verildiğine dair uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık, somut olayda fiili çalışma olgusunun yöntemince kanıtlanmış olup olmadığı, mahkemece bu yönde yapılan inceleme ve araştırmanın hükme yeterli bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.

Gerçekten; 506 sayılı Sosyal Sigortalar Yasasının 2 ve 6. maddelerinde açıkça belirlendiği üzere, sigortalılığın oluşumu yönünden çalışma olgusunun varlığı zorunludur. Eylemli veya gerçek biçimde çalışmanın varlığı saptanmadıkça, hizmet akdine dayanılarak dahi sigortalılıktan söz edilemez. Fiili veya gerçek çalışmayı ortaya koyacak belgeler, işe giriş bildirgesiyle birlikte 506 sayılı Yasa'nın 79. maddesinde belirtilen sigortalının gün sayısını, kazanç durumunu, çalışma tarihleriyle birlikte ortaya koyan aylık sigorta gün bilgileri ile Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliği'nin 17. maddesinde belirtilen 4 aylık prim bordroları gibi Kuruma verilmesi zorunlu belgelerdir. Yöntemince düzenlenip süresi içerisinde Kuruma verilen işe giriş bildirgesi, kişinin işe alınmış olduğunu gösterirse de fiili çalışmanın varlığının ortaya konulması açısından tek başına yeterli kabul edilemez. Sigortalılıktan söz edebilmek için, çalışmanın varlığı, Yargıtay uygulamasında 506 sayılı Yasanın 79/8. maddesine dayalı sigortalılığın tespiti davaları yönünden kabul edilen ilkelere uygun biçimde belirlenmelidir. Zira, sigortalılığın başlangıcına yönelik her dava sigortalılığın tespiti istemini de içerir. Aksine düşünce, özellikle yaşlılık aylığının kabulü için öngörülen sigortalılık süresi yönünden çalışanlar ile çalışmayanlar arasında adaletsiz ve haksız bir durum yaratır. Bu nedenle, işe giriş bildirgesinin verildiği ancak yasal diğer belgelerin bulunmadığı durumlarda çalışma olgusunu ortaya koyabilecek inandırıcı ve yeterli kanıtlar aranmalı, kamu düzenine dayalı bu tür davalarda hakim, görevi gereği doğrudan soruşturmayı genişleterek sigortalılık koşullarının oluşup oluşmadığını belirlemelidir. Bu yön, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555, 5.2.2003 gün 2003/21-35-64, 15.10.2003 gün 2003/21-634-572, 3.11.2004 gün 2004/21-480-579 ve 2004/21-479-578, 10.11.2004 gün 2004/21-538 ve 1.12.2004 gün 2004/21-629 sayılı kararlarında da vurgulanmıştır.

Somut olaya gelince; mahkemece açıklanan şekilde fiili çalışmanın varlığının yöntemince araştırılmadan sonuca gidildiği ortadadır. Gerçekten dinlenen tanıklar davacıyla aynı dönemde çalışan işverenin bordrolarında kayıtlı tanıklar olmadığı gibi komşu veya benzer işi yapan işyerlerinde çalışan kayıtlara geçmiş kişiler değildirler.

Yapılacak iş;7.5 .1980 tarihli bildirgenin verildiği işyerinin 506 sayılı Yasanın 5. maddesi gereğince, yasa kapsamında olan bir işyeri olup olmadığının Kurumdan tespiti ile bu işyerinden bildirge tarihinde Kuruma verilen dönem bordrolarını isteyip dosyaya ekledikten sonra, işyerinden dönem bordrosu verilmiş ise bildirge tarihini kapsayan tarihte işyerinde çalıştığı tespit edilen kayıtlı işyeri çalışanlarını, bordro verilmemiş ise gerektiğinde zabıta marifetiyle tespit edilecek işyerine o tarihte komşu olan diğer işyerlerinde bildirge tarihinde çalıştığı tespit edilen kayıtlı komşu işyeri çalışanlarının;kayıtları celbedilerek çalışmanın niteliği ile gerçek bir çalışma olup olmadığı yönünde yöntemince beyanlarını almak gerçek çalışma olgusunu somut ve inandırıcı bilgilere dayalı şekilde 506 sayılı Yasanın 2, 6, 9 ve 79/8. maddeleri gereğince kanıtladıktan sonra sonucuna göre karar vermekten ibarettir.

O halde, davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır...)

Gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

TEMYİZ EDEN: Davalı vekili

HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, ve özellikle, dönem bordrolarında adları bulunan tanıkların adresleri yapılacak zabıta araştırması ile tespit edilerek bu çalışanların, olmadığı takdirde yine zabıta araştırması ile belirlenecek komşu işyeri işveren ve çalışanlarının ifadelerine başvurularak, oluşacak kanaat ile karar verilmesi gerekmesine göre, Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.

SONUÇ : Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında ve yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı HUMK.nun 429. Maddesi gereğince BOZULMASINA, 6.7.2005 gününde oyçokluğu ile karar verildi.

.........................................

İsa Bey, eğerki o dönemde işyerinde bordrolu çalışan tanık bulamaz iseniz eklediğim yargıtay kararında da belirttiği üzere dönem bordrosu verilmemiş ise gerektiğinde zabıta marifetiyle komşu işyerlerinde bordorlu çalışnalrı tespit ettirip o kişilerin dinelnemsini isteyebilirsiniz. Zira benim de bir hizmet tespiti davam var ve tanık sıkıntısı çekmekteyiz. Bu yargıtay kararını sundum. En son ihtimal olarak bnu yola gideceğiz.
Old 13-11-2008, 10:57   #6
Av. İsa kargın

 
Varsayılan

Öncelikle cevaplarınız için çok teşekkür ederim. Burada davalı banka olduğu için müvekkilin çalıştığına dair kayıtlar mevcuttur diye düşünüyorum. Benim asıl öğrenmek istediğim konu banka şu an fiili olarak yoktur. davalı kısmına ne yazacağız TMSF mu yoksa bu bankanın sigorta fonumu. ikinci nokta hangi mahkeme yetkilidir. müvekkil en son Osmaniye de çalışmış şimdi malatya da yaşıyor.
Old 13-11-2008, 11:54   #7
Av.Bülent AKÇADAĞ

 
Varsayılan

Sayın av.sibelll

Dikkat ederseniz, tespiti istenen hizmetler işe giriş bildirgesi verilmeden önceki bir tarih olan 1989 yılına aittir.

Bu durumda Hizmet Tespit davaları için, 506 sy yasanın 79. maddesine göre "hizmetin geçtiği yılı takip eden 5 yıl içerisinde açılması gerektiği" sorunu ile karşılaşılmaz mı ? Bu bağlamda zamanaşımı işten ayrıldığı tarih olan 2004 değil de sigortasız çalıştığı dönem olan 1989'dan itibaren işlemez mi ? Saygılarımla...
Old 13-11-2008, 14:58   #8
korayoz

 
Varsayılan

Banka tasfiye halinde de olsa tüzel kişiliği devam eder bu sebeble doğrudan bankaya karşı dava açabilirsiniz.
Old 13-11-2008, 18:36   #9
yyln

 
Varsayılan

Sn: Av. Bülent Akçadağ,
Hizmetler, bir bütün olup, 506 sayılı kanunun 79. maddesinde yer alan bu hüküm uygulamasında, işten çıkış tarihini takip eden yıldan başlamak üzere, 5 yıl içinde dava açılabilmektedir. Dolsayısıyla, 2003 yılının herhangi bir gününde işten çıkan işçi, o işyerinde çalıştığı halde sigortaya bildirimi yapılmayan günlerine ( 1989,..1990,...2001 farketmez) ait tespit davasını, 2003 yılı sonundan başlamak üzere 5 yıl içinde dava açabilir. Selamlar..

Old 14-11-2008, 09:47   #10
av_sibelll

 
Varsayılan

Bülent Bey, işçi işyerinde aralıksız olaraka çalışmöış ise, çalışılan süre boyunca hak düşürücü süre gerçekleşmeyeceğinden , işten ayrılma tarihine göre o yılın son gününden itibaren 5 yıl içerisinde işe giriiş ve fesih tarihleri arasında ki sürenin tespiti istenebilir. Yani olayda İsa Bey' in müvekkili, 1989 yılından 2004 yılına kadara aralıksız çalışmış ise( ki anlatımalrdan öyle anlaşılıyor) bu durumda sigorta bildirim yapılmayan 1989 yılına ait tespit istenebilir. Çünkü süre 1989 yılından değil 2004 yılının ocak ayında son bolduğu için çalışma bu süreden itibaren 5 yıllık hakdüşürücü süre başlar.
İsa Bey, dava dilekçenizde SGK yı mutlaka davalı olarak göstermek zorundasınız. Şİrket açısından kimi davalı olarak göstermeniz hususunda bir şey söyleyemeceğim. iyi çalışmalar
Old 14-11-2008, 10:03   #11
Av.Bülent AKÇADAĞ

 
Varsayılan

Sayın Av_sibelll

İzah etmeye çalıştığınız konuyu, Yargıtay kararı ile güçlendirmeniz mümkün mü

Ben öyle olmadığı kanaatindeyim. 1989 yılında işe giriş bildirgesi verilerek çalışmaya başlanmış olsa ve akabinde sigortaları yatırılmazsa zamanaşımı işlememektedir. Ancak işe giriş bildirgesi verilmemişse hizmet sürekli de olsa söz konusu yılların hizmet tespiti yaptırılamayacağı kanaatindeyim. 506 sy. m.79 hükmü burda geçerli olacak ve 1989 yılına ait tespiti istenen hizmetlerin zamanaşımı süresi 1994 yılında son bulmuş olacaktır.

Alıntı:
T.C.

YARGITAY

21. HUKUK DAİRESİ

E. 2002/5605

K. 2002/6217

T. 26.6.2002

• HİZMET TESPİTİ DAVASI ( İşe Giriş Bildirgesinin Verilmesi Durumunda Beş Yıllık Dava Açma Süresinden Bahsedilememesi )

• HAK DÜŞÜRÜCÜ SÜRE ( Yömetmelikle Tespit Edilen Belgeler İşveren Tarafından Verilmeyen Sigortalıların Çalıştıkları Hizmetlerinin Geçtiği Yılın Sonundan Başlayarak Beş Yıl İçinde Dava Açması )

• DAVA AÇMA SÜRESİ ( Yömetmelikle Tespit Edilen Belgeler İşveren Tarafından Verilmeyen Sigortalıların Çalıştıkları Hizmetlerinin Geçtiği Yılın Sonundan Başlayarak Beş Yıl İçinde Dava Açması )

• İŞE GİRİŞ BİLDİRGESİ ( Bildirgesi Verilmeyen İşçilerin Beş Yıllık Hak Düşürücü Süre İçinde Dava Açabilmesi )

506/m.79

ÖZET : Yönetmelikle tesbit edilen belgeler işveren tarafından verilmeyen sigortalılar çalıştıkları hizmetlerinin geçtiği yılın sonundan başlayarak 5 yıl içerisinde dava açabilirler. Yönetmelikle tesbit edilen belgelerin ( işe giriş bildirgesi )verilmesi durumunda 5 yıllık hakdüşürücü süreden bahsedilemiyeceği açık seçiktir.


İyi çalışmalar.
Old 14-11-2008, 10:19   #12
av_sibelll

 
Varsayılan

Sayın Bülent Bey, bu konuda henüz bir yargıtay kararı bulamadım ama bu bilgiyi Doç Dr. Cevdet İlhan Günay' ın İş ve Sosyal Güvenlik Hukuku adlı kitabından aldım. Dediğim gibi eğer çalışma aralıksız olarak devam ettiyse hiçbir kesintiye uğramadıysa bu takdirde 5 yıllık süre işten ayrılam tarihine göre o yılın son gününden itibaren 5 yıl içerisinde işe giriş ve fesih tarihleri arasında ki sürenin tespiti istenebilir.
Fasılalı çalışma halinde ise işe giriş bildirgesi öncesi süreler için 5 yıllık hak düşürücü süre uygulanmalıdır.
Old 14-11-2008, 20:37   #13
yyln

 
Varsayılan

Alıntı:
1989 yılında işe giriş bildirgesi verilerek çalışmaya başlanmış olsa
Eğer sigortalı işe giriş bildirgesi verilmiş ve bu belgedeki sigortalı imzası da sigortalıya ait ise, sigortalı işe giriş bildirgesindeki tarihten önceki süreye ait tespit davasından netice alınması güçtür.
Öte yandan, sözkonusu işte sigortalı işe giriş bildirgesi verilmeden çalışılması da mümkün değildir. Çünkü, sigortalı işe giriş bildirgesi verilmemiş olsaydı, sigortalının bu güne kadar sigortalı sicil numarası da olmazdı.Sonuç olarak,sözkonusu olayda, 1989 yılına ait hizmetin tespiti istenebilir.Ancak, sigortalı işe giriş bildirgesindeki imza sigortalıya aitse, sigortalı işe giriş bildirgesinde yazılı olan işe başlangıç tarihinden önceki sürenin tespit davasından netice alınamaaycağını düşünüyorum.Selamlar..
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
hizmet tespiti davası ismail ünlü Meslektaşların Soruları 8 30-05-2009 15:02
Hizmet Tespiti damista Meslektaşların Soruları 1 27-12-2007 18:54
hizmet tespiti Av.Yüksel Eren Meslektaşların Soruları 16 20-04-2007 11:13
SSK hizmet tespiti Av.Ufuk Meslektaşların Soruları 6 07-02-2007 14:12


THS Sunucusu bu sayfayı 0,06213593 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.