Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Borcun Olmadığının tespiti

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 03-11-2007, 21:36   #1
av.nergis

 
Varsayılan Borcun Olmadığının tespiti

Merhabalar. Borcun olmadığının tespiti için açmış olduğumuz bir davada isim ve soyisim benzerliği nedeniyle borcu olmayan müvekkil adına TEDAŞ Şanlıurfa Müessese Müdürlüğü tarafından 2004 yılında 16.000,00 YTL'lik borç tahakkuk edilmiştir. Davalı kurum, cevap dilekçesinde Şanlıurfa Müessese Müdürlüğü 'nün tüzelkişiliği olmadığından ve kurumun merkezinin Diyarbakır'da olmasından bahisle davanın yetki yönünden reddini istemektedir. Acaba Şanlıurfa Müessese Müdürlüğü'nün tüzelkişiliği var mıdır? Ayrıca borç 2004 yılında tahakkuk edilmiştir ve davalı taraf bunun haksız fiil olduğunu iddia ederek BK madde 60 gereği 1 yıllık zamanaşımı olduğunu iddia etmektedir. BK 60'ın burda uygulama alanı var mıdır?Teşekkürler.
Old 04-11-2007, 12:30   #2
Ersin KUŞ

 
Varsayılan

Madde 17Hakiki veya hükmi bir şahsın muhtelif mahallerde şubeleri bulunduğu takdirde o şubenin muamelesinden dolayı iflas davası müstesna olmak üzere o şubenin bulunduğu mahalde dahi dava ikame olunabilir. Şirket ve cemiyetlerin ve tesislerin kendi işlerine mütaallik olmak üzere azası aleyhine ve azanın bu sıfatla yekdiğeri aleyhlerine ikame edecekleri dava bu şirket, cemiyet veya tesisin ikametgah addolunan mahal mahkemesinde bakılır.

Tedaş hükmi bir şahıstır ve muhtelif mahallerde şubeleri mevcuttur.Bu madde hükmüne göre,borç Ş.Urfa müessesesi tarafından tahakkuk ettirildiği için yetkisizlik itirazı yerinde değildir.

Zamanaşımı konusu ile ilgili olarak, menfi tespit davası İİK m.72'de düzenlenmiş olup bu maddede özel zamanaşımı süresi belirlenmemiştir.Bu nedenle genel hükümler uygulanır. BK Madde 125 – Bu kanunda başka suretle hüküm mevcut olmadığı takdirde, her dava on senelik müruru zamana tabidir.
Madde 128 – Müruru zaman alacağın muaccel olduğu zamandan başlar, alacağın muacceliyeti bir ihbar vukuuna tabi ise müruru zaman bu haberin verilebileceği günden itibaren cereyan eder.

Kolay gelsin...
Old 04-11-2007, 20:02   #3
Av.Ergün Vardar

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY
21.Hukuk Dairesi
Esas: 2003/9451
Karar: 2003/9451
Karar Tarihi: 10.11.2003
ÖZET: Müesseseler yukarda belirlendiği üzere bağımsız hareket edebilen sermayeleri bulunan yetkili organları gösterilen tüzel kişilerdir. Bu tüzel kişilerin faaliyet alanlarında ki olaylar nedeniyle aleyhlerine açılacak davaların yetkili mahkemelerde görülmesi ve yasal hasım gösterilmeleri zorunludur. Bu nedenle, davanın husumet nedeniyle reddi gerekirken işin esasına girilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
(818 S. K. m. 41, 55) (1086 S. K. m. 438) (233 S. KHK. m. 3, 15)
Dava: Davacılar, murisinin iş kazası sonucu ölümünden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemişlerdir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalılardan TEDAŞ Gen. Müd. vekili tarafından duruşmalı, DSİ Genel Müdürlüğü vekili tarafından duruşmasız olarak temyiz edilmesi üzerine ve Tetkik Hakimi M. Balcı tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan ve temyiz konusu hükme ilişkin dava, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438. maddesinde sayılı ve sınırlı olarak gösterilen hallerden hiçbirine uymadığından Yargıtay incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasına ilişkin isteğin reddine karar verildikten sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi:
Karar: 1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre davalı DSİ'nin sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2- Davalı Tedaş Genel Müdürlüğü'nün temyizine gelince;
Davalı Elektrik Dağıtım Müessesesinin bulunduğu Amasya Tedaş Dağıtım Müessesesinin tüzel kişiliği bulunduğu gerekçesi ile husumet itirazında bulunmuştur.
Gerçekten 233 sayılı KHK'nin 15.vd. hükümlerine göre sermayesinin tamamı devlete ait teşebbüsler işletmelerini müessese olarak teşkilatlandırabilirler. Bu kuruluşlar statülerin ticaret sicillerine kayıt ve ilanı ile tüzel kişilik kazanırlar. Müesseseler tüzel kişiliğe sahip olduktan başka 233 sayılı KHK'nin saklı tuttuğu hususlar dışında özel hukuk hükümlerine tabidir. Sorumlulukları sermaye ile sınırlı olup organları yönetim komitesi ve müessese müdüründen oluşur. Bu organlar teşebbüsçe tespit edilen esaslara göre müesseseyi yönetir. Komitenin aldığı kararları ise müessese müdürü yerine getirir ve müessesi temsil eder.
Dava konusu olayda davalı TEDAŞ A.Ş'.nin 15 Eylül 1993 günlü 21699 Sayılı resmi gazetede yayınlanan Bakanlar Kurulu kararlıyla 233 Sayılı KHK'nin 3.maddesine göre TEK Kurumundan ayrılarak 2 ayrı iktisadi Devlet Kuruluşu olarak kurulduğu, ayrıca 26 Ocak 1994 günlü 21830 Sayılı Resmi gazetede yayınlanan ana statüsü ile organlarının görev alanının belirlendiği 4 Mayıs 1994 gününde tescilinin yöntemince yapılıp ilan edildiği görülmüştür.
Öte yandan bir iktisadi Devlet Kuruluşu olan davalı TEDAŞ'ın yöntemince müesseseleri oluşturduğu ve dava konusu olayda iş kazasına uğradığını iddia eden işçinin mensubu olduğu müessesenin 9.7.1994 tarihinde Amasya ilinde kuruluşunun tescil edildiği ve ilanının yapıldığı anlaşılmaktadır.
Müesseseler yukarda belirlendiği üzere bağımsız hareket edebilen sermayeleri bulunan yetkili organları gösterilen tüzel kişilerdir. Bu tüzel kişilerin faaliyet alanlarında ki olaylar nedeniyle aleyhlerine açılacak davaların yetkili mahkemelerde görülmesi ve yasal hasım gösterilmeleri zorunludur. Bu nedenle, davanın husumet nedeniyle reddi gerekirken işin esasına girilmesi usul ve yasaya aykırıdır.HGK.'nun 2000/21-1678 E., 2000/1763 K. sayılı kararı ile de yansıyan görüş bu yoldadır.
O halde, temyiz edenlerin bu yönleri amaçlayan itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
Sonuç: Hükmün bu nedenlerle BOZULMASINA, bozma içeriğine göre sair hususların incelenmesine yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde davalı TEDAŞ Gen. Müd.'ne iadesine, aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz edenlerden davalı DSİ'ye yükletilmesine, 10.11.2003 gününde oybirliği ile karar verildi.(¤¤)
Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları
**************************************
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
delil tespiti dilekçesi ile taraf tespiti istenebilir mi erdal7 Meslektaşların Soruları 12 03-03-2010 22:41
trafik kazasında kusur tespiti için açılan davada tanıksız delil tespiti difensore Meslektaşların Soruları 0 03-10-2007 12:23
alacaklının borcun ödenmesine yanaşmaması serkan karaoğlu Meslektaşların Soruları 1 27-08-2007 17:34
icra takibinde borcun sebebi mnokay Meslektaşların Soruları 5 12-06-2007 20:34


THS Sunucusu bu sayfayı 0,02842689 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.