devlet alacaklarnın yeniden yapılandırılması; biraz vergi, biraz ceza

sayın meslektaşlarım ve konuyla ilgili olan üyeler,

sahteliği ileri sürülen faturaları kullandığı iddiası ile asliye ceza mahkemesinde yargılanan müvekkil, diğer yandan vergi idaresi ile yeni yasaya uygun olarak anlaşmış, vergi mahkemesinde açmış olduğu itiraz davalarını geri çekmeyi kabul etmiş ve vergi borcunu taksitlendirmiştir.

bu yeni durumun ceza davasına olan (varsa) etkisi üzerine yorumunuz nedir? ve sizce alacağı taksitlendirilmiş olan hazinenin avukatının "hazinenin zarar görmüş olması nedeniyle katılma talebi" bu noktada itiraz görmeli midir?

şimdiden teşekkür ederim.

6111 sayılı kanunun 2.maddesinde Bu madde hükmünden yararlanmak isteyen borçluların maddede belirtilen şartların yanı sıra dava açmamaları, açılmış davalardan vazgeçmeleri ve kanun yollarına başvurmamaları şarttır denilmekte olup bu yapılandırmadan yararlananların vergi mahkemelerinde açmış oldukları davalar konusuz kalacaktır. Tarhiyatlar yapılandırmaya dahil edilecektir.Ceza Mahkemelerinde görülmekte olan davalarda ise Vergi Usul Kanununun 367 maddesine göre açılan dava kamu davası niteliğindedir. Ceza Muhakemelerinin temel ilkelerindan birisi Maddi gerçeği resen araştırma ilkesi olup İlkenin muhtevası. "Cumhuriyet Savcılığı ve Mahkemeler, maddi gerçeği kendiliğinden araştırırarak olayı aydınlatırlar. Tarafların talepleri ile bağlı değildirler (CMK 225/2). " şeklindedir. Bu hususları birlikte değerlendirecek olursak , 6111 sayılı yasadan yararlanıldığı mahkemelere sadece bilgi mahiyetinde bildirilebilir. Ancak mahkeme davayı esastan görmeye devam edebilir.Bu mahkemenin takdirindedir. Bu konuyla ilgili 6111 sayılı kanunda ve tebliğde bir açıklama yok. Kaçakçılık suçu işlenmişse idare zarar gören taraftadır ve davada idarenin temsil edilmesi gerekmektedir bu nedenle benim görüşüm hazine avukatının talebi itiraz görmeyecektir.
( daha önceki 4811 sayılı af yasasında ceza mahkemelerindeki davaların çoğu düştü diye biliyorum)

İşinize yarar umarım.4811 ile ilgili kazancıdan bulduğum yargıtay kararları.



T.C. YARGITAY 11. CEZA DAİRESİ E. 2002/12644 K. 2003/225 T. 11.3.2003

4811/m.14

213/m.359

765/m.59


ÖZET : 27.2.2003 gün ve 25033 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren 4811 Sayılı Vergi Barışı Kanununun 14. maddesi gereğince 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 359. maddedeki suçlar nedeniyle yeniden takdir ve değerlendirme yapılmasında zorunluluk bulunmaktadır.
DAVA : 213 Sayılı Vergi Usul Kanununa muhalefet suçundan sanık E.A.'ın yapılan yargılaması sonunda: 213 s. K. nun 359/b-1 ve TCK. nun 59. maddeleri gereğince 15 ay ağır hapis cezası ile mahkumiyetine dair Eskişehir Ağır Ceza Mahkemesinden verilen 16.10.2001 gün ve 2000/212 Esas, 2001/308 Karar sayılı hükmün süresi içinde Yargıtay'ca duruşmalı olarak incelenmesi sanık vekili tarafından istenilmiş olduğundan dava evrakı C. Başsavcılığının bozma isteyen 23.10.2002 tarihli tebliğname ile daireye gönderilmekle sanık hakkında tayin olunan cezanın nev'i ve miktarı itibariyle temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasına oybirliğiyle karar verilip duruşma usulen icra edildikten sonra incelenip gereği görüşüldü:
KARAR : Yüklenen suçun niteliği ve işlendiği tarih itibariyle 27.2.2003 gün ve 25033 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren 4811 Sayılı Vergi Barışı Kanununun 14. maddesi gereğince yeniden takdir ve değerlendirme yapılmasında zorunluluk bulunması, SONUÇ : Bozmayı gerektirmiş, sanık vekilinin temyiz dilekçesindeki itirazları ve duruşma sırasındaki sözlü ve yazılı savunmaları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan sair yönleri incelenmeyen hükmün bu sebepten dolayı CMUK.nun 321 nci maddesi uyarınca BOZULMASINA, 11.3.2003 gününde oybirliğiyle karar verildi.

T.C. YARGITAY 11. CEZA DAİRESİ E. 2003/13637 K. 2004/432 T. 9.2.2004

•213/m.359/a-2

4811/m.14

ÖZET : Defter ve belgeleri gizlemek suçunun işlendiği tarih nazara alınarak Vergi Barışı Kanunu uyarınca yeniden takdir ve değerlendirme yapılmasında zorunluluk vardır.
DAVA : 213 Sayılı Vergi Usul Kanunu'na muhalefet suçundan sanık K.E.nin yapılan yargılaması sonunda; 213 Sayılı Yasa'nın 359/a-2 ve TCK.'nun 59. maddeleri gereğince 5 ay hapis cezasıyla mahkumiyetine dair İzmir 6. Asliye Ceza Mahkemesinden verilen 10.12.2002 gün ve 2001/1325 Esas, 2002/989 Karar sayılı hükmün süresi içinde Yargıtayca incelenmesi sanık vekili tarafından istenilmiş olduğundan dava evrakı C.Başsavcılığının bozma isteyen 10.10.2003 tarihli tebliğnamesi ile daireye gönderilmekle, incelenerek gereği görüşüldü:
KARAR : Yüklenen defter ve belgeleri gizlemek suçunun niteliği ve işlendiği tarih itibariyle 27.02.2003 gün ve 25033 Sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 4811 Sayılı Vergi Barışı Kanunu'nun 14. maddesi uyarınca yeniden takdir ve değerlendirme yapılmasında zorunluluk bulunması,
SONUÇ : Bozmayı gerektirmiş, sanık vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan sair yönleri incelenmeyen hükmün bu sebepten dolayı istem gibi CMUK.'nun 321'nci maddesi uyarınca BOZULMASINA, 09.02.2004 gününde oybirliğiyle karar verildi.