Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Mirasçinin Gereksinimi Nedeniyle Tahliye Talebi

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 19-07-2022, 16:09   #1
Av. Kader DEMİR

 
Varsayılan Mirasçinin Gereksinimi Nedeniyle Tahliye Talebi

Merhabalar meslektaşlarım, benzer konulardaki forumları okudum ancak netleşemedim ne yazık ki. düşüncelerinizi paylaşabilirseniz sevinirim.
müvekkilin babası 2018 de vefat ediyor.4 daire miras kalıyor. murisin eşi ve 3 çocuğu mirasçı durumunda.
müvekkil-Mirasçı yurt dışında yaşarken temelli olarak Türkiye ye dönüş yaptı.
kira kontrat başlangıç tarihi Ağustos 2014. bir mirasçı hariç diğerleri birlikte Mayıs 2022 de kiracıya Mirasçı A nın gereksinimi sebebiyle tahliye talepli İhtarname çekiyor.
Soru 1: Tahliye talebi bölünebilinir mi, tüm mirasçıların ihtarname süreci de dahil birlikte hareket etmesi gerekmez miydi
Soru 2- dava açılabilmesi halinde yalnızca taşınmazı kullanacak ihtiyaç sahibi mirasçının dava açması doğru olur mu. Tüm mirasçılar birlikte dava açması gerektiğinden davanın reddi söz konusu olabilir mi? zira mirasçılardan birine ulaşamıyoruz.
Ek Bilgi taşınmazların paylaşımı henüz yapılmamış.
çözüm öneriniz ne olur böyle bir olayda. şimdiden çok teşekkür ederim
Old 21-07-2022, 10:54   #2
Yücel Kocabaş

 
Varsayılan

Elbirliği mülkiyetinde, mirasçıların gerek ihtar ve gerekse davanın açılmasında birlikte hareket etmesi gerekir. İhtarın mirasçılardan biri tarafından yapılıp davanın da birlikte açılmaması halinde dava hemen ret edilmez. Diğer mirasçıların icazetin sağlanması için süre tanınır. Diğer mirasçılar ihtara ve davaya muvafakat ederse davaya devam edilir. Aksi halde terekeye temsilci atanması sureti ile davanın yürütülmesi imkanı vardır. Diye düşünüyorum.

T.C.
Yargıtay
3. Hukuk Dairesi
Esas No.: 2017/9136
Karar No.: 2018/2146
Karar tarihi: 07.03.2018


Taraflar arasındaki kiralananın tahliyesi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacılar tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacılar; davalı ile dava dışı mirasçılardan ...arasında 06/01/2011 başlangıç tarihli kira sözleşmesi imzalandığını, süresinde keşide edilen ihtarname ile ihtiyaç nedeniyle kiralananın tahliye edilmesini davalıya bildirmiş olmalarına rağmen tahliyenin gerçekleşmediğini, Türk Borçlar Kanunu’nun 350. Maddesi gereğince şahsi iş yeri ihtiyacına binaen kiralananın tahliyesine karar verilmesini talep etmişlerdir.
Davalı; ...ile aralarında imzalanan sözleşmenin geçerli olduğunu, davacıların dava açma ehliyetlerinin bulunmadığını, ayrıca ihtiyacın gerçek, samimi ve zorunlu olmadığını belirterek davanın reddini dilemiştir.

Mahkemece; miras ortaklığında tahliye davası açıldığında ihtarın bütün mirasçılar tarafından çekilmesi ayrıca davanın mirasçıların tamamı tarafından açılması gerektiği halde bu gerekliliğin yerine getirilmediği ve sonradan da ikmal edilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacılar tarafından temyiz edilmiştir.

MK’nun 640/2.maddesine göre “mirasçılar terekeye elbirliği ile sahip olurlar ve sözleşme veya kanundan doğan temsil ya da yönetim yetkisi saklı kalmak üzere, terekeye ait bütün haklar üzerinde birlikte tasarruf ederler.”

İştirak halinde mülkiyet diğer bir deyişle elbirliği mülkiyetin esasında, iştirak halinde mülkiyeti meydana getiren kişilerin hepsinin bir arada hak sahibi olmaları yeralır. Bu mülkiyette malikler paydaş değil, ortaktır. Tüzel kişiliğe sahip olmayan bu ortaklıkta, hakkın süjesi ortaklık olmayıp bir bütün halinde elbirliğiyle hareket etmek zorunda olan ortaklardır (MK. md. 640/1). Ortaklar arasında zorunlu dava arkadaşlığı vardır.

Davada, iştirak halinde mülkiyetin gereği miras yoluyla terekeye dahil olan taşınmaz ile ilgili ihtiyaç nedeniyle tahliye talebi ortaklardan birkaçı tarafından dava edilmiştir. Mirasçıların bir kısmı tarafından dava açılması nedeniyle mirasçılar kendi açtıkları bu davayı yalnız başına yürütemeyeceğinden davanın bütün mirasçılar ile birlikte yürütülmesi gerekir. Bu durumda mahkemece, açılan iş bu davanın görülebilmesi için diğer mirasçıların davaya katılmalarının sağlanması veya MK.640/3 maddesi gereğince terekeye temsilci tayin ettirmesi için davacılara uygun bir süre vermesi gerekir.

Eğer diğer mirasçılar davaya katılmaz ve yazılı muvafakat da vermezler ise bu durumda davayı açan mirasçıların terekeye bir temsilci tayin ettirmesi gerekir (MK.640/3). Terekeye atanan temsilci, bir kısım mirasçının açtığı davaya icazet verirse davaya tereke temsilcisi tarafından devam edilir. Terekeye temsilci atanması ve tereke temsilcisinin davaya devam etmesi halinde de, ayrıca diğer mirasçıların davaya katılmalarına veya muvafakatlarının alınmasına gerek yoktur.

Davayı açan mirasçılar, kendisine verilen kesin süreye (HMK md. 94) rağmen diğer mirasçıların davaya katılmalarını veya muvafakat etmelerini sağlayamaz ve terekeye temsilci de tayin ettiremez veya terekeye atanan temsilci davaya icazet vermezse davanın reddine karar verilir.

Somut olayda, dava konusu taşınmazın davacıların murisi ... adına kayıtlı olduğu, muris ...’nın 2006 yılında vefatı ile geriye mirasçısı olarak ..., ... ve ... ile dava dışı ...ve ...’nın kaldığı, davaya konu taşınmaza ait kira sözleşmesinin ise mirasçılardan ...ile kiracı-davalı arasında 06.01.2011 tarihinde imzalandığı, davanın ise mirasçılardan ..., ... ve ... tarafından açıldığı anlaşılmaktadır. Mirasçılardan ...ve ...’ın davaya iştirakleri ya da muvafakatları sağlanmamıştır. Bu nedenle, taraf teşkilinin sağlandığından söz edilemez. Bu durumda Mahkemece; davacılara süre verilerek dava dışı mirasçıların davaya icazeti yönünden beyalarının alınmasının veya MK’nun 640/3. maddesi gereğince terekeye temsilci tayin ettirilmesinin sağlanarak oluşacak sonuca göre davaya icazet verilmesi halinde davanın esası hakkında karar verilmesi, aksi halde muvafakat sağlanamazsa davanın reddine hükmedilmesi gerekirken; yanılgılı değerlendirme ile dava şartı olmayan ihtarnamedeki eksikliğin sonradan ikmal edilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince davacılar yararına BOZULMASINA, ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK'nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 07.03.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Old 21-07-2022, 16:26   #3
Av. Kader DEMİR

 
Varsayılan

çok teşekkürler cevabınız ve paylaşımınız için Yücel bey.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Yeni malikin gereksinimi nedeniyle BK 351/2'ye dayalı tahliye davası Av.42 Meslektaşların Soruları 1 20-09-2017 19:44
temerrüt nedeniyle tahliye davasından sonra iki hakli ihtar nedeniyle tahliye avukat152 Meslektaşların Soruları 3 12-06-2013 10:36
temerrüt nedeniyle tahliye & iki haklı ihtar nedeniyle tahliye ultimatemaster Meslektaşların Soruları 3 06-03-2012 18:26
tahliye talebi _ ihtiyaç nedeniyle soner.a Meslektaşların Soruları 1 16-04-2010 00:54
Kiralayanın Kusuru Nedeniyle Erken Tahliye Ve bu tahliye nedeniyle zararların tazmini hakkaniyet_ Meslektaşların Soruları 5 15-10-2009 14:30


THS Sunucusu bu sayfayı 0,13268089 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.